8 Nisan 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

8 Nisan 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Nisan 1937 TEEGRAFLAR Şark'ta tahrikât Kürt ve Ermeni çeteleri Iran'ın müzaheretile teşkilât yapıyorlar Türk Güzelinin Zaferi Kraliçe Naşide Saffet H. dün sabah alkışlar arasında karaya çıktı TnııııımnHinıHHiıııırmu Cumhurîyet Iş adamları Peşte seyahatinden istifade ediniz! Gazetemizin, 9 mayısta Peşte'de açılacak büyük beynel milel sergi münasebetile Macar hükumet merkezini gayet az bir para ile ziyaret için hazırladığı fırsattan istifade etmek istiyenlerden bazıları dün bizden mufassal program aradılar. Arzuları bittabi yerine getirildi. Ancak bu müracaat Ierden, seyahat programının teferrüatı hakkında meraka düşüldüğünü görüyoruz. Talep edenlere bunlardan birer tane göndereceğiz. Maamafih bu gün burada bunu hulâsaten arzedelim: (Birinci sahijeden mabit) etmiş, müteaddit resimler çıkarılmıştır. Naşide H.in ihtisasları hayret olan cihet, Ağn harekâ • Ankara 7 (Telefonla) İran tından canını zor kurtaran bu eşAzerbaycan'ında kaçak Kürt ve Naşide Saffet H. Avrupa gü kiyanın alenen teşkilât yapma Ermeni'lerin yeniden harekete zellik müsabakasına iştirak edergeçerek hazırlık ve teşkilât yap sına İran memurlannın müsaade ken duyduğu heyecanlarını, Pa makta oldukları muhakkak ol ve hatta teşvik etmesidir. fran ris, Kan, Nis ve Cezayir'de geçirhükumeti Şark hududunun tas • diği seyahat safahatını bir mu • makla beraber Şark hududumuhihi için bir taraftan bizimle mü harririmize şu suretle anlatmış za bir tecavüz vâki olmuş değilzakeratta bulunurken, diğer tadir. Yalnız bu çetelerin müsait tır: raftan bu hududun emniyetini bir vaziyet içinde ihzaratta bu « Buradan ayrıhrken çok seselbeden şakilere yardım ediyor lunmalarından ileride ergeç bir viniyordum. Avrupa'yı görmek, demektir. Hükumetimiz İran'ın taarruza geçmeleri ihtimali ensenelerdenberi tasavvur etitğim nazari dikkatini celbetmiştir. dişeyî mucip olmaktadır. Şayani bir hayal idi; sonra, aziz memle ıımnımıifflnmiKnniimiHllllllllllllllllKII'llliniHİ'lllli'lHlınıroınnıı; ketini garbin şa'şaalı bir medeniyet merkezi olan Paris'te temsil edecektim. Ve nihayet acaba Avrupa güzeli kim olacaktı!.. Biz den çok yüksek medeniyete sahip olan garp memleketlerinin binlerce liralar sarfederek intihap et tikleri kraliçeler arasındaki mevkiim ne olacaktı?!.. Zaten daha ben İstanbul'da iken dedikodu lüman liderlerile mül&katta buiuIar başlamıştı. Ruhumun en ince Bombay 6 <A.A.) Delhi müsnaeaktır. lümanlar konferansı Gandi'ye ve noktalarına kadar nüfuz eden hekongreye itimat beyan etmekten isGandi, cemaat mes'elesinin halyecanlardan biri de şu di: Acaba tinkâf edildiğinden dolayı siyasî linden evvel Londra'ya gîtmek ni • Avrupa güzeli kim olacaktı? vaziyet muğlak bir hale gel yetinde değildir. Bunlar hep bir üzüntü, fakat o miştir. Konferans, hükumeti kon Rangoon 7 (A.A.) Thar kadar tatlı ve heyecanlı bir ü grenin âmalini teshil etmekte oldurawaddy mıntakalarj hndudu üzeziintü ki... ğundan dolayı itham eylemekte ve rinde âsilerle vuku bulan bir çar Paris'e mu vasalat bu meşrutî bir takım terninat talep pışma neticesinde bir polis âmiri etmektedir. Kongre tarafından inYolculuk bir rfiya gibi geçti. ölmüş, 2 polis yaralanmış ve bir kişi tfhap edilecek olan bir heyet asgarî de ortadan kaybolmuştur. Asilerîn Balkan'ları aştıktan sonra garbin metaliplerinî anlamak iizere müs • reislerinden biri ölmüştür. medenî şehhIerinden belki yüz tanesini geçtik. Fransız toprağı • na bastığım gün arkadaşlarım dan Paris'in neş'e ve zevk veren hikâyelerini dinlediğim günleri İntihaptan sonra yeni Alman Başvekili; Makdo hatıramda aramağa başladun... Kendi kendime bir şekil verdi şekil kararlaşacak nalt'la mülâkata gidiyor ğim koca Paris'e vâsıl olduğumu kulaklarımda çınlıyan alkış sesIeri ile anlaraıştım. Beni karşılı Pari» 7 (A.A.) Echo de Pai.Ankara 7 (Telefonla) Türk yan btr çok ParisTi Ynektep talerisv gazetesi Almanya Başvekili M. Ocaklarına verilecek müstakbel beleri, gazeteciler ve Paris'te yaBrununig ile Hariciye Nazın M. şekil hakkında henüz mukarrer şıyan Türk vatandaşlarımızın bir şey yoktur. Bu cuma kurul • Fon Kurtius'ün İngiliz Başvekili M. haykırışları hakikate erdiğimi antay toplanacak ve Fırkaya ilti • Macdonald tarafından Londra'ya latıyordu. İstasyonda bir kalabadavet edildiklerine dair İngiliz gahak kararını verecektir. İntihap lık daha vardı.Bunlar da benimle zetelerinde intîşar eden haberî ubittikten sonra bu mes'ele ile ezun uzadıya mevzuu bahsetmekte • ayni trende bulunan Yunan güzehemmiyetle iştigal edilerek en faydalı şekil takarrür ettirile • dir. Bu gftzete, M. Briand'ın Lon • lini karşılamağa gelmişlerdi. dra'da M. Bruning ve M. Fon Kurcektir. Zarif bir otomobil bizi Paris'in tius ile İngiliz Hariciye Nazırı M. en yüksek otellerinden «Klâriç»e İsmet Paşanın seyahati Henderson arasında vuku bulacak getirdi. Salonlara akseden elek Ankara 7 Büyük Millet Mec içtimada hazır bulunamıyacağm trik ziyaları ile pırlantalanmış salisi mayıs bidayetinde açılarak temdan dolayı miiteessif olduğunu billonlar yerlere, serilmiş zengin muza kadar içtima* devam edece • dirdiğioi aldığı bir habere atfen Şark halılarının ipek temaslarile ği ve bu sebeple tsmet Pş. çok meşyazmıştır. kalplere gurur ve neş'e veren bilgul olacağı cihetle Başvekilimizin Atma seyahati son bahara kalmıştır. Zeynel Beshn Bey gene lur galeri geçildi. Bize mükem mel ve muhteşem bir daire tahsis Leviski perşembeye geliyor edilmişti. Uç günlük bir tren seyasahnede... Sofya 7 (A.A.) Leviski takı hatinden sonra beynimin uğultuİzmir 7 (Hu. Mu.) Alaşehir'ü vasalat edecek ve cuma günü ilk larını dindirmek isterken, bu bü baytar Sıtkı Şükrü B. Manisa Bekımı perşembe günü Istanbul'a muyük şehrin gürültsünü duydukça Iediyesine müracaat ederek çiftçi müsabakasını Fenerbahce takımı heyecanlarım artıyordu... aznaline hizraet etmek üzere müsîle yapacaktır. takillen namzetliği koyduğunu bilAvrupa'nın bir çok güzelleri Budapeşte beynelmilel sergisi dirmiştir. Sıtkı Şükrü B. Fethi B. gelmişlerdi. «Klâriç» otelinin üManisa'ya gittiği zaman şedit bîr Ankara 7 (A.A.) Mayısta azerinde her güzelin mensup ol nutukla H. Fırkasma hücum etmişçılacak olan Budapeşte beynelmilel ' duğu devlet bandırasının yanına ti. sanayi sergisinde Türkiye'yi Millî aziz memleketimîn de aziz san Hizmet başmuharrirî Zeynel BeIktisat ve Tasarraf cemiyeti terasil cağı çekilmişti. Bunu görüp te sim Beyin müntehibî sanilerden bir emsalsiz bir iftihar duymamak edecektir. Sergîde teşhir edilecek grupun kendisini ziyaret etmesi ükabil mi? Memleketimi burada mahsulât ve mamulâtımız İstan zerne meb'usluğa namzetliğîni koytemsil etmenin sevinci hayatı bul'da toplanmaktadır. mağa karar verdiği şayidir. Gandi gözden diiştü! Hint Müslümanları konferansı Gandi'ye itimat etmekten istinkâf ediyor Ocakların vaziyeti Mühim bir ziyaret mın en büyük mazhariyetlerin den biridir. «Klâriç» şimdi Pa ris'te toplanan 16 Güzeli ik Kraliçesinin nadide bir sarayı ol • muştu. Üç gün burada guya istirahat ettik. Daha muvasalatımı zın akşamı ziyafetler, balolar, müsamererler başlamıştı... Jurnal gazetesinin müsabakayı tertip eden mümessili M. Moris dö Valef beni diğer memleketler Kraliçelerine takdim etmişti. Kraliçeleri birer birer tanırken, üzerimde tevakkuf eden bu ^cnebi memleketler güzellerinin mânidar, fakat hakikaten samimî ve takdirkâr nazarları ile karşılaşıyordum. En ruhnuvaz isim... «Mis Türk'i»bu benim ruhnuvaz bir isrmmdi. Bir Estonya güzeli, bir İngiliz dilberi, bir Alman Kraliçes ahenktar seslerile beni bu isimle çağınrlarken samimî ve mütecessis sualler de soruyorlardı: «Türk kadmları hep sizin gibi mi giyinirler? Şalvar ve peçe taşıyor musunuz?» Bu suallere verdiğim cevaplar onları hayrete düşürü yordu ve nihayet artık inanmış • lardı. Aziz memleketimîn de ar tık bir Avrupa'h terbiyesini al dığına kani olmuşlardı. Ve beni hem bunun için, hem de bir muallim olduğum için alkışlıyorlar, tebrik ediyorlardı. Otelde kaldığımız müddetçe bizi yabancı kimselerle hiç gö rüştürmediler. Fakat bir çok gazeteciler bana soruyorlardı: «Fransız'ca biliyor musunuz?» Ben de cevap veriyordum: «Türkçe konuşuyor musunuz?» Bu ce vap onları hem güldürüyordu, hem de Şarki karipte bir Türk Avrupa'sının mevcut olduğunu anlatmış oluyordum. M. Valef bana hediye ettiği bir resminde Türkçe olarak kendisine öğrettiğim kelimeleri yazmak nezake tinde bulundu. Heyecanlı gün... Asıl en büyük heyecanlarımı müsabakaya takaddüm eden Opera batosu akşamı ile müsabaka günü akşamı hissetmiştim. Balo çok muazzam olmuş, sekiz bin kişi, buraya gelmişti. Reisicu.nhur M. Dumerg, bütün nazırlar. âyan, meb'usan reisleri ve Pa ris'm en kibar mehafili, bütün dünyanın en büyük zengin ve asil insanları baloyu doldurmuşlardı. Gümüş bir köprünün önündeki Riyaseticumhur locasında bulu nan M. Dumerg'in önünde bir resmi geçit yaptıktan sonra eğlenceIer başladı. Fransa'nın en müm taz artistleri muhtelif numaralar gösterdiler. Sabaha kadar eğlence içinde geçen bu gecenin hatırasını hiç unutamıyacağım. Avrupa güzellik müsabakası İntihap günü gelmişti. öğleden sonra bütün güzeller Jurnal gazetesine gelmiştik. 16 kişilik ha pek musekkîn buluyordum. Yemeği beraber yesek! Dedim; kabul etti; ondan sonra kendisini sık sık görür oldum. Daha ilk mülâkatlarda kendisine ısmdırıcı bir hal göstermiş ti. Onsiyet arttı, Odil'den bahis açıldığı zaman çok samimî olarak iza hat verdim; onda neyi sevdiğimi anlattım. Boşanma hükmü verilince, tek rar evlenecek misin? Asla, ya sen, evlenmek hak kında senin fikrm ne? Ben evlenmem. San'a tim var, o hayattmı dolduruyor. Müstaküim. Hotuma giden bir erkeğe daha rastlamadım. Doktorların ne güne duruyor? Onlar arkadaşlarımdır. Şubat nihayetine doğru bîr kaç gün içîn dağlara gitmek istedim, fakat babamın başına gene kan çıktığına dair telgraf geldi, koştum, Ö lüm halinde idi, annem kendisine hayretlere şayan bir dikkat ile bakıyordu. Babam, son gecesi, kendini kaybettiği zaman annemi artık ruhsuz bir kalıp halinde bulunan aziz yolcunun yanıbaşmda, ayakta, babamın ter döken alnını silerken.. kem heyetinin huzurunda bir resmi geçit yaptıktan sonra birer bi rer çağırıldık. Bu dakikada duyduğum heyecanlar, bir mektep talebesinin imtihan kapısındaki hehecanının ayni idi... «Ah, diyordum. Şu intihap bir bitse de kurtulsam...» Fakat intihap bir türlü bitmiyordu. Tekrar altı kişiyi çağırdılar. Bunların içinde ben de vardım. bir daha bizi tetkik ettiler. Bu da kâfi gelmedi. Tekrar dört kişiyi çağırdılar. Bunların arasında gene ben de vardım. He yecan ve kanter içinde odadan 3 mayıs Akşam üzeri Peşte'ye muvasalat, 9 kahvaltıdan sonra çıkmıştım. Hakemler evvelâ hal sergideki resmi kabule iştirak e ve tavrımıza bakıyorlar, sonra düecek. sergi gezilip görülecek; yüz güzelliğini tetkik ediyorlar, 10 Millî müze. azametli ve muhteşem Kral sarayı, sanayii nefise en sonra endamlarımıza bakıyormüzesi ziraat müzesi. hayvanat lardı. Hele güldürmek için sor bahcesi. büyük ve tarihi kiliseler ve diğer bir çok muhtelif müessedukları suallere gülmemek kabil ler ziyaret olunacak; 11 Svabegı değildi. Fakat intihapta ittifak eve Yanosegı dağlarına çıkılacak, demedikleri de anlaşılıyordu. yemek bu ikinci dağdaki büyük lokantanın taraçasmda yenile J Saat akşamın yedisi olmuştu. Sokakta biriken halkın hep bir cek, meşhur (Gülbaba) türbesine gidilecek, 12 öğleden evvel ser den çıkardıkları avazeler, Avru best, öğleden sonra gezinti ve ö yaretler, 13 akşama kadar ser pa Güzellik Kraliçesinin ilânını best. akşam üzeri Istanbul'a harealkışhyordu... Bu, Fransız güzeli ket. idî. Gezilecek ve görülecek yer Müsabakadan sonra leri birer birer burada saymaÜç gün Paris'te eğlencelere değa imkân olmadığından bir fivam ediyorduk. Paris'in hemen kir vermek üzere bu kadanm en büyük otelleri, lokantaları zikaydettik. Pek mühim bir seryafetler veriyorlardı. Binlerce foginin açık bulunduğu bir sırada ı toğraf resimlerimizi alıyordu. Peşte gibi cidden görülmeğe Hayatımda unutamıyacağım değer bir Avrupa şehrini, dost günlerden biri de, (Kan) şehrinve kardeş bir milletin hükumet de geçen neş'eli günlerin kıymetmerkezini arzettiğimiz mufastar hatıralarıdır. Paris'ten hususal program dahilinde ve yalsî bir vagonla 8 kraliçe (Kan) da nız (150) lira gibi az bir para yapılan «çiçek» muharebelerine mukabilinde gezmek her zadavet edilmiştik. Buraya geldiğiman ele geçecek bir fırsat demiz zaman Londra elçmizin ref iğildir. Bilhassa iş adamları kaları Müf ide Ferit H. ve Cevdet 4 mızın bu seyahatten, ihtiyar eB. beni süslediler, giydrrdiler. Aldecekleri masrafla kıyas ka man Misi ile çîçeklerle donanmış bul etmiyecek derecede büyük bir arabaya bindik, her taraf çiistifadeler temin edeceklerî çekti. Sokaklar, evler, duvarlar şüphesizdir. hep çiçeklerle süslenmişti. Sanki Bîz kendilerine böyle bir vebir çiçek denizinde geziyorduk. sile hazırlamış olmakla mem Uzerimize atılan çiçeklerle, günun ve müftehiriz. zel kokulu menekşelerle muha rebeler yapılıyordu. Burada üç gün kaldık. Otelin zengin salon larında geçirdiğimiz neş'eli ve Sporcularımız bugün zevkli günlerin bugün hatıralarını tekrar etmek bir saadetti.» öğleyin burada olacaklar [Kraliçemizin Nis ve Cezayir*İzmir 7 (A. A.) İstanbu! dekî hatıralarım yarınki nSsha muhteliti bugün öğleden sonra mızda dercedeceğizJ] Iimanımızdan hareket eden Ankara vapuru ile İstanbul'a avdet etmişlerdir. İzmir muhteliti ve spor heyeti idaresi ve alâkadar Bitaraflara göre 6 7 gençler tarafından teşyi edilmişlerdir. İ Muhtelit geliyor Mübadele isleri ayda bitecek Muhtelit mübadele komisyonu bitaraf azası dün içtima ederek Türk ve Yunan hükumetlerine verilecek cevabı hazırlamışlar dır. Bu cevap, mübadele işleri nin altı, yedi ay zarfmda bitiri Ieceğini ve mübadele işleri hakkında komisyonun noktai nazarını ihtiva etmektedir. Gerilmiş soluk dudaklarını ıslatırken gördüğüm zaman nihayetsîz kederleri, içinde gösterebildiği hayret vericî sükunet huzurunda ken • dirain ne kadar âcîz bir biçare ol • duğumu anlamış ve bu büyük meziyeti ancak annemin hayatınm yalnız fazilet ve kemal kaynağı olmasile tefsir edebilmiştim. Anamın babamın tarzında bir hayat bana hem pek güzel hem de anlaması müşkül bir muamma gibi görünmüştür. Annem, Odil'm ve tanıdığım bir çok kadınların aradıkları zevklerden hiç birini aramamış tır. Daha pek genç iken sevda ve erkek değiştirme ihtiyaçlarından vareste bulunmuş. İşte bu dakika daki metaneti, takip ettiği bu feragat yolunun mükâfatıdır. Bu manzara beni kendi hayatıma irca etti. Bu sarp hayat yolculuğu nun sonunda ak saçlara müstağrak ilerliyen senelerin tesirile yumu şamış, ve gençlîk fırtınalarından çok uzak düsmüş OdiPi yanında, ihtizar halinin terlere garkettiği alnımı silerken tahayyül etmek ne tatlı ve ne hicranh bir levha oldu. Demek bir gün ölüm beni yapa •. yalnız mı bulacaktı? Böyle olsa da < Ceyhan taşıyor Adana 7 Ceyhan nehri kabarmıştır. Bu yüzden telefon hattı bo • zulmuş ve köylerin vaziyeti tehlikeye düşmüştür. Köyler su altındadır. 23 nisan Çocuk haftasının ilk günS bunun bir saat evvel olmasmt isti yordum. Artık ondan, hatta dolayısile olsun, hiç bir haber yoktu. Bana b.hşeyler yazmıyacağım, bu suretle, mutlak bi rsükutu ile, kederlerinm daha çabuk sükun bulacağı fikrinde olduğunu söylemiştir; Müşterek dostlarımızı tamamen terketmişti. Kulağıma şöylece çalındığma göre, âşıkımn kÖşkünün yanında bir koşk tutmuştu, fakat bu da kat'i değildi. Ben de yalnız benim için pek büyük gelen ve bahusus üzerimde her an bir çok hatıralar uyandıran evi terketmeğe karar vermiştîm. Düroç sokağmda, eski bir konakta çok güzel bir apartıman bulmuştum. Bunu onun beğeneceği tarzda tefriş et tirmeğe özeniyordum. Kim bilirdi, belki bir gün, bed . baht ve yaralı olarak bana gelecekti? Nakil sırasında ona dostlarından gelmiş bir mektup paketi buldum, okudum, belki haksızlık ettim; fa kat onu anlamak üzere içimde ya nan ateşe mukavemet edemedhn Size bu mektuplarm, nermü lâ tif, fakat masumane olduğunu yu karıda bilmünasebe söylemiştim. Cumhuriyef'm tefrikası: 36 Yazan: Andre Morava IKLIMLER Neden böyle söylüyorsunuz? Yoksa hasta mısınız? Yok, hiç hasta değîlim. Siz bir saat evvel evlenmeğe bakınız. Sizi m«s'ut görmek benim de rahat et meme yardım edecektir. Ben sizsiz, hiç bir zaman mes'ut olamam. Neden? Bilâkis. Tahammül edilmez bir ka^dından kurtulduğu nuzu az zamanda anlıyacaksmız. Şaka değil, ben ne olduğumu bili • yorum. Sen nehri bu mevsimde ne güzel! Bir sergi önünde durdu. Came kânda deniz haritaları vardı. Onları sevdiğini biliyordum. Alayım mı? Dedim. Yüzüme büyük bir hüzün ve rikkat ile baktı. Teşekkür ederira, evet, î«te Terceme eden: Haydar Rifat rim. Bu sizden alacağım son hediye olacaktır. Dedi. Girdik iki kart aldık. Bir otomobil durdurdu, ve bana öptür mek îcin elini eldiveninden çıkar di: Her halin, her hareketin için teşekkür. Dedi ve artık dönmeksi • zin bindi, uçtu. İçine daldığım inziva âlemine karşı ailemden büyük bir yardım görmüyordum. Annem benim kur • tulmuş olduğum f ikrinde bulunuyor ve içinden seviniyordu. Bunu söylemiyor, çünkü ıztırabımı görüyordu. Gene çünkü esasen ailemizde çok laf etmek âdeti yoktu; fakat bunu ben hissediyor, bu sebeple de bir laf açılabilmesi imkânını nez için kaçınıyordum. Babam çok hasta î • di; Dimağina kan hücum etmiş, o • nun neticesi olarak ta »ol kolu felce uğramış, ağzı da biraz çarpılarak güzel yüzüne halel gelmişti. öleceği ni zannediyor ve yatakta her halinde sükutilik, bir ağırlık görünüyordu. Teyzem Kora'nm evine uğra mak istemiyordum. Yemeklerinde bir çok hazin hatıralarla ezilecek tim. O zamanlar fazla ittikrah et • meknzin, fazla »ıkumaksızm ye . gâne gördüğüm Rene'dir. Kendisine bir gün ebeveynimin evinde rastgeldim. Büyük incelikler gösterdi, boşanmıya dair bir kelitne açmadu Çaltşıyor, lisanisini hazırhyordu. Eülenmek fikrinde olmadığı söyleni yordu. tçinde yanmakta olduğum hissî müskülitın bitip tükenmiyen tah Iilleri arasından beni ilk defa olarak sıyınp çeken onun çok alâka uyandırıcı ciddî, tatlı sözleri olmuştur. Esasen nefsinî san'ata vakfetmis, taharriyat ile meşgul idi. Sakin ve memnun bir hali vardı. Demek aşk ve muhabetten feragat kabil idi? Ben hâlâ hayatı OdiPe vakfolmağa yarıyan bir şey olmaktan ötesinî bflmiyor, fakat Rene'nin huzurunu i

Bu sayıdan diğer sayfalar: