16 Ekim 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

16 Ekim 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B.ay Nevil Çemberlaynın mühim beyanatı İngiltere sılahlamyorsa, âni bir hâdise yan karşısında boş bulunmaması içindir Londra, 15 (Radyo) — Baş- | bakan B. Nevil Çemberlayn, bugün Mancesterde mühim bir söylev vermiş, İngilterenin sı- nai, mali ve harici siyasetin- den bahsetmiş, İngiliz ti tinin, beynelmilel yaziyetler- den dolayı zarar görmekte bu- lunduğunu — beyan — ettikten sonra şunları söylemiştir: — İngiliz milleti, duımanlıgı çok çabuk unutan bir mil Bu Bayındır pamukları Fevkülüde'nefis yetişmiştir Bu yıl Bayındırda yetişen Akala pamuk mahsulü, fevka- lâde nefistir. Bazı yerlerdeki pamuk fidanları, iki metre bo- yunda yükselmiştir. Bu fidanlardan bir kısmı, Bayındır Ticaret Odası tara- fından nümune olarak - hazır- lanmıştır. Bunlardan bir kaç tanesi İzmir Ticaret ve Sana- yi Odasına getirilecek ve önü- müzdeki yıl fuarda odanın pa- viyonunda teşhir olunacaktır. Ördek hikâyesine benziyen bir mesele! Geçen gün, Kemer pazarın- da zabıta memurları - tarafın- dan yapılan araştırmada; hali şüpheli gürülen — Bayburdlu Şaban oğlu arabacı Kâzımın Üüzeri aranmış ise de birşey bulunmamış. Fakat yanında * bulunan bir hayvanın üzerin- de mevcud heybe taharri edildiği zaman, ucu sivri bir demir parçası elde edilerek kendisinden sorulmuştur. Kâ- zım verdiği cevabda: — Ben tek yük arabacısı: yım, Bu demir parçası araba- min- arka kapısının düşme- mesi için takılan bir âlettir. Demiştir. Zabıta bu hususta şu yolda bir zabıt — varakası tanzim ederek Kâzımı mahkemeye sevketmiştir. *Kemerde hayvan pazarın- da yapılan araştırmada, Kâ- zıma aid bir hayvanın eyeri- nin arasına, Kâzımın birşey sakladığı görülmüş ve işbu âletin yaralayıcı ve öldürücü âletlerden olmasına ve suçlu- nun arabasına koyacak yerde üzerinde taşımasına ve bil- hassa memurları — görmesile Gizli Cihangir Nakleden: F.ğemsoddin Bunlioğlu —75- Lidya, akşam üzeri çıkmış olan hâdise hakkında yeniden hahis açılmasına meydan br rakmadı. Boris oldukça tabii idi. t Roz, sakin ve dü- şünceli bir halde yemeğini yiyordu. Yemekten sonra, Lid- ya yorgunluk bahanesile he- men istirahate çekildi. İki er- kek bir saat kadar daha gö- rüştüler. Bu günü takip eden günler, bu üç kişi için ancak böyle olabildi. İki erkek lâboratuva- ra kapanıyor, Lidya da yalnız başına ya geziyor, yahut ya- tıyor, istirahat ediyordu. | | | | | itibarla — bizim kımsn:—w | dir ki, bugün Uzak şarkta baş- karşı bir husumetimiz yoktur. İngiltere bugün silâhlanıyor: sa, başka bir devlet aleyhine fena bir niyet beslediğinden değil, ancak âni bir hâdise karşısında boş bulunmaması ve kendi koruyabi İngiltere, sulhu sevdiği için ti menfeatlerini si içindir. | liyan ve insaniyeti —muztarib eden felâketin, sulben bertaraf | edilmesini temenni etmektedir. Yağmurlar Umumi vet itibarile faydalı oldu Vilâyetin muhtelif yerlerin- den vilâyet Ziraat müdürlüğü- ne gelen malümata göre, yağ- murlar bazı mıntakalarda ha- sarat yapmışsa dâa umumiyet itibarile çok faydalı olmuştur. Uzun zamandanberi tarlasını sürmüş, yağmur bekliyen çift- çiler derhal hububat ve bakla tohumu ckmeğe başlamışlurdır. Tütün tarlalarında da yeni sene için hazırlıklar yapıl- | maktadır. Yağmurun en fazla hasarat yaptığı mıntaka Kozak ve ha- valisidir. Buralara yağmurla birlikte dolu da düşmüş ve Kozak bağlarını tamamen ha- rab etmiştir. bir düzeltme Seydiköyünde bir kız kaçır- ma vak'ası hakkında yalan yere şahitlik ettiği için Ağırcaza mahkemesine verilen R. Kâ- milin muhakemesi — esnasında tevkif edildiği haberi, tertip hatası olarak karışmış ve yan- lış çıkmıştır. Tevkif edilen B. | Kâmil değil, şahit Hüseyin oğlu B. Hasan, evvelâ hâdise hakkında bir şey bilmediğini söylemiş, mahkemece hakkın- da tevkif kararı verildikten sonra hakikati itiraf ettiğinden serbest bırakılmıştır. Yanlışlı- ğı düzeltiriz. £ X TEET b FORMEMAILAL AAT GN ketim ve ihfa etmesi şüpheyi celbetmiş bulunmasına mebni hakkında takibat icrasına..,, Verilen ifade ve tanzim edi- len zabıt varakası mündereca- tının biribirini. tatmaması do- layısile bu dosyanın duruşması tensib edilmiş birlikte, zaptı imza edenlerin mahkemeye celbleri kararlaş: tırılmıştır. İkinci Sulhcezada yakında duruşma yapılacaktır. ve suçlu ile çi Bir akşam üzeri profesör Roz, dimağında büyük bir yorgunluk hissettiğini ve dı- şarıya çıkacağını söyledi. Bo- rıs: — Zararı yok, dedi. Ben mesaimize devam ederim. Bu münasebetle senden bir az da Lidyaya refakat etmekliğini rica ederim. Profesör Roz, sarih bir iç sıkıntısı ile: — Teşekkür ederim! Dedi. Lidya, Rozu gördüğü vakit çok sevindi ve kendisini şük- ranla karşıladı. Küçük göle Askerlik Herkes dikkatle okusun.. 1 — Yapılan ilânlarda yaz- dığımız doğum ve sınıf era tın celbine başlanmıştır. Ge- rek yerli ve gerek şubemiz- de yoklamaları yapılmış ve şubemiz hesşabıma sevk edil- meleri etmekte olan yabancı erler için tanzim kı- hnan celp pusulaları hükü- icab mete verilmiştir. 2 — İstenilen erlerin celp pusulalarında gösterilen içti- şubeye gelmi- içtima ma gününde yenlerin ve şubede gününde yoklaması yapıldık- tan sonra savuşup kaçanla- rın bakaya tanınılacak ve 1it1 sayılı askerlik kanunu- || nun 39 uncu maddesine tabi tutulacak ve derhal askeri mahkemelerine verilecektir. 3 — Bakaya kalanlar şu- beden veyahut yollardan sa- vuşup — kaçanlar için askeri ceza kanurunun 6Ğ1ncı mad- desi tatbik edilecektir. 4 — Mükelleflerin hapis cezasına maruz kalmamaları için yerli ve yabancı erlerin gösterilen içtima gününde şubeye gelmeleri kendi iyilik ve menfaatleri iktizasından- dır. 5 — İkametgâhlarını de- ğiştirmiş olmalarından dolayı adresleri bulunamamış — ve kendileri de şimdiye kadar muvazzaf hizmetlerini yapmak için şubeye gelmemiş ve ba- kaya kalmış olanların baka- yalığı devam ettikçe hapis cezası daha fazla artmakta- dır. Bu kabil erlerden; celp pusulası — kendisine — tebliğ edilmemiş olanların hemen şubeye gelerek — kayıtlarını yaptırmalarını 1111 sayılı as- kerlik kanununun 45 inci maddesi emir etmektedir. Ve bu — kayıtlarını yaptırmaları kendilerinin menfaatleri — ik: tizasından olduğu ilân olunur. Lise ve Ortaokullarda Bu yıl İzmir Liselerile Orta- okullarına müracaat eden fazla talebeyi okulsuz bırakmamak için tedbirler alınmış, yeni bir çok şubeler ihdas edil- miştir. Fakat öğrendiğimize göre, önümüzdeki yıl Lise bi- TiNCİ sınıfına müracaat ecdecek talebe mikdarı şimdikilere na- zaran çok fazla olacak ve bel- ki Erkek Lisesi binası, bu şu- belere yetmiyecek, yeni bir Lise binası tutmık lâzımgele- cektir. giden yoldan ilerlediler. Lidya Roza mütemadiyen Ardenya- daki hâdiselerden bahsediyor, fakat general Marsın ismini ağzına almıyordu. Bu suretle başbaşa ve konuşarak gölün kenarına kadar — vardılar ve kumlar — üzerine — oturdular. Lidya: — Burası benim en sevdi- ğim yerdir. Ekseriya banyola- rımı burada alıyorum. Bu se- rin suların çıplak vücudüme teması bana azami bir baz ve zevk verir. Bay profesör, siz fen adamları hayatta neler kaybettiğinizi biliyor musunuz? Hayatın en güzel ve en zevkli salhalarını öldürüyorsunuz! Roz gözlerini yere- indirdi, Lidya sözüne devam ederek: — Yoksa, Borisin makine- lerini mi kullanıyorsunuz? askerlik şubesinden: | başlıyorlar. rdumuzun dünkü geçid resmi çok parlak oldu .— a— Yunan ataşemiliteri, ordumuzun eriştiği yüksek terakkiye karşı derin bir takdir gösterdi Germencik ovası, yüz bine yakın çok bü yük bir kalabalık içinde ugulduyordu — Başı J inci sahifede — | Bu sesten sonra ikinci bir | ses daha: — Marrş! Kıt'alar bu keskin ilk adımı atıyorlar ve takım kolunda bize doğru gelmeğe emirle | Yarabbi bu ne muhteşem bir geliş, ne güzel bir akıştı? .— Rap, rap, rapl. Bütün adımlar yalnız bu tek sesle ilerliyor. Muzıka çalıyor, davulun — tokmağına — uyan ayaklar: Rap, rap, rap. Kaba, tok fakat ahenktar bir- sesle or- | talığı sarsıyor.. Bu adımların çıkardığı tek *rap, sesi, yürüyen ve ayakta olan Türk milletinin mevcudi- yetiydi. Herkes, hepimiz bu müba- rek ayakları öpmek için derin bir iştiyak duyuyorduk. Evet, Mehmetçiğin —a onun ayağı öpül, Bu büyük kalabalığın içinde dört beş yaşında çocuklıılı beraber yetmiş yaşında ihti- yarlar ve bu arada eski harp günlerinde sakat kalmış kah- ramanlar vardı.. Piyadeler, süvariler, motö- rize — kıt'alar, tanklar, zırhli otomobiller, kamyonetler, tay- yareler ve hulâsa tam bir var- hık içinde bütün kıt'alar geç tikçe, bu muhteşem manzara- nın verdiği heyecan gittikçe artıyor, dehşetli bir alkış gü- rültüsü ve yaşa avazeleri ovayı boylu boyuna sarıyordu. Geçit resmini mütcakıp tren- ler, otobüsler, otomobiller bu büyük kalabalığı ıeldıklen i$- öi iR Şanlı süvarilerimiz alay tikamette götürmeğe başladı. Kahraman ordumuz da- yavaş yavaş kendi — garnizonlarına doğru ayrıldı. Arkada kalan ova, bu tarihi ve güzel hatı- rayı bağrına çekmiş gibi dü- Tüyr Geçit resmini müteakip Yu- nan ataşemiliteri Kiriyos Zum- bulâkisle konuştum ve intiba: larını sordum. Şu cevabı al- dim; — Bugünkü geçid resminde gö- rülen manzara ispat etmiştir ki, Türk ordusu muntazam, maneviyatı sağlam, yüksek bir talim ve terbiye ile yetiştiril- miş, modern silâh ve vasıta- larla en iyi surette techiz olun- muş bir ordudur. Bir asker gözüne çarpan hususi ehemmiyet te yüksek kumanda heyetinin orduyu ye- tiştirmek ve idare- etmek hu- susunda gösterdiği kudrettir. Geçid esnasında efratta gö- rülen zindegi ve kudret lü- Motörlü kıt'aların geçidlerinden bir görünüş Dedi ve kahkabalarla güldü. — Ben sizi bu kadar hafif sanmıyordum. Lidya, mahud bakışile, Ro- zun gözlerinin içine baktı, ve aıu birden değişti. Şimdiye dar tanınmamış bir kadın halini aldı ve ciddi bir halde: — Bay Roz, dedi. İnsan ıstırab çelhğı vakit ekseriya böyle hafif görünür. Roz, istemiyerek kalbinin burkulduğunu sandı. Bu ka- dının bu sözlerj — kendisine başka bir tesir yapıyordu. Ve: — Lidya.. Burada hepimiz de ıstırab . çekiyoruz. Dedi, — Belki.. Fakat ıstırab ve elemlerini avutmıya muvaflak olanlar da var.. Ben böyle değilim!.. Lidya sustu, belki de göz- leri doldu, ve gölün sularını seyre koyuldu. Roz Lidyaya bakıyordu. Ne nefis kadındı bul. Bu kadınla teşriki hayat edebilse.. Bu süküt epeyce bir zaman devam etti. Lidya: — Bay Roz, sizden küçük bir izahat istiyeceğim. Ara- mızdaki muallâk meseleleri de halledeceğim.. Dedi. Yeniden bir. müddet sustu, sonra: — Hakkımda garib fikirler basıl ettiğinize eminim, dedi. Fakat bu kanaatlerinizde haklı değilsiniz. Biribirimizi — çok garib şartlar altında tanımış bulunuyoruz. Münasebetlerimiz daha garib şartlar altında devam etmiştir. Bunun için — SONU VAR — sancakları ile geçiyorlar zumlu zamanlarda Türk ordu- sunun büyük vazifesini tama- men ve mükemmel bir şekilde yapacağı kanaatini vermiştir. Ben, müttefik ve dost bir devletin mümessili sıfatile ken- di hesabıma gördüğüm man- zaradan büyük bir iftihar ve gurur duydum. Çünkü Türk ordusunun harikulâde ve yük- sek terakkilerine şabid olmak. tayım. Askeri bakımdan Türk - Yu- nan dostluğunun çok kuvvetli ve devamlı olacağını şimdi- den gördüğümü - söyliyebili- TimM., Bundan- sonra Yunan ata- şemilteri Kiriyos Zumbulâkis, dost ve nihayet müttefik . Yu- nanistanın müstakbel bir harp- teki teşriki mesaisini işaret ettikten sonra, Yani ve Meh- medin — cephe — arkadaşlığını nasıl tahayyül eylediğini sor- dum.Ataşemilter dedi ki: — Hiç şüphem yok; kardeş gibi hareket edeceklerdir.. Bundan sonra - Fransız ata- şemilteri- ile temas ettim. A- taşemiliter, bu hususta söz söy- lemeğe -salâhiyeti — olmadığı cevabını verince, böyle bir sü- kütunda bir manası olabile: ceğini, işaret ettim, Ataşemili- ter gülerek şu cevabı verdi: — Haber olmayınca haber- ler iyi demektir. (Pas de No- uvelle; lean nouvelle) * .. Dikkat ettiğim cihetlerden biri de Ataşamiliterlerin hangi — | noktalar üzerinde durdukları — oldu. Ve bu meyanda gör: — düm ki, Ataşamiliterler, ordur — muzun — yeni kavuştuğu ve Amerikadan - satın *aldığımız tek satıhlı tayyarelerin geçir şinde yakından alâkadar oİ' dular. Kordiplomatik bu meyandâ manavranın son - günlerindeki — şiddetli yağmurun askeri har — rekât üzerindeki tesirleri ile d€ yakından alâkadar oldular. k Dünkü geçid resmi, kırmız — Idrın kat'i zaferi ile ve mavi* nin imhası ile neticelenen ma” — nevradan sonra, fayrı bir par” — laklık ve ihtişam bitmiştir. Mahmud Reşad T-M*

Bu sayıdan diğer sayfalar: