7 Nisan 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

7 Nisan 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 9 Işgal günlerinde Viyana hapisaneleri,, Meşhur bir Prof. nasıl tev- kif edildiğini anlatıyor i İ ir sibi derhal başı ğ Kralı tedavi etmiş olan bu Bir sihbirbaz yakalanınca Na ; kesilir, derisi yüzülür ve eğlenceler profesör, Hitlerin davetini reddcyl Almah askerleri Viyanaya girerlerken Eski İagiltere kralı Dük dö Vindsoru, Romanya kralını, Yu. goslavya kral naibi prens Polü ve Avropanın, Amerikanın en güzide simalarını tedavi etmiş olan beynelmilel şöhrete malik profesör doktor Neumaann, Vi- yananın işgali günü tevkif edil- mişti. Buna dair Paris gazete- lerinden aldığımız bir muhabir mektubunu aşağıya — dercedi- yoruz: Viyana — 31 Mart.. Profesör Neumaanla birlikte tevkif edilen Viyananın en meş- bur ve en kuvvetli avukatların- dan bir Museviyi bugün ziyaret ettim. Viyanenın Alman ordusu tarafından 'alındığı gün bu ada min evine de Naziler girmiş, ve kendisini tevkif etmişti. Beni gok iyi kabul eden avukat şu beyanatta bulundu! <— Elisabet Promend hapi- sanesind girdiğim zaman kar- gımda caniler, hırsızlar ve ka- tiller bulacağımı tahmin edi- yordum. Hiç te böyle olmadı. Almanların Viyana güzidelerini hapsettikleri Elişabet Promend- da ilk raögeldiğim mahbus, sev- gili dostum profesör Neumanadı. Tevkif edileli 24 saat olmuştu. Şüphesiz ki bu tevkif çok heyecanlı geçmiş ve bana yapılan muamele ona da tatbik edilmişti. Hapisanede bulduklarım _Yll' hız profesör Nıııll:i':.'ı::' ildi. lemen D e x:l::dt ::,ik hukukçuları, avukatları, doktorları, profesör- leri, bankacıları bu odada top- d LĞ laden - balaödötk hdgîkw? politikadan, - filozofi- den, ve ilimden! Biz de böyle yaptık. Meşgu- Tiyetin bulaşmamıza engel ok- duğu mülâkatı, burası ihzar et- mişti, Doğrusu —hepimiz de memnunduk. Ancak — gıdamız, konforumuz mükemmel olsaydı ve beş buçukta yatmak mecbu- riyeti kat'isi bulunmasaydı, mu- hakkak ki Elizabet Promenad- da geçirdiğim güzel geceleri hiç unutam:yaçaktım. Birkaç gün sonra benimle beraber arkadaşlarımı ve bumr ların içinde bulunan profesör Neumannı mahkemeyo çağırdı- lar. Hâkim bana: — Suçunuz nedir? Dedi, Suçum mu? Ben hiçbir suç işlememiştim. Ancak Musevi olmaklığım ve Viyanada profesör Nevmannla we arkadaşlarımızla bi_ı’llk.ço bir ——— — — — — —— — ği daddeekeni di ö Aekiğlilküyereiğneiyün emiş.. miktar şabsi servet biriktirmiş bulunmaklığımız belki tevkifi- mize sebebiyet vermişti. Hâkim, cürmümüzün olmadı- gını anladıktan sonra bizi ser- best bıraktı. Avukatı terkettikten sonra profesör Nevmann'ı — buldum. O da, avukatın bana söyledik- lerini teyid etti ve beyanatta da bulun — Benim bir zaman leri tedavi etmek — istem hususunda deveran eden şa; ları tamamile tekzip eder Hitler hasta iktn tedavisi için beni kat'iyen çağırmadı. Eğer çağırmış olsaydı maalmeı İ ye yatağı başına koşar, elimden geldiği kadar iyi et meğe çalıştım. Bir tabip için siyaset mevzuu bahsolmaz. O, daima ıstırap çeken insanı dü- şünmek — mecburiyetindedir. Dük dö Vindsorun Hitlere bir mektup yazarak 'benim ha- pisaneden çıkarılmaklığımı rica etmesi keyfiyeti de külliyen hilâfı' hakikattir. Nazi - teşkilâ- tının hakkımda yaptığı uzun tahkikat ve — araştırmalardan sonra bugün seretbbırakılmışt oluyorum. Yoksa, tavassutun filân, bu işte rol oynadığını düşünmeyiniz. Viyanadan ayrılmak miyetinde değilim. Üniversitedekti kürsüm- den istifa etmiş bulunuyorum. Fakat hususi kliniğimde has- talarımı kabül edemceği, uma- rum bik unurouna müsaadel. Şam belediyesi- nin kararı İdhalât eşyası üzeri- ne yeni rüsumlar Şam belediye meclisi birçok idhalât eşyası için belediye rü- sumu ihdas etmiştir. İhraç mad- deleri alâkadar eden bu rüsum şunlardan ibarettir: Ton başına 100 Suriye kuruşu: Kö- mür, odun kömürü, kereste, Pâtates, — soğan, debağlanmış deriler, kavun. Ton başına 200 kurüş: Adi odun, ham demir, mahrukat, hâm madenler, kur- şun, bakır, kamşu — memleket- lerden gayri memleketlerden idhal olunacak çimento. Ton başına 400 Suriye kuruşu: Pi- rinç, nebat ve hayvan yağları, zeytinyağı, her cins hububat, ceviz, fındık, kestane, peynir, balık, bal, komşu memleket- lerden gayri - memleketlerden ANADOLU Amerika vahşileri arasında.. Onlar, sihirbyazlara atfederler tertip edilir Cefubi Amerikada, Amazo yehri civarında yaşıyın ve Şuor kabilelerinin disi âde lerini tetkik eden Fransız se yahllarından Bertran Florni, gö düklerini şöyle anlatıyor: *Adacıklardan müteşekkil L deniz kenarı.da yerleşmiş ola bu kabilelere yaklaştığımız z> mân, ilk evel, bir kulübeni . etrafında danseden on iki ka- dar çıplak kadın gördük.. Biraz sonra öğrendik ki, iki üç saat ölede, kesik bir sihir- bazın başını dinlori icabı ame- liyat ediyorlarmış. Bu kadınlar liyatın devamınca dur- Bu sihirbazı, birkaç gün evel kulübesinden nehre) doğru gi derken öldürmüşler. — Nehrian civarına gizlenen vahşiler, mız- raklarla hücum ederek adamı yere —sermişler ve büyük bir bıçakla kellesini gövdesinden ayırmışlar.. Kurban edilen adam, hasım kabilenin bir sihirbazı im kabileleri, hastalıkların, n tabit hâ> diselerden ileri geldiğine inan- mazlar, herşeyi sihirbazlardan idbal olunacak meyvalar, ke reste, ceviz ve akasya a| pamuk, yün, balmumu başına 1000 Süriye kuruşu: Konserveler, kutu sütü, kuru: tulmuş balık, kuru peynir, ze' tin, cöza ve alâtı tıbbiye, lenmiş kürk. T Z lin''e bir donsnme ser, berr! v ; ...ı:e;eı leri ile tice »t Shı'ırm"ı'üç. r. Bu sergide Almar modelleri teşhir edil- Ton | dikten &ae b Atittika vahşile — işlâ bölye ürlâr bilirler. Kendilerine — kötü'i ın Tivar | eden sihirbazın kim olduğunu bir kere tayin ettiler mi, onu fîııhıl öldürürler ve başının di yüzerler. Bu amı ye dini meraşimle yapılır ve iki üç 'gün sürer. çşq'ıül bu işlerle uğraşan bir- xç Yahşi, kesik başın burün sehiklerini kefatasını çıkarıp Ka T hirbazın başı mızrağa geçirilir Süre atarlar; geri kalan deri- A de boğa yılanının zehrile geyrek saat kadar kaynatırlar. Bu iş yapıldıktan sonra, deri sabaha kadar rüzgârda bırakı» hr. Ertesi günü derinin göz, burun va ağız — delikleri delin- sonra — içerisi kızgın kumla doldurulur. Baş bu hale ince, etrafta bulunan mütte- ik kabilelere haberler gön- derilir, Erkeklerin öldürdükleri may- munların etlerile yemekler ya- pılir. Yamanş denilen bir nevi nebattan imal edilen şarapla beraber bu yemekler yinilip | içili Bu ziyafet esnasında kadın- lâr durmadan dansederler. Bu baş şerefine yapılan böyle eğ- Tentiler diger kabilelerin de veti üzerine birkaç kere rarlandıktan di sonra merasime ktedir Resimde Ai u. donanmasını ve l::_n ıransatlanlık, yolcu vapurları ile halinde görüyoruz. ; Almanların faaliyette nihayet verilir ve yeni bir si- şileplerini — modeller hirbazın pek yakında öldürü- mesi için dualar edilir., W — Binbir gece masallarından KERELD D1 ÜADOGANEEA GÖMT KS CC T DN (Ş YU NC P. Seyyit Sendabadın Harikulâde deniz seferleri ütün fenalıkları. | İçeriye girer girmez, benim buraumu ekşi ve yakıcı bir koku birdenbire tıkadı. Bu ne kokusuydu böyle? Gittikçe mideme kadar inen ve bütün azamı isyan ettiren bu kokuyu — duymamak - için elimdeki otları bırakmak, bur- numun iki deliğini de iyice tı- kamak istiyordum. Fakat yapamadım. Binanın uzun bir dehlize bonziyen yarı aydınlık, yarı karanlık sofasına koyun sürüsü gibi daldık. Biz sofada ilerledikçe, demin ka- pıda rastladığımız rahipler ne- vinden insanlara fa: rastlı- yor, sonra burnumu yakan de- minki koku gittikçe sertleşiyor, genzimi berbad ediyordu. Gene tercümanın sesi yuldu: — Artık doğralunuz! Artık doğrulunuz! Hepimiz doğrulduk. Karşı- mızda belmumu gibi sapsarı, dü- İ'tam kırk adam cesametinde geniş ve uzun bâşlı bir hey- kelle karşılaştık. Bu heykel he- zaran ağacından yapılmışa ben- ziyordu. Lâkin ne büyük reisi, ne de herhangi bir siyahiyi tem: sil etmiyen bu muazzam hey- kel, demin söylediğim fil yahud kaplan cinsinden olan hayvanın her halde ceddi ekberini tem- sil ediyordu, Onun önünde bütün yam- yamlar, yerleri öptüler; tırnak- larının ucuna başlarını koyarak köpek gibi ulumaya başladılar. Samih reis yanıma yaklaştı. Fırsattan istifade ederek ona yavaşça sordum: —Büyük Hiram nerede kaldı? O da ayni şaşkınlıkla bana sordu: — Ya arkadaşlarımız? On- ları burada görecek değil miy- dik? Onlar nerede? Hicazlı Seyyit Amrü do konuş- mamıza karştı: Siz, ekşi bir koku duyu- yor musunuz? Dedi. Amrüye: — Evet, diye cevap verirken gene tecümanın sesi bulundu- ğumuz dehlizi çınlattı: — Ey Harcileri bakınız, gö- rünüz, koklayınız, tadınız! Hu- zurunda bulunduğunuz Allahlar Allahı, Yezdanlar Yezdanı, Ssüp: hânlar süphanı kudret ve celil ülkesinin hâkimi zişanı büyük Hirman, — sizlere hoşgeldiniz; diyor. Bu zamana kadar, başka dinlere salik olmakla girdiğiniz günahlar işte bu anda üzeriniz. den tamamen af buyurulmuştur, Şimdi siz Hirmanın evlâtları olacaksınız. Hirmanın evlâdı ol- mak, her iki dünyada saadete ulaşmak, ebedi hayata kavuş- mak demektir. Ey Hariciler! Eğiliniz! böyük Hirmanın ayak- larını öpünüz. Ona şükranları: nızı arzediniz! ona dua ediniz! Hirman neredeydi? Onun ayaklarını nâsıl öpe- cektik? Bu ayakları da henüz görmemiştik; onlar da nere- deydi? Bu anda (fakir) elini kaldırdı. Orada mevcud olan İ rahiplere ve tereüman- 'du: — Büyük Hirman nerede? Onun ayaklarına başımızı sür: meğe hepimiz hazıriz! Tercüman . rahiplerle birşey. ler konuştu: — Ey hariciler! Dedi. Gör mediniz mi? — Anlamadınız mı? İşte, hepimizin büyük Allahı, mukaddes zülcelâl olan Allah budur! Başımızı kaldırarak tercüman Eiu'ı 7 5 nın işaret ettiği Hirmana baktık. Eyvah! Keşke bakmasaydık! Bütün ümidlerimiz birdenbire suya düştü. Bu heriflerin Allah diye kafalarımızı patlattıkları şey, demek şu vahşi hayvanın cahilce — büyütülmüş, pis ve menbus heykeli imiş! — Arkası var — Halkevi köğesi 1 — Türkiye İş Bankası mü- fettişlerinden gözide şairimiz B. Necip Fazıl Kısakürek - tarafın- dan 8-4-938 Cuma günü saat 18 de (Abdülhak Hâmit ve do- layısile) mevzulu konferanı ve- rilecektir. Evimiz yurddaşlara açıktır. 2 — 9 Nisan 938 Cumartesi günü büyük Türk san'atkârı mimar Sinanın 350 inçi yıl dö- nümüne tesadüf — etmehtedir. günün akşamı evimiz salonunda saat 20,30 da bir tören yapı- İacaktır. Bu törene herkes de- vetlidir. ( HALKEVİ KÖY GEZİSİ ) Köylümüz!le yakından — karşı: laşımak ve baharın güzelliğinden istfade etmek için Gezi komi- temizin tertip ettiği Torbalı - Yeniköy gezisi aşağıdaki prog- ramla yapılacaktır: A — 10-4.938 Pazar günü evimiz Spor kolu avcıları bi- rinci grup olarak saat 4 de hareketle Yeniköye gidecekler, ve köylü ile birlikte ziraatlerins zarar veren muzir — hayvanları itlâf için sürek avı yapacak- lardır. B — İkinci grup, evimiz bi- nasından saat 7 de kamyon- larla hareket edeceklerdir. C — Köycülük kolumuz, köy: lümüzün eksiklerini — görecek, dinleyecek ve her bakımdan dan istifadeleri için öğütlerde bulunacaktır. Ç — Sosyal Yardım kolumuz doktorları, hastaları muayene edecek, ilâç dağıtacak, çocuk bakımı hakkında anaları irşatta bulunacaktır. D — Üyelerimizden gezi için iştirak edenlerle güzel bir kır gezisini mütcakip saat 13 de Gezi komitemiz tarafından ha- zırlanacak öğle yemeği yene- cek, avcıların avdetinde milli oyunlar oynanak, köy çocuğu ve köy kadını arasında Atış müsabakaları tertip edilecektir. E — Evimiz Karagözü köyde köylüye temsiller yapacaktır, F — Geziye iştirak edeceke ler yalnız tabak, çatal ve ka- şıklarını beraberlerinde getire. ceklerdir. G — Gezicilerden süreğe girmek veya görmek dileğinde olanların saat” 4 de hareket edecek kamyona iştirak etme: leri ve arzularını kayıtta bi dirmeleri rica olunur. — Üyelerimizden iştirak etmek — istiyenlerin nihayet 7 Nisan 938 gününe kadar — sek- Teterliğimize müracaatla adla- Tını yazdırmaları rica olunur. 4 — Evimiz pek yakında bir nakış kursu açacaktır. Kursa devam etmek istiyenlerin Hak 'k.ovi sekreterliğine — müracaat- a. Allaha yani $ — 7-4-938 Perşembe ,günü saat 17 de Kitapsaray ve Ya- yın komitesinin ve saat 16 da Köyeülük komitesinin haf alık toplantıları * rdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: