11 Şubat 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

11 Şubat 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Y1 Şabet ANADOLÜ Asırlarca, esrarengiz simasını muh-Faza eden yerlere seyahat Hdi girüRkak y Hacılar, toprağa upuzun ya- Hayvanların zekâsı vardır. tecrübeler bunu gösteriyor tıb yol hesablıyorlar Kadınlar çalışır, erkekler uzak- lara hacce giderler Ancak şarki Tıbet merkezinde tele- fon ve elektrik vardır antropoloji, gerek sosyoloji ve dğer bilgilerin — ilerleme.er ni temin noktasından Fıydalı görü- len bu araştırmaların 1936-1937 seferni bir Fransız heyeti yap- mıştır. Tibete yeplan bu seler, he men her ilim adamının teceşi- sünü celbetmiş, seyahat büyük bir ılikı ile takip olunmuştur. (İasan coğrafya ve tarihin n) karanlık köşelerini aydınlatacak olan bu tehlikeli yölcülüklar 'das ha dört yıl eve! bize bilmedi- ğimiz bir çok şeyler öğretmişti. Gerek — Avusturalya, gerek Yom Kine, Malezya ve Hay'ti lerin'n çok garib halk âdet, ahlâk, giyiniş, izdivaç ve din? merasim gibi an'aneleri hakika- ten cilibi dikkatti. En yakın ak- raba bile messlâ hemşre ile izdivaç edenler; kadim âdetlere boyun eğmedikleri için diridiri gömülerek ö.dürülenler, parr makları kesilenler, hulâsa vab- $ yane ceza müeyyedelerine uğ- nyan bu yabancı insanların ha- yatını okumak ve öğrenmek po- lis romanlarından daha eğlen- celi o.sa gerektir. Damin bahsettiğimiz Vibet heyeti seferyesine bizzat işt rak eden ve heyeti seferiyen'n baş- kanlığını yapan Andre Gü.bar utnun notlarını okurlarım.za sur nuyoruz: *Tam sekiz günümö, ecnebk lere kopıları kat'iyen — kapalı (Lahasa) krallığının mukaddes topraklarındı inşa edilen bir Tıbet Mabedinde geçirdim' Buraya girmeğe nasıl muval « “Tak oldum? anlatayım: Yolda gelirken Tibetli bir beye rasge-dik. Bizi, yola deva» mımızdan Menetmek istedi, Bir saat kad r çene çaldık, Maksa- dımizi anlattık; sözlerimizi din- lemiyordu b.ve! Nih yet Lakonra mabedine kadar g debileceğ - m zi, ondan ileriye atılacak tek . savaşlar durmuş değildir. Gerek | | | bradımın müthiş bir cezaya sebebiyet vereceğni şiddetle beyan elti. Lakonra msbedi 4000 metre yüksekliğinda bir geçd Üzerin: de kurulmuştu. İçede bulundü- ğumuz mevsm dolayısile burar sn aşmımızın imkânı yoktu. Binsenaleyh orada konaklama: miz Âzımdı. Çadırımızın olmaması, yata: cak bir. yer de balunmaması bebile bilmecbur.ye binierce ilâbın . ikamet ği mabeliâ yaylalarından dibine çantalarımızla - yerleştik. Hizmetçilerimiz çay ve yemek hazırlamak içn mabedn içm- den istifadeye ka ktılar. Buna itiraz ettim. Kimseye haber ver- meden mal sah.bi gibi mabed- den uçlanmamıza doğrusu kız- dim. Kağüzum, Tharch, aşçım Tindzy beni dinlemiyormuş gö- ründiler. Ayni zamanda ocada Ateş yakmanın bir teh.kesi var. dı. Ya binayı tutuştururlarsa, o zaman De yapardık? Yerliler, bizim orada yerleş- memizi — tehl.keli — bulmadılar. Filhakika - pek'ar ccnebi yüzü görüyor.ardı. Her gün mabedde yaptıkları ibadetleri bizi cidden eğlendiriyordu. Dillerini çıka- rarak ve şapırdatarak verd kleri selâmlar içtimal sınıflara göre başka başkaydı. Bulunduğumuz mabed, Şarki Tibetin başlıca büyüc ve en mukaddes mabediydi. Evvelâ (mukıddes dağı) tırmanmakla (tavaf) başlardı. Bu, çok güç ve yorucu olur; bazan on güaü geçerdi. İtikatlarının, ifrat derecesini bi'diğim'z lâme'erden maada Tibetliler de onlar derecesinde mutekitti. Bunların bütün yıl kadınları çal şır; kendileri uıık belde'ere vazilei hicei ilaya giderlerdi. İy'ce kestiremi iyorum; erkeklerin bu (haç) seyahatleri hakikaten samimidir; yahud s.rf (seyahat etmek) zevslerini tab min etmek'en mi ıbıreuır? Heyeti sefer yem'z, yo'da böy- le adamlara ©o kadar çok tesa- düf etti kl. Şarkı söy yerek, dua ederek, koca çöünr orta- sında tek bir asa ile yürüyen hacılara hakikaten şaşılır. Onlar az yirler, Üzerlerinde kıymetli eşya yok'ur. Şu halde hiç bir tehl.keden çekinmezler, Onların abalarını yere sermiş oldukları halde, yaktıkları büyük bir ateş'n karşısında, yağlı çaye larını içmelerini seyretmenizi is- terden. T.betin ea harikulâde manzaraların ancak bu adamlar seçeb.lirler. Grup nefistr. Her yerde derin bir süküt hüküm: fermadır. - (30) bardak çöy yür varlmadan aklı başına gelmi- yen Tebetliş tahayyül edebiliyor. muııınuı? Hacılık, Tibetli için ayni zar manda bir t carettir, T.caret omasa deahi sevahatle değişen manzaralarla, yeni dost arla, süşe lenen bu yo cu'uk elbet da kuru kuru oturmaktan hayırlıdır. Lâkin bun'arın içinde dilen. cilik yapaılar da çoklur. Yeni Tibetli bir genç bir kasabaya gelen T.bet hacısı, Sevvelâ bir evin kapısi önünde oturur. Ev'n içindeki köpek bu yabancı e öyle çıkışr, öyle havlar ki, nihayet ev sahibi yi- yecek vermek mecburiyet'nde kalır. Maamafih bu dindar ada- ma verilen ekmek kutsi bir şekil alır. Yani dilencilik ayıp telâkki edilmez. Bazı kasabalarda ise bunun aksi vukubulmaktadır. O zaman Tibet hacısı, müthiş kılıcını kı- ve kendine hü aldırmaktan zerre kadar çekinmez. Hakika'en içten gelen ve kalbi olan hae seyahatlerini de unutmamalıy z. Meselâ her adım att kça toprağa upuzun yatan, ve boyu ile ulaşacağı mabedin yo'unu hesaplyan - veliler de vardır. Rivayet o'unur ki, mü- temadiyen yere yatı yata ba- yılan bu hac seyahatlerini bazı hacılar üç beş yıl içinde ikmal etmekted rler. Asıl Tibet zenginlerinin hâc yolculukları temaşaya — değer; onlar güzel atların üslündedir- ler; tep&eden tırnağa kadar mü- sellâhtırlar. Yanlarında gene — müsellâh h'zmetç'lerile ve erzak hamule- lerile bun'ar muntazam birer kıt'aya benzerle-. Tbette seyihat edeceklere yapılacık tek bir tavs'ye var- dir. - Silâhlanmak ve hasmına körşı silâsla mikabele etmek. Tibet şakileri, sizden nazikâne bir şekilde para filân istemi: yor. Szi ö'dirüyor ve ordan sonra üstünüzde, başınızda ne varsa hepsini alıyor. Bu vazi« yet karşısında ne yaparsınız; e© bette, düşmanı görür görmez | maaram mamammanaaaaaın samaaaaanannız ateşl Onların en çok sevdikleri ve üzerinizden almak istedikleri şey - silâhtir. — Güzel — silâhlara bayılırlar. Her Tıbetli bir tüfeğe ve bir de kılıca maliktir d'yebiliriz. Şmdi önümden geçen hacı kafilelerini seyrediyorum. Onlar mabede, —âyin için koşuyorlar, Tanrım! N çeşit çeşit adamlar| Her şeyleri bir'biriaden ayrı; âdetleri ve âhlâkları dal Ti- bet asırlardanberi hiç değişme- miş, orada bir (vahdet) göre- mezsiniz, İasan orada kendisini Kurunuvustada, yahud da tarih: siz bir devirde sanır, Azın en ıstrap çeken yeri T.bette —modera vasılalardan hiç brri bulunmaz. e, katır, beygr işte s'ze en âlâ vısıtalar! Tayyare mi d.yorsunuz? Fıkat Kırk senelik br tedkik'n neticesi; Ve bu zekâ batından batina ar- “tırılabilir. Hayvan, istikbalde daha çok i ış gorecektır Terb'ye edilmiş bir aslan cambazlık yapıyor Pisikoloj. zoolojik enstitüsü fahrt profesörlerinden Hoşet« Suplet, hayvanlarda zekâ olup olmadığı hakkında şu - yazıyı neşre'miştir: Hayvanlarda zekâ olup ol mad ğı davası insanları her za- man işgâl etmiş bir davadır. Hayvanların manalı — görülen bakışları, bir şeyler ariyor ve anlamak istiyor g bi hareketleri bir otomatizm eseri m dir? Yo sa.; Bir şuur ve zekâya mm ta- allük eder?, Bir ev veya av kö- peği sahibinin emirlerini haki- katen anlıyor mu?. Yoksa.. Bu hareketlere alışkınlıkla mı mu- kabele ediyor?. Bu suallere şimdiye kadar ancak - his ile cevap verilmekte id; halbuki bu hususta fenne ve tecrübeye * nokta ve merak beni tam - kırk sene hayvanlar arasında tetki- kata ve müşahedelere sevket- m ştir. Bugün bu suallerin bir kıs- mına müsbet ve kat'i şekilde cevap verecek vaziyette bulun- maktayım. Bu merak ve hevese düştüğüm gün, zan ve tahmin edleceği veçhile, fevkalâde ce- saret ve seyahatlere muhtaç te» şebbüslere lüzüum — görmedim, bazı arkadaşlarımın yaptığı g bi Alfrıka veya Hindistana gitme- dim., Çok basit ve daha uygun bir üsüle - baş vürdüm; — Vahşi veya ehi hayvanların pisikolo. jilerini tetkik için İâboratuva- rimı bir. “Akıllı havvanlar,, can: tecnik ııııAılı dünyanın en üst çatısı olan Tibetten tehli- kes'z geçemiyeceği aşikârdır. Telsiz telgrafın da yüksek nok ta'arda uğradığı müşkülât ma lümumuzdur. Bunun iç'ndir ki Tibet, esrar. €agz — simasını — asırlardan befi muhafaza etmiştir. Yalnız Payitaht olan. Lhassada, bir elektrik merkezile, bir telefon mevcud olduğunu Uçsuz bucaksız bir sahrada, rasgeldiğimiz büyük bir kâr- vandan da bize şu büyük hava- d.si verdiler: ssada beyaz bir perde gördük. Perdenin içinde iosan- lar ve eşyalar tıpkı bizim gibi kımı'dıyorlardı. Lâkin insanlar meydanda yoktul Demek ki, payitaht Lhassa bir de sinemayı kıvnumuştul.. istinad etmek lâzımdır. İşte bu bazhanesi terbiyehanesinde kur- dum. Bu suretle de kirk senelik tecrübeler mi istediğim şekilde yapabildim. Mon'rukta geniş bir yer hazırladılm. - Az bir zaman içinde burasın en mükemmel bir haline koydum; fakat terbiye edilecek 8 t, kedi köpek 'veya” deve gibi - hayvan- larım yoktu; bunların da teda- riki için büdceme hemen hemeni hiç bir para koymuş değildim. Fakat bunları tadarik -için- şu üsüle müracaat ettim: “Benim Sirkte arzu eden canbszhane hayvanlarını meccanen bu'un- durabilr, bu ilân çabuk ve iyi netice verdi, bu suretle ben, terbiye edilmiş veya terbiye edlmekte veya terbiye e her cins ve şekilden bir sürü haysan tedarik ııniı oldum. Terbiye edılıeık hayvanlarda, hayvan terbiyecilerinin her şey- den evel nazarı dıkkate a'dık- ları nokta, “hayvanların — tabi sevk ve hisleri, dir. Hayvanlarda: 1 - yemek, 2- müdafsa etmek, 3-taklit, 4-elem ve acıdan sakınmak veya bulmak hissi ve sevki tabilleri vardır. İyi bir hayvan terbiyecisi, içabına göre bunlardan bir veya bir kaçına istinad ederek - işini görür. Maamal.h, terb'yeci, hay- vanın tabii hareketlerini birçok defalar taklt ile de ,hayvanı elde etmeğe çalışır. Fakat hay: VARAR FĞi Ver Kü üŞ *mlllı! kullanan bir mayn.un ayyen hareketlere uymâk kabi liyetini elde ettikten sonüra baş- lar. Meselâ, bir köpeğe iki âyak üzerinde durmak öğretmek için, güzel ve kemikli Bir parçasını bir zaman başından yi lundurmak lâzımgelir. üzerinde bulundurmak imkânın dan sonra, köpeğ: birçok ma- rifetler daha öğzetmek müm kündür. Bunda esas, yemek hisii tab isidir. Bir ata da dans öğretmek | için, atın elem ve ıstırabdan — | sakınmak hissi tabisinden istis — fade edilir. * Hayvanlarda dimağı hasse lerde dikkate ve tetkike lâyıktır. * Ben, müşahede ve tecrübele- rimle gördüm, ki bazı: hayvan: larda da insanlarda oldğu gibi dimaği bassasiyet kuyvvetlidir. Bi kuüdret, br. takim hayvan- larda harici anlamık için ea başlı vasıtadır. Ben, bazı hay« vanla n bazı harecetleri tekrar için alışkın oldukları sada per- delerini asgari veya azami had- lere çıkarmak süretle tecrübe- ler yap'ım. Asgari hadlerde o kadar pes perdelere ve hadlere indim, ki nsan kulağı ile bun- ları duymaz ve işitmek müm- kün değ ldir. Halbuki bu ses ile * herhangi bir hareketi yapmağa alıştırılm.ş olan bir. köpek, bu »» en pes derecedeki seslerle de * ayni hareketi yapmağa devam — etmiştr. Bu tecrübeyi bir çok — — bir köpeğin bir insandan çok daha mükemmel duymak hasse. aine malik olduğunu tesbit et tim, .. Uzun tec-übelerim ve müşa: hedelerim arasında “Kanaat, bazı memeli hayvanlarda, hassa maymunlarda terb ye için en büyük bir vasıta olduğuna emin oldum. leselâ, bisklete — binmeğe —— alıştırılacak bir maymun — için yapılacak iş, — evvelâ, — onun önünde bisiklete binmek tec. * rübelerini bir çok dafalar tek- * rardan ibarettir.. Maymun, bu acayib makineye binmek imkâ- nını göre, göre bu işn olabi- leceğ.ne kanaat getirir. Ve bu kanaatten sonra binmek tecrü- * belerine kendiliğinden — ba; b Ve tecrübelerde hedefe vıııl " olacağına o kadar emin olarak — devam eder, ki ilk — dafalar ** düşmesine rağmen — bisklete binmek kudcetini elde etmekten vazgeçmezl . .“. Hayvanlarda zekâ olduğuna şiddetle kaniim. Bu zekkâ ba- tından batına da artırılabi Bazı terbiye edilmiş köpekle: yavrularının da, hiç bir terb- yeye tâbi tutulmadan ayni şe- killeri ve hareketleri muhafaza ettikleri görülmüştür. 4 İstikbalde, zeki hayvanların, »- bir çok insan işlerinde ikamesi imkânı bence mümkün — ol:- caktır. Bir mütercim arıyoruz —— Gazetemizin — Fransızca ve Türkçeye iyice vakıf, tercümes ye müktedir. ve — gazetecilik | mesleğine bhevesli bir arkada; ibtyrctı vardır. T ip oanların ifarc hanenize müracantları.

Bu sayıdan diğer sayfalar: