23 Kasım 1945 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 5

23 Kasım 1945 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

..—.w7 UUur i pır! YAHYA (VAİZ) — Allah sırrını takdis etsin — Dedi : — İsyanda olanların kırık ve utangaç “hali, benim için, ibadette olanların sert ve dik tavırlarından daha sevgilidir. Tefsirci : — Vakit olur ki, Allah bir kim- seyi ibadete düşürür ve o ibadet o kim- seye dalâlet sebebi olur; adam gurur ve emniyete sapar, burnunu havada gezdirir, üstünlük çukuruna saplanır. Vakit olur ki, Allah bir kimseyi gü- naha düşürür ve o günah hidayet sebebi olur; adam haline bakıp uta- nır, uykusundan silkinir, tövbeye can atar, Hüküm onundur, dilediği gibi işler ve hikmetini yalnız kendisi bilir. İbadette de, günahta da nefsini emni- yette görmek, gurur ve anlayışsızlık... Zira o işde Allahın muradı nedir, bil- mezsin; sonun nice olur, anlamazsın. Dünyada hiçbir şey, günaha hakaret göziyle bakmaktan beter olmaz. Gü- nahın hakirliğine bakma, ona bak ki, kimin emrini yerine getirmektesin | #** Dedi: — Zühd sahiplerine gurbet bu dün- Ya, irfan sahiplerine de öbür dünya... lk Dedi : — O ki dosttan başkasını gördü, dostu göremedi. , Dedi: — Aşkın gerçeği odur ki, iyilik görünme artmaz, “acı ye de ek- silme: ALİ tail — Allah sırrını takdis etsin — Dedi : Allahım; bizi sadece bilgiye düşürme ki, bilgi avunmaktır; bizi © bağlama ki, akıl derttir; bizi endi kendimizde bırakma ki, bu hal uçurumdur; bizi gösterdiğimiz kulluk- tan öğülmeğe razı etmeki, bu iş ge- riye dönmektir HÂTEM (ASAM - SAĞIR) > Allah sırrını takdis etsin — . Asam (s ağır-dilsiz) lâkabını, ona şu münasebetle taktılar: Zayıf ve dertli bir kadınla konu- şuyordu. Kadından, derdini yana ya- kıla anlâtırken, çirkin bir ses duyul- du. Şeyh, heykelden daha hissiz, na : — Yüksek sesle konuş, dedi, duymuyorum, ağır işidiyorum | Bu harikalar harikası incelik, ona" «sağır»? lakabını takdırdı. “e Dedi ki ; — Bu yola giren, dört ölüme razı olsufi: Birincisi beyaz ölüm; aç- lık... İkincisi siyah. ölüm; sabır... Üçüncüsü kızıl ölüm; nefse karşı gel- mek... Dördüncüsü yeşil ölüm; gönül elbisesini yamalardan dikmek... ö. Hâtem : — Her sabah bana Şeytan der ki: . «Ne istersin yemeğe ?»> Ben derim: «Ölüm»... Der ki : «Ne istersin siy- meğe?» Derim: «Kefen b,. Der “Nerde olmak istersin ?»>... Derim : : «Mezarda|>... Ak Biri ondan nasihat istedi ve aldı: — İsyan edeceğin zaman öyle bir yerde et ki, Allah onu görmesin! “”« Ona bir ulu kişiden hediye geldi, kabul etti. Sordular — Niçin kabul ettin ? Cevap verdi : — Kabul etmekte, onun büyük- lüğünü ve kendi küçüklüğümü gör- düm. Kabul etmemekte de kendi bü- yüklüğümü ve onun küçüklüğünü... Kendi küçüklüğümü onun küçüklüğüne ve onun büyüklüğünü kendi büyüklü- güme takdim etmek için kabul ettim. AHMED (EBİLHAVARİ OĞLU) — Allah sırrını takdis etsin — — Dünya bir çöplük ki, köpek- lerle çevrili... Dünyaya bağlı olanda köpekten aşağı... Zira köpek bir çöp- lükte öteberiyi karıştırıp kokladıktan ve işini bitirdikten sonra çekilir gi- der; dünyayı sevenlerse bir türlü on- dan ayrılamazlar. -: NED peğyet? Ve, )) ABDULLAH (HUBEYK OĞLU) — Allah sırrını takdis etsin — — Göz, dil, gönül ve hava; bu dört şeyden sakın! Gözlerini sakın, Allahın razı olmadığı şeylere bak- maktan... Dilini sakın, gönlünde tam zıddımı Allahın bildiği bir şey söyle- mekten... Gönlünü sakın, müslümanlara kıskançlık, kin ve nefret yatağı ol- maktan... Hava ve hevesini sakın, bir uygunsuz yeltenişe düşmekten... Eğer bu vergiler sende yoksa, toprak saç başına ki, saadet senden uçup git- iştir. li — Bana bildirdiler: Bent İsrail- den birisi Allaha demiş: «Yarab, ben sana ne isyanlar ettim, cezamı verme- din!» Allah onun Peypamberine vah- yetmiş: «Git, ona deki, ben sana ne cezalar verdim, sen anlamadın! Her şeyden evvel, düa ve yalvarmanın zevkini senden gidermedim mi ?» EBUŞUAYB (MUKAFFA OĞLU) — Allah sırrını takdis etsin — Yetmiş kere yaya Hacce gitti. Uç- suz bucaksız çöllerde, çenesi göğsün- de ve gözleri adımlarında, yetmiş ke- re yaya Hac yolu... Son Haccinde çöl- de bir köpek gördü. Susuzluktan dili sarkmış, nefes nefese çırpınmakta... Ebuşuayb haykırdı : — Yetmiş kere yaya Hac seva- bını bir içim suya kim satın alır? Bana bir içim su! Bir adam, ona bir içim su verdi, oda onu köpeğe içirdi ve dedi: — İşte bütün haclerimden üstün bir iş... Zira Allahın Resulü (salât ve selâm ona...) «kim olursa olsun, her iğeri yanana su vermekte ecr var- dır» buyurdu. EBUHAMZA (HORASANİ) — Allah sırrını takdis etsin — Uzaktan bir koyun melemesi gel- di ve Ebuhamza vecde düştü. Yanın- . daki adam, her bakımdan zahir ve dış yüz adamı, haykırdı : — Bu ne haldir? Ya bana anla- tırsın, yahut seni öldürürüm! — Ey çaresiz, yürü geçl Bu işin sana anlatılabilmesi için, git toprakla kepeği birbirine karıştır da bir ömür yemeğe bak! sef”

Bu sayıdan diğer sayfalar: