12 Ekim 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

12 Ekim 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TANADOLU —.. Yazan: M. Ayhan — m Doğan meyhaneci ile beraber yara- hi delikanlının odasına girdi Geminin süratle liman ağ- zına gelmesi için, bir Yunanlı kayıkçı ile haber gönderdi. Doğan şehrin ancak muayyen noktalarında dolaşıyordu. Karısı fikri sabit halinde kafasının içinde yaşıyordu ve zaman zaman, asabiyetinden yamruklarını o kadar sıkıyor- du ki, tırnakları avuçlarının etlerini yırtıyordu. Doğan, hayatında hiç bir zaman bu kadar sinirlenme- mişti, Mahut meyhaneye girdiği vakit, yalnız meyhaneciyi bul- du. Bu eski haydut onu gö- rünce bütün şişmanlığına ve iriliğine rağımnen yirmi yaşında bir delikanlı gibi sıçradı ve koştu: — Kahramanım, siz mi gel- diniz? Doğan, parmağı ile susma- sını işaret etti. Meyhaneci güldü: — Kimsecikler yok. Hep- si de çıktılar gittiler. — Yaralı nasıl? — Uyuyor.. — Şimdi de şöyle ikimiz için bol bol pirzola hazırla, beraberce yiyelim, içelim.. Meyhanecinin saadeti, şiş- man yanaklarını bir tarafından öbür tarafa kadar katedilen ağzında vazıh şekilde gözü- küyordu: — Sen o işi başarıncıya kadar ben de şu yaralıyı gö- reyim, Doğan böyle söyliyerek, ayak ucuna basa basa, yaralının odasına girdi. Hakikaten uyu- yordu. Fakat birdenbire sayık- lamıya başladı: — Ne feci hakikat!.. O, benim anamın katilinin kızı olsun hal.. Fakat prenses ni- çin yanıldığımı söyledi. Acaba a'dandım mı?.. Ah, öyle bir saadeti ele geçirsem.. İrini Bu muhterem Generali cs- kiden tanır ve bilirim, çok söz söylemez. Yalnız güler, iltifat eder, düşünür ve lü- zumsuz işlere girişmez. Ken:- dilerini bildiğim için müsaa- delerini aldım, yolumuza de- yam ettik. Biraz sonra dört nala koşan bir süvari kafilesi: — Başta General Rasim, arkasından zabiller, erkân- harbler.. Otomobilden inerek arka- sından koştum, rica ettim: — Generalim; vaziyet hak- kında bir iki söz: — Lâkırdı sırası değil, işi- miz var. Ve atını sürdü. Arkadan bir batarya daha arkadan cebri yürüyüşle âdeta koşan bir piyade kıt'ası.. Peki bu vaziyette kim ga- lib, kim hâkim? Bence bu vaziyet hayli ka- rışıktı. Ve ben hakikaten an- lıyamıyordum. Evet, bana göre tuhaf bir safha vardı. Fakat bütün kıt'aların muntazam bir şekil- de yürüdüklerine göre bana rağmen, onlar bilerek hareket ediyorlardı. i ** Meseleler: Manevrada tetkik olunan ve bilir.. O, herşeyi bilir... O, büyük bir kadındır.. Ne kadar seviyorum Stelayı... Şu herifi gebertsem kâli.,. Beni kurtaran da Meçhul korsanmış hal... Tuhaf şeyl.. O, burada ne arıyor?. Nasıl da dövüşüyor. Tıpkı aslan gibi.. Kılıçı elinde oyuncaktan farksız.. Ona şük- ranımı ödiyemiyeceğim.. Hem de ne güzel delikanlı... Bu kadar yâşta bu kadar şöhret ve kuvvet... Yaralı hafifçe inledi ve göz- lerini açtı. Evvelâ etrafına ba- kındı, sonra gözlerini Doğana çevirdi.. Yerinden kımıldamak istedi. Fakat Doğan sıçradı. Onu tuttu: — Hayır, rahatla yat arka- daş... Yaralının gözleri, sevinçle parlıyordu: — Sizsiniz hal.. Siz!.. — Evet, benim.. — Belki ölür, belki yaşa- mm, Bana asıl isminizi - veri- niz.. — Mazur gör delikanlı.. Benim adım Moeçhul korsandır, © kadar... Herşeyi biliyorum.. Anlıyor musun, aşkinı, endişe- lerini, herşeyini — biliyorum.. Sana ben de söyliyeyim: Anneni öldüren onun ba- bası değildir. Binaenaleyh se- vebilirsin.. Kalbinin alabildiği kadar sevebilirsin.. Ancak, o böyle büyük bir: vaşka lâyık mıdir?.. Seni ıstırabınla baş- başa bırakması ihtimali yok mudur?. Delikanlı büyük bir heyecan geçiriyordu. Sesi titriyordu: — Onun kızı olmasın da ben başka ıstıraplara razıyım.. Kimbilir ya, belki de sever... Ümit dünyası bu.. — Peki, orasını da sen bi- lirsin.. Prensese ve bana inan ki, korkun boşunadır, üzüntün boşuna.. bazı meseleleri de kısaca ilâve edeceğim: Aydın hattı üzerindeki Sa- ray köprüsü mefruzen yıkıl- mıştir. Şu halde nehirden na- sıl geçilecek ve alâkadar kıt'a- larla teşekküller nasıl hareket edecektir? Köprünün yıkılması netice- sinde, muvasalayı temin etmek, trenden inmek, seyyar rampa vasıtaları kullanmak, aktarma yapmak lâzım. Bunlar için za- man sarfetmek meselesi vardır. Köprünün yıkıldığı tebliğ edilince, bir taraftan kuman- dan, alayını geçirip yürütmek çarelerine başvuracak, diğer taraftan da şimendifer idaresi trenleri tahrik ile münakaleyi bir an evel temine çalışacaktır. Aydına tertib olunan ilk hava hücumunda, bir askeri trenin | tam istasyona gireceği sırada | hatları tahrip edildiği farzo- lunmuş ve bu vaziyet karşı- sında trende bulunan kıtaatın ve şimendifer memurlarının ne gibi hareketlere ve tedbirle başvurdukları tetkik edilmiştir. Görülüyor ki, Ege manevra- ları, ilk bildirdiğimiz şekilden çok mühim meseleleri — ihtiva etmektedir. Mahmud Reşad Targay Aydın, 11 (AA.) — Kır- mızı ordu bügün süvari liva- CrATBEE TTT I — İnanıyorum.. Sana da, prensese de inanırım.. Çünkü SiZ.. — SONU VAR — | G. Metaksas söylüyor — Başı 1 inci sahifede — Dost ve müttefik hükümet reisi Avorofla gelecektir. Averof, Çanakkalede Hamidiye tarafından karşılanacaktır. Göneral Motaksas, büyük me- rasimle karşılanacaktır. Atina, 11 (Radyo) — Yunan başvekili general Metaksas, yakında Ankaraya gidecektir. Başvekilin refakatinde,Hariciye Nezareti müdiranından Roma- no, Kostas ve Andolis bulu- nacaklardır. Bundan başka — matbuat umum müdürlüğü genel sek- reteri Mandatatusile komutan ( Nobelis ) de Başvekile refa- kat edeceklerdir. Vehabiler Maverayişeria hu- dutlarına hücum ettiler.. Kahire, 11 (Radyo) — Am- mandan alınan haberlere göre; Vehabilerden mühim bir kuv- vet, Maverayi Şeria hudutla- rınâ hücum etmiştir. Mütecaviz kuvvet üzerine gönderilen tayyarelerden biri düşürülmüştür. İogilizler, yeni tayyareler göndermişlerdir. Vaziyet naziktir. Tayyareci Lindberg Münihe vardı. Münih, 11 (Radyo) — Tay- yareci binbaşı Lindberg, bu- gün zevcesile birlikte tayyare ile buraya gelmiş ve Baron Rantlcin şatosuna inmiştir. sından maada geriden gelen kuvvetlerile Mursallı, Üzümlü, Mozala, Üzümkum — köyleri arasında ve ovanın muhtelif yerlerinde tesis ettiği müdafaa hattında ilerlemek istiyen Ma- vi kuvvetlerle bilhassa tank- larla çarpışmıştır. Ayni zamanda bu miınta- takada sabahleyin her iki ta- rafın tayyare filoları arasında çarpışmalar da olmuştur. Henüz kuvvetlerinin arkası alınmadığından Kırmızı ordu bugün de müdafaa vaziyetinde kalmıştır. Mareşal Fevzi Çakmak ile İzzettin Çalışlar, diğer gen messilleri Mursallı tepesinden manevrâ harekâtını takib et- mişlerdir. Bu tepede tanklara karşı ateş saçan bir topçu kıt'ası- nin harb faaliyeti sesli ola- rak filime alındı. Manevra hakkında Mareşal Çakmağa izahat veren Örge: neral İzzettin Çalışların beya- nalı da sesli filimde tesbit edildi. Atatürk de ayrı - bir kafile ile manevraları takib buyur- muşlardır. Karargâh, Sökeden Aydına nakledilmiştir. —.. ..—.—— — Başı | inci sahifede— Şefimiz, bundan sonra Sö- ke - Kuşadası üzerinde Çam- lığı (eski Aziziyeyi) teşrif bu- yardular. (Burası şimdi mavi- lerin elindedir.) Yolda keza, yakınpan, uzaktan bütün hare- kâtı takib buyuruyorlardı. Kendilerini gören halk, de- rin, yürekten gelen, heyecan dolu tezahürat yapıyor ve kur- tarıcısını selâmlıyordu. Manevrada Türk ordusu- nun bheybetli, şehametli va- ziyeti, muasır ordular sevi- yesindeki teknik ve modern yüksekliği hepimizi hayret ve gürür. içinde bırakmaktadır. Mehmedciklerin vaziyetini an” latmak, imkân haricindedir. Neşenin, sıhhatin, süratin, canlılığın, intizamın, disiplinin örneği ve sembolü bir ordu.. Türk milleti, ebediyen müs- terih olmalıdır. Atatürkün or- dusu, bu vatanın - çelik, yıkıl- maz, sarsılmaz bir kalesidir. Aydın, (Manevra sahasın- daki arkadaşımızdan) — Ge- nel Kurmay Başkanımız Mare- şal Fevzi Çakmak ve refaka- tindeki bütün — Generallerle manevraya davetli gazeteciler, dün de manevra sahasını gez- diler. Mavi ve kırmızı - taraf | karargâhlarında vaziyeti esaslı surette gözden geçirdiler. Öğleden sonra da Başba- kan vekili Bay Celâl Bayar, refakatinde ikinci ordu erkânı harbiye reisi General Rüşdü ile manevra sahasına giderek akşama kadar harekâtı takib etmiştir. Manevra, vazolunan mesele üzerinde seri bir inkişaf ha- lindedir. Aydın, (Hususi) — Halkın manevralara karşı — gösterdiği ciddi alâka ve kırmızı tarafa karşı ibraz ettiği büyük yar- dim, milletin ruhi bünyesin- deki olgunluk ve ona hâkim olan milli şuurun yüksek bir tezahürü halindedir. Atatürke olan bağlılığı, derin sevgi ve sarsılmaz itimadı, — manevra sahasında çocuklar da bile gö- rüyorsunuz. Şefi görünce: — Atatürk, yaşal çok yaşal Diyorlar. Bazan şaşırıp ta generallere: — Sakın sınız? Diye soran ve sorarken kaş- larını çatanlar bile var. Ordu gibi, millet te uyanıktır, emin olalı: siz düşman mı- raller, saylavlar, matbuat mü- ; Yugoslavya Muhalif blokunun hedefi Belgrad, 10 (A.A.) — Ava: la Ajansı muhalefet partileri arasında teşekkül eden blokun proğramı hakkında hükümet mahafilinin noktai nzarını bil- diren bir tebliğ neşretmiştir. Bu tebliğe göre, muhalefet arasındaki anlaşma asla Hır- vat meselesini halletmemekte- dir. — Mehalefetin — üzerinde vyuştuğu proğram — kat'i ana yasanın tanzimine intizaren muvakkat bir ana yasa tanzi- mi için hakiki bir hükümet darbesini tazammun eylemek- tedir. Bu kat'i yasanın tanzi- mi ise fevkalâde güçlüğe uğ- nyacaktır. Çünkü Sırp, Hırvat ve Slovenle arasındaki ekse- riyet rejiminin — kaldırılmasını istihdaf etmektedir. Hüküme- tin üç millet nazariyesini ka:- bul etmesi üç devlet tanın- masını - tazammun edecektir. Bu ise hükümetin ötedenberi müdafaa ettiği birlik prensi- bine mugayirdir. Keza muhalefetin terviç et- tiği usul bir hükümetin iktidar mevkiine ancak usulü daire- sinde gelebileceğine dair olan demokratik — prensiplerin kal- dırılmasını isthdaf etmektedir. Teşkilâtı esasiye kanunu, kral olgunluk yaşına girince- ye kadar değiştirilmiyecektir. Habeşlerden Beş bin (kişi kur- şuna dizilmiş Londra, 11 ( Radyo ) — ( Nyöz Kronikl) gazetesinin verdiği bir habere göre, (Des- ye) de son hâdiselere sebebi- yet veren ve çete harbini tertip eden beş bin Habeş kurşuna dizilmiştir. Ayni gazete; Mareşal Graç- yaninin; bütün İtalyan kuman- danlarına verdiği bir tamimde, asayişi ihlâl etmek teşebbüsün- de bulunacak olan Habeşlere kat'iyen merhamet gösterilme- mesi hakkında — şiddetli ve kat'i emirler verdiğini yazıyor. " BORSA Üzüm satışları Ç. Alıdı K. S. 702 İnhisar ida. 12 230 Jiro ve şü. 14 213 K. Taner 14 174 Ü. Kurumu 14 50 142 Albayrak — 14 50 130 M. J. Taran. 16 125 J. Kohen 15 75 123 H. Besim 15 25 113 A. R. Üzüm.16 50 87 S. Erkin 15 25 82 Paterson — 16 375 78 Esnaf Ban. 12 50 K. S. 16 50 50 M. Arditi 15 75 38 P. Klark — 15 25 36 M. Portakal 17 30 C. Alanyalı 15 25 16 Sami Sural 15 25 16 Ş. Bencuyo 14 15 Kaptan İh. 13 50 9 Şınlak 2. bi. 16 S A. Maydo 1l 2414 98543 100957 İncir satışları Ç. Alıcı K. S. 1515 A. H. Nazlı 5 50 488 İstiklâl 6 275 $Ş. Rıza H. 7 25 130 F. Solari 11 50 61 İzzi ve Ali 7 50 33 Ş. Remzi 22 A. Muhtar 14 Ege şir. 13 J. Taranto 2551 85274 87825 Zeytinyağı salışları Kilo Alıcı K SKŞ 20000 S. Ergos 34 50 35 10000 A, Muhtar 35 35 30000 Zahire satışları Ç. Cinsi K. S. 130 Buğday 30 Ton Arpa 15 Ton Bakla 64 Bakla 16 K. D. 6 . 1287 Ken. Pala. 360 — 510 504 B. Pamuk 37 25 50 . &. 875 25 1? İlkteşrin 91 Maviler, Nazilli ve Aydını bombardıman e iler —— on Dakika: Aydın —a Mavilerin elin geçmiştir Maamafih mevzu tetkik ediliyor Başı 1 inci sahifede —| Mursallı — hattında yarın daha büyük — muharebeler lacaktır. Genel Kurmay Baş- kanımız Mareşal Çakmak, Or- general İzzeddin, diğer Ge- neraller, mebuslar Mursallı tepesinden manevraları takib ettiler ve manevralar - sesli filime alındı. Atatürkte ayrı bir kafile ile manevraları takib bu- yurdular. Öğleden sonra zırhlı liva Turhanlarda bir gedik bul- muş, şimal istikametinden sarkarak Karapınara, oradan da Aydına zırblı otomobil- lerle —motosiklet bölüğünü Aydına sarkıttı. Zırhli öto- mobiller, motosikletleri top atarak Aydını işgal ettiler. Bu ilerleyiş hakem tara- fından kabul edilirse kırmı- zıların — vaziyeti garib bir safhaya girecektir. Bu akının askeri bir kıymeti olup ol madığı şimdiden belli değil- dir, ancak gece anlaşılacaktır. Dün dolu düştü Dün sabah hava birdenbire bozulmuş ve saat sekiz bu- çuğa doğru yağmur başlamış- tır. Yağmur, birdenbire şid- detlenmiş -ve bir saat kadar fasılasız yağmıştır. Bu arada bazı yerlere dolu da düşmüş- tür. Dolu, Kızılçullu ve Bu- caya, ceviz iriliğinde yağmıştır. Son yağmur, şiddetli ve iri tancli yağdığından zeytin mah- sulüne kısmen zarar vermişse de, ağaçlar uzun zamandan- beri susuz kalmış bulundu- gundan faydası daha fazla ol- muştur. Nansi Silâh fabrikası yandı Raris, 11 (Radyo) — (Nan- si) de bazı hâdiseler olmuştur. Ru hâdiseler hakkında henüz malümat gelmemiş olmakla beraber, oradaki silâh fabri- kasının, bir kundak netice- sinde tamamen yandığı söyle- niyor. Yugoslavya sefiri İstanbul, 11 ( Hususi ) — Yugoslavyanın yeni sefirini B. Acemoviç bugün gelmiş ve karşılanmıştır. Yavuz Kitabevi İSahibi Fahri Kitabçı getirttiğ Bütün mekteb ki- tablarını en müsaid şartlarla satışa çıkardığını sayın öğretmenlerle müşte- mlerine arzeder. Piyasa fiatleri 14 52 1475 1500 15 50 1575 16 2S 17 50 18 00 19 75 2075 2175 22175

Bu sayıdan diğer sayfalar: