6 Eylül 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2

6 Eylül 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K i b v ği p Başyücelikle iş ölçüsü 8 (Başyücelik. Devleti) nde, maddi ve manevi her ne şekilde olursa olsun, tufeyli; başkalarının ya ve eme- ğine musallat tek fert bulunmaması, gay; & Tufeylilerin başında, sokak dilencileri, bütün işsizler ve mesleksizler, her türlü verimsizler ve kaçaklar vardır. © /Başyücelik Devleti ) nde ana prensip, ferdin, devlet mürakabesi altında, ister hükümet ve ister cemiyete mesul bir ifadeyle, bellibaşlı bir derim ve işe memur bulunma- sıdır. Bu mil# ve umumi memüriyet, sadece bellibaşlı yaş hadleri ve bellibaşlı yağlık şartlariyle sınırlıdır. © Devletin, millet ve “cemiyet iradesini temsil yoluyle iş ve meslek diye kabul etmediği ve içtimai faydasına inanmadığı faaliyet şekilleri, iş ve meslek değildir. Me- selâ (Büyük Doğu Cemiyeti) ve ( Başyücelik Devleti) nde, köşebaşlarında böynu bükük ' bekleyip otomobillerin kapı- sını açarak bahşiş toplıyan, nüfuzlu ve tesirli şahısların başları etrafında sinekler gibi dolaşa dolaşa dalkavukluk eden, hiç bir hak ve gerçeğe bağlı olmaksızın manevi- yat istismarcılığı yapan ve uzaktan ve yakından bunları * andıran örneklere yer yoktur. Tufeyli olmaya doğru giden verimsiz şahıs, ya iş bulamadığı, ya iş görebilmek şartlarına malik olmadığı, yahut iş görmek istemediği için bu vaziyete sürüklenece. ğine göre, birinci halde işi (Düzenleme Vekâleti) yolıyle devletten isteyecek, ikinci halde ve âile himayesinden mahrum kalmış olmak şürtiyle (Devlet Bakım Evleri )nde yaşayacak,. üçüncü halde de: kafasına vurula vurula iş sahalarına. sürülecektir. “İş ve meslek sahibi olma çağın- da ( Başyüce)nin oğlu bile ağnı ölçünün en aciz mahkümu ve takip hedefidir. (Büyük Doğu Cemiyeti) ve (Başyüce- lik Devleti)nde babaya ve mirasa dayanma yoktur. © Başyücelikte iş ölçüsü ve iş dağıtımına memur hü- kümet organizması, açık ve tabii yollardan bir mesleğe ulaşamayan ve bir meslekte tutunamayan ferdi, maddi ve manevi en sıkı ve en doğru mudyeneden geçirip, rençber- » likten ameleliğe veya talebelikten herhangi bir memurluğa “kadar lâyık olduğu verim toprağına dikmek, orada tut- “turmak ve geliştirmekle mükelleftir. Böylece içtimai müç. ; bet sınıflar dışı bir iş kaçağından, bir gün; bir" (Başyüce) meydana gelmesi ihtimalinin yolu açıktır, © Bakımından mesul olacak hiçbir yakını veya isteklisi bulunmayan maddi veya manevi sakat fert, illetinin iyileşme veya iyileşmemesine bağlı imkân kadrosü içinde, şifasına ve- ya ölümüne kadar devlet hastahanelerinin, devlet ıslahhane- lerinin v2 (Devlet Bakım Evleri) nin en has ve en kıy- metli konuğudur. Buralarda cemiyetin çürük ve tortu kıs- mı, en ş2fkatli gizlenme ve bakılma örtüsü altında möy- danlardan nihandır. Her türlü yakınlık himayesi ve gelir- deni ve tam mânasiyle iş iktidarından mahrum ileri ihtiyar- larında yeri, (Devlet Bakım Evleri)nin hususi şubeleridir. Devlet, çocuklora masal anlatmak kabiliyetinde bir ihtiyardan, parmak uçlarına inen temas dehasiyle bir hasır iskemleyi örebilecek körlere kadar ' herkesi “ve en rahat iktidarı içinde verimlendirmekle mükellef olduğuna göre, (Devlet Bakım Evleri)nin topyekün verimsiz konukları, topyekün iktidarsızlardır. Bu bakımdan devlet, bir taraf- tan kendi girift ve muhteşem teşkilâtı, öbür taraftan da irade mihrakını teşkil ettiği cemiyette aile ocaklarıyle sıkı ve uyanık bir bağlantıya sahiptir. © Başyücelikte iş ölçüsü ve iş dağıtımına memur hü- kümet organizmasının, evvelâ önlemek ve sonra verimlen- dirmekle mükellef olduğu tufeyliler ve serseriler mevzu- unda, ihtiyarlar ve illetliler zümresinin karşı kutbu olun başıboş çocuk, esasta ana baba mürakaba çerçevesi içine sımsıkı mıhlı, bu çerçeveden kaydığı ve kaydırıldığı nis- bette ana ve babaya büyük mesuliyetler yükletici, ancak bellibaşlı şartların zorıyle bu çerçeveden kopar kopmaz ve her türlü yakınlık himayesinden mahrum kalır kalmaz da hemen devlet eline geçmeğe ve devlet elinde yetiştiril- meğe mahküm, fevkalâde hassas bir mevzudur. Devlet, doğrudan doğruya kendi eline geçme vaziyetindeki çocukları, bir taraftan onları evlât edinecek cile ocaklarına arzeder- ken, öbür taraftan da bizzat kendi müesseselerinde yetiş- tirip en parlak istikbale takdim etmek; böylece insan, is- tidat, kabiliyet ve iş tasarrufunu son haddiyle misallendir- mek burcundadır. İdeolocya örgüsü — BÜYÜK DOĞU 1001 Çeravrdın Necip Fazıl KISAKÜREK KURTULUŞTAN KURTULUŞ | bayramı!.. ip kumanda, yedi sütun üze- ri md bilge, ike, baş makale, fıkra, telgraf, hebrik... Her sene şahit olur, duru; uz: 0 va ve falan kurtuluş Sancak, mızıka, ro- © Filân Niçin ? İ Filân zamanda ve falan b kilde kurtulmuşuz !.. Vatanımızın. filân zamanda “bu aidiyetten şüphe “düğü münü, bunu'her vesileyle kutlama teşebbüsü, bu kurtuluştan ve etmek gibi bir düygu ukdesi belirt- meli bize... Frenklerin «ken- disini küçük ve aşağı görme ukdesi» diye anlattığı bu his .zâhirde. (Herkül) tavrı takınan' yürek- lerden ne gün söküp atacağız? Üstü gurur, oltu sofalet!.. Azad edildiği günü her de- fa kıtlıyan bir köle, ayağa - kalktığı saati boyuna tesit üstelik, eden bir kötürüm, dilinin çö- züldüğü mevsimi habire ziya- fetlere boğan bir kekeme, ru- hunda 'bir türlü hürriyetin, sağlamlığın ve konuşabilme- nin, hak, liyakat ve emniye- tine ulaşamamak korkusunu beslemiş olmaz mı Dos'umun beni sevmekte, talebemin bana saygı duymak- ta, kalemimin daima işlemek liyakatini göstermekte devam ettiğini, her münasebetle kut- luyor muyum? Bunlar, e verdiği ve hamdini -mahrem bir lisanla yalnız lie bağladığı, en tabii hak, liyakat ve emniyet çerçevem... Kötü bir hâdiseden kurtuluş, o hâdiseye uğramaktaki fena şartlardan tam mânasiyle uzak kalınarak onu unutmak ve “ebdiyen kâra defterden sil“ “mekle olur Yeter delik bu yağli, (Gö ren) esnaflığıl, Asıl bundan kurtulmak istiyoruz | > a0) NÖ

Bu sayıdan diğer sayfalar: