26 Kasım 1943 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2

26 Kasım 1943 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BİZİM BUHRANIMIZ Buhranımızın iki büyük devresi 'var: Bollebnânlak sonra Tanzimattan © evvel, Bu devrelerden ilki, Tanzimattan evvel bir iki asır, ikincisi de Tanzimattan sonra bir asır boyunda... Gö Buhranımızın ilk devresinde baş illetimiz, ham ve kaba s0f- talıktır; ikinci devresinde de körkütük hayranlık, şaşkınlık ve şah- siyetsizlik... Buhranımızın ilk devresinde, nasıl islâmiyetin vecd ve aşkı yerine, yanlış anladığımız kabuğuna ve dış şekillerine esir isek; ikinci devresinde de, Batının, mahrem maktâlarını göremeden ve oluş strlarına eremeden, yine kabuğuna ve dış şekillerine esir oluruz. Her iki devrenin de kahramanı, ham ve kaba softa olduğu halde, bu iki ham ve kaba softa, hakikatte birbirinin ayni olduk. larından habersiz, zâhirde birbirine zıt iki temayül vesilesile birbi. rine düşmandır. Bühranımızın Tanzimattan sonrasını kadrolaşlırıcı ikinci bü- yük devresinde, Tanzimattan meşrutiyete, meşrutiyetlöân Cümhuri- 7667 e malı bir (Ambalâj) içinde gitmeğe m «zeci dükkânlarından alışverişe altları yaprar ve nebat manına doğru yol alma! 2x bir ÇELENK VE CENAZE MARŞI Necip Fazıl KISAKÜREK Üstünkörü garblılaşma modası, DİKİlaihal bile mezara kadar A t dolu, artık içinden hiç acıkmıyacağı yeni apartı. kta... Ve en önde, çelenklerin önünde, daha kor. ra... Cenaze marşını çalan bando! Bir davul ve bir zurna- an da ibaret elin) yine cenaze marşını çalan bando. yete ve Cümhuriyetten ikinci dünya harbine" gelinciye kadar süren üç merhale, ufak tefek kemiyet farklarile, hesapsız ve kitapsız Batıya hayranlık, dünyayı ve nefsini müşahede altına alamamak hastalı- ğının yekpareleştirdiği bir bütündür. İlk buhran devremizde, bağlı olduğumuz iman manzumesinin vecd ve aşkını kaybettikten sonra, kabuğa mıhlı kalmak yüzünden, Bati harikasını hemen müşahede altına alıp ciğerlerimize sindirmek ve şahsiyetimizi kaybetmeksizin kanımızda eritmek imkânından nasıl mahrum kaldıksa; ikinci buhran devremizde de, ayılmak bilmez bir hayret ve dehşet pisikolocyasi altında, Batının kabuğunü bir türlü oyamadık, meyvasını yiyemedik ve taliden asliliğe geçemedik, Ve nihayet ilk buhran devremizden evvelki nurlu günlerimizin ruhi kök muvasalasını zayıflatmak yüzünden, fikri buhranın içinde müthiş bir ahlâki buhran hengâmesini davet etmiş olduk. Ve işle şimdi bu hengâmenin, fikri ve ahlâki buhran hengâ- mesinin tâ merkezindeyiz. BÜYÜK DOĞU Avrupa ediyor. Ölü, sabahleyin seb. hamarat bir hizmetçi gibi, koltuk SÜLEYMANİYE Ölünün itibarı biraz yükselince çelenk, bir parça daha artınci - Vİ “Tarih, nazarından korumuş kübbe- İNSANDAN ŞİKÂYET 737 al şart, İtibarsızlığın biricik imtiyazı, bu iki müthiş beher viii miş, ... Kıskansa bu hak Pa gök- Hamdolsun yaşıyorum... Nâmütenahi O tabiilik ve sessizlik kahramanı ölü başında, mübaşir inündür. Şükre değmezse de r. m; üniformasını andıran cicilibicili hıristiyan tabutuna nisbetle çiy tahtadan Paygabnbeti” kasti üstündü Ne yemini düşünecek atım, İyi hü ap islâm tabutu, ve kasap havasını hatırlatan şamataya DM a e Ez şe ” Ne tasam var aşktan yana. nazaran derin ve ilâhi süküt, yahut sadece tehlil ve tekbir haykırışı ne Ey ” üstün. Kuşlarla dostluğum eski; “Selâm veririm her e Yolum. Deniz peri bi 05 ridlinit. (Bulutlar dağıtır kederimi: Ben rüzgâra, rüzgâr bana hayran!.. kıymgtine sahip olmak gerek Yalnız şikâyetim insandan: Ölümü biz icat ettik, Cânım dünyayı berbat ettik, İskender Fikret, AKDORA sile şu mısraları noktaladım: Bir milletin hayat ve ölüm telâkkisinden çizgiler gösteren, ölü ba- şındaki merasim mevzuunda, en derin ve en güzel şahsiyeti, en'sığ ve en çirkin şahisiyetsizliğe feda edebilmek için, hiç bir tefekkür v . İnsahı Gmetaf eden filozofun ilk şartına olsun uymamaktan korkmuyor muyu: Bana gelince, belki bu adam' bir iki şiir karaladı, bir kaç lâf etit diye bir gün tabutumun önünde nebat taşırlar ve kanto oynarlar Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam; Alıp beni götürsün tam dört inanmış adam... Kalbin susarak durduğu gün, işte bugündü Kaç ruh li ber gece dinle. İzik!” hayvana 'diye diği yerde, Hayran ki güneşsiz yeşeren gün- re yaprak özlen! Sahipsiz olan gönlünü Allahına ver de; Sinan sesle- r bak!. Emin mk Alim başı mibrapta., i 2 ? 140 (Ezim) (043, 5. (1 s Bg gül DePu, 26 bii

Bu sayıdan diğer sayfalar: