13 Temmuz 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 8

13 Temmuz 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Hk, yeşillik.. Sanki bi (ererrre a ) anisa Wlua im.eri ' Halay yo'unda — — Baştarafı 7 nci Sahife e — — Burada biribirinden küçük sekiz, 'On, on bir yaşlarında üç kız, İnanil- bir meharotle toprak vazolara çiçekler İköüdüruyordu. Yevmiyele - ni sorduk, beş, on, ön beş kürüş a. hyorlarmış. Çiniciliğin bütün meha. ti parmaklarda, işte bu yayrular da bir ressam gibi çiçekler ve çizgi- leri hiç düşünmeden vazolara kondu- ruyorlar. Kurtuluş okulnun sergisindeyiz, Burada öğretmen göziyle iİlk nazarı _dllkılîmlıi gelbeden şey kalıplarla ve püskürme usuliyle rengürenk ya- pılan haritalar, Anlaşılıyor ki çinlei. Hikteki boya ile uğraşma zevk; okul- lara da sokulmuş. Yemekten sonra önümüze düşen / ve yıldırım süratiyle Kütahyayı gez. diran aceleci müfettiş İbrahimin pe- ' Şindeyiz; güya çarşıyı geziyoruz. Fakat ona bir türlü yetişemiyoruz, / Yeşil camie gellyoruz. Fuad paşanın 1325 de yaptırdığı bu cami büyük bir talihe uğramış menfa hayatın; /| burada geçirmek bedbahtlığına uğ. /— rayan yıldızın çini fabrikaları res- /sami Rıza bey tarafından öyle güzel |ha iyi takdir etmek için hu seri ve|lonyalılar arasında Rütenyada Ma- işlenmiş ki, insan bakmağa doyamı- İkati safhayı biraz aydınlatmak lâ -İcar - Leh teşebbüsünün şümulünü yor ve Yıldırım tarafından başlan - Miş fakat Timur vakası üzerine ya, — mm kaldığından Musa çelebi tarafım- dan tamamlanmıştır. let şahi Yıldırıma veren Yakup çe- lebinin mezarı da karşımızda. Bir de Buraya Vahid paşa kütüphanesinin — makl; binanın kıymetini artırmıştır. Akşam çayını Çamlıca köşkünde /— içmeğe davet ettiler. Bu arada Kü - tahyayı daha iyi görüyoruz. Her ta- |raf meyva ağaçlariyle dolu, bahçe. rin harabiyetini sak — yor. Bu yşıylada üzüniden başka bütün meyvalar oluyor vişnesini medhedi- — gorlağ. Çiniciliğiyle, halıcılığını zik. re lüzum var mi bilmem, Nüfusu 22000, muallimler anlatıyorlar. Vi. /— lâyetin 1600 çildlik ve yalnız Kütah- yanın 868 cildlik öğretmen kütüpha nesi var, Merkezde 33 öğretmen, bü- tün vilâyette 256 üğretmen; bunla- rm Öl i bayan. Merkez Küahyada Beş okul bütün vilâyette 118 okul ve 140.088 öğrenci var. Çamlıca fevkalâde bir yer.. O ka. dar serin ki, paltosuz geldiğimize hata etmişiz.. Çamlıca ziyafeti, ta- rif edilmez bir samimiyetle, hasbu- hallerle geçti. Burada en güzel za- manımızı geçirdik. Gece, karanlıklar arasında Eskişe. hire doğru yollanırken, İstasşyonda biz; uğurlayanlara veda ettik.. Kü. tahyadan, unutulmaz hatıralarla ay- rıldik.. Avni Altıner Tekirdağlı Bu'gar Kiroyu yendi — Baştarafı 7 nci Sahifede — Çıkmazın tarihi karşısındayız Birircisi Baltıktadır. Ikincisi itimadın kat'i şekilde mahvo'üşudur | Lucien Komieri İ Polonya diplomasisi ile Hitlerci Almanyayı teskin ederek, faşist dip- politika urasında iyi münasebetlerin lomasisine, bir yandan B. Çember- nakikt inkıtar, sanırım ki, martta Ü- layne gösterdiği nezaketi, diğer ta- çüncü Rayh kıtajarı taralından Slo-İyaftan Tuna üzerindeki manevrala- vakya ile Bohemyanın, sonra Meme-|rıni örtmek için vasıta hizmetini gö- Bugün iki türlü çıkmaz Hin işgali tarihinderi başlar. Almanya nn bu kadar süratle harekete geç - mek hususundaki kârarı bile, bir kaç hafta evvel şubat başlarında verilmi- şe benzemektedir. Roma da dahil ol duğu halde bütün dünyayı emri vaki karşısında bırakmak için pek gizli tutulmuştur. Bugünkü ihtilâfın manasını da- zımdır. Münih anlaşmasiyle, Bohemya- 'nın parçalanmasiyle, Çekoslovakya- 'yı Almanyanın keyfine karşı herhan- eğdirmekti. Münihten sonra Macarlar. İtalyan- rın eski Çekoslovakyanın en şarki mıntakası olan Rütenya ve aşağı Karpat Rusyasının taksimine mani olmadıkları hatırlardadır. Hakikaten de bu dar arazi parçası ya Sovyet Uk rTanyasına ulaşmıya, yahud da Ro - Her şey Romanya üzerinde yakın bir tazyiki tahmin ettiriyordu. Al - manların Rütenyaya gösterdikleri itina, Kodreanu taraftarlarının kral Karol aleyhindeki faaliyetleri, Buda- peştenin Transilvanya hususundaki taleplerinin Hitlerciler tarafından teşvik görmesi, Bulgaristanın Dobri- ce hususundaki şikâyetlerinin taze- lenmesi, Bu senenin ilk haftalarına kadar Almanyanın yönelişi bu merkezdey- di. Hatta Polonyanın Almanya ile Romanya arasında mutavassıtlık et- tiği bile sanıldı. Sonra nazi devlet adamları birdenbire, Budapeşte ve Varşova üzerinde faaliyette bulun- 'du. Kont Ciyano diplomasisinin bir İtalyan - Polonya veya bir Macaris- tan - Polonya zinciri vücüde getire- rek Almanyanın şarktaki niyetlerine set çekmek tehdidini arzettiğini fark ettiler, Münihten sonra Fransız diploma- sisi gerginliğin izalesine çalışırken Fransaya karşı faşist hükümetinin manasız ifratı bir çok sebeplerle izah olunabilir. Sebeplerden biri şu oldu ki, bu Fransız aleyhtarı mücadele nın da güreşmesini istiyordu. Hü - heyecanda.. Kimi İbrahimin yene-|Seyin başpehlivan olduğu için kim ceğini, kimi Abdüsselâmın yenece-|galip gelirse onlarla güreşeceğini ğini söylüyorlardı. bildirdi. Bu nokta üzerinde dakika- Hamdi Çengel güreşi onlara na-|larca münakaşa oldu. Şerif ve Süley- zaran daha zevkli. Çengel Hamdi -|'man Hüseyin ve Halil güreşmeme- den daha küçük, lâkin fevkalâde kıv- | &e karar verdiler. “rak ve atılgan. Bu vaziyet gerek halk ve gerekse Bir saattanberi iki çift pehliyan (tertip edenler arasında iyi karşılan- biribirlerinin sırtını yere ge madı. Esasen bu güreşlerde Tekir - tirmeğe uğraştıkları halde hiç bir neticeye va. |dağlı ile güreşmek için gelen Bulgar ramadilar. Nihayet Abdüsselâmla İb-|Kiro ile güreşmek üzere anlaşılmış- rahim beraber addedildiler. Şimdi, Çengelle Hamdi mütema- tır. Beş dakika sonra iki pehlivan or- Tüyerdu. Şubat başında, Hitlerci politika, faşist diplomasisi ile anlaşmiş *olan Macarları Rütenyayı alarak Macâr - Leh iltisakını teminden menedemi- yeceğini anlayınca, siyasetini tadil etbi. H Alman ajanları tarafından ayak: landırılan Slovakya, Macarlarla Po- ilga eden stretejik bir mani yaratı- yordu. Bohemya ile Moravyayı işgal et- mekle Alman ordusu merkezi Av- -— Bundan başka bir de germeyan ü-|gi mütecanis hayattan meneden ye-İrupaya götüren yollarla buranın si- merasından İshak vakfına ait bir de|ni hududların çizilmesiyle, Hitlerci|lâh fabrikasını ele geçirmiş oldu. kitapsaray vâr, Bu kütüphanenin ya | politika Tuna üzerinden Karaderfize| — Zinciri teşkile çalışan devletlere şaması için insan bu yönden yüksek | inmek için yolu geniş açmıştı. Ma-|karşı Hitlerin tavrı sert bir ömra bedel oimuş bin beş yüz, iki|carlar zahiren Almanyanın maksat-|paktı> clde etmek üzere İtalya üze- bin sahifelik emgalsiz el yazılı eser. |larına iştirak eder göründükleri için,|rinde muhtelif sebepler dolayısiyle /|dler var. Germeyen hükümetini Os.|Hitler politikası için en âcil mesele|kontrolü teşmil etmek ve tazyiki ar- manlılara devroden ve hemşiresi dev | Romanyaya ulaşmak ve ona boyun|turmak kolaydı. Macarlar Romanya- ti. «Çelik İya karşı Alman müzaheretini kay; bettiler, Romanya Berlinden temi - — burada müze kurulmağa başlanmış. |lar ve Polonyahlara karşı Almanla-|nat aldı ve meşhur iktısadi anlaşma- Tzti Budapsrlana c SAi Hü Ceriye Pelsüya kallyördü, Ve mel derhal işgal edildi. Ve istihkâm haline konarak, Polonyanın, Lityan- yanım üzerinde denize olan yolunu kapadı. | Pelnaı hğu;!lıpıun üçte ikisi zü altına Konulmuş Bulünüyördu. Polonyanın endişeçle ve uzlaşıcı bir olduğu sanılabilirdi. Hitle- rin kurmayı bildirdi ki, Polonya bo yun eğerse, Kont Ciyanonun şarkta Almanya karşısında baraj kurmak teşebbüsü artık kimse tarafından ta- zelenemzedi. Almanya atratejik ha- zarlıklarını ve şarkt Prusyanın mü- dafaasını rahatça vücüde getirebile- cekti. Adolf Hitler birdenbire Dan- zig ve «koridor> meselesini ortaya atbı. Belki bu teşebbüs Folonyayı ümit sizliğe düşürebilirdi. Eğer Prağ dar- besi ve Memelin işenli herkes üzerin de fena bir tesir yapmış olmasaydı. Polonya ayaklandı, ingiltere ve Fran- sa Münih vaitlerinin yırtıldığını gö- rerek Polonyaya teminat verdiler. Alman veaksiyonlarının başlıcası o- lan faşist diplomasisi ise, eski ortağı aleyhine Almanya yanında yer al- di. Bugün çıkmaz iki türlüdür: Ma- halli ve umumi.. Maballi: Baltık üzerindeki mah - recin filt garantilerini kaybettikten sonra Pöolonya müstakil kalabilecek mi, yoksa Almanyanın tabif mi ola- caktır? Polonya 35 milyon nufus - luk büyük bir millettir. Ve derin su- rette millf hisse maliktir. Onun bir tehdid önünde boyun eğeceğini tah- min etmek manasızıdır. Umumi: Münih, Prağ ve Arna - vudlük tecrübelerinden sonra, iti - mat mahvolmuştur. En faydalı dip- lomasi artadan kalkmıştır. Buradan çıkmak için büyük bir hüsnü niyet ve her yandan tam bir maharete ih- tiyaç vardır. Bununla beraber - Adolf Hitler de kendini hapsetmiye itina etmiş- diyen boğuşuyor, kâh biri, kâh öbü-|'aya geldiler. Her ikisi de halka tak-| tir. Harp tehlikesi yanında Pilsudski rü alta geliyordu. Bu v:ziyeı ya-|dim edildi ve sik sık alkışlandılar. Veliçin daima izhar Ğ::; olduğu hür- Tım saat daha uzadı. Hakem hi her ikisini de beraber bıraktı. Bu an-|tıktan sonra güreşe başladılar. j — da yapılan güreşlerin en meraklısı| — Daha ilk hamlede Tekirdağlı Bul- bu oldu. garı altına aldı ve bir kaç dakika uğ- Bundan sonra sıra baş pehlivan-| raştıktan sonra Bulgar tekrar kurtul. — lara gelmişti. Bu güreşe beş pehlivan|du. Ve Tekirdağlı bir kafakol kap- güreşe i wardı. Gönenli Kara Hüseyin, Mani-| madan sonra Bulsarı ikinci defa al- aalı Halil, Sındırgılı Serif, Yarım -| tına almağa muvaffak oldu ve iki da- — dünva Süleyman ve Türkiye baş-|kika sonra güzelce Bulgarın sırtını | pehlivanı Tekirdağlı Hüseyin. yere getirdi. Pehlivanlar arasında ihtilâf çık-| — Güreşler heveti umumiyesi itiba- tı. Diğer dört Tekirdağlı-İriyle iyi ve zevkli geçmiştir. K | kendilerine mahsus seremonileri yap | met hissi, onu önüne geçilmez şeyi yapmaktan menedek'lir. Le Figaro Doktor B. Behçet Uz ÇO CU Hastalıkları mütehaasısı Hastalarını 11,30 dan bire kada! İlyanında kabul eder. ÇANADOLU) | ÇİMDİKLER | | Şundan, bundan Dün bizim gazetede mühim bir ha- ber vardı.'Bu habere, şöyla bir başlık | #çılmış: *Almanlar, İtalyaya akın ediyor- lar» Bir dostum, bunu okur okumaz: — Tamam - dedi - şimdi kıyamet | kopacak? Sordum: — Niçin? — Niçin olacak - dedi - açlar b'ri. birini yiyecelder.. | ' Vaktiyle Çemberlayni tenkid edi. şorduk, Hatta ben bile asrımızın, bu maruf diplomatına birkaç çimd'k at- Dmış; » — Yahu, biraz sinirlen, biraz kız da şöyle yerinden kımılda.. Çenene, Jağzına, burnuna vuruyorlar da sen hâlü, elde şemsiye, sakız çiğniyerek konuşuyorsun. Z Demiştim. Halbuk', şemsiyenin sapı, mahud saki süngülü mesnelerden imiş. Çem- berlayn bekledi, bekledi, Evvelâ bu sapı açtı, sonra da ağzını.. Evvelce sakız çiğniyordu, şimdi, galiba saç- ma ve barut çiğneye çiğneye konu- süyor ki, İtalya flo Almanya, topar- lanmak mecburiyet'nde kaldılar. Mussolininin siyasetine, biz de kı zıyoruz, dünya da.. Halbuki ben, şu zata acıyorum doğrusu.. Siyaset, bir idareye, bir meka- mizmaya tâbidir. Halbuki Roma - Ber lin siyaseti, eski balonlar gibidir. Ka- zıklardan ipi koparmış, gök yüzün- de gitmeğe başlamıştır. Balon kısmı, Almanyadır. — Sepet ise, İtalya.. Mussolin', — bu sepetin içindedir. Balon bir kere yola çıkmış- tır. Sovk ve idaresi, yani tekrar ee- lâmetle yere inmüsi imkânı kalma- mıştır. Yarın öbür gün balca patla- yınca, sepetle içindek'nin boşlukta uğrıyacağı hali artık siz tasavvur edersiniz. BAA V yeklatiz ŞEREPEE liba söyle demiş: — Biz, kebap değil, top, silâh is- t'yoruz. - Bir arkadaş, bundan Bahsederken; — Lâf - dedi - martaval.. Kebabı daha çök jeterler amma, Almanyada bu mübarek ne arar? ÇİMDIK 63888319659 ——i Dış Politika —Baştarafı 3 neli Sahifedem.. ikasına dayanan tedbirler gibi,) j & —îa(.)nı Avrupa büyük d:v!:'t- lerinin yüksek fiyat politikası takip etmekteki devamlı mesaileri ve bu memleketlerden ecnebi dövizine ih- tiyaç kalmadan mübayeatta bulun- mak suhuleti, a 4 Bu sözlerin daha kısa ifadesi şu- : İngiltere ve Fransa şarkt Avru- pa — memleketlerinin mahsullerini alacakları — yerde kendi imparator- luklarının mahsullerini almışlardır. Almanya da bu memleketlerin mah- sullerine yüksek fiyat vererek alıcı olunca bugünkü vaziyet meydana gelmiştir. Şu halde bu ticaret ve mü- badele meselesi yalnız şarki Avru - pa memleketlerinin alacakları ted - birlerle halledilebilecek bir mesele değildir. Gerçi bu memleketler ta- rafından da yapılacak işler vardır. Fakat İngilterenin, Fransanın ve Amerikanın yardımları olmadıkça hu tedbirler müsbet netice veremez. Bu devletleri idare edenler anla - mışlardır ki, — tecavüz politikası ile beynelmilel mübadele — politikası ayni meselenin biribirine bağlı olan iki yüzüdür. Almanya, ticaret poli- tikasını — değiştirmedikçe, — tecavüz politikasından vaz geçemez. Teca- vüz poli ayrılmak için de ticaret politikasını değiştirmek mec- buriyetindedir. Muhterem Cezmi Erçin, ticaret ve maliye sahasında uzun seneler tecrübe kazanmış bir idarecimiz ol- memleketimizin sayılı bir. du! Had Safha 13 Temimuz 1939 Perşembe Totaliterler bir cihan harbikarakteri — yarattılar! Mes'uliyeti bütün açıklığı ile Hitler kendi üzerine almalıdır Biş kaç gündenberi milletler arası mahfillerinde dolaşan heyecan uyan dırıcı şayialara bakılacak olursa, Av- rupada vaziyetin günden güne ciddi- leşmekte ,sulhu idame eden manza- raların kararmakta olduğu görülür. Hakikaten milletler arası buhranının en hâd safhasına giriyoruz. Resmen malüm olan bir şey varsa| ©o da Almanya tarafından italya, hat- ta bir noktaya kadar japonya sürük- lenerek, totaliter devletlerin bir ci- han harbi karakteri taşıyacak bir ihti laf çıkarmak için tehlikeli bir oyun aynamakta olduklarıdır. Danriğte hâdiseler olacak. Nere- de suitefehhüm varsa, orada Alman tahrikleri var. Tiyen - Cin işi üzerin- de konuşmayı kabul eden japonya ingiltere tarafından zor kabül edile- cek şartlar koşuyor. Ayni zamanda Fuçecu ve Svatov bambardımanı gibi harp hareketlerine girişerek diplo - masi yolu ile münakaşa yapılmadan evvel bir emri vaki yapmak istiyor. Diğer taraftan Kont Ciyano ispan yaya, General Franko ile buluşmıya zidiyor. Siyasi manevralarla yeni is- panya Berlin - Roma mihverine il- tihak ettirilecektir. Bütün - bunlara Lord Halifaksın nutku münasebetiy- le Almanya ve italyada husule gea - den akdülameller de ilâve edilecek olursa görülür ki, sulha karşı azim bir hareket var. En tehliklei nokta Danzigdir. Bü- hakkuk imkânı bulunmuyan müp - hem şayinlar dolaşıyordu. Simdi va- ziyetin inkişafına bakılacak - olursa bu temmuz sonuna varmadan bir darbe patlıyacaktır. Buna alâmet ola rak yalnız şarki Prusyadan aerbest şehre mütemadiyen gelen, arada mü- him bir kuvvet teşkil eden ve hare- kete hazır sahte Alman gönüllüleri değildir. Hitlerin de 20 - 30 temmuz arasında Danzige gideceği, orada iki gün kalacağı ve Hitlerin orada bu - lunduğu müddetçe sarbest — şehrin 'Almanyaya bağlanması Tehinde b yük tezahürler yapılacağı bildirili- Düşmanın — Baştarafı 7 nci Sahifede — en büyük güçlük buna âmil olan ja- ponların hangi Japonlar olduğunun bilinmemesindendir. Avrupadaki fa- şist memleketlerde totaliter satıh al. tında büyük bir kin ve nefret kay- naşması olmasına rağmen bir merke. zi idare vahdeti nakabili inkârdır. Fakat japonyada bu böyle değildir. Biz Avrupalılar için japonlar şarkın Prusyalılarıdır. Hakikat halde ja - ponlar, müthiş ferdiyetçilikleri, ve- kabetleri, Tokyo iş adamları ve po- litikacılarından nefret eden zabit ve askerleriyle dünyanın muhakkak ki en çok sinıfa Aayrilmiş anarşik bir milletini teşkil ederler. Tabit burada imparatorun otori- tesi bir anane halindedir. An- cak bundan iki Üç sene evvel zabit. ler arasında sık sık görülen disiplin. sizlik hüdiselerini ortadan — kaldır- mak için emir vermekte uzun tered. dütler geçirmek suretiyle İmparâtor bizzat kendi milletinin sağlamlık ve disiplini hakkındaki endişesini a- çıkça meydana vurmuştur. İmpara- tor emirlerine itaat olunmıyaca. ğından korkmaktaydı. - Marken, bütün sermayenin birkaç kasada toplandığı neticesine varan peygamberliği tam manasile japon- yada tahakkuk etmiş bulunmakta- ıdıiil—hw—d.' temerköz ediyor. Şimdiye kadar ta- DOYKOO! yor. Hitlerden sonra Danzige mare: şal Göring gidecek. Bu suretle Dan- zig senatosu tarafından şehrin Al manyaya bağlanması lehinde, bir ha- va yaratılmış olacaktır. Böyle bir hâ- disenin milletler arasi plânında ne gibi neticeleri olur. Bilhassa Londta ile Pariste, hep Avrupa kıtasının bu nokt ce reyan eden bâdiselere dikkat edili- yor. İngiliz ve Fransiz hüktmetleri daimi suretet temas — halindedirler. Husüle gelecek bütü nihtimaller ü- zerinde uyuşmuş vaziyetetdirler. Ceamberlayn ile Lord Halifaksm sarih beyanatlarına rağmen Berlin, ingiltere ila Fransanın Danzig için hazp yapmıyacaklarını ümit ediyor. Hatta Lehistanın hayatf hakları açıla tan açığa tanınmasa, yani serbest şo- hir Avuatürya, Balhemya, Motavva ve Memel gibi birdenbire Almanya- ya ilhak ediliverse bile.. Barlinde dai- ma şu fikir var: Girişilen taahhüd- lere rağmen Lehistana verilen garan- ti, geçen sene Çekoslovakvaya ve- rilmiş olan teminat kadar bile işe ya- ramamıştır. İşte bugünkü vaziyete bu - feai manzarayı veren de bu büyük hata: da yapılan inattır. Fakat damokral milletlerin sinirlerini yormıya, onlar erasında ayrılık yaratmıya muyaf - fak olamıyacaklardır. İngiliz ve Fransızlar Lehistan hakkmda bir gevşeklik gösterecek o- lursa Almanya korkutma ve tahrik Bu tabiye ir de getirilecektir ki, tehlikeden imkâ- ni yok kurtulunamıyacak, nihayet harp çıkacaktır. Almanlar harp yap- madan elde edeceklerine emin ol - dukları ve göz diktikler: şey yalnız bir askeri hareketle ellerine geçire- ceklerine emindir. ngit'ere ile Fransanın, çaresiz bir emrivakiden evvel yapacakları hareketi beklemek lâzımdir. Lehis- ütün ihtimallere karsı bu iki hareketine güvenebilir. Mesuliyetj, bütün açıklığı, bütün sarahati ile Hitler üzerine almalıdır. Le Soir” Niyetleri nefret etmektedirler. Hiç şüphesiz Tokyoda imparator, mucizevi japon rönesansına yetiş miş bir kaç ihtiyar ve nihayet yan sanay ve banka hükümdarları — ja. pon generallernin Pi-ho sahillerin- de etrafa meydan okumalarını takip ediyorlar. Bunlar bu hâdiselerin günün birinde japonyayı — müthiş bir uçuruma sürükliyebileceği kor. kusiyle titremektedirler. Fakat askert zümre onları, ingi - liz imtiyaz mımtakası barikatlarının kapı sıönünde serseri ve sarhoş bir japon neferinin ingiliz askerlerine yapacağı tahkire dahi ingilizlerin — tahammül gösterebilcceğini —tem'n ettiği zaman büunlar susuyorlar. Askeri zümre onlara karşı sadece — Göbels ve Ribbentropun teminatla- rını bildirmekle kalmıyor, ayni z& manda Tokyonun - ihtiyatlı bulur mak hakkındaki tavsiyeleriyle alaY eden Româ ve Berlin — sefirlerinin — sözlerini de tekrar ve Tiyençindekl giddet hareketlerini takdir ediyor” lar. İngiltere ne yapacaktır? dır. Bu memlekette hemen hapsi kü- İluk işlerine Çük çiftlik ve emlâk sahiplerinin oğ. |)P la olan zabit sınıfı, Tokyoya kanun |Jm ları dikte eden topu topu yarım dü- züne milyarderden pek tabli olarak j i

Bu sayıdan diğer sayfalar: