23 Mart 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

23 Mart 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Göethe için ihtifal ( Blrinct saMjeden mabait i etti. Göte'nin tercümei halîni ve yazdığı büvük eserleri birer birer an lattı. Rottanlannın mevzularını, şahsivetierini ve karakterlerîni gayet vasih bir şekilde tahlil etti. Bunu müteakıp dedi ki: « Memleketimizde almanca pek o kadar fazla taammüm etmediği için Göte'nin eserlerini kendi lisamndan okumak pek mihnkUn olama • raıştiT. Tereüme edüen eaerleri de fransızcadan tereüme edilmiştir. Manerî Almanya'nın doipısunde Aci vüksek sima hâkim ve âmil ol • muştur. Biri LBter, diğeri de Göte.. Löter, Almanya'da vicdan istiklâlmi dofurmuftur. Göte de Almanya'ya kendi benlifcinin istiklâlini ba£ı»lamıştır. Göte'den evvel kiiçük, istiklâline sahip olmıyan, »uursuz bir alay Almanya vardı. GÖte'den sonra muazzam, müstakil, bayata hâkim bir Almanya meydana çıktı.» Mustafa Şerif Bev burada Göte'nin edebî hayatını yazdıgı eserlerle birllkte üç kısma ayırarak heoti hak kinda tahliller yapmış, sözüne şöyle devam etmiştir: «• üetincü TC son d«vir Göte'nm Gö*« devridir. Bu devirde yeni bir raabet kuruluyor. Ve bu muazzez mab«de Favust'ım adı konuluyor. Verter'in vazdığı eserleri Hrlk şiirler nunıam de*tanlar, romanlar olmak üzere tasnif edebilirîz. V«rter on sekizbıci asnn en orijtnal romanıdır. Verter hcr mütef ekkir, ber hassas gencin geçirmiş olduğu bnhranm bir timsalidir. Gftte'nin eserlerinde ban noktalar belki zayiftır. Heyeti mecmuasından vazflı bir raana çıkarmak güçtür. Bunımla beraber bunlarda müsteraa bir güz*1Ii*i haiz parçalar vardır. «Mufctdder OMtbeler», Verter'ia )«rı>v«<ttl haic ohnakia beraber G5» fcentn eaa müiekAmll eserfdtr. fMuİMiMer cpaibeief» le b w ı W yazmıf bftuftu (Stlr rm haklJtat) tc «on der*ce caztp bir romandtr. Bu Göte'nm hi«*T re nayalt hayatının romanıdır. Gote Favust ile altraış sen« meş • gul olmuş re bu Iâyemut eserine b«> fcr hayatram fikrî ve hissl safahatını *• mUcadelelerini teşrih etmiş ve buna «ahsî tecrübe»ini sığdırmıştır. J N . M 1 « » ' > » *4ijH sibi Gote tam bir m»andır. Göte Alman sairlarinin ea Alman'ı mı, yokaa beynelmileH midir? Bu mevzu üzermde çok münakasalar olmuftur. Bana Syle geliyor ki ber iki tezin taraftarlan aynl şeyi •Sylfiyorlar. En mölî sair, en beynelnilel unsurlardan mîllî eserler çıkartr. En beynelmile] şairler de en millî unsurlardan en bevnelmilel eserler vüeude getirirler. Gote de en beynelnilel çünkü en millî, en millî çünkü en beynelmilel şairdir. Efer G8te AN man sairlerinin en Göte'si ise ben de Gü&a retişmesini temenni ederim. Mustafa Şerif Beyden sonra kürsüye müderris Orhan Sadettin Bey geltnts, dâhi Göte'nin en meshur eseri olan Favust'u parça parça ohumus, itah «tmis, bu eâerde yaşıyan Favu»t'un ve di*er talutyetlerin karakter ve manaianm, esertn feUefi hedefini gayet güsel bir tarada anlatmıatır. Orhan Sadettin Bey Pavuat'un ba* sındaki Rap ile Şeytan arasındaki mübahatderi ahnanca olarak okumuf, »onra bunları tercilme etmiftir. Orhan Sadettin Bey Favust'u tahlil ederken sunları ilâve etmistir: « Favuıt'U felaefe fiirle birle»mektedir. Favust havatin manasını, kıymetlerin kıymetini arastırıp bun* lan daimî kıvm^t'ere k»'*"»tmeğe çalışan bir dabinin de*tanıdır. Favuct beserl hayatın her eephesini yasamif ve bunlann insanı hîç bir sekilde tatmin etmediğini gör • mÜBtür.» Hatip eserdeki güzel parçalan okuyarak son kııma gelmi» ve sözünü eserdeki >u güzel parça !le bitirmistir: «Daima çabaltyarak cehdeden halât butar.» Orhaa Sadettfn Beyin hltabesl siddetli alkiflar aratında bitmif, Mu* zaffer Bey tekrar kürsüye gelerek ihtifalm bittiiğini bildirmiştir. Dün bundaa başka Almaa mek tebinde de bir mttsamer* verilmif, t&lebe taraf ından Göte'nin eserlerinden parçalar oynanmıs, büyük edibin kay«tı hakkında konf«ranslar verllmişrlr. Gdto İçia dün akfam Darülbedayî*de de bir müsamere verilmiş, bir konferan* ile Göte'nin hayatı ve e •arlari balka atüatıltni», bumı mOte«krp büyük edibhı Stella axlli e»eri Cumhariyet Sehir ve memleket haberleri Istanbul'da Şaşılacak bir iş î Süt f abrlkasi Alpullu şeker şirketi tet kikat yaphrıyor tstanbal şeh*inin süt thtivacını »ıhhi ve fennî bir sekilde temin etmek için asrî bir süthane tesisi elzem goVülmektedir. Sehre muhtelif semt« lerden muhtelif kanallarla %üt getirildiğt için lâyıkıle kontrol yapılamsdığı anlaşılmıstır. Bu yüzden şehfr halkınin bir kısmı tarafından temiz olmıyan «ütler istihlâk edtldiği şiiphesi uyanmıştır. lcra olunan tetkikat net'cen'nde îstanbul'da yapılaeak bir süt fab • rikasının 300 bin liraya çıkabileceğî anlaşılmıstır. Verîlen malumata sröre AIoullu Sekar fabrikaıı şehrin bu mübrem ihtiyacını nazari dikkate almış, bu hususta bir etüt hazırlamağa başlamıs' tır. Yapılan tetkikat neticesinde asri bîr süthane tesisinin kazançh olaeağı anlaşılırsa müessese Belediyeye nlüracaat edecek bu isi üzerine ala • bileceğini büdirecektir. Ayni zamanda Ingiliz ve Amerikan sermayelerinden mürekkep bir grup ta, FerikSy'ünde bir süt fabrİkası vücude getirmek Islemektedir. Maamafih bu grap henüz Belediye ile temasa baslamamıstır. Gazeteler yazıyorlar: tnebolu civarında Evrenye'de bir kahve kaçak eşya aranmak üzere taharri edilmiş, müşterilerin ikisinde İnhisar tdaresinin yeni çıkardığı Yalova sigaralan bulunmuş, fakat idarenln oradaki adamları böyle bir nevi sigara çıkanldığından haberdar degillermiş, İnebolu'ya haber verilmiş. İnebolu Tütün İnhisar tdaresi de «Yalova» adlı bir sigara unaline başlandığmdan ademi malumat beyan etmiş. Neticede bu İki ki»l, kaçak tütUn içlyorlar diye mahkemeye verilmisIer. Mahkeme mes'eleyi halledecekmiş. u Yalova sigaralan satışa çıka • rılalı aylar geçti. Gazeteler yapı* lacak, yapılıyor, yapıldı diye bundan yüzlerce defa bahsettiler. Bu i& sigara nev'inin hükumet merke 4 zinde ve diğer ban büyük şehirğ, lerde (SrdüvU ragbet uzun uza• dıya anlatıldı. Bütün bunlardan sonra tnebolu gibi bir yerin Tütün tnhisar müdürlüğü hâlâ «Yalova isimli bir sigara çıkarıldığını bil • miyoruz» derse buna şaşmamak elden gelmez, diyoruz. mez, diyomz. V Siyasî icmal Terki teslihat Konferansının tatili Terki teslihat konferansı nlsanm ortalarında toplantnak üzere tatil edilmiştir. Paskalyanm gelmesi bu uzun tatile vesile ittihaz edildi. B,u suretle konferansın birinci safhası bitmiş oluyor. Terki teslihat gayet karışık ve ayni zamanda son derecede naz4k bir mes'ele olduğundan bunun bir, iki aylık konferans ile halIolunacağı beklenmiyordu. Fakat hiç olmazsa mes'elenin halli için bazı sağlam ve devamlı esaslar buluna • cağı ümit olunuyordu. Konferansın Uk safhası bu ümitleri boş* çıkardığı gibi âti hakkında dahi lyi Ümitler uyandırmamtştm Konferansı daha bidayetînde akamete ugratmamak içîn umum mürahhaslar mümkün mertebe ihtiyatlı lisan kullanmağa ve yekdiğerinin hissiyatmı teessür ve m fiale ugratacak hâdiselere meydan vermemişlerdlr. Bu,nun için hakikî ve açık müzakere ve münakaşalar daha zîyade küçük gruplar arasında ve hususî ola • rak oereyan etmistir. Fakat bu hu • susî konuşraalarda dabi esas mes'eleler hakkında anlaşma olmamiştfr. Bunun iki sebebi vardır: Birinci sebep; noktai aazarlann gayet farklı ve telifi g*yrikabil ol masıdır. fkinci sebep' alAkadar mühhn murahhaslann terki teslihattan daha acil olan tamirat, harp borç lan, Merkezî Avrupa'yı kurtarmak gibi mee'eleler ile daha ziyade mesgul olmalarıdır. Terki teslihat kon feran»! adeta beynelmilel büyük me«'elelerin Cenevre'de görüsülmesine bir vesile olmaktan lbar«t kalmıştır. Maahaza konferansın ilk safhaslndan terki teslihat mes'elesinîn ne derecede halli kabil olduğuna dair bazı mühim istihracatta bulunmak kabildir. Konferansa iştirak eden elli bu kadar devietin cografî vaziyeti, müstemlekelerînin mesafesi, hudutlannın sekli, aekeri teskilâtı ve ihtiyaxn baska başka oiduğundan her devletin n« derec«d« askaı^e inlîyacı teayjrün ederek adet üzerinde itîlâf etmeğe şimdilik imkân olmadıgı anIaşılmaktadrr. Diğer taraftan zehirli gaz, boraba tayyaresi, tank, ağır top büyük harp gemisi, tahtelbahîr gibi tecavüaî sflâhlann ilgası, yahut tenkisi hakkında ktihadı «fkâr bulım • duğundan bu gibi tecavüzî silâhiar üaerinde uyuşmak kabil olaoağı tezahür etmistir. Bu silâhlarm Cemiyeti Akvama verilarek bu raüessesenin devletlerm fevkinde müsellâh bîr teşekkül ol • masmı istihdaf eden Fransız teklifinin büyük devietler arasmda taraftarı bulunmadtftndan v» Camiyeti Akvama dahü olmıyan Müttehidei Amerika v« Sovyet Rusya'sınra bu müessesey« boyle bir lravvet ve salâ« hiyet verilmesine kat'ayyen ran ol mıyacaklarından bu teklifin «nya düşeceti istidlâl edilmektedir. Silâhlan alınan Almanya ve diğer mağlup devletler ile utediği gibi siIihUn . makta serbest oian devletler arasında hiç olmazsa nisbî bir müsavat tesisi zarureti mercut olduğa ve bunsuı hakikî bir itilâf yapılamıyacaği dahi anlaşılmıstır. MUHARREM FEYZİ Dün Darülfünunda bir ihtifal yapıldı, Habeş büyük Elçisi gitti büyük edibin hayatı anlatıldı Orhan Sadettin Beyin »bzleri Elçînin memleketimiz hakkmdaki ihtisasları Relsicumhur Hz. ne Habeş İmnaratoru Hz. nin bir mekttıbunu tak • dim lcin Ankara'va giden Hahes büyük elçisi M. Babjerande Zellake Ajoudou dün Ankara'dan avdet etmis, öftle yemef Ini Tokatlıyan otelinde vedikten sonra sehrimizin muhtelif yerlerini gezmistir. M. Babjerande Zellake Ajoudou akşam saat 19.40 ta konvansiyonel trenMe Yunanistan'a gitmiştir. M. Babjerande hareketinden evvel kendisile RÖrüsen bir muharririmize demiştir ki: « Yeni Türkiye'am kendisi gibi yepyeni hükumet merkezinde Büyük Reisi Mustafa Kemal Hz. tarafmdan büyük bir hüsnü kabule mazhar ol • dum. Uzaktan uzafta takdirle yadettigim bu büyük adamla karşı kar şıya görüsmek şereflne nail olduğum için çok bahtiyarım. Kısa bir zamanda Gazi Hz. nin çok kıymetli irşatlarile yapılan tarakkivatı hayret ve takdirle nevrettim. Yeni TUrkiye'ye ve necip TUrk milletine olan muhabbetim biraz daha kökleşmiştir. Sîzlerî her taman re her verde takdirlerle hatırltvaeagm>. Memleketmizden çok güzel intfbalarla aynlıyorum. Birbirine pek yakra oimıynn bu iki devletm münasebatı çok samimanedir. Araraızda pek uzun mesafeler bulunmtM yüzünden henüz ticarî münasebat kavda şayan bir sekil almış detüdir. tki dost mamlekst aratmda sivasî münasebatta oldu$u gibi ticarî münasebatta da bir anlasma hisıl olmaaı çok savani tem«nn?dir. Habeşistan'ın Türkive've bir elçi îzam etmesî kuvvetli bir ihtimal dahlHndedtr. Buradan Yunanlttan'a giderek, bilâhare tsviçre v* Frmnsa'ya uğnyarak memieketime doneceğim.» M. Babjeronde Zellake Ainudou bundan sonra Habesistan ahvalinden bahsederek demiştir ki: < Habeşistan İS milvon nî»fu*ü olan ve hnparatorlukla idare edtlen bir memleketth. Yüz kişiden mürekkep bir meclisi meb'usanı vardır. Ayrıca bir de âyan Tneelisi «••vouttor. Meb'uslar her sehirde ayn ayn intihap edilîrler. tntihap neticesi İm • parator Hz. nin tasdikına arzolunur. Ahalinin yüzde beşi müslüman. mütebakisi ortodoks dinme saliktîrler. tbadet tamamile serbe.tttir. Müslümanlar tamamen kendi dinleri ahkâmınca hareket ederler. Habeslstan'da havalar çok sıcak oldudndan erkekler pettttnal giyerler. Taaddiidü zevcat tamamile memnudur. Memleketimiz ziraî bir ülkedir. Her sene kahve fildişi, deri ihrac edilmektedir. Halkın kısmı azaraî ziraatçi oldufrundan sınaî havat inkinaf etmiş degildir. Merkezi idare Adis Ababa şehridir. Burada son zamanlarda ban genç kızlar Avrupa'hlar gibi giyinmeğe baslamışlardır.'» Î t i\ Dosru degil mi?| Fırtına Devam ediyor Bir Türk ve bir Yunan vapuru karaya oturdu Evvelki gün başkyan fnima dün de devam etmiş, sehirde dün aksama ka « dar hafif bir yagmur çisüemiştir. Ka • redenif'den gelen haberler, fırtmanın orada da devam ettiğini bUdirmekte dlr, Rıhtım şirketi mOdürO Bir müddettenberi Avrupa'da bulunan Rıhtım Şirketi Müdürü M. Kanovj dün şehrimize avdet «t • miştir. DarMbedayi'in mütameren ingfliz seyyahları geliyor Bu ayın yirmi yedisinde Yogoslâvya bandıralı Raine Maria isimli vapurla şehrimize 140 tngiliz seyyahı geiecektirı Bundan başka 1 nisanda gene tngilie bandnaJı Otranto vapuru fle 500 tngüîz seyyahı daha geleoekth*. Ankara*âm yaptlan ihtifat Ankara 22 (Teiefonla) Büyttk Alman edtbi Göte icin bugün Tlearet mektebinde bir ihtifal yapıldı. îhtlfale muallimler ve lise talebelerî iştirak ettOer. Doktor Stikrtt, Halil Vedat, SaH Beyler Göte'nia hayatı ve eserleri hakkında izahat verdiler. L/onartfaa uom tnttratt Londra 22 (A.A.) Maarif Nan n M. Macl«an, Göte'nin olümUnon yJdönümü miinasebetile Avan Kamarasında verilen bh* ziyafete riyaset attifi bh sırada GMe'nln es«r Ierindan takdirkâr bir lisaıda bahsetraiş ve demiştir kiı « Bu âlemşümul büyük şahsına vücut vermiş olan milletln mümes • sillermi fevkalâde hararetli bir us • rette karşılamakla bahtlyanz.» Alman Münakalât Nazırı M. Trevi. ranus bu nutka cevap vermistir. Bir Ytman üapura karaya otard* Dün Karadeniz boğazına 15 mîl mesafede, Anadolu sahilinde, Yunan bandıralı Leandros vapuru, sis yüzUnden karaya oturmustur. Türk gemi kurtarma sirketinin Lavalet tahlisiyesi kaza mahalline giderek tahlis amdiyesine baflamıştır. Kacazede vapur Rusya'dan Pire'ye götürölmek üzere 5500 ton könaür yüklenmis ve limanımıza gelirken karaya oturmustur. Osmanlı Bankası umumî mödörü öldO Osmanlı Bankası Umumt Müdürü M. Desorbiye Paris'te vefat etmistir. M. Desorbiye 53 yaşmda idi. Fransa'da evvelâ hukuk ve bilâhare ulumu siyasiye mektebini ikmal etmiş, bir müddet muhtelif konsolosluklarda bulunduktaa sonra bankacılıga bashyarak Osmanlı Bankası Umumî Müdürü olmuştur. Osmanlı Bankasmin Paris'teki şubesinin müdürü M. Boissiere dün Avrupa'dan şehrimize gelmiştir. Saadet vapurunun vaziyeti Geçenlerde Ayvalık civarmda ka raya oturan Saadet vapurunun kurta nlma ameliyesi epey ilerlemisür. Ge • minin gözüken yaralan kapatılmış, bu suretle kurtanlma ihtimali çoğalmifttr. HaacDftı ve Kapanan bir mektep hakkmdaki tahkikat Geçen ders senesi iptidasında Cağaloğlu'nda açılan Türk Kolleji bundan bir kaç gün evvel tatili tedrisat etmişti. Mektep müdürü, mektep kapandığı zaman Maarif idaresme müracaat ederek mevcut talebenm di • ğer mekteplere yerleştirilmiş >Idu gunu bildirdiği halde talebeden öir kısmı bunun aksi iddiada bulunmuşlardır. Maarif idaresi bu hususta tahkikat yapmaktadır. Adnan vapuru. da karaya oturdu Naim vapur kumDanyasma ait Ad • nan vapuru da Köstence'ye yakın Mangalya mevkitnde gene sn yüzünden karaya oturmustur. Bu vapurun kur • tanlması için yakm limanlardan tah • lisiyeler getirtilmittir. Döviz politikası TBosmaJeateien mdbait] dSaen paranm mflrtannı bilmeliyiz. Biz buna ne kadar müsbet bir ın • rette bilirsek döviz politikamısda o fcadar saftlam yürüyebiliriz. Dı^anya gonderdiğimiz mallar he men para aektini <dmıç kıymmHer degildir. Halbuki dorik politika*i tcfn tam manası ile reel Chakik!) bir temd lâsnndır. Onun içm îthalât kontenjam yerine yurda giren dtfviz mlfctnrıni düsünmek zarureti vardır. raal bedeli olarak giren paraları, meselâ, üc gün içinde «^evTet bankasına bildirilh* ve banka da Icarfilığını Türk parast olarak offer. Oevlet bankasında muhtellf döviüler toplanacağı için, ithalât mai • lannın bedelleri ödenîrken bu muhtelif paralardan istif ade etmek icap eder. Elimizdeki döviz miktanna göre bunu bir kanunla düzeltmek raümkfhtdar. Meselâ, elimizdeki Alman parasının miktarını bildikten sonra Almanya'dan aldığımız mallann bf*delinin hepsini, yahut bir kıımuıı mark olarak ödiyebiliriz. Devlet bankaai döviz gelirimizi kontrol ettik t«n »onra ayaftımızı yorgammız% ?ö re nzatmak isi daha kolavlasmif o Inr. Ynrda gelen reel döviz miktan %S0 iae o nisbette döviz çıkanlma«dfiUk Çeriy* •» todbirier alınmasına da vol açar. Biz bvrada yabancı memleketlerde mallanmıza karşi gösterilen çekm genKicten uzun uzadıya baJıaetiMk istemiyoruz. Yainız bir miaal olarak Çek'lerin üzümlerimize, fındıklan mıza, V.S., bize bir karsılık olarak, döviz müsaadesi vermediklerini söyHyebUiriz. Halbuki, bizim, mal kontenjamndaki gayemiz canlı bir d8•Iz polHikasmdan başka bir sey degüdlr. Elimlzde ne kadar para varoa 6 kadar mal alabiltrlz. Bunu yurdamuza giren döviz miktan ile göstermek mürakünmür. Yurdumuza giren yabaneı mallann lüzumsuz bir istihlftk paniği yapmamasını isteriz. Ve buna da güm rük ve iktisat politikamızı düsünerek dikkat ederiz. Fakat bizim 'için lemel olan sey para hareketleridir Bir ay îçinde bekledigitniz döviz mik • tarının %40 kadan gelmisse %100 döviz çıkaramayız. Mal kontenjanı listelerinin hem dıs görünüsleri, hem ticarî amelilikleri her zaman içîn her yerde kolavlıkla telâş ve hevecan uyandırabilirler. Bunu sadelettirmek, amelileftirmek mümkündür. Bu da yalnız temelli bir d8vix politkan ile temin edilebilir. Dövizi ve iktisadî vasiyetimizi düsünerek her av ithalât Oarip bir hâdise Borgazada'sı mezarlığı Burgazada'sı mezarlığı asrî ve fennî bir sekle ifrağ olunacaktır. Belediye Mezarlıklar Müdürlüğü yeni şeklin esaslanm hazırlamaktadır. Şimdilik mezarlığın etrafına bir duvar çekilmektedir. GUmrükte garip bir hâdise cere yan etmistir. Bir tüccar namına Avrupa'dan celbolunan küit ve anahtarlradan, kilitler için kontenjan mev cut olduğu halde anahtarlar için kontenjan bulunmadıgı anlaşılmıştrr. KiHtlerin muamelesi yapıldığı halde ba kilitlere ait anahtarlann gümrükten çıkarılmasi kabil olamamıştır. Mal sahibi maruz kaldığı zarann bîr an evvel telâfisi için icap eden makamata müracaat etmistir. Talebe Birliği Cemiyet murahhaslarî vaziyeti anlatıyorlar Millî Türk Talebe BirliğindeU ih tüâf ve münakaşalar devam etmek tedir. Birukten çekUen Tkaret, Müödye mekteplerfle Edebiyat ve Fen Faküi teleri Talebe Cemiyetlerinin murah • haslan dün bir muharririnuze demîs « lerdir ki: « Murahhaslanmızm Birlikten is > tifalan sahsî değfldir. Yerleriae yeni marahbaslar gönderOmiyecektir. Bu çeküislerin manası, tefsirlere yol açamaz. Hukukçu ve Mühendis arkadaslanmı • an osküroelerinden müteesdr oldulc Ayni zamanda kıymetli ve kudretli bazı «lcmanlannı kaybeden Birügin ha yatmdan bir sey beklenemiyeceğmi dİ^ şünerek çekildflt, Bazı gazetelerde ce miyetlerimize taarrozda bulonaldoğum] BOnjyUmai More MsytAİBif AsassMn Bb> Kk murahhaslaiitaa İMndKeffni kaytt . dıklan y i m î a ııİı ııııiıııaiiııs rimlzle mukayyettir. Bu kabil taarruz lar çok gnlüaçtur. Bizim idealimiz gençügi bir noktoda toplamak ve onun iç tiraaî manasmı bir kat daha artbT • makbr.» Avrupa talebe mOfeltişi Avrupa'daki talebeyi teftişe memur edilen Maarif Vekâleti Müfetttşi umumilermden Kadri Bey bugünkü trenle Avrupa'ya hereket edecektir. Kadri Beyin bu seyahati bir buçuk ay kadar sürecek, mumaileyh Türk talebesî bulunan şehirleri gezecekti*. Belediye Evkafı dava etti Şehir mezarhklartnın Evkaftan Belediyeye devri sırasında 18 bin liralık bir para mes'elesinden ihtilâf çıknustı. Belediye Evkaftan 18 bin lira alacak iddia ettiği halde Evkaf btfyle bir borcu olraadıgını söyle mektedir. Ahtren Belediye tarafın • dan Evkaf idaresi aleyhine bu yüzden bir dava açılmışhr. Her iki makam da muhakemenin neticesinî beklemektedirler. Yemiş'te yanmış bir bina yıkıldı Darölâceze himaye komitesi Darülâceze himaye komitesi dün ögleden sonra İkinci Vakıf hanin daki komite merkezinde toplanmış • tır. Içtiraaa Belediye Reis muavini Hâmit Bey riyaset etmistir. Kiimes hayvanları için hâl Içm bîr hâl in»a«Hiı kararlas» m m whs«ıtl« MHç«whc bin liralık tahsisat koymuştu. Dahiliye Vekâleti böyle bir hâl insasım mu • vafık bulmamıs, konulan tahsisatı reddetmiştir. fthalât Işî ynpaıtlarm ne kadar vise ihtiyaçlan oldug'unu, her sey » den önce, tesbit etmek faydacız Je • İildh. Bunu müsbet faturalara is • tiaat eden ticaret defterlerinden ö$renmek mümkündür. Türkîye'le Türk parası oLarajc yabancılara odenen paranın da döviz çerçevaji içlnde düfünülmesi ican eder. TîcarM evJeri bu tarzdaki ödemeleri de dövîz hesaplanna katmafra mAcburdurlar. Mal kontenianı usulü ticaret iv lermi güçlestirdişi gibi, beynelmilel h l d mallanmıza karsı hak mtrett» açmis balunuruı. D8v!ıtmfz olursa faturalanmızı tam öderiz, olmazsa o aydaki döviz miktanna gSre, meselâ, %«0 ını öderiz. Bu da, tabiî, devlet bankasındaki dHviz *elirine göre olur. Bövle bir döviz politikası beynelmilel ticaret hayatının heyecanlandıjh vaziveti ortadan kaldırdırı gibi ticaret hayatı icin de, şimdilik mümkün olan kolayiıklara yol acar. Biz onun icin Ticaret Ofisinin raporunu ehemmiyetli bir adım olarak selâmlanz. Af. NERMİ Mflskirat müdiirü Ankara'ya gıtti Müskirat İnhisar idaresi Umura Müdürü Asım Bey tnhisarlar ve Gttmrükler Vekâletinden gelen emir üzcrine dün aksam Ankara'ya git • mîştir. Bundan bir kaç ay evcel yanmtş ve yalnız duvarlan katmif olan Yemif'te İpçiler'de tabuncu Evtekyot Efendiye ait kârgir bina dün Fransiz Sefiri »abah saat dokus buçakta birdenbire yıkılmifttr. Yıkdan duvarlar Uzun müddettenberi mezunen yanındahi çömlekçi Yani Efendinin dükkâmmn üzerine düşmtiıtür. Paris'te bulunan Fransız sefiri Kont Kazada nüfusça bir zayiat otmamtftn. Yalntz enkaz, yoUt hapatrmşde Şambrön Ceaaplan bugün |nhr» ttr. Belediye bunlan kaldırtmaktadtr. mize avdet edecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: