21 Haziran 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13

21 Haziran 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

<çHğydda Büluk Köpek yanına yanaştı. Hayvanın başını kaşıyarak ona a ve söylendi : — Kitaplardan © öğre! Muhakkak bırakabilirdim. Yemeden den kesijdim. Bu kendi başına kazanılacak saadet (idealizm) imi tam hakikat haline ge- tirmiştim ki, etrafımda insanların bulunduğu- nu sevgilim bana anlattı, Şöyle mi düşündüm, dersiniz? Her insan kendi hissesine düşen bir, iki kişilik saadet payı için kavga etmeli, iç olmazsa bu kavgayı yapmalı ki, ası| ha- kikat dünyasını ağ Bu v ka- zanmamalı ki, Hanyayı Kon as e asın, Bu kaygada zaten kazanmak da y ra bm re ortada galip vardır ama, ni p o r ki... Kadında, erkek de böyle Bir ere sonunda soluğu ya nikâh dairesinde n içinde ee mekteplerinin taksiti, hanımın mantosu... Biz mağlüp olduk. Mektep takâitinden, daimi ınantosundan kur- kokmuyor olmalı. Meyvalar çürümüş, kuzular r, nisanlar konuşmuyor... İnsanlardan ea Malüm sebepler, malüm rakıya vurduk. Bir aralık bu yeni keşifle aallağlan sandım. Yıkılmak üzere idim. Wabım bozulmuştu. Uzun 'lâfın kısası, kalktık. Ver elini doğduğumuz memleket, dedik. Gittik. Orada sevgilime göndermediğim iki mektup yazdım. unları size m, evde okursunuz. Hem Mektupları sp eve yollandım. Vakit çok geçti. re kalkar kalkmaz oku- dum, Bana bir şeyler öğretecek zannediyor- dum. Halbuki eltrknd hiçbir şey yoktu. gitti. Se vgilisine ya ile, kendisi ile, yazısı ile alâkadardı. Bu yazılar öteki yazılarına zemiyordu. Daha iyi, daha kötü oldukları için değil, Âdeta uykudan uyanmış gibi bir halleri var- dı, Bilmem ki onları da size yaasam mı?... Hadi yazayım, ne kaybederim? — BİRİNCİ MEKTUP — elimde kalem kâğıt Bir dakika evvel, söyleyemedim. Şnnu bir şair en deli kale sının *tubaflığı say | Sen kar a idin. Bun; söylemek güzel bir şey si değil ama galiba samimi. Bütün benim gibiler sevgilile- rinin karşısında imiş gibi olurlar; sürüden ayrılır rs siz, kalem kâğıtsız, via ve kalem kâğıtla gibi, oturup bir. r ko- larımın çoğunu beğ: tim. Kala kâğıt aradım. İşte oturdum, ya- ziyoru A, bahsetm sedecek ne var ki. em. Zaten bah- Hikme ş «Ben sana hayran, sen cama tırman?! Ne de kendimden bahsetmek istiyorum. Ne senden, ne kendimden söz aç r mu? sıralarda başımdan geçenleri ceğim. Bir takım şeyler var ki, başkalarına an- e. İM ii üstünde hiçbir tesir ve rakm aynı şeyler, bende neler Sağl veli. ve onlar mühim şeylerdi, Netekim karşımızdaki - yâni o 2 anlat. tığım insa; bunların dinlem değer olduklarını bana ihsas sleek Ne edeyim? Sanki bunları sana anlatırsam yaptığı tesiri san hikâye ede. Bunlar benim ve o ima bugün- iye eserserileşen a ait ufak tefek m se- şeyler. Senin sevgilim, çerye e ver gisi bir say mel Benimle siki fıkı olun İyi d m «Hepsi böyledir ee iş Böyle olmasak, ne- ye yarar! Senin patroaun, yeni sevgilin güzel heriften ne farkımız olurdu? Ben sana binbir defa insanları i söyledim, hem yazdım. Bü insanları sevme sözü PE bir şey değildir ama galiba biraz zari... Yoksa öyle insanlar var ki, kafası di tutup ein k aklım geçmese bili; başka bir insanın Teri irse, bunu da baki, ben n dan başka birşey olmadığım i - mazur görürüm. Yine öyleleri var ki, e sokulmak zehirlen- mekle eştir. sanlar tanıdım ki, son günlerde... Allah 2 Yarayan » b e ee ROMAN Sait Faik Bir türlü asl anlatmak istediklerime ge- lemiyorum. hakkım da var. Hakikaten fazla ilgi bsi şeyler değil... Şöyle bakıyorum da... İnsanların başından geçen, gele benim gibi saf Günl .. Bu saf kelimesiği emin ol ki, bir övünme için söylemiyorum. e sem hem senin karşında övünmek İstese u içinde aptallığın, . temizliğin bağdaştığı *saf» kelimesini kullanmazdım. H dedim. Saf mı, değil mi? Sen bunu pekâlâ bilirsin, Arasıra re, olduysa bun- ları da sana daha çoi ersen Hele benim: gibi saf olanlarının... Deyip kalmışım. Unuttum ve Mühim birşey değildi. Şu yükarıki satırları yazdıkta bir sel “elinde ki kâğıdı bırakıp, yine elbet... | İst anlatayım ? Yukarıda ne diyordum: ktan eger madan düşünmeğe koyuldum. Bu iş, düşün ek işi, ne uu yazı e iye şu yazı yazmak işinden daha nsan düşünürken güzel cümleler yapı- e İyi e, hatırına geliyor, ne me- Solaleri hallediyor. Bazan cümle yapmadan da düşünüyarum. in cümle yapiyorum. Bu cümleler tam benim istediğim, yazmağa sa- vaştığım şeyler. Helbuki düşündükten sonra yazı yazmağa koyulduğum zaman aynı cüm- zaman beğendiğim cümleleri, e. Yazmanın çok (estanta- ne) bir düşünce ldeğesi biliyorum. Onu söylemek istemedim, Farzet ki bir kırdasın. kurmuşsun. Eve gidince şöyle birşey yaza demiş, düşünmeye dalmışsın. İşte bu anları kasdediyorum ei düşünürken bir şekil vermeye çalışmak yok da, onun için düşündüğümün. ya- zar gibi düşündüğümüz şeyler bize güzel geliyor. Yoksa hakikatte de güzel değildir onlar. Çünhü şeklin bulunmadığı yerde, bü- tün düşünceler, sanki şekil varmış gibi -ön- ceden, çok önceden varmış gibi. bir başka dün yaradır. Kİ yada kelimelerin, cümle- lerin ne gramı bu gramer içinde ge varr Gürak g insana güel gibi gelen, foyasiını vk ün görülür ve, içinde belli da bir ölemde- dirler. (Arkası var) o. bytes ea belirtileri . Uyan ça olduğumu gö- iyi yan koşup, heye. candan inler birbirine karıştırarak: «Hastahaneden çıkar çıkmaz gideceğim.» Diye söylendi. «Nereye?» «Anla işte bay mâna kadar tatmadi Biri, soğuk bir di torpili salıverdi : e eri galiba (Ma- ron glâse)!. Bu za- rur, Kendisine göre, yaşı nüz yirmi sekizi aşmak üze- redir. Saçları taranmış, göz- eri sürmeli... Anlıyamıyorum g rağbet he: m ele batacak şe- kilde. Çocuk şu Mike a yok Diye, ban derdini « mu? ktü. İlk gece hastabakıcı, kü- birkaç tane... Konuştukça çe- nesi çözüldü; çenesi çözüldük- konuştu. İçimden, daha fazla uzatmamasını temenni ederken uyumuşum, Günler ve o ker ta o. gelip geçti. ma kaçıncı geden bil. b Ür a ni kendime mırıldan- «Taburcu, taburcu! Hayır, hayır!.. Bu uç he. celi e sihirli mânası- nı, sırrını, koğuş ars ya şamıyanlar anlıyamazlar. 15 Sevinçle şaşkınlık arası bir hatırladım. Koğuşu terketme- den artık iyi olduğumu hisset- wi bir şekilde bağırdım: Hoşça ki teta. Bir eteğini falan ak bu mektep revirine le kere girip oradan ( taburcu ) olarak çıktıktan sonra, o gün kk günlük hayat koğuşunda hastayım!.. Şu farkla ki, çi sabahleyin yatağımın başına gelip şu ha- beri vermiyor : — Haydi; bugün taburcu- NE Ke ». Naim TİRALI

Bu sayıdan diğer sayfalar: