4 Eylül 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

4 Eylül 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—T ANADOLU 4 Fylâl 937 Atinada bir cinaget: Bir koca, karısını 40 ye- rinden vurub öldürdü Çünkü kadın, “kocasının yaptığı Sayfa 4 'M&m Akdeniz mes'eleleri ve b abancı gazetelerin fikirleri Telgrafiyenbuse “—<< 822000 DT Olur ma, demeyin İngiltere ile İtalya arasın- oldu.. bilel,, da mevcud ihtilâflar İngiliz donanması Venedikte Roma, 3 (Radyo) — Ve- nedik ve Pola limanlarında İngiliz bahriyelilerine ziyafet- ler verilmekte ve birçok teza- hürat yapılmaktadır. — İngiliz zabit ve neferleri inşa edil- mekte olan yeni harb sefine- Nevyorkta bazı kablo ve telgraf şirketleri mühim bir karar — vermişlerdir: Bundan böyle bu müesseselerin kişe- Akdeniid;—iır(;.iincü bir devlet faaliyette midir, değil midir? Son Akdeniz tahtelbahir hâ- diseleri münasebetile ecnebi matbuatın — neşriyatı. ve endi- şeleri devamdadır. Bu meyan- da Eko de Paris gazetesi di- yor ki: * Akdenizde tecavüzler de- vam ede gelmektedir. Bu vazi- yet Âkdeniz devletlerini ve bilhassa Yunanistan gibi milli gemilerini tahtelbahirlere karşı himaye “için - askölt ' bükm- dan kâfi derecede mücehhez lerinde “telgrafiyen buse,, de ne demektir? Diye hayret edenler şu yazıları okusunlar: Amerikada bazı kimseler bir telgrafhaneye şöyle bir telgraf çekmektedirler: *“Nevyorkta, 156 incı cad- dede 208 numaralı dairede Bayan Villiyi temiz, genç fa- kat esmer bir müvezzi vasıta- sile nam ve hesabıma öp- türünüz!,, Bu - telgrafa şartlar da ilâve mektedir. Telgrafhane bu telgrafı alır, evvelâ telgraf ücretini hesab: lar, buna bire iki olmak üze- re buse harci da ilâve eder ve paranın tediyesinden sonra telgrah çekerl Bu telgraf farkı San Fran: siskodan Nevyorka gider, ora- da tarife göre bir müvezzi tel- grah alır, sahibini bulur ve muvazzaf olduğu öpmek va- zifesini görür! Bu usul şimdi kaldırılmış demektir. Sebebi de şudur: Müvezziler bu vazifeyi gör- mekte taallül göstermektedir- ler?. Daha doğrusu eğer öpül- mesi telgrafiyen emredilen ka- din 35 yaşında ise müvezzi- ler $ dolar, 35 den yukarı ise 10 dolar öpmek harcı iste- mektedirler! Kumpanyalar da bu vaziyet karşısında bu usülü — kaldır: mışlardır. Fransa maarif nazırı Moskovaya vardı Möskova, 3 (Radyo)—Frran: sa Maarif Nazırı B. Jan Je Moskovaya vasıl olmuştur. B. Jan Je Sovyet festivaline iştirak edecektir. Fransız nazırı Sovyet ma- arif komiseri tarafından kabul edilmiş vesair rical ile de te- maslarda bulunmuştur. daha birçok edilebil- bulunmıyan memleketleri en- dişeye düşürmektedir. Çanakkale hâdiseleri Tür- kiye hükümetini müteessir etti ve Türkiye hükümeti icab eden bütün tedbirleri almağa hazır- lanmaktadır. Çanakkalede vaki olan te- cavüzler general Frankonun tahtelbahirlerine — atfolunmak- tadır, ve bu tecrim teemmüle lâyık birşeydir. Londra komi- tesinde İspanya hükümetçile- rinin bir tahtelbahir filosuna malik olduğu, general Franko- nun ise yalnız iki tahtelbahiri olduğu görülmüştür. General Frankonun son zamanlarda yeni tahtelbahirler mübayaa ettiği ve bu tahtelbahirler sa- yesinde Akdenizde bu kadar tam bir polis nezareti teminine muvaffak olduğu iddia edile- bilir mi? Eğer bu iddia vârid addo- lunmazsa, avakıbi vahim olan diğer faraziyeleri gözönünde bulundurmak icab eder. Çünkü bu faraziyeler, İspanyol hükü- metinin Cenevreye gönderdiği notada dahi beyan olunduğu veçhile, üçüncü bir devletin Akdenizdeki - tecavüzlere faal bir surette iştirakini kabul mecburiyetini husule getirir., Macar basını: Macar gazetelerine göre, Akdenizde seyrisefain meselesi beynelmilel efkânm umumiyeyi tekrar ehemmiyetle işgal et- mektedir. Muhtelif milletlere mensub gemilerin meçhul tay- yareler tarafından bombardı- man edilmesi gibi tehlikeli hâ- diseler her ne kadar tekerrür etmemişse de İngiliz gemileri tahtelbahirler ve muhripler ta- rafından tecavüze uğradıklarını bildirmişlerdir. Valânsiya hü- kümetine aid iki gemi de Ça- nakkale önünde bir tahtelbahir Gizli Cihangir —49-— Vücudu. yerinden fırlar gibi bir hareket yaptı. Şiddetli bir elektrik cereyanına kapıl- mış - gibi ihtilâçlar içinde kal- di. Yüzündeki hal, şiddetli bir ağrı altında kaldığımı da österiyordu. Koltuğa hare- geııiz bir balde düştü. Tröst azası şefin yanına koştular. Fakat yanına yakla- şirken hepsi de büyük bir korku içinde idi. İçlerinden €en cesuru şefin elini tuttu ve: — Yazık.. Fücceten ölmüş! Dedi. t" Şefin ölümü üzerine, bu Nakleden: F.ğımııddln Benlioğlu tröstü arasında panik — başladı. Tröstün canı, dimağı bu adamdı. Cihan bankalarının hepsine de bu adam hâkim olmuştu. Tröstün azası, — şeflerinin ölümünü mucip olan bu ha- rikulâde haller ve hâdiseler karşısında daha fazla edemediler ve tröst azalığın- dan istifaya karar verdiler ve kararlarım da tatbik ettiler. Büyük kârlar için kurulmuş olan altın tröstü, şimdi bir çocuk oyuncağı olmuştu. Aza- dan hiçbiri meçhul kudretin maliyeciler büyük bir ısrar tarafından batırılmıştır. Bu tah- telbahirlerin Frankonun deniz kuvvetlerine mensubiyeti şüp- hesizdir. Garbi Akdenizde vaziyetin | bazı tehlikeler gizlediği şüp- hesizdir. Beynelmilel bir Ajans Frankonun Valância hüküme- tine silâh taşıdığından 'şüphe edilecek her gemi üzerine ateş açtıracağını İngiliz hukümetine bildirmiş olduğu haberini yay- mıştır. Ayni ajansın verdiği malümata göre Hendayedeki İngiliz sefiri böyle bir tecavüz vukuunda İngiliz harb gemile- rinin mütecaviz gemiye karşı derhal ateş açacaklarını Fran- ko hükümetine bildirmek için talimat almıştır. Bu haberle- rin hiç birisi inanılır gibi de- gildir. Çünkü aşikârdır ki Ak- denizdeki ihtilâfları çoğaltmak ve büyük deniz devletleri ile niza çıkarmak Frankonun men- faatlerine — uygun Bundan başka düşünmelidir ki daha bundan bir kaç gün önce Mussolini — Palermoda söylediği bir nutukta İngiliz - İtalyan Akdeniz paktından bahsederek bu paktız Akde- nizde seyrisefain yollarının ser- bestliğini teyid ettiğini söyle- miştir. Palermo nutkunun Roma ile Londra arasında henüz mual- lâkta duran meselelerin hal ve faslı için İngiltere ile baş- lıca müzakerelere — girişmek maksadını istihdaf ettiği şüp- hesiz bulunmakla bilhassa bu anda İtalyanın Akdenizde İn- giliz seyrisefainine müşkülât çıkarması akla sığmaz. Fakat böylece İtalya İnglitereye say- gı göstermek ve Akdenizdeki havayı kabili içtinab her tür- lü karartılardan korumak iste- yince Salamanka hükümetinin kendi başına ve Akdenizde kendisi için hayırhah yegâne büyük devletin yardımı olmak- sızın Valânsiya sahillerini ab- luka etmek gibi hukuku düvel bakımından doğru olmiyan bir harekete kalkışmış olması da farzedilemez. İngiltere ile İtalya arasında bütün fikir ihtilâflarının bilhas- sa Akdeniz ve İspanya mese- lesinden çıktığını zannetmek pek doğru olmaz. Her neka- dar İngiliz gazeteleri Mussoli- emri hilâfına hareketi düşün- müyordu. İçlerinden bir kıs- mı da: — Hakikat, bizim yaptığı- mız iş caniyane idi. larının müthiş zarârını mucib oldu. Bankerlerden ikisi be- yinlerine birer kurşun sıkmak- la yaptıkları kötü hareketin cezasını çektiler. Dördü iflâs etti; birkaçı da çok büyük güçlüklerle tutunabildiler. Ve, beşeriyet bu suretle, meçhul kuvvet sayesinde bir düzine bankerin kurbanı ol- maktan kurtuldu. Profesör R:ıı. bir gün - hiç beklemediği bir sırada Lid- yadan telefonla bir davet değildir. | işleri görünce onu terketmiş İt Katil, karısı ve çocukları Atina, 2 (Hususi) — Evel- ki gün burada gayet feci ve tüyler ürpertici bir cinayet ol- muş, Psomadopulo adında bir şahış, iki çocuklu İrini adın- daki karısını bıçakla kırk ye- rinden ağır surette yaralamak suretile öldürmüştür. Feci cinayet, Atinada derin bir teessür uyandırmıştır. Katil zevç, zabıta tarafından yaka- lanarak adliyeye verilmiştir. Psomadopulo, verdiği ifade- de diyor ki: — Zevcemden hiçbir veç- hile müşteki değilim, Hele namus ve ilfetine diyeceğim yoktur. Yalnız biraz dilbazdı. Çok defa, onun bu tabiati, beni hiddete sürüklüyor ve kendisini dövmeğe bile icbar ediyordu. Başka bir kusuru yoktu. ninin uzlaşmaya âmade oldu- gunu Palermo - nutkiyle ifade edişini memnuniyetle kaydedi- yorlarsa da Daily Telgraphde intişareden Foreign Olliceden telkin ve ilkam edilmiş oldu- ğu anlaşılan bir makalede İn- gilterenin Mussolini tarafından ileri sürülen ve Akdeniz mın- takasında bolşevik tesir ve nüfusuna müsaade etmiyece- ğini tazammun eden tezi be- nimsemiyeceği tebarüz ettiril- miştir. Ayni zamanda mezkür İngi- liz gazetesi İngiliztelâkki nok- tai nazarına göre Akdenizde seyrisefain emniyetini şiddetle tehlikeye maruz bırakan bazı tezahürlere işaret etmiştir. Bu suretle gelecek İngiliz - İtalyan müzakerelerine tasfiyesi lâzım gelen en müşkül nokta göste- rilmiş oluyor. Bu meseleyi ehemmiyetten âri görmek yan- | lış bir hareket olur. Akdeniz- de İtalya ile İngiltere arasında aydınlatılacak daha birçok me- seleler çıkacaktır. Fakat her iki tarafta da esası teşkil eden aldı. Lidya, profesöre mümkünse hemen — gelmesini rica edi- yordu. Profesör Roz, Lidyanın ya- nına vardığı zaman, genç ka- dını küçük ve Lüks bir salonda buldu. Lidya zayıflamış, uzun ve ağır bir. hastalıktan kalkmış gibi bir halde idi. Gözleri, o parlak yeşil ren- gini kaybetmiş, şimdi mor bir halka içinde derinlere kaç- mıştı. Kadının bakışlarından, profesör, fevkalâde bir sebeb- le davet edildiğini anladı. Lidya: — Bay profesör, dedi, sizi buraya bana bazı hususlarda izahat vermenizi rica için davet ettim. — Emrinizs hazırım, bayan. — © halde niçin öldürdün? Sualine karşı katil zevç şu cevabı verdi: — Ben evi satmıştım. Fa- kat ev, onun değil, benimdi. Evin parasını kötü kadınlarla yidim ve bitirdim. İşte bun- dan sonra idi ki, karım, ben- den soğudu. Bir hafta evel, çocukları alarak — babasının evine gitti. Gelsin, diye haber gönderdim, fakat kulak as- | madı. Babasını vasıta koydum, o da kandıramadı. Evelki gün, kendisine rast- ladım. Eve gelmesini söyledim, lâkin ne söyledimse para et- medi. Bunun üzerine bıçağı çekerek kendisine sapladım. Kaç defa vurduğumu ve nere- sinden yaraldığımı bilmiyorum. Ne yapalım? Bu, menhus bir tesadüfün doğurduğu — hâdi- sedir. maksad ve niyet anlaşmaya varmaktır. Bunun için telâş ve heyecan verici haberler karşısında her iki tarafın mes- ul politikacılarının iyi ümit ve niyetlerle başlamış olan anlaş- ma teşebbüsünü iyi bir neti- ceye isal için azmetmiş olduk- larını sarahatle ifade ettikleri- ni kaydetmek lâzımdır. Ve hakikaten de son günlerde Akdenizde mühim bir hâdise olmamıştır. Hava heyeti umu- miyesile berrak kaldığı müd- detçe şurada, burada topla- nan bulutlardan nem kaparak yıkıcı bir fırtınanın kopacağına dair — kehanette — bulunmak doğru beğildir.,, Birinci Sınıf Mutahassıs Dr. Demir Ali Kamçı oğlu İCilt ve Tenasül hastalık. ları ve elektrik tedavisi İzmir - Birinci beyler sokağı Elhamra Sineması arkasında Telefon : 3479 — O korkunç günden son- ra meçbul kuvvetle karşılaşıp karşılaşmadığınızı anlamak is- tiyorum. — Hiç karşılaşmadım. — Çok garib! Aradan ol- dukça uzun bir zaman geçti. — Hakikat şudur bayan: Müteveffa General — Marsla yapmakta olduğumuz araştır- tırmalar da, faciadan sonra inkıta etmiştir. Ne fayda var sanki?. Kuvveti, bütün dehşe- tile öğrendik, başımıza birçok felâketler geldi. Ben kendi hesabıma araştırmalarda artık bir mana bulamıyorum. Lidya, profesörün - sözlerini büyük bir dikkatle dinledi, Biraz da düşündükten sonra: — Yoksa, meçhül kuvvetin faaliyetten vazgeçtiğini mi sa- lerini gezmişlerdir. Venedikte Amiral Kenedinin huzurile bir resmi kabul yapılmıştır. — İtal- yanın Amerika sefiri, Dük dö Jen de iştirak etmiştir. Cesetler çıkarıldı City OF, (Panama) 3(A.A.) -- Triton ismindeki karakol ge- 'arpon vapur müretteba- tından dokuz kişile 89 yaşında bulunan kaptanın cesedini de- nizden çıkarmıştır. Deli bir Yahudi Paris, 3 (Radyo) — Bugün polis dairesinde bir hâdise olmuştur. Pasaport dairesine gelen bir Yahudi, yerlere ben- zin dökerek daireyi ateşe ver- miştir. Yahudi derhal yakalanmış ve zabıteya verdiği iladede; İspanya hâdiselerine karşı bü- yük devletlerin hareketsiz kal- malarını protesto etmek iste- diğini, daireyi bu sebeple ateşe verdiğini söylemiştir. Müteca- vizin şuurunun bozuk olduğu sanılmaktadır. Prens Şişibu Berli. ne de gidecek Berlin, 3 (Radyo) — 13 eylülde Japon imparatorunun kardeşi Prens Şisibu Berline gelecek ve bir gün kalacaktır. Yaşüzümler Avrupada iyi satıldı.. İstanbul, 3 (Hususi) — İz- mirden Avrupaya gönderilen ıgqîızümlcrin. çok iyi satıldığı ildiriliyor. Yaşüzüm sevkiyatına, bun- dan sonra İstanbuldan da te- şebbüs olunacaktır. Buğdaymahsulümüz Geçen seneden daha iyidir İstanbul, 3 (Hususi) — Zi- raat Vekili B. Şakir, buseneki buğday mahsulünün, geçen seneninkine nisbetle daha iyi ve mebzul olduğunu beyan eylemiştir. TAKVİM | Rumi - 1353 Arabi- 1356 Ağastos 23 | Cem, ahar 27 Eylâl 4 Cumartesi Evkat Ezan Vasat Evkat Ezan Vasat üneş 9,26 - d,5dakşam IZ İöğle — 4,51 12,20yataa — 1,36 20,19) ikindi 8,48 16.11imsak 8,55 340 nıyorsunuz? Ardenya ile artık meşgul olmiyacak mı? Yoksa.. Daha korkunç bir vaziyet mi — var?.. Diye sordu. Profesör istırablı bir halde: — Bu suallerinize ne suret- le cevab vereceğimi -bilmi:- yorum. Dedi ve sonra ilâve etti: — Ne biliyoruz?. Belki de bizi unutmuş görünmekle be- raber şu ânda görüştüklerimi- zi de dinlemektedir. — Ben, çok defalar irade kudreti ile bu meçhulü davet ettim, fakat hiçbir cevap ala- madım. Fakat sizi davet et- mezden çok az evel bu meç- hul - kuvvetin sesini hemen kulağımın dibinde duyar gibi oldum. — Sonu var —

Bu sayıdan diğer sayfalar: