23 Kasım 1945 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15

23 Kasım 1945 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Radyonun Alaturkacıları URASI Ankara radyosu... Sayın dinle- — g3 yiciler, vi ies bayat emye başlıyor. Okuyanlar, Celâl Tokses, Tahsin arar çalanlar, Heleki Derman Şe- rif İçli... Radyoda, birkaç dakikasını alıveren rogramıh sadece muayyen İdarece kerhen de yerlerini bomboş bırakanlar da b Bu sanatkârların Ra isimlerini, son- ra da kendilerini kay . Bir müddet son- ra gazetelerin baştacı son yerd ilânları kad- gördük. Nihayet renk arasında, rosunda resimlerini renk aşıklar, mükellef e kendilörini sahne kucakla ünün meselesi, bu kli dert ve dâvasıdır. te Hakkı Derman!,. Uzun bir boy, yü- n kibar yüzlü Tahşin Ka rakuş; her zaman k kaha k hissini veren ei Tokses ve Mustafa Çağla Kai Gerisi haliyle * Şerif İçli baş- bh aşkına birader, beni imtihan. dan af Mir. Bunu senden kadim dostluğmuz namına rica ederim. — Hele hele çıkar şu baklayı ağzından!.. — Sana üç İ|kelime... Devlet memuruy- dum, e geçen parayla Ankarada geçine. medim ve iii işte rü kadarla kesiyor; ama » ben n söyliye- kala niçin söylemediğini anlıyorum. ö ii da : — Emin ol, hiçbir gazeteciye cevap ver- kü, şu canım İstanbul ne garip hale gelmiş! Dünya kadar hava parası vermek istediğimiz halde bir ev bülamadık. Açıktayız. atı ... Gülümsüyorum. Mustafa Çağlar ar “biraz sinirli, önündeki notalarla meşgul ü iie Ve birden dönerek ona hitap edi- Tüm > * rıldanızp İki Ankara radyosundan niçin ay- in ân tereddüt ve süküt!.. tün gözler .ona MERE, iz onu teşci ediyorlar — Tahsin, bu işde en aelabiyötidi f > O konuşamazsa, biz nefes bile ala- mayız. Mevcut sa- ü pm soluna bakıyor ve bir Öbü üri > hamlede başlıye: iyor Nejat MUHSİNOĞLU m (Büyük sk madem ka MYİMLİZ veç ini anlatmadığım şey ç yüzü, vesse- Halkın isteğini nasıl önlesinler? Bu meseleyi de sanatkârlara eziyet, hakaret dalavereler icat etmekle hallettiler. > gi © 5 > e » e 5 o. » görünce sanatkâr kaçtı, bdakelenni da bula- madık, gelsin alafranga!» deyip radyodan silecekler. Bundan üç dört sene evvel kânunusani ortası, kış kıyamet... Beni, aynen yaz rica ederim, «kötü karı bohçası» gibi sokağa atıverdiler. Kış geçti, tekrar şağırdılar. Ne olsa temiz yerdir, bu da bir hi i iye gittik. Bu sefer fasıl neşriyatını azalttılar. Saat başına para ığımız için kazancımız da eksildi. Tahammül ettik. Bir gün geldi, bazı arkadaşlara 50 şer lira zam yapıldı. Celâlle bana yok... Mürscaatlarımıza vaatlerle cevap verdiler. Fakat bir netice çıkmadı. Bu vaziyette baktım ki, günün bi- rinde sokağa tekrar atılacağız. Önümüzde de cazip teklifler. var; kabul edip ayrıldık. taştık. Fedakârlik yaptık, imkânlar göster. ey: min m le, müracaatlarımızdan birinde bize «Devletin iktisadi vaziyeti müsait değil- r» demişlerdi. Ben d. n «Eğer dev- sadece tebessümlerine vesile ol. “Mustafa Çağlar yine söze karıştı u işe tebessüm asli. Nu- rallah Taşkıran diye birini, sırf para alsın diye, bundan 50 - 60 sene evvel Alman köy- lülerine öğretilen (Toni kado) metodunu biz- için başımıza diktiler. O şeyler (o yapıyorsunuz!» diyen Celâl yo bu beyecan fırtınasına bir şimşek çekiyo; İzzeti Esere oynadılar ve bizleri istifaya mecbur kıldı! Sanatkârlarla yl o kadar dal- mışız ki, onların sahneye çıkma saatleri gel- miş, hattâ geçmiş bile... zik müessese e bir iki öksür- dükten « sonra yanıma yaklaştı : edetum, (şivesi dm ismimi böyle ea eder) (Büyük Doğu) okuyucu- larından af dilerum! Tükkânun muşterileri de bu zatlaru bekliyor, her halde müsaade var değel mü? Oturanlar : sağdan sola doğru Celâl Tokses, Hakkı Derman, Şerif İç Ayaktakilar : Tahsin Karakuş, Mustafa Çağlar, ve muharririmiz... Mustafa Çağlar atılıyor : u iktisadi meseleyi söylesenel.. Tahsin el hızını eye motor . Belli, canı: çok ys — Efe e erek “e e ger Si ar- kadaşlar, on kyllağak için çok uğ- Ip gibi devam e Föto: ze Doğu) Sanatkârlardan uşma vaadıni alar (seans) ak ken- Gülüşüyoruz. sonunda tekrar bul: konuşmak üzere yolu koyuluyo:

Bu sayıdan diğer sayfalar: