13 Aralık 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

13 Aralık 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

»13 «Cftm.nuevvel S ON Hâmillere 400 ev su altında, tren yolu bozuldu Cevap verdik Yağmur kara çevîrdi, sular yavaş yavaş çekiliyor, insanca zayiat yoktur Edirne 12 Uç gündenberi yağan [ •iddetli yağmurlardan sonra nehirler taşh. Gece saat ondan sonra sular etrafı kapladı, biiyük bir sür'atle sokaklan doldurdu. Nehirlerin tasacağnu hisseden zabıta evvelce tedbirler almış, bir çok evleri tahliye ettirmişti. Bu sayede gece ol masma rağmen insanca zayiat kayde dilmedi. Mütemadiyen yükselen sular bu sabah yediden sonra alçalmağa basbdı. Su altında kalan evlerin adedi 4 0 0 olarak tesbit edilmistir. Hayvan rayi • atının miktarı malum değildir. Edirne ile Karaağaç arasında münakalât münkati olmuştur. Tren yolu bozuktur. Diin gece ve bu sabah ne Bulgaristan'dan, ne de tstanbul'dan tren gel memistir. Hudut boyundanki Kule'lerde as • kerlerimizi ve Yunan askerleri sular ile muhat bulunmaktadırlar. Maamafih kendîleri için her hangi bir tehlike melhuz. değildir. Yağmur bugiin kara çevirmiştir. İHEM Tercüme, iktibas, tabı ve sair hukuku mahfuzdu* NAL1NA MIHI1MA Edirne'yi su bastı Atın, bakahm! Cezayir yolunda Bir mektep hatırası... 1 3 Saat on birde Marsilya garına geldik.. Ve bir otokara binerek otele geldik. Ben, yatmadan evvel, bermutat, günümü defterime kaydediyordum. Bu otel, ötekiler gibi lüks değil; maamafih temiz ve rahat, zaten burada yalnız bu geceyi geçireceğiz; yarın sabah Cezayir yolculuğu var. , 12 fubat perşembe Bu sabah hayli erken kalktım. Saat on ikide buradan ayrılacağı mız için daha evvel biraz gezip şehri görmek istiyordum. Kendi kendimize biraz dolaştık. Marsilya büyük bir şehir.. Geniş, uzun asfalt yolları, çok büyük mağazaları var.. Arala rında büyük bir kaç fark olmasına rağmen, ben burasını Paris'e ben zettim. Paris, berrî, Marsilya ise bahrî birer memlekettir. Sonra, Paris süs ve lüks memleketi, Marsilya işçiler ve seyyahlar beldesi.. Böyle olduğu halde onları iki hemşire gibi birbirine benzeten sır nedir ve nereden geliyor bilmiyorum? kalannm içine tuz koyarım, alır baslarını giderler. Hep birden gülüştük. Ben ciddiyetle dedim ki: Mad°mki dünva tersine, ma demki ayakkabı yerine şapkaya koyuyoruz, tuz yerine de şeker koya rız. Çocuklar daha çok gülmeğe başladılar. Muavin hanım imtihan o • dasının kapısında göründü, her zaman göstermedi?! sert yüzü ile bize: Hepiniz birden burada ne arıyorsunuz? Bu ne kadar gürültü?... Koridorda yalnız, sırası gelen iki kişi kalsın. ötek'ler çekilsin! Haydü... Dedi. Biz çil yavrusu gibi dağıl dık; fakat beş on dakika sonra ya • vas yavaş gene oraya toplandık. tmtihan salonunun garip cazibesi bizi, mum ışığma koşan pervaneler gibi, etrafına tooluyordu. I Serveti yüz milyar tngiliz lirasıl Güzellik Kraliçelerinden daha güzel! Şirin mi, şirin mi, şirin! Nişanlısma bir milyon tngiliz H • rası, hususî bir yat, hususî bir tren, bir tayyare filosu, on otomobil he diye etmiştir. Mevcut bütün servetini ve daha sağdan ve soldan tevarüs edeceği paraları da zevct olacak delikanlıya daha nışanlanmadan hibe etmiştir. tngiliz casusu meşhur Lavrens bütün tngiliz casus teşkilâtmı, bu milyarder kadını bir Türk'e varmak • tan menetmek için harekete getir miştir. Fakat güzel ve zengin kadın, umumî harptenberi tngiliz casus teşkilâtı ile mücadele eden Almanya'ya ve sair memleketiere mensup casusları kullanarak Lavrens'in tertibatmı bozmağa çalışmakta ve tn giliz liralarının bolluğu sayesinde tngiliz'in biraz düşmüş olmasına rağmen muvaffak olmaktadır. Leydi, yakında Graf Zeplin balo nuna binecek ve 150 bombardıman va hücum tayyaresinin himayesinde ts tanbul'a gelecektir. **• At, bakalım, Debre'H Hasan, daglar inlesin! Evelâllah Amerikan gazeteciliğin! değil, Amerikan sergüzeşt filimciliğini bfle geride bıraktık. Bu, ne hayal kudreti! Bu, ne martaval kuvveti! Kupon tediyatı bankaya yatırıhyor Ankara 12 (Telefonla) Aldığımız malumata göre hü kumet bu seneye ait kupon tediyatını üçte bir nisbetinde ve ceste ceste bankaya tevdie devam etmektedir. Hükumet Diiyuna Umamiye Meclisinin müracaatine karşı kabiliyetimiz derecesinde, yani üçte bir nisbetinde tedi yata devam olunduğu, ge • lecek sene bütçesinin henüz tesbit edilmediği cevabını vermistir. Trenier işlemiyor Edirne'deki feyezan yüzünden Avrupa ekspresi,. ve Edirne treni dün şehrimize gelmemişlerdir. Bu vaziyetin daha bir kaç giin devam edeceği haber verilmektedir. Yalmz şiddetli kara, feyezana ve ftrbnaya rağmen telgraf hatlanna hiç bir sakatlık âriz olmamıştır. Bartında feyezan Bartm 11 Son yağmurlardan civardald dereler kâmflen taşmıs, Kalafat oğlu Ismail isminde bir adamcağız Kokarsu'dan geçerken sulann cereyanına. kapılarak boğulmuştur. Feyezan tarlalarda mahsul bulunmadığı için maddî zaran mucip olraamışhr. Halil Beyin Yeni bir teklifi İzmir meb'usu 14 maddenin men'i ithalini istedi Ankara 12 (Telefonla) İzmir meb'usu Halil Bey eski teklifine ilâveten yeni bir teklifte bulunmuştur. Halil Bey diyor ki: < Tarife kanununa ilâve olunmasını istediğim maddei kanuniyede mezkur ithali memnu mevadda ati • deki maddelerin de ilâvesini teklif ederim: 1 Çimentolar. 2 Maden kömürlerL 3 Kaput bezi, Amerikan bezi, ham gömlek bezi, ham astarlık. 4 Adi kaşkaval, salamura, tulum ve emsali, gravyer, rokfor ve emsali peynirler. 5 Süt, teksif ve takim edilmif sütler. 6 Balık konserveleri, balık ezmeleri. 7 Jambon, salam, sığır dili ve emsali. 8 FıshTc, Şamfıstığı ve emsali 9 Kabak çekirdegi, Amerikan fıstığı. 10 Kakao ve çikolata (şeker veya ekle salih diğer mevat ile karıştırılmış şekilleri). 11 Odun kömürO. 12 • Tuğla, kiremit, doşemelik tuğla. 13 Çamaşır sabunu. 14 Müstahzar çamaşır suyu ve tozu. Halil Beyin teklifi tktisat Encttmenine havale olunmuştur. Muallim ve miimeyyizlere giden dondurmalar Cezayir yolunda Sterling yükseliyor Amerika'nın dahilî istikrazı bitti, Borçlar komitesi Berlin'de toplandı Londra 12 (A.A.) tngiliz liraiinın yükselmesi devam etmektedir. Bugiin, kapanısta 86,125 frank ve 3,375 dolar idi. bakkında mufassal vesikalar tevdi etmişlerdir. Komite, bu vesikalan tetkik ederek raporlarını hazırla mak üzere tili komisyonlar teskil etmiş ve bu mesainin hitamına intizaren içtimalannı tehir eylemiştir. ı Amerika dahili istikrazt Vaşington 12 (A.A.) Geçen pazartesi günü ilân edilen 1300 milyon dolarlık hazine istikraz tahvilâtı, 484 milyon dolarlık bir fazlalıkla kaydedilmiştir. Hoover moratoryoma Harici borçlar komitesi toplandı Berlin 12 (A.A.) Alman harict borçlar komitesi mümessilleri kısa vadelrkredileri yeni bir esas dahilinde temdit etmek üzere Berlin'de toplanmtşlardtr. Alman mümessilleri Altnanya'nın iktisadi ve malî vaziveti Vasington 12 (A.A.) Harp borçlarının tekrar tetkikine teşebbüs edilmesi f ikrini ortaya süren M. Hoover'in telkinatma karşı efkâri umumiyede izhar edilen korku, vaziyette vehamet busulüne mâni olmak için M. Mills'in kongrenin her iki fırkasının liderleri arasında bugün için bir konferans tertip eylemij olma tından ileri gelmektedir. mMiiıııııllUimilllllltllllilIlllllltlin tspanya Sevinç içinde Hitler Berlin'e geliyor Halk ilk Cumhurreisi le Hükumet, onu hudut hinde tezahürat yapıyor haricine mi çıkaracak? Madrit 12 (A.A.) Dünkü yemin verme merasiminden sonra, M. Za • mora meb'usan meclisini terkederek Riyaseticumhur sarayına gitmiştir. Mumaileyh yollardan gecerken kalabalık bir halk kütlesi kendUini çılgınca alkışlıyordu. Yeni Reisicumhur, sarayın balkonundan asker kıt'alannın geçit resminde hazır bulunmuştur. Bu sırada tayyareler Riyaseticumhur sarayı üzerinden uçuyorlardı. Madrit 12 (A.A.) Bütün Is panya, reisinin intihabım bir takım şenliklerle tes'it ve tebcil etmiştir. Cumhurivetin her tarafında alenî sevinç nümayişleri yapılmıştır. Her tarafta bir gün fazla tatil verilmiştir. Ticarethaneler, kapılarmı kapamış lardır. Havanın güzelliği, bütün tspanyol sehir ve kasabalannda hal kın cadde ve sokaklarda gezmelerine müsaade etmiştir. Bilhassa M. Za mora'nın intihap dalresi olan Ferrol, Santiago, La Corogne, Carolina'da •erbest ve şetaretli halk fevkalâde tezahüratta bulunmuştur. Baslarmda mızıka takımı bulunan halk kütleleri daha sabahleym er kenden sokaklara dökülmüşlerdir. Her tarafta kestane fişekleri atılmıs, mehtaplar yakılmıştır. Umumî mebani ile hususî meskenlerin ekserisi bayraklarla donatılmıştır. Cumhuriyetçi sosyalist grupian, bir takım ziyafetler tertip etmislerdir. Gece, parlak donanmalar yapılmıştır. Askerî mızıka takımları ile belediye mızıkaları bir çok yerlerde konserler vermişlerdir. Bütün belediyeler, M. Zamora'ya tebrik telgraflan göndermeğe karar vermiştir. Limanlarda harp genvleri de donanmış, her taraftan selâm top'arı atılmırtır. Berlin 12 (A.A.) Hitler, bu raya gelmiştir. Mumaileyh, başve kâlet dairesine yakm olan bir otele inmistir. Hitler'in Reisicumhur ile mülâkat talebinde bulunduğu haberi tekzip edilmektedir. Berlin 12 (A.A.) Hitler, buraya geçen haf ta Anglo Sakson gazetelerine yapmış olduğu müheyyiç beyanatı tekrar etmek maksadile gelmiştir. Mumaileyh, başvekilin telsizle neşredilmiş olan nutkuna ve dün akşam ecnebi gazeteleri mümessillerine vaki beyanatına hemen cevap vermek niyetinde bulunuyordu. tkindi vakti, Hitler'in ecnebi matbuatı mümessillerini davet etmiye • ceği ve yalmz Reichstag'in sol ce nah devresinde yaptıği gibi basve • kile açık bir mektup gondermekle iktifa edeceği haber alınmıştır. Bu tahavvülün sebebi nedir? tyi malumat almakta olan resmî mehafile göre Hitler fikrini tamamile değiştirmiş değildir. Kendsine ec nebi gazeteler mümessillerini kabul etmesi menedilmiştir. Filvaki geçen haftaki manevrasmı tecdit eylediği takdirde Alman toprağından atılacağı kendisine tebliğ edilmistir. Ecnebi tebaasmdan olan, kendi asıl memleketi olan Avusturya'dan teb'it edilmiş bulunan Hitler'in hemen teb'idi için böyle bir emirnameyi imzalmağa hazır bulunan Prusya Da • hiliye Nazırının bu veçhile hareketi kâfidir. Hitler «Nazis fırkası, siyasî borçları asla tanımıyacaktır» demiştir. Ankara'da bir katil asıldı Ankara 12 Uç gün evvel ha • pisaneden firar ederjJt Çanak ko • yünde yakalanan katil Sadık oğln Abdullah Samanpazarı'nda bu sa • bah idam edildi. Saat 12 de Cezayir'e giden <Dayyaz» vapuruna bihdik ve öğle ye • meğini burada yedik. Biz yemekte iken vapur yavaş yavaş Marsilya'dan ayrılmağa başladı. Marsilya'ya yemek aalonunun küçük pencere • sinden gözlerimizle veda ettik. Yemekten sonra güverteye çık • tık. Birer birer şezlonga oturduk. Denizde dalga başlamıştı. Ben deniz tutmasına karşı, en iyi çarenin go vertede, bol deniz havası içinde oturmak olduğunu biliyordum. Bu nun için hiç yerimden kımıldamadım. Karşıdan kabartk saçlı bir genç kızm geçtiğini gördüm, profilden ok pembe ve etlice bir yüz görü nüyordu. Birdenbire kalbim çarptıt Şükriye! Dedim. Bu kıvırcık, kumral saçlı, pembe yüzlü yabancı, benim mektepteki en yakm arkadaşıma o kadar çok bensiyordu ki... Bu müşabehet gözlerimin Snünde maziyi bütün vüzuhile canlandırdı. Onunla müşterek hatıralarımızı, yaramazhklarımızı, çılgınlıklarımızı düşündüm. Ne günlerdi yarabbi. Ustünden uzun seneler geçmediği halde şimdi o günleri beyaz sislerle örtülü tatlı rtiyalar gibi hatırlıyorum: tlk mek tepte, orta muallim mektebinde ve tstanbul'da onunla beraberdik. Pek küçük yaşta başlıyan arkadaşhğımız tahsilimizin son senelerine kadar devam ettL O benden daha yaramaz bir kızdı. Yaramazlık icat etmeden duramazdı. Edirne'de iken sınıfın en yaramazı Melâhat'Ie Şükriye idL tkisi de bütün haşarılıklarına rağmen o kadar tatlı kızlardı ki arka daşları gibi hocalan da onları çok severlerdi. Ben ,Me1âhat'le başbasa, hic bilmediğim bir bahsi gözden geçiriyordum. O, bir aralık elile koluma vurarak: Şuraya bak! Dedi. Baktım: Hademe, elinde kocaman bir tepsi ile imtihan saionuna giriyordu; tepsinin içinde üç tabak kadar renk renk nefis dondurma, bize gurur ve istihfafla bakıyordu. Melâhat'e dönünce gözlerinde iştiha ile karışık bir hiddet panldadığmı gördüm: tşin garibi şu ki daha ismini bfle bilmediğimiz bir tngiliz kadınının servet ve sairesi etrafında bir sürfl yalan uyduruyor, sonra da bunlan, Dikkat ettin mi? Dedi. öğleden halkın söylediği dedikodular diye orberi bu kaçıncı dondurma?... taya atıyoruz, hayalî şahıslardan alGüldüm. Bana da kızdı: dığımız hayalî resimler basıyoruz. Ne gülüyorsun? Ağlanacak sey Bu tngiliz kadınının gönlünü celbe bu vallahil muvaffak olan delikanlı kimse ile g'â Güleriz ağlanacak halimize! rüşmüyor, onun ağzından düğünün Cevabını verdim. Daha çok hid • yakında olacağm. yazıyoruz. detlendi: Bu hususta, Cumhuriyet'ten başka Şimdi şairliği bırak, dedi, bu her hangi bir gazetede çıkan yazı • adamlar gerçekten insafsız şeyler. lar, çok zengin bir tngiliz kadınının öyle!... bh* Türk gencine gonül verdiğine Biraz düşündüt dair olan esastan maada hepsi uy Şimdi benim sıram. Ben içeri durmadır, son zamanlarda moda olan girdiğim vakit onlar karşımda don«palavra edebiyatı» cümlesindendir. durma yiyecekler ha?... Bu havadisin asıl membamı, Ke • Elbette! mal Salih Bey arkadaşımız kesfet • Dünyada oyle şeye tahammül miş, daha hiç kimsenin bilmediği bir edemem! Ben ter dökerek onların çok hf kikatleri, hem de Rıza Tahsm münasebetli münasebetsiz suallerine Beyin bizzat kendi ağzından din • cevap yetiştirmeğe uğraşırken bey lemiştir. ler koltuğa yaslanıp dondurma mı Kemal Salih Bey, bütün büdİği hayiyecekler?... kikatleri soylemiyor, çünkü evvelâ, O kadar kızıyordu ki, bu atesi köRıza Tahsin Beye ve ailesine, haki rüklemek hoşuma gidiyordu: katin yalmz bir kısmını yazacağını Yiyecekler zâhir! Dedim. riml Zor yirler onlar I Ne yaparsın? Alırım ellerinden, kendim yeYağma mı var?... Görürsün sen! vadetmistir. Saniyen, bizim gazeteci arkadaşlardaki kariha vüs'atini bir imtihan etmek istemiştir. Bunlar, kâfi derecede attıktan son* ra, Kemal Salih Bey baklayı ağzından çıkaracaktır. O zaman, bir kısnı eksik yazdığına, bir kısmı da fazla yazdığma pişman olacaktır. Kemal Salih Bey diyor ki: Şimdilik atabildiğiniz kadar atın bakahm, arkadaşlar! Bir mektep hattran Bir gün hiç unutmuıyonım. Edirne'nin o müthiş sıcaklannın bütün kuvvetile hüküm sürdüğü bir hazi ran günü idi. Coğrafya imtihanımız vardı. Bu derse nedense sene içinde pek aldırmadığımız için imtihanlarda fazla çalışmağa mecbur olurduk. O gün sıcaktan ve çalışmaktan bu • nalmiş bir halde koridorlarda sıramızı beklerken imtihan odasına ikide bir yeni yeni simaların girdiğini görerek büsbütün sıkılıyorduk: Yen yeni mümeyyizler, müfet tişler, maarif müdürü, falân... Şükriye'nin garip itikatları ve garip olduğu kadar hoş buluşları vardı. Meselâ her imtibana girerken muslukları açar, açık bırakırdı. Biz de bu çareye dört elle sarılırdık. tmtihan günü mektebin muslukları akşama kadar şakır şakır akar dururdu. Muallim veya nöbetçi muavin hanımlar gorürlerse kaparlar, hademeleri paylarlardı. Fakat zavallı hademeler bu şeylere bizden çok daha fazla itikat ettikleri için kemali merhametlermden muslukları ka pamazlar, azar işitmeğe razı olur lardı: Tek biz akar sular gibi gürül gürül, şarıl şarıl imtihanlarımızı verelim diye! Balıkesir Kötahya fıattı Balıkesir 12 (Hususî) Bahkesir • Kütahya hattında alb ay evvel bir heyelân neticesi çathyan tünelm beton olarak insası bitmiştir. Ray ferşiyan da 20 kânunuevvele kadar ikmal edilecek ve hat islemeğe açdacaktnr. Bu sırada içeriden yanaklan alal olmuş bir arkadaş çıktı. Arkadan zilin daveti duyuldu ve Melâhat apar topar kendini içeriye attı. Zavallı kız, dondurmaları gorünce söylediğini, söyliyeceğini şaşıracak diye düşünerek gülümsedim. Sonra gayriihtiyarî eğildim, gö zümü anahtar deliğine uydurarak imtihan salonunu seyretmeğe başladım. Dehsetl... Hakikaten müthiş!... tçeride kendi müdiremiz ve hocamızdan başka tam sekiz tane ya • bancı vardı. Melâhat'cik sapsarı bir yüzle harita başında duruyor, yanyan henüz kimsenin el dokundur • madığı dondurmalara bakıyordu. Mümeyyizlerden biri bir sual sordu. Melâhat kâh haritaya, kâh dondurmalara bakarak anlatmağa başladı. Salon büyük olduğu için söyle diklerini işitemiyordum. Fakat hal ve tavrına nazaran iyi cevap verdiğine hükmediyordum. Kendi kendine: Kızcağız telâstan dondurmayı da unuttu galiba, diyordum. Bu sırada başka bir mümeyyiz galiba daha müşkülce bir sual sormuş olmalı ki Melâhat'in kızardığını uzaktan farkettim; gözlerini don • durmalara dikerek sustu. Tam bu sırada Mtaarif Müdürü Bey gülerek ona hitap etti. Ne söyledi, bilmiyorum. Fakat Melâhat'in de ona gülerek cevap ver diğini gördüm ve bu cevap üzerine salonda umumî bir kahkaha koptuğunu duydum. tçeride ne olup bittiğini anlamağa vakit kalmadan, enseme bir el yapışarak beni yavaşça anahtar deli ğinden ayırdı. Titriyerek döndüm; tabiiye ho camızla gözgöze geldim. Meşhur olan ciddiyetini kaybetmemeğe çalı • şarak: Maşallah Naşide H.! Dedi, bu da, ne demek?... Mâbadi var Evkaf memurları hakkında bir lâyiha Ankara 12 (Telefonla) Evkaf memurlanna tahsOâttan masraf, Scret ve aidat olarak verüecek paralar hakkmdaki kanun lâyihası Basvekâletten Meclise sevkedilmistir. Japon'lar Çin'e bîr Ultimatom veriyorlar! Moukden 12 (A.A.) Japon askeri erkânının Pekin'deki diplomasi mehafili vasıtasile Mareşal TchangSue • Liang'a göndermek üzere bir ultimatom hazırlamakta olduklan zannedilmektedir. Bu ültimatomda Mareşal, sulhü ihlâl ve Japon'Iarın hayat ve emval ve emlâkini tahdit et mek için bir takım haydutlara Çin askerleri ile bîrleşmeleri hususunda yardımda bulunmuş olmakla itham edilmektedir. Tchang Sue Liang'a tayin edilen müddet zarf ında büyük seddin ar kasına çekilmesini ve entrikalardan fariğ olmadığı takdirde siddetli ve kat'î tedbirler alınacağı bildirilecek tir. Evinize Gelen Darülfünun Bugün hakikî Darülfünun güzel bir kütüpanedir. Tekemmül etmiş bir adam, her şeyi bilen değil, her aradığını ne rede bulacağını bilen adamdır. Ansiklopedi başhbaşına bir mektep ve bir kütüpanedir. Yalnız gençlerin ve çocukların okumağa muhtaç olduklanm zannet mek bir hatadır. tyi bir tahsil, he sap, hendese öğrenmek, coğrafya ve tarih okumaktan ibaret değildir. tnsan, hiç bir zaman okumaktan müstağni olacak kadar âlim olamaz, Bilhassa bugünkü hayat, herkesten okumağı, öğrenmeği ve f ikren yükselmeği istiyor. | Hayat Ansiklopedisi, sizin bütün bu okuma ihtiyacınızı tatmin eden seyyar bir kütüpanedir. Biz onu evinize kadar gönderivor ve malumatı elinizin altma veriyorz, Hayat Ansiklopedisi kânunusa niden itibaren on beş günde bir cüz halinde neşredilecektir. Bir imtihan günü Yunan Sefiri Ankara 12 (Telefonla) Hariciye Vekili Yunan sefirini kabul etti. Sıvas Erzurum Demiryolu Bîr Amerikan grupu înşaata talip oldu Ankara 12 (Telefonla) Söylendiğine göre muteber bir Amerikan grupu Sıvas Erzurum hattını inşa etmek üzere Naf ıa Ve • kâletine müracaatte bulunmuştur Teklifleri tetkik olunmaktadır. Müsteşarla meb'us arastnda Madrit 9 Gortea meclisinin dünkü içtimaı pek heyecanlı bir man • zara göstermNtir. Burada Dahiliye müstesan ile bir meb'us arasında şidd~tli bir yumruk kavgası olmuş tur. Yüzü kanlara bulanan müsteşar mefc'usu düelloya davet etmiştir. Kavga cumhuriyetin temelleşmesine mahsus olarak hükumete verilen gayrimahdut salâhiyetlere bir an ev Transit eşya lâyihaları Ankara 12 Transit eşyanın memlekete teminat mukabilinde girebilmesine dair olan kanun lâyihası Heyeti Vekilece tetkik olunmuş, Meclise sevkedilmistir. vel nihayet verilmesinî şiddetle istiyen muhalefetin bu talebinde ısrar etmesinden doğmuştur. tmtihan odasına, tanımadığımız bir çok insanların dolduğu o coğ rafya imtihanı gününde de sıkıntı, Şükriye'ye dâhiyane bir fikir ilham etmişti. Bizi etraf ına toplıyarak dedi ki: Çocuklar bana bakın! Aklıma bir şey geldi. Ben bu adamların hepsini şimdi birer birer geldikleri yola göndereceğim! Hep birdent Nasıl? Dedik. O izah etmeğe başladı: Eski zamanda çabuk gitmesini istedikleri misafirlerin pabuclarına tuz koyarlarmış. Şimdi dünya ter sine. tnsanlar ayakkabılannı değil, şapkalannı çıkarıyorlar. Ben de sap Hayat Ansiklopedisi

Bu sayıdan diğer sayfalar: