24 Eylül 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

24 Eylül 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Japon tayyareleri Nankin şehrini ba Sayfa 4 Ein n Jgn harbinin ölüm saçan feci tezahüratı tan başa harabeye çevirdiler. c Nankin caddeleri insan cesedlerile doludur. Halk, şaşkın bir halde kaçıyor. Ingiliz matbuatı bu vahşete son verilmesini istiyor — Başı 1 inci sahifede — Pekin, 23 (ALA.) — Pac- tingiunun zaptı için çok — şid- detli bir meydan muharebesi yapılmaktadır. Japonlar Çin | kuvvetlerinin — sol — cenahına karşı yapmış oldukları muvaf- fakıyetli çevirme — hareketine tayyare filolarının ve ağır top- çunun yardımile devam ederek Çin mevzilerini bütün - zephe boyunca Masenk ile Tiyençin- Pukof demiryolu arasında çok şiddetli bir tazyik altında bu- lunduruyorlar. Haftalardenberi devam eden muharebelerden yorgun düşen | Çin kuvvetleri bütün bu yor- günl iklarına rağmen Japon- ların bu müthiş taarruzuna göğüs germektedir. Ayrıca Nankinden taze üç Çin fırkası bulunmaktadır. Çin tayyare topları Paoting- fuda iki Japon tayyaresini dü- şürmüşlerdir. Vaşington, 23 (A.A.) — Ha- riciye Nezareti Tokyo hükü- metine bir nota vererek Ame- rika tebaasile sivil ahalinin tehlikeye maruz bırakılmasını tasvib etmemekte olduğunu bildirecek ve Nankinde teba- anın oradan çıkarılmasına da kail olmadığını beyan ede- cektir. Vaşington hükümeti Japon- yanın hareketinden dolayı ken- di hukuku ile tebaasının huku- ku haleldar olduğu takdirde bu hükuku aramak hakkını muhafaza etmektedir. Vaşington hükümeti, Nanki- nin yeniden. bombardıman edi!mesinin önüne geçilmesini ümt etmektedir. Londra, 23 (Radyo)— İngi- liz matbuatı, Nankin ve Kan- ton şehirlerinin bombardıma- nından bahsle Japonyanın ha- reketini şiddetle takbih et- mekte, bu hareketlerin, insa- niyet mefhumile kabili telif olmadığını, bu derece cani- yane hareketler görülmediğini kaydeylemektedir. Taymis gazetesi, tayyarele- rin attıkları bombalardan par- çalanmış Çin çocuklarından birinin cesed halindeki fotog- rafını neşretmekte ve hükü- metin, bü vâahşete son - veril- gelen ihtiyatta - ÖOl derin bir hayret içinde bakı- yorlardı. Boris ciddi fakat hareketsiz bir halde duruyordu. Lidya: — Ne şayanı hayret yer.. Hakiki bir cennet! Dedi. Boris: — Burası benim meskenim- dir!. Dedi, Profesör Roz da: — Harika, harikal. Dedi. — Maamafih vücude geti- rilmesi çok basit bir şeydir. ———.... mesi için Uluslar Sosyetesi nezdinde ciddi teşebbüsata girişilmesini istemektedir. Şanghay, 23 (Radyo) — Ja- pon ordusu, şimali Çinde üç koldan Paotingko istihkâmla- rını topa tutmuştur. Şanghay, 23 ( Radyo ) — Mareşal Çan-Kay-Şek, ailesi efradile birlikte bir tayyareye binmiş ve Nankinden Şang: haya gitmiştir. Tokyo, 22 (AA.) — 21 Eylül sabahı Japon tayyare- leri, Cantona taarruz etmişler- dir. 19 Çin tayyaresiyle şid- detli bir muharebe olmuş ve 11 Çin tayyaresi düşürülmüş- tür. Bu muharebe bir saatten fazla sürmüştür. Ayni gün sa- at 14 de Japon donanmasının diğer tayyare filoları, Cantonu ikinci defa olarak bombârdı- man etmişler ve bu suretle sabahleyin yapılmış olan bom- | bardıman tesiratını ikmal ey- | lemişlerdir. Bu iki taarruz, | Çinlileri mühim zayiata uğrat- Gizli Cihangir Nakleden: Fîomsıddin Benlioğlu mış ve Cantsnda panik hasıl olmiştir. Şimali Çinde Tiyençin Tsi- Man demiryolu üzerindeki Çin kıtaaltını takib etmekte olan Japon ordusu Tiyençine 100 kilometre mesafede bulunan Tsaig - Hsiene vasıl olmuştur. Çinliler 1935 senesindenberi burada birçok müdafaa ter- ribatı vücude getirmişlerdir. Tsang - Hsien'in zaptı kuv- vei karibeye gelmiştir. Şanghay, 22 (A.A.) — Ja- ponlar Kuomingtangın umumi karargâhını ve Nankindeki as- keri hava komisyonu ile Çin harb gemilerini bombardıman etmiş olduklarını bildirmek- tedir. Şanghay, 22 (A.A.) — Ja- pon makamatı namina söz söylemiye salâhiyettar bir zat Nankine karşı müteaddid ta- arruzlar yapılacağını ve ami- val Hasegavanın ihtarının har- bin bütün devamı müddetince müteber olacağını beyan et- miştir. Nankin, 22 (A.A.) — Ja- pon tayyareleri bombardıma- nınin ika etmiş olduğu hasar miktarı henüz malüm değildir. Ancak nüfusca zayiatı pek az olduğu söylenmektedir. Çünkü — Fakat, görünüş itibarile de harikulâdedir. — Hayır, hayırl - Bunlar sade göze görünen ve haki- katte mevcud olmiyan — şey- lerdir. Bu da benim en bü- yük sırrımdır. — Görüyorum, Boris, gö- rüyorum. Bütün muvaffakıyet- lerin zahiridir. Lidya bunları söylerken sa- bık kocasının yüzüne dikkatle baktı, Boris çok sakin bir tavırla: — Belki, Lidya, dedi. Fa- kat hayatta herşeyin sahte ve esassız. olduğunu — unutma.. l Şehidlerimizi selâmlıyalım. halk tayyarelere karşı vücude getirilmiş olan melcelere sı- ğınmış bulunuyorlardı. Tökyo; 22 (AA) — Nane kinin bombardımanının İngiliz ve Amerikan sefirleri tarafın- dan protesto — edilmesinden bahseden Hariciye Nezareti namına söz söylemeğe selâhi- yettar bir zat Amerika ve İn- giliz. sefirlerine Japon hükü- meti siyasetinin asla değişme- miş olduğunu yani Japonların gayri muhariplere taarruz et- mekte olduklarının ve üçüncü devletler tebaasının haklarına dokunmak niyetinde olmadık- larını bildirilmiş olduğunu be- yan eylemiştir. Amiral Hasegavanın Nan- kinden çekilmek için yapmış olduğu ihtar bu tebaanın men- faatleri ve emniyetleri namına idi. Şanghay, 22 (A.A.) — Sent- ral Nevs Ajansı, 50 Japon tayyaresinin bu sabah Nan- kine karşı yapılan taâaarruza iştirak etmiş olduğunu bildir- mektedir. Tayyarelerin pilot- larından yalnız bir tanesi tay- yare defi bataryalarının bara- jinı seçebilmiştir. Tayyareler on kadar bomba atmışlardır. Bu bombalar yan- gınlar çıkmasına sebebiyet ver- miştir. Paris, 22 (A.A.) — Fransa hükümeti, Tokyodaki sefirine Nankininin bombardıman edil- mesinin tevlid ectmesi muhte- mel netayiç hakkında İngilte- — Başı J inci sahifede — billerin birkaç saniye için olsun abide önünde durmasını ve yolcu: ların abideyi —selâmlamalarını eme retmiş Muvakkaten tatbik edilen bu utal, bilâhare unutulda, gitti. Biz, vazifemizi tekrar hatırlatıyoruz. Şebidler abidesi önünde de- rulmalı, orada yatan büyük varlığa selâm — verilmelidir. — Belediyeden bekliyoruz bunu! Karaya oturan İtalyan vapuru.. Onkon, 23 (Radyo) — Bir- kaç gün evel kopan bir ka- sırga neticesinde karaya oturan Konteverde adlı İtalyan va- puru denize çekilmiştir. Bizi ihata eden bu — kadar mevcudat ve eşyanın hakikati hakkında henöz ne biliyoruz ki? Niçin düşüyoruz, neden doğuyor ve niçin ölüyoruz? Dimağ nedir? Mide ve da- marlar nedir? Bir an evel va- zife görürken, bir an sonra hiç; birşeye yaramamaları neden doğuyor? Profesör Roz, ne demek istediğimi tabii anla- maktadir. : Profesör Roz: — Tabit çok iyi anlıyo- rum! Diye Borisi tasdik etti. Ha- kikat eğer cidden mevcud ise bizim elimizden daima kaç- maktadır. Tıpkı - dalyandaki sular gibi.. Lidya tabii bir - gülümseme ile: — Maamafih, balıklar eli- renin yapmış olduğu teşebbü- se mutadil teşebbüste — bulun- ması için talimat vermiştir. Şanghay, 23(A.A.) — Sent- ral Nevs Çin Ajansı, Japon: ların Nankine karşı yapmış oldukları hava taarruzu esna- sında 70 ev tahrip etmiş ol- duklarını bildirmektedir. Komisngtang merkez bina- sının bir cenahı harab olmuştur. İstifadan vazgeçirile- cek mi? Bay Van Zeland Brüksel, 23 (Radyo) — Bel- çika başbakanı B. Van Ze- landın istifa edeceği hakkın- daki şayialar üzerine, bugün Nazırların birkaçı, siyasal te- şekküller liderleri ve bazı as- keri rical, başvekili ziyaret etmişler, — istila — etmemesini kendisinden rica eylemişlerdir. | Rus tahtelbahirleri Akdeniz korsanlığına iş- tirak etmemişlerdir.. Paris, 23 (A.A.) — Havas Ajansı muhabirinden: Sovyet Susya sefareti tebliğ ediyor: Bazı Fransız gazeteleri Sov- yet denizaltılarının Akdeniz: deki korsanlık hareketlerine iştirak etmiş olduklarına dair bir haber neşretmiş oldukla- rından Fransadaki Sovyet se- fareti matbuat bürosu tarif ve tavsif etmek istemediği bu haberlerin asıl ve esassız ol- duğunu beyanla kat'i surctte tekzibe mezundur. mizde kalıyor ya.. — Fevkalvaki birşey, bir hakikat vardır. Bu meveudi- yeti biz hissediyoruz. * Kendiliğinden bir süküt ha- sıl oldu. Lidya ileriye yürüdü, kırmı- zi mermerden - yapılmış - iki basamak merdivenden indi ve çiçekler arasında gezinmeye başladı. İki erkek te Lidyayı süküt içinde takib ettiler. Boris biraz sonra: — Yorgun olduğunuzu sa- nıyorum! Dedi. Lidya: — Ben hiç yorulmuş de- gilim!. Diye cevab verdi. Görüş- meye devam etmeği tercih etti. Fakat Roz: Yugoslavya manevraları.. se Mareşalımızla refakatindeki zabitana nişanlar verildi Mareşal Fevzi Çakmak Belgrad, 23 (Radyo) — Ec: nebi Erkânıharbler, manevra- ları Küçer mevkiinden takib etmişlerdir. Harbiye ve Bah- riye Nazırı, burada ecnebi Erkânıharblere izahat vermiş, kendilerile görüşmüştür. Er- kânıharbler, — manevralardan sonra Keplice kaplıcasına gel- mişlerdir. Orada istirahat ede- ceklerdir. Bugün Yugoslavya kralı S. M. ikinci Piyer namına ecnebi erkânı harblere nişanlar veril- miştir. Yugoslavya tacı nişa- nının büyük kordonu, en büyük nişan olarak Türkiye büyük erkânı harbiye reisi Mareşal Fevzi Çakmağa verilmiştir. Albay Şefik ile diğer al- baylara dördüncü rütbeden beyaz kartal nişanı, yarbay İhsan ve Cevdet ile diğer yarbaylara da dördüncü rüt- beden Sentode nişanı veril- miştir. Belgrad, 23 (Radyo) — Ro- manya Erkânıharbiyei umumiye reisinin riyasetindeki askeri heyet, bugün buraya gelmiş ve doğruca manevraların ce- reyan edeceği sahaya azimet etmiştir. Yugoslavyya ordusunun ya- pacacağı manevralar, bu ayın 26 sında bitmiş olacaktır. İtalya Tuanusta Fransız inzibatını ihlâl etti Paris, 23 (A.A.) — Tunus hâdiseleri hakkındaki tahkikat devam etmektedir. İtalyanların Fransız himayesi altında olan Tunusta kavanin ve nizamata muhalif hareketlerde bulunmuş ve inzibatı ihlâl etmiş olduk- ları itiraz kabul etmez gibi görünmektedir. Bu sebepten dolayı Fransa İtalyadan tar- ziye ve mücrimlerin tecziyesini istiyebilecektir. İtalya amirali Tunusu - ter- ketmeden evel - teessürlerini bildirmiştir. İhtimal Roma — Bana müsaade ederseniz ben istirahat edeceğim. Dedi. Boris: — Muhterem profesör ar- zularını tatbikte tamamile ser- besttir. Dedi ve beyaz ipek gömlek giymiş yerli bir delikanlı gö- ründü, Boris bu gence: — Bay profesörü hususi odasına götür! Emrini verdi, Profesör Roz, Lidya ve Borisi selâmladıktan sonra yerli de- Hikanlıyı takib etti. Profesörün ruhunda büyük bir sıkıntı vardı. Bu cenneti andıran yerde, çok — sıkiliyor: |- du. Maamafih bunu tabil gö- rüyordu, Çünkü başka bir âlemden yeni bir âleme inti- — AaB e d 24 Eylet 98t 4 F' | ADK . Kadınlar arasında İkiçeşmelikte Medine yoku şunda Muhlis karısı 40 yaşjit da Bn, Nefise, anahtar n;z lesinden Ziya karısı Bn. | ziyeti nalınla yaralamıştır. Sarhoşluk Karataşta kız lisesi önündt sarhoş olarak gürültü yapafı | Kahraman oğlu kumusyoncü Taayoçlar tutulmuştur. Sarhoş etmiş Fevzipaşa bulvarında Bey | şehirli sucu Tahir oğlu Halil, Fethiyeli on sekiz yi e Mehmede şarap içirerek fazlâ sarhoş olmasına sebebiyet ver” diğinden tutulmuştur. ğ Çakı ile yaralamış Kemerde Sürmeli - sokakti | umumi kadınlardan Sabahati çakı ile yaralıyan Besalet, 2 bitaca - tutulmuştur. Endişeler zail oldu Londra, 23 (A.A.) — Lom| dra matbuatı Fransa Hariciyt Nazırı Bay Delbosun dün C& nevrede İtalyan elçisi Scoppf ile yaptığı iki mülâkata bü bir ehemmiyet vermektedir. Umumiyetle zannedildiğ göre, İtalyan — elçisi F Hariciye Nazırına teminat rerek İspanyaya yeni gönüllüleri - gönderileceği h berlerinin Fransada nd dığı endişeleri izale etmiştir. Paris, 23 (Radyo) — Fran$ Dış Bakanı B. Delbos ile İtsl ya delegesi B. Yovasko sındaki müzakerelere ehen yet verilmektedir. İki diplomat, Balcar ad meselesi ile Habeşistan i; tedkik etmişler ve hükümet lerini derhal haberdar mişlerdir. Prağda bir icti Prag, 23 (Radyo) — zarikin cenaze merasimil bulunmak üzere buraya mış olan Romanya Başb B. Tataresko ile Yugo B..İ hç Dış Bakanı B. Blıbıhıiı’ ıb'B. Milân uzun — bir içtima yap lardır. ” B. Stoyadinoviç ve B. Tatf resko akşam üzeri memlek' lerine dönmüşlerdir. —— Fransanın talebine cevab meden evel amiralin bekliyecektir. Fransız memurları bu me$f lenin Pazartesi günü Niyon? cereyan edecek olan müzi reler üzerinde hiçbir tesir if , etmiyeceğini beyan etmek dirler. Yerli delikanlı birde: durdu, ve: — Bay profesör, sizin * reniz burasıdır. Dedi, Prtofesör, hakikatte bir adım yürüdüğünü - bil Kendi kendine: — Burada ne duvar ne de kapı pençerel.. Diye söylendi. Zaten yerli delikanlı d& , — Bay profesör — burdi duvar vekapı, mevcud 017 dığını im, - Dedi ve bir iki adım çekildi, gözden kıybolÖ' Yalnız kalan profesör Fi den az uzak kısmın sis İÇ' | gibi göründüğünü anladı — Sonu var —

Bu sayıdan diğer sayfalar: