16 Haziran 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

16 Haziran 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Petrol kralının oğlunun cesedini ve katilini meydana çıkaran| Kaçakçılarla mü- |Meşhur polis hafiyesi kim- dir, nasıl çalışır? 4,5 milyonluk haydu B daklada b insan öldürülüyor! “Halk düşmanla- rı,, nın düşmanı adam GCeçenlerde Amerikada - petrol Malının küçük oğlu Kaöşü Pierce S& Call adında biri tarafından ka- Shilmış ve ağzına vurulan tıkaç yü- tünden ölmesine rağmen babasın- tn on bin dolar koparılmıştı. Far t sonunda çocuğun cesedi bulun- Muş, katil de yakalanmıştı. Cesedi katili bulan G-Men hususi polis tkilâtı şefi Edgar *.HuverinBirle- Devletlerin fezla dillerde dola- Ve en ziyade halk - tarafından | ı':ıım.m bir polisi Beş senedenm | Üti Amerika gansterlerini — (Hay- Uann) nisbi bir süküta icbar &| r. ı,.Fııımı. göz kamaştırıcı «icraatı> Rün kendi aleyhine bir sekil al- tar, Onu, Birleşik-Devletlerde, tap- kün ve şümullü bir polis teşkilâtı kurmak istemekle itham etmek- irler. O, istatistiklerini ileri sürerek bu- itirez etmektedir. ingeri, Babi Fas Nelsonu, Keliil-Mitrayyörü, Mahan-lö Kitna- tti ve daha * bunlara benzer tam mıiıı bir numaralı halk düşman- & kapana kıstıran, ayni zaman- ak ——— eEeane G ü-Menlerin Kraliz iemile ma- " .Birleşik-Devletler cinai araştır- Talar bürosu> nun hususi polisleri BH Edgar J.Huverin macerası ol mikta acaiptir. J.Huver — radyosu- Kİ düğmesini çevirmekle hemen Zaman şu sözleri r: *Huver delirdi mi? Patronu Onkl DD wt yokia'ölnümaclana; ğrafçıların, muharrirlerin be- a mi çalışıyor? - Adamlarının |Höhim bir tevkifata her girişişinde, hh , cesim bir polis icraatmın pa- ve tehlikeli manzarası ile kar- yor. Bu polis icraatında zırhlı r;:mohîller_ gaz ve su pompaları ibirine karışıyor. Nevyork âdeta Hnıivuı'l şehrine dönüyor. Yalnız la bir fark var: Polisler hakiki şun kullanıyorlar. : Hüphesiz Edgar J.Huver kendi- reklâm etmekten hoşlanıyor. Drun için cinai bir iş demek, ken- ve adamlarının - fotoğraflarının İzetelerin baş sütunlarda çıkması ekti.» y kığtkiya Harri Bünetin feci bir se- ŞHe yakayı ele vermesinden sonra ıîı;ki' Huvere ve adamlarına karşı L“um başlamıştır. Brünetle şerik- |/ Riversid Drivin iki adım ötesine Vöi Nevyaorkun tam ortasına iltica Üiğitlerdi. İşgal ettikleri binayı bir BK deporu haline * sokmuşlardı. ğhıdıın teslime mecbur - etmek “u'Hııvez ve adamları mitralyöz, eli gaz ve eaire kullandılar. M akat nihayet elde ettikleri mu- vakıyet, sayısız tefsirlere ve dedi- dulara sebep olmuştur. Onun res- y Polis hukukuna ve şehrin faal Kçyöziyetine zarar getirdiği ileri |a Ülmüştür. Hâdiseden iki saat son v lestmi polis teşkilâtı reisi Gevis h ütin gazetelere verdiği bir be- Ş Huverin bir şaklaban oldu- U söylemiştir. 'îvı. Valantin izahatını genişle- ÜS Menlerin krali Nevyork polisi Yaptığı taahhüdlere riayet etme- demiştir. çünkü şehir dahilinde likeli bir taarruz yapmıstır.» günü Edgar J.H: i 4 edeceğini ve onun yerine Ed- &. Mülruneyin tayin edileceğini ı levyork gazeteleri yazmış- ! Amerikadaki haydutların miktarı tarafından at canbazı, şak-! Fakat, bu havadisin doğması ile ölmesi bir olmuştur. Zaten Edgar 1. Huverin saatte elli sefer istia ettiği şayi olur. Huver, kendi de itiraf ettiği gibi, mesleğe sıfırdan başlamıştır. Bu adam, taraftarları ile beraber, 1932 yılında işe girişmiştir. Ehemmiyet- z polis memurluğu yapan bu adamlar, silâh bile taşımazlarmış, İşleri rapor doldurmaktan ileri git- mezmiş. Bugün vaziyet böyle de- gildir. Huverle adamları, az zaman içinde, resmi polis teşkilâtının haiz olduğu hakka kavuşmuşlardır. G.-Menler en modern silâhlarla techiz edilmişlerdir. Yalnız, tesmi polisler için de olduğu gibi. —Birle- 'şik-Devletler — arasındaki — kanuni Fark, onların işini az çok - güçleşti- rir. | Meselâ, hudud ayrılığı yüzün- den, G. Men teşkilâtı, haydüd Bra- diyi, şarl Geskingi, I. Ames Dalko- veri elinden kaçırmıştı. . Bu halde İhiddetlenen halka Huver şu beya- natta bulunmuştu: | «Adamlarımın bütün - Birleşik- Devletlerde icrayı faaliyet etmele- 'rine izin verilsin, o zaman, elimden hiçbir haydud kurtulamaz.» Onun bu teklifine her taraftan itiraz edilmiştir. Gazeteler — şöyle yazmışlardır: «şüpbesiz, Dilingerden daha hay- dud Dradi gibi birinin yakalanması için hududların açık olması iyi olur. Fakat, Huverin yaptığı zarar hay- dudlarınkinden fazladır. Hududların serbestisi içinresmi po- lis teşkilâtları dururken Huvere as- la emniyet edemeyiz. Böyle bir şey, hürriyetimiz aleyhine alur.» G-Menlerin - veisi, - bu ttirazlara karşı ses çıkarmamıştır. Bu husust polis teşkilâtı iş başına| geçtiği günden bugüne, adalet ta- rafından takip edilen tam 25,063 kişiyi ele geçirmiştir. Yakalanan bu haydudlardan yüzde doksan dördü mahkümiyet yemiştir. On «halk İdüşmanı> G. Menler tarafından öl- dürülmüştür. Bu neticeler, ilk bakışta, ehem- miyetli görülür. Fakat vaziyeti göz- den geçirecek olursak bunun böyle olmadığını anlarız. d sürüsü e Yukarıda meşhur - polis hafiyesi Edgar, aşağıda solda hafiyenin yakında evleneceği dübder ntşanlısı Ginger Roggers, kaçıran haydud Meselâ: Amerika ordusunun ade- 180,000 ni geçmez. Halbuki sağında * çocuğu di dört milyon üç yüz bindir. Bu cani- ler ordusu, her yirmi dört dakikada bir cinayet işler. Bu yüzden hasıl ları geçer. p Bu sebeple, G-Menlerin bir sene- de yakaladıkları 5 bin haydud, de- nizden bir kova su almağa benzer. Modern vasıtalar — kullanan ve modern bir polis olan Huver, teşki- (lâtının daha - fazla — müvaffakıyet göstermesi için halkın yardımına ih- tiyacı olduğunu söylemektedir. Esa: sen kendisini reklâm — ettirmekteki maksadı da budur. Edgar J.Huver, hattâ daha iler- lere gitmektedir. Onun fikrine gö- re, canilik tohumlarının — kalbinde yer etmemesine çalışmak lâzımdır. Bu gayenin temini için, Huver, bir- çok yerlede çocuklar-için: — polis mektepleri açılmıştır. Bu mektep- lere devam eden çocuklar, caniliğe karşı terbiye edilmektedirler. Müdt — cinayet hakemelerine Kemalpışa kazasının Ekmek- siz köyünde 14 yaşında Halili öldürdükten — sonra — cesedi yakmağa teşebbüs eden Musa oğlu Ali ve Mustafa oğlu Ali- nin muhakemelerine bugün şeh- rimiz ÂAğırceza mahkemesinde başlanacaktır. Suçlular, Türk ceza kanununun ölüm cezasına ait 450 inci maddesi mucib'nce muhakeme edilme'eri talebile Kemalpaşa - sorgu — hakimliğin- den şehrimiz Ağırceza mahke- mesine sevkolunmuşlardır. O zur- larımız, — hâdiseyi — hatırlarlar: Musa oğlu Ali ile Mustıfa oğlu Ali, köyün keçi çobamı olan küçük Halile evvelâ çirkin bir *eklifte bulunmuşlar, çocuk, bu teklifi kabul etmeyince — suçla- moin meydana çıkıcağını dü- şünerek — taşla başını ezerek | Kemalpaşan köyü cinayeti cadele şiddetlendi Liyon İsmindeki k;ıçakçı- nın teşkilâtı mey- dana çıkarıldı Koçakçı kadın — Salti Senelerdenberi, Avrupanım, hat- ta bötün dünya zabıta teşekkülleri, büyük bir sükünet içinde, en güc bir vazifenin başarılması peşindedir. Bu güç vazife, uyuşturucu içki satan gizli teşkilâti meydana çıkar- maktır. Son günlerde, kaçakçılara karşı| , şiddetli bir surette faaliyete gecil- miştir. .Bu faaliyet gimdiye kadar görülmemiş derecede geniştir. Ülk olarak yakayı ele veren çete, Liyon adındaki meşhur - kaçakçının adamlarıdır. Bu yaktlananlardan Vuvayaviç, İskenderiyede, Bakül Zeürişte, Ton- doskoda, Nevyorkta kaçakçılık yap- mışlardır. Bunların yakayı ele ver- meleri, kaçakçılığa karşı açılan mü- cadelenin müsbet neticesidir. yuşturucu maddeler ka- ,.ı%f'#?..% eçmek için ku-; rulan hususi teşkilâtım reisi Buksel Paşa, bu hususta aşağıdaki beya- natta bulunmuştu: Bakülanın ve Liyonun lanmaları, kaçak içki «baro>> ları- na karşı gösterilen ilk muvaffakı- yettir. Liyon bir intikam hırsına kurban gittiğini söylemektedir. Belki söylediği doğrudur. Şu var dar var ki, ihbarlar polis tarafından daima ciddiye alınır. Liyonun yaka- lanmasına sebep olan Şeba adında gene bir kaçakçıdır. Liyonla Bakülanın arkadaşı ma- dam Salti isminde bir kadın kaçak- çılıkla itham edilerek mahkemeye sevk edilmiştir. Fakat, bu kadın kaçakçılıkla hiçbir alâkası olmadığı nı iddia etmektedir. ın Ekmeksiz faillerinin mu- bugün ağır- cezada başlanıyor öldürmüşler, sonra vücudünün erine çalı örterek ateş ver- mişlerse de havanın yağmurlu olmasından — çocuğun — cesedi tamamen yanmamıştı. Katiller, suçlarını itiraf etmişlerdir Daha evel köyde çobanlık yapan Musa oğlu Alinin, Hal- lin babası tarafından — tehdit edildiği ve Alinin çobanlıktan vazgeçmeğe macbur - oldağu, fakat intikam almata kârar verdiği tesbit edilmiştir. Bugün suçluların mubakemeler.ne Ağır- cezada başlanacak'ır. —. .—— Belgrad sergisi kapandı Belgrad, 15 (Radyo) — Bek grad beynelmilel tayyare sergisi bugin kapanmıştır. __IKAY FaLER LAİ —Harirn 16 “Kan « Yazan: Tuğrul Deliorman M Bd Zaten, anasını da düşündüğü yoktu yalı 'Tek odadan ibaret olan nezaretha- neden, müsterih bir uyku içinde yıka- nanların derin, kaygısız nefesleri yükseliyordu. Hanefiden başka, diğer mahpuslar uyumuşlardı. İçeride, ne- fes sesinden başka çıt yoktu. Yalmız taş koridorda, çivili postalların mut- tarid sesleri, uzaklaşıp yaklaşıyordu. Ve uzaktan yelen bir ışık artığı, an- cak, kapının demir kısmına donuk bir parlaklık veriyordu. 4 Hanefi, yavaşça doğruldu; üzerin- den yorganı atarak ayağa kalktı. Ka- ranlık içinde sendeliye sendeliye ek- mek sandığına doğru yürüdü. Ora- dan, ol yordamı ile birşey alarak bü- şıni kapıya doğru çevirdi ve o aldığı şeyi kalhn ceketinin iç cebine yerleş- tirdi. Arkadaşlarını uyandırmaktan çe- kinerek demir parmaklıklıklı kapıya kadar dikkatli yürüdü. Burun delik- leri genişleyip daralıyor, hızlı hızli s0 luyordu. — Mustafa, Mustafa .. Jandarma biraz ileriden bağırdı: — Kim o be?. — Ben, ben.. Hanefi.. Çivili postalların tuşlarda çıkardı- ğı tok ses, parmaklık önünde sustu. — Ne o ülen Hanefi?. Daha uyu- madın mı sen?. Hanefi, demir parmaklığa yüzünü dayıyarak, gözlerindeki garip parıltı- yı jandarmaya çevirdi: — Uyumadım, uyumadım Musta- fa; abdesthaneye gideceğim. Demir parmaklıklı kapı aralandı: — Çabuk gel amma.. — Merak etme sen, Mustafa. Kurtulmasına birkaç gün kaldığı için, Hanefiyi, ekseriya serbest bırakı yorlardı. Hatta o, iyi günlerde, hükü- metin küçümencik bahçesinde — dola- şırdı. Bu yüzden Hamnefi, diğer mah- kümlara tatbik edilen dar çerçeveli hayatın dışında kalırdı. Bu pek tabil On bir yıl dapdaracık bir yerde yaşamış olan bir İnsan elbetteki, yir- mi gün daha sabrederdi! Kaçmak bir çılgının yapabileceği bir hareket sa- yıldığından Hanefinn dışarıda dolaş- ması kimseyi şüphelendirmezdi. Hükümet binasından ayrılınca, hız h hızlı yürüyerek kaldırıma geçti; yo- kuşü koşarcasına tüketti ve "mahalle ralarına daldı. İki adım ilerisini gö- remiyecek kadar karanlık bir gecenin koynunda yürüdü, durmadan yürüdü. Mahalle aralarında, kaldırım taş- larına takıldıkça düşecek gibi oluyor; su birikintilerine bastığını, ancak, et- afna sıçrıyan sulardan farkediyor- du. Böylece, kasaba kenarına geldi. Sabahlan beri, mütemadiyen çişe- lemiş olan yağmur, çoktan kesilmişti. Hava, oldukça soğuktu. Fakat, o, sü- ratli yürüdüğü için bu soğuğu hisset- memişti.. — Hanefi, — karanlığın çö- zülmek üzere —olduğu bir 2a- manda, yamaçtan — köyünü — gördü. Ne çabuk gelmişti!.. Biraz durdu. Eli ni, terli alnından geçirirken pırıltılı bakışlarını, henüz karanlıktan sıyrı- lamamış olan köyüne çevirdi. Tektük işik parlıyordu ve dürmadan — havlı- yan köpek, inceli kalınlı bir ahenkle öten horoz sesleri duyuluyordu. Sırtından geceliğini — çıkaramamış olan bu köy, biribirine bitişik dene- cek kadar sıkışık toprak damlı evle- rini, çıplak dekorlu bir dere çukuru- na toplamıştı. Şu on bir yıl önceye kadar Hanefi, ihenüz gözlerni oğuşturan şu köyde, ©| zamanlar reşim halinde bulunan pırıl tilı hislerinin tesiri altında ne günler geçirmişti. Şimdi, o günleri hatırlıyacak vazi- yette değildi. Donuk donuk kendisine bakan köy damlarından gözlerini ayı- ramıyarak yürüyordu. Köy içinden, kendisine saldıran iri köpeklere aldır- mıyarak süratle ilerledi. Nihayet, kü- çük penceresinden — ışık sızan bir ev 'önünde durdu. Ve çok kısa aüren bir tereddütten sonra evin kapısına yürü dü. İçinde, pişmanlık ve korku — sar maş dolaştı. Gözlerinden tereddüdün son izlerini silmek istiyormuş gibi, elini, y D den geçirdi ve kolunu tokmağa uzattı. Hanefi, kapıda görüldüğü — zaman, içeridekilerde — bir kıpırdama — oldu. Burası, oldukça geniş bir yerdi. Sol- gun bir çıranın mşağı, birkaç kişinin kederli yüzünü — aydınlatabiliyordu. İçin için yanmakta olan ocağın yakı- nında, kirli bir yorgan altında bir in- san yatmakta idi, Yatağın başucundu iki erkek görünüyordu. Bunlardan, mâalümu — ahenkle kuran okumakta olan birisi, Hanefiyi kapıda görünce sesini kesti. Yatağın ayakucundaki iki büklüm ihtiyar, kapıda duran ada ma dkkatli dikkatli bakmağa başladı. Ve kalkarak, ona doğru birkaç adım #ttı. Hanefiye yaklaşınca, boğuk bo- Buk: — Honefi, Hanefi... Hanefi bu.. Diye korku le inledi. Hastadan bi- raz uzak duüran üç kadın, ihtiyar adamın bağırması üzerine irkilir xibi oldular, Hanefi, hastanm — başverunda — yat- makta ve ancak civarımı aydinlate- bilmekte olan çıranın yardımı ile, odu daki şahıslardan, yalnız Kara Alinin babasını, yani kendisine hitap etmiş olan ihtiyarı tanıyabilmişti. Ona, sa- dece: — Korkmal!, Birşey yapacak deği- Him; dedi Ve hastaya doğru, ağır ağır yürü- meğe başladı. Döşekte, kemikle deri- mış sakalları ile korkunç bir hal al- den müteşekkil sapsarı yüzü ve uza- mış olan Kara Ali yatmakta di. Hanefi, onun yanma - geldiği Mman, en büyük düşmanının yüzüne, gözlerinin hapishanedeki korkunç pa- rıltısı ile baktı. Bir müddet, ayakta, öylece kaldı. Kara Alinin babası, ağlıya ağlıya dövünüyor ve birşeyler söylüyordu. Hanefi ihtiyarın: — Gelinimi sen öldürdün. Şimdi de oğlumu mu öldüreceksin. Şimdi de of lümu mu? --Demesi üzerine hiddetle başını çe- virdi; bıçak gibi keskin sesi ile: — Gelinini mi?.. Gelinini ben mi öl dürdüm. Senin gelinin benim öz ka- rımdı bel. Diyebildi. Hasta, biraz kıpırdamır gibi oldu. Bu kıpırdanış, Hanefinin gözlerindey kaçmamıştı. Demek ki, bu adam daha yaşıyabilecek bir vaziyette idi! Mihanik? bir surette Hanefinin eli, lime lime caketinin iç cebine gitti. Bir ekmek bıçağının parıltısı, hizla döşek üzerine indi, Çıktı, indi! Bıçak, ayni hareketi birkaç defa tekrarladı. Bu esnada yorgunın altından çırpıntıdan başka ses duyulmamıştı. © gün, Hanefi şehire döndü ve tes. lim oldu. Hâkimin karşısında da ken. disini şu şekilde müdafaa etti: — Kara Ali benim karımı kancık. çasına kandırdı. Ben de namusumu temizlemek için her ikisini öldürme- ğe karar verdim. Kara Ali, o zaman- lar, bıçağımın altından — kurtulabildi. Birkaç gün evel ağır hasta olduğunu duydum. Eğer kendi eceli ile ölse idi, sonra ben, kimin kani ile namusumu temizliyecektim. Reis bey?.. Kimin kanı ile namusumu temizliyecektim. 4 —— Var olsunlar —Başı 7 inci sahifede — tık. Resmimiz, rekortmen uçucuları- mızı, havalanmadan evel plânörle- rinde göstermektedir. Cemal ve Ra- sim, | Haziranda büyük uçuş yap- mışlar, 12 saat 22 dakika havada kalmışlar ve bu suretle — iki kişilik plânörle <uzun müddet havada kal- mışlar ve bu süretle iki kişilik plâ- mörle <uzun müddet havada kak- ma> bakımından dünya ikinciliği- ni kazanmışlardır. —— ——— . .. Iki fecicinayet .— T inci sahifeden devam — vellüt ettiği söyleniyor. Adliye kikata başlamıştır. ”n Değirmendere nahiyesine — bağlı Karacadağ köyü civarında da — es- rarengiz bir cinayet olmuştur. Ka- racadağ köyü muhtarı Mehmed oğ- lu B.Hüseyin şen köye elli metre mesafede bulunan kendi harmanın- da ölü bulunmuştur. Başının sol ta- rafında bir mermi yarası — vardır. Cesedi, ilk defa sığır çobanı şaban görmüş, haber vermiştir. Tahkika- — ta müddelumumi muavini B.şevki Süner memur edilmiştir

Bu sayıdan diğer sayfalar: