December 26, 1947 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 10

December 26, 1947 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Susmak ; sırrını birisine söyleyip de aman kimseye vesika demekten daha iyi Yi sadedil, suyu, daha taşmadan . pinar başında bağla, kapat! Çünkü çoğa- upda ırmak halini alırsa kapatamazsın, Zayıf bir: düşman” sana itaat ve dostluk gösterirse, maksadı vakit kazanarak, kavi bir düşman olmaktır, Dostların dostluğuna iti. mat edilemiyor ; düşmanla- rın dostluğuna nasıl inanı- labilir ? Küçük düşmanı hakir say- mak, azıcık ateşi ihmal et- meye benzer Ateşi bugün söndürmek mümkün iken söndür; çün kü bir kere parlarsa cihanı yakar ! Düşmam ok ile öldürmek mümkün iken öldür, yayını kurmağa bırakma | İki düşman arasında sözü öyle söyle ki, onlar birbirile dost oldukları zaman mah.. cup clmiyasın. İki kimse arasındaki cenk, ateş gibidir. Bedbaht gam- maz ise odun taşıyıcıdır. Bununla o, bir aralık m şıp birbirinden memnun olurlar. Fitneci ise ara yerde mahcup kalır. “İki kişinin arasında ateşi alevlendirmek, kendisi de ara Yi yanmak, akıllı işi değildi Kam içici dilan yi, işit- memesi. için dost ile konu: şurken yavaş konuş; duvar önünde konuşurken dikkat et; duvar arkasında kulak bulursun, Her kim dostlarının düş- manlariyle barışırsa, dostla- rını incitme arzusunda bu- lunmuş olur Bir işi yapmak hususunda mütereddit olduğun zaman zararı az olan tarafı kabul et! Mülâyim söyleyene sert söyleme! Sulh kapısını ça- lan, sulh isteyen kimse ile cenk etme | Bir işi para ile temin mümkün oldukça canı teh. İz koymak doğru de. in hilelerin en sonu- ur Hiçbir çare kalmayınca eli kılıca götürmek helâldır. Düşmanın aczine acıma; çünkü o, kudret, kuvvet Lözanmca sana acımaz Düşmânı âciz gördüğün zaman mağrur olma ; çün: kü her kemikte ilik, her gömlekte “insan var ! Her kim bir kötüyü öl- dürürse, halkı onun belâ sından, onu da Hakkın aza. bından, yaşayıp d azaba müstahak olmasından kurtarmış olur, Herkese acımak, iyilik etmek makbuldür, Fakat halkı inciden- kimsenin ya. rasına merhem koyma! Yılana e kimse bil. mi ki, ona merhameti insan sea Ts zulümdür. Düşmanın nasihatini ka- bul etmek hatadır. Fakat sen düşmanı dinle, senra onun dediğinin tersmi yap! © Düşmanın şöyle yap, de. diği şeyden sakın; sakın. mazsan nedamet elini dizine sana ok gibi doğru bir yol gösterse sen o yoldan sap; onun doğru dediğinin aksine gi Haddinden fazla hiddet, nefret uyandrır. Yerinde olmıyan yumuşaklık da hey- beti izale: eder Ne etrafındakileri usan- dıracak derecede sert ol, ne de karşındakine cesaret verecek derecede mülâ- yim!.. Sertlik ile yumuşaklık bir olursa hoştur; o kan alıcı gibi ki, hem damarı yaralar, hemde merhem oyar. Akılı kimse daima sert- lik etmez. Kadrini eksilte- cek. derecede yumaşaklık da etmez, GÜLİSTAN Kilisli Rifat a N e ARİSTO : (Peisistratos) köylülerden- bir alıyordu, Yine bu sebeplerden nahiye hâkim- lerini kurdu, Sık sık kendi. si e köyle gidip, ne var, yok, gözden geçiriyor ; iel uzlaştıyor, dışa- ridakilerin şehre inip işle- rini yüzüstü bırakmalarının ,önüne geçmiye çalışıyordu. Yine böyle bir kere dolaşır- ken(Peisistratos)ile, (Himet- töos)taki, sonradan «Ver. gisiz tarla» adını alan köy- lü arasında kerkesin bildiği konuşma geçti. (Peisistra- tos) bu adamın baştanbaşa" taşlarla dolu bir yeri kazıp işlediğini görerek şaşıyor ; yanındaki adamını gönde. rip tarladan ne mahsul aldığını” sorduruyor. Köy- lönün verdiği karşılık şu- dur: — Yalnız kötülük ve zahmet,,, Bunlardan da on- da bir alacaksın | #4 Bundan sonra halkın yol göstericileri değil, halkın avcıları olan (demagog) la- rın ortaya çıkması yüzün. den dev'etin düzeni gev- şedi. kk Meclis, her yıl otuz ya- $ından yukarı yurtdaşlar arasından seçilmiş kimse. lerden kurulacaktı, Meclis üyeleri, ücret almıyacak- lardı, : #*# Atalar zamanında oldu- ğu gibi, meclis dört yüz üyelik olacak, bunun için de, her kabileden kırkar kişi alınacaktı, Bu kırk kişi her kabiledeki yurtdaşların otuz yaşını geçmiş kimse- ler arasından ve daha ön. ce gösterdikleri namzetler içinden seçileceklerdi. Dört yüzler devlet me murlarını tâyin edecekler, bunların edecekleri yemini yazacaklar, kanunlara uyul- .Carkhon ), masına ve memurların ay- rılırken hesap vermelerine, iyi sandıkları yolda, baka- caklardı, Siyaset hayatına düzen vermek üzere ko. nulacak kanunlara meclis uyacak. bunlarda ne deği- şiklik yapabilecek, ne de yerlerine başkalarını koya bilecekti. #** Meclis üyeliğinde, asker. likten ve başka bütün me- murluklardan hiçbir kimse; ne şimdi bu yerlerde bu- lunanlar, ne de başkası, bir defadan çok bulunmı- yacaktı, ç #i* Bir kere şehrin beyi ol. duktan sonra anayasa için verilen kararları bir kıyıya atıp, bir ilk seçimle ayrıl. mış beş bin yurtdaş ara. sından beş yüz kişilik bir meclis için üyeler toplan- dılar, Bundan sonra yanla- rına Pire limanı, için on ayrıca on bir ceza evi üdürüyle, üç yüz kamçılı bekçi alarak “20 şehri boyundurukları altın- da tuttular, #** Şehrin üzerindeki hâkim. liklerinin iyice sağlamtlaştı- ğını gördükten sonra do- kunmadıkları yurtdaş kal- madı. Varlıklarıyla şaşırtıp, yüksek soyluluklarıyle, ya- “ hut herkesten gördükleri saygı ile ön dizide gelen- leri öldürdüler, . Dilekleri, korku yaratabilecek one varsa ortadan kaldırmamak olduğu kadar da, mallarına el koymaktı, Öldürdükleri yurtdaşların sayısı az za- man içinde bin beş yüzü buldu. ATİNALILARIN EYT ETİ Suat Yakup BAYDAR

Bu sayıdan diğer sayfalar: