21 Haziran 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 5

21 Haziran 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BEKİR (HABBAZ) Bir tek söz: — Çoluk çocuğu, vetini helâl yolundan gidermiş olmanın cezasıdır; hele yol, haram yolu olursa düşünün artıkl,. insana, şeh- EBUBEKİR (EBİ SÂDANOĞLU) Dedi : — Sofi ona derlerki sıfatların ve çerçevelerin dışında olsun; fakir ona derier ki, sebeplerden elini çekmiş olsun, EEBUBEKİR (DAKKİ) Sözü: — Afiyetle tasavvuf bir arada toplanmaz. 80 zü: — Sofinin afiyetle ne işi var?.. Tefirci — ye bilne biri bir temizlik vesvesesine düşmüştü. Deniz kena- rında yıkanıyordu. Bu vesvese onu o hale getirdiki, eli ve ayağı yara, bere içinde kaldı ve yalvardı: “Allahım, afiyetl... ses geldi: “Afi- yeti ne yapacaksın ?.. o, ilimde olur, tarikata ayak basanlara âfiyet yoktur!, “kk Birgün çöllerde dua etii: Allahım; bana lütfettiğin öz hakikatinden gönlüme öyle bir hal göster ki, onun zevkiyle biraz canım dinlensin | Ve hemen duasının arkasından ona bir âlem gösterdiler. Çığlıklar koparmaya başladı. Nerdeyse öle- cekti, yine dua etti: z — Allahım; ört, bu bana gös- terdiğinil.. Ört, buna tâkatım yokl.. Örttüler. See âleminin ve gayb eh- linin gizli lame Allahtan bir rah- tti min gizli olması, ve nimettir. Sen, gaibler âlemine karşı yalnız şunu bil: Bu dünyada, bir bahaneler aynasında, bir serap çerçevesindesin! Ve bir zindan içindesin |. yarın, günü gelip rızkın tükendiği gün sana gayb ve haki- kat kapısı açılacaktır! “ii Ona, bu yolun yolcularına ait AZAN: edep kusurunun. ne olduğunu s0- ranlara si n iç ela dış yü- züne kesimdir Arl za 2100171751 Allahın, bütün yer yüzünü ayak- larının altına, bütün gök yüzünü de başının üstüne çekip kendisine topye- kün bağışladığı peygrmberler Peygam- rinin: — «Ebubekir benden v Ebubekirdenim ; ve Er itayüde ve ahirette kardeşimdir.» Buvurduğu büyük insan... Ebubekir. . ia Hazreti Ebubekir müminlerin ba- şına geçince, Üsâme'nin kumandasın- daki İslâm ordusuna, Şam'a do yürüyüş emrini verdi. Ordu, kuman- ünite beraber, peygamberler Pey- gamberinin em hazırlanmıştı. Üsame, Allah aron vga sonra, birden bire Medineyi bırakm nın doğru olmadığı, e e rının bu vaziyetten faydalanarak belki bir teşebbüse girişmeleri (ihtimali Dim İs bir fikir ği Ebu se same'nin bu üni Değ el Ömere şöyle Hazreti — Üzerime, köpekler, kurtlar saldı- başıma leke ii yine Üsâme'yi gönderirim undan sonra Üsüme'ni aksine değiştirlimesini Mi a de: Peygamber tarafından tâyin edilenin azlini benden mi İstiyorsunuz? Cevabını veren Hazreti Ebubekir, ordunun hareketi günü Üsâme'nin karargâhına kadar giderek orduyu uğurladı. Üsüme ile arkadaşları, geyik bacaklı arab atları üzerinde yol alır- ken, Devlet Reisi, yaya gidiyordu. Üsüme atından indi, onu Devlet reisine takdim etmek isredi. Kabul eden olmadi. Etrafdan kaşuşup İslâm top- ka ese vd Ebubekir, yalnız şu kerre verd — Bırakın; ve bir saat bo- yunca > Allah yolunda e in Biraz evvel isl man iye si gençliğini ve eid. liğini bahane ederek değiştirilmesini isteyenler, bu levha karşısında, bağlı oldukları imanın her İstikameti ku- şatan bütünlüğünü bir kere daha anladılar. * Böyleyken ?... Adıdeğmez TP ADIDEĞMEZ. EBUBEKİR (TAMSİTANİ) Sözü: —Kalbin hayatı, nefsin ölümün- dedir, Tefsirci : — Kendini öldürmedikçe hayatı bulamıyacaksın | “i. Sözü: — Nimetlerin en büyüğü nefs dairesinden dışarıya çıkmaktır. Zira Allahla aramızda nefsten kalın hicap perdesi yoktur. EBUBEKİR (FERA) Bir tek söz: — İyliklerini gizlemen, kötü- lüklerini gizlemenden çok daha üstündür. EBUBEKİR (MEVAZINİ) Kurban bayramında, bir dervi- şin, bayram kalabalıkları içinden geçerek şu sözü söylediğini duy- dular: benim efendim! Mahlük- ların sana, kurbanlariyle ve iylikle- riyle yaklaşmaya çalışıyor. Benimse nefsimden başka takdim edecek hiçbir şeyim yok... Bu sözlerden sonra, dervişin, küçük bir iniltiyle yere düşüp ruh teslim ettiği görüldü. EBUBEKİR (MUGAZELİ) Anlatıyor : — Bir büyüğü imtahana çek- meğe karar verdim. Evine gittim, kapısını çaldım ve haykırdım: «Ey ev sahipleri, beni bir şeyle lütuf- landırınız b Büyüğün, içerden, zev- cesine hitap ettiğini duydum: «Şu adama birşey veriniz! Eğer o Allahı bilmiş olsaydı, buraya, beni imta- han etmeğe gelmezdi.» Bu sözü işidir işitmez, kaçarcasına oradan ayrıldım ve imtihan edilen ben oldum EBUBEKİR (HEMEDANİ) Dedi: — Dervişlik üç şeydir: Kimse- nin elindekine tamah etmemek... Bir yerden birşey gelirse, engel olma- mak... Alınan şeyi toplamamak...

Bu sayıdan diğer sayfalar: