1 Şubat 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 6

1 Şubat 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BİR USUL DÂVASI Kâzım Nami DURU Gazeteleri, mecmuaları dikkatle in- celerseniz, vr msi aydınları. mızın bir fikir hercümerci içinde, n yaptıklarını bilmeksizin çırpınıp durduk- larını görürsünüz. Şöyle'bir beyit vardır: Toplanıp ehli heva herbiri bir saz çalar Çelebi, böyle olur bizdede (konser) iğin alnız (Konser) değil, bizde ister ilmi, rem er edebi, ister ke si fenni her türlü fikir hareketi, d ve yanlış, birbiriyle acı bir benlik serçeverinde çar- pışmaktan ibaret kalıyor. 'En (objektif) meseleler üzerinde bile laştı; nlaşılan son > aylık dünya RAL eğ tesirleri, we rruh hercü- merci doğurmuş olacak.. a izin (ak) e ge Svibümüz İmei diyor. Her iki- si kendi dediğine olsun, inanıyor mu? Ne gezer! ıra evvelâ ma olan dil mese- afa o ei) demişti. Bu isim Li rn ba k tena asfiyeciler, eski mekyayi 'ürkçe kelimeler uydu k, müstehasg, leşmiş ölü Türkçe kelimeleri a, sevdasını eza bi hi Ben musiki mütehassısı değilim; fa- kat inek ve öküzlerden biraz üstün, bazı insanlardansa çok üstün m musiki zev- kim olduğunu iddia edebilir bahsinde olduğ ibi, üç yor frangadan bahsedildi- gini bile işitmek istemezler. Alafrangacı- lar da alaturkacılar için öyle düşünürler. İkisi birden halk musikisine istihfafla ezbere bildiği parçaların çerçevesinde bü- tünbir hâtıralar veduygular âlemi yaşı- Geçenlerde İstanbul (Konservatu- var) ına gittim. Orada (Evcârâ) faslından al sikiye, onu ciddi ve hakiki pilânına çek- mek şartiyle nasıl bağlı olduğumuzu gösteriyordu. zi nga, yine çocukluğumdanberi ığı bir musikidir. Gerçi ) , viyolonsel, piyano solo) larını, daha so yük orkestra- la: e: e atı siki dâhilerinin eserlerinden büyük zevkler aldım müzikçiler a p (konser) vermişler. Bir köyde e bir «langi Eni Bilirim BAŞLANGIÇ Cins adına lâyık hangi roman, okun- yeri ki? Nitekim, roman san'atının iel 3 eğer pilânında kendilerini kabul ettirici sesi karşışmerakımızı bir tercih buhra uğratan ve hangisine önce başla- mamız İLE bir türlü karar verdirtmi- gini beğenerek veya pek güvenemedikleri münekkidin telkin eb kendilerini bırakarak rom. em zekâlarına karşı suç yanların a bakkak ki, yukarı- daki rahatsız edici bir AMD kıvranır, oman san'atının insan tarihindeki ye- rini ve vazifesini anlamış olanlar için, nede sa belirmiş, her zaman ve mekânda riyazi Kapida bazı ölçüler Mis Bazı ölçüler diyorum; çünkü romahın umumi târifi dışında tıpkı mânevi ilimlerde olduğu gibi, onu tam hendesi bir görünüşe, bir kapalı daire haline irca edebilecek, en ince farkları kucaklayan bir izah manzumesinden mahrumuz. Bu mah- rumluk, zekâmızın veya kudretimizin kifa- yetsizliğinden ai romanım kendine hâs bünyesinden doğmaktad konserde (Bah) dan bir parça çalın ke ine: «sizi emek için dört ilik yoldan geldim. Teşekkür ederim.» emiş... Dört millik, yani şövle böyle iki sa yol. ei v0 m en sine alk top saygı içinde, çalınan parçaları da gösteriyor ki, alafranga musi- i, hele (klâsik Zik) e üksek ve bedii bir terbiye vasıtasıdı una ihtiyacımız vardır. Musiki öğrenmek isti- yenler için, gerek alaturka, gereki i la- İranga musiki terbiyesi almak lâzımdır. Halk müziği, bugün beğendiğimiz bütü milli musikilerin anasıdır. Batını yük- ek bir teknikle İmali yüzünden vücut bulabilmiştir. Türk halk sikisi, kom- şularımızın en ileri musikilerine bile ana- lık eti ir. Bir Rus sefiri, ban ziğini Türk müziğini işlemekle el salli Mies Bizim için asl olan musiki, ugü: OMUZ: (Yurddan m Çe Sesler) diye bazı paraların dinlediğimiz halk eserleri olmak gerek.. Öyle ise, bu kssaiiğ alaturka dâ- eli kalem ye sız gururları, anlaşamazlıklarıdır. Bu gürültülü münakaşaları şiddetle kını ! Yeter artık bunlar! Bize güzel mu- siki dinletsinler de ii alaturka, isi ter e olsun! Yeter ki ukalâlık etme- sinler nda mi NEYİZ z ki, daim su Sind yet pilânının uçsuz larına dökinekt yoruz? Dil vesi vesileleri bırakalım da ruhi marazımızı görmeğe çalışalım nın, bir san'at olarak diger san'at. onun. umumi târifi i inde yer a çi e va: debiliriz. Felsefe de umumi tarifi içinde zaruri olarak yer almaktan kurtulam (İdealist), feomaelik See em (fizikalist) olabilir. Ama onun umumi târifi ve hedefi ayni kalır. Felsefe, daima Kl ve hikmeti hedef edinen zihni çalışmadır. Roman di eti ve lârifi üzerinde yapılan çeşitli görüş . ve eee i içine tepeleme yığıldığı tartışmalar bi a, o, en cemiyetle, yani emare Bliy n lendikleri bütünle, kendi kednii sai betlerinin tarihidir. Fakat o, ei ör tarih gibi hâdiselerin, dışarıdan çekilmiş ve birkaç (klişe) mefhumla izahlarına kavuşturulduk. ları soluk bir (kartpostal) olamaz. Hâdise canlı iken yakalıyan, onların sebepleriyle sebep, neticeleriyle netice olan içe dönmüş ve derine dalmış bir tarih...

Bu sayıdan diğer sayfalar: