22 Ekim 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

22 Ekim 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 Birinciteşrin. CUMARTESİ 1395 Neler Glrerz Dünyada — Sağlık yurdunda üç gün nasıl bedava yatmış İtalyanın şimal şehirlerinden — bi-| rinde yeni bir tip dolandırıcılık va- kası kaydedilmiştir. 10 Teşrinievel- de, bir doktorun idaresinde bulunan sağlık yurduna, Madyor adında kırk yaşlarında bir adam gelmiş. Hususi otomobiliyle bir seyahate giderken âni olarak bir apandisit krizine tu- tulduğunu ve arabasını bir arkadaşı- na teslim ederek hastahaneya koş - muş olduğunu söylemiş ve bir oda istemiştir. Kendisini muayene eden doktor- lar, apandisit ârazına rastlamışlarsa da hastanın telgrafla davet ettiğini söylediği aile efradının gelmesine intizaren, onu hastahanede misafir edip ihtimam göstermekten geri kal- mamışlardır. Hastahaneye geldiğinin dördün- €ü günün sabahı, bu garip hastanın odasına giren hastabakıcılar içerde kimsecikler olmadığını gördükleri zaman şaşırmışlardır. Adam muaye- ne ve bakım masraflarını ödemeden bir kolayını bulup sıvışmıştır. Beda- da yiyip içme ve yatmanın bu usulü- | nji nasıl buldunuz? Robensonlara da rahat yok 1 Triyesteden bildirildiğine .önîkm yunlîııyı_ İtalya ve Yugoslavya — hükümetleri "0" hükümeti -| Sağdan sola Aymıştayn, Fröpd. Hen Andve Morua; Trikson Yukudi mi? Ari mi? Bunu enlamak baş termaktadır. üsule r. Bu wtayenedi çinde memir ve M man ku ile Adriyatik denizindeki küçük adalar- da oturarak Robenson hayatı yaşıs A ll Li ini teşkil & yan bir takım adamların günden gü-| 4i oe Avrupada diktatörlük hükü- me artmasına karşı tedbir almağa ka-|metlerinin yahudileri memleketten rar vermişlerdir. Bunlar ekseriyetle (kovmaları, Filistinde Araplarla ya- ecnebidirler. Meselâ Lars isminde hudilerin çarpışması bu kavm için bir Danimarkalı, senelerdenberi Ra- hakikaten yaşamayı zor bir hale ge- guza civarında bir kaya parçası Ü-|tirmektedir. zerinde yaşamaktadır. Bu adam bu| Buna mukabil, bazı mamleketler. adacık “üzerinde kendisine bir ev de İsrail oğullarının hakir görülme- yapmıştır; balık avlıyarak, tavuk |sine itiraz ediyorlar ve hemen her yetiştirerek hayatını devam ettir-/ çön aslen yahıldi olân hirçok kümde- . mektedir. lerin isimleri zikrolunuyor, hayatla- Birçok kimseler bu adamı örnek| ,, yazılıyor. z almışlar ve az zaman içerisinde bü-| — pi; burada, bunlara ümumi Bir tün adalar bir takım Robensonlarla eu dolmuştur. Robensonlar tabii hiçbir | " *”? Bi hükümete vergi vermedikleri - gibi Aslen yahudi, fakat dÜ askerlik mükellefiyetlerini de yap -| bulundukları memleketin tabüiyeti ile mamaktadırlar. İşte şimdi İtalya ve| beraher ruhunu da benimsemiş olan, Yugoslavya hükümetleri kendi top-|hatta o milleti temsil eden meşhür rakları üzerinde vergi vermeden otu-|simalar arasında geçen asırda İngi- ran bu insanlardan vergi tahsili hak-|liz başvekili Disraeliyi buluyoruz. kında bir kararname hazırlamak ü-| Disraelinin İngiliz tarihinde oyna- zeredir. Bu kanunun neşrinden son-|dığı rol çok büyüktür. Kraliçe Vik- ra bunların: bulundukları adaları torya zamanında başvekillik etmiş terketmek meçburiyetinde kalacak-/ olan Disraeli İngiliz aiyasetine tama- ları tahmin ediliyor. miyle hâkim olmuş ve kraliçeyi Hin- ye distan imparatoricesi unvanımı al- - Klrahk ev |mağa teşvik etmiştir. ğ Sımat sahâsinda moşhur Fransız Bütün asri konforu haiz 5 ('yadın sanatkârları Sara Bernar var- odalı ve içinde elektriği, suyu, İlg:r. Geçen asrın Fransız sahnesinde banyosu, fevkalâde güzel nezareti ||.x yüyük yıldızı olan Sara Bernar lolan Güzelyalı 54 üncü- sokakta |1, oıkı dünyanın en meşhur aktrisi - (Eski Nuri Bey Sok.) 6 numaralı || g:. kiralıktır. Sara Belrnarın babası aslen yahu- di fakat anası, bir hristiyan Fransiz- dir. —a eCT ÜUmümi harpte Amerika entelcens - Servisi: Gi2 ICASUS A | Kahramanlık, kan ve delışetı ; Yazan: (Tomas Conson) —Amerika entelizena servis kumandanı FANAAÇ T Üa —3 — Böylece P. R. Madride gitti. Ped-;etmek istediği İspanyollar küçük ro Padılla nâmı müstenrile bir ve yumuşak ellerini tutarak: İspanyol hüviyet varakası tedarik| —— Bu da ne biçim ameledir? etti. Ve derhal Sel - Sir - Ser şehrine| Diye soruyorlardı. giderek iş aramağa başladı. Üstü| P. R. bağlangıcının fena olduğunu başı pisti've çok fena-bir elbise giyi-| düşündü” ve akşam üzeri yordu. Nihayet elindeki vesaikine| — Burada boya işleri yok mu; ilâveten dirayeti ve zekâsı sayesin-|çünkü sanatım boyacıdır. Buraya de Amerikan inşaatında günde do- gelmekliğimin sebebi de baya işle- küz frank ücretle iş tutmağa mu-|riyle iştigal etmek içindir, * vaffak oldu. Derhal diğer amlelerle| — Dedi. alâka peyda etti. Fakat yaşadığı uf-| FPakat orada çalışan amelelerden kun korkunç tehlikelerden dolu ol-|hiçbiri arzu ettiği malümatı vermedi. * duğunu daha Jik dakikalardan an-|Onlar uyku için çekildikleri zaman ladı. Şüphelerle dolu göz işaretleri|o da bir kenarda kıvrılır ve uyurdu. ona dehşetle bir ağırlık veriyordu.|Uykusu heyecanlı rüyalarla — geçti. Muhtelif Hsanlar üzerinde yapılan |Uyku esnasında veatışi çehreler, bı- fiskoslar sinirlerini tahrik ediyorlar-|çaklar, tabancalar ona hiç rahat ver dı. Bilhassa yakından alâka peyda|mediler dan 80 Te Yahudil Kaç kişidi hassa ne iş görürler? Retimde bu maksadla bir adamın b 'e Alman trkmdan almadığı anlaştları adam AL deve katı skerolmak hakkımı kaybeder. Yahudiler günün — meselelerinden' ÇANA, er rler ve bil- Meşhur yahudiler ve İngiliz, Fransız ta- rihinde 2 yahudi başvekil! vi Berustayın, Sara Bernav, E. Roçid Bernar Lord Paçild için Almanyada Hü pet Büyle bir öleülür. evdiği Al- erlenemez. Büün Fransanın meşhur - tiyatro mMuharirlerinden Hanri Bernştan da aslen yahudidir. Meşhur bir düello- cü olarak tanınan Beraştaynın son iki hadiseyle ismi bütün dünyaya du- yulmuştu. Bir piyesini uzun zamandanberi oynatmadığı iddiasiyle Franmz mil- H tiyatro müdürünü düelloya çağı - ran Hanri Bernşlayn rakibi Eduar Burdeyi yaralamıştır. Kendisi haki- katen iyi biç düellocu olarak meşhur- dür” ŞiM0iYe Kıldar; #OMADANo beraber, sekiz defa çarpışmıştır. ve büunların pek azında mağlüp olmuş- tur. Fri sanın ilim, edebiyat ve sanat âleminde daha birçok aslen yahudi olanlara tesadüf edi Meselâ, zamanımızın en büyük filosofların- dan biri olan Henri Bergson aslen ya hüdidir. Fakat gizli bir sekilde dini nini değiştirerek katolik olduğu söy- lenmektedir. Meşhur Fransız romancısı Andre Morua da yahüdi aslından gelmek- tedir. Bugün Fransız lisanmı en ; kullanan muharrir olarak — tanman ve bilhassa İngilizlerin hayatı, tari- r. (hi üzerinde tetkikleriyle meşhür ro- mancı yazı hayatına nisbeten genç bir yaşta başlamıştır. Andre Moruu ondan evvel Fransanın Elböf şehrin- de bir kumaş fabrikası işletirdi. Gene Fransız - muharrirlerinden meşhur mizahçı Triatan Bernar da bu arada sayılanlardan biridir. Tris- tan Bernar bugün garpta hemen he- men- bizim Nasreddin hoca ibi bir Birdenbire telâşlâ uyandı. -Sanki kendisini birisi itmişti. Bir cep elek- trik Tümbasının ışığının üzerine düş- tü, İki meçhül ve karanlık sima, ö- nürnde duruyordu. Bunlardan biri — Lâükırdı söylemeden kalk va be- raberimizde gel, Dedi. Pedro ne yapabilirdi. Derhal kalk tı ve onları takip etti. Onu yatak sa- lonu ile bitişik küçük bir odaya gev- kettiler. Kendileri Iki sandalyede oturdular. O ayakta — duruyordu. Lümba ziyası da yüzüne vuruyordu. Onlardan birinin çelikten bir adam olduğu uzun ve sarı çehresinden bel- l ddi — Petro Pedilla dedi. İspanyol ol- duğunuza ve Madridden geldiğinize teyid ediyorsun!. Belki doğrudur. Fakat amele kıyafetin yok. Amerika hların bizden şüphe ettiklerini ve bi- |zi casus telâkki ettiklerini biliyoruz. |Buraya Amerikalı casus teşkilâtına mensup bir âdamın gönderileceğini de biliyoruz. O adam sen olmıya - Bın.. İki İspanyolun — gözleri zavallı P. R. çehresini dikkatle tetkik edi DOLU) ( ÇİMDİKLER Bir cevap Atinada çıkan Proija gazetesine, zmirden bir mektup yazılmış. Bun- da 1922 denberiye geçen 16 yıl için- de İzmirin de artık Avrupalılaştığı- nı seski Anadolu cazibesinin yavaş yavaş ortadan kaybolması, insanı cidden mütcessir etmektedir» denil- mektedir. Dostlarımızın bir hayal olarak sa- yıkladıkları eski <Anadolu cazibesi- nin» yerinde yeller esmesi, onları fakat biz memnu- İnuz çok şükür.. Çünkü biz, «yeni bir Anadolu cazibesi» yaratmak istiyo- ruz.. Eski cazibe, biliyoruz ki, başkaları için hakikaten iştihalı birşeydi. Pi- yer Loti denilen aptal da böyle söy- liye söyliye, âdeta bir vakitler bizi bile aldatmıştı. Her istismar edilebilen, hor uyu- yan, her miskin yer, karnı aç olan, |zeki madrabazların işine elverir. Bu- ınu bilmiyecek ne var? | Orada yetinşen herşey, Allah ta- rafından, hariçten gelenler için ya- ratılmıştır. Oradaki halk, bir sürüdür, uyu- ması, esir olarak yaşamanı, fir'avu- nun ehramlarda çalıştırdığı köleler gibi kullanılması gibi lâzım veya lelere bol bol afyon dağıtıyor mu? Fakat bize gelince, eski çamlar bardak oldu.. Evet, artık çanlarını sallıya sallı- ya, bozuk, tozlu, topraklı, uçsuz bu- caksız Anadolu yollarında süzülen ları kalmadı. ' | Köylü, nihayet şehre indi ve diş. “leri sökülmüş bir kurt gibi dağda yaşamak mecburiyetinden kurtul - du. Ben bile hemen hemen köylü- yümdür. Geldim, çala kalem, aklım başımda, bir hayat, bir. memleket, bir iş telâkkisine, bir ideale sahip ©- Tarak çalışıyorum: Babalarımızı, dedelerimizi —asır- larca bastıran şark uykusunun — ye- rinde, şimdi canlı bir âlem vardır. Ne peçeliler, ne kafesler, ne siyah servilerin wreler dibindeki ha- zin, mevtani siluetleri, ne de her a- el ğızda, ağır ağır horuldayan kehrü- Mi$tir. - Otobüsta * Mimat ba ağızlıklı nargileler.. Biz, İzmiri de fethettik, memleke- ti de., Daha doğrusu bize yakışmıyan | bir cazibenin uydurmasyon peçesi- ni yırttık, kendi yüzümüzü — göster- dik.. Ne mutlu, Türküm, diyene!. Çimdik gehre almıştır: Onun söylediği hoş fıkralar dilden dile dolaştığa gibi, di- iter birçokları da ona izafe olunma tadır. Eski Fransız başvekili Leum Blum da yahudidir ve Fransada bu mevkii ilk alan musevi olarak gösterilmek- tedir. İlim sahasında Anştayn ve Froyr gibi diğer iki meşhur izim de aslen hudi âlimler arasında bulunmak- tadır. «Dördüncü buud» kâşifi ola- rak tanınan riyaziyeci Aynştayn Ti- zikte yeni kanunlar koymuş, hatta eski bilgileri kökünden sarsmıştır. Metelâ şimdiye kadar uzunluk, — Devamı 6 ıncı sahifede — yorlardı. P. R. nin bütün vücudünü soğuk bir ter kapladı. Korkudan, başındaki kilları isyan eder gibi a « ya kalkmıştı. İspanyol dehşet veren sert bir |- sanla devam etti: — O Amerikalı sen izen seni par- ça parça edeceğiz. Değil izen hiçbir grden korkma, Derhal suallerimize cevap ver. Ve derhal korkunç bir sual takvi- mi açıldı. Sualleri uzun çehreli aarı adam açıyordu. Arkadaşı da — esns |Madridli olduğu ve hayatını da hep |Madridde geçirdiği için âdeta mü - İşavir olarak dinliyordu. — Madridin hangi 'mahallesinde oturuyordun ; P. R. Hakikaten Madridde olduk- ça ikamet etmişti. Binaenaleyh bü- tün korkusuna rağmen suale cevap verdi. Nitekim buna benzer suallere de serbest cevap veriyordu. Meselâ filân kilise nerededir? Oraya gitmek için hengi yollardan geçmek lüzım. dır. Filân nezaret karşısında kimin evi bulunuyor. Vesaire.. Zavallı Pedro yakayı kurtardığı- ni zannederek cesaret almağa bap A ; mukadderdir.. Japonya bile, Çinli - , | ._54——7_ SARİPR Manisada tayyare mo delcilik kursu 28 öğretmen çalışıyor. Onwbeş gün sonra modelle Manisada modelcilik kur Manisa, (Anadolu) — Manisa Ortaokulunda San'at atölyesinde ilkokul öğretmenleri için bir tayyare modelcilik kursu açılmıştır. Kursun muallimi, evvelce İstanbulda açılan yare modelcilik kursunu — takip, E_P İRNEDE: Köy gezileri de- vam ediyor | Bir kafile Vizeyi zi- yaret etti Edirne, (Hususi) — Edirne Tu- ring kulübünün Vizeyo hazırl: seyahate şehrimizin münevyerlerin- ıdın 80 kişilik bir kafile iştirak et- miştir. Sabahleyin sekizde otobüslerle yo- la çıkan kafile, onda Kırklüreline b tettna'i ç| varmış ve parkta biraz istirahat ettik tan aonra Vizeve doğra hareket öt- Mazhi liye söyliye bitiremedi çAltanın si Vize hafriyatına ait müşahedatını ;dinliyon kafile, Kaynarı metre me: 300 len bir yaya olarak Kay dir. Burada köy rin içten gele kafi nden bizzarure a gelmişler- n ve müallimle- afirperverliği ile memba suyunun başında bir ilmiştir. 'etten sonra Vize kaymaka- mi Enver de kafilemizi karşılamak re Kaynarcaya gelmiş ve hep bir- te Vizeye geçilmiştir. Başta kay- makam Enver, balediye reisi olduğu halde nümune fidanlığı, tavı ve tavşan istasyoları gezilmiş ve yapılmış olan ötel önündeki eski bir binanmm tariki taşları- görülmüştür. Bunun hakkında mimar Mazhar Al tan gezginlere izahat vermiştir. Akşam bolediye parkında kafile şerefine verilen ziynfet neşeli geç- miş ve gece 12 de Edirneyo avdet o- Tunmuştur. lamıştı. Hatta süslleri açan İspanyo- lun itminan getirdiğini — gösteren çehresini görünce: — Bırak, ben de bir tecrübe ya- payım. Dedi. Biçare P. R. nin yüreği tektar şid- detle çarpmağa başladı. — Yeni müstantik kafasıni P. çevirdi ve - Garibaldi kimdi? Diyo sordu. — Garibaldi mi! Dedi ve zihnini karıştırmağa başladı. Zannedersem Htalyan vatandaşları... — İspanyol müstehzi bir tavurla — Hiçbir Madridli bu yolda cevap veremezdi. Binaenaleyh Garibaldi Çabuk cevap ver! O anda bir şimşek P. R. nin kuvvel hafızasını aydınlattı: — Garibalı Şimdi hatırıma gel. Göüğsü sahte nişanlarla dolu aca- ip bir tarzda Madrld sokaklarında gezen deli ihtiyara alay tarzında ve- rilen isimdir. — Evet dedi hravo buldun, fakat şimdi daha bir şualim var. Zavallı Petronun vücudünü tekrar soğuk bir ter kapladı. Son dakika- kim — idi de ötobüsün başına ge-l r uçurulacaktır suna devam edenler eden ve diploma almış olan ilk t risat müfettişlerinden B. Celâl G soydur. Manisa tayyare modelc. kursunda (28) öğretmen her g saat — İ6 dan ra — müntazatr ders görmektedir. Kursta bir öğretmenle konuştu Bana şunları söyledi: — Tayyare modelcilik dersir bizi pek o kadar alâkalandırmıya ğini tahmin ederek derslere baş dık, fakat dersler bizi o kadar sa ki, şimdi saatlerin nasıl geçtiğir farkında bile olmıyoruz. pervane, ertesi gün Bir g gövde, 801 bir tayyare moadeli m- dana çıkıyor ve bu netice bizi sev içinde bırakıyor. Kurs mualli — Model deyip de geçmeyir. Pervane veya gövdede müvazenı bozacak en küçük bir hata yapı modeli muvafakıyetle — uçurm |mümkün olamaz. Onun için çok d İ |kat ve itina göstermek Jâzım, Öğr men Ağfdurım- bu dikkat ve nayı fazlasiyle gösteriyorlar, Kur. muz on beş g zün sonra sona erecı © vakit elde ettiğimiz tayyare n dellerini uçuracağız. Kültür. Bakanlığı, ilk tedri 'programına tayyare modelciliği d sini yakında ilâve edeceği |kit kuralarda yetişmiş olan öğretm ler, talebelerine tayyare modeli yaptıracaklardır. | Türkiye Cumhu. riyet merkezban kasından: Almanyada bloke matlubatı b Tunanların bu paraların ne suüret tekevvün ettiğini de kaydeder blokajın vukuu tarihlerinin mi tarlarını, hangi müessese nezdin olduklarını bir mektupla 15/1 938 tarihine kadar Türkiye Cu: buriyet merkez bankası umu müdürlüğüne isim ve adresler birlikte bildirmeleri ilân — olunu m T R larım geliyor diye düşündü. — Madamki Madridin Kalle rilla mahallesinde — oturuyordun. civarda bundan birkaç sene evel vaka olmuş ve o vakaya o A oturanlar hep şahid olmuştu. Hâ se kerkesin hatırındadır. Söylertr R.ikalım, ne idi? Pedro bu suali protesto ederci ne: — Birçok hâdiseler oldu geçti | ne bileyim biraz izahat ver de | tamamlıyayım, dedi. İspanyol biraz tereddüd etti: — Evet dedi hâdise bir domuz zünden oldu, Bir domuz!.. Bir domu karıştı fakat tekrar Yekke DAt aVi | — Hatırladım dedi. Hâdise Ar rika İspanya muharebesi — başlac an etti. O gün bir. cem taya bir domuz — almış Nle Sorilla caddesine gelerek D. Zi bir şimşek r İmerika aloyhinde tezahürat y mışti. Aralarındaki domuzü Amı kan bayrağile sardılar v Velllerin kor karşısındı direğine asi

Bu sayıdan diğer sayfalar: