2 Nisan 1948 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3

2 Nisan 1948 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Aile sosyo- lojisinde, ikti- sadi şartlar, : başta (gelen ahlâk ve fazi- let inşa edici unsurlardır. Harb sonu dünyasında, a- harap bir manev ile müessesesinin, kıymet haline gelişinin âmili, iktisadi şartların kifayetsiz bir değer menzi- lesine inmesidir, Ailede, ahlâkı, sami- miyeti. bağlılığı ve yuva kudsiyetine illetler (arasında, daima, birinci pilânı işgal etmiştir. Bizde. aile müessesesi, - İkinci Dünya Harbinin iktisadi tesirleriyle birlikte zedelenmiş; ve harb yılları devamınca, gittikçe harabiye yüz tutmuştur İlk bakışta, boşanmalarda âmil olan kuvvetler çok çeşitli gibi gözü- kürse de, bütün bu illetleri, iktisadi sebeplere irca etmek pek kolaydır. Geçim zorluğu dolayısiyle, aile müessesesinin -Örselenen manevi kıy- metleri sırasiyle şöyle oluyor : 1 — Aile ahlâkı 2 — Çocuk sevgisi Aile ahlâkında vücut bulan tefsir. ler, koca ve karıyı hodbiniye sürük- lemekte ve bu halin hâd bir şekil alması, talâkla neticelenmektedir. Aile içinde kurt gibi kemirici bir gizli kuvvet de zinadır. Zina, cina- yete. talâka ve yahut tarafların mü. samaha ve müsaadesine müncer ol- içtimai bir bir sarsıntı, üçüncüsü ise, içtimai bir gayriahlâ. kiliktir, Her üç halde de cemiyetin köklü mukaddesatına vurulan darbe- ler çok ağır ve misilsizdir. Sosyolojik metodlarla, aile mües. sesesinin : harb yılları içinde maruz sarsıntılar (o tetkik oluyor : Geçimi zorlaşan ailede, ruhi İş ve hedef: Neyzen'den dört mısra Sefalstle geçer ömrüm ez ek Pederdeh yoksa şayet mâli mev © rus; Sefaletten siye olmak dilersen i Tereddütsüz ol, ya va yu Müessesesi bir hoşnutsuzluk başlamaktadır. Bu, karı kocanın iç âleminde başlayan bir gizli şuur ihtilâlidir, Bu ruhi ihti- lâl, gittikçe genişlemekte ve nihayet, psiko - sosyal bir mahiyet alarak, tesir ve nüfuzunu, cemiyet bünye. sinde' hissettirmektedir. Örf ve âdet, bir ruhi intibaktan başka bir şey değildir. Muayyen çev- relerde, sarsıntıya uğramış ailelerin çoğalması, diger bir tâbirle, ruh ibti- lâlinin ibtirasını yaşayan karı ve ko. calarm fazlaca görülmesi, cemiyetin örf ve âdet kıymetlerinde, iğ inanış, meyil ve heves kutupları meydana getiriyor. Zira, psiko - ösyal haller, içtimai bir değer olarak, saridir Tıpkı, sari olan mikrobik illetler gibi, cemiyetin manevi sıhbatinde de, bu nevi mikrobik hevesler, süratle ya- yılan bir içtimai örf ve âdet hükmünü kazanmaktadır. Bugün, aile müessesesi, bu yaman cereyana kendisini kaptırmış bir hal- de, gittikçe hızlaşan bir bünyevi ihtilâl içindedir. Aileyi kurtarmak için ne yapmak lâzımdır?.. Aileyi, yalaız bir hukuki müessese olarak ele alıp bir takım tedbirlere başvur- mak, hem kifayetsiz bir cehd, hem de sakat bir metod takibi olur. şeyden evvel, aileyi, içtimai bir mü. essese olarak mütalâa etmek ve s0s- yolojik metodların verileri ile, illet- #ler üzerinde ilmi gezintiler yaparak, bu müthiş dâvanın köküne inmek lâzımdır. Geniş ve külli bir kavra- yışla meseleyi ele alınca, aile mücs- sesesinin manevi umkunda, ufuneti loji» nişteriyle pek âlâ tedavi edile- bileceğini göreceğiz. âvamız, mühim olduğu kada müstaceldir. Zira, mai harab ol. muş bir ailenin, en müessir terbiye vasatı olduğunu unutmamak gerektir. Yeni nesiller, kundaktaki çocuk- tan gelinlik kıza kadar, terbiye ve örf.ü-âdet müktesebatını burada ta- mamlar. Başı böş, manevi kıymetleri örselenmiş, omukaddesatına inanışı sfıra müncer olmuş, ulvi ve ilâhi ne varsa hepsini unutmuş bir âile vasa- tında, yeni nesillere örnek bir terbi- ye sistemi tatbik edilebileceğini san- mak büyük bir gaflet olur Bir taraftan, $ikri bir mücadele seferberliği ile, aile müessesesinin manevi cephesini takviye ederken, öte yanda aileyi bozan kifayetsiz ik- Sig tisadi şartları islah etmek, baş vazife- miz olacaktır Dünyamızda, aile mü- essesesi, hiçbir devirde bu derece azim bir sarsıntıya maruz kalmamış- tır, Aileyi kurtarmak. yeni nesilleri kurtarmak, yarını kurtarmak olacaktır. Adesenin göziyle her hafta iş ve hedef: (Büyük Doğu) fotoğrafçısı diyor. ki : “İgte size seksenlik bir ihtiyarın dilenmektedir. Meşrutiyet yıllarında bu mü- vezziin lâkabı ( Küçük şömendöfer) idi; ko- şarken adımlarını 150 derecelik bir Eğ le açardı ve(Cem) e, karikalürlerinin en zellerinden birini ilham etmişti: Bugün, Matbuat dünyasının, kendi kü- çük âleminde, herkese el açarken gördüğü zavallı bir emekdarını olsun küçük bir ra- hata kavuşturabilecek nüfuz ve kudrete ma- lik olamadan giriştiği dâvalara ne buyuru- lur?»

Bu sayıdan diğer sayfalar: