31 Ağustos 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

31 Ağustos 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 lunihuriyet =g 31 Ağustos 1931 Kahraman askerlerimiz candan alkış Tenis turnuvası Dün Karatepe'de toplanan binlerce vatandaş zafer güdün neticelendi nünü bir daha yaşadı, müheyyiç nutuklar söylendi landı, her tarafta müsamereler verildi miz AkdenizD kumandası.. Şimdi ikinci hedefimiz: Müstemlike iktisadiyatından lan tunç kol; elindeki Türk bay • millet iktisadiyatınadır. Bu askerî zafere rağını göklere uzatıyordu. lâyık bir millet olduğumuzu isbat etmek istiyorsak ayni hızla, ayni heyecanla, Türk gazeteciler Birliği reisi ayni şuurla, ayni vahdetle bu hedefe doğNeş'et Bey ilk hitabeyi söyliyecek ru ilerlemeliyiz. ti. Dunılupınar sen koyduğu hedefe varan insanların şahidi oldun. Burada yeni bir ant içerken bütün bir inkılâpçı neslin Neş'et Halil Bey söze büyük Türk önüne gittiğüniz bu yeni hedefe de vaşehidinin hamasetindeki payansız sini. ulviyet karşısında milletçe duyulan minnet hîslerine işaret ederek başladı ve söyle devam etti: Söz sırası Aka Gündüz'e gelmişti. « Scnin verdiğin siyasî istiklâli her Hayatta canlı bir heyecan, hareket türlfi kayıt ve sartlarile tamamlamaya ve halinde bir his gibi yaşıyan muharkollamaya çalışıyoruz. Hudutlanmız e rir, Cumhuriyet'te çıkan bir yazısile mindir, şimdi millî iş cephelerind.e harp Şehit Mehmedi ziyaret teşebbüsünü içindeyiz. Sana lâyık bir vatan yapmağa çalışıyoruz. Çacuklarımıza ideal dersi o ortaya atmış ve millete bir «Gönül beyannamesb neşretmişti. Aka Günlarak scni veriyoruz. düz, bugün Şehit Mehmetçiğin hu Feragati, millet işinde serdengeçtilik zurunda, bu fikrin tahakkukuna ahlâkını biz senden aldık, bugün bnrada önayak olan «Cumhuriyet» i temsil senin önünde, bir taraftan yaptıklarımızın hesabını vermeğe, bir taraftan yapaediyordu. caklarımız için ant içmeğe geldik. Aka Gündüz buradan yalnız TürŞehit asker! Başkumandan harbinin, kiye'ye, yalnız Türk'lere değil bü senin burada vatan icin öldüğün günkü tün kâifiata hitap ediyor, sesini en birlik ve heyecanı hâlâ yaşıyor. Liaima: uzak âlemlere işittirmek ister gibi sana emir verenin emri altındayız. Sana en gür sesile haykırıyordu: Akdeniz'i hedef grösteren Başkumandan « Merhaba şehit asker! şimdi bize yeni hedefler gösterdi, hepimiz Merhaba, bu kubbeyi, bu toprakları yebu seferberlik icindeyiz. niden yaratan Türk askeri! Şehit asker! Gelecek yıllar sana daha Merhaba, bize hayat, mazlum millet kalabahk geleceğiz, bu dağlar bu saha lere heyecan veren maddi mucize! Senin bizi ahmyacak. Her zaman buraya toplanıp ant içeceğiz. Sen sözıinü tuttun, biz de her dakika içimizde benliğimizde yaşa manı az gördük. Dokuz sene toprağına ve tutacağız. Tıpkı senin gibi, tıpkı sana lâmübarek kemiklerine hasret çektikten yık olanlar gibi... Bu böyledir, buna emin sonra işte sana geldik ve artık her sene ol...» daha büyük bir minnet, daha derin bir beHatibin son sözleri hıçkırıklar ayecanla sana geleceğiz. Her yıl bir dakika rasında bitti, bütün gözler ıslak, büsenin huzurunda elpençe durdukça o yıtün sesler titrekti. Büyük Şehidinin lın ruh ıztıraplan kalp burguntularını ve toprağında; hatıralarını arnnağa, fikir karanlıklannı geride bırakacağız. hasretîni döküp taze bir kudret alSenden alacağımız hızla büyük inkılçp yolunda elbirliğile, gönül ve kafa birliği mağa gelen Türk erkeği, Türk ka ile devam edeceğiz. dmı kana kann ağlıyordu. İzin ver kardeşim, Bütün millet namına seni minnetle ziyarete gelen hemşehrilerini de senin naNeş'et Halil Beyi İstanbul heyeti mına selâmlıyayım: namına söz sövliyen Sadettin Ferit Merhaba hemşehriler! Beyin nutku takip etti. İstanbul Şehir Merhaba, burada yatanın sayesinde Meclisinin ikinci reisi, İstanbul'Iulaburada bulunan Türk mileti! Yüz binlerrın Büyük Mehmede hasretlerini, ce adsız kahramanın kemiklerinden meyminnetlerini getirmişti. Müderris Et dana gelen bu hayat kaynağı hakkında hem Akif Bey Darülfünunumuz naizahat vermek lâzımdır, çünkü: mına hitabe irat ederken tahsil gençAradan dokuz sene geçti. duygularını teşrih etti. Nutuklar Dokuz sene evvel bugün çocuk olanlar dokuz sene sonra hayata birer delikanlı liğinin, ilim müessesemizin bütün birer ergin kız olarak girmişlerdir. Yani ayni hasşa^j jççk. ayni teessür dalgası yeni bir nesil diinünü öğütmek ve yarma içinde dinleniyordu. dünkü hızla gitmek istiyen bir nesil ü remiştir. Bunu burada yatnnın büyük kardeşi dokuz sene evvel bu noktada anlatAnkara Hukuk mektebi namına mıştı. Onun dili batar.vaların dilinden, dadoktor profesör Fahrettin Bey uzun hilerin dilinden, tarihlerin dilinden ve bütün kudretlerin dilinden üstündür. nutkunda; tarihin seyrini değiştiren Ben de aynen onun dili ile izah ediyo Dumlupınar zaferinin tahlilini yaptı: rıun. « Arkadaşlar Dedi. Üstünde müte Arkadaşlar, madiyen tarih sesinin dolaştığı ilâhî bir ülEn büyüğümüz, tabü bugün gibi 922 kedeyiz, büyük Türk miUetinin Büyük senesi ağustosunun otuzuncu günü saat Gazi'nin yarattığı harikalar dünyasmın ikide şimdi hep beraber bulunduumuz bu eşiğindeyiz. noktaya gelmişti. Türk milleti ve Gazi... Ben bu iki mefSu üzerinde bulunduğumuz sırtlarda hnmu asla ayıramadım, ezeldenberi «Türk» kanraman on birinci fırkamız, şu karşıkı hecesine dili alışkın olan tarih Dumlupı tepelerde muharebeye mecbur edilen karnar'da onu Gazi'nin adıle perçinledi ve şı taraf kuvvai asliyesiıve taarruz için yaGazi'nin büyük adı, öz milletin büyük yılarak ilerlemekte idi. Şu gördüğümüz Çalköyü alevler ve dumanlar içinde yaadını tamamladı nıyordu. En büyüğümüzü buraya kadar Bnrada Mehmetçik söyluyor. toprak götüren saikin ne olduğunu izah için şu söylüyor, memleket söyluyor, kalplerimiz bir, iki noktayı söylemeliyim: 29 3o söyluyor, haykırıyoruz: ağustos gecesi sabaha karşı cephe ha Türk en büyük işini yaptı! rekât şubesi müdürü bermutat o saate kaBiz Şehit Mehmetçiği, Dumlupınar'ı dar muhtelif karargâhlardan ve her tagörmeğe geldik, gelemiyenlerin kalbi de,, raftan çekilen raporlara göre harita üMehmetçiğin granit mezarı altındadır!. zerinde tesbit ve işaret ettiği vaziyeti uMehmetçiğin kemikleri karşısında da mumiyi cephe kumandanı İsmet Faşaya ğılmağa hazır kemiklerim, Mehmetçiğin göstermiş, o da derhal «Paşaya göster!» akmış kanı önünde dökülmeğe teşne ka emrile en büyüğümüze göndermiş. O sanımla bu tarihî mihraba yüzümü çevir atte en büyüğümüz Karahisar Belediye ditn: Gönlümü ey meçhul asker, ey aziz dairesinde yatıyordu. Müdür Tevfik Bey onu uyandırdı ve haritayı gösterdi, o haordu, ey şanlı kumandan sana bağladım: ritaya bir göz gezdirdi ve hemen yatakgönlümü ve canımı senin yoluna adadım tan fırladı. ey Büyük Gazi!...» Arkadaşlar, Bundan sonra Sıvas Belediye Reisi Her şeyi gören onun bu haritada gör Hikmet,, Konya lisesi müdürü Na düğü şey şu idi: Ordularunız karşı taraf hit Cemal, Afyon namına muallim kuvvayi mühimmesini şimalden, cenupMuharrem Beyler birer nutuk söyletan, garpten sarmağa müsait bir vaziyet diler. aunLştır. Şu halde tasavvur ettikleri ve azami neticeler temin edeceğini umdukları vaziyetler tahakkuk ediyordu. Derhal Fevzi ve İsmet Faşaları çağırmız dedi. Heyecanlı bir hitabe irat eden Üçü toplandılar, vaziyeti bir daha müMillî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti talea ettiler. Ve kat'iyetle hükmettiler ki neşriyat bürosu müdürü doktor VeTürk'ün bakikî kurtuluş güneşi 30 ağusdat Nedim Bey söze şöyle başladı: tos sabahı ufuktan bütün şaşaasile doğa« Dumlupınar! Mehmetçiğin mezarı.. caktır. Bu karara göre ordulara yeni eMillî kurtuluş yolu.. Tan müstemlekelikmirler verildi. ten müstakil millete götüren köprü.. Yeni ve dinç Türkiye'nin tanyeri.. Asya'nın ve! Vaziyet o kadar mühimdi ve o kadar şidAfrika'nın bütün esir miUetlerini harekete det ve sür'at istiyordu ki bu tahrirî emirlerle iktifa etmek ihtiyata muvafık olagetiren motör.. Sana geldik. Türkiye'nin dört bucağından sana can , mazdı. Onun için en büyüğümüz, büyük atan bu kafilenin her bir neferi, kendi I müşüriimüz Fevzi Paşa Hazretlerinden bizzat Altıntaş ve cenuptan hareket eden yörcğinde gcride kalan milyonların yüikinci ordumuzun ve bunun daha garreklerinj taşıyor. Onun için böyle acar ı sesimiz, böyle gergin adelemiz. Bu heyecan bında bulunan süvari kolordumuzun yaniçin.' Yalnız bir askerî zafer için mi? ' nına giderek tasavvurlanna göre harekâtı Askerî zafer, bu milletin alın yazısı. Seddi tanzim buyurmasını rica ettiler. Dördüncü Çin'dcn Garp Atlantiği'ne kadar her karıs' kolordusile istihdaf ettikleri karşı kısmı toprak bu milletin kanını ve kemiğini ' külliyi cenuptan takip eden birinci ordu taşıyor. Askeri zafer bu millet için güneşin karargâhma da bizzat o gidecekti. İsmet doğması, ateşin yanması kadar tabiî bir | Paşanın karargâhta kalıp mnutni vaziyeti idare etmesini münasip gördü, Fevzi Paşa hâdise. Eğer bu millet yüz asırlık tarihinHz.hareket ederken o da otomobille demir deki her askerin zaferini, böyle kutlulamak isteseydi, senenin üç yüz altnuş beş ' yolunu takip ederek garbe hareket etti Dokuzdan evvel Akçeşehir'deki birinci orgünü 365 bayram yapmak icap ederdi. Hayır, Domlupınar, hayır. sen yalnız bu I du karagâhına vardı. Orakilere vaziyeti son askerî zaferimizin timsali değil ! şifahen izah etti ve dördüncü kolorduya şu emri verdi. TekmU fırkalarınızla sin Burada bir cöküntü ve bir kuruluş oldu. sür'atle ve şiddetle bu köyün işte şu Çalköy'ünün garbindeki düşman kısmı Burası bir dönüm noktası. Burada bütün küllisini saracak surette muharebeye mecbir insanlığın bir devri kapandı ve yeni bur edeceksiniz. bir devri açıldı. Cihanm esir ve hâkim milletler Ciye ikiye bölünuşünün sonu buVe ilâve etti, karşı ordu behemehal imrada başladı. Hayat hakkı münakaşalı, ha olonacaktır. Bu emirler hemen infaz îstiklâli köstekli, hareket ve inkişaf imolundu. Bir müddet karagâhta kaldı. kânLarı kayıt ve şartlara bağlı, yarı müsHer rütbede zabitler esir ediliyor, getiritemleke millet mefhumunun gömüldüğü h'yor ve o hepsile ayrı ayrı görüşüyordu. • er arcsı Bunlardan biri bir erkâni harp zabiti idi. Asktri zaferimizin şiarı: «İlk hedefiZavallı istemiyerek şu malumatı verdi: ( Birinci sahifeden ?naiait ) Başkumandannnız ve ikinci kolordu kumandanınuz şu taraftadır. O taraf neresiydi? O taraf ordulanmızm çevirdikleri çember içinde idi. En büyüğümüz hemen şu emri verdi: Kemalettin Sami Paşayı bulunuz. Bizzat Başkumandanla diğer bütün ku mandanları behemehal esir etsin. Esir zabit bu emri işitir işitmez elüıdeki çayı döktü ve baygmlıklar geçirdi, o artık bnrada kalmadı, muharebe vaziyetini ya kından ve gözlerile gönnek isterdi, dördüncü kolordu kumandamnın tarassat için bulunduğu Arpalık civannda şu istikametteki bir tepeye geldL Çalköy'ü garbinde ve şimalinde pat lıyan topların tarakalarını işitiyordu. Dürbinile tarassut onun için Afrika'nın şimal sahillerindenberi sıkıntılı bir şeydi. O Anafarta'larda da böyle yapmıştı. O Sakarya'da da böyle yapmıştı. İleriye ateş yerine gitti, ve bu nokta; şimdi üzerinde bulunduğumuz bu tepeye geldi. Yolda soluna mermiler düşüyordu. Dördüncü kolordunun fırkalan şarktan garbe seri adımlarla ilerliyordu. Karşı kuvvetleri gündüz gözile tamamen sarmak ve inatla müdafaa ettiği muharebe mevzilerine süngü hücumlarile girerek kat'î neticeyi almak elzemdi. O söylü . yordu: Bütün kıtaat azamî fedakârhkla ilerlemeli, bataryalarunız açıktan ateş ederek karşı mevzileri sarsmalı! Yanın daki kumandanlar fıtri celâdetlerinin en yüksek heyecanlarını duydular. Derhal ve en asabi bir surette faaliyete geçtiler. On birinci fırkanın kahraman kumandanı Derviş Bey bizzat ileri atılarak bütün knvvetile ilerliyordu. Kahraman kolordu kumandanı Kemalettin Sami Paşa cenuptan ve garpten saldıran diğer fırkalarına şu yeni emirleri veriyordu: Daima şiddet, daima sür'at, daima ileri Bu sıra ikinci ordunun on altıncı ve altmış birinci fırkalan gittiği muharebelere giriştiler. Diğer fırkalan da sargı çemberini darlaştırıyorlardı. O, bunlan görüyordu, süvari kolordumnz daha garpten arkayı kesiyordu. Hürmet ve gnrurla hatırlaymız ki evet binlerce atlıdan mürekkep olan Türk süvari kolordusn bu meydan muharebesinde ve bir gece içinde, dar bir patikadan cepheye girisine geçmiştir.Harpler tarihî böyle bir hareketi kaydetmiyor. Bunu ancak Türk süvarisi yapmıştır. Arkadaşlar saatler Uerledikçe onun gözleri önünde inkişaf eden manzara şu idi Muhasım ordular Başkumandanuı şu karşıki tepede son gayretile çırpındığmı göriiyor gibiydi. Bütün karşı mevzilerde büyük bir beyecan ve halecan vardı. Artık toplannın, tüfeklerinin ve meteralyozlarının ateşlerinde öldürücü hassa kalmamıştı. Bu ovadan, şimalden ve cenuptan biribirinj velyeden avcı hatlarımızın guruba yaklaşan güneşin son şuaatile parlıyan süngüleri her an daha ileride ve daha ileride görülüyordu. Çember şeklini alan bataryalarımınız fasüasız ve amansız ateşleri karş mevzileri içinde barınılmaz bir cehennem haline getiriyordn. Güneş mağriba yak laştıkça.. Ateşli, kanlı ve ölümlü bir kıyametin kopmak üzere olduğu bütün ruhlarda hissolunuyordu. Bir an sonra ci handa büyük bir inhidam olacaktı ve beklediğimiz halâs güneşinin doğabilmes için bu inhidam vuku bulmahydı. Hakikatfn gökferin karardığı bir dakilada Türk süngüleri şu sırtlara hücum etti. Artık karşınuzda bir ordu, bir kuvvet kalmamıştı. Kâmilen mahvolmuş peri.şan bakiyyetülsüyuf takımı kalmıştı. Artık gecenin kuyulaşan karanlığı neticeyi gözle görmek için güneşin tekrar Şark'tan doğmasını zaruri kılmıştı ve ertesi gün güneş tekrar Şark'tan doğdu. Görülen manzara büyük bir husumet cihanının yere serilmiş cesedi üzerinde Türk'ün dal galanan kırmızı ve tam istiklâl bayrağı idi. İşte bu bayrağı tu tan buraya diken ve ebedileştiren Türk burada yatan ve şurada duran Türk'tür. Bu tepenin üstünde durduğum şu dakikada bütün kâinat beni görüyor ve ben: dokuz senedenberi görmeğe alışan kâ inata hitap ediyorum. Kâinat asırların ateş ve ölüm çemberleri ortasuıda müstakil bir millet yaratan, müstakil bir devlet kuran, müstakil ve yeni bir tarih yapan şehit askeri selâmlıyoruz. Şapkalar havaya! ( Birinci sahifeden mabait ) Ianmız cephede idiler. Düşman bizi parçalamak ,ezmek ve yutmak için ta harimi ismetimize kadar girmişti. Dışarıdan giren düşman a içeriden bazı soysuzlar, vatansızlar da kncak açmışlardı ve buların en başında padişah ve halife dediğimiz taçlı canavarlar bulunuyordu. Düşmanın ayak basamadığı yerlere bn yüanlar zehirlermi döküyorlardı. Bir tarafta düşmana karşı cepheler tutuluyor diğer tarafta arkadan yer yer isyanlar çıkıyor, fesat ve nifak tohumlannm mahsuUeri toplanıyordu. Hakkımızı istemek için bağırıyorduk. Sesimizi boğuyorlardı. Kendimizi kur tarmağa çalışıyorduk. Dizlerile bağrımı za basıyor. elimizdeki silâhı alıyorlardı. işte bu demlerde Büyük Kurtancı ha İstiklâl harbi muharebecilik san'atınıp bir milleti başma topladı» Bundan sonra genç zabit 30 ağustos meydan muharebesinin safahatını anlarmış ve demiştir ki: < Harbi ihzar etmek bir ilimdir; fa kat onn icra etmek büyük bir san'attir. İstiklâl harbi muharebecilik san'atnin bir şaheseridir. Bu eserin sahibi Büyük Gazi ve onun şanlı kumandanlandır.» Muammer Ef. den sonra Şükrü Naili Pş. bu nutka şu hitabe ile mukabele etmiştir: « İstiklâl muharebesi, bir memleket ve millet muharebesidir. Bu muhare beye millet kendisi başlamış ve kendi heyecanile yapmış ve kendi azmile bi tirmiştir. Fakat onun aynca bir mürşidi ve bir başı vardır: Gazi Mustafa Kemal... Mustafa Kemal pek çok kimselerin; her şeyin mahvolduguna hükmeylediği bir zamanda milletin önüne ve başına geçti. Kendi dâhiyane kudretini miUetinin ve yüksek ordusunun kahramanlığı ile, azml Oe ynğurarak bu emsalsiz zaferi meydana getirdi. Dünya yüzünde her milletin bü yükleri vardır. Fakat Cenabı Hak, bu yfiklerin en bnyüğünü, Gazi Mustafa Kemal'i Türk miDeti arasmda yaratmıştır. Bngün burada bu büyük başı hürmetle selâmlanm. Gene her memleket, bir orduya sahiptir, fakat cesaret ve fedakârhğı ile azim ve kudreti ile tek o'arak anılan ordu, teşekkülündenberi Türk ordusudur. Bu kahraman ordunnn bütün mensuplarını mu habbetle selâmlanm.. Nutuklardan sonra muzika istik lâl marsı çalmı$tır. Bu sırada bütün hazırun selâm vaziyeti alarak orduyu bu inkılâbı senin gibi ve senin kuvvetinle mnhafaza edeceğiz. Arkadaşlar: Dinliyor musunuz bir ses geliyor. Ruh larunızm içinde yeni bir ses çağlıyor. Dmleyin! Bu ses dokuz sene evvel bugün şöyle çağlamıştır. Ordular. İlk hedefîniz Akdeniz'dir, ileri. İşte şimdi şu anda ruhlanmıza gelen ses gene o sestir. Dmleyin bu sesi bu ses bakmız dokuz sene sonra bugün nediyor. Ordular! Silâhlı ordular. Halk orduları, muallim orduları, esnaf orduları, çiftçi ordular, san'at ve fen or duları! Fazilet ordulan ilk hedefiniz yüksek medeniyettir ileri. Allaha ısmarladık Mehmet! İlk kumandaya sen nasıl itaat ettin ve yaptınsa bu kumandaya da biz itaat etmek ve yapmak için vazife başına gidiyoruz. Allaha ısmarladık bizi yaratan! Allaha ısmarladık. selâmlamıştır. Bundan sonra Şükrü Naili Pş. ile Vali Muhittin B. Beyazıt parkı ö nündeki tribüne geldiler. Tribünde İstanbul'da bulunan diğer paşalar, İstanbul meb'usları, Vali muavini Fazlı, Beyoğlu kaymakamı Sedat Beylerle Cemiyeti Belediye azasından bir heyet bulunuyordu. Saat 11 de resmi geçit başladı. Sıra ile Harbiye mektemi, Kuleli, Mal tepe askerî liseleri, piyade bölükleri, topçu alayı, polis ve itfaiye bölükleri tayyare timsali, mehter takımı, orta mektepler, esnaf cemiyetleri geçtiler. Alay Beyazıt'tan tramvay yolunu takiben Karaköy'e kadar geldi. Orada sivil mektepler ve teşekküller dagıldıktan sonra askerî kıtaat Taksim'e kadar gitmiş ve merasim nihayet bulmuştur. Şehit Mehmetçiğin huzurunda... Istanbulda zafer bayramı jflllllllllimilllllllllllllllilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllln, ^••llllllllllllllllllllllllllMllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllnıııir Şirinyan, Sedad'ı da ye nerek şampiyon oldu Tarabya'daki senelik tenis turnuvası dünkü final oyunlarından sonra bitmiş ve şampiyonlara mükâfatları verilmiştir. Bu münasebetle Tokatlıyan otelinin tenis sahaları dün kibar bir seyirci zümresile dolu idi. Başta sabık Paris Büyük Elçimiz Fethi, Darülfünun müderrislerinden profesör Macit Beylerle, Amerika sefiri Mister Grew ve ataşemiliteri, Romanya sefiri ve daha bir çok ze vat dünkü maçlarda hazır bulunmuşlardır. Şirinyan ve Matmazel Paçikakis ile Mei ve Matmazel Vitol arasındakî müsabaka sabahleyin yapılmış ve Şirinyan ile partenerinin galebesile neticelenmiştir. öğleden sonraki mü • sabakalara günün en mühim karşılaşması olan Sedat ve Şirinyan maçı ile başlanmıştır. Sedat B. geçen seneki Tokathyan türnuvasında Şirinyan'ı mağlup ederek samüiyonluğu kazanmış, fakat son Milliyet maç larında rakibine karşı faikiyetini devam ettiremiyerek mağlup olmuştu. Bu suretle aralarında aşağı yukan bir (Galatasaray • Fener) rekabeti uyanmağa başlıyan bu iki kıymetli tenisçimizin maçı heyecanla bekle • niyordu. Neş'et Halil Beyin nutku Aka Gündüz'ün nutku Dün geceki fener alayı ve müsamereler Zafer Bayramı münasebetile dün gece şehrimizin muhtelif yerlerinde Tayyare Cemiyeti tarafmdan mü samereler tertip edilmişti. Bilhassa Sarayburnu parkında, Suadiye plâjında, Taksim bahçesinde, Kızkulesi parkında ve Caddebostan'ındaki müsamereler çok parlak olmuştur. Halk, bu mes'ut günün şerefine sabahlara kadar eğlenmiştir. Diğer nutuklar Fahrettin Beyin nutku Maçın başlangıcında Sedat B. çok muvaffak oldu ve taraftarlarının yüzünü güldürdü. Birinci seti (36) Dün gece tstanbul'da ve Beyoğ • Sedat aldı. Fakat hasmı kadar mu • lu'nda ve şehrin diğer semtlerinde kavemete malik olmadığından diğer müteaddit fener alayları da yapıl setleri sırasile (62), (61), (60) mıştır. kaybetti. Oyunun sayılan da takip olunursa Sedat B. deki «soufle» kabiDün memleketin her yerinden alliyetinin biraz fazla eksikliği göze dığımız telgraflarda Tayyare ve Zaçarpacaktır. Halbuki Sedad'ın tekfer bayrammın heyecanla tes'it e niği Şirinyan'ınkine faiktir. Oyunu dildiği bildirilmektedir. Her şehir ve daha temizdir. Kendisine hiç olmazkasaba bu bayram çününü sürur içinde geçirmiştir. tstanbul da da • sa şu beş setlik maçlarda yenilmiyecek kadar mukavemete çalışmasım hil olmak üzer*: 37 şehirde 37 yeni tayyarenin at konma merasimi ya tavsiye ederiz. Ayni zamanda Şirinpılmıştır. yan B. muvaffakiyetinden dolayı şayani tebriktir. taşıyan yetimler gibi gözlerimiz sana Bundan sonra (Suavi^Genorey) •e Büyük Gazi Ulu Münci'yo dikilçîftîlc, (Krmyan Lamg) ^î#*S •»mişti. sındaki final yapıldı. 9 d « ekipi (62), (86), (63) hasmına galip gelerek şampiyonluğu kazandı. KaAfyon telgraf müdürü Müslim B. dınlar arasındaki müsabakada Mis telgraf memuru Hüseyin, muhabere Vhittall rakibi Matmazel Paçika memuru Salim ve Mehmet Osman kis'i yenerek 931 kadın şampiyonu Nezat Beylere gösterdikleri vazifeoldu. şinaslık ve yardıma teşekkür etmek Bu sene hediye edilen kupalar aborcumuzdur. rasmda Amerika'nın sportmen sefirinin de güzel bir kupası vardır. Bu kupa şimdilik üzerine galip geDumlupınar'dan Gazeteciler Birlenin imzası atılarak saklanılacak ve liği reisi Neş'et Bey Gazi ve Fevzi 3 sene sıra ile şampiyonluğu muhaPaşa Hazeratına tazimatlarını arfaza edebilen tenisçiye bilâhare hezetmişlerdir. diye edilecektir. Memlekette Zafer Bayramı Telgraf memurlrına teşekkör Gazi'ye arzıtazimat Resmigeçjt Vedat Nedim Beyin nutku Ihtifal bittikten sonra kıtaatın resmi geçidi başladı. Meçhul Asker abidesi önünde duran Kumandan Paşalar ve halk; bu şehit oğulları v şehit kardeşlerinin kahramanca ge Aka'dan sonra Ordu Müfettişi Fahrettin Pş. çok kuvvetli bir nutuk çişleri seyredildi ve uzun uzun alkışlandı. irat ederek Başkumandan muhareResmi geçidi müteakip misafirler besinin bütün safhalarını anlattı. hazırlanan çadırlara çötürüldü ve Demin heyecanlı nutukları dinler mükemmel bir büfede izaz edildi. ken incelmiş bir hassasiyetle göz yaşları döken halk; şimdi Pş. nın Vatanın muhtelif yerlerinden gelip,bu ağzmdan dinlediği şehamet men mukaddesat Kâbesinde topianan ziya Kâinat bu granitlenmiş Mehmet'ten ör kabelerini işittikçe değişiyor, baş • retçiler samimî hasbıhaller yapı nek alan mazlum milletlerden hangisi kalaşıyor ve millî ordunun ne pa • yorlar, gelecek sene bu merasimin bir Dumlupınar yaparsa ona şimdiden yansız bîr kudret ve şecaat memba daha muazzam. daha etraflı olması selâm dur.. olduğunu bir daha tekrarlamış müs için şimdiden tedbirler alınması Empiriyalizmanın mihverini burada kırterih bir gönülle gülümser gibi oluhakkında fikirler serdediyorlardı. dık. Bahtunızın mihrekini burada değişyordu. Afyon Valisi, Belediye reisi ve Af tirdik. Burada yatanın yaptığı iş tarihî ve talihi yenmek oldu. Pş. nın nutku bitti. Heyetlerin ge yon'lular takdirin fevkinde bir misafirperverlik jröstermislerdir. İnsaniyet dünyasında esirlik zincirletirdiği yüze yakın çelenk abideye rine vurulmuşlar! Milletler içinde kan afkonuldu. Beyaz mermer abide, çe • hyanlar! Dizlerini yalcmlara alınlarmı lenk yığınları arasında muhteşem ölümlere sürten milletler ! İstanbul 30 (A.A.) thracat bir manzara almıştı. Bu sırada bir Kurtulmak istiyorsanız ber sene bugün offisinden tebliğ edilmiştir: şehit anası abideye doğru ilerledi: buraya geliniz. Türk'ün bu hayat ve istikTekirdağı rmrtakasının bu seneki « Bu toprakta benim de bir lâl kaynağında ruhlarınızuı karanlıklannı kuş yemi istihsali hakkında yanlış yavrum yatıyor, bu, onun bir hatı yıkayınız. İnsanlığın hür topraklannda haberler görülüyor. Bu mıntakanın rası olsun» diyerek çelenklerin bi hür insan olmak istiyorsanız her sene bubu seneki kuş yemi istihsalâtı en rinden bir çiçek aldı, bütün ruhile gün buraya geliniz. Bu tepenin başından kat'î tahmînlere nazaran geçen sekokladı ve göğsüne taktı. Bu man gecen hikâyeyi dinleyiniz. Burada yatan nekinin nihayet % 10 u nisbetinde zara ziyaretçileri yeniden ağlat sadece bir milletin kurtuluş timsali değil f mıştı. Bu sırada muzika istiklâl mar a7!a o'nn miıbala 'ı rakamlara bütün mazlum beşeriyetin teselli, ümit ve irade kaynağıdır. şını çalmağa başladı, Büyük Mehme itibar edil~nemesi lâzımdır. MıntaMehmet! Mehmet! din maneviyeti önünde son selâm ve kanın geçen seneki kuş yemi is tihsalâtı 50 bin cuval idi. hürmet vazifesi yapıldı. Sen kimsin? Nereden, hangi ölçüsüz tarihten geldin, bangi ölçüsüz tarihe giİtalya'nın Bari şehrinde 6 eylul diyorsun? Mehmet! Kaç yüz bin Meh den 21 eylule kadar devam etmek med'in kanından ,hayatından, etinden, İstanbul Darülfünunu namına geüzere açılacak . . beynelmilel nü kemiğinden yuğuruldnm?Mehmet millî bir len Darülfünun Hukuk Fakültesi umune sergisine iştirake karar ver tarihle beraber beşeri bir tarih yapan mumî kâtibi Ethem Akif Bey de miş olan tüccarlarımız eylulün üçün< Mehmet, etrafma bak şurada şu ufukJacü perşembe günü hareket edecekheyecanlı bir hitabe irat ederek ezrın ötelerinde her ana sana (bu benim lerdir. yavrumdur) diyor. Her baba (mutlaka cümle şunları söyledi: fştirak etmek veya ziyaret etmek benim yavrumdur) diyor. Her kadm ku Sana geldim Mehmet, sana bearzu eden tüccarlarımızın pazarte cağmdaki bebesine ( o senin ba nimle birlikte her an, husran gör bandır ) diyor. Her genç kız rüsi akşamına kadar ihracat offisine müş, esir kalmış tarihî İstanbul'daki yasında senin için )benimkiyi görmüracaatleri lâzımdır. Darülfünun gençliğinin kalbini ve düm) diyor. Her delikanlı hasretini andıkça (o benim ağamdu) diyor. şükranını birlikte getirdim. O Da Cenevre 29 (A.A.) Millî akalGörüyorsun ki Gazi'nin vatanı yekpare rülfünun gençleri ki istilâ zamanınmezarındır ve Gazi'nin milleti yekpare liyetlerin beşinci kongresi açılmış • da, yükselecekleri ilim yuvasından sensin. tır. Kongre üç gün sürecek ve Av dışarıya atılmış ve boyunları bükük Senin mezarının etrafında bir daha and rupa'daki akalliyetleirn vaziyetini sırtlarmda zulüm ve esaret yükünü içiyornz ki bu istiklâli, bu Cumhuriyetl, tetkik edecektir. Kayık yarışları Zafer bayramı münasebetile dün şehrimizde kayık yarışları ve boks maçları da tertip edilmişti. Kayık yarışları Bebek'te icra edilecekti. Bunun için de zengin bir program hazırlanmıştı. Fakat bu yarışlara yalnız Gatatasaray'la Beylerbeyi kulüpleri iştirak etmişlerdir. Bu itibarla yarışlar zevksiz olmuştur. Diğer de> nizcilik kulüplerimizin bir Zafer bayramı günü yapılan bu yarışlara iştirak etmemeleri şayanı teessüftür. Yarışlara saat üçte başlanmış, alti buçukta nihayet verilmiştir. Mü • sabakaların hemen hepsini Gala • tasaray kazanmıştır. Fahrettin Paşanın nutku Boks maçları Şehrimizde bulunp£ı Romanya'lı boksör Bunya ile küçük Kemal dün karsılasmak üzere mutabık kalmış • lardı. Fakat Kemal Bey Antrenman esnasında soğuk aldığmdan hastaIanmış, dünkü müsabakaya çıkamıyacak bir vaziyete düşmüştür. Bu nun yerine Saranga Romanya'lı boksörün karşısına çıkmıştır. Sekiz ravunt devam eden bu maç çok heyecanlı olmuştur. Saranga, dün hakikaten boks hayatınm en parlak müsabakasını yapmış adde • dilebilir. İlk devreden son devreye kadar nisbî bir hâkimiyet ve faikiyetle dövüşmüş, bir çok defalar Römanya'lı boksörü iplere takarak a damakıllı dövmüş ve müsabakayı güzel bir şekilde bitirmiştir. Ha kem heyetî; galiba evvelki haftaki maçın ayıbını örtmek için olacak, bu maç hakkrnda «berabere» kara rını vermiştir. Halbuki hakikatte Sa ranga galip gelmiştir. Bu maçtan evvel Fami ile Kalos arasmda yapılan müsabakada iki boksör berabere kalmışlardır. ihracat ofisinin bir tebliği Ethem Akif Beyin nutku Millî akalliyetler kongresi Madalya tevziatf Yarından itibaren istiklâl madalyası itası muamelâtına nihayet ve • rilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: