7 Ekim 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

7 Ekim 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 Birinciteşrin CUMA 1938 (ANADOLU) Dünya hâdiselerinin birinci plânında rolleri olanladın da | kendilerine ma! s 1s ıstırapları vardır | illerin hayatı Serkeşlik gosteren- filler hapse atılıyor! .. — Filler makine gibi çalışırlar —a e Nezaketten, ckşanmaktan ve calışırken başkaları tarafından seyredılmekten cok hoşlanırlar Hitler boğazından muztarip, Daladiye çocuklarına düşkün ——— . .—— Japonya Başvekilinin oğlu sı nıfta’! kalmıştır. | Musoli yz’nız sebze yer. .. — Çemberlayn kan deverinından ıstırap çeker. Ruzvelt te| ”a7 SEĞ oğlunun raporunu sabırsızakla bekler leri — icabı, yükler taşımaktadır Nevil Çemberlayn : Büyük Britanyanın başvekili, bol zamana- €u ak meeburi, na pek fazla meklerini bi: terlip İ““ Alman devlet |Hitley JAlp uyu mahallesinde Raşit ep, İzmirli Halilin evi- k kendisini dışarı çağıra - rak dövmek istediklerinden zabıta ca yakalarımışlardır Bıçakla yaralamak Namazgâhta Riza oğlu Ahmed Jli Mustafa, Ahmedin kun-| duracı dükkânında içki içerlerken aralarında kavga çıkmış, Ahmed, Mustafayı başından yara ile G falçata ile lamıştır, Eski metresini tahkir etmiş İkiçeşmelikte Salih oğlu Ali Cey- lân olarak eskiden — metres hatatı yaşadığı Şerif kızı 25 yaşında Eminenin evine girmiş, ağır sözle tahkir etmiştir. Suçlu tutul - sarhoş Eve taarruz da Giridli Hüseyin oğlu karısı Emine, ayni yerde siridli Ali oğlu Halis ve ka- rısı Rabianın evlerine bir çocuk me selesinden taarruz ettiklerinden ve kendilerini ölümle tehdid ettiklerin- den zabıtaca yakalanmışlardır. Kadına tecavüz etmiş Kemerde Kahramanlar mahalle- sinde Mehmed oğlu Nesimi, sarhoş olduğu halde İbrahim karısı Neriba- nin memesini sıkarak tecavüzde bu lunduğundan zabıtaca yakalanmış, adliyeye verilmiştir. n Biçak taşımak Y YRR Kemerde pazaryerinde umum » hanede İbrahim oğlu İrfan ve Ek - remde birer bıçak bulunmuş, ııbı—l taca alınmıştır. , ihtimam htimam | He tercih ede D ' (lerden birisi, 4 | eder. h erhi olduğundan her ve iki yav- rusu ile dul kalmıştı ları çekildiği küçü Ruzveltin Socuk telefon. Maktadır. 'dır. Bu telefonlardan m Benito Mussolini bir, kısmu, »dünya (işlerile Filmlerde bazan bir köylü, ola in Avrupaya da bir n olarak r tanesi Roston niğe merbuttur. ğini yiyemez. Franklen Ruzvelt: Amerika relsieumhuru n nde bi arının terbiyesile meşgul ol- k a) ühim | alâkadar bağlıdır. şehrindeki | Ve, reli inkteki doktorla muha-|birkaç sene evvel veresini temin eder. Rüzveltin oğlu , hlikeli bir ü linikte. tehlikeli” — bir| miştir. Sebze ve'mi geçirmiştir. Amerika reisi-| hurü, evlâdin sabah Adolf Hitler: baz nüz İti e sıhha- Bundan bağırsaklarında örun bu k er ameliyatı geçir- yvadan başka bir. y yiyemez, Kat'iyyen alkol kul “|maz. Her sabah, düktor Ceymis, bu kıl ameliyat sıhhat ranpor! sabırsızlıkla bekler. | i üzerine jimnastik yapar. Prens Konoye: Kocu laydır. Fakat i le bül- İğ: Japony n anın oğluna söz din- güçtür. — İşte Japonya kilinin oğlu Kumimara K de babasını dinlemiyen bir evlâddır. Ve Prensin en büyük derdi de€ budur. tmesi çok larla — dünyaya düyu reii Adaolf boğazından dağlarının muztariptir.. klerindeki, kösşkünü bu sebep- Doktorlar, B h Herkörertül Prens, oğlunu Amerikada bir üniver- teye göndermiş, fakat o burada eğ- zaran buranın daha evk ile günlerini g edir. r. Sene sonunda da — mü |kendi var Daladiye, ul_'.—ııî büyük dir. a y iyi lenct ve 7 çirmiş- gl eyy aşvekili Edv Huğunu, koparan, adamıdır. Onun di vardir; çocukları! 'FHKRA — Baştarâfı 3 'ncü Sükifede — dığı dili mi bilmiyorlar? Fakat görüyoruz ki, birçoğu o dilin konuşul- duğu memlekette yaşamışl: ili bilmeseler orada senelerce ya- şıyabilir ve hatta tah: nın yazıldığı lisanı biliyorlar. O halde bu yanlışlukların yegâne sebebi dalgınlık oluyor. Hayır, dalgınlık tercüme yanlışlarının yegâne sebebi değildir. — Evvelâ şunu söyleyeyim ki bir lisanı az me hatasını mevzuubahis etmiyoruz. Bir mişlardır. bu fena halleri, Japonya etmekte- a bira Oğlunun ekilini çok müteessir isanı iyi bilenlerin dü; tercüme hatalarının sebebi üzerinde düşünüyoruz. — Bu yanlı: Ütercimlerin o dili iyi bildikleri halde bir manaya göre o dili pek te iyi kavramamıs olmalarındandır. Bir lisanın; kelimelerden - cümlelerden, sarf ve nahiv inceliklerinden ga lerinden işte mütercimlerin çoğu lisanın bu espirisine yabancıdır. Kafaları ve anlayış melekeleri espirisi ile bir kaynaşma haline gelememiştir. O dilin belki çok, pek çok kelime- lerini bilirler; o dilin en ağır bir sentoks içindeki ifade tarzını yakalı- yabilirler; fakat bunlardan harç ve bunlardan Üstün olan o dilin espi- nlıyamazlar. Onun için hataya düşerler. İyi bir tercüme için; azıldığı lisanın bu manadaki espirisini kavradıktan başka İTürkçenin; kendi ana dlimizin espirisini de tâ içinden yakalamış ol- mamız lâzımdır. Halbuki kaç kişi bunu yapabilmiştir? Uslüp farkları, ifadedeki şahsiyet izleri hep bu espiriyi — yakalama İve kavramadaki derecelerimize ve hususiyetlerimize göre değişi Onun için bir mütercimin de herşeyden önce bu espiriyi tanımış ol- ması lâzımdır. BAHRİ SAVCI BŞ0 gördüğü- | 5 “|müddet! “|lirler. ortumunu e| b y ne not vermemişler, zavallıyı | i|felerinde muvaffak Yerde upuzun yatan altmış daki muazzam filin- sahibi kulağına eğildi: Çok nazik ve terbiyeli bir sesl —Lütfen, de karşıdak dev cü göstere ve Altmış yaı hörtumarını yü- gözte zgilerini belli ede ede ne nevinden bir ses çıka (dıktan sonra resmi aelâmı ifa & | Butadaki fillerin rtumla! madeni safihalar geçirilmişti. Filci- Jlümatı verdi. | — Birmanya ormanlarında kesi- |len büyük ağaçlar dağlardan nehii İlere gevkedilir ve nehirler vasıtnı bir yere kadar geldikten sonra fille: teslim olunur. Filler, her nevi larından ve en güvenilebilir va- lardan daha salim MUAZZA! bir sürette bu sevkiyatı yapmakta- nakil dır. Bazan bu ağaçlar çok azdır, Za- riik mevzwubuhik de Onların o meşhür hortumları, k derecede ekseriyatle ayakla- nde kullanırlar. gidecekleri nehirleri, İdan alacakları uğaçları ve bunların miktarını, sevk zamanında geçec birlikte, insanlar kadar b sağlamdır. Filler rını dâ nakil işle Onlar, ora- Ancak fillerin o be tık görülmüyor. Çünki rin hiplerini endişeye düşi leri yukarıda' söylediğimiz gibi ma- kaplatılmıştır. Maalesef insanlarda fillerin çürüyen r dişler konamıyo: Biz, yolda gide bir file rastgeldik. onları zedelemek üş ve üzer. olduğu yerine lakma en yük taşı O, mütemadiyen suğa solu doğru ri yor, ve boş altı parça odundan ibaret olan karma karışık yükünü müvaz. nelemeğe çülışıyordu. sten biraz emin edildi. Ve yoluna devam etti. ğ rdaki de burada ( çok kitaplar bu sevli sonra fil vekâ - kabiliyeti " ü rmak islemiyoruz. Bir söyle- Mmuameli Onun ona birşey emredece kibar ve centilmen azeti nefsine hürmet etmek, zaman çok olmak - filcinin başlı başına vazifesidir ten çok sert olan filciler olamazlar gideceği ncak kulağına yavaşı öylenir. O bu söyleyişi derhal anlar. Bazan onun yaplığı tı—fıwk yer, iş görürken başkasının ken yılır. Ö zaman gurula yürür. Odunları çarçabuk hor- tumuna yükler. Filin dişlerine takılan da ağaç sevkiyatı yap imeliye, çok ağır parça! nılır. urganlarla Ancak bu için kulla- $ gören-fillerin bugünkü fiatı xyn binle yirmi bin frank arasındadır. Genç filler bazen isyan ederler, On lar yaşlı babaları gibi uysal değildir ler. O zaman fileller (deliren) genç filleri hapisbaneye atarlar. bu bize bu hususta şu ma-. 1 gildi -|tetkiki ırula| #ünü filler— Birâ Ja alınmıştır Bunâ tirler. | Dr. Benes, Çekoslovak;;ıın, uğradığı akıbeti ünutmıyacağını sölüyor Prag, 6 (A.A.) — B. Benes dün akşam radyoda söylemiş olduğu bir|ş nutkunda istifasının — sebeplerini i- zah etmiş ve ezcümle şöyle demiş- tir: — Sövliveceğim sev - hevbimizir Biz ssetmekte olduğun ydir. den missirane talep edilmiş olan ır—r dakârlıklar nisbetsizdir. Adilâne de Millet uğradığı âkıbete hay ranlığı celbeden vekar, a gürür ile tahammül etmekte ise d bunu aslâ unutm.yacaki B. Be: sinde şöyle demiştir: — Pek tabii olarak demokrat ka lacağiz. Ve eski dostlarımızla teş- riki mesaide devam edeceğiz her şeye rağmen devlet ve milleti - mizin yeni muhit dahilinde sükün i çinde ve hiç bir engele tesadüf et -| s nutkunun biraz ileri - doslarımızdan |bir kültüre sahiptir |bu mirası muhsa meksizin inkişaf ve yeni-ahval ve" ite intibak edebilmesi için: bir yol açmak zarureti vardır. Bu eski | vaz — geçmiyeceğiz. Ve daima temenni etmiş olduğum | veçhile etrafımızda sakinane, müs- bet ve herkı karşı — ihlâskârane eni dostlar arıyacağı manasını ta«s | zammun eder. B. Benes milleti birlik ve-vifaka / davet etmiş ve Ceklerle Slovaklar rasında bir anlaşma yapılması za <| reri olduğunu.bayandan. sonra: şöy- » İ küçük — Hatfa şimdi bile-en devletler arasında sayılamıyacak 0« lan bir devletiz. Çünkü milletimiz |kültürüne müsavi ve onlardan 'bir Eaik olan bir Bütün bunlar 'aza etmek vazifesi- dir. çoğunun kültürüne ni tahmil etmel Meccani Ieylı olarak sanat okullarına alı- nacak talebeler 6 (Husuzi Meccani ökullarına al müsabaka anınâ anların imtihan evraklarının K MK girmiş © mişt eler ihana ukları & ına bildirilmiştir. İmt olanların imtihana dikleri sanat okul okulla handa girdikleri ve veri birlikte muv yazıyo: ruz: İzmir Sanat okuluna verilenler: İzmirden Sabri Biret, Hüzeyin Ca ferler, Celâl Koçaz, in Apat, Kemal Rize, Çoruhtan ni I msundan Aptullah Sevengi), Hakkı Morçul, Trabzondan f. K Kâni Altıntaş, Kütal z, İstanbuldan Recep Temiz. tareroğ- umdan dan D4 Kemal &. Salih Özge Seyis, Ömer Yöndem, , Aptülvahit, — Gümü, Necmettin Sağ, Fahri Gürbüz, Husrev Akpınar. Aydın Sanat okuluna verilenler: dan M. Kemal Erel, Kâzım | Mehmed Uğuz, dan İsmall Uçak, Ali E lek, Hüseyin Sümer, Mehmed Cavit Erdinç, Osman Küpesiz, Saim Gök- gür, Ahmed Bağcı, Ahmed - Yoleri, Hüseyin Mut ve Fetzi Kulaksız, De- nizliden Kâmi! Biral, Veli Baldan, -. mert Tonka, Mustafa Var baş, Hüseyin Çırak Ümer tadan — Nuri Cöe Ahmed Ake Ahmed Cancan, an Özdere Ma üleym Refik Gürler isadan Me üye med , İçelden-Gant Bilir, Fikret Necip Şükrü Bü Hasa Süleyman Tanguç, Bilecikten Nihat Topçu,- Ke- Kütahyad Hasan Aptullah Ih, Ahmed- Ya« Tunceli, nürner, ete, mal T Özcan, nık Aydın Sanat okulu inşaat şubesi- ne verilenler: Ankara- Bahkesirden Nureddin — De- Çorumdan Cafe a Ca A Ve nlan, mal Alp ve E Dot dan F Emin Çerçi, İstanbuldan lik, Kırklarelinden Meh Malatyadan İbrahim Esme! sadan İsmail İdarcetmez, Musa Dal, Elâzığdan — Mu: kin. run, Giresüne Rizeden 'a Te- | Bulgar mı!li takımı İstanbul, 6 (Hususi muhabirimiz» r milli fudbol takımi etimize yelecek VvE le müsabakalaf nda meml 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: