12 Ocak 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

12 Ocak 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Küm #— HİKÂYE Çeviren Sezai Yaşıt kirkd. — Onunla akraba da oluyorduk. Üvey babamın kız kardeşin'n çocuğu idi. Ailemiz Fransanın en eski ailelerinden biridir. As- hımız İspanya hanedanına daya: nır. Babam öldükten sonra an- nem Sanjo Margo ile evlenmiş. Sanjonun, yani üvey babamın ailesi fevkalâde mutaassıp, gay- ritebit derecede dindardı. Asır- lardanberi yabancıdan kız al- mazlar. Bütün aile bi i irlerile evlenirmiş. Margaritayı da daha v y kardeşim Çita Margoya n şanlamışlardı. Çita Margo güzel fakat o nis bette soğuk, ayyaş, kumarbazın biri idi. Benden iki yaş kadar büyüktü, Otuzunda - vardı. Mar- garita o zamanlar henüz on ye- ©n yaşında iken disinde masum bir kızd>. Size, şimdiye kadar kimseye bulunmadığım bir itirafta bulun- mak isterim; ben, nişanlısını seviyordum. Marga- ritaya tapıyordum ve bu aşkım mukabelesiz değildi. O da, beni kardeşimin yaşının verdiği masum bir aşkla | seviyordu. Albert, gözlerini kaldırdı, garsonu aradı: — Gârson -diye bağırde- bir şişe konyakl Gelen şişeyi hızla kaptı. Ka- debi doldurup dikmesi bir oldu. Elinin tersile ıslak dudaklarını silerek devam etti: — Bilseniz Mösyö Karlton, bugünkü halimden ne kadar muztaribim. Eskiden ben o ka- dar temiz, o kadar kibar bir insandım ki tasavvur edemezsi- niz, Tamamile Margaritaya lây k bir gençtim. Halbuki Çita, söy- lediğim gibi kumarbaz ve ayyaş idi. Fazla olarak nişanlısını sev- miyordu, ona lâkayttı. Günlerce, aylarca Margarita ile seviştik, Biribirimize o kadar kaynamıştık ki ayrılmayı aklımız bir türlü kabul etmiyordu. On- suz geçecek her gün benim için bir cehennem olacıktı. O da bana karşı ayni hisleri besliyordu. Fakat bir gün beklediğimiz acı netice gelip çattı. Margarita bir haftaya kadar Çita ile ev- lenecektil.. Deli gibi oldum. Sevgilime benimle kaçması için beyhude yalvarıp durdum; Mar- garita bu taleplerimi daima reddetti. Albert gene sustu. Kuruyan dudaklarını bir iki kadeh kon- yakla ıslattı: — Ve nihayet evlendiler!.. O günden sonra geçen aylar ve yıllar benim için bir işkence oldu. Tahammül — edemedim, keddimi içkiye verdim. Sıbah demedim, akşam demedim dur- madan içtim ve işte bu gün gördüğünüz ayyaş, serseri adam oldum. Margaritaya — gelince... O zavallı daha feci bir vaziyette idi. Sevmediği, daha doğrusu nefret ettiği kocasile benim aramda bucalayıp — duruyordu. Aradan seneler geçince biçare Margarita bu hayata aâlışır gibi oldu. Beş çocuğu olmuştu. Lâkin biribirimizi hâlâ sönmiyen bir aşkla seviyorduk. Bazı geceler kocasının bulunmamasından is- tifade ederek evlerinden bir az ilerdeki metruk bir değirmende buluşur, uzun uzun sevişirdik. Fakat bir gin Margaritayı değirmenin civarında derenin kenarındaki sazlıklar arasında ölü olarak buldular, intihar et- mişti. bir ân sustu, kanlı kanlı gözleri yaşarmıştı. Karlton ayyaşın hikâyes nden müteessir olmuştu. Dilinin döndüğü kadar zavallı adamı teselliye çalıştı. Ertesi sabah Karlton geç vakit uyandı, kalkar kalkmaz hemen giyindi ve aşağı inerek kapıcıya bir araba tutmasını emretti. Lusinin arıba ile otelden bir çeyrek mesafede büyük bir cadde geniş bahçeli köşktü. Kapıyı genç bir hizmetçi kız açtı. —Madmazel Lusi evde mid'r? oturduğu ev üzerinde be- yaz, güzel bir munta- di, Karlk Hizmetçi bu ziyarete zırmış g bi kenara çek tona yol gösterdi. — Buyurun efendim, sizi bek- liyorlar. Karltoa genç kızı takiben içe- ri girdi.. Hzmetç bir salona alarak hiç söylemeden çıkıp gitti. onu geniş bir şey Burası bir saray odasından farkszdı. Tavan — baştanbaşa mozay.klerle kaplı idi. Duv r- larda tabii boyda, k yetir saın"- atkârlar elindeı çktığı ik ba- kışta anlaşılan portse er asılıydı. Oda nadide eşyalarla bilhassa fevkalâd: büyük br zevki lim ile döşenm şti. se- Karlton bir tülü oturamıyı du. Br s ğara arak baştanbaşa dol şmağa başladı. Kafasinda bir biribiri arcasına sıralanıyor.. Bi- rinin cevabinı bulamadan diğ leri meydana çıcıyordu: Bu ai- salonu sürü — istifham leyi saran esrar ne idi acaba?. Yavaş ve sessiz adımlarla, his- settirmeden yaklaşan hangi kor: kunç bir teh ike, ne gibi vahim bir netice bu zava'lıları bekli- yordu?? Biribirlerini seven iki sevgiliyi ay racak kabiliyette o'an bu müdhış kuvvet ne id.??? Dakikalar geçiyor kimse gö- rünmüyordu. Kartton bir dü- şünceden diğerine dalıyor. Dü- şündükçe zihnindeki istifhamlar büsbütün karışıyordu.. Kapı açıldı. İçeriye, arkasın- dan gelen ihtiyar bir. kadınla beraber Lusi girdi. Baştan aşa- p siyahlar geyinmişti. Fevka- lâde sararmış, gözleri ağlamak- tan kızarmıştı. Sağ — elinde tut- tuğu küçük bir mendili sık sık yüzüne — götürüyor yanaklarını, göz kenarlarım siliyordu. Yavaş yavaş ilerledi. İhtiyar kadın da arkasından takib ediyordu. Karlton Lus.ye doğru koştu. Genç kizin — ellerini içini aldı, avuçları Albert başını kaldırdı, yüzün- | de'i keskin çizgiler yumuşamış, | | şeyler karşısında sükünetini mu- | du. İki büklüm Vvaziyette ç: — Lusi, ruhum anlat ba nedir sizi saran bu esrar? Seni ağlatan nedir? Genç kadına işaret etti. odada yalnız birakarak - çıktı. Lasi Karltonu elinden tutarak bir karapeye doğru çekti, karşı karşıya oturdular. — Sana bütün kız yanındaki — ihtiyar Kadın onları hakikati gös- terecek ve bütün esrarı söyli- Buna mukabil senden bir şey isiyorum. Ben müsaade edinceye kadar hiç ağzını açmıyacak, tek bir sual bile sormıyacaksın. Her ne va- ziyetle karşılaşırsan dahi bunu söz verir misin? — Şerefim üzerine söz veri- | yorum. Lâkin çıldıracağım Lusi beni teavr et!.. yeceğim. yalnız yapacağına — Şundi hiç sesini çıkarma: dan beni takib et. Göreceğin hafaza etmel sın. Unutma ki, ne olursa olsun, sua: sormiyacaksın?| Lusi ayağa kalktı, Kariton da genç kizın peşinden ilerliyordu. Beraberce odadan çıktılar. Dar, uzün bir koridordan ilerlediler. Koridorun nihayetindeki - kap: nın önünde Lusi durdu. Bir an tereddüd geçird. Düşecek g.bi oldu. Bir iki saniye K-ritonun omuzuna — dayenarâk top'adı. — İçeriden kahkahalar; yodu. Ku kap yı açlıl.. Karton hayretten önünde donakaldı. soğuk bir ürperme — dolaştı. Korkuya benz yen tuhaf bir his bütün benliğini kapladı! Orada üç genç kız vardı. Fakat ne korkunç kızlarl.. Her üçünün de muhakkak belkemik- leri yoktu. Birisi bir kanapenin Üüzerine oturmuş kitara çalıyor: kendini gayri tabi kitara sesleri geli- son bir hamle ile kapının Vücudünde nın üzerine eğilmişti. Diğer iki kız ise yerde sürünüyor, güya dansediyorlardı. Evet hakikatti: Bu üç kızın da belkemikleri yoktu!. Lusiyi görünce gülmeğe, ap- tal aptal sırıtmağa başladılar. Çalgı çalan durdu. Dans eden- ler () Lusiyi görünce, sürüne sürüne yaklaştılar. Lusi onların başlarını okşadı, bazı - işaretler yaptı... Demek buhlar ayni za- manda dilsizdiler.. Belki, sa- ğgardılar dall, Lasi kendini zabtedemedi. Başını Karltonun göğsüne daya- yarak hıçkıra hiçkira ağlamağa başladı. Karlton genç kızı yar vaşça bu korkunç yerden çıkar. d. Beraberce ilk gird ği salona dândüler tından parçalar Yazau: E. Pagaııı'ni ve arabacı: Bir gün Floransta, halk, ünlü kompoz!tö: nist Paganin nato de Concerto,, yı çalmasını sabırsızlıkla bekliyordu. Geç kaldığı - için acele bir arabaya atlıyor operada ve viyolo- tek telle “so- Paganini 5 da- kika sonra araba operaya geli- yor. Paganini ücreti çıkatıp ve- rince arabacı kabul etmiyor, 10 frank istiyı — Ne frank?. — Hayır, ben herkesten frank istemem. Sen halka sırf binlerce 1. Beş dakika için 10 bir koman çalmakla İrüük alıyofsun. Bana İÖ İrank vermişsin, çok bir şey mi? istifini -bozmadan Paganini cevab veriyor: — Ben binlerce frank alıyor- sam kemanı tek tel üzerinden çalıyorum. Sen de beni tek te- kerlekle getirmiş olsaydın ben sana hiç lâf etmeden 10 frank verirdim. Haydi bakayım, hak- kına razı ol, sıvış.. Liszt ve Çar Nikola I. Büyük artist Liszt bir akşam N kola L tarafından saraya çağ- rılmıştı. Artist başlar çalmağa.. Herkes kulak kesilir. Tam bu sırada Çar agiotantiyle konuş- mağa başlar. Bunu gören artist derhal durur. Kendisine niçin durduğu sorulduğu zaman: — İmparator konuşurken he- pimize susmak düşer 10 | H. Akman Cevabını verir, zekâsı şahlarından Vezirin Eski İran baş vezirine bri bulu- han safdillerin bir listesini yap Masını Vezir derhal getirir, İistenin başına Şahın adını yazar, listeyi görünce fena hâlde kızar vezirine neden bunu böyle yap- memlekette emreder emri yerine tığını sorar. Vezir Şahın sualin:: — Haşmetlüm, sizi İistenin başına geçirmenin sebebi şudur: Siz geçen hafta hiç tanımadığı« diz bazı kimselere yabancı mem- leketlerden at alıp g İsnler, dye avaç dolusu para verdin z. Bu dönmiyeceklerdir. Cevabın: dönecek — olur- larsı? Dye sorar. Vezir şu cevabı verir: — O zaman listeden sizin adınızı siler, kendi adımı yaza: rim. Edisonun şakası Edison çok neşeli bir adamdı. | Fonoğrafı ilk buluşunda henüz ortaya koymadan gizli tutmuştu. Kimsenin böyle bir şeyden ba> beri yoktu. Edison dostlarına bir şaka yapmağı tasarlardı. Onları yemeğe çağırdı, Yemekten sonra, vakit gelim ce, kerkes yatak odasına çekil- di, Saat 23,30. adamlar hiç şüphesz geri | Sabi Kİ | V— Lik maçlaı Bir oyuncu ce: landırıldı.. | T. S. Kurumu Bö | heyeti gece toplanarak, | spor kulübü ikinci takı oynıyan Hıkmetin, bunda kendisine verilen © etmediğinde retile t üç ziyesini kararla Futbol lik heyeti de d toplanmış ve maç hakemlerini tesbit etmişti | pazar Birinci takımlar: | — Demirspor - Ateşspor | | A'sancaktan Hasan, Alsa Yamanlar hakem Üçoktan tafı, Doğanspor - Yamanlardan Esat. İkinci takımlar: Alsancak - Yımanlar | Üçoktan Zeki, Üçok spor hakem Alsancaktan Konurâlp, Demirspor « At hakem Ü Fehmi. tam 23 te duvar Herkes şaşırdı, her taraf | dı, hiç bir şey bulunamadı nukların uykusu - kaçmıştı Saat | vurdu. Duvardan gene geldi: yürekleri sarınıştı. bi — Gece yarısı ölüme b lanınız. Bunun üzerine konuklar kudan $ çradıkları- gibi sc Orada ke lerni tatlı kahkahalarla E: | salonda aldılar. | katşiladı. ve yeni bulduğu â | hü rerini anlattı. Lusi dakikalarca sessiz sessiz ağladı. Kalton müşfik sözlerle genç kızı güç halle teselli ede- bild —- Şimdi hiç bir şey sorma- dan beni dinle Bülün anlatacağım. Evvelâ tarihçesinden başlamak isterim. Bizim ailemiz Karlton. Sana meseleyi ailemin bu mıntakanın hatta Fransanın | en eski ailelerinden biridir. Fa- | kat çok büyük bir kusuru vardır. Fevkalâde mutaass.b oldukları için yabancıdan kat'iyyen kız almaz ve vermezlermiş. Bütün aile çocukları daha küçük yaş- lardan - biribirlerine nişanlanır: larmış. Asırlardanberi ba - hal böylece devam edegekmiş. An- nem Margarita bu kasabanın en güzel kızı imiş. Ayni zamanda bütün balk onun terbiyesine, namusuna hayran imişler. Ba- bam Çita Margo annemin am- casının oğlu oluyormuş. Onları da daha küçük yaşta biribirle- rine nişanlamışlar. Karlton birdenbire gazinodaki serseriyi hatırladı. Lusinin sö. zünü kesmemek için sustu. — Annem on yedi yaşına ge- lince bu iki genci evlendirmiş- ler. Zamanla beş çocukları o muş, ilk üçü içeriki odada gör- düğünüz — zavallılardır. Sonra Pol ile ben... Lusi bir an için sustu. Yaşaran gözlerini sildi. Hıçkırıklarını güç zaptediyordu. — Ve asıl felâket bundan sonra başlıyor. İlk çocukları bü- yüyüp 20 yaşına gelince belinde bir takım sızılar, bel ağaları başlamış. En büyük doktorlara göstermişler, kimse bir çare bu- lamamış aradan bir kaç ay ge- çince müdhiş bir felâket gelip çatınış. Zavallı hastanın bel ke- miği tutmaz olmuş. Bir kaç za- —an sönra — sağırlaşmış, Tabii bunun neticesi zamanla konuş- masını da unutmuş... İkinci çocukları da ayni dev- releri geçirdikten sonra ayni yaşta, ayni meşum felâkete uğ- ramış. Derken arkadan çocukları da.... — Medeniyet, tıp âlemi buna çare bulamamış mı? — Heyhat ki, hayır. Asırlar- danberi ailenin kanı bozula bo- zula nihayet öyle bir hale güncü gek için bütün doktorlar - uğraştık ları balde muvaffak olamam' şlar. Çita Morgo ile | evleneceği yerde “bir yabancıya varaydı. bu facia olmazdı, di« yorlar. Lusi kendini - zaptedemedi. Sapsarı kesilmişti. Bayılmamak için kendini güç tutuyordu. Ağ- lamağa başladı: — Görüyorsun Karlton bu meşum netice şimdi bizi bek- liyor. Günlerimizi saya saya ölü- me hazırlanıyoruz. Hayatıma sen girmeseydin bu netice beni o kadar korkutmıyacaktı, sevgilim. Yaşamak isterim Karlton, yaşa- mak isterim!.. Genç kız müdhiş bir buhran geçiriyordu. Karlton, Lusiyi kol. ları arasına aldı. Güç halle zap- tedebil.yordu. — Ben kararımı verdim, Lusi, evleneceğiz. Seni Londraya gö- türüb en yüksek doktorlara bak: tıracığım. Muvaflak — olamazsak ikimiz de berâber öleceğiz. Ben sensiz yaşayamam, buna inanl.. — Bu kabil değil Kariton. Sen daha gençsin. Senin baya- tını da mahvetmek istemem. Bu gün beni seviyorsun. Lâkin za- manla unutacaksın, Beni burada bırak ve Londraya dön. Birak, şu Son senin tatlı Şayed annem günlerimi, bayalinle geçireyim. Karlton dakikalarca genç vız miş ki bu fac aların önüne geçmek kaaa bir nihaye bu çalıştı. — Fakat muvaffak olamadı, yus mükedder yuvasını terketti. Artık hayatı mahvolm Yaşamak — istemfyordu. L hayat onum için bir hiçli yamıyacak... Yaşayamıyaca Akşama kadar tıpkı bir serseri gibi d durdu. Karanlık basarken banın kenarındaki sıranın üzerine yıkıldı, Kaç saat geçti Omuzuna bir el dokundu. şımı kaldırdı baktı. Bu bi şam 'evel gazinoda berab | tikleri serseri idi. Yüzüne kışmıyan bir tebessümle yor, neşeli kahkahalar alıy Karltonun yanına oturdu. binden bir şişe konyak - çıl Tıpasını açtı, Karltona uza — İç, dedi. Bu akşa bendensin. Bu gün haya en mesut günüdür. Dün a danberi seni takib ediyc Nereye ve niçin gittiğini yorum, Sana mühim bir rim belki bir müjdem var velâ şunu içte sonra kol ruz. Şişeyi zorla Karltonu! zına dayadı. Sonra bir ka dum da kendi yuvarladı. — Dünkü hikâyemi ha sın değil mi? Sevgilim M rita Lüsi ve diğer dö şin anasıdır. Fakat Çil yalnız © üç zavallının dır. Lusi ve Pol benim ç larımdır. Onlarda benim vardır. Yavrularım hiç b man o ÜÇ Zavallıya benzel ceklerdir. Karlton serserinin sözür tirmesini beklemedi, Bir rım gibi parktan fırladı. Se Lusiye, müstakbel hayata | koşuvardu ve sokak parktı Sezai Yü

Bu sayıdan diğer sayfalar: