30 Kasım 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

30 Kasım 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Suhife—a - Harp artık kat’îleçîyordu. Beyazıd çolı meyüstü. Nihayet tahtını, Selime vereceğini bildirdi — Şehriyata — tü'ümdür ki şehzadei civanbaht Ahmed efen- di hazretleri biraderi necibeleri Korkud elendi hazretlerinin ma- kamı saltanatı istihdafen hare- ketinden korkuyor. Halbuki bu hak Âhmed ebendi hazretlerine bahşedilmiş bulunuyor. — Öyle ya, öyle ya.. Ben saltanatımı Ahmede terke - ka- rar verdim. Ne diye — etekleri tutuşup yerinden kalkıiyor? — Kendisine bir cevap yar rarız devletlüm. — Yazınız. Şimdiki halde ya- pılacâk şey Beylerbeyi Hâsân paşanın ne Hetice ile — avdet edeceğini beklemekten ibarettir. Hasan paşa ma'yetindeki bü- yücek bir ordu ile şimale doğ- “yu ilerlemeğe başlamıştı. Fakat pek ar mösafe katetmişti — ki ileti köllardan dolu dizgin gelen bir müfreze şü hâberi getirdi: — Şehzadenin —ordusu gö- — gündü.. — Ne çabuk? Sakın — yanlış olmasın? — Haöyir sültanım, - sântaklaâ- rıni dâhi iyice gördük. Hasan pâşa harb için emnir âl- mamışt. Sadece gösteriş acaba kanlı bir netice vermiyecek mi idi?. Hasân paşa için geriye dön- mekten başka çare kâlmamıştı. Keyfiyet derhal padişaha bildi- rildi. Beyazıd çok müttessir, Ççök meyus görünüyordu. Ali paşâ olmüsa hemen tahtındap, tacım dan, her şeyinden vazgeçetekti; Ruhuna çöken bezginlik gittikçe artlıyordu. Selim ve ordusu nihayet Çü- kurovaya kadar yelmişti. Bu öt duyu durdurmak, hör He pâha- sına olurta olsün lâzımıdı. Fakat padişah hâlâ kan dökülmesin: den körküyördü. Kararı karardı ve padişahhk şahzade Ahmede verilecekti. Fa- kât bü üğürdâ Selimle kalıç kıhoa, girtlak gırtlağa gelmek tehlikeliydi. Selim, âskerini Çükurovaya yerleştirdi. Bu yerleştiriş öyle olmuştu ki en küçük bir kuman- da büyük ötduyu derhal hares kete geçirecekti. Asi şahzade: — Ne âana,ne baba.. Bu dü- vanın halli Tüzitidir. Diyordu. Maiyetiüde Rumilideki beylerden bir çoğu da bülunuyordü. Hasün paşa ordüsünün geri çe kilmesi her iki taraf askeri ârâ: sında Selim hesabinâ büyük bir tesir yapmıştı. — Demek ki pâüdişah bile Yatan; M. Aayhan Arasita ayğa kalkıyor, pencere- den uzaklara bakarak gözlerini siliyordu. Beyazıd ağlıyordu. Bü hâdiseler, zaten bozulmuş o'an Asabını büsbütün perişan eti Âli paşa ise kendisini teşci edi- yor ve muttasıl: — Padişahimın ka'bi şıhâne- lerine biç bir endişe düşmeme- Kdir. Bu ordu ile şehzadenin Ordusu kaeşılaşmak ve tahad- düs adecek ahvâle göre hareket etmek İâzımdır. Diyordu. Padişah art k tered- düdü terketti ve ömrini verdi: — Ordu hareket için hazır: lansın... Beyâzıd teessüründen, yesin- den, — ihtiyarlığından — hastalan- maşti. Ördünün başına istem ye, iktemiye geçti. Ank Padişah baba, şehzade oğlu ile çrpr mağa gidiyordu. Fakst Padişâhin — ördüsuna meütub efrad dâhi Selime mel- tun İdiler. Kısa bir zamân zâr findâ Beyazıdın — ördüsü da Çü- kurövaya gelitiş Ve $e imin ör- dusünüa katşı karargâh ni hut muştü. Atadaki mesâfe yakındı. İki taraf üzaktan özağa biribir: lerihi pek ââ görebiliyörlardı. Püdişah, çadırimlü ârâliklarin- dan yaşlı gözlerini öğlünün kâ- rargâhına dikmişti. Saratân çeh- resi ile teessür ve hsyecandan titriyotdü. Bir ât sonrâ aftık bü övâda iki Ösmanli ördüsü kanı şilaşâcak — ve belki de lıılsının asi evlâdih kiliti babaniın kalk: bine girecekti. Beyatıd gibi kah: dan; şiddetten hoş'anmıyan bir adâm için bu ne fenâ bır vazlı yetti?.. Dutamâdi, âyâğı kalktı, elle- rini Çıfplı ve geleh Ağaya: —- Çabük, Bâha Rümeli Beya Terbeyini çağır! Dedi. Beyatıd, Harp üçütür Münuün kenarına geldiği balde gene sön bir. tedbire başvuru: yordü. Hasan pâşâ, hütum emri tes lâkki edeceğini tannediyordu. Fakat çadıra girince Beyazıdı âğ'âr gördü. ar — pâdişah başını kaldırdı: — Paşa, dedi. Şimdi oğlam Selimin yanına Şidezeksin. Hasan paşanın sırtındari — sö- guk bir dalgâ geçti. Bu vazi- yetten sönra Selimin — yanına gitmek bile Bile kılıç altins git- mek demekti. Padişah devamm etti! -— Önm Selâimi — şahânöm! Selitnden körkuyoör.Deniliyordu. || Padişah Edirnedeki sarâyında derin — bir düşün dalmıştı. Umumi neşriyat ve yazı işleri müdü- rü: Hamdi Nüzhet ÇANÇAR İDAREHANESİ Telefom: 2776 « Fostâ kutusut 405 Yallığı 1400, aha aylığı 800, üç aylığı 600 kuruştur Yabancı — memleketlâr için — venelik abone ücreti 27 Kiradır ANADOLU MATI BASILMIŞTIR 1 — Yamyamlar mütemadi: diyorlardı. Çok buhranlı bir an n kız nihayet taban: == çı'ı:â v:T';ruıı döndü. Kâdın bir deli gibi idi. Gönç kızın, kendisi için Tayzanı öldü- N receği anlaşıkyordu. yen bağınyorlar, “Ölüm! Ölüml., tebliğ ödeceksin, kendisine mu- habbetim vardır. Böyle bir harp ihtimali kalbimi mahzün ediyör. Öna, şehzade Ahmeada saltanntı tetketmemeğe karat verdiğimi bil- diritsin. Bu cihettei artık ei dişesi kalmasın. Şitmdiya kadar Ahmede terki saltanat karann: da idini, varzgoştim. Kat'i söz Yeriyorum. Buüâenüleyh dürma:- dan avdet etsin, — Sonu bdün yada « — Bu dâ başkâ türlü bir sayadıl. Hasekmek ea « G lll Mübaş r böyle bağı: Finca herkes hay- ret etti Adliye Vekâletinden gelen bir emit Üüzekine, Müşteki, Mâznun Ve şahidler mahkemelerde söy- adlönila çağıı mağa baş'anddılar. Din, Elhanra #memâsindâ yapılan bir hırsızlığa aıd dava hâk'm B. Nati Btöl mübaşire emretti: — Hasekmek gelmiş mi bak Bakalım? — Nereye bakaâyım? — Nereye olacak dışarıyal Mübaşir do aştı, geldi: — Gelmemiş bayım. — Kim gelmemiş? — Hasekmekl — İşi meden uzatıp duruyor Sun. Sekıen tane ı;ımı var, Bı— Hasakmeği istiyorum. defa bağırsanal, Mübaşir üç defa ve Hesek- mek diye bağırdı. Mihkemede Has kmeğin ışi ne diye koridor- da dolaşan mesalih erbabi ve avukatlar etraf'arına bakındılar. Mahkeme kapısindân içeriye bir gencin girdiği görüldü. Hâ- kim: — Soyadın nedir? — Hasekmek!l. — Demsk 1İrancola filân de- ğil Asl adiniz? — Ehvet.. — Şu krsızlığı anlatınız? — Be: Elhamrada bilet ke- serim. Bü Üüç kişi geldi, parâlar Finı verdi, ben de - kendilerine üç bi'et kestim Az sonra çıktı- lâr, bellerinde bır şişkinlik gör: düm. Muayenemizde' bellerine dolanmış kurşun borular çıktı. — Hem ziyaret, hem t caret gibi bir şey.. Bundan sonra sinemanın bü- fecisi — Çatılkayada — din'endi. Bazı istilâm iç h iş geri bırakıldı. Tamu. Balta değmemış ormanl 2 — Vaziyet. d:ııı kiz tâ- bancasile nişan alarak Tardü- nin - üzerine değil, fakât « bağ- Tanna ateş etti. Ve birinci kur- şunda Tarzanın ipi k optu, Tarzan serbes' kaldı. Sivilli “Aman ketdinizi kurtarınızl, diye ba- ğırdi. Fakat Tarzan böyle hâre- ket etmedi. KA KM E TC Kadınlar arasındaki sar- kıntılık davası 30 Teşrinisrnl Sağlık İ bahisleri Dabili bastalıklar mütehasnsınınz Dr. M. Şerki Uğut diyor ki: Pazar günü müdafaa şahidleri dinlendi. Muhakeme talik edildi Kâdinlâr arasindaki — hâkâret vö sarkintılik — davasına — püzâar günü bakıldı. Halk, bu entere- san muhakemeyi diülemek üzere mahkeme salonunu doldurmuştu. Maznun Şadiyenin gösterdiği 15 müdafaa şahidinden on tanesi gelmişti. Bunların çoğu ademi Mmalümat beyan ettiler. Hâkim birine sordu: — İsminiz? St Diğali — Şanlı bit davanın şehade- tine geldiniz, ne biliyorsunuz? — Hiş! — Nasl h ç. İzmire şan veren Ba büdiseyi viz kapı konzşudu olduğunuz halde bılmedığ.nıze me mana verelim? — Benim böyle şeylerle alâ: kam yoktur.. Hâkim Naci Erel ârüme şahit- lerinden başka birine hitap etti. — Yaşınız? — 421. «« Kadıtlarıh yaşlarını sâklâ- dıklannı biliriz. Sen altmış yaşından aşağı değilsin. Bundan sonra gelin olacak değilsin ya, doğru- |Pantalonu bayramda sunü söyleyiver.. — Haydi elli beş olsun! — Bü işlcü büberiniz? Surkıntılık Ahmed, ben kadınlara tenezzül etmem diyor “ Evelki gece İsmetpaşa ' bulva- rında Ba. Bediaya sârkintilik etden Ahinöd Yahar, cürmü meş- hud yapılarak Adiiyeye - verildi ve dün duruşmasına başlahdı. Evelâ hâdisenin şahidleri dih- lendi. Hâkim, bu şehadetlere karşı ne - diyeceğini -suçludan sordu: — Ne diyeceksin? — Bunların bir tanesi yalan söylüyor? — Neden? — Anâsı iyi süt vermemiş de ondahi. — Ötek'ne he diyeceksin? —Ö dâ yarisim döğrü, yas risını eğri söylüyor. — Son sözün nedir? — Şu cemaatin bütün güna- hinı üzerime alayım ki ben sâ- taşmadım. Bır defa evliyim. Onu birak; kadına hiç de teneszül edenle den değilim! Suçlunun sabit olan cürmün: det dolayı bir ây hapsine ve derhal tevkifine karar verilerek ceza evine göndeğldi.. 5 — Vıhıılu 'Yıkılıyın. tünütki diye — bağınyorlarken, Tarzanın ve genç kinin kürşün Tarı karşısnda dürmâğa mecbür kaldılar. Maamafıh — mücadele gayri müsavi şartlar altında be- yazların aleyhine teticelenecekti. Bünün Üzetine Sivilliyi Sırtına aldı ve bütün çeviklik ve me- — Ben Sehetin övinde idim, Şadiye geldi. Seherin zülfle: rinden tutarak: “Ben sekiz sene- deüberi senin kara gözlerine baygınım!, dedi.. — Dâha başkâ? — Şunu dedi, bunu ded! — Ne imiş o şunlar, buülâr? — Köcan olacağım falaal — Belki şaka söylemiştir? — Bu yaşa girdim böyle şa- ka görmedim! Gelmiyöt ve yeniden is'mleri ve verilen müdafan şahitlerinin celplerine, suçlurun — döğüm ta- rihi hakkında İstanbula yazılan telgrafın tekidine ve ayrıca suçlu tarafından müştekiler âleyhine açıldığı bildirilen davâ mahiye- tinin sörülmâsına kârar verilerek muhakeine 2 Kânuntvel öğle: den sonaraya birâkıldı. Pantalön hırsızı mahkemede İsmail p giymek üzere aşir- miş amma.. Meşhur sabıkalılardan Mustafa oğluîımıil, dün ğene hâkimin karşığına — çıkarıldı. İsmail bu defâ pahtalon çalmakla maz- nundu. Bayrâm için kendisine bir pan- talon almak üzere eibiseci dük. kânıha gitmiş, dükkân sahibinin fletinden istilade ederek bit âlot pantalon aşırmış, ertesi gü- nü de satarken bir tesadüf eseri olarak dükkâncıya bu pantalonu veren adamla karşılaşmış, me- sele meydana çıkmış ve yakayı ele vermiş.. Şahidler dinlendi. — İsmailin bir yığın sabıka fişi okundu. Hepsi de hırsızlıktan, tam sekiz mahkümiyeti vardı. Hâkim sordu: — Bu pantalonu bayramda giyecektin galba? — Nasib olmadı bayım! Doküz aya mühküm edildi ve hapisaneye gönderildi: Katil küsdı yokmüş Karşıyaka istasyonunda kar: puz nakli esnasın la arabacı İb. râhim katil kasdile silâhini teş- hir etmekle Mazaun ârabacı Hü: seyinin Ağırcezada muhakemesi sona ermiş, katil kasdı cuçu sa- bit olmadığından yaluz - silâh teşhiri suçundan üç gün hapsine karar verilmiştir. 25 hüreti ile... ». Bir ağaca tırınanmağa baştadı. birisi bacağına sarıldı, yeniden aşağı indirdi. Bir az sonra, hem Tarzan ve hem de Sivilli bü: Ölüm muhakkaktı! (.Sonu var) Fakat yamyamlardan || iyük bir, Buavab ağatına sımsıkı whl Eğer tesâdüf yardım etmezse.. Yenen ve içilen zehirler dü $ kş İnsânıh hayatı, sağlığı üzerin- de pek mühim toller - oynıyağ tütünün havi olduğu nikötin, yüzde yarım ile üç arasında tâhavvül eder. Tütün — fabrikaları, nikotin Miktarini bildirmeği üsul ittihaz etmemişlerdir. Bununla beraber, ticarette az nikotinli ve nike- finsiz veya zararsız nikotinli diye satılmakta olan tütün ve sigaralar hakkındaki mütaleâları ihtiyatla telâkki etmek İâzımdır. Şurası muhakkaktır ki, hali- hazırda kimyevi olarak nikoti- hin alınması ve tütünün nikotinsiz bırâkıilması imkân dahilinde de gildir. Belki yalnız miktari azal- tılabilir. Bununla berabet âz nikötinli diyo gösterilen tütün ve sigaralar daima yüzde bir nikötini — havidirler, Belki de dahâ fazlâ Hikötinleri Vatdır. Tütünde üikötini azaltmak için bir üsül ve yol vâarsa, o da âi nikotinli tütün yetiştirmektir. Ba tütün Ginslerini terbiye ve 1slah ile kâabil öolabilir. ve ölacüktir dü. Bu usul ve yetiştirme heiüz araştırılmamıştıl. Eğer bü hü: susta alâkadar - olanlar — çalışır larsa, tabildir ki — tütünü — ıslak ederek nikotinsiz olmasa bile, az nikotinli tütün yetiştirebile- geklerdir. Şurası bir hakikat diye kabul olunmalıdır ki, tütü- mün hangi şekli kullanılırsa kul- lanılsın, içindeki nikotin dola» yısile vücüudü, kan damarlarını ve sinirleri zahirler. seven ve vaktinden evel ııılı.— ğini bozmak — istemiyen — insan, bu öldürücü zehri kullanmaz ve kullanmamalıdiır. -Arkası ver Nöbetçi eczahüneler Bu gece Kemeraltında Şifa, Karanti. nada Eşref, Kemerde Kumer, Alsancakta Ahmet Lütfi, Eşref- paşada Eşrefpaşa eczaneleri nö: betçidirler. Amerikan Hasan Tahkikat genişletilecek Karataşta Fethi adında bir tâlebeyi bıçakla yaralıyarak öl- düren Amerikan Hasanla suç ortağı Enver hakkındaki tahki- kat Sorgu hâkimliğince bitirik miş ve esas mutaca alınmak üzere evrak Müddeiumumiliğe verilmişti.. Müddeiumumilik, bazı noktalardan tahkikatın genişle- tilmesini muvahk görmüş ve tâhkikat evrakını Sorgu hâkim: liğine iade etmiştir. Esrar tutuldu Sabıkah silâhçı Refikte yarımi kilö estür yakalanmış ve Refik meşhud suçlar kanunuma göre mahkemeyea verilmiştir. Hayatiaas— y | ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: