25 Mart 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

25 Mart 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÖkIa ANADOLU —3 WT Bergamada bir haftalık ,C’”-' EASA| — Kermes bayramı 48 251531937 AHKEMELERDE Köy muhtarı silâh atarken görülmü Rüşvet Zengin bir program hazırlandı. B* KA N bi D> Geçenlerde Pariste, bir at .. . 4 i Fakat bir şahidin tâzyik edildiği | <svikkancini “üyme s4n | Köy bayramları iyi g_eçtl: ae Paris başpiskoposuna, cams bazhane müdürü tarâfindari bir fil yavrusu hediye edil'di- Şini ve zavallı papazın, filin fif musiki, Akşam : Saat 18,30 Dans musikisi, 19,30 Konferans (Re- Ked N iddia edilmektedir sinde devam edilmiştir. Trab: zon Âğirceza mahkemiesince Seferihisâr kazasının Kavak. dere köyünden Hasanı öldür: mekle maznun köy mühtarı İsmailin mühakemesine dün şehrimiz Ağırceza mahkeme- E ZC TLRKALA A YUAD TC Halkevi köşesi Son dövir edebiyatı hakkinda konferanö 1 —Dil, tâarih, edebiyat komitesinin verdiği karar üze- rine son devir. Türk edebi: yatı hâkkımda yapilacak kön: feranslardan birincisi kız hisesi direktörü B. Necimeddin Onân tarâfindün 25/3/937 tarihine rastliyân perşembe günü saat 18 de verilecektir. 2 — Geçen yıl olduğu gibi ilk tabsili bitirmiyen vatandaş- lara ilkokulu bütünleme küts: ları açılacaktir. Bir fisan per: şembe günü derslere Eştef- paşada Tınaztepe, Tepecikte Şehid Fadıl ve Araptırını cad: desinde Dumlupınar - ilkokuk larıhdâ başlanacaktır. Kayde- dilmek — istiyenler pazaraan başka her gün Dumlupınar okulu başöğretmenliğine mü- racaatları. (Okul telefon No. 3473 tür.) 3 — Halkevi hâlk dersane- leri ve kurslar kemitesinin kararile bu yılda Fransızca, ngilizce ve Almanca kursları açılacakfır. Detklere bir nisan perşem- be gününden — itibaren başla- Nacağından kaydedilmek isti- Yenlerin pazardan başka her Dumlupnar ökulu başöğret- Menliğine müracaatları. 4 — Halkevinde resim ama- törlerinin çalışmaları için her levazımı — tamam - bir. resim Bölyesi açılmıştır. Heveskâr Bençlerimizin her gün Halk- Evindeki —atölyede — çalışma- !'llı gelmeleri ve yaptıkları işleri gene Halkevi tarafından Seçilen kıymetli tesim öğret- Metleri tarafından — haftanın Sümartesi ve çarşamba gün- leri düzeltmelerde bulunacak- lri'temin edilmiştir. $ — 25 mart 937 perşem- be günü saat 16 da küyeülük Hubesinin — komite toplantısı Vardır. 6 — 25 mart 937 perşem- be günü 'sant 16,30'da kitap- İ ve yayın komitesinin vardır. -102. Düşmüştü: — Fakit kulunuzun - hakiki h Petrodur. Zeliha bir çığlık attı: hiıx Demek sen, bir casus, * hain ve bir alçak olarak 5% evimize kadar sokuldun vle mi? Hayır Sultanım, haşâl.. Vazife alarak.. , Seliha, hiddetinden, yesin: 4 kendini alamadı, Petronun Z bir avuç tükrük sa- - na Büyük Korsan Romani Yazan; M. Ayhan, Faik istinabe suretile ifâdesi ahiimiş olan şâhid Bay Kemâliri mâz- but ifadesi okunmuştur. Bây Kemal, — kâtilin köy Muhtarı İsmail olduğunu şahitletden Abdurrahmandan işittiğini bil- | dirmiş ve demiştir ki: | — Abdürrâliman, Benim ve daha üç kişinin yanında muh- târ İsmaili silâh atarken gör- düğünü söyledi. Mazütmi İstisil, şahid Ab- b durrahmanın - tazyik görmek süretile kendisi aleyhinde ifa- de verdiğini iddi& etmişti. Şa- | kid Bay Kerhal ifadesinde: — Abdürraliman tatyik gör- | memiştir ve büna delâlet eden bir vaziyeti yoktu; Demiştir. Maznun - İsmâil ise gehe tâzyik meselesinde ısrar et miş ve —bunu bilen üç şahi- din isimlerini mahkemeye ver- miştir. Mahkem& heyeti, bu şahidlerin ifadelerinin Seferi- hisar mahkemesi - vasstasile istinabe — suretile alınmasını kararlaştırımiş ve muhakemeyi talik etmiştir. Değirmendaâğı cina- yeti davası Siyah saplı bıçak aranıyor Değirmendağında manifatu- racı Bay Muammeri öldürmek ve belediye — tahsildan Bay Ragıbi. yaralamakla —maznun Şaban oğlu Laz Yaşarın mu- hakemesine şehrimiz Ağırceza mahkemesinde devam edilk- miştir. Geçen muhakeme celsesin- de suç esnasında kullanılan siyah saplı biçağın adliye emanet — dairesinden — celbine karar verilmişti. Halbuki mah- kemeye gönderilen bıçak be- yaz saplı idi ve emanet da- iresinden gelen tezkerede bu bıçaktan başka bıçak - buülün- madığı bildiriliyordu. Saoçlu vekili zabıt varaka- sında yazılı bıçağın siyah sap- h ve otuz santim uzunluğun- da gösterildiğini söylemiş ve hakka tesiri olacağı için bu bıçağın mahkemece buldurul- masını — istemiştir.. Mahkeme heyeti, bıçağın araştırılıp bul- durulmasına karar vermiş ve muhakemeyi bir sonraya talik etmiştir. Mariya bir kahkaha attı. Petro sapsarı kesildi ve elini hançerine uzattı. Zeliha bu hareketi görmüştü. — Vur > diye bağırdı - na- sıl olsa vurmuş sayılırsın. De- naetini tamamla! Ve Mariyaya döndü: — Ne kahramanca işler ya- :yloıınuşıun meğer Yunanlı zl. Mariya hiddetlenmedi, ağır bir sesle: Frses ı"“'h / davasım kazan- "dılui ve ynv-lu_ıh._ Ze_î'ışıı | 8 pt Köttumuna, gövdesine, bacak- latmar Baka Baka: pacağım; Diye Kara kara düşünmeğe başladığın yazmıştım. “Ulus, mizde bunun baâşkâ çe- şidini okudum: İstibdatt devrinin - valilerin: den biri de, bir kimseden he- diye almayınca işini görmez- rilir, o da rüşvetçi valiye su- narmış. Hediye edilecek şe- yin de, üesetâ işini Şördüre: cek adamın memlsketinin ye- tiştirdiği &n kiymetli şeylerden olması lâzım imiş. tındaki bir paketi kâhyaya ne görsün: Kefenlik kütüaş. — Bu da ne?.. — Ne olacak, valimize he- diye? — Fakat bu nesne, kefen: Tik kumaş. — Ne yapalım, bizim ka- zanın da kefentlik kürüüşı ineş- hurdur. . Kâhya, valinin çıkmmış: — Paşam -demiş- bir adam geldi; hediye olarak iki - top kelenlik bez getlirdi. Artık ölür müsün, öldürür müsün?. “Ulus,, relikimiz, “ölür müsün, öldürür müsün, tabirinin bu nükte içinde dilimize girdiği- ni de yazısına ilâve ediyor. Hoşuma gitti, ben de nak- lettim. Şu, rüşvetin ne suretle ve nerede, kimin elinden in- sanlık tarihine karışltığımı bil- miyorum.. Fakat ilk defa rüş- vet veren ve alan kimler ise, bütün hayat boyunca, cemi- yetlerin biribirine bulaştıra- cakları ve devredecekleri be- Tâlı ve rezilâne bir miras br rakmışlar, demektir. Rüşvetin çeşidi de vardır. Tarihlerde, bir çift bakış, bol bol bir rüşvet oyunu oy- namıştur. Bir ateş buse, bir manidar mektub keza.. Benim, uzak akrabamdan bir iltiyar vardı. İstibdad zamanında şark vilâyetlerinde müfettiş iken bir meselenin >tahkikine memur edilmiş. Hakkında tahkikat yapıla- huzuruna adasına gökten zenbille düşe- cek değildim şüphesiz.. Her halde, 'bir plân kuracaktım, değil mi yal. — Evet, namuşkârane bir plân.. Merdçe bir plân.. Aşkol- sun.. Yeter, artık dinliyemiye- ceğim. Beni hangi çukura ata- caksanız, söyleyin de tayfaların beni oraya götürsünler, Mariya korsanlara bir işaret daha fırlattı. Zeliha yürüdü. Petronun yanından geçiyordu. | Durdu, gözlerinin içine dik dik baktı.. Sonra elini kaldırıp | yıldırım gibi bir hız ve şiddetle Petronun - suratının sağ tarafına indi. Tokat, dehşetli bir ses vermişti.. Petro, bu darbe altında sen- — Ben şimdi. bunu ve ya- | miş. Bu kediye, kâhyasına ve Bir gün kâzalardan biradam: cik gelmiş ve koltüğünün alı sünmuş. Kâhya paketi açıncaı Bergamanın Zey: Borgama” Vlüsüsi) Bayramı olarak k telif yerlerinde şenli mıştır. Önbeş, — yirmi y birleşerek yaptığı Bbu şenlik- ler, köy bayramının caşgun bir surette tesid edilmesini mucip - olmuştur. 28 köyü Sancı köyünde toplanması ve Bergama merkezine bağlı köy- lerin şenlik merkezi oluşu bu köyde büyük? bir halk kütle: sinin bulunmasına sebebiyet ver- miştir. Bayram milli oyunlarla, görüşmelerle, köy kanununun köylere verdiği hak ve vazi- felerin ehemmiyetini anlatan söylevlerle çok istifadeli geç- cak zat, amirlerden biri.. Tah- kikatın mevzuu da - rüşvet.. Bir gün, kendisine tahsis edi- len dairede çalışırken — kapı çalınmış; bir kadın girmiş içe- iriye.. Siyah çarşaflı, levend. . her tarafından gençlik, kadın- lk ve koku fışkıran !bir çar- şaflı.. Peçeyi açmış ve bizim rahmetli, 'bulutlar ) arasından bir mehtap görür gibi olmuş. Kadın kendini - tanıtinış: O âmirin karısı.. Kadın allem Skallem etmiş, kocası hakkın- daki tahkikatın örtbas edil- Tııc’ıiı'ıî'isl;mi' ve rüşvet ima Yeylemiş. Bizimki: — Hanım, hanım - *demiş- ben - bildiklerinden değilim, rüşvet kabul etmem.. Kadın ateş gibi gözlerle bizimkini süzmüş, gülümsemiş: — Öyle değil -demiş: rüş- Gvet karşınızda duruyor.. Uzatmıyayım, bizimki onu da reddetmiş. Sahih, yalan' bilmem. Rahmetli, refikasına takılacağı vakil: — Yahu -derdi- ben öyle bir rüşvet elmasparesini red- dettim de gene kendimi sana beyendiremedim. Çimdik divenden inerken, Petrortun: — Kahpe, vuür bakalım!.. Seni kucağıma aldığım daki- kada görürsün! Diye bağırdığını duydu ve titredi. Mariya, Zelihanın bu hare- | keti karşısında biraz şaşalamış ve hiç bir şey söyliyememişti, O kaybolunca, — yuvarlandığı | yerden * doğrulmağa — çalışan | Petronun sersemliğine ve hali- ne bakarak kahkahalarla güldü: — Petro *dedi- korkarım ki sen bu dişi kurdu ele geçire- | miyeceksin. Türk' kizı, umdu- ğümuzdan çok sert.. — Ben ona yapacağımı bi- lirim kaptan! — Şimdilik'hiç bir şey yap- mak olmaz Petro.. O, benim | Karşı iyi | * yrgln İrişesAr SİYEiİRİ ven! ağı nahiyrsinde köy boyramı Kozak yaylasından bir görünüş vakitlere kadar eğlenilmiştir. Bu meyanda Zeytindağ na- hiyesi bayramı da çok parlak olmuştur. Bergama, (Husust) — Ber- gamada 22 mayısta başlayıp bir hafta sürecek olan yedi eğlencelerine - (Kermes) adi verildi. — — İlbay Fazlı Güleçin yüksek | duyuşlarile meydana gelen bu hareket, son günlerde kat'i bir program içine girmiş ve hazırlıklara başlanmıştir. Tertip olunan bir broşür basılmak üzeredir. Akropolün onbeş bin kişi- lik tiyatrosunda İstanbul şehir Hiyatrosu Üüç temsil verecek ve bunların klâsik oyunlardan olmasına — itina — edilecektir. Kalkan — oyunu, * cirid oyanu, | ok atma, değnek kaldırma gibi milli sporlar da yapılacaktır. Bir gün, Bergamanın nahi- yesi olan Kozağa gidilecek, milyonlarca çam ağaçları al- tında eğlenilecektir. Burada, meşhur Bengi ve dağlı oyun- ları oynanacak ve fıstik top- lamada kullanılan (Keye ) ile yüksek ağaçlerin birinden di- ğerine geçme hareketleri ya- pılacaktır. Diğer bir gün, çıkıt limanı vermiştiniz ki... — Korkma, sözümde duru- yorum.. Onu, nihayet —sana vereceğim.. Haydi, biraz yalnız kalmak isterim.. Güvertede yalnız kalmıştı. Şafak söküyordu. Güneşin do- Şacağı yerde şellal bir sarılık peyda olmuştu. Deniz, derin bir sükünet içinde idi. Hava- nn güzel olacağı muhakkaktı. Mariya, kendisinin her zaman oturduğu bir köşeye oturdu, | mavi gözlerini ufuklara çevirdi. | Kendisini çok bedbaht görü- yordu. Fırtına Aliyi seviyordu. Hermn de bu aşkın gün geçtikçe, | kalbindeki alevlerini ve ateşini arttırdığı görülüyordu. C— Ah - diye mırıldandı - U — Fakat kaptan, bana söz | mevzulu, 20 Bay Sadi ve an kadaşları taranından Şark mu- sikisi, 20,30 Bay Ömer Riza — tarafından — Arapça — söylev, 20,45 Bayan Sahye ve arka. — daşları taralından Şark müsi kisi, 21415 Stüdyo Örkestrası, 22,15 ajans ve borsa baberleri, 22,30 Plâkla Sololar, Ankara radyosu Gündüz: Saat 12,30. 13,30 Halk türküleri, hafıf musiki, havadis. ve haberler. Akşam; Saat 17,30 İükilâp — dersleri, 18,30 hafıf müsiki; 19 Şark musikisi, 1930 Saxt ayatı ve Arğpça havadisler, 19.45 Şark yatsikisi, 20 Kön ferans, 20,30 Stüdyo orkest- rası, 21 ajans haberleri, 21,30 plâkla sololar. Belgrad radyosu Saat 20,45 te Türkçe neş- riyat, Ödemiş haşeresi —— 101 a— Mücadele üç sene sürecek. Manisa bağlarına zarar ve- receği anlaşılar Ödemiş haşe- resile mücadele edileceğini yazmışltık. Ziraat Vekâleti, Ma- nisa bağ mıntakasında yaz ve kış mücadelesine üç yıl devam edilerek bu haşerenin tama- men imhasınt kararlaştırmıştır. Yaz mücadelesi hazırlıklarına öşökeadei l başlanmıştır. Bunun tanbuldan yedi ton Arsenikli kurşun — getirtilmek — üzeredir. Bu ilâç gelince Manisaya gön- - derilecektir. Ödemiş haşeresı, üzümlerin içini yiyen ve kabuklarını bira- kan, bu suretle nefis üzümle- rimiz arasında görülen, kara- böce denilen kara belâyı vü- cude getiren zararlı bir ha- şeredir. Kuzu hırsızlığı Menemen — kazasında Bay Bahrinin bir kuzusunu Ahmed oğlu - Abdullah ve Halim oğlu Mehmed yakalan- mışlardır. aa geee SÜD eee eee B RRE olan ve Bergamanın tarihi iskelesi bulunan Çandarlıda ve Dikilide deniz eğlenceleri yapılacaktır. Bergamanın çok güzel ba- harını yaşıyan buügünler, ta- rihin varlıkları içinde emsalsız tezahüratla geçirilen günlerden olacaktır. Onun esiri, cariyesi, her şeyi olmağa razı idi. Onun - kahra- manlığının dibinde, onun alev- ler savrulan gözlerinin karşı- sında vaşamak, ne saadet ola- caktı? Birdenbire bu düşüncesin- den sıkılır gibi oldu: — Mariya, Mariya - diye mırıldandı- aklımı başına toplal! Aşk için bu kadar rezalet ih- tiyar edilmez. Sen, babanin kızı olacaksın.. Aşkını, icabın- da kalbini kendi elinle han- çerliyerek üp —atmalısın.. Onun önünde diz çökmek sa- na yakışmaz Mariya! > Korsan kız, 'bu suretle kendi manevi varlığını ve izzeti nef- v li YS T F AT Y SA A AA OY PN L LO VErin fiy İ efir Teki AĞ D 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: