15 Nisan 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 1

15 Nisan 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yirmialtıncı yıl No. 7193 Perşembe 15 INİSAN?'9'37 Başvekilimiz Bosnaya, ora- Hergün sabahları çıkar, siyasal gazeledir. Türkiye güzel san'atlar sergisi Belgradda merasimle açıldı ——— dan da Dalmaçya sahil- lerine gitmişlerdir İsmet İnönü, dün Belgraddaki tayyare fabrikasını Ziyaret ettiler ve icab eden izahatı aldılar Bosnadan bir manzara Belgrad, 13 (AÂA) — Âk- Şam gazeteleri,(bu sabah Op- ıfnılı makberesindeki mera- sim hakkında geniş tafsilât Vermektedir. . Türkiye Başvekili İsmet İn- önü ve Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras bu &abah 'Oplenatza giderek büyük kral Alabenndean — masamı Zafinda hürmet ve huşu ile eğilmiş- lerdir. tarafta hissiyat şu merkezde- diır ki, iki Başvekil bu görüş- meleri esnasında vaktile sağ- lam temelleri iki büyük Şef Kamâl Atatürk ve Kral Alek- sandr tarafından — atılan tesa- müd siyasetini takviye edecek- lerdir., Politika gazetesi ise diyor ki: w'_(_;çn_q_ıl İsmet İnönünün çerçevesi dahilinde yapıcı si- yeti genişletmek hakkında Yu F Atatürk)| İle Prens Pol arasında dostluk telgrafları teati edildi Ankara, 13 (A.A.) — Başve- kil İsmet İnönünün Belgrad se- yahati doluyısile Yugoslavya kral naibi Ahes Rotyal Prens Pol ile Türkiye reisicumburu Atatürk ara. sında şu telgraflar teati edilmiştir: Ekselâns Türkiye reisicumhuru Ankara Başvekilinizi büyük bir mem- nuniyetle — şimdi kabul ettim Kendisinin buradaki bulunuşunu ne kadar takdir ettiğimizi bilhassa arzetmek isterim. Samimi y val bulmaz - domluğuma” inanma- Hazı Tica ederim. Pel Ahtest Roayal kral naibi Pol Belgrad Başvekilimin — şahsi dostum kalıraman kral Aleksandrın lâye- yemut eserlerine sabne olan güzel payitahtımızda bulunuşu hakkında Altes — Roayalinizin — ihtisaslarım ssayelaman aç —ERae ve seval bulmuz destluğuma inan- malarını rica ederim. mahaf ilde rağmen sanıldığına göre Dr. Şahtın mabsülü “Yağilrcuntntrca e Telefon: 7776 Selânik bankası İzmir şubesi lâğvoldu Selânik bankam idart meclisi, bankanın İzmir şubesini kapatma. ga karar vermiş ve- keyfiyeti şube müdürlüğüne bildirmiştir. Bönka- n bütün muamelâtı ve mevduatı dünden itibaren Osmanlı bankasına devredilmiştir. Selânik — bankasında paraları olub ta çekmek istiyenlerin müraca- ları derhal is'af edilmiştir. Bankanın müdürü- Bay Fuad Lustar, bankanın — İstanbul - şubesi müdürlüğüne tayin edilmiştir. Şubenin memurları bakkında henlz bir haber yoktar. Belçika Almanyaya zorluk gösteriyor. Br. Şaht Brüksel, 14 (A.A.) Resmi gösterilen — ketumiyete Cenub Hududlarımızda iki çete ta- mamen imha edildi üyük Şefin, Madam Tavshende iltifatları Mm. Tavshend, Atatürke mülâki oldu- gundan dolayı fevkalâde memnundur Ankara, 13 (AA.) Büyük harbda Irak cebhesinde İngiliz kuv- :ll'llne kumanda eden ve Kütülâmere mubarebesinde kahramanca ı,»ı:ıııı ve sonunda Heybeliadada misafir edilen Ceneral Tavsevdin A:l:: Madam Tavsend . Ankaraya gelmiş ve bugün öğleden sonra I“E -Iıu'ıfıudın Çankayada kabul edilmiştir. a ülâkat bir saat sürmüştür. Harbden sonra gerek mütareke za- mf“ı;:n:ı ve gerek bilâhare kendi memleketinde büyük — nüfuzunu M a ek Türkler Iebine pek çok çalışmış olan Tavsendin bayanı e u;ıı bu mülâkat çok samimi olmuştur. : .nm..;ıınîık.“fonyu_dı General Tavsendle arasında geçen görüşmeleri B neralin bu mülâkatıa hatıra olarak kendisine bir av Uı,.fı. “u.::: ıu,l:—dııu;n sonra bugüne kadar kıymetli bir hatıra & olduğı üleği  - KERE gu bu tüleği getirterek Madam Tavsende göe Iıınnîhd.ml ;ıı.—enî mîmleıııiminu her tarafında kocasının batıra- yaşadığını, fakat Atatürkün bu kabul ve ilti p t tifatı y ları ebedileştirdiğini söyliyerek şükran ve ınhı;ıu-lltırı:ıı.ılu llt sonra Atatürkden ayrılmıştır. Büyük Önderimiz, ünlü İngiliz generalinin bayanına bir fotograflarını hediye etmişlerdir arzettikten imzalarile Bu ziyaretten sonra Ankarapalar salonlarında kendisine elub tahasüsatımı soran bir muharririmize Madam Tavscnd söylemişt inülüki şanları /— — Böüyük Şefinizle görüşmemden hâlâ heyecao içindeyim. Türk- leri bu derece derinden seven kocam bilhassn Atatürke, bu eşsiz A'ıiu' ve dâhi devlet adamına karşı büyük bir hayranlık hissi beıl::ii Görüşmemiz esnasında bütün bunları hatırladım. Ve bu sebebden heı yecanım bir kat daha aritı. Türkiyeye kocamın hatıralarını yaşamak üzare gelmişdim. Bu mülâkat bunun bir tetevvücü oldu. T Avam Kamarasında Bir saylav, Ingiliz lirası hakkında izahat istedi tedariki için yapmakta olduğu mü- İkzilte hi nrabürle he : iz irapase atabetle Jux-altıg fFiatinin Z Londra, 14 (A.A.) — Dün öğ: leden sonra avam kamarısında mu- hafazakâr mebus Doothby Maliye Narını Neville Çemberlayadan aşa- gıdaki suali sormuştur: Bütün gazetelerin bilhassa tebarüz ettirdiklerine — göre, Türk devlet adamları lan ilibaren husust trendet indik- leri istasyona Kâadar bütün Yöldü o havali ahalisinin can- zakerelerle alâkadardır. Bu muame- le yarım milyar Belçika franklıktır. Anlaşma için en büyük zorlok Al- manyaman dövis 'ile tediyelerde bu- Atatürk goöslavya ve Türkiyenin müş- —Sonu 6ancı sahifede — — fede — eee Dııerlerine bir nümune — İptidat maddeler - fiatleri üzerindeki tereffüöü — durdurmak maksadile hükümetin altına nis- betle İngiliz lirasamın altın fiatini — Sonu 6 ıncı sahifede — lanmasının İstenmesidir. Almanya ise Anvers yolu ile Almanyaya gi- dan tezahüratına şahid olmuş- lardır. Yakın şekir ve köylerden kalabalık bir Halk mödern Türkiyenin muhterem mümes- üillerire Yuğoslav milletinin Karâretli hissiyatımı bildirmek Üzere toplanmıştı. Kral Alek- tandrın mezarı önünde eğil- dikten ve çelenkler koyduktan Sonta İsmet İnönü ve Rüştü Âras türbeyi gcımişlerdir. Saât 13 de muliterem Mi- safirler Avala tepesine çıkarak Meçhul asker abidesine de Çelenkler koymuşlar — ve"bilâ- hare Avala otelinin Belgrad Ve havalisine nazır muhteşem Manzaralı taraçasında Başve- kil Stoyadinaviçin verdiği öğle Tiyafetinde hazır bulunmuş- lardır. Bu akşam Türkiye elçili- Binde bir gala ziyafeti verile- tek ve ziyafeti bir kabul resmi takib eyliyecektir. Belgrad, 13 (A.A.) — Türk devlet adamlarının Yugoslav- Yayı ziyaretine tahsis eylediği bir makalesinde Vreme gaze- tesi ezcümle diyor ki: * Türkiye Başvekili İsmet İnönünün bu ziyareti Türkiye ile Yugoslavya — arasında de- vamlı dostluğun yeni bir teza- hürüdür. Bütün dünya efkârı Umumiyesi bu münasebetle yeniden bütün dikkal Bel- grad üzerine çevirmiştir. General İsmet İnönünün Yu- göslavyaya gelimesi “yabancı memleketlerde çok 'büyük bir #lâka ile karşılanmıştır. Her Museviler, Türk adı al- mağa başladılar Dünkü B. Rafael Levi, şimdi B. Erol Refael Levi sümda bir Muse- vi, —mabkemeye müracaaila istih- thsal — eylediği karar mucibince dünden — itibaren Erol Sezener adı- 'a almıştır. Erol Sezener, mahkemeye - ver- diği istidada, ken- di kendine Rifat Sezai sadımı — İhti- bab ettiğini beyan etmiş ise d, mühkeme heyeti, takdire çayan bir isabetle! ba gönce Erol Sezener adı m vermiş ve bu genç de, mahke- n Kİ Erol Sezener| ile kabul ederek, derbsl nüfas Kütüğündeki kaydımı © suretla dü- zeltmiştir. Erol Sezener, Musevilerin Türk- çe konuşmaları lüzumu etrafında Mmuharririmize heyecanlı bir lisanla yoanları söylemiştir: — Ben, İzmirde doğdum. burâda' büyüdüm. Türk kardeşle- yimile ve Türklüğe olün — sevgim dolayısile artık, ceki bir isim taşı mağı kendim için muvafik bulma: dım. Ben Türküm, ve binsenaleyli ismimin de Türk ismi olmamm istedim. Mahkemelerimize müraca- at'ettim. Ben' başka - bir isim gör iştim. Halbuki o isim de Türk- çe değildi. Yüksek mahkeıne, bir Sezener oldu | ben, nin bu isabetini! büyük bir fahir | — Pekâlâ takdir edersiniz ki, din devrinde değiliz. Din boşka, milli- yet buşkadır. Benim kannatime göre, ismin de dinle hiçi yoktur. Ben dinen Museviy martesi günleri, ibadethaneme gi debilirim. Bu hususta kimsenin buna karıştığım - görmedim. Fakal, din bir tarafta dürsun, ben ber- şeyden cevel Türküm. Türk-olan bir kimsenin ismi de, Aili de, har- side, hissiyatı da Türk olmalıdır. Buna size söylerken, kalbimin ter- cümanı oluyorum. Herkes bilir ki sinemalarda, sokaklarda ve bütün umumi yerlerde olduğu gibi evimde de Türkçe konuşurum. — Sonu 4ncü sahifede — çazaeşmaela AAT — İtalya kralı ——— Eski İngiliz muhariblerini kabul etti Roma, 14 (Radyo) — İn- giliz sabık muharibler ve ma- lüllerinden mürekkep bir he- yet, Romaya gelmiş ve İtalya kralı tarafından kabul edil- miştir. Heyet bundan sonra meç> hul asker abidesine çelenk koymuş ve Kapitoli de ziyaret etmişlerdir. Yalandır Brüksel, 14 (Radyo) — Ad- Türk ismi bularak bana teklif etti ve ben de Büyük bir sevinçle kabul etlim. liye Nazırı Bay Bove ile diğer üç nazırın istifa ettikleri ya- landır. recek eşyalar hakkında - büyük ko- laylıklar göstermektedir. Brüksel, 14 (Radyo) — tor Şahtın Brüksel / siyareti / siy mehafilde mübim bir büdise ola- rak telâkki edilmektedir. Doktor Şaht, bugün Anvers vapar ve makliyat delegelerini ka- bul edecek ve sanayi mücssereleri erbâbile temaslarda bulunacaktır. Dok- ANADOLUnun yakında ka- rilerine vereceği iki eser âbey .. .. Hüsnü Son zamanların cn - içli, €n sürük- leyici ve düşündürücü edebi romanlarındandır. Yazan: SAİME SÂDİ —HON Teümcirire— — M. AYHAN BÜYÜK MACER ROMANI ae ükereeralimnı Aşk, harb, deniz, entrika, cesaretin ve kahraman- lığın şaheserleri YAKINDA BU SÜTUNLARDAİ | beşeriyet ağlardı. BENCE Bir müsellesin son dıl'ı — Nazif, Cenab, Hâmid müsellesi derlerdi onlara. Bu teslisin neye istinad ettiğini anlamam. Belki bi- ribirlerile muaşır ve belki şahsen dost ve takdirkâr olmaktan başka asla ' yekdiğeri ile edebi mü- nasebetleri olmıyan üç #“dili, .. Nazif tam maonasile “hamasi, bir edibdi. Cenab “rokako,', Hâ- mid ise bütün ölçüle- rile “klâsik,, di. Tekniklerine gelince; Nazif ateş'i ve şaşaal:, Genab müştehzi, ince, Hâmid, şâhane ve ağır- dır. Kullandıkları dil, ta- şıdıkları kudret ve hatta mensub oldukları janer ve mekteb bile biribirine bu kadar aykırı idi onların. Mutlaka bir müselles sembolü yapmak lâzım gelirse, Hâmidi bu müsellesin ancak kaidesi veya rirvesi saymalıdır. * ad ııe:e:ı insanlardan biri idi. Ana- doğma bir filozoftu. Hâmid, bir millete dan doğma dâhi idi, anadan Beyn Imilel bir deha olması için şahsi — şartları ta- mamdı. Yalnız muhit şartı noksandı. Abbdülhamid dev- rinde bu Osmanlı ülkesinde yaşamıştı. Diken ve yasemin; ağzına ne gelirse dişleri arasında çiğniyen hissiz bir idarenin; derbeder, âtıl, mürai, cıvık, cahil muhiti içinde doğdu. Muhi inde manevi gıda azdı. raz cılız oldu. Yoksa, bugün onun arkasından sade biz değil, bütün «“Deha,, sı bununçin bi- Ve ağlamalıdır da. Dr. Necati Kemal

Bu sayıdan diğer sayfalar: