22 Şubat 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2

22 Şubat 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ia (21 Şut 146) 2 Ç & Buhranımızın iki büyük devresi var : i evvel, Tanzimattan sonra... Bu devrelerden ilki, Tanzimat- tan evvel 3 asır, ikincisi de Tanzimattan sonra bir asır boyunda... 7 büyük devreden her birini de kendi içinde üç hu- susi dilime ayırabiliriz : Kanuni Süleymandan Dördüncü Mehmede, Dördüncü Mehmedden Üçüncü Selime, Üçüncü Selimden Abdülmecide, 3 dilimli ilk devre... Ve Tanzimat- tan Meşrutiyete, Meşrutiyetten e riyei ve Cümhuri- yetten bu güne, 3 dilimli ikinci devre Tanzimattan Gö İki devrelik bu dilimleri asır ti ifadelendirecek olursak, 16 ıncı Asır ortalarından 20 inci Asır ortalarına kadar 4 asır boyunca söyleyiz: 16 ıncı Asır sonlarında maraz, derimizin altında ilk “köprü başlarını tutar, 77 inci Asır sonlarında deri üstüne sızmıya 18 inci ve Vi ci uncu Asırda tam ifşa ve iflâs belirtir, 20 in sırda da ayni ifşa ve iflâsın, şifasız deva tesel- lileriyle rlaler kaydeder. © Bukranımızın ilk büyük devresinde baş illetimiz, ham ve kaba softalıktır; ikinci büyük devresinde de körkütük hayranlık, şaşkınlık ve şahsiyetsizlik... & Buhranımızın ilk devresinde, nasıl İslâmiyetin vecd ve aşkı yerine, yanlış anladığımız kabuğuna ve dış şekilleri- ne esir isek; ikinci devresinde de, Batının, mahrem mak- 71001 Çerçeveden Hay takalım Ni Gi is vee olmadığı, yani kâmil zıd. Kuyu Eve yacağı se içeriye doğru sipsiv: Renkleri doldurdum avuçlarına. âle Akşamı kapina getirdim ; Bitirdiler, yemekten ruhlarını; lül dal uçl Re ae del çay büyük iftiracısı olduğu Öy arasında müspetle m Büyük yoklamanın saati geldi; Kesildi en güzel çeşme. li EĞ Bir nefes halinde gökyüzündesin; Artık bitmiyecek bu mavileşme... Emin ÜLGENER bilir Va talip grip ker tirme İstanbulun n İng ee bir iftira atalım ! Ona öyle 2 kulp Bu da ne lâf? Çemberlitaşın imrli. değildir, mebus değildir, papuç değildir, inek değildir ve saire. Doğrül Onun olmadığı; yahut sadece alâkasız olduğu şey lnitebabi; fakat aslâ olmadığı şey de, muhakkak ki, olduğu ve be esi m Dâva mde en hazin te “elli, b mil sakliyi kâmil zıdlar arasındaki ke; ne dokuması” “ir maş am halısının ; abuksabuk kelime piyangosu, elik ve doğru çizdiğim helezon, çirkeften ilersi midir, gerisi midir ? Tayyare mi, bin bi: sihirli seccadeye doğru bir irticadir; yoksa at kazıklı ir evlerine doğrü bir ilerileme ? kikat dururken; hakikatin, şekil, re: ve e bikere Fikir söndürmek için bu ve o) cağına da ve Bade. hakkında kullanılabilir: İşte o tâlarını göremeden ve oluş sırlarına eremeden, yine kabu- ğuna ve dış şekillerine esir senle” © ier iki devrenin de kahra sojta olduğu halde, bu iki ham ve kal öm e Birbiri: nin ayni olduklarından habersiz, zâhirde birbirine zıt iki temayül vesilesiyle birbirine düşmandır. © Buhranımızın Tanzimattan sonrasını kadrolaştırıcı ikinci büyük devresinde, Tanzimattan Meşrutiyete, Meşru- tiyetten erdi ve Cümhuriyetten İkinci Dünya Har- bine gelinceye kadar süren üç merhale, ufak tefek kemiyet farklariyle, hesapsız ve kitapsız Batıya hayranlık, dünyayı ve nefsini müşahede altına alamamak hastalığının yekpare- leştirdiği bir bütündür & Ik buhran devremizde, bağlı olduğumuz iman manzu- mesinin vecd ve aşkını kaybettiktan sonra, kabuğa mıklı kalmak yüzünden, Batı harikasını hemen müşahede altına alıp ciğerlerimize Ma ve şahsiyetimizi kaybetmek- sizin kanımızda mek imkânından nasıl mahrum kal- dıksa; ikinci Kia ienridi de, ayılmak bilmez bir hayret ve dehşet pisikolocyası altında, Batının kabuğunu bir türlü oyamadık ve meyvasını yiyemedik. Ve nihayet ilk buhran devremizden evvelki nurlu gün- lerimizin ruhi kök muvasalasını zayıflatmak yüzünden, fikri buhran sonunda müthiş bir ahlâki buhran hengâme- sini davet etmiş olduk. O da bu gündür. İdeolocya Orgüsü — BUYÜK DOĞU Necip Fazıl KISAKÜREK KİMDİR? n, Çemberlitaş ne değildi namütenahidir; ir; ne değilse onu ve. hepsini saymak mı lâzım? çi ile aksidâva, müsbetle menfi gibi... duğu , gece ea li Likya Çemberlitaşın kâmil zıddını bula- lım ! Çemberlitaşa kâmil addiyle, iftira © e elim! O'n t, göklerin ilaşilkm bakörerine doğru sipsivri mi pr tai en olmadığı, en olama- i batık bir nesnedir; o d ir insanın, bir zümrenin, Ne hareketin, bir dâvanın da böyle kâ- epaze beğserikle iftiraya uğramasıl.. Limontuzu. limonun; maki- girift şiirin en le !.. Amma bu idrak ve nüfuz hayasızlığının bir derece daha üstü veya altı var! çi malüm enfiyi tokuşturucu kalpazanlık şenaatini bir tarafa bırakalım; daha f. Aslâ bilmedikleri ifadeleri, aslâ ne ifade ettiği bilinmiyecek orta malı asri (!) demagocya peri En aşağının aşağısı, esfelin sefili bunlardır ! diği için «bu adam cii şunlar : sağdır!»; «yeşil fener geminin soluna düşer!» dedi om bombası altında sulara yutulacak bir medeniyet mi, nk, ses ve rayiha esen dağbaşları dururken, bu sarahatsiz zulmet tulumbacılığı?.. Hem ne fayda umula- Bakin bir faydası vardır. Hiç bir iman şekli, zamanı durdurmaya ve kokutmaya a yalnız zamanı Bu ire Ziba soka- elimesi, hem de yüzde yüz sıhhatle, zaman yah olur! göre, (mürteci) k. nda uçan kuşa sorospul..» diye bağıran mahlük gibi, yalnız kendi mâracısının Ni ve samimi rna. > <

Bu sayıdan diğer sayfalar: