27 Ağustos 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

27 Ağustos 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

( iraz da Gülelim; — Evlenmenin insana bir çok fedakârlıklar yüklediğini tabif bilirsin. Meselâ karı koca olduğumuz zaman senin her gün yemek yapmak icap edecek. Tabit... Fukat sen de onları yiye ceksin. Teşhis Doktor hastayı iyice muayene et- tikten sonra : — Merak edilecek bir şey yok,| $ dedi. Kalbiniz sağlam, yetmiş yaşı- na kadar yaşarsınız. — Fakat doktar ben zaten yetmiş| yaşındayım. — Gördünüz mü tahminimde ne kadar isabet var. Büyükadada bir pansiyonda pe- Aradan bir kaç gün geçtikten sonra söylenip şin para ile yer bulmuştu. durüyordu. — Bir gün bana burasını tavsiye| etmişlerdi. Ne mendebur yere düş-| tüm, Böyle pansiyon mu olur? Pansiyonun diğer bir odasında o- turan arkadaşı güldü: le amma, bu pansiyonun iyi bir tarafı da var. — Allah allah, nedir 0? — İnsan bu pansiyonda yemek yerse yemekten sonra denize girme- sinin -sıhhi hiç bir mahzuru yok. 4xc00322——— - Fransız fıkrası — Zevcenizin sesi kısılmış. Dün dağ gezintisine çıktığımız zaman ü- sütmüş olacak. layır, üşütmekten filân değil. — Ye neden? — Kayalıklar aksiseda yapıyordu. Son söz bende kalsın diye ısrar etti. Sayfiye Kadın kocasının yanına sokuldu: — Kocacığım, dedi, sen çok çalı- S çini çekti: im amma.. — Aması ne?> İmkânı yok. sürü borçlarımı Ödememiş bir ünmem İâzım — İyiya iştel. Buları köyde sak ve dinlenmiş bir kafa ile düşünür- sün. —n— Küçük' otomob'l Bizim foto Alinin şimdikinden evvelki küçük otomobil müsveddesi ni şehirde bilmiyen hemen yok deni- lebilir. Ali bu otomobili yeni aldığı sıralarda bir arkadaşımı gezmeğe da- tet etti. — Gel seninle şöyle Taksime ka- da rçikarm, İki arkadaş arabaya güç belâ gir- di ve hareket edildi. Bir müddet son- ra davetli sordu: —Taksime geldik mi? — Çoktan, geçtik bile... Ozsman beyden geçiyoruz. — Peki ama, ben otomobilin iki tarafında uzun bir duvardan başka bir şey görmüyorum Ali güldü: — O duvar değil, kaldırımların kenarı! Şimdi ecekkkr> Kadın — Şu güzel manzara, nefis hava, sıcak güneş, sana bir şeyler hatıtlatmıyor mu?. Erkek — Hatırlatıyor... Askerliği mi ve manevraları. — Frans: İrade kuvveti suru ayaş olmasıdır. Meyhanin ö - ünden geçerken durakladı, tered - id etti ve nihayet karar vererek üdü ve meyhaneyi geçti. İki adım kadar ötede tekrar dur Ju, kendi kendine söylendi: — Bravo bana.. imde dur - lum, Şimdi mükâfatan bir kaç ka- leh atmağı hak ettim ya.. ö Tasarruf Hasis adam, oğluna: — Müarif haylaz, söz dinlemez ONT oei TAĞK İ Çocüuk şaşırdı: — Ne yapayım ben anneciğim? Kadın hiddetle cevap verdi: — Daha ne yapacaksın? Üstelik utanmadan €ne yaptım?> da diyor- sun. Ben sana «merdivenleri ikişer ikişer çık. Ayakkabıların böyle ya - parsan bir misli daha dayanır» de- medim mi?> —— 040—— Ortaklaşa mal Vaziyetleri iyi olmadığı için yal- niz başlarına hayvan tedarik edemi- yeceklerini, üç köylü bir olup ortak- laşa bir eşek satın aldılar. Her gün birisi kullanıyor ve besliyor, arala - rında hiç ihtilâf çıkmıyordu. Bir eşeği, ortaklardan birinin ço- cuğu alarak komşuya tarlaya git - mek üzere yola çıkmıştı. Yarı yolda hayvan durdu ve bir daba ne ilerledi ne de geriledi. Çocuk bir müddet uğraştıktan sonra başa çıkamıyacağını anlayın- ca eşeği bir ağaca bağlıyarak koşa koşa babasının yanına — giderek vaziyeti anlattı. Babası kızdı: — Sopan yok mu? Onun ne işe aradığını bilmiyor musun? ? — Biliyorum baba. Fakat senden bir şey öğrenmek istedim. — Nedir) — Eşeğin ne tarafı bizim? Baş ta- rafı mı, gövdesşi mi, ayakları mı? — Neden soruyorsun? — Dayak atarken sopayı bizim ol- mıyan taraflara vuracağım da.. ——mc —— Yarısı — Bana muhakkak beş lira- ver- melisin, şerefimi kurtarmak için lâ- zam.. — Ver, ne yapayım ben de yarısı- n kurtarırım, Tezgâhtar, güzellikle pek alâkası olmıyan kadına dil döktü: — Bu pudrayı alınız bayan. Mar- len Ditrih bile bunu kullanıyor. Kadın yüzünü buruşturdu: — Geçen sefer bu sözünüze al- danmıştım. Fakat pudrayı sürdükten sonra yalan söylediğinizi anladım;|1870 harb; üzerine istnad etti: Marlene gene benzememii tim. | — İradesi kuvvetlidir, fakat bir ku-| ANADOLU) Yüzbuşı Lidel Hart Büyük Britan- yanın en büyük askeri münekkidle- rinden biridir. Senelerdenberi Tay- mis gazetesinin askeri-muharrirli yapar, Son zamanlarda e&l! müdafaasıs isimli bir de kitap yaz- miştir. — Fransızca Paris - Suardan aldığımız aşağıdaki makalesinde ise münekkid yeni harplerin esas mese- lelerini teki Büyük devletlerin erkânıharbi- yelerinde hâkim olan fikir, düşmana dalma ve çok kuvvetli bir surette ta- arruzla harp eden düşman kuvvetini imha etmek; düşür . Bu dev- letlerin orduları dalma büyü inde harekete hazırdır. He anların yeni nazariyeleri göz önünde tutularak bu cüzü tam- ar eski erkâmharplerin hayalinden bile geçmiye bir hareket kudrel! ve- rilmiştir. Almanyanın harp edebiyatı di k harbi» nazariyesinin etrafın lanmıştır. Birkaç sene evvel İtalyan ordusunun salâhiyet sahibi erkânı esiper harbinin» modası geç- lemişlerdi; Zira: «Tankla- rın ve harp arabalarının ilk taarruzu düşman siperlerini taramar edecek ve düşman kıtalarını açıkça harbe iebar edecektir, Bu vasıtalar sayesin- de ileriye hareket eden ordular o ka- harekâtı ihtimal ki bu fikirde bulu-;) lyan erkânıharplerini sukutu le uğratmıştır. Fakat askeri cü- mlar maziye nazaran daha sü- ratle hareket edebilmişler ve birçok ileri de hiçe — saymışlardır. Bu Tını kabul — etmek lâzimgelir. a harbi deyam ederken neş- rolunan Sovyet sefer| hizmet talimat- namesinde şu madde vardır: «Sovyet ardusunun herhangi bir harpte va: fi ti bir zaler istihsa düşman ordusunu tamaı mek olacaktır. Düşmana mevzilerin. nin bütün imtidadınca ve bütün de- rinliğince hücum etmek gerektir. On- dan sonra düşman çember içerisine nır ve imha edilir. Bugünün harp sıtaları düşmanın bütün harp cep- hesi boyunca ayni zamanda mağlüp edilmesine müsaiddir.» 1914 te Rus merdanes; bügün için motörlü bir çığ olmuştur. Taarruaz lehindeki fikirler o kadar vazıhtır ki müdafaa etmek için uzun söze ihtiyaç yoktur. Taamrruz fikrinin en kuvvetli müdafaası tek cümle İçe- risinde yapılabilir. Rir düşman mev- zii — ancak taarruzla Istilâ olunur veya ancak taarruz karşısım- da teslim olur. Bir harp, kelimenin tam manasiyle ancak taarruzla kaza- nılabil onra — taarruzun milletin psikolojisi üzerinde çok iyi tesirleri vardır. Taarruz hem ordunun hem de milletin maneviyatmı besler. Bununla beraber taarruz bir ordu- yu en ziyade yoran ve yıpratan harp şeklidir. Ordular, milletler taarruz harplerinden sonra zayıflar. Son harpler, hiç muvaffak olama- mış, ve bir dereceye kadar muüvaffak olmuş taarruzların bize birçok mi- saller'ni vermiştir. Yalnız bu taarruz ların hepsinde taarruz eden ordu mü. dafaa eden orduya nazaran silâh ve maddi vesait bakımından çok kuv- vetlidir. Veyahüt müdafaa eden or- duda ruhi bir panik vardır. Bir taar- ruz muvaffak olmak için müdafaa | şarak müşerek emniyet sistemler; ku- |tutmak düşman mi edenlerin 8 misli kuvvete muhtaçtır. Müdafaa için müdafaa fikrine mu- halif olan askerler, müdafaa sistemi aleyhindeki — mücerred - delillerini der. müdafaa harple- Onlar için bu harp Ve İseferberlikte rinin bir işe yaramadığına kat'i bit |delildir. Bu münekkidlere göre Fran- sız askeri müdafaada kalmayıp taar- ruza geçseydi nefer, silâh, bilhassa iğneli tüfekler bakımından çok kuv- vetli olan Fransız ordusu 1870 har- bini zaferle bitirebilirdi. Bu fikir doğ ru bile olsa, bu delit müdafaa siste-| minin aleyhinde bulunmağa kâfi de- | gildir. Çünkü harp silâhları bu müd- det içerisinde o kadar t tir ki, yarım adır evvelki yanarak müdafan — sisteminin iflâs ettiği ileri sürülemez. İhtimal k; 1870 harbinde Fransanın mağlübiyeti mü- dafaa sistemini kabulden ileri gel- miştir. Fakat- — bugünlün müdafaası 1870 in müdafansı mıdır? 1870 si- lâhları ne 1914, ne de 1939 silâhla- rıdır. Buğünkü şerait dahilinde |harbin ilk günlerinde Prat gilterenin taarruzi bir harp takip etmesi bir delilik olur. Çok ba- İsit bir hesap bunu ispat eder. Çünkü İngiltere ve Fransa, Almanyanın 120 fırkasına ve İtalya ile müştereken hareket ettikleri hal-| de İtalya ve Almanyanın 210 fırka-| sına karşı ancak 60-70 fırka sefer- |ber edebilirler. Mehareti de, liyaka- İti de ne olursa olaun hiçbir kumandan bu kadar gayri müsaid şerait alında harp cephesinin hiç bir noktasında |harekât icrası için lâzim gelen aded İfaikiyetini temin edemez. 1/8 nisbetj İancak hayalen 3/1 olarak görülebi- ihr. Böyle bir hesap içerisinde taar- ruz hareketi yapmak bir felâket olur. Hatta Rusya, Lehistan vs Romanya dahi kuvvetlerini Fransa ve İngilte- re ile beraber terazinin ayni gözüne |koysalar, garptaki Alman kuvvetle- İrinin bir Fransız ve İngiliz taarruzu- na müsaid olacak miktara indirme- leri çok şüphesizdir. Şimdi bir de Almanların şarktan taarruza karar vermeleri ihtimali- ni düşünelim ve bu takdirde İngiltere ve Fransanın şarktaki müttefikleri üzerine olan Alman tazyikini azal- tabilmek için neler yapabileceklerini tetkik edelim. Bu takdirde ingiltere, Frasanın müttefikleri bu devletleri garp cephesinde derhal taarruza geç mek için siyaseten tazyik edecekler- (dir. | İngiltere müşterek emniyetini par- ça parça temi nedebilmiştir. İşte bazı devletlere garanti verorek bir taraflı İpaktlarla kalmış ve ancak bu şekilde sağlam bir tabiye sistemine erişebil- İmiştir. İngiltere eskiden şartlar ko- rabiliyordu. Bügün koşulan şartları kabul ederek müdafaayı düşünüyor. İngiltere şarkta dahi kolay kolay bir taarruz harbine — girişemez. Vakia şark sahasında taarruz İngiltere ve Yeni Harpler Simdiki halde müdafaa sis- temi en iyi taarruzdur Harp uzun sürerse, totaliter milletler öz yurdlarını müda- faa etmek için değil, başka milletlerin topraklarını istilâ için öldüklerini anlıyacaklar ve harpten soğuyacaklardır İng'liz harp gemileri kolaydır. Çünkü burada — cephenlif uzunluğu yüzünden Alman merdü” nesinin şümüllü bir taarruz yapmasi kolay değildir. Cephe her noktad ayni kuvvetle müdafaa edilemez, tâ* biye ve sevkülceyş maharetleri bi cephe üzerinde işe yarar, Fakat bü cephede taarruz edebilecek bir kut” veti İngiltere garp cephesinden aXi rabilir? Halbuki harbin ilk günle” rinde noksan kuvvetlerli cak herhangi bir taarruz büyük Ğ?;İİUV? atla tardedilebilir. Umumi bir müdafaa sistemi takif etmek suretiyle zayiat asgari hadd' indirilirse arasıra sarsma taarruz! yapmak imkân tahtına girer. Bu neticelere şu suretle vâsıl olf nabilir. A) b senkanlasiytyk ll mütemerkiz kuvvetli ateş ultinda rakarak müayyen — noktalara hazırlanmış mevzü taarruzlar J3f mak. B) Düşmanin muvasala yollarıf mühimmat merkezlerine mütevi sarsma taarruzları yapmak, (bü arruzlar şedid topçu ateşleri ve #7 yare bombardımanları ile yapılıf C) Bahri kuvvetlerden istifade rek düşmanı teerid etmek. Di nın, küvvetlerinin takviye .dımiî;', ceği noktalara ihraç hareketi mak, D) Düşman toprakları içel ib umumi hayatı sektedar edecek d:u" den ve havadan müşterek hücül da bulunmak, t Şu noktayı muhakkak olarsk önünden uzak tutmak gerektir- dafaa, düşman memleketleriniü & ve manevi kuvveti üzerine te' dilmiş psikolojik bir taarruzdUr. Ya güntin harbinde profeayonel OÜN rın yerine bütün millet kaim kuj tur. Onun için — harp eden mil g uğrunda harp ettikleri gayelefi? | - ru ve meşru olduğuna kani olmt terler. Millet, muntazam ) dar disiplinli taarruz harbilt , seve sevketmek kolaydır. F* zun ve yıpratıcı bir mücadele Ülkülerin yardımı olmadan bilmek çok güçlür. Harp uzun ederse totaliter milletler, ÖZ Y rını istilâ için öldüklerini #D? lar ve harpten soğuyarakla! buki harp sulh cenhesinin tAATİ tler reketile başlarsa o vakit Dü Ü paşlk yurdlarını korumak için çan ; gacaklardır. mik ";'İfîm,.——.-_ taarruz harbi ı""',;uml letlere karşı nııdnlnîînh;: aııl;: ::,_ n ş ; harp #7 Gie afa uğratır, İhtimal ki ,,_"ıf da bazı yerlerde coği î.fı" l6 zünden etanrruz en iyi MÜ Fakat heyeti UM! » harpte «müdafan *? Fransa için garpta taarruzdan daha ruzdur.»>

Bu sayıdan diğer sayfalar: