18 Haziran 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

18 Haziran 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 8 haziran 931 'Camhurtyet =• 5 [ Yemek yapalım j HİKAY Haşlama patates Küçük hanımlar size bazı ko lay yemekler öğretecek olursak her halde memnun olursunuz değil mi? Çünkü aile soframzı kendi elinizin emeğiyle şenlendirmek fent. mı? Bu hafta size haşlama patates nasıl yapılır, onu tarif edeceğiz. Şu mevsimde yeni mahsul çıktığı için patates çok lezzetlidir. Patateslerin muntazamcaların MCMLCkCTLCHftC ^ÇOCUKLAR. merakh $eylerj En yaşlı papağan Malum ya papağanlar pek çok yaşarlar. Dört, beş yüz sene! Bunların en yaşhsı da «Pedro» dur. Pedro Venezuellâ'da Mara kaybo şehrindedir. Sahibi de Don Kipriyans isminde bir jeneral • dır. Bu jeneralin elinde bulunan kâ ğıtlara inanmak lâzım gelirse Pedro, ta Amerika'y» ilk defa keş Şerife'nin annesi, babası fa • kir ve beş parasız insanlardı. Gece gündüz çahşıyorlar, yiyeceklerini güçlükle tedarik edebili yorlardı. 0 sene kış çok şiddetli olmuş, yazdan kalma erzak çarçabuk bitivermişti. O zaman babası Şerife'ye de diki: Götür şu köpeği ormanın kuytu bir yerine bırak ta bir daha dönüp gelmesin. Kendi boğazımızı doyurmaktan âcizken bir de onu mu besliyeceğiz! Şerife, yalvardı, yakardı, ağladı. Fakat bunların hiç biri fay da vermedi. Zavalliyı yanına al \ feden Kristof Kolomp adalardan birine ayak bastığı zaman yerlilerden biri tarafından meşhur kâşifin arkadaşlarından birine he> diye edilmiştır. Pedro bundan sonra bir çok kişinin elinden geçmiş, sırasile bir rahibin, bir bankerin, iki tücca nn, bir mühendisin ve dört jeneralin malı olmuştur. Şu sırada zavallı kuş yem yiyemiyecek ve su içemiyecek bir haldedir. Çünkü gagası kurumuş, katılaşmış, kullamlamıyacak bir hale gelmiştir. Bugünkü sahibi onu mısır püresiyle besliyor. Pedro güneşte günlerce tüneğ4flin üstünde hareketsiz düruyor. Geceleri de elriktrikle ıntılan kafeste yatıyor. Pedro'nun vakıa gagası artık işe yaramaz bir hale gelmiş ama gözleri hâlâ pırıl pırıl parlıyor, dili ve çenesi mükemmelen işliyor. Keyfi olduğu zaman eski efendilerinin yanında öğrendiği bir çok lâkırdıları tekrar eder durur. Bazan dua okur, bazan askerî kumandalar verir, bazan da istintaklar yapar. Jeneral Don Kipriyano, misafirleri olduğu zaman Pedro'yu da salona getirir. Papağan kendini kalabalık i çinde görünce tıpkı bir artist gibi marifetlerini göstermeğe başlar. Davetliler de onu dinlemekten hiç bir zaman bıkıp usanmazlar. Pedro bugün isimleri unutul muş, nesilleri kesilmiş kabilele • rin de lisanlarına ait bir çok kelimeler bilir. Bu sözleri işiten âlimler bu kelimelerden her birinin kimlere ait olduğunu bulup çıkarmışlardır. Pedro'nun kıymeti çok yüksektir. Amerika'daki müzelerden biri 10 bin dolar, yani bizim para mızla tam 20 bin Hraya bu hay vanı satın almak istemiştir. Fakat sahibi satmağa razı olmamıştır. Kendisini muayene eden bay • tarlar Pedro'nun daha çok uzun seneler yaşıyacağını söylüyorlar. Yalnız soğuk almamak şartile. İşte onun içindir ki hakkında yukarıda yazdığımız takayyüt gösteriliyor ya! dı, hıçkıra hıçkıra ormanın yo Iunu tuttu. Biçare köpek küçük hanımile beraber gezmeğe çıktığını zan • nediyor, hiç bir şeyden şüphe • lenmiyordu. Halbuki bu sık ve karanlık ormanın içinde açlıktan ve soğuktan ölmeğe gidiyordu. dan seçiniz. İki üç su yıkıyınız. Bir tencereye yerleştirip su ile doldurunuz, fazlaca tuz da atı nız. Sonra atese koyup kaynatınız Şerife mahzun ve müteessir: İyice kaynasm. Patatesine göre Zavallı köpekçiğim, diyoryarım saatten bir saate kadar adu, bu gece burada ne yiyecek ekmek bulabileceksin, ne de ya teş üstünde kalabilir. Yumuşamağa başladı mı büyül tacak sıcak bir köşe.. bir kevgire boşaltıp suyunu süzüE..eh, artık muayyen olan yere nüz ve soyup tabağa koyunuz. gelmişler gibiydi Şerife köpeği orada bırakacaktı. Artık hafifçe tuza batırıp ye Lâkin hayret, bir ağacın gövmekten başka işiniz kalmaz. Çeki Koğan epiyce büyüdü. Hemen Hemen bh* delikanh olmağr vaklastı. Üç dört senedir sinemadan çekihniş tahsil ile mesgul oluyordu. Küçüklüğünde kazandığı paralarla hem kendisi, hem de ailesi Balıklarm sesi Hepiniz biliyorsunuz ki bir lort gibi yaşıyorlardı. Şimdi yeniden film çevirmeğe başladı. Bakahm mahlukun sesinin çıkabilmesi için ayni muvaffakiyeti gösterecek mi ? ciğer ve gırtlağa ihtiyaç vardır. Balık ve böcekler gibi gırtlağı olmıyan hayvanların da tabiî sesleri olmaması lâzımdır. Fakat balıklarm sesi vardır. Ama bu sesin gırtlağa f ilân ihtiya cı yoktur. Bir takım böcekler nasıl vücütlerinin muhtelif kısımlarını birbirlerine çarparak nasıl uğultu ve ses çıkarıyorlarsa ba Iıklar da böyledir. FAYDAU BÎLGİLER } desinin arkasından küçük bir köpek daha çıktı. Boynu bükük ve gözleri yaşlı.. lki köpek birbirile koklaşmağa başladılar. Şerife onlann bu meşguliyetinden istifade ederek ayaklarının ucuna basa basa uzaklaştı. Heyhat.. Elli, altmış adımdan fazla ileriye gidemedi. Dönüp: Azman, Azman! Diye bağırdı. Tuhaf, bu sefer öteki köpek te peşlerine takıl mıştı. Şerife: Eyvah, diyordu, Azman'ı bırakacakken, bir tanesini daha getiriyorum.. Şimdi babam kim bilir ne kızacak!.. Elişleri ve örgü Haziran biilmacası • ^ r îTjı . • M D A • T Üçü de süklüm püklüm yola düzülmüşlerdi. Şerife hakikaten evde korktuğuna uğradı. Annesi sesini çıkarmadı ama babası hiddetle üzerine yürüdü. Tam o an» da da etrafta şimşek çakar gibi bir aydınhk oldu. Küçük köpek birdenbire güzel bir genç kız haline gîrdi. Hemen lisana geldi: Ben, dedi, Hayir perisiyim! Sonra Şerife'yi ok&ıyarak: Kızım, dedi, senin kalbinin iyiliği bütün aileni kurtardı. Artık açlık yüzü görmiyecekler! Ve hemen kayboldu. * ** Yavrular bu bir masaldır ama hisse alınacak yerleri çoktur. !imııııiMNiıımııııımııııııııınnını.t nıııııiHuıınıııııııııııiHinııınııııııııııınıııiMiııııiHiıııııııııiHiııııııııııtıııiMiıııiMHinııniiiıııınııınını A R VC A İA B A K M 5 A H U R M A Y R. A M o K T A ETEKOR6USU Şu gördüğünüz yün elbise üç kath iplikten yapılır ve yıkanınca da çekilmez, kat'iyen şekli bozulmaz. Rengi beyaz, toz pem be, açık yeşil ve bej olarak in tihap edilebilir. Yarım kilo yün sizin yaşınızdaki küçük hanımlar için kifayet eder. Evvelâ etekliğin arkasından başlamr, aşağıya kadar 22 sıra yapılır. 4 sıra iç ve 4 sıra dışa. Sonra tekrar ayni noktadan başhyarak yukarıya doğru 25, 30 santimetre kadar örülür. Kol, yaka tertibatını belki siz kendi kendinize beceremezsiniz. Buna ablalarınızın veya annenizin yardım etmesi icap eder. Şu gördüğünüz vapur dünyanin en büyük gemilerinden biri. Henür tezgâhtan yenî çıktı. Ilk seyahatini 27 mayısta lngiltere'nin Sutampton limanı ile Kanada arasında yaptı. 42,500 tonluk olan bu gemi Ingilizlerin malıdır. Içind* v ahçesi, tiyatrosu her şeyi vardır. Buna vapur değil seyyar memleket demek daha doğru. Şu gördüğünüz boş hanelerc öyle harfler koyunuz ki soldan sağa her hane okunduğu zaman birer manalı kelime olsun. Bu konan harfler yukardan aşağı okunduğu vakit te şimdi başınızdan geçmekte olan bir şey meydana çıksın. Doğru halledenler arasındt* cekilecek kur'ada birinciliği kazanana beş lira hediye takdim edilecek ve resmi gazetemize basılacaktır. İkinciden yüzüncüye kadar muhtelif hediyeler. Cevapları haziran sonuna kadar «Cumhuriyet çocuk sahifesi muahrriri» adresine göndermelidir. Bu adrese gönderilmiyenler ve geç gelenler kur'aya sokulamazlar. TalihF yavru Geçen har j * . taki «yaz geldi» bilmece mizi doğru halledenler arasında çek tiğimiz kur'a ^ da birinci çıkıp beş lira mükâfat ka • zanan İstan bul birinci ilk mektep talebesinden Nebahat Hanr mın bize getirdiği resmini bası yoruz. Kendisini tebrik ederiz. llllllllllinilMIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIHIMnillllllllllintiniMIIIMinilllllllllMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIllininillllllllMlHIIIMIIIIIIllllllllllllllllllllllllllllllll Yazısız hikâye: Kurnaz fare

Bu sayıdan diğer sayfalar: