27 Ağustos 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7

27 Ağustos 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(ANADOLU) T (SAHIFE 7) Denizli' de D —. drlşean Mes eıener Bira h]ç gelmemış Fransız Filozoflarından Alfred Foui ÜrEmeLE Üt V D lee'nin bazı düşünceleri (Akhisar, mamur bir ka- Orta tedrisat program- saba haline geliyor ları hakkında Bütün muallimler için felsefi bir kültürün zarureti Yazan: Rahmi Balaban u *-'İm vi Manisada Çingeneler, biribir- lerine girdiler Ucuzladığı günden- beri Denizli biradan mahrumdur Denizli meb'usları intihap dairesinde geziye çıktılar Tatil devresini şehrimizde geçir- mekte olan vilâyetimiz mebusları Manisa, (Hususi) — Bağlarda|goktor Hamdi Berkman, doktor Kâ çalışılmak üzere şehrimize gelen çin-/zım Samanlı, Yusuf Başkaya, Fahri geneler Gediz kenarındaki çadırların | / Tahir Birkay inti- da kavge 3_1 tut şuşlardır. - Arala- bulunan bütün ka- rında iki ölü; bir çok yaralılar var ve köyleri dolaşmak, ve dır riyle konuşmak üzere ter > eyledikleri seyahate bugün baş- |lamışlardır. İki çingene öldü, bir çok yaralı var Belediyenin 300 bin liralık istikraz ile yeni inşaat vapılacak Manisa Heyeti: Otuz a narda ve amki bütün bu müddet süre- birliğin büyük. vasılası, filozofidir. | since, f ozoflar, bu hali prot Fehciler ve edebiyatçılar, Tiya'derek ile netice başkalarının fikirlerine karşı müsa-|lenec imahâkâr değildirler. Bunlar zıt fi- kizleirfi derin ve müşterek sebepleri- ni kavrığamazlar. Zira bu sebeb, ru-|M hu beşerin derinliklerine dalmış olup|mes. hariciâlem -ile veya sosyete ile esaslı|ti. şustos z AF merasimde *,. unmak üzere vilâyet umumi meclisi azasından Hilmi Ba lan Safure Ka- si namına orta &to e-| D Mebuslarımız müntehiplerinin di- lek ve ihtiyaçlarını bizzat dinliyecek. lerdir. den söylediler. Ma- meseleleri ıki filozo Dumlupınara gidecek heyet: m gelen (e gin seçildi. Zafer bayramindan ev.| - 30 ağustos zafer bayramında Dum ma vermekte v irlanan münasebetlerinde — tezahür — eder. Fenciler, şu iki haldedirler: Ya hiç inanmamak veya körcesi- de inanmak. Ya lâkayıt kalmak veya müsamahasızlık. Zevahirin - ötes halekırda' hararetli arama, - samir bir fikir içinde bir hakikat parçası| istikbal i bulunduğuna inanma: İşte filozofik zihniyetin bariz vasfı budur. Bunsuz insanlar arasında rasyoncl hakiki bir bağ asla olamaz. Kendi doktorinine zıd olan doktorini -Bu ona - yanlış ve hatta gayri ahlâkt görünse bile- anlamıyan bir filozof, ipso fucto, fi- lozofluk ile alâkasını kesmiş demek. tir. Bu durum müsbet ve kati bilgi karşısında fenciye yakışır ama filo- zofa değil. Şüphesiz hiç bir fende, felsefe ka- dar hararetli münakaşa edilmez. -bel- ki din meselelerinde de edilir- fakat hiç bir yerde de, felsefedeki kadar karşılıklı anlaşılmaz; karşılıklı mü- samaha edilmez, karşılıklı hürmet| vez, Züza İlogolik zihmiyetin e-i sası; her fikrin derinliğine inerek insani orijini ve evrensel kıymetir? kavrıyabilmektir. Münakaşadan son Ta barışma: İşte bu felsefenin tâ ken- disidir. Zira felsefenin mevzuu, rı hu beşerin ve evrensel hakikatin â meselesidir. Felsefe, birlik ve kar tılıklı sevgi ile nihayetlenir. Hürri- Yet ve tesanüt prensiplerini, bilâhare hayatta da muhafaza etmelerini ve â“î—l(maınnm gençliğe ilham etmeli- ir. Bazı noktalarda filozoflar da mevcud olan lerek gösterilmektedir. Ve Tuhu beşerin mahiyetine ait olan bu karanlık meseleler üstünde, eğer ta- Tihçiler, edebiyatçılar, fenciler ol Muş olsaydı filozoflardan daha az anlaşabilirlerdi. Çünkü onların bu Meseleler hakkında ne metodik bil- ileri, ne de hal vasıtaları vardır. le olunca, edebiyat, tarih, fen Vasıtasiyle ahlâkt ve içtimai terbiye Sok daha ziyada ihtilâflı olurdu. Ha- Yâat ve cemiyete ait büyük meselele- Tin zenbereği felsefedir. « Filozofların, üzerinde ittifak et- tikleri meseleler, zannolunluğundan ha çoktur. Henüz ittifak edilemi- Yenlerde ise bu ittifakı yapacak ta- Tihçiler, edebiyatçılar değildir. Teo- Jiyenlerin kör inanı ile filozofların Ahlâkçıların, içtimaiyatçıların ara Tnasi arasında bir orta yoktur. İman, mııkçe azalıyorsa bunun yerine an- rasyonel inan kaim olabilir. Pas- İA göyle dedi: «İyi düşünmeğe ça-| “şalım, İşte ahlâkın birinci prensibi.» Hülâsa, madamki edebiyatçılar, anımızın ahlâkt ve içtimat me- lelerine yabancı kalarak ince bir Sdebiyatın tefarrüat noktalarına dal- Takla L Tarihçiler tarihte ahlâklaştırıcı şey €tden ziyade ahlâksızlaştırıcı hâdi- ler bulmakla. 4 Fenciler, kendi husust fenlerin- €n ötesini görmiyerek hirfet ada- a olarak kaldılar. Ve bir çeyrek &- ünberi böyle gidiyor. . lologlar, gramerciler, edebiyat- Tik ar, edel ünekkitler Sciler, fizikciler, k fatcılar, bütün h matema- yacılar, tabii etlerine ve Bötili bozdular. Siyantifik İ Vİ böcüremediler, arasın-| ihtilâf, ifrat derece|" -İzevk ve zihniyetten mahrum ise; ne talebeyi cezbetmekte ve licenap ve aşil ümitlerle dolu hislere alıştırmaktadır. Madamki filo; ne dersleridir bu tak dirde * 4 yeni”bir veçl mek gerektir. Bu veçhe, felsi haysyet le ahlâki ve çtmai olmaldı- Şu sırada mkteplerimizden (yurd- culuk ve medeniyet —civigue) dersi de dinlenmektedir. Bu durumdan is- ifade ile, anti demokratik lerle mücadele için, her türlü imti han ve namzedlerde ahlâki ve içtimai felsefe arıyalım; haki ve sivik esası tedrisat b iyasi parti, ahlâk tedi tem demokra versiteye de girmesine itiraz et Yavaş yavaş bu çapta adamlar ha - zırlamak için, edebiyat, tarih ve fen lisana ve ağreçasyonlarında Filozo- Tixe aü ham manmezilmeldir. Mükemrnel bir paleograf hayvanatçının mutlaka mükemmel vir hoca olması icap etmez. Fakat bi na xvııukl farzediniz k Abta ğ ,apmıeıı .t veya şolyesini at okutma- esyonel tarihçi ve tabiiyatçıdan | cok daha iyi okutur. Mevzua hâkim Mevzua: Birlik, sadelik, umu - milik, bilhassa (küçük çok üstünde olan sah âni vüksek his BPütün bi talebenin ağ mevzua T hâdiseler) in e fikirleri folsefe 1 a ve getirebilir. caları heyecanını, çekbiir. Bir hoco, Ffelsefi kadar âlim olursa olsun, nakıs bir profesör ve mürebbi demektir. Eğer tedrisatta ciddi ıslâhat isteniliyorsa pedagojinin ilk tatbik edilecek pren-| sibi işte budur. | Şimdi siz bana sorabilirsiniz: Ta- rih, gramer, edebiyat, fen hocaların- da görülen hatalardan, felsefe hoca- larında hiç yok mu? Ben bazı genç felsefe hocalarına da: Diyalektik veya metafizik ince- klere dalarak talebenin vasati se- esini bazan aşmaları — sebebiyle itablarda bulunmuşumdur, Bununla| seraber seviyeden yüksek olan bir felsefe dersinde, ruhları bir tehlike yoktur. Bunda, rakkamlarla dolu bir tarih dersinin, | İsimlerle yüklü bir coğrafya dersi- in, Pek âlimane bir gramer dersinin, Pek tarihi ve kritik bir. edebiyat dersinin, urcı vasfi yoktur. Fob gelen ehemmiyet veri lerek felsefe hocalarının ahlâki ve içtimat vazifelerinin ne kadar mü - him olduğu anlaşıldığı gün, felsefe talebeleri çoğalacak ve felsefe hoca- ları da bu çok ve mütenevvi talebe arasında onların seviyelerine daha uygun hareket edebileceklerdir. Bununla beraber ben diğer ün derslerin profesörlerinin bir de filo- zofi profesörü olmalarını istiyor de- | ğilim. Ben speyalistlerin her türlüsü- ne itimad edemiyorum, Hatta ruhi- yat, mantık, metafizik mütehassıs- — Devamı 8 inci sahifede — |bir çok ihtiyaçlarını karşılamak için -İiçinde de güzel bir (oturacak yerler vü, felsefel, *|Hemen her kahve ve evde radyonun İsesi i Akhisardan bir görünüş — Belediye,| n lira ile şehrin Akhisar, (Husus istikraz ettiği 300 £ faaliyete geçmiş bir haldedir | Muazzam bir bzlediye sarayı inşa edilecektir. Projeleri tasdik edilmek üzere Ankaraya günderilmiştir. — | Ayni zamanda modern bir mez- baha da vücude getirilecektir Belediye tarafı! Yeldeğirme ninde yapılan gezin şaşka park no inşa etti- k ışığı koltuklarlı idı rini ağaçlar a! n rilmiştir. Bol ele şemsiyeler, hasır el tirilm Bütün aileler & -| | ereyanı gece| z işlemekte, elektirik fabrika-| lâve edilen buz rikası da AkKIRAr'VE CiVar kaza VE Köylerin buz ihtiyactnı temin etmektedir. özler ve sulama a- baları ile mütemadiyen sulanmak- ta ve caddelerde tozdan eser görül memektedir. Parti binasının inşaatı sona ermiş- tir. Eelektirik tesisatı da ikmal edil mek üzeredir. Halkevi radyosu da faaliyet gec-| h dir. Kasabanın muh e hoparlor konarak halka muzik, konferans, haberli yetistirilecektir. Vilâyetimiz içinde Akhisar kadar radyosu bol kasaba mevcud deği ajans ildir. tilmektedir. Hava kurumu binası inşaatı ik- mal edilmiş ve kurum yeni binasına naklederek çalışmağa başlamıştır. Hummalı bir inşaat göze çarp - makta, her tarafta modern - binalar yükselmektedir. Tütün Tütün mahşulünün kırım ameliye- sine hummalı bir faaliyetle devam e- dilmekte, bir çok kısımlarda da kır-| * ma ameliyatına son Havaların müsai l verilmektedir. t gitmesi ekimin aZ: ğı ve nelisliği bu yıl tütün & ııı»da iyi neticeler alınacağı dilmektedir. İnl müdür olduğu halde tü Kn.md 'sında —rearmmaramamı Yeni kaymakam işe başladı Kuşadası, (Husust) — Yeni kay- makam B. Etem Yetkiner buraya ge- ip vazifesine başladı. Bir buçuk ay mezun bulunan mi deiumumt? Feyzi de gelmiştir mız jandarma kum başı Bay Hamdi r. N anlığına y edilmiştir Güneren Emrazı intaniye hastanesi lâ- buratuvar şefi Hastalarını Tilkilik Menzil $o- kak 15 No. da kabul e.îi-v. ——— renkli| | Plif | "|mak üzere bütün rmnı_rl.xr, cemiyet »| dir. gösterdiği| lı.ılvn rını dolaşarak idare! şekilde tütünlerin ihzar ve hi eket edeceklerdir. çelengi anı temin etmektedirler. da bırakmıştır. Meb' Yusların tetkikleri Aydın, Na zilli ve havalisinde halkın Tetkik gezisi yapan mebuslarımız | Aydın, (H üsi) — Vilâyetimiz t _hı bi rhalde : geçen iderek a temaslara iı.ı»;l,rlı' l ftada diğer ka - gideceklerini bildir. rini yaz Za ve nahiy m'ştik. Mobuslarımızdan Nuri Göktepe , mümt ak ve doktor Ş: ner dün sabah Söke treniyl ve kir Şe- şehrimi Ze gelmişler ve bura: iltihak eden BB. tem Mend trenle Mebu hükü; dilerine Menderes | dan kı azilliye gitmişlerc Nazillide eti, belediyeyi, p öğleden sonra da öğleden parti ve hi basma fabrika gezdikten ve b r tetkika Üç buçuk saat unduktan di Hal lonunda başta Nazilli kaymakamı o nra rişle x'ıl T de toplan- m ol f dilekler üzerind lardır. Orta mekteb binası | meselesi, umumi zilli halkının dadır. Bazı kanun m de de mülâhazalar ve mütalealar yü b ne toplu bir halde Karacasuya hareket edece İncir meselesi: arda yaptık- cir mü nuna uygun yet mak mina mani rek Mebh tırmıştır. dir. Ara addeleri üzerin İCŞD tediliyor. I;ım.ı, in yüz hayyepal, kabçeşine, .rıdıı Aiderek asıflik haş hçesine kin etti Macarisatnın birinci senei paratoru Fransuva -« ine hediye ett Bu kadar uzun bir hayat ka nesill mensup, huyları biribiri iyam hıı uzun ömrünü da rüşti on sene evveldir. Siyam: vanın ıstirabıni dindirmek için görüp bir parça t gün çocuklar ziyaret ediyorlur. Her e Vseleri talebesi ptıkları merasimde, a uzun bir nutuktan sönra kendi: Biliyorsunuz, kan ciğerlerden & Hemoglok Onun için vücud Ynun |dır. Bunlar YUMKUFA, ilen AF-I| sinin halka gösterdi- ylık tütün zürramı memnun| devriye! Fakat son günlerde bu 160 yaşındak: Hergün demir yemeli! moglobin denilen bir şkil eder ve | lacak merasirne iştirak zere vilâyet umumi meclisi meclisini ve C. H. Patisini temsilen üç kişilik bir heyet Dumlupınara gidecektir. ler âbidesine konulacak çe- lenk İzmirde hazırlanmaktadir. Bira buhranı: Bira fiyatları ucuzlatıldığı tarih- İten beri şehrimize hiç bira gelme - İmiş ve mevcudu da bulunmamış ol duğündân halkımız, bilhassa - bira meraklıları bu ucuzlama firsât ve ni metinden istifade ederemişlerdir. p ğ olan Uu bir buçuk, eyaşasin '&; m» sesler; arasında .ın.ış amışlardır. n Siyam, ya- görmüştür. Siyam anı olan Tipa Sahi- üttefikiydi. neferlerinin elbi. yonün n ediyeler günderen sule hut çocuk cak Mari - Luizle ev- a hayvanları çok yerleşi tta bi i. 1896 da A tesit edilirken Aı jozef Siyam, Budapeşte hay ve bu kadar çok zeyahat Siyamı başka baş- ne benzemiş aima neşe içerisinde geçirmiş değil li korkünçe kçiyi çiğne. Son bekçi im di i ça asprin yu te bunun bir iki ko &kçinin kendi 1 fili hiddetlendirdi, e Zorla Bekçi- fil çok mosuddur. Çünkü her gelen çocuğun elinde bir sepet hae ber 150 yaşındakf bütün Jiseliler na- açıktır. Fakat nu- sine sun l_m îıH ları ve yemişleri büyük bir zevk madde rdir. ki havanın müvellidilhumuzasını r ulmazsa ır, rengi at umumiyetle i olanlar azdır, len her gün çok ç eklerdir. r, bütün hübubat v

Bu sayıdan diğer sayfalar: