1 Mart 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 6

1 Mart 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İNGİLİZ HAKKANİ- YETİ VE NETİCE Mukbil ÖZYÖRÜK Hakkaniyet — Eguity) hukuku kendi, kendine bir muhakeme usülü meydana getir- miştir. Birçok teferruat ve usüli (prensip)leri ihtiva eden çok gi bir mevzu oldu vie an ve hukuk felsefesi bakımından ehemmiyet eş pri reyi öy). akeme us üzerinde durmamayı Ni Sa burada, (egsity) nin kurduğu (trust) müessesesinden bahsedelim : (Eguity) nin prensipleri, bizim eski deni kanunumuz olan Mecelle'nin baştarafın- daki 100 maddelik (ahkâmı umumiye) yi pek ziyade a GE AKLA Bunlardan birkaç ta- nesini zikredelim * Hakkaniyet, bir yanlışın tashih edil- memesine tahammül edemez. (Eguity will not suffer a wrong to be without a remed) # Hakkaniyet, hukuku takip eder. (Egaity follows the law) kkaniyet, ancak vicdan ve zaruret Kane yerde (Common law) dan ayrılır. (Egaity break in upon the Common law where esime and conscience reguire'it) al aaişök isteyen, my iyetle ha- reket etmelidir. (He who seeks eguity must & eguit, Hakkaniyet istemeğe gelen, elleri temiz aile ( who comes into eguity must 004 with eeam hands) - Birer örnek olmak üzere zikrettiğimiz bu kaidelerin yanı sıra daha birçek kaideler mevcuttur ve her biri ayrı ayrı güzellikler taşımaktadır. (Egaity) nin Serra içtimai hayatında öbs bir tek (rast) müessesesine bak- mak yeter, ve elzemdir. İngiliz hukukunda bir kimse, giti vasiyet yoluyla evlâtlarına o terkedemezdi. Toprak, o zamanın en büyük GöreeliydL Bu en büyük serveti elinde tutanlar da Parlâmen- ederdi. Fakat şüphesiz fertler; iii kal desinin hilâfına olarak diger evlâtlarına da bazı şeyler bırakmak ve onların geçimini temin etmek istiyorlardı. Bu kimse o araziyi, itimat ettiği dostuna terkeder; buna mukabil toprağın gelirinden bütün çocuklarının fayda- lanmasını temin ederdi. Yalnız, dost vaadini yerine sp takdirde onu zorlayacak bir hukuk k ken devralanlar mutlak bir surette toprağa sahip oluyorlardı. İşte, böyle bir vaziyet kar- şısında (Chancery) müdahale eder ve vaadini / yerine getirmeyen kimseyi bu vaadi tutmağa mecbur eylerdi. İngiliz hukukundaki bu tekâ. n tedavülünü te. min eğe. hem sanayi inkılâbını hazırla. mi em prağın asıl ailenin elinde mii suretiyle bütün evlâtların verasetini temin etmiştir. 1873 ve 1875 Ee > hukuk hayatında büyük bir-inkılâp da, hâkim eliyle imal edilmiş (jxdge-made) birer hukuk sahası ol- arasındaki ismine (eguity) nin, (Com law) için Kem) olduğu şeklinde kabule e Şimdi DD le İnsanların çanhlekbii m runda kavga ettikleri ve ebede kadar da edecekleri, her şeyden üstün, tek şey vardır : teâmül tatbik boyun eğer; fakat neticede yine de hakkını #lamıyacağına zâbip olursa, o zaman vaziye- tinin takdir edilmesini, hususiyetlerin göz önünde tutulmasını ve insaf ve merhametle hareket edilmesini ister, Fert bu isteğiyle hukuk (üniformite) sinin dışına çıkmış olmaz. kanunun maddelerine giremiyecek al geniştir. ün İ merhametini er kendi üzerine kadar girifttir. Adalet ise, bir mahkeme evrakının altına bir «llangi ulamamı olusam? (VİLHELM MAYSTER) (Vilhelm Mayster) yalnız Alman edebiya- tının değil, cihan edebiyatının da en muhteşem eserlerinden biridir. Bu büyük romana, (Göte)- nin en fazla şahsi eseri göziyle bakılmakta. * dır. z apısı bakımından dünyanın en fazla şaşırtıcı romanıdır. Bu yapının terkibi, Cer- men dünyasiyle (antikite) yi şahsında ifade- lendirerek harikulâde bir terkip dehasına sa- yan çizdikleri ileri sürülebilir; fakat parça- ları kimyevi bir birleşmeye ulaştıran deruni terkipten eserin mahrum olduğu iddia edi- mez, Eserin ana çekirdeği (Göte) Kümeli furt) da bulunduğu zamanlara, 177: 3 seneleri ne kadar geçeri hayatından teşekkül isi B Alman münekkitleriyle birlikte ileri sürebiliriz. Meselâ 1780 de (Merk) e yazdığı mektupta eserinin bütün bir tiyatro hayatını aksettireceğini belirten (Göte), uzun fasıla. lardan sonra yine bir dostuna yazdığı mek- re kırk > basınca ei em söyle- diği halde uzun zaman eserin kalmış ve ancak 1791 an his rae on ikin- e kadar olan kitapların taslağını ve pilâ- nını ole almıştır. İşte, bu ara verişlerin es0- go (klişe); bir mühür basmak değildir. Kanunu ellerinde taşıyan hâki açtığı zaman gören bir millet, üstelik de yazılı hukuk kaideleri için- de sıkışmışsa derhal harekete geçer ve mu- iyi anlamışlar ve tatbik etmişler- Bir cemiyette hakkaniyet fikrinin ruhf iman bödabtleği halinde e ürer için de © cemiyetin mutlaka madde bir hakikata ve ona Sü değişmez eş inanması lâzımdır. rin görünüş vahdetini zedelediği meydanda. dir. Ayrıca A nin bu eseri b edilmiş bir nuyorum! Bu suretle bu çıkmazdan kurtu. lursam sevineceğim!» Bu sözler ileri sürdüğü- müz tahmini haklı e Eserin mahiyetine gelince, esere kosko- ca a hayat liğin söylemiş, bunun ahdet meselesiyle ilgili — ileri sürmüştük. Göte) bu eserin ana fil «An. nalen» lerde belirtmeğe ar “En çok âki olan, insanın yaradılışından müstait bu- unmadığı sahalarde uğraşma; kalkması, iktidarı haricinde de teşebbüs ve faaliyette man hâkim kılavuz fikir budur. Yalniz bu temel fikir eserin deruni vahde- tini ve bütününü ku o er. (Vilbelm Mayster) bir tiyatro romanı olması itibariyle, yakl ” aüelliinden ayrı olarak da dikkati çeker. bir ru- hun (portre) si halinde, -bir insanın,“bir tiyat- ro âşıkının bütün hayatını olanca giriftliği ile kucaklayabilmesi, onu (Göte) ye lâyık bir ymet derecesine ulaştırmaktadır. Vecdi BÜRÜN yeğ an

Bu sayıdan diğer sayfalar: