30 Ocak 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

30 Ocak 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Balkan konferansı meclisinde.. "Yıldız,, koridorlarmda h a f i f f ı r t ı n var!.. (Birinci sahifeden mabam nîyetle miizakerelerde bulunmakta • ız. Her halde anlaşmağa çalısa • cağız.» Sehir ve memleket haberleri Az sermayeliler, Çok sermayelileı Kontenjan usulii yüzünden çıkan mes'ele... ç Gümrüklerde kontenjan usulünün tatbik edilmesi büyük tacir lerle küçükler ara«ında yeni bir mücadele çığırı açmıştır. Büyük ticarethaneler sipariflerini birleştirerek yüksek bir yekun tutan beyannamelerini gümrüğe tevdi etmekte ve listedeki kontenjam bîtirmektedirİCT. Büyük ticaretha neler bu suretle kânunusani kontenjanlarmı kendi beyannamelerile doldurmuşlar, piyasaya yal nız kendi mallanm çıkarmağa muvaffak olmuşlardır. Bu yaziyet karf ısında küçük tacirler mallarını alamamaktadıralr. Verilen mevsuk haberlere n« • zaran yalnız bir ticarethane bu işten bir ay zarfında (60) bin lira kazanmış, Japon mallanna iste • diği gibi fiat zammederek «at mıştır. Bu vaziyetten çok müteeıair olan mutavassıt sermayeli tüccar • lar aralannda bir içtima aktet • mif ler, bu işin bir an evel önüne geçilmeti için teşebbüaata girişmege karar vermişlerdir. ^umnurıytn. Siyasî icmal Âdemi tecaviiz misaklari Sovyet hükumeti sulhperverane amal ve makasıdinî teyit için Fransa'ya bir, ademi tecaviiz misakının aktini teklif etmiş ve bu hususta cereyan eden mü« zakerat bir projenin tanzimi ile netice • Ienmîş idi. Fransa hükumeti bunun imza ve tasdikı için Sovyet hükumetinin Avrupa'daki komşulan ile ademi tecavüz misaklannm akteylemesint şart koymuş idi. Sovyet hükumeti öteden beri komşulan ile dahi ayni yolda mi sak aktetmek istedifinden ve «sasen Lehistan hükumeti ile dört senedenberl müzakerede bulunduğundan Fransa fle müzakerat hitam bulduktan sonra Av rupa'h komşulan ile müzakerata baş lamış idi. Bu hükumetlerden evvelâ Finiandi * ya hükumeti Sovyet devleti ile misak projesi hakkında mutabık kalmubr. Fa« kat Helsingfors kabinesi bu misakın imza ve tasdikı için Sovyet hükumetinin diğer komşulan ile bu gibi birer misak aktini şart koymustur. Bundan sonra Sovyet hükumeti fle Lehistan arasmdakl müzakerat neticelenmiş ve bir proje tanzim edilmiştir. Fakat bunun dahi imza ve tasdiki şüphesiı Rutya'nın Romanya ile böyle bir misakın aktine talik edü • miştir. Çünkü Romanya Lehistan dev • letinin askerî müttefikidir. Filvaki Sovyet hükumeti Romanya fle hayli zamandanberi müzakerede idi. Fakat bu müzakerat Besarabya mes'e • lesinden dolayı ciddî mOşküIâta tesadüf etmiş ve nihayet müzakerat munkati ol« muştur. Vaktfle Rusya'nın en mühim ve zenzin eyaietlerînden biri bulunan Besarabya harbi umuminin sonunda Ro * manya tarafından işgal ve flhak edil * mi» idi. Fakat Sovyet hükumeti bu emrl vakîi hiç bir zaman kabul etmemiş idi. Ademi tecavüz misakının müzakeresî münasebetfle Romanya hükumeti Sov yet hükömetini Besarabya Uzerindekf her türlü iddia ve alâkasından ferağat ettirmek istemiştir. Her ne kadar Sovyet hükumeti umumî tabirler için Romanya'nın arzusuna is'af etmek istemiş ise de Bîikreş hükumeti Moskova'nın Besarabya'dan fera« gatini tasrih etmesi şiddetle talep etmiş ve bunda ısrar eylediğinden müzakerat munkati olmustur. Romanya fle tekrar müzakerat başlıyıp ta neticelenmedikçe diğer misaklann imza ve tasdik edilmesi şüphelidtr. Esasen bu misaklar Kelloğ muahedesinin tasrih ve teyidinden başka bir şey değildir. Bu muahedenin ne kadar hükümsüz olduğu Mançuri mes'eIesinde anlaşıldı. \w Binaenaleyh yeni misaklann ehem miyeti ancak âkitlerin hüsnü niyetinc bağlıdır. Halbuki bunun mevcudu ol madığma bir çok delil vardır. Bunlardan Fransa'daki askerî mehafilin Kızıl or duya karşı yaptıklan son hucumlan da Romanya'nın Besarabya mes'elesindeki ısran dahi ikinci bir delfldir. Lehistan'da vaziyete hâkim olan askerî fırkanın nazarında ademi tecavüz misakının bir ehemmiyeti olması ise çok şüphelidir. Bi« naenaleyh Rusya'nın müzakere etmekte olduğu yeni ademi tecavüz misaklan sulh ve müsalemet için kavi teminat sayılamaz. Dr. ların dünkii içtimaı Doktorundan memnun kalmıyan hasta başka doktor çağîramaz mı?.. Etibba Muhadenei cemiyeti ay • lık heyeti umumiye içtimaını dün Halkevi'nde aktetmiştir. Zaptı sabık okunduktan sonra cemiyete yeniden bir takım doktorların aza olmak için talip olduklan gÖrültnüş ve bunlar kabul olunmuşhır. Badehu Ankara'daki doktorlarm, cemiyetin sigorta sandığına girmek istedikleri hak • kındaki Ankara Sıhhat müdiirtt Şuayp Nuri Beyin tezkeresi okunmuş, ve bu teklif memnuniyetle karşılanarak kendilerine duhul kâğıtlan gönderilmesine karar •erilmiştir. Bundan sonra bu ay zarfında vefat eden cemiyet asasından Tahir İsmail, Azîz ve Ziya Beylerin cemi • yet kasasındaki hisseleHnin aîlelertne verilmesi takarrür etmiş ve vefat eden arkadaşların ruhları taziz edümiştir. Martta Londra'da toplanacak olan beynelmilel şehir hıfzıssıhhası kongresine iştirak edecek doktorların cemiyete müracaat etmelerine karar verilmiş ve Anadolu'daki doktorların cemiyete aza olabilmelerî îçrn ev • velâ bunların miktarımn öğrenil mesine karar verilmiştir. Dünkü içtimam en hararetli saf hasını, tabibi müdavisi olan bir hastanın îkinci bir doktora müracaati halinde ikinci tabibin ne vaziyet alması lâzım geldiği mes'elesi teşkil etmiştir. Bu mes'ele bir çok münakaşalara, giirültülere sebebiyet vermiş, muhtelif noktai nazarlar tebarüz etmiş, bir doktorun hastasını, diğer bir doktorun ne gibi ahval ve şerait tah • tında kabul edebileceği bazı ihtilâflara yol açmıştır. Nihayet bu mü nakaşalann halli için Etibba Odasına miiracaat edilerek oradan alınacak bir karar üzerine mes'elenin halli çaresi bulunması takarrür etmiştir. Cemiyet, şehrimizde bulunan Sıhhiye Vekili Refik Bey şerefine bir çay ziyafeti vermeği kararlaştırmış ve bunun için Vekil B. den bir randevü alınmasına karar verilerek iç • timaa nihayet verilmiştir. Bulgar'lar Sırp'lardan şikâyetçi! Bulgar murahhas heyeti reisi M. Sakırof ta şunlan söylemiştir. « Geçen defa olduğu gibi bu içtimada da en mühim mes'elenin ekalliyetler mes'elesi olduğu görülüyor. Yugo*lâvya murahhasları Makedonya'da bulunan Bulgar'Iann Slâvlaşmış Bulgar olduklarını iddia e derek banların bir Bulgar ekalliyeti olduklarını kabu! etmek ietememektedirler. Aramızdaki ihtilâf işte bu noktadan çıkmakladır. Halbuki Makedonya'daki Bulgar'lar, Sl&vlaşmamış, hakikî bir Buîgar ekalliyetidir.» \ ilk mübeşşirlerinden Papanastasyu cevap vertvek bu fikria ttlviyet ve aaaleti et* rafuada uzun boylu ve samimî surette heyecanlı tafsilât vermiş ve nlkışlanmış» tır. Reis, Hasan Beyin ve M. Papanastasyu'nun nutuklan arasuıda re sonra Arnavutluk. Bulgaristan, Romanya, Türkiye, Yugoslâvya ve Balkan'Iar marşları her biri ayn ayn ve uzun uzun alknlaiamıştır. Balkan konferansı konsByinin tebligi Şiddetli münakaşalar olacak Bugünkü içtiınalarda da gene Arnavut, Bulgar ve Yugoslâv murah Baeları arasında ekalliyetler mes'elesi •traftnda şiddetli münakalar ola • cağı kuvvetle tahmin edilmektedir. Murahhaslar şerefine müsamere Galatasjuray lisesi talebesi <?ün aaat 17 de mektebin konferans *a lonunda murshhaslar şerefine bir aiisamere vernuşlerdir. Bu müsamerede bütün heyeti murahhasiar hazır bulunmuştur. Mâsamerede fransızca olarak EJîp Te Emb«sil piyesleri tem»U edil•mç, tzci müzikası tarafından konser verilmiş, alkışlanmıştır. İstanbal 2 » (A.A.) Balkan kon* feraası konsey? Yıldut sarayında sabah saat 10 buçukta Reis Hasan Beyefendinin riyasetinde içtima etti. Ruznamei müzakerata frçilmeden evvel Yunan r grupu reisi M. Papanastasyu İstanbul'a evvelki sabah gelecek olan vapurun fırtına kaaebÜe ancak dün sabah v&nl olmasmdan dolayı evvelki günkü küşat cebesme iştirak edememiş olmaktaki maaeretlermi anlatfa. Bulgar grupa reisi M. Sakazoff kendi gruplan arasmdan M. MkhefPin vefatını büdirdi. Reis müteveffamn hatırasma hürmeten celseyi bir daldka Util etti ve ailesine taziyet telgrafı çekflmesine karar verildi. Reis, geçenlerde vefat etmiş olan lstanbul'daki Yttgoslavya elçtsi M. Netchitch'in ailesine konferans namuıa taziyet telgrafı çekmiş olduğuna bfldir • di. Ve celse onun da hanrası için bir dakika tatfl olundu. Buakare m 3* Arnavut gnrou reisi Mehmet Bey Koniçe, Bulgar grupu reisi M. Sakaaoff, Yunan grupu reisi M. Papanastasyu, Yugosl&v grupu reisi M. Yuvanovitch ve Türk grupu reisi Hasan Bey konseye gruplaruun konfe* ranstanberi vaki olan faaliyet ve icraan hakkmda raırfaısal hnhattn bolundular ve bu müzakerata gruplann diğer ban azası da iştirak ettiler. Adana'da feci Bir infilâk Bursa'da Verem fazla! Bugiin de ziyafet var! Bu sabah içtimalara devam edileceii < e öğleden sonra Göksu kasrı w geefteoe&tir. Gece saat 21 de Ba!kan ittihadı cemiyeti İstsnbul şubesi müdürü Tahir Bey tarafından murahhaslar şerefme Perapalas otelinde bir ziya fet verilecektir. Yunan murahhasları geldiler Muhalefeti hava dolayısile vapurnn gecikmesi yüzünden perşembe günkü içtimaa iştirak edemiyen Yunan murahhas heyeti rei»i M. P**anastasiu ve murahhas M. Milo lün sabah saat 8,30 da şehrimize s; r.işler ve dünkii içtimalara iştirak et • nı;«lerdir. Konsey şerefine ziyafet Dün akşam Balkan konferansı kon seyi beyeti şerefine olarak Törk birinci murahhası Trabzon meb'usu Hasan B. tarafınadn Tokatlıyan otelinde yüz lrişilik bir ziyafet verümistir. OrUİıkta nükümferma olan grio hasUiığtmn ban davetlueri evlerinde alıkoymu* olma • sna rağmen ziyafet elli altmtş kişilik bir kesafet arzetmiş ve gayet samimî gecmiştir. Ziyafetin sonuna doğru Reis Hasan B. tarafından Balkan ittihadı ideali etrafm* da faaliyet sarfedenlerin gerek mevzu •• gerek asalet rabarile takdire pek lâyık olan çahşmalannı methüsena ebnif ve Türkiye'nin bütün samimiyeti fle iştirak etmekte olduğu bu mesainin güzel neticelerinden emniyetle bahseyle miştir. Reis Hasan Beyin nutkuna Yunan heyeti reui ve Balkan konferansı fikrinin Bu Ucirler diyorlar ki: Bugün bir tek tüccarîn gümrükte elli bin, altmış bin, hatta seksen bin kiloluk beyannameti vardır. Bu tüccar meselâ şubat ayı nm kontenjanmı kapatacaktır. Bundan sonra Reis Bey konseyden raaOndan sonra piyasaya yalnız kenada Balkan misakı ve Balkan devletleri tebaasının rejimi hakkındaki iki komidi mali çıkacak ve istedigi gibi teain de içtima edeceklerini ve konsey mahnı satacaktır. Nitekim bundan ietsmaı hitam boldugu takdirde bü« 18evvel kânunuevvel ve kânunusani zumu olursa bunların mesailerine devam edebileceklerini tebliğ etti. aylarında muayyen bir kaç tica « Reis Bey, geçen konferans müzarethane mensucat kontenjanla • keratı esnasında verilen bir kararı nnı doldurmuşlar ve küçük tacirhatırlatarak 2 şubatta Cenevrede içtima edecek olan terki teslihat kon | lerin malları gümrükte kalmiftır. feransmın muvaffakıyeti hakkmda Bunun neticesi bizim için dük • temenniyi mutazammm bir telgraf kânlarımızı kapamak büyük ter* çekilmesini teklif etti. Bu kabul edilerek tanzim ve irsali riyasete havale j olundu. j Hasan Bey, Papanasîou ve konferans umumi kâtibi Rusen Eşref Bey, gelecek konferansın Bükreş'te in'ikadı tekarrür ettiğini izah ettile Ruznamei müzakerata öğleden sonra devam edilmek üzere celse tatil edildi. öğleden sonra saat üçte konsey içtimaına Hasan Beyin riyasetinde başlandı ve Balkan misakı komitesinin toplanmasına karar verildi. Reisliğine Hasan Bey intihap edildi. Muhtelif murahhas heyetieri Yunan heyeti tarafından teklîf edilen «Balkan misakı» projesinin umumi mevaddı hakkmda fikirlerini taati etti' ler. Müzakerata ertesi sabah saat dokuz buçukta başlanmak üzere saat beşe çeyrek kala hitam verildi. Bir fabrika kazanı patla Nisbet yerlilerde %24, muhacirlerde % 32 tutuyor dı, 8 yaralı, 1 ölü var Adana'dan verilen malumaU göre iki gün evvel pamukçu Aziz Ef endinin Circir f abrikatında kazan patlamıştır. Fabrika, infilâk neticesinde tamamile harap ol • muştur. Fabrikada çahşan 30 a meleden dört ağır yaarlı, dört hafif yaralı ve bir de vefat tesbit edilebilmiştir. "^ Fabrika makinuti Cemal Efendi kazan patladığı zaman yerinde bulunmadığını söylemiştir. Kazanın patlaması pek müthiş, pek gürültülü olmustur. Bu gürültüden bütün mahalle sarıılmıştır. Fab • rika yerinde hafriyat yapılmak tadır. Yarahlar hastaneye kaldırılmışlardır. Bursa, (Hasus!) İki sene ev • vel burada Sıhhiye Vekâletince bir verem dispanseri açılmıştı. Bu dispahserin röntken mütehassısı dok • tor Osman Şevki Bey, müessesenin bir senelik faaliyeti hakkmda şayani dikkat bir risale neşretmiştir. Osman Şevki Bey bu risalesinde bir sene sarfinda (3700) hastanın dispanseri ziyaret ettiğini yazdıktan sonra verem hastalığına ve dispanserlerin ne demek olduğuna dair birer hulâsa yapmış, hastalık hakkmda halka a çık ve faideli malumat vermiştir. Risaledeki istatistiklere göre bir sene zarfında muayene olunan (3S77) hastanm (1914) ü kadm, (1035) î erkek ve (630) ü çocuktur. Bu rakamlara göre kadm nisbeti (%53,5) erkek (%28,9), çocuk larda (%17,6) dır. Muayene edilen (3577) hastanın (563) ü eski veremli olduğundan müracaate göre verem nisbeti (%18,7) dir. Kadınlarda bu nisbet yüzde (40,8), erkeklerde yüzde (27,4) ve çocuklardayüzde (11,5) tir. Verem teşhisi konan hastaların hemen hepsi ak ciğer veremine müptelâdırlar. Bir sene zarfında (548) ak cifeer veremlisi görülmesine mu • kabil sair azalara mahsus olan veremlerin adedi yalnız (32) dir. Dispanserde bir sene zarfında (548) yeni verem teşhîs olunmasına mukfibil dispanser haricinde konulan teşhisler ancak (24) tür ki, doktor Osman Şevki Bey bunu (dikkate çok şayan bir rakam) diye tavsif ederek (bu hal de gösteriyor ki, verem, yalnız alelâde muayene ile anlaşılacak bir hastalık değildir) diyor. Bütün dokotrlarla halka dispanserin röntkeni ile Iâburatuvarının daima açık •e emre aroade bulunduğunu söy • lüyor. Gene bu risalede deniliyor ki: ( Müracaati ere nazaran köylüler arasında şiddetle münteşir olduğu zannedilmemelidir. Çünkü köylü mü racaatçiler daima ağır hasta olduklan vakit şehre gelebilirler.) Doktor risalesinde şayani dikkat bir noktaya daha işaretle: (Bursa şehrinde sakin halk arasında yerlilerin mühacirlerden daha salim olduklarını söyliyebiliriz) diyor. Yerlilerde verem nisbetinin yüzde (24,7) olmasına mukabil muhaciıler arasında bu nisbet yüzde (32,3) tür. Bu iki nisbet yerlilerin daha mü • reffeh bir hayat sahibi olduğunu ve mühacirlerin henüz hayatlarmı tanzim edemediklerini gösteriyor. Doktor, şehrin muhtelif mmiakalarında verem nisbetini şöyle tesbit etmiştir: Gökdere Gazipaşa mukamîcaddeleri mıntakalarında (%35,1) veremli, Yeniyol Cumhuriyet ve Me cidiye caddeleri mıntakalarında (%13,8), Mecidiye Altıparmak'la (%11,3), Pmarbaşı'nda (%S,4), Setbaşı'nda (%7,6), Muradiye'de (%5,3), Emirsultan încirli'de ( % 4,5), Tatarlar ve Demirtaş'ta (% 3,8), Yıldırım'da (%3,7), Mollaa rap Babadağ'da (%3,2), Hisar'da (%3,1). Şu hale nazaran Bursa'da verem hastalığımn en az uğrıyabildiği yer Hisar'dır. Dispanser hastalara meccanen ayda vasatî (576) yumurta ve (20) kilo tereyağı ve bir o kadar balıkyağı tevzi etmiştir. Müessesede bir de mayelerin birer satış şubesi haline gelmek olacaktır. ve Beyoğlu hastanesi tevsi edildi Beyoğlu Zükur hastanesmi tevsi et • mek üzae bir plân hazırlanmıştır. Bu plâna göre binanın idare kumı ile hastaneye ait paviyunlarm arasında yeni bir bina yapılacakbr. Hastane tevsi edildnrten sonra buraya yalnu yarahlar değfl, diğer hastalar da kabul edilecektir. Dızdızcılar Adliyede ^ RafaO ve Naftalin isminde üri yahudi terzinin 1400 lirasını dolandıran dadızcı Karaman'h Yani ile Bitlis'li Hasan bir kaç gün evvel zabıta tarafından yaka • Ianmısb. Bu adamlar Adliyeye teslim edilmiş ve birinci ceza mabkemecine verilmislerdir. ^b. MUHARREM FfîYZl flskfum Gayrimübadiller heyeti Gayrimübadiller kongre sinin tazima • tmı Gazi Hz. ne arzetmek için Esat Pş. evvelki gün saraya giderek Reisicumhur Hazretleri tarafından kabul buyuruhnasmı rica etmiştir. Emir buyurulacak günde, Esat Paşanınriyasetindekiheyet saraya giderek Reisicumhur Hz. tarafından kabul buyurulacakhr. miflar ve takdirle karsılanmışlar • dır. Ancak böyle musikili temsil leri diğerlerinden ayıran hususiyet ve en mühim nokta şarkılardır. Yalova türküsünün musiki cihetini Hasan Ferit Bey tertip etmiştir. Hasan Bey tahsilden henüz dönen genc bir istidattır. Bestelerinde maalesef, dekorlardakî ve kostümlerdeki ihtişama yakışacak bir şekilde muvaffak olamamıştır. Maamafih bu vaziyet kendisinden istikbal için ümit kesmemize sebep değildir. En iyi muvaffak olanlar arasında Hazım, Hüseyin Kemal Beylerle Halide H. ı, Neyyire Hanımı, Bedia Hanımı zikredebili riz. Vasfi Rıza Bey, fazla mübalâ galı tavırlar takmmasa ve daha dokunulmadan yere kapaklanmak gibi bir, iki ufak sun'ilikler yapmasa kendisini daha ziyade alkışlıyacaktık. Bu satırlara kısaca ilâve etmek mecburiyetindeyiz: Yalova türküsünün mabadi varsa, musikili temsilleri şenelerdenberi bu işle uğrasan san'atkârların eline bırakmak hayırlı bir harekettir. Musiki ciheti bu şekilde yamandıktan sonra daha seri ilerlemek mümkün ola caktır. Kostüm ve dekorlardaki mükemmeliyetten dolayı Darülbedayi rejisörü de cidden tebrike lâyıktır. Doğan Nadi Cezaları tecil edilenler Umumî hapisanede mevkuf bulunan mahkumlardan bir çoklan son zaman • larda hasta olduklarını ileri surerek cezalarınm tecil edilmesi için müracaatte bulunmuşlardır. Yapılan muayene ne • b'cesinde bunlardan ancak dört mah kumun hasta olduğu anlaşılnuş ve bunların cezalan tecil edilmiştir. f Mübahat B. öldü Darülbedayî'de Yalova Türküsü San'atkârlar bu ilk musikili temsilde muvaffak oldular Bir idam mahkumunun beraeti tzmir'e tabi Kusadan knrasının Sel • çuk hatun nahiyesinde, annesi Fatma H. ı parasına tamah ederek öldürmekle maznunen tzmir Ağırceza mahkemesi tarafından idama mahkum edilen thsan Efendi isminde bir genç hakkındaki ölüm karan Temyiz mahkemesince nakzedümiş ve maznun, yeniden yapılan muhakeme neticesinde beraet etmiştir. Belgrat ormanı davası reddedildi Muallim ve muharrir Mü bahat Beyin dün, hafif bir hastalıktan sonra vefat ettiğini teessürle ha ber aldık. Mü bahat Bey, bir arahk İstan • bul Şehrema • neti Ihsaiyat müdürlüğünde de bulunmus, buradan ayrıl Merhum Mübahat B, dıktan sonra muhtelif mekteplerde muallimlik etmiştir. Son vazifesi Çengelköy Askerî Orta mektebinde almanca hocalığı idi. Mübahat Bey, matbuat âleminin kıymetli muharrirlerindendL Son se* neler zarfında, maruf iktisat muharriri Gaston'un hemen bütün eser* lerinî türkçeye tercüme etmek su • retile millî kütüpanemize kıymetli e* serler hediye etmiştL Merhumun cenazesi bugun Sğle vakti Kadıköy Aitıyol ağzmdaki 8 numaralı hanesinden kaldnılarak metfeni ebedisine tevdi edilecektir. Merhumun ailesine taziyetleri • mizi bildirirken matbuatm da ken • dileri kadar taziyete muhtaç olduğu» nu beyan eder, merhum Mübahat'a mağfiretler temenni eyleriz. îstanbul'un su bentleri ve bentleri besliyen Belgrat ormanımn kendi çiftliği nin hududu dahüinde olduğundan bahisle Mahmut Muhtar Paşanın zevcesi Prenses Nimet Hanım tarafından açılan istihkak davası neticelenmiş, Temyiz mahkemesi hazine Iehine karar vermiştir. Aylardanberi m»rak!a beklenen (Yalova türküsü) birinci musikili terasili, üç, dört gündenberi Da rtilbedayi sahnesini işgal ediyor. Darülbedayi'in hayatında, alafranga bir musiki ile türkçe opcret yap mağa matuf olan, bu ilk adım umumiyet itibarile muvaffakiyetle a• tılmıştır. Yalova türküsünün mevzuu, kıeaca, şudur: «Engin (H. Kemal) isminde, yarı arkadas, yarıhoca, birinden âdabı muaseret dersi alan coşkun Daver (Vasfi Rıza), bir gün hocasını müşkttl bir vaziyetten kurtarmak mec • buriyetinde kalır. Ve bu vesile ile ve yanlışlıkla Sevim (Bedia Muvahhit) Hanım Ue tanışır. Meğer Sevim, Engin'in kardeşi imiş. Hâdise meydana çıkınca Coç « kun'la Sevîm kacarak soluğu Y ova'da bir otelde alırlar. Burada Sevim'in nisanhsı Cabir Han (Hazım) ile karşılaşırlar. Cabir'in yanında metresi de vardır. Zerfin (Neyyire H.). Sevim nişanlısını kıskançlığa sevketmek emelile, Coşkun'u evvelâ şakadan, sonra sahiden sever. Zerfin de Cabir'i sevmekte imis. Nîhayet bir hayli karısıkhktan sonra hakikat ve netice anlaşılır. Herkes sevdiğine kavuşur.» İ. Galip B. piyesî pürüzsüz bir lisanla nakletmiştir. San'atkârlar rollerini iyi ezberlemişler ve yadırga • mamışlardır. Dekorlar ve kostümler, bilhassa bu iki cihet, fevkalâdedir. Uzun zamandır Darülbedayi'in balet kısmında staj gören gençler de ilk defa sahneye, halk huzuruna çık istanbul'da yeniden hafriyat yapılacak Müzeler idaresi, Îstanbul'un hangî semtlerinde hafriyat yapıldığı takdirde asan atika elde edilebileceği hakkmda tetkücata başlamıştır. Bu tetkikat müs bet netice verirse îstanbul'un muhtelif yerlerinde hafriyat yapılacaktır. YÜNLÜ KUMAŞ FÎATLARINDAJ TENEZZÜL * Fabrikamız, son lamanda müşteri • lerimizin mamulâtunıza karşı göster • dikleri rağbet ve himayeden müteşek * kir kalarak fiatlarım yüksek devlet güra« rük himayesine rağmen tenzfl etmiştir* Muhterem müşterflerimizin nazari dik« katine arzederiz. Hereke Fabrikası MüdürlüğS öltraviyole şüaatile tedavi dairesi vardır. Burada da bir çok hast* tedavi edilmiştir.. Amelî Hayat mektebi mezunları Amelî Hayat mektebi mezunları dün Halkevinde içtima edeceklerdi. Ekse • riyet olmadığı cihetle içtima başka güne tehir edilmiştir. Kariciye Musteşarı gifti Hariciye Musteşarı Numan Rifat Bey dün akşamki trenle Ankara'ya hareket etmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: