26 Mayıs 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

26 Mayıs 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

26 Mayu 937 Görülmesi lâzım KOZAK YAYLASI Yaylanın eteklerinde bir medeniyet yatıyor. Burayı ilk defa olarak sanatoryom yapan erler: ANADOLU Bergamos namındaki hükümdardır. Göklere yükselen çam ağaçlarında köylü Tarzanlar keyelerle sallanıyor Solda? Kozak köylülerinden bir grup nahiye müdürü ile konuşurken, K Bugün Kermes bayramının Ozak günüdür, Kozak yay- » 500.600 rakımında, dün- Yanın en güzel çam ormanla- | Pihin );';: bir intizam ve olgunlukla İrip çıktığı bir toprak par- tabd ir ki, Taarının dört ki- hei & vadettiği cenneti hatır- Yor.. mi'?“kormının hususiyeti, ze- Oluşu ':Hlnın ârızasız, temiz red 'nda başlıyor. On — met hyım kırk metreye kadar fır- Yi '[' ç_"'l ağaçları, iri, koyu Y birer şemsiye gibi, dal: h.:"" altından - geçen yolları Ütü ve serin bir gölge ile MYorlar.. Derelerinden akan e'" Pinarların sesi, bülbül N ıberıber. bu — yaylanın nlarını oküyor gibidir Ş.:îıl"i. gökyüzü o0 kadr *"*l'in;w ki çam dallarının Sik, €n yıldızları toplamağa | Mak arzusu uyanır.. 'ımn"yllnın denize doğru olan la Di: F'_Ekltıindc. bir taraf- ni ilinin, diğer tarafta da iğin yattığı görülüyor. “ukı; da Altınoval. Deniz Yarşaf .:(efhş ve masmavi bir ta, Mi _l|_ln_dedir. Gece olun- deniıeıd'ı_]mm bir yığın ışığı, Dan ' düşmüş muhteşem bir "'“f' hatırlatır.. zel l'_'_"" beş kilometrelik gü- 'T yol ve dik bir yokuşla tak 'â':')’l bağlı duran Ko- ;n “ne kadar yalnız kendi Bir *rinin tanıdığı bir yerdi. leş Sök kiymetler. ve - servet- ka kğ'vfu da Bergamanın ar- itmi Ofinda gençliği boşa Ğ':" dilber kızlar gibi kala- ""'hln“ı' Cıııııhuriyet, onu da Onun Ve ihmalden kurtardı.. h!kin, Samları, onun Lokman | Onun C Medhedilen - suları, | İ iu""xi'lııı, havası, seması,!| bülbülü, pınarları, yavaş yavaş bize İ bir çe © burası, yalnız ta- l;hm İUZ_ellık ve bütün zengin- d'"iyeı'eğı]' eski Bergama me- bir Çöp den ve tarihinden de | Taşıyoy YEyleri kendi sırtında * Kozakta Mahmud | bir l hamında genç, değerli | Ön n iye müdürü — vardır.. K İ2e verdiği malümata | Ozak, Bergamanın eski u_'y')mudur. “nq."ı Bergama hükümdarla- | deşi p, Bamos, küçük kar: Odi *'ğamın sıska ve zayıf | Blümm ÇU görerek onu tedavi “Zt:: istemiş ve Kozağı, bu e Medeni bir - '0 ç yer, sana n haline koymuş. Nite- Sağda Kozak köylü kadınları gökyüzüne doğru bü- | Şi Kozak yaylalarında köymektebleri ve talebe çamlar altında beden terbiyesi yaparken kim, bugün hâlâ Kozak köy- lerinde ve bağlarının arasında, o tarihten kalma birçok eser- ler vardır. Bu meyanda bir çok mermer sütunlar, heykel- ler, anfiteatrlar ve büyük şa- rap küpleri bulunmuştur. Yani o tarihlerde de Kozak yaylası dibinde üzümcülük ve şarap çılık çok mühim bir yer tu- | tuyormuş. Harblerin, asırların, tabii arızaların yavaş yavaş — göçü- rüp gittiği bu eski medeniyet- ten uzun zamanlar sonraya ka- dar, artık Kozak yaylası unu- tulmuş gitmiştir ve burada ne köy kurulmuş, ne insan otur- muştur. 1270 - tarihinde Vefik, ya- | hud Refik (paşa) aşiret halin- | de yaşıyan bazı Türkmen ka- bilelerini buraya yerleştirmiş ve onlar da bu sühada köy kurmuş, toprağı — işlemiş, yay- lanın sahibi olmuştur. Köy adedi 15 dir. Bu köylerde 1600 - hane ve 6 bin Pnüfus vardır. İşledikleri toprak mik- tarı 15 bin dönümdür ki, nü- fusa nazaran hem azdır, hem de arpa ve çavdardan başka birşey vermez. Bu itibarladır ki, halkın asıl kazancı çam fıstığına bağlıdır. Çam orman- ları 8 saat boyunda ve 7 sa- atlik —derinlikte — bir teşkil ederler. Meyvalı çam adedi 3,5 milyondur. Sarıçam dedikleri meyvasız çamın sa- silsile | | kaldırlınca yısı ise tesbit edilememiştir. Köylüler, çam fıstığının bu lunduğu mozalağı keye yahud keğe denilen 6-7 metre uzün- luğundaki ince bir sırıkla ko- parırlar, Çam dallarına da bu sırıkla tırmandıkları — gibi köylü gençlerarasında bunun la, yakın çam ağaçlarında bi- rinden diğerine sıçramak ha reketleri yapılır, Sırığın çen- gelli tarafını ağacın bir tara- fiına taktıktan sonra bunun ucunda sallanmağa başlar ve gittikçe hızlarını artırarak hem diğer ağacın dalına sarılır ve hem de keyelerini kurtarırlar. Fakat iki, üç senede bir, tec rübesiz gençlerden kurban ve rildiği de vakidir. Buradaki köylüler, hâlâ eski oyunlarını, eski âdet ve eğlen:- celerini — muhafaza — ederler. Zengin olmadıkları ve binaen:- aleyh iyi kalori almadıkları halde yaylanın suyu ve havası sayesinde gürbüz, sağlam ve dinçtirler. Bengi, Dağlı, Ar- pazlı, Kocâarap, Baba Hüse- yin gibi oyunları vardırki bunları - kafileler halinde oy narlar. Nitekim evelki gün Kermes bayramında eu çok alkışlanan, onların oyunu ol- | müştüur. Nişan, düğün, sünnet eğlen- celeri çok orijinaldir. Harman kızlar - toplanır, ekine olan sevgisini, çalışma- larını anlatan koşmalar söyler, | rennümlerini | da doğmuş Çeş;nze bir müsamere Nahi- bayramı Çeşme, (Hususi) — 19 Mayıs ak kutluland U Uzun iştirak ettiler. Halk, da- zurna milli — oyunlar oynadı, geç vakte kadar - eğ lenildi. Gece Zafer yıldizı ve Çapanoğlu — piyesleri - temsil edildi. Resimde - temsil veren gençler görünüyor. Tirede bir vak'a Tire kazasında * Karahasan | camiinde bir vak'a Altı - aydanl camiltı odasında hasta yatan Bn kadın azından olmuştur. bir Sa niye adında bir jiletle bilek ve be miş olarak bitaca, Bn yaralan onmuştur. — Za- Saniyenin —nasıl eğlenirler. Askere çağınlan — gençler, | hareketlerinden bir gün evel evlerine kapanır, büyüyüb ye- tiştirdikleri, sevib seviştikleri, | | at sürüb eğlendikleri kırlara, tepelere, ormanlara bakarak koşmalar söyler, ayrılığın te- yaparlar Bu köylerde evler, küçük | birer şark müzesini hatırlatır: Duvarlarda sıra, sıra, biri- biri üstüne raflar, bakır kapjar, duvarları hyan kap- BE süslü, telli do- kumalar, meyvalar vesâiri işlemeler, Kozak nmahiyesi avasından | akan çay, “Madra,, adı altın Fakat Ovacık adına kendi adını vermiş, Gö: de Şayı yakalamış: demki — sen Göheller Şüyedlir. Demiş. Çay biribiri arkasına isimden — hangisini kullanacağınıı düşünürken, Kap aldığı üç lanlar köyü karşısına dikilmiş — Ne biri, de öbürü... Haydi M UÜÜ Benim adım... bakalım, geç, senin | adın Kaplan çayıdır. Çay; kulaklarını bu yeni isme- hazırlarken ansızın Altın- ovanın sesini duymuş: — Ne münasebet?... Sen denize, benim topraklarımda akıyorsun.. Haritaya öyle yaz- dıracağım, ak - bakalım Altın- ova çayı!.. Bu yayla ve onun etekleri, işte bu kadar enteressan, bu kadar güzel parçalardır. Di- yorlar ki, çam fıstığı bir kaç aydır. az tutuyormuş, halk da sıkıntıda imiş Fikrimizce, şu Kozak — yay- lasında bir. sanatoryom, — bir iki otel inşa edilseydi, her ci para hetçe büyük faydalar temin olunurdu. Biz, bazı ahvalde, Übmdibillik öve peynirfdüler | mu üstünde açlıktan bahseden | insanlarız. Bu yaylayı göre- medikten ve orada biraz ya- şayıp başımızı, gövdemizi onun tertemiz, ferahlık ve kuvvet dolu havasında dindiremedik- ten sonra kaç para eder?.. sirlikleri sporcuları bay- gı hakkında tahkikat | ceğizler, | köyü, bunu inkâr etmiş, onun | benim | ovamdan geçiyorsun, senin adın| Resimli Memleket Haberleri Aydın, (Hususi) — Vaki davet üzerine bu hafta vali başta olduğu halde büyük bir kafile Aydından Umurlu köyüne gittiler. Nazilliden de büyük bir kalabalık geldi. İki bin kişilik bir seyyah kafilesi toplandı. 21 çift pehlivan güreşti. Başı Erbeyliden Reşad Çelik kazandı. Aydın memleket hastahanesi doktorları, 71 çocuğu sünnet ettiler. Valimiz ve Umurlu partisi çocuklara şekerler - dağıttı. Gece bir gardenparti verildi., Fi- şekler, çarkifelekler yakıldı, eğlenildi. Yukarıda gardenpar- tide*bulunanlarla günün terlib heyeti, aşağıda sünnet olan çocuk ve doktorlar gözüküyor. Gün, çok güzel geçti. Ödemişte köylerde dokuz spor teşekkülü vardır. Resmi- miz, köylü sporcuların Ödemiş Mehmedcik âbidesine çelenk koyuşlarını tesbit etmektedir

Bu sayıdan diğer sayfalar: