13 Ağustos 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

13 Ağustos 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K x KA Büyük bi ir harbe dogru' Umumt harbde Çanakkale harbi hatıralarından “M. Mussolini blöf yapıyordu. Fakat bunun rüldü. Ingiltere, tarihte şimdiye kadar tesiri görü yutmadığı en acı haplardan birini yuttu.,, Harbin çıkmasının manileri nedir? Büyük milletlere göre, mo- derm dünya iki kategoriye ayrılmıştır. Bir tarafta üç tane büyük doymamış ve ihtiyaç. ları bitmemiş millet vardır ki bunlar, Japonya, Almanya ve İtalyadır. Bunlar, muayyen bir takım maksadlara varmadıkça kendilerini arzu ettikleri sevi yeye yükseltemiyeceklerine ka- midirler. Bu varmak istedik- leri maksadlarda hammadde pazarları bulmak ve artan nüfuslarını barındıracak fazla toprak elde etmektir. Öte taraftan doymuş — ve ihtiyaçsız dört büyük millet de Amerika, İngiltere, Fransa ve Sovyet Rusyadır. Birçok zenginlik — kaynaklarına sahib bulunan Rusya bunları daha ziyade terakki de ettirebilir. Sakin, mutedil ve soğuk- kanlı bir âlemde bütün bu ihtilâflar — karşılıklı anlaşma- larla kolayca yatıştırılabilir. Fakat Avrupa, tarihteki reka- betlerden, son zamanlardaki nefretlerden o kadar zehirlen- miştirki dostça bir anlaşma elde edilmesi imkânsız gibi görünmektedir. Bugün bütün Avrupa — devletleri - tepeden kadar silâhlanmakta- gdırlar. Bu silâhlanma o kadar hızlı oluyor ki günün birinde bu milletlerden ya hepsinin, yahud bir kısmının kapışma- ması imkânsızdır denebilir. Bununla beraber bazı hâdi- seler, - vaziyeti gün geçtikçe edir. Meselâ geçen sene Ameri- kaya gelmiş olan yabancı ve dünya işlerine yakından vakıf bir adam demiştir ki: — Geçen sene Ağustosta harb çıkması ibtimali yüzde doksandı. Bu sene ise bu ihti- mal yüzde kırka inmiştir. Bu vaziyet kendiliğinden böyle değişmiş — olmakla beraber, muhakkak ki — harb - ihtimali azalmıştır. Bu sözleri söyliyen adamın lüzumundan fazla nikbin ol- duğu iddia olunabilir. Bundan bir müddet önce Almanlar, Doyçland zırhlılarına bomba atıldığı siçin enternasyonal kai- delere ve diplomasi usullerine hiç riayet etmeksizin Almeriayı topa tuttular. Bu hareket Al- jmanyanın da İtalya gibi ak- hna geleni yapmaktan çekin- mediğini gösteriyor. Almeria bombardımanı, iki sene önce, Bılırıf bir gözle bu- günkü dünyanın ve bil- hassa —Avrupanın siyasi vaziyetini incelemek isti- yen Amerika muharrirle- rinden Valter — Duranty, Nevyork Times gazetesi- nin magazin kısmında bir makale yazmıştır. Bu ma- kalenin mühim kısımları- nı alıyoruz. Mussolininin, şayed İngiltere Süveyşi kapatmak ve İtalyan sahillerini abluka etmek sure- tiyle Habeş seferine mani olur- sa, Maltaya hücum etmek şek- linde ifade ettiği niyetin bir benzeridir. Belki de bu söz- lerle Mussolini blöf yapıyordu. Fakat bu blöfün tesiri görül- müş ve İngiltere tarihte şim- diye kadar yutmadığı en acı haplardan bir tanesini yutmuş- tur, Bu hâdise, muhtemel, Al- meria bombardımanı ise mu- hakkak surette göstermiştir ki diktatörlük devletleri ansızın saldırganlığa geçmek iktida- rındadırlar. Birinci hâdisede İngiltere baş eğmiş, ikinci hâdisede ise gerek İngiltere, gerek Fransa ses çıkarımıyarak çirkin olarak başlıyan bir ha- reketten iyi bir netice çık- masına imkân vermişlerdir. Almeria hâdişesi bir bakım- dan harbin öyle denildiği gibi kolay kolay çıkamıyacağına bir delil olarak da gösterile- bilir. Bir şehrin bu — suretle bombardıman edilmesi Ren bölgesinin işgalinden ve Avus- turyada nasyonalistler tarafın- dan Dolfusun öldürülmesinden daha ziyade bir harb vesilesi olacak kadar tehlikeli bir ha- reketti. Fakat bu bombardı- man zaten bir harbe başlayış telâkki edilebildiği halde bu- nün neticesinde umumi bir harb patlak vermemiştir. Çün- kü milletlerden hiç birisi harb etmek — istemiyor. Avrupanın umumi manzarasında görülen bu esaslı değişikliğin bir takım sebebleri vardır ki bunları şöy- lece sıralıyabiliriz: İspanyadaki sivil harbin ne- ticeleri ve bunlardan alınan dersler. Almanya genel kurmayının umumi durumu. Soyyet Rusyanın askeri bir devlet haline gelişi. İngilterenin ve daha küçük bir ölçüde olmak üzere Fran- sanın silâhlanması, Bu dört noktanın — tahlilin- den sonra Japonya, İtalya ve Almanya — gibi - saldırganlığa müsaid olan milletler, son altı ay içinde büyük bir muhare- beden pek istifade edemiye- cekleri neticesine varmışlar, bu sebeple muharebeye giriş- mek huşusundaki — iştiyakları hayliden hayliye azalımnıştır. İspanya harbinden alınan dersler İspanyadaki sivil harb. nazi Almanya ile faşist İtalyadan müzaheret gören asketi bir zümrenin isyanı ile başladı, Eğer bu isyan muvaflak ala- cak olursa Almanya ve İtalya kendilerinde bulunmıyan de- mir ve bakır ham maddelerini oradan alacaklar, İspanyayı kendi mamul eşyaları için bir pazar haline getirecekler; bun- dan başka, İspanya, Alman- yanın elinde Fransanın sırtına tevcih edilmiş bir kama gibi bulunacak, İtalya da İspanya sayesinde - İngilterenin Akde- nizdeki muvasala yollarını teh- did edebilecekti. Kaldı ki iş kolay da görü- nüyordu. Bu bir isyandan ziyade demokrasi yerinec fa: şizmi getirecek olan kuvvetli bir darbe idi. Fakat mesele öyle göründüğü gibi olmadı. İspanyadaki — proletarya — ve köylü zümresi yirmi sene önce Rusyada ve on sekizinci asır- da Fransada olan ihtilâle ben- zer bir şekilde bu harekete karşı koyunca hâdise bir sivil muharebe halini aldı, Aradan bir sene geçtiği ve İtalya ile Almanya bu işe ge- çen sene temmuz ayında — ol- duğundan daha — fazla dört elle sarıldıkları halde asilerin kati bir muvaffakıyet kazan- dıkları görülmemektedir. Za- manın bu hususta — oynadığı ehemmiyetli rol başta gelir. Fakat bundan başka iki âmil daha vardır ki ehemmiyetçe birincisinden daha geri kal- maz; bunlardan birisi Alman: ya ile İtalyanın harb - dolayı- sile birçok masraflara girişmiş olmaları, ikincisi de Sovyet harp makinesinin — fevkalâde mükemmel oluşudur. İtalyan- Alman bakımından aradan geçen bu bir sene beba olmuş, gitmiştir. Doğru- dur, Almanya yeni ordusunu ETDE CCTi - kurmağa çalışıyor ve bu çalış- Şu mesele Yazı odasına girerken, bi- zim İbrahim: — Aaaah - diyordu - ah!. | Nerede bulursun böylelerini.. — Hayrola - dedim - bol bol, mı var?. — Yok canim, bir kari tipi gördük ki demin, sen de bulunmalıydın.. Ve sonra anlattı: İNlân müşterilerimizden, mü- rekkep komüsyoncusu bir ec- nebi gelmiş. İlân işleri üzerine biraz konuştuktan sonra dün- kü nüshamızda çıkan ilânını tetkik etmiş. Arkadaşlar: — Buyurun - demişler size bir iki nüsha verelim.. Ecnebi misafir, mersi, diye- rek gazeteyi almak üzere iken birdenbire: — Ay - demiş - pardon; dışardan alırım. Gazete para verilerek alınır ve okunur! Bizim İbrahim, zevk ve lezzetle bunu anlattıktan sonra: — Söyle - dedi - nerede bulursun böylelerini!.. Bizim- kiler, geçenlerde senin yaz diğin gibi, kahvehanelerde nöbet tutar, gazete okurlar. Vapurda: — Şu gazetenin iç sahifele- rini verir misin? Diyerek — yanıbaşlarındaki zatın gazetesine musallat olur- lar.. Hey gidi muhterem kari, heyl.. Arkadaşımın bende de vardı: Yugoslavyada, otellerde üç, dört gazete alırlar, Fakat kimse çıkıpta o gazetelere dokunmaz. Çünkü herkesin cebinde gazetesi vardır. Bizim arkadaşlardan - biri, bir Yugoslav otelcisine sormuş: — Peki, niçin bu gazete- leri alıyorsunuz? — Gazete, yaşamak kabi- liyetini bulsun diye. Nasıl olsa okuyucu azdır. derd . yanığı senedsiz ikrazat yapan | (Bittabi bizimkinin on misli|. Bir de bedavadan gazete oku- nursa, halkın bu en kuvvetli ı dili ve fikir müessesesi nasıl ya ar? Bizim İbrahim sözüne de- vam ederken ben bunları ha- tırlamıştım. Tam bu sııedı, tak tak kapı.. Bir odacı içeri- | ye girdi: — Efendim, şeyl.. Bizim müdürün selâmı var, bir ga- zete istiyor. İbrahim: maya devam ediyordu. Yeni Alman silâhlarının ve taktiği- nin tecrübesi için İspanya gü- zel bir tecrübe sahası olmuş- tur, bu da doğru. Fakat bu iki memleketin de kurdukları plın orada gerçekleşmiş de- ğildir. Öte taraftan İngilterenin si- lâhlanması ve Fransanın or- dusunu yeniden tensik ve tan- zim etmesi de ehemmiyetli hâdiseler olmuşlardır. Bu iki barışçı memleket bu — işleri görmek için arada neticesiz geçen bu aylardan gereği gi Bi faydalanmışlardır. Mesele bununla kalmıyor. Bu müddet zarfında — Almanya, İspanya macerası için 100,000,000rayh markı harcamıştır. İtalyanın harcadığı para da gene bu yekünu tutar. Bundan başka geçen Mart ayında olan Guadalajara mubarebesi ve Nisandaki Guernika bombar- Uşakta yeni stadym merasimle açıldı * Üstte: İstiklâl marşı söylenirken.. Altta: seyirciler Uşak, (Hususi) — Uşak şe- | çaldığı istiklâl marşile direğe hir stadyomu büyük törenle | açıldı. Beş şehir atletizm mü- sabakalarında Uşak birinci oldu. Açım törni 8 Ağustos 937 tarihinde yapılmıştır. Cumar- tesi günü Manisa, Denizli, Af- yon, Kütahya bölgeleri atlet kafileleri şehrimize gelmiş bu- lunuyorlardı. Gediz spor kulübü de Uşa- kın bu mutlu ve kutlu günü için 30 kişilik bir kafile ile gelmişti. Yeni stadyom her bakımdan çok güzeldir. Yarış- lar ve bu tören için Afyondan yüzlerce kişiyi taşıyan bir hu- susi tren de gelmişti. Saat tam 14,30 olduğu za- man 2500 kişilik yeni tribün- ler tamamen dolmuş, parmak- lıklar önü ve sahanın diğer bölümleri de geçilmez bir du- rum almıştı. Bütün seyircilerin adedi 8 bini mütecavizdi. Bü- tün bölgeler alfabatik sıra ile alkışlar arasında sahaya gir- diler, Sancağımız — binlerce halkın önünde bandomuzun UDO A ECAC SARARTAR N ALSTYDARA I — Buyurun cenaze nama- zınal Diyerek yüzüme baktı. Son- ra odacıya döndü: — Ne yapacakmış gazete- yi? Sabahleyin kahvehanede epeyce okudu. — Bilmem!.. Bana öyle söyledi. 'Hem de reklâm olur bayım, gazete elde dolaşır.. Bu vaziyet ikimizi de şa- şırtınıştı.. Öyle bir reklâm ki.. Çimdik dımanı, İngiltere ve Amerika- da halkın hissiyatını İtalya ile Almanya aleyhinde - tutuştur- muştur. Kendi plânlarının muvalfa- kıyeti için İngilterenin dostlu- ğunu ve yahut hiç olmazsa, müsamahasını lüzumlu gören B. Hitler için hu hal, bir ka- zanç olmamıştır. Avrupa halkı, büyük harbin fecaatlerini, kayıplarını unut- mağa başlamışlardır. — İtalya ve Almanyada ,ise gençliğe harb, bir şan ve şeref hâdi- sesi, yüksek bir kahramanlık diye öğretilmektedir. Fakat açık İspanyol şehirlerinin de- nizden ve havadan bomardı- man edilmesi, milletler duygu- larını, düşünüşlerini esaslı su- rette değiştirmektedir. Bunun tesiri, barışçı İngiltere ile Fran- sanın harbi önlemek için kuv- yetli tedbirler almak hususun- daki kararlarını şiddetlendir- mek olmaktadır. Bu değişme | yük | puvanla birinci oldu. çekildi. Ve şiddetli suretle ab » kışlandı. ; İlçebayımız Âdil Özelçi spo- run bir milletin üzerinde yap- | tığı büyük tesirlerden ve bü: öneminden bahsederek sporcu gençliğin böyle şamil ve umumi hareketlerinin bü: yük bır değeri olduğunu te- barüz ettiren bir söylevle sta- dı açtı. Bunu müteakib — Halkevi başkanımımız Bay Yusuf Ay- sal, stadın yapılışını ve alâ- dine yaptıklari hizmet ve yar- dımı şükran ve saygı ile ana: rak gelenlere teşekkür etti. Ve büyük eserin yurda mutlu ve kutlu olmasını temenni etti. 6 Şehirden 150 sporcunun iştirak ettiği büyük resmigeçit — fevkalâde mutantan ve heye- canlı oldu. Bundan sonra beş şehir atletizm yarışlarına baş- landı. Dört saat devam eden yarışlar çok heyecanlı ve alâ- kalı oldu. Bu yarışlarda Uşak dokuz numara içinden altı birincilik, bir ikincilik, 3 üçün- cülük almak suretile ve 23 Afyon 2 birincilik, 4 — ikincilik, 2 üçüncülük almak üzere 13 puvanla ikinci oldu. Manisa 1 birincilik, iki — ikincilik, 3 üçüncülükle 10 puvan al- mak suretile üçüncü uldıı Denizli 1 ikincilik, 1 üçüncü- lük alııak 3 puvanla dördün- cü oldu. Kütahya 1 ikincilik jalmak suretile ve 3 puvanla bes şinci oldu. maddi olmaktan ziyade mane- vidir. Fakat Bismarkın da de- diği gibi manevi amiller, her| hangi bir mücadelede' en| ehemmiyetli bir mevki alırlar, | Sonra Japonya ile Ameri kayı bir tarafa bırakalım, bü- tün Avrupa genel kurmayları | Sovyet avcı — tayyarelerinin| şsaatte 280 mil süratle uçi Alman ve İtalyan makinelerini; %eııde bıraktıklarını gördi er. undan başka ayni sürattekli hafif Sovyet bomba tayyares lerile tankları da — nazarı dile; kati celbetmiştir. Bu aradaj Sovyet personelinin mehareti ve askeri danışmanlarının ki biliyeti de tebarüz etmiştir. İspanyada bir mütareke pılmasi hatıra gelebilir. Fakal İsanyollar, yaradılış itibarile pek döğüşken inşanlardır. Ve orada her iki tarafın da döj; güşen kediler 'gibi "Biribirli tamamile haklayıncaya çarpışmaları umulur, kadarların bu gençlik mabe-

Bu sayıdan diğer sayfalar: