2 Nisan 1948 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 7

2 Nisan 1948 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(31 Mart Meselesi — Devam) ALBUKİ 31 Mart günlerinde ka. badayılıklarından başka mezi: vetleri olmayan: 'muhasımlarım, sak- lanacak, kaçacak şehirler ve haneler aradılar, Demek ki, o yegâne mezi. yetleri de yalan imiş. Beni hal'den ziyade, hal'in sureti tebliği müteessir etti. Âyandan. me- buslardan bir heyet intihab etmişler. Sellemehüsselâm odama kadar geldi: ler. Bunların içinde bulunan Tiranlı Esat paşa, gayet kaba ve küstah bir tavır ile yüzüme karşı : — RM seni azletti ! Gini kelimesini bile bana karşı (azl) şekline ele tezlil ettiler. Zavallı millet Kendisini kak mukadderatı bilseydi |. Bu Esat paşanın kim olduğunu herkes bilir. Fakat benim bildiğim bazı şeyler vardır ki, pek az kimse. lerce malümdur Erzurumi Hafız Mehmet paşayı sever ve şahsına itimad ederdim. Bana Müşir Derviş paşa tavsiye et- mişti © Hafız Mehmet paşa Draç muta. sarrıfı iken, bu Esat paşanın küçük biraderi Gani, bir takım münasebet- sizliklerde bulunmuş. Draç sancağının Tirari kazası mütehayyizanından olan Gani bey. Toptani ailesine mensuptu. Orada kalmasını münasip görmedim, Mahfuzen İstanbula gönderdiler: Mu. hacirin komisyonu reisi Yusuf Rıza paşa delâletiyle bana bir telgrafname keşide Bea Tahliye ile sarayda alakoy. di lem a, hatırımda kaldığına göre, Filibe ve Yunan 'hâdiselerinden bir, iki sene sonra üç yüz üç tarihlerin de idi, Sarayda rahat durmadı, Har put'a nefyettim. Arnavutluk ahvalinin bir aralık ahzettiği şekil sebebiyle fenalık et. meyeceğine kail alarak İstanbula celbettim. Yaverlik vermiştim ve kay makamlığa kadar çıkarmıştım. Gani bey, eşkiya tıynetli bir adam idi. Bi- raderi Esat paşada daha temiz bir hilkatte olmadığı gibi .. İtiraf ederim ki, ben, Gani beye fazla meydan vermiş olmakla muhik ve münasip bir harekette bulunma- mışım. Yaşasaydı bittabi yine Har- put'a ve belki daha uzaklara defeder- dim. Gavwi beyin maktuliyeti ne siyasi bir vâkadır. nede bir intikam ese- ridir, Bursalı Hafız namında ve kendi İkinci Abdülhamid ki, mekânı Cennet hakkındaki son hükmün de yeri gerçek tarihtir; (Lâypçig) de basılan ve elde hiçbir nüshası kalmıyan küçük (Hatırat) notla» rına “azlolunandan ziyade azleden utansın,, cümlesiyle nihayet ve- riyor “ Abdülhamid devrinde güneşin yüzüne “bu, güneştir!, diye baka- mamış denecek kadar az ihtiyar olan (Büyük Doğu) cular, o devre ait her hangi bir şahsi menfaatin mümessil ve müdafii olmadıkları- turiyle ortaya attıkları (tez)in ne derecede yeni, genç ve istikbale ait bir dâva olduğunu, bugünün selim akıl ve bilgi sahiplerine ve müverrihlerine (havale İşte, aşağıdaki Selâmlık res: ,mine çıkışını gördüğünüz Abdül hamid, böyle bir Abdülhamid'dir. ge er e ayarında bir mahlük ile ittifak elmiş- ler. Öteyi beriyi tehdit ile soyarlar- mış, Bir soygun hasılatının yüzün- den aralarında münazaa zubur etmiş, Gani, Hafızı, öldüreceği sırada Hafız daha tetik davranarak Gani'yi kat. leylemiş. Vaka bundan ibaret. Maktulün kan ödemeye basbel:- kavmiye mecbur olan biraderi Esat paşa, Hafızı takib edecek yerde, bir kaç gün evvel Büyükadada Gani beyin bir taarruza uğradı gından dolayı maktuliyeti şayiası izharı memnuniyet etmiş olmaktan başka kusuru ve cinayette hiç met- hali olmayan sadrâzam Halil Rıfat paşanın mahdumu Cavit beyi Köprü üstünde güpegündüz öldürttü, Gön- derdiği katil de Hacı Mustafa adlı bir Arnavut idi. Rıfat paşanın şahsiyle ailesi efra- dim. ikinci bir intikama hedef maktan vikaye maksadiyle ve yine Rıfat paşanın ricası üzerine, Cavit beyin katiline verilmiş olan idam cezasını müebbet küreğe tahvil ettim. Ben Esat peşanın şerrini def" için, onu jandarma kumandanlıklarında bir müddet istihdam etmiştim Onu mu. rakabai milliyeye kabul edenler Gani beyin her suretle biraderi olan bu adama: öyle itibar verdiler ki, bir Halifeye, kaderi ilâhinin vermiş el- duğu bir hükmü tebliğe memur ettiler; ve içlerinde Rum, Ermeni, Yahudi ce- mâaatlerinden adamlar da mevcut heyet arasına girebildi ve bunların arasından kendisine fenalık etmemiş ve birçok fenalıklarına tahammül göstermiş bir Halifeye, bir Padişaha biedebane : — Seni millet azletti! Demeğe imkân ve kudret buldu. Azlolunandan ziyade azleden utasın. SON

Bu sayıdan diğer sayfalar: