16 Ağustos 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 8

16 Ağustos 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ü SHF — — TARİHİ ROMAN LK ANLI ÇÖL ” Wakleder *i Lbrahim Paşa derhal! orduya ( Ha- zırol!) emrini verdi HL Gönderdiği mektuplarda — esaslı bir ciddiyet dahilinde sertlik alıp riyor ve keskin kılıcın ucu bütün gşahametiyle kendipi - göste Şerefeddin fakirdi. Bu fakirl, — çin kâfi bir 1 ha. Bü düşünce ile hediyeler hazir- adı ve bir kaç arkadaşını topluyarak Demanlı ordugâhına giden yolları Un İbrahim paşa Şerafeddini buzu - — runa kabul etti, O anda paşanın ça- — dırında derhal inkiyat ile arzu ub — yete gelen ve İhrahim paşanın misa- firi oş:rak ordugâhta kalan üç emir| de hazır bulunuyordu. Bu emirler İbrahim pasayı Ku- düstenberi takin'ediyorlar. âskerlerin yüsüyeceği yolları - gösteriyorlardı. — Şerafeddiniri fakirane hediyeleriyle muvasalâtı, anlarin aralarındaki in- fiali tazeledi. « im paşanın şan ve gerefi mevzuu bahistir» diye düşündüler. Binaenaleyh aralarında en zayıf ve en faki rolan Serafeddini bu uğurd. feda etmekte de bir mahzur yok! Çarçabuk göz işaretleriyle mutal kaldılar. Ve hep bir ağızdan konu- şur gibi — Şimdiye kadar yapılan bütün hırsızlıkların, cinayetlerin — yegânal faili budur. Bunun yüzünden, kâr vanlar, Suriye arazisinden geçmeğel| imkân bulamadılar. Memleketin za-| man zaman sükün ve istirahatini bo- Zan, ticaretini çıkmaza sevkeden hep| bu adam ve çeteleridir. Dediler. İbrahim paşa bu ifadeyi garip bir tebessümle karşıladı. Emirlerin söz- lerinin doğru olmadığını derhal kes- tirmişti. Şimdi onlara, bir ihret dersi vermek mecbüriyeti tahtında bulu nüyordu. "Binaenaleyh nöbetçileri /— çağırdı ve Şerafeddini göstererek: — — Bağlayın şunu. Dedi. Şerafeddin bağlanarak çadırdan dışarı çıkarılırken İbrahim paşa he- diyelerin paketlerini açmakla meş- güldü. Elinden altınla nakşedilmi bir ipekli kumağş düştü. Nakış, ipek üzerinde o kadar mahirane işlenmiş- ti ki paşa hayret içinde kaldı. Kuma şı hakikaten çadırın loşluğu içinde parıl parıl parlıyordu, - Bu kumaşı sağ eliyle okşar gibi bir hareket yap- tı. Va diğer emirlerinin yüzlerine baktı. — Bir kişi daha noksandır, dedi. Emirlerin aralarında yıldırım ratiyle bakışmalar oldu. İbrahim pa: şanın hiddet ve asabiyetinin teskin, edilmemiş olduğunu anladılar. Günler geçiyor, Korkmazdan ce- 'vap gelmiyordu, Nihayet gönderilen, elçi aydet etti, Ve Karkmazın isti za ile dolu.olan bir mektubunu ge-i tirdi. Bu mektup cari olan usullere tevfikan yazılmış işe de bhakare #mizdi, Korkmaz mektubunda şöyle yazıyordu: — Sultanların sultanı ve büyük — padişah Muradın büyük serdarı İb- rahim paşa hazretlerine ve hali ruyü zemin efendimize uzun ömür- ler ve hayırlı muvaffakıyetler tema: nisiyle arzı ubudiyet ediyorum, Fa> kat elcinize şifahen arzettiğim sehel dolayısiyle huzuruâlinize kadar geltnek imkânıinı - bulamadı Müteessirim. Hüsnüniyet ve a mıma rağmen önüme çıkan bu mani- — adan dolayı ayaklarınıza kananarak ffamı dilerim. Halifei ruvü 7 — efendimiz. essultan ibni-ssultan i tü Murad han hazretlerine ve serd: tremleri zatıâlinize tekrar arzı inla- /— yad ve ubüdiyet eyler Cenabıallahın inayı illetimizden esirgememe- sini dilerim.» Büyük halifemizin muti tebısı ve serdarımız İbrahim paşanın nâçiz kulu Korkmaz İbrahim nasa hiddetinden kesilmisti. Mektubu parçaladı ve pa- ibi yerlere attı. Sonra :lçr yi ymadan ateşi di-| “İrinı kurdu. huzuruna çağırdı. — O köpek neler söyledi; anlat ba oğlu Korkmaz büyük paşaların kyvvetli adamların huzuruna çık- makta yeminli imiş. Bilhassa Os- manlı paşalariyle hayatta bulunduk- ça temaş etmiyecekmiş. Paşa bir yay üzerinde oturuyor- muş gibi fırladı. Ve elçiyi kolundan çekti: — © köpek bunun sebebini izah etmedi mi? yursunlar, izah ederim: — Söyle, çabuk söyle!. — Şam valisi Mustafa paşa ba- basını katlettiği zaman fâcia sahne sini görmüş ve o zaman yemin etin imiş, Korkmaz pederinin katlini a: ledi: — Pederimin maruz kaldığı hak sızlığı müdrik bir gençtim, Şamın Mustafa paşası merhum habamı da böyle çağırmıştı ve böylece dost ve arkadaş olarak onu tuzağa çekmiş- ti. Merhum babamın mübarek gö: leri can verirken, hiç unutmam, çel resi Timon gibi sararmıştı. » mun yanında diz çöktü acı Ve istirabla inliyen mübarek ruhu henüz vyücudünden aytılmamıştı. O' sahne, daima canlanmaktı gözlerimin önünde ta, ve beni kuvvetli olan ların yanına gitmekten menetmek tedir.. Paşa hazretleri bu cephe: heni mazur görmesini bilhassa dil> yim.» İste paşa hazretleri, Korkmazın söyledikleri.. ,, —— — : Tbrakii : a H: zır olz emrini verdi. İbrahim paşanir orduları esasen bu emre intizar edi- yorlardı. Elçi daha kumandanın çadır:ra varmadan, kendisini — istikbal eden paşalara, ağalara — «Harbe hazırla- Yan» deyip geçiyordu. Binaenaleya İherkes yarı hazırlanmış vaziyette hek İ € a iyordu. Nitekim İbrahim paşanın|- emri sadır olduğu zaman paşanın hayretini mucip olacak derecede beş dakika geçmeden çadırlar toplanlı hayvanlara yüklendi. kocaman ordu| * harekete geçti. Ordu ayni günde yal dirim süratiyle Korkmazın eyalı tine girdi. Şehirleri, köyleri Sa, ekinleri yakmağa, taş ta: bırakmamağa başladı, Yağma bü'ü. siddetiyle devam ediyor, evlerde kıy metli ne bulunursa askerler tarafı an yağma ediliyor, kasalar kırı!ı maralar aliniyor, mağazalarda TUVAİ bile brrakılmıyordu. Nihayet İbrahim paşanm ordusu müstahkem bir tepe üzerine çadırla- Va Korkmaza ikinci bir alçi göndererek bütün - techizatı teslim olmasını bildirdi. Sultan M rad bütün tebaasinı sulha davet &ini, tebaas) arasında muhar odecek her hangi bir nifakı amansız tec: edeceği hakkında fermamı şahane sadir olduğunu ilâve etti. boş ye Bu sefer, İbnissuud, İbrahim paş yı memnun etmek gayesiyle kendi a- damlarından bir casas elçi olarak pa- şaya takdim etti. İbrahim paşa da Mezkür adamı elçi olarak gönderdi (Flçi paşamın söylemiş olduğu sözleri unutmamak için yolda yürürken ken- di kendine kekeliyerek aynen tekrar- lyordu. «— Halife yayu zemin 8 üncü sul- tan Murad han hazretleri kulları $- » dalma veahdet ve muhabbet iyor.» üne vardığı zaman köy- lülerden Korkmazın karargühını öğ- rendi ve vakit kaybetmeden Korkma gan iltica etm'ş olduğu Zorgeçilir dağ ların yollarını tuttu. Mezkür dağ, ların tepelerini aşmak için oldukça |müşkülüt çekti, Fakat nihayet Kork-. müaz ile karşı karşıya geldi. Elçi tereddüd etmeden İbrahim Paşaın söyled.klerin; tebliğ gti Fa- cex* döğül Yaoğsı) MDETSKiZ Yalnız dikkat et, ilâveler Ş , |istemiyorum. p n m hazretleri emir Fahred- — Paşa hazretleri müsaade bu-| İ TU lattıktan sonra aynen şunları söy- i (ANADOLU) eç , | ÇİMDİKLER | Paraya dair Ona dalr her mevsuup içinde, iş-. tahlarımız Üç Bir mMâz, ne Bi? gıcıklıyarak bir an $ andiran ne daya bir cazibe var değil- Para çıkmadan önce, insanl niyat ve mübadele memleketle. inde hâlâ ve h atıcı, bir deme p aei tatmin 'dü ve etmeke Fakat yak- ta ki, para hazretleri dana çıktı ve servet teraküm — ettirmek itiyadı buşladı; dünyanın du rahat ve huz- ru kayboldu. Asrımızın, her şeyi lea edön Ve hâki ti bütün kıymat lerin fevkinde olatak paraya veren ra ve müzke altir letleri bile uyn çikarıyor. Para:; aBi, efbette Muhterem ve muhteşen rinin girdiği Yü hal evinde, ense y A man, insanları bi fir ve hepsi de mustariptir. Parasızlığın mikrop gibi içine gir çatı, birkaç rüzgârla yıkılap £ diyor. Para $le insanlar, ehramda esirler istikdamedemFravtnleri bile geçiyor. Rasmen insan tlenreti kalkmıştı amma, para ile vücudlar alınıp satıl nakta, sevdaların karşılıkhı olaray çiçek açıp ta buluşamadıkları yerler de, para hazretleri istediğini yap- maktadır. Napolyon Bonupart, «Harbı üç & kazanır - diyor önciaj para, ikincisi para, Üçünel- SÜ para.. Buna mukabil diyebi — Harbi üç şey kay İ para, ikineisi para, üçüncüsü de para! Varlığında bu kadar azim kud etler taşıyan para hazretleri, mil- mlarca insanı yakalayıp kuyrü ga takmış, durmadan — sürüklemek ted'r. Parasız evlere melekler girmi- vor artıl » ynamıyorsa, parası” ilde yerinden kım? danmıyor. ÇİMDİ K ——— ' 6000>»>——— Ruzvelt Vaziyetin fenalaşma: dığı kanantindedir Campobello adası, 15 (ALA.) Ağmerika reisieumhuru Ruzvelt, ge- zetecilere ya beyanatta seyahat etmekte olduğu Tuseulana kruvazö- ründe entemmasyonal vaz yetten muh- tayaman haberdâr edildiğini söyle- İmiş ve bu vaziyetin iki haftâdanberi |daha ziyade fenalaşmadığı kanastin har eylemiştir. —-Dr, Çahit Tuner Sinir hastalıkları mütehassısı Her gün sast üçten sonra Şaralı| sokak No.19 da hasta kabulüne başlamıştır. Tel: 3569 kat Korkmaz, bayatını kurtarmak i- gin zalim bir paşanın hizmetine gir-. mekten çekinmeyen bu adama nefret dolu bir nazar fırlattı: — Köpek, önümden defol git ve paşaya söyle ki, silâhlar eller n yaradılmıştır. Silâh teslim edecek b tek nöfer'm bile yoktur.. Git paşanla berabur cehennem ol.. — Devam edecek — Plâsmanlar yon lira nin tetkikine arzedilmiştir. Bilânçoya göre, diğer iktısadi Ekim ve istihsal sahası daha çok ziraj sahadaki müsbet faaliyetiyle Bankanın 938 senesi aktif ye künu 937 yılına göre 10.400.156 lirs fazlasiyle 142.297.029 Jliradır. Bu yekünun 72 milyon lirası, yani yüz- de 50.79 u zirai plâsmanlara, 21.800 milyon Krası, yani, yüzde 15.32 ti- zari plâsmanlara; 36.500.000 lirası, yani yüzde 25.70 i mevcutlara ve mali plâsmanlara; 4.500.000 lirası 'ani 3.18 i menkul ve gayri vllere 7.200.000 lirası, yani yüzde mühtelif hesaplara taal- öre çiftçinin teakilâtlandırılması yı andaki enlişmalar maksadı daha b tadbirlerin alınmış Biyle, bu sene armistir Kooperatifler Kredi kooperatiflerini, satış koo- seratifleriyle tamamlamak gayesi alayısiyle, koaperatifi vücud sulmuş veya bulabilecek mintaka- arda kredi koopetatiferi kürulmuş e,mevcutlara ortak olmak istiyen sre fzami kolaylıklar gösterilmiş- iz; Köoperâtiflerin 938 yılında or- larına 7 len müdevver mikdarla 2.7 milyon liraya çıkmış ve sene de 10.5 milyon lira matlüp kay- ledilerek 1939 yılma 12.5 milyonl ra bakiye deyredilmiştir. Kooperatiflerin iyat sermaye-, i de geçen seneye göre 220 bin İi- a fazlalaşarak 1,531.000 liraya ba- iğ olmuştur. — Karadeniz sahillerinin mısır meselesi yesindekesif bir nüfyse küt- rındıran Karadeniz sahili Pa- in ziraate elverişli arazinin lörtte üçü fındık yetiştirmekte ve wçak dörtte birinde hububat alına- ilmektedir. Bu itibarla yemeklik stihsali yemeğin azami 4 - 5 aybık htiyacına tekabül — edebilmekte yalkın yemeklik ve tohumluğu di er istihsal sahalarımızdan -temin hunmaktadır. Dört sene evvel sark rilâyetlerine seyahatlerinde bu vazi: eti gören Milli Şefimiz İnönü, bal n ihtiyacını temin ederken muhte irler elinde kaldığını ve iki mi: fiyatına satın almak zaruretine düş *üğünü tesbit ederek, by çevrenin mısır ihtiyacının Ziraat Bankası va- sıtasiyle temin edilmesini emretmiş ği İ Bunun e — faaliyete geçen Banka bu vazifeyi büyük bir itina ve hassasiyetle tahakkuk ettirmiye çalışmış ve o tarihtenberi her sene balka ihtiyacı olan mısırı bedeli fın- dik satıslağından sonra ödenmek gek. liyle min eylemi Köylünün sıhhali ve ziraf mah- İaüillerin hâşerattan muhafazası gibi amellerle uzüun zamandanberi sat:sı İderuhte olunan kükurt. kinin, göz en müs Jâh edilmiş tohumluk buğday teyzii, işleri de inzimam eylemiştir. nın sermayesi Banka kanunu ile yüz milyon !! ra olarak tesbit edilmiş olan serma- yesinin tahsil edilmiş kısmı 32975 milyon İiraya baliğ olmuştur. Her yıl hazinece büdce tahsisat kanunur yüzede yarımı nisbetinde verilen tah- sisattan 1928 senesine ait olan 1.231,000 lira da b usene içinde ser- mayeye inzimam edecektir. Banka- Ziraat bankasının son bir yılı Bankanın safi kârı 1,820,783 liradır «| — Ankara — Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası 50 inci hesap yılı -|olan 1938 senesine ait bilânçosunu ziraat hayatındaki büyük kalkınma, 1938 içinde de devam etmiştir, -|13.477 milyon için 72 mil- ayrıldı tanzim ve umumi murakabe heyeti- sahalarda olduğu gibi memleketin| genişlemiş ve bu hâdise, Bankanın beraber inkişaf etmiştir. a vaki mevduat yekünu süratle ka- sarmaktadır. Tasarruf depoları ge- çen seneye nazaran 4.305 lira alelâ- de mevduat da — 2.240 milyon liral artmış ve umum mevduat miktarı 90 milyon liraya ulaşmış bulunmak- tadır. Bankanın esae maksadı olan zirai kredilerin yanında Banka mevdua- tının tenmiyesi gayesiyle tüccarlar| muamelâtı da mevduatın çoğalran- 1 nisbetinde inkisaf etmektedir. Ticari muamelât 1935 yıl, Tirasına — mukabil 21.877 milyon liraya baliğ olmuştur. Bu meblâğden: 650 milyonu senetler cüzdanı « avanslar horclu. hesabıcartler İstirakler Sair muhtelif borç- “ular taekil hmektedir. Banka hizmetleri 4 4 ' 5 9 1 « « 1938 yılında göstermiştir. Cek satışı, havale vesikalı, vesikasız net tahsili, hazine ve devlet daire riyle diğer resmi d Ja mühim inkişaflar lerin vezn- Jarlığı işleri çok yüksek bir hacira-|? dedir. 16 Ağustos 1939 Çarşamba Japonya blöf mü yapıyor? Lucien Romier Japonyanın Berlin ve Roma bü- yük elçileri, atesemiliterleriyle bir- Hkte, Come gölü üzerindeki Este villâsında buluşmuşlardır. Oradan, iapon donanma ve ordu erkâniyle müzakere halinde olan Tokyo hükü- metine, japonyanın Alman - İtalyan eskeri ittifakma üçüncü bir devlet olarak iştirakini teklif aden bir pro- je göndermiş oldukları anlaşılıyor. Hiç şüphesiz bu, Tokyo hüküme- haftaya kadar Avrupaya gelecek ve Romaya uğramadan ev- vel Nürenberg kongresine gidecek olan büyük japon heyetine verilecek talimatı zamanında tamamlaması için yapılmıştır. Daha geniş malümat sahibi olun. caya kadar mihverin, iki japon elçi- sinden tam bir müzaheret gören sıkı gayretleri ve Tokyo hükümetinla alacağı bir karar karşıdında bulundu- ğümuzu söyliyebiliriz. Henüz bir imza karşısında bulunmuyoruz. Mibverin bu işteki menfaati bü yük izahlara hacet göstermez, Al- manya için japonya bilhassa uzak şarkta mühim miktarda Sovyet kuv- vetlerini hareketsiz bırakacaktır. İtal ya için, japonyanın muhtemel! bir iş- tiraki, İngiliz filolarını garp denizin- den uzakta tutacak ve icabında Hint Okyanusundan Habeşistanı ravıta» ye edecek birinci sınıl bir bahri yare dim teşkil edecektir. Söylemeğe hacet yoktur ki İtal- yan ve Alman halkının maneviyatı Üzerinde tesir yapmmak — her şeyden evvel arzu edilen bir cihettir. Japonya tarafından iş daha çapı raşıktır. Tokyonun resmi tezi daima ja- ponyanın doğrudan doğruya Avrur flarına karışmaması merke di. Bu Uzak şark sinfiracılık Bankanın 1938 şenesi kârı geçen seneden . 14044,000.lira - fazlasiyle! 1.820.783 liradır. Banka mütluha- dan'raöhim Lit kistznın G0 n Fo 3- far taksitlendirilmiş” zirat ikratlar| veşkil ettiğini nazarı dikkate alınırsa stihsal edilen neticenin chemmiyeti aha bariz bir şekilde tebarüz eder. Ziraj faizler Mesaisini Türk köylüsünün yük. velmesine hasretmiş olan Ziraat Ban kası her vakit ve imkândan istifade e köylünün yükünü hafifletmiye çalışmaktadır. 1938 senesi zarfında- i tedkiklerin vermiş olduğu hayırlı yeticeler zikre şayandır. Filhakika 38 sene içinde ziraf krediyi genişlet- nek ve ucuzlatmak hususundaki sraştırmalar müsbet neticelerini ver. iştir. Şimdiye kadar kredi ve satış kooperatiflerine ©© 7.5 faizle açıl- nakta olan kısa vadeli kredilerin faizi Te 5.25 e ve Bankanın müstalı- sile doğrudan doğruya açtığı ve var deleri heş seneye kadar olan orta vâ- delilerle daha uzun vadelilerin faiz-. 8,5 dan 6 ya tenzile imkân | hasıl olmustur. Köylünün zirai âletler, çift hay-| anları ve sair zirai malzeme tedari-| 'yatla tevzi ve te-| ına bu sene pamuk tahumu ve 1e-İ, ki hususunda da Banka müstahsile zami yardım yapmaktadır. Sütlerini değerinden eksik Fiyacla toptancılara vermiye mecbur olma-| malarını temin için koyunculara ve- rilmekte olan kredilerin büyük baş| yvanlara da tesmili imkân ve ços| eleri aranmaktadır. Bütün bu hâdiseler, bu en eski mHİ mücrsesemizin gerefli vazifesi- affakıyetle dev. ir. Ziraat Ban| kasının manevi şahsiyetinde bu mem ketin mayası olan Türk cifi a refah seviyesi miyarını bularak, bu misbet galışmanın gittikce verimli- laşmesini temenni eder, bize bu ka- dar güzel bir iş bilânçosu getire hankayı tebrik ederiz. —Operatöre- ınin Amerikanin infiracılığını tesvi için mahir bir usul olduğuna şüph. yoktur. Bununla beraber bu siyaset sokak japonyalısının ve imparatorun aklı başında müşavirlerinin tabif te- mayüllerine de mutabık düşmekte dir, Askeri üÜrmeranın — emperyalist tarsları, Mançukoda ve Çinde işgal ordularına kumanda eden zabit kad- volarının gurür ve serkeşlikleri, ja- von kurmayiyle mihver kurmayları sraşında teeaslis etmiş alan tesaniid Tokyo politikacılarının ihtiyatkârlı- Sin) yenecek midir? Britanya - diplama: ile japon diplomasisi arasında Tiyen-Cin me- selesi hakkında müzakereler başlıya- hdanberi bu müzakerel, uğratmak için Ber türl amete lü propagan- da ve tazyik usulleri tecrülbe edilmiş- tir. B. Alferinin yardımiyle 'B. Gö- bels bile dahn iyisini bulamazdı. Biz- Zat japonyada «düşman» karşı köşe başlarında üzere bir sürü işsiz küçük politikacır lar harekele geçirildi. Çinde, halkı bağırtmak kolaydır; — Totalitey cö- mertliği ile İagiliz hodbinliği arasın” da hakem farzedilen biçare Çinli küt İcler ayaklandırıldı. Japon hükümeti, organize edi- mis nümavislerin tazyikine dayana” Taryarak ittifak pronsibini kabul ader se, taahhüdlerivle maruz bulunanar fa tehlikeleri ölemeye çalışacaktır. Fazla taahhüd altına girerse, ihtiyar ci olana ve kazanabileceği seylzre eöre japonyanın işten zararlı çıkacar & muhrkkaktır. İngilize nâra atmak Sümerbank yerli mallar Pasâr yında ucuz fiatle satılmaktadır. BAA ALU, F :—.kteryoffı-_v A. Kemal Tonay Bulaşıcı, salgın — hastalıklar Cevdet Mustafa GÖNENDEN Mem'eket hastanesi baştakibi 2 inci Beyler sokak furun karşısı 'Na. 25 mütehasısı (Verem ve saire ) Bosmahane polis karakolu v nında 747 Telnfrm> 4118

Bu sayıdan diğer sayfalar: