30 Ağustos 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

30 Ağustos 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ee İSLÂM TARİHİ HZ. MUHAMMED (ANADOLU) KORTTEM NN MK Havacılığımız 30 Ağustos Zafer bayramı, ayni YAZAN: (SAHİF BERLİNDE HAYAT zamanda havacılık bayramı olduğu ve 30 Ağustostan 5 eylüle kadar bir havacılık haftasına başlangıç teşkil —Ne?. — Evet, hem de iki mabudun arasındaki toprağı kazıyormuş. Biraz sonra, büyücek bir kalaba- lık; Aptülmuttaliple biricik oğlunun hafriyat yaptıkları yere geldiler ve kendisini şiddetle menetmeğe kal- kıştılar: / — Ya Aptülmuttalip! Sen bura- sını kazamazsın | Aptülmuttalip başım kaldırıp; — Mümancat etmeyin kardeş- ler! Ben ecdadımızdan mevrua ve bi- zim için mübarek olan bir suyu bu- lacağım!.. Dedi Kureyşiler ağız dolusu köpürme- ğe başladılar: — Hayır.. Olamaz.. Böyle bir rüya uğrunda, kurban kestiğimiz ye- ri kazdıramayız. Dediler. İş kavgaya ve biraz sonra kanlı bir döğüşe inkılâp etti. Arada bir kaç kişi yaralandı, parçalandı.- Aptül- muttalip ve oğlu; daha fazla kan dökülmesinden çekinerek bir iki gün için vazgeçtiler. Fakat bilâhare tek- rar gelip kazmağa başladılar. Aptülmuttalip; — Ey büyük Allah -diyordu. ba- na on tane çocuk ver de istedikleri- mi yapabileyim ve bir tanesini de Kâbetullaha kurban edeyim. Hafriyatın üçüncü günü idi. Top- rak epiyce derinleşmişti. Aptülmut- talibin vurduğu bir kazma sert ve tannan bir cisme isabet etmişti. Artık kazıma işlemiyordu. Baba oğul yorgunluklarını, alınlarından! şıpır şıpir damlıyan teri unutmuşlar- dı. Gözleri, çukura dikilmişti. Kalb- leri; büyük bir heyecanla çarpıyor- du. — Bu bir emmare mi? — Tam yerini mi kazıyoruz acaba? Toprağı biraz daha açtılar biyalr tın külçesi üzerinde bulunduklarını anladılar. Filhakika evvekce buraya gömü- lüp saklanan altın Giyiklerdi. Heyecan içinde işe devam ettiler. Bunlar; diğer kıymetli eşya da sıra ile çıkıyordu. Ve nihayet; toprak ya- şardı, çamurlandı ve daha sonra; Su göründü.. Burası; Zemzem kuyusunun ta kendisi idi.. Aptülmuttalip: çapa ve küreği- ni bir kenara fırlattı. Oğlu ile bera- ber ellerini semaya kaldırarak ham- düsenaya başladı: — Çak şükür yarabbi! Bana bu saadeti bahşettin. Zemzemin, altın heykellerin ve kıymettar tarihi eşyanın bulunması, kabile efradı arasında çarçabuk du- yuldu. Aralarında reialerden bazı ze- vat bulunan bir kafile; derakap Kâ- beye geldiler ve sevinçlerini - gizle- miyerek: — Ya Aptülmuttalip -dediler- nihayet emeline muvaffak - oldun. Fakat biz de hazret İsmailin ahfadı- yız. Bu eşya bir mirastır. Bizim de hakkımız, bizim de hissemiz olmak lâzımdır. Bu eşyayı kabile efradı ara. sında taksim et! Aptülmütünlipi ikesidisine bitap edenleri süzdü. — Bunlar, ilk hafri- Yatta karşısına çıkıp ta kan akmasina KA vezenlarli.; Onlüya gö;ce Vabı verdi: Siz ki bu kadar kan dökülme- #ine sebebiyet verdiniz. Siz Bi'ri İsmailin bulunmasına mâni olmuş Ve üzerime saldırmıştınız. Nasıl olu- Yorda ve hangi hakla şimdi hisse is- tiyorsunuz?. Kafileden biri cevap verdi: — Ne zararı var?. Bizim miras hakkımız zail olamaz. a Fakatbu kuyaya bed Kakdlh. hanları bulan benim, Siz ise nüfus telefatına sebebiyet verdiniz. Münakaşa uzuyordu. Biribirinin Zetine saldırmak vaziyetine kadar gelmişlerdi. — Ya Aptülmuttalip, hiç olmaz- Sa yarısını sen al, yarısını bizim ara- Mızda taksim et; — Hayır. çünkü buradaki eşya- Bin mühim bir kısmı, şahısların malı Olamaz —ü ei Bu mükâleme ve münakaşa epey- ce uzadı. Nihayet Arabistanın şimal taraflarında oturan Beni Sadiye bilesinden Hezim nâmındaki kâhi hâkem olarak kabul ettiler. Sıcak bir gündü. Yanlarına ihti- yaten bir az su aldılar. Ve yola çıktı- lar. Az zaman sonra su tükendi. Ci- gerleri yanmağa başladı... Güneş te ortalığı yakıp kavuruyordu. Bir kabileye rasgelirler; — Allahaşkına biraz su verin! Diye yalvardılar. Fakat; — Size su versek biz susuzluktan ölürüz, Cevabını aldılar, Bu vaziyete gö- re susuzluktan kızgın kumlara yata- rak güneş altında bir leş gibi ölümü beklemek zarüureti vardı. İçlerinden bil — Artık ölüm, Kzim için, mu- kadder imiş. Şimdiden mezarımızı kazalım. Hangimiz evvel — ölürsek, sağ bulunanlarımız tarafından def- nedilir. Bu süretle en geriye kalan arkadaşın cesedi kalır, Diğerleri top- rağa gömülmüş olur. Dedi. Bu söz, kafile arasında de- rin ve soğuk bir ürperti husule getir- Mişti. Demek ki, göz göre göre ölümü bekliyeceklerdi? Hem de öyle bir ölüm ki, eşi gö- rülmemişti., Kıvrana kıvrana ölecekler ve bir- birinin ölümünü seyredeceklerdi. Aptülmuttalip: — Hayır -diye bağırdı- hayırl. Böyle ölüm beklemek insan olanlara yakışmaz. Bu; çak çirkin bir âcizdir. msanın kıymetine, kudretine uygun. değildir. Ölüm mukadder ise her ne- rede olsak bizi arayıp bulur. Biz kur- tulmak için her ne lâzımsa onu yap- malıyız.. Binaenaleyh,.. Kafile, Aptülmuttalibin son sö- zünü bekliyordu; Aptillmuttalip haykırdı: — İleri... Durmak yok, Ölümü bekliyemeyiz. Haydi arkadaşlar, o bizi arayıp ileril.. M. Ayhan |bulsun!. Kafile hep beraber haykırdılar; — Evet, evet, ileri!. Yağız Arap atları henüz az bir mesafe ilerlemişlerdi ki, Aptülmut- talibin atının ayak bastığı bir yerde; bir su birikintisi gözüktü. Müdhiş bir feryad koptu: — Su var, sul. Gözler hayretle açıldı. Atlardan inen inene oldu. Doyuncaya, kanın- caya kadar içtiler. Artık ölüm tehli- kesi kalmamıştı. — Ya Aptülmuttalip dediler - Biz artık hakem olarak kâhin ve sai- reyi istemiyoruz. Sen ne isterşen onu yap! — Öyleyse geri! Şimalt Arabistan istikametinde ilerlemekte olan atların başları geri- ye döndüler. Ve az zaman sonra Mekkeye geldiler, O zamanlarda bu gibi ahvalde kur'a çekmek âdeti vardı.. Kur'a Kâ- be, Kureyş ve Aptülmuttalip hissesi olarak tertip edildi. Neticede iki altın giyikle bazı kıy mettar eşya Beyti Şerife bir kısım eşya da hazret Aptülmuttalibe düş- tü. Kureyşilere hiç bir şey isabet et- memişti. Mukadderatın bu cilvesi, bu defa, Kureyşler tarafından muta- vaatla karşılandı. —Ya, Aptülmuttalip dediler- Mademki öyledir. Cenabı hak böyle istiyormuş demektir. Bizim için söy- liyecek bir şey kalmadı. Bu hâdiseden sonra Aptülmutta- libin Kureyş. Mekke ve Kâbei mu- azzama üzerindeki nüfuzu artmağa başlamıştı. Cenabıhak, Aptülmuttalibin du- asını kabul etmişti. Müruru zamanla on tane oğlu oldü. Sekizinci evlâdı, hazret Muhammedin Babası Aptul- lahtı. — Devam edecek — —ik— Birleşik Amerikanın hava donanması Uçak kalelerden duya teslim Alman hava bakanlığının çıkar- makta olduğu «Adler» adındaki ha- vacılık mecmu: «Âmerikada neş- retliği bir yazıda, Birleşik Amerl nın hatırı sayılır bir donanmaya tiyacı olduğunu teslim ettikten ra, yarı ciddi yarı alayla karışık, <bu muazzam ülkey» acaba kim sald'ra- caktır» Diye soruyor ve Amerika kı- tasında, ne cenubi Amerika devletle- ri, ne de Kanada, birleşik devletleri |saldırması sali olan mütearrız- lardan tolikki edilebii:, diye ilâve ediyor. Fak: yor. Halbuki, birleşik Ameri |baka harpı e inşazt mukat D YiTi te mez, »i preme nlansı jile neş- neşredilen yarı - resmi bir haberde, birleşik Amerika bahriye mahi rinde, Amerikan deniz küvvetlerinin fevkalâde olduğuna japosra biç uğza alınmı- ka deniz Hsine wd eder et- takviyesine — halen di ehemmiyet atfedilmekte işaret edilmişti. Keza ayni haberde, japonyanın, dürmadan, gittikçe ar- tan bir hızla silâhlanması, Amerika hükümet mahfillerini endişeye sev- ketmekte olduğu kaydi vardı. Bu itibarla, birleşik Amerikanm, muazzam bi rhava donanması kur- makla istihdaf ettiği gaye kışmen anlaşılıyor. Maamafih, «Adler» deki yazı sa- hibi, Birleşik Amerika hava kuvvet. lerinin Almanyaya karşı da kullanıl ması ihtimalini göz önünde tutarak diyor ki: «İcabımda, bize karşı, menşel A- altmış tanesi or- edilmiştir hesaba katmak gorunda oldu- Atlas denizinin öbür ta- İrafındaki silâhlarla da meşgul olmak -|borcumzdaur. Ancak, orada yapılan silâhları takdir ederken, hükümleri- mizde ifrat ve tefritten çekinmemiz |lâzımdır. Sanılmasın ki, Amerikn- |dan gelen bir şey altındır; orada da bazan sadece su ile yemek pişirilir. Amerikadaki havacılığın inkişafı, Avrpadaki ölçü ile ölçülemez İki kıtadaki vaziyetler bugün bile hâlâ |biribirinden çok farklıdır Birleşik Amerika gibi, Ayrupanın da tekâmül faaliyetlerinden tama- miyetle uzakta kalmış, âdeta ayrı bir yıldızda bulunuyormuş vaziyetinde olan bir memleket, havacılığın her| sahada kendine has bir şekilde inki- şaf ve tekâmül ettirmişlir. Son on yıl içinde Birleşik Amerika tayyarecili- - )iinin göstermiş olduğu ilerilik ve te- âmülde, genç Amerikan konstrük- rlerin büyük bir payı vardır. Yeni Alman hava silâhmin kuruluşunda |bizim genç konstrüktörlerimizin de Jayni veya buna benzer bir faaliyet göstermeleri icap etmiştir. Yalnız şunu unutmamak lâzımdır ki, ekonomi merkezleri biribirinden uzak mesafelerle — ayrılıp yapılmış olan Birleşik Amerikada, havacılığın her şubesi için ideal bir fanliyet 8- hası mevcuttur, Geceleyin Nevyork- tan havalanarak Kaliforniya tst metinde tayyare yolculuğu yapan ve bu yolculuk esnasında zaruri olan bir iki ara inişinden sonra, ertesi sabah büyük Okyanusun güneşli kıyılarına inen büyük bir kimse, bu memleket- teki ölçüler ve bu ölçülerin Avyrupa- ettiği malâmdur. le ile göklerimizi koruyacak olan Türk havacılığına yardımda bulun- mak, cemiyete aza kaydedilmek is- İtediğini görmüş ve iki beyanname hazırlamıştı Bu beyannameler, Türkün milli cemiyet ölçüsünde ba- ha biçilmiyen varlığını muhakkak ki harekete getirecektir. Yaşadığımız günlerin icabı da budur. Vatandaşlar, Tayyare cemiyetine yardım edelim, aza olalım, Aziz vatandaşlar, Bugün, kararmağa başlıyan Türk tarihinin kurtuluş ışığı ile aydınlan- dığı ve bir milletin hayata kavuştuğu da, bu vatanı, göklere hükmeden bir nesle emanet etmek gayesi yolunda çalışan Türk Hava kurumunun bay- ramı ve havacılık haftasının ilk gü- nüdür. Türk milletinin en çok emek verdiği bir eser olan milli bavacılığı- mız, bir varlık olarak belirmeğe baş- lamış vaziyettedir. Türkkuşu kamp- larında yüzlerce genç, yarının hava! kahramanları olmak azmiyle çalış- maktadırlar. Muhterem vatandaşlar, Bugün dünyayı sarmış olan silâh lanma yarışında en fazla havacılığa ehemmiyet verildiği hiç kimsenin gö- zünden kaçmıyor, Yarının boğuşma- larında en büyük tehlikehin gökler- den geleceğini artık, hepimiz ruz. Bu tehlikeye karşı tedbirlerimi- zi ve hazırlıklarımızı büyük bir haz- |la kuvvetlendirmek, Hava orduları- İmızın gerisinde kanatlı bir gençlik kurmak işini günün hayat meselesi haline getirmek için dünya hâdise- leri bizi zorlamaktadır. Havacılık haftası, büyük gayeye yardım için bütün vatandaşların harekete geç- mesine en uygün bir fırsattır. Türk Hava Kurumuna aza kaydedilerek bir vatan vazifesi görmüş olabiliriz. Türk Hava Kurumu Başkanı Erzurum Saylavı Şîi?ü Koçak Izmir şubesinin beyannamesi: Sayın yurddaş: Malümuâlileri olduğu üzere 30 Ağustos Zafer Bayramı ayni zaman- da Tayyare bayramımızdır. Bu büyük günü tesit ederken her gün muhtelif surette havalarımı tehlikede bulunduracak tecavüzleri önlemek — ihtiyacından — memleket gençliğini kartallaştırmak - azmiyle çalışan kurumumuz teşkilâtına yar- dimi budüdsüz milli duygularınız hasebiyle vatani bir borç olarak k: bul edeceğinizi bildiğimizden sevinç- le karşıladığımız bu tarihi günün ha- tırasına hürmeten umum ticarethı ne ve müesseseler misillü sayın tica- rethanenizin de bu güne mahsua sa- tışınızm kazancı nisbetinde az dahi; olsa yardımlarınızı bekler saygıları- mızın kabulünü yalvarırız. Türk Hava Kurumu İzmir şubesi hakkında bir fikir edinebilii Ru hususf nakliye, spor ta; rinde olduğu gibi, askeri tayyı de de kendini hlasettirmekte Birleşik Amerika, kendisinin işgal ettiği geniş sahayı, sonsuz sahilleri- ni, dış memleketteki topraklarımı göz önünde tutarak, mütecaddid motörlü muazzam uzun mesafe tayyareleri- nin inkişafına — bilhassa büyük bir ehemmiyet vermiştir. Bu bakımdan, nisbeten kısa bir za- manda tekemmül eden bir hava silâ- hına intikal eden Bocing, Consolida- ted, Douglas, Martin ve Sikorskv leri kayde an tayyarelerdir. An- cak, böyle bir jinkişafın gayet paha- hya mal olduğunu, Amerikadaki fa- aliyet te göstermektedir. Zira, <Uçan kale» adı verilen Bocingin büyük tip. lerinden, n et bu yıl 60 tane imal ve orduya im edilebilmiştir. Dört motörlü tamamiyle madent tek sa- tıhlı ve altı makineli tüfak höcreli t Te, saatte vasati 825-350 kilo- metre bir süratle, birleşik Amerika- nün bu aahada imal ettiği en mükem- mel bir tiptir. Diğer taraftan, birleşik Amerika havacılığının deniz — tayyarelerinde ve tayyare ana gemisi inşaatında bü. a merikan olan tayyarelerin kilanıla-'dakilerden ne kadar farklı olduğulyük tecrübeleri vardır. Tayyare cemiyeti, halkımızın, ti- carethane ve müesseselerin, bu vesi- büyük gündür. Bugün ayni zaman- etmektedir. Alman paktı ve Ribi matbuatı, puntularla fakat hiçbir mütalea ilâ- Ve etmeksizin neşretti. Ancak, realite şudür ki, yıllardanberi bolşevizmin yi ezyif edilmesine alış- ını izah etmek Alman propaganda için kolay bir iş olmıyacaktır. Almanyanın karşısına bir düşman olarak dikilen bolşevizm ile asla pakt yapmıyacağına söz ve- şevizm arasındaki tezatları şu suret- le izah ediyordu: «Bu tezatların bertaraf edilir ma- hiyette olmadığını itiraf ederim Bol. şevizm ile nasyonal - sosyalizm, yal- az biribirinden uzaklaşan fakat asla bir araya gelemiyen iki âlemdir.> Doktor Göbelsin Nurenber parti mgresinde bolşevizm aleyhinde her ko |Yt söylediği sözlerin ve parti neşri- yatında ciltleri dolduran nutukların hatırası hâlâ terütaze yaşamaktadır. Ancak, bilhassa Hitlerin bu dava hakında söylediği sözleri dikkate çok şayandır: «Bu sahada pakt yapmak bahis mevzuu bile olamaz; zira, Avrupayı tehdid etmekte olan tehlikenin eli kulağındadır. Bu tehlike, âlemşü- mul ve müthiş bir felâket halinde bütün medeni milletlere her an çö- kebilir mahiyettedir. Onunla sulh ak teden devletler, bolşevizmi ram et- miş olduklarını değil, onun tahakkü. mü altına girdiklerini yakın bir de — öğreneceklerdir. Kominternin usüllerini değiştirmiş olduğu da lâ- dia edilemez. Bu usuller vaktiyle ne idiyse, bugün gene odur: Garp üleminin bile bile tahribini istihdaf eden bir propaganda ve ihti- 1â1 cihazının faaliyeti, Bolşevizm, bü. tün milletlerin, dinlerin ve her türlü insanlık kültürünün — açıktan açığa düşmandır... Her kim bolşevizm ile puktı akdederse onun tarafından be- hemahal mahvedilecektir. Doktor Göbels te Nürenbergte d ma «Sovyet emperyalizminin en kan- li ve korkünç» tarzına işaret ederek şunları söylüyori Sovyotler birliğinin sulh politikası adım verdikler; politika, bütün mem- leketlerde cihan ihtilâlini hazırla- mak, tecavüz harpleri için silâhlan- ele.|Mükta olan devletler arasındak; an- azlıkları teşvik etmek gayesiyle hareket etmektedir. Rusyada, millet. leri, kültürleri mahvetmeyi ve dev- lete barbarlığı moanot yapmağı istih- dafeden metodlu bir çılgınlık hüküm sürmektedir. İsterlik ve caniyene bir politika olan yahud; diktatörlü- iü Sovyetler birliği halkıma hükmet. mektedir. Hedef cihanşümu! yahud! hâkimiyetin; tesiz etmektedir.» Mülga denizbank tarafından | şubemize iadesi rica olunur. 14 de Belediyede yapılacaktır. saldırmazlık tropun Moskova seya- hati hakkındaki tebliği gayet büyük halka, bugün &deta gökten İnen Sovyet - Alman pak- hudutsuz | ren Hitler değil mi Idi? Alman dik- tatörü, nasyonn! - Sosyalizm ile bol- Devlet Denizyolları ı'şletms İzmir şubesi Müdürlüğünden: Hitler bir nutkunda demiştir k 'Her kim bolşevizmle a laşırsa mahvolur! Peki! Ya şimdi Noye Zührer Saytung gazetesinin hususi muhabiri Sovyet - |man paktının yapılması üzerine Berlindeki vaziyeti şu suretle i Göbels, bolşa kısaca Himelerle izah otdiyordu: «Bolşevizm. ortadan — kald (sna yardım etmek, mesuliyet rik olan cehennemi bir vebadır barla biz Almanların, karku âfet kasırgasına tutulmak islı milletlerin,bu tehlikeye karşık için elele vermelerini ister sadece 1âftan ibaret bir talep dir. Bizler her tehlikeyi göz rarak, canilerin bu elebaşısın! etmek ve «kızıl şark tehdid e fakat, Führer nöbettedir..» Di tün insanlığı İkaz etmek ces gösteren yegâne milletiz. F korku nedir bilmiyen hakikt | vâlye sıfatiyle insanlık ve m yetin kültür bayrağını kuvyetl #lmiş bulunuyor. Diğor devlet hükümetler Moskovadan gel olan tehlikeyi istihdaf edecek larsa, bizler, onlar gibi kendim datmıyacağız. Bizler için mül lan, Moskova yahdilerinin söy leri değil, yaptıkları şeylerdi. tün kültür milletlerinin mukac hı. Almanyanın boloşevikliğe giriştiği cihanşümu) mücadele) lı bulunmaktadır.» Bu muazzam sürpriz manı nn muvaffak olmasına buracı benropun bir zaferi göziyle maktadır. Avrpadak! gerginliğ m? haddini bulduğu bugünlerei zaferin garp devletleriyle Leh psikolojik bir darbe indirmiş o! karşı taraf boyun eğdiği tali kaybedeceği bir harp takdirii coğrafi bakımdan tecrid edil! halde bulunan Lehistanın müt rette askeri darbelere maruz eağı tahmin edilmektedir. Hitlerin Lehistana — karşı tazyiki artırmasının ve arazi lerini genişletmesinin — sebebi birdenbire aydınlanmış — bulu! Öyle anlaşılıyor ki, Hitler, iki Münihte yanaşmamak ve şayet olacak olursa, bunun sarih bir de olmasımı istiyecektir. Bugü: lerle Ribentrop için bahis mı muazzam muvaffakıyetler tel mektedir, Lehistan, Danzig ile doru da feda etae bu işin içind kamıyacaktır. Mussolininin ta rolünü Üzerine almış olduğun garp memleketlerinde dolaşaı aya Berlinde gülünmektedir. Rus- Alman gizli görüşmel ne zaman başladığı moselesi dünyayı yakından alâkadar eti Emmniyeti suüstimal Çorakkapıda Sinekli caddı Nevşehirli Bakkal çırağı İzmirli bakkal Kâmil Yamantl rafından yazılan bir tezkere lediye tanzifat hanı kâtibi B. |lahtan 25 lira almış, savuşmuş | rak adliyeye sevk olunmuştu! 939 senesi için muteber ol üzere nama ve hamiline olarak eşhas ve müessesata verilmiş olan miz körfez vapurlarına mahsus parasız paso ve serbest seyahat va kaları 30 ağustos 939 tarihinden itibaren muteber değildir. Bu pasolarla seyahat varakalarının 30/8/939 akşamına kad 29 30 31 32 — Gediz belediyesinden | — Kasabada yapılacak hidro elektrik tesisatı projesi 21/8/9 dan itibarer 20 gün müddetle açık eksiltmeye konmuştur. 2 — Muhammen bedel 1500 liradır. 3 — Eksiltme 11/9/939 tarihine tesadüf eden pazartesi günü 4 — Muvakkat teminatı 112 buçuk İiradır. 5 — Mufassal malümat alabilmek için Gediz Belediyesindeki İiye ait şartnameyi bilâ bedel ala ve görebilirler. 26 30 37 (31

Bu sayıdan diğer sayfalar: