16 Haziran 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7

16 Haziran 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

34 Emma, (Sessa) sarayının mera-| sim salonuna girmişti. Yanıbaşında bulunan sefir (Sir Vilyam Hamil- ton), kendisine hâs olan büyük bir tezaket ve talâkatla: * d — Yorgunsunuz. Yemekten ön- te, biraz istirahat etmek istersiniz. Beni takip edin de, yatak — odanızı Size göstereyim.> Demişti. Güzel Emma, yanında validesi olduğu halde, sefiri takiben mü- kellef bir salondan geçerek, ikinci kata çıkmak üzere, geniş bir merdi-İ|ketinden son derece memnun kal- Hamiltonun nerek, yemek salonuna gitmek üze-|lâhza düşünmüş ve sonra da şunları Güzel kadın; yemek — salonuna girdiğinde, sefire daha taze ve daha zarif görünmüştü. Avizelerin ziyası altında bir melek kadar güzellesen Emma, sofrada çok şen ve şatır gö- rünmüştü. Yemekten Bonra, — (Sir Vilyam Hamilton) la yalnız kalan güzel kadın, neşe saçarak ve dere- den tepeden konuşarak, sefiri eğ- dendirmeğe başlamıştı. Naklını Kâmi Orat söylemişi — Bugünlerde bir wasiyetname tanzim etmekle meşgul bulunuyo- Haziran 16 İLKOKULLARDA İMTİHANLAR BİTTİ Talebenin kabiliyetini ve muallimin mesaisini gösteren sergiler açıldı Dumlupınar ilkokulunda tertip edilen sergi, busene tamamen başka bir sistemin eseridir *ıum. Niyetim, bütün servetimi ye- igenim (Grevil)e terketmektir.> (Sir Vilyam Hamilton), bundan İsonra yerinden kalkmıt kaydurbalardan - birinin sinden çıkardığı pırlanta müze: dan Emmanın boynuna ve sedef çekmece- taşlarile yen gayet kiymetli bir ger- geçir- Sefir, güzel kadının bu tavrı hare-| mişti. Bu gerdanlık, sefir Vilyam venin önüne gelmişti. Duvarlar bü-|mıştı. Emmanın her sözünü, zevk| mıştı tün salonlar, kıymetli hahlarla ör-'ve alâka ile dinledikten sonra bir| tülmüştü. Sefir, Emma ve anası, bi- Taz sonra ikinci kata çıkmışlardı. Baştanbaşa gayet kıymetli mo- bilye ile döşenmiş olan geniş salon- lardan geçerek, büyük bir kapının önüne gelince, sefir (Sir Vilyam Hamilton) cebinden küçük bir altın anahtar çıkarıp kapıyı açmıştı. Sir Vilyam Hamilton, Emma ve anası, geniş bir odaya girmişlerdi. Bu oda, inbir gece masallarında bile tasviri Zayri kabil bir tarzda en kıymetli *sya ile döşenmiş ve duvarları, baş- tanbaşa kristal aynalarla — kaplan- Mıastı. Buradaki mükellef ve nadide e: Ya Emmayı hayrete garketmişti, Odanın ortasındaki büyük avize, Çok haşmetli bir manzara teşkil ey- kemişti.. Bir kenarda duran altın yal- dızlı karyolaya gilte ve yasdikları kuş tüyünden — doldurulmuş, ipek Çarşaf ve yorganla örtülmüş şahane ir yatak serilmişti. (Sir Vilyam Hamilton), odanın apısını açtıktan sonra, güzel kadı- | Tün yüzüne bakmış ve — Burası çok güzel Demişti. Selir; bu sözlerden sonra kısa Adımlarla, kapısı açık bulunan bak gru ilerlemiş ve Emma: ğ'——v,_,..,mıh’îanînmmm'& r.» a dağ İN "'rm—,n. Emma, balkonun eşiğindee guru- bu uzun uzun - tedkike dalmış ve #yni zamanda, dalga dalga gelen saf hava ile ciğerlerini — doldurduktar Sonra, cennet kadar güzel Napoli; 'ya doya seyretmişti. Sir Vilyam Hamilton, bu esnada, | tüzel Emmaya derin bir bayranlık-| bakmağa ve mağmun gözlerin-| © mânalar sezmeğe koyulmuştu. Güzel kadın, biraz daha Napolinin Banoramaını, kâh mavi ve kâh kır-| Mızı alevler saçan Vezüv yanarda: #nı seyrettikten sonra, sefirin yü züne bakmış ve samimi bir tebes-| Sümle: |— Postaların gelişini saati saa-|maktadır. Her eve, her odaya girmek mesleğinde y tine öğrenmek imkânını bulursam, | fevkalâde memnun olacağım.> Diye mırıldanmıştı. Sefir, güzel kadının bu sözlerin- memnun olmamıştı. İçinden: «Londrada bıraktığı — sevgilisini, şimdiden özlemeğe başladı!> Diye düşündükten sanra: — Bu husustaki arzunuzu yeri- getirmek kadar kolay — birşey tur.> * Demiş ve şunları ilâve eylemiş- XArtık, sizi yalnız bırakmalıyım Orgunluğunuzu gidermek için bi- istirahat etmelisiniz. Sefaretha- nin bütün müstahdemini emirle- ize âmadedir. Yemek zamanı saat 21 dedir..» Sefi Saketle güzel kadımı — selâmlıyarak lan çıkıp gitmiş ve Emma ile anı başbaşa birakmıştı. mmanın anası, kızının melül t:'uine bir kere baktıktan sonra, disine şunları söylemişti: — Sana karşı bu derece lütufkâr ;;q::dk davranan (Sir Vilyam Ş Milton) a daha neşeli görünme- “ Ve bu çehreyi terketmeğe gayret izım L %Cünmg. nisbetinde zeki bir ka- Mü_lan Emma; annesinin ne de- istediğini derhal anlamıştı. Üzel kadın, annesinin sözlerini doğru bulmuş ise de, ses çıkar- Ns ve istirahate çekilmişti. bns&“ 21 olmuştu. Emma; yatak- kalkınca, banyosunu almış ve dir. değiştirdikten sonra giyi- müteakiben büyük bir ne-| Bir maymun terbi — Sonu var — yecisi yılanile birlikte Horas bulundu Bu yılan Londrada p Horas bulundu! tün bir şehi n Horas herkesin pndişe ile aradığı bir- şeydi. Fakat, bu mahlâk sevildiği için değü, bilâkis korkulduğu için aranı- yordu. Çünkü, bu bir yılandır.. Kendisine alıştırdığı kocaman bir yılan ile binbir marifet gösteren Siril Heddon bir gün bütün şehri * düşüren bir haber Horaa kayboldu! Horası, sahibinin ellerinde gören- ler onun ne korkunç bir yılan olduğu- nu biliyorlar. Bu yılan şimdi herh: de başıboş şehrin sokaklarında dolaş- ihtimali vardır. Buma karşı, bütün sehir halk, larma gelen her akıl- tedbiri alıyorlar. Ku- pilar kapanıyor, pencerelerin aralık- ları tıkan imse bahçede otara- maz oluyar. Çocuklarını mektebe yol- Dünkü a- bir araftan £ erin bodrum rası ara- katı, ta- mıyor, bah- erde otların, çiçeklerin a tarılıyor. | Horas | B E rı birer birer aj gözüne uyku girmiyor. İşte, böyle bi nühi sın bulunduğu haber verili; kes ra sıkmtıdan kur! | Horası bula: Aanda, luyor. bir genç kız donun yanında çalışmakta ve — onun işmektedir. Con Madlen bir - gün, gardirobu karıştırırken, odasındaki köşede Ha- rasın kıvrılmış yatar olduğunu görü yor. Şehirde başka görünce çığlık atacağı bü yılamı, genç kiz ya- vağşca tütüp — kaldırıyor ve — Herköse İmüjdeyi veriyor. birinin yangın Yangın, Yako isminde. bir işçinin dik- katsizlikle attığı yanık siyarada Keçecilerde; Aliefendi — sokağında, B. Fahri ile ortaklarına aid olup, t cardı ntonun kira ile tuttuğu 6 sayılı ve bir katlı ahgap yapağı depo- | sunda dün yangın çıkmış ve o civar- daki halkı telüşa düşürmüştür. Yangın; ameleden — Yakonun, dik- katsizlikle atmış olduğu yanık siğara- dan çıkmış Ve derhal deponun çatısi- na sirayet etmişti. Deponun ve bitişik binaların bı tan başa ahş$ap ulması; ateşin, çar- çabuk yayılmasına ve belediyeye âld kireç hanı ile diğer binalara — sirayot etmesine amil olabilirdi. Fakat, der- hal yetişen itfaiye; bu tehlikeyi ber- taraf etmiş ve büyük bir gayret gar- fetmek suretiyle yangını kısa bir za- manda söndürmeğe muvaffak olmuş- tur.. Yangından husule gelen zarar, do- kuz yüz lira kadardır. Deponun sigortasız şılmıştır. olduğu anla- n çıktı da, İtfaiyecilerimiz- en iki kişi hafif surette yaralanmış- tır Yangın esnasi: —- TJy_Şa relerin bu günkü rolü Frans . Hava Nazırı buna dair bir söylev verdi Paris, 15 (Radyo) — Hava Nazırı Kilaşımbr, bugün bütün devletler — sefarethaneleri nez- dindeki ateşemiliterler şerefine bir ziyalet vermiş ve tayyareler rin bugüan harp ve sulh xai mında ç virdikleri mühim rolü tebarüz etlirerek uzun bir söy" lev vermiştir. r. Halkın endi- . v Iça şesi devam etmektedir. Gece kimsenin v at bir nefes ahyor, büyük bir r, Conla - Madlen ismindeki bu kız, mister Hed- ölen karısından — kal- Dumkupinar okulunda Şehrimizdeki — İlkokullarda — imti-, hanlar sona ermiştir. Mekteplerde çocukların bir yıllık çalışmalarda vü- €ude getirdikleri sergiler, Pazartesi gününe kadar halkın ziyaretine açık- tır. Pazartesi günü, onlar da kaldırı- lacaktır, Arapfırım - caddesindeki — Dumlu- pinar okulu sergisini gezen bir mu- haririmiz — intibalarımı şöyle diyor: Serki mana ve canlılık çok zengindir. Talebenin bir — senelik ders müddetince hazırladıkları muh- telif eserler, okul binasının üst salon ve odalarını tamamen doldurmuştur.. Üst kata çıkan merdivenin orta- sında Atatürkün büyük - kıt'ada büslü yerleştirilmiş, bunun üz gene talebe tarafından yazı tay Türkündür>. Levhası konülmüştür. Sergideki eşya küçük ve büyük sınıflara aid ol- mak üzere şu şekilde tanzim edilmiş- tir: kayde- itibariyle Birinci devre: Okulumuz, — evimiz, ilimiz, mevsimler, bayramlar. TEPFE: Tabluk, tarin. öğrat | ya, yurd bilgisi. Okul sergisinde devrel biribirine bağlanarak manalı bir şı kilde tanzim edilmiş, aile - bilgisin aid eserler bunların arasında yer al- mıiştir. Tarih kısmında ilk insan, akınlar, evr muahedesi, erginlik sa- | iği buhranlı, müş: | anlar, Atatürkün Samsuna g, Milli mü yük zafer ve Loz cilde tak lele, niha- çok — güzel arafından — yapıl- fya kısmında memleketin is yollar, ormanlar, Yıldırımkemal mektebi — talebe lariyle mukayeseli grafiklerle çok muntazamdır. Bir oda, yurd köşesine tahsiz edil- miş, buraya altı oklu bayrak asılmız- tır. Gazetelerden — kesilmiş — resimli parçalar, talebe tarafından levhalar haline getirilmiş, işl mizin ve İzmir val ri yerleştirilmiştir. Yurdu canlandır-! talebe afle bilgisi dersinde mak için çalışanların resimleri göze çarpmaktadır. Aile bilgisi der! sında talebenin ) s& örtüleri, erke gne aid eserler ara- ptığı yastık ve ma- ebenin bile yap- çorbanın, yemeklerin hakkında izahat hep bu salonda bulunmaktadır. BSergideki eserler, mektep talim ve terbiye heyetinin çocuklar — üzerinde Yukerıda e Dumlupnar — maktebi tlebesinden la güsterilmiş. j verdiğini ve ne derece muvaffak olduğı kışta gös- termektedir. B. Gaffar Güneri, sergi kında şu malümatı vermiştir: defa bu sistem bir imiz bu sis- arasında birliği meydana getir- apılan ve şimdi birçok de yapılmış miştir. Evel mekteplerimizde ve öğretmenleri Ödemişte.. nüfusumuz, komşu devletleğin nüfus-|sergilerde her sımıf talebesi, kendi saya 80 ton buğday İ vle bir oda — süsler ve hazır- lardı. Çalışkan ve yüksek - sımıfların materyali yüksek ve zengin, diğerle rinin zayıf görünürdü. Dumlupinar - okulunda bu sene ha- zarlanan sergi,muvafak olmuş, alâka çekmiş bir eserdir. Diğ miz de bu sistem sergi tanzimini bir örnek olarak almalıdırlar. eserle! epleri. mando- linciler.. |Yıldırım Kemâl talebesinin Ödemiş gezisi İzmirin Yıldırım Komalbey mekte- bi talebesi de çak güzel yetiştirilmiş- r. Talebeden 94 ü, başlarında on öğ- retmen olduğu balde geçenlerde Öde« mişe giderek Halkevinde bir konser Vermiş ve gece müsamereye - iştirak elmişlerdir. 94 kişilik talebe korosu, çok takdir edilmiş, Halkevi salamu muallimleri, — aşağıda son nnf bir grup kalabalık dinleyici ve le dolm dardukçı kılar tır. Köreda 88 ardır. T seyirci kitlesi. Talebe, her istasyonda n ve kemanla gar- mühtelif gesmişler, muşlar. Üdemiş mekteplileriyi « —a s iökmek narhı — Üst tarajı 1 incide — buğdayın az gelmesi dolayısiyle-İz ihtiyacını ve hali hazır birinci nevi ekmek narkı olan 10 kuruş fiatin yükselmemesi- ni temin maksadiyle günde B0 ton buğday istihlâk eden şehrin ihtiya- cından açıkta kalan kısım kadar ve tercihan mahlütlardan olmak, üze- re, mahlüt ve sıra mal yumuşak buğdayın Ziraat bankasınca, bu va- ziyet düzelinceye kadar her — gün borsaya arzedilmesi, sıra mal — yu- muşak buğdayların kilosu 5.75"ku. ruştan, mahlütların kilosunun: 55 kuruştan yalnız değirmenci ve kıre macilara satılmasının — Vekâletteki buğday komisyonunca - kararlaştı- nldığı Ziraat Vekâletinden bildiril- miştir. Son günlerde piyasaya- hiç buğday gelmediğine göre Ziraat bankası deposundan her gün piya- arzedilecek, |bunlar, muayyen fiat üzerinden'de- |ğirmenci ve kırmacılara satılacak- tır. Vekâlet, bu buğdayların ihra- İcatçı tacirlere katiyen satılmaması- ni bildirmiştir. Bu sayede İzmir pi- * yasasında buğday mahsuülünün a- zalması yüzünden ekmek - fiatinin yükselmesine meydan — verilmiye- cektir. mir şehrinin ekmek

Bu sayıdan diğer sayfalar: