7 Nisan 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

7 Nisan 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

fs^^s ı Nisan SOI Dörtîer konferansı Dün Londra'da açıldı Bu konferans az devam edecek ve yakında bir ba*ka konferans toplanacak Londra 6 (A.A.) M. Mac Do nald Dörtler konferansına iştirak e • decek ttalyan ve Alman murahhas heyetlerini, ttalya ve A'manya'nın Londra büvük elçilerini, M. Ba'dwiıı ile Avam Kamarası reisinî. Adliye : Nazırını, Mal ye Nazın M. Neville Chemberlain'i öğle yemeğine davet etmîstîr. Dörtler Konferansı Hariciye Ne zareti bînasında saat 14,30 da açıla • cafctır. Londra 6 (A.A.) Alınan maluıtıpta göre Dörtler konferansı tahdidi teslihat konferansımn 11 nisanda tekrar içtimaa baslıyabilmesi için bir veya iki günden fazla devam ctmi • yec^ktir. Ecnsbi gazeteieri Dörtler konfe • ransı hakkında bir çok malumatlar dermeyan etmiş olmakla beraber bu konferansın mesaisînin az çok gavrîresmî bir mahiyette oîaeağı ve bir müddet sonra alâkadar Tuna hükumetlerinin de iştirakile toplanacak daha mühîm Vr konferansa başîangıç teşkil edeceği zan ve tahmin olun > maktadır. Cumhurîvet ÎKTİSADÎ Modern Japonya MoskovaVlaki Suikast iki suikasitçi idama mahkum oldular Moskova 6 (A.A.) Tass ajansı bildiriyor: Bu sabah askerî kolejde Ulrich'in riyaseti altında bulunan âli mahkeme Alman sef irine karşı suikastte bulunmuş olmakla maznun olan Stern davasmı rüyete başlamıştır. Bu suikast esnasında Alman sefa • reti müsteşarı M. Von Twardowski yaraianmış idi. Adliye halk komiseri M. Krylenko müddeiumumilik makamını işgal ediyordu. Dava, pek büyük bir alâka uyandırmıştır. Bir çok sefirlerle matbuat mümessilîeri hazır bulunuyordu. tthamnamede, bu suikastin Sovyetler tttihadının haricî, siyasî müna&ebet lerini ihlâl ve bilhassa Rusya \le Almanya arasmda mevcut olan dostane münasebetleri izrar edebileceği beyan olunmakta idi. Stern'i cinayete teşvik etmis olan Vasilier de tevkif edilmişti. Vasilier, bidayette inkâr etmiş fakat bilâhare bir beyanname imzalamıştır. Mumaileyh, bu beyannamede tet • hiş hareketini üçüncü bir şahsın tes vikile tertip etmiş olduğunu beyan etmiş ve fakat emirlerine tevfiknn hareket etmekte bulunduğu kiımalerin isimlerini söylemekten istinkâf et mistir. Dava esnasında Stern mücritn olduğunu itiraf etmiş, ancak Vasilier'in teşvikile hareket etmediğini ilâve etmiştir. Vasilier istintak esnasındaki ifadatından rücu ederek kat'iyyen mücrim olmad'ğını söylemiştir. Mahkeme, bunu müteakıp şahitleri dinlemiş ve Stern'in isticvabına başlamıştır. Stern kendisini sevketmiş olan siyasî âmillerin ne olduğunu bilıne diğini iddia eylemektedir. Eski ifadatını değiştirmiştir. Hal buki şahitler kendisinin aleyhinde şehadette bulunmuşlardır. Moskova 6 (Hususî) Alman sefareti müstesarı aleyhine yapılan suikast faillerinin muhakemesi neti cesînde maznunlardan Stern ve Va siliyer idama mahkum olmuslardır. Mahkemenin kararı gayrikabili temyizdir. fİFiEM NALINA MIHÎNA Muazzam iktisadî teskilât Japonya hakkında son neşredilen istatistiklere göre Japon İmparatorIuğu nüfusu son beş sene içinde 7 milyon çoğalmıstır. 1920 de tekmil Ja ponya'nm nüfusu yalnız 26.988 399 iken 1925 te bu miktar 83.456,929 a ve 1930 da tam 90,395 041 e baliğ olmuştur. Nüfus şu suretle taksim edilir: Nefsi Japonya 64,447,724 Kora 21,057,969 Formoza adası 4,594,161 Sahabin adası 295,187 Yekun 9 7 ^ ~ Japonya'nın himavesi altında bulunan Mançuri'deki Kvantung Vilâ yetinin nüfusu 1,327,971, Cenubî Mançuri'deki şimendifer mıntakası ahalisi. 372,244 ve Bahri Muhiti Kebir'de Japon mandası altında bulunan bazı adalarm da nüfusu 39,627 olduğuna göre Japonya'nın umum nüfusu 92 milyonu geçmektedir. Japon toprağı dağlık ve volkanik olduğundan ancak %16 kısmı ziraate salihtir. Bu toprağm yarısı pirinç zer'ine tahsis edilmistir. Maamafih 50 sene içinde buğday istihsalâtı da %77 nisbetinde tezyit edilmiîtir. Vasatî bir hesepla senevî pirinç 'jtihsalâtı 59 milyon koku idi (1 koku 180 küsur litredir). Buğday istihsalâtı yalnız 6 milyon kadar kokudur. Hariçten bir miktar buğday ithal edil mektedir. Japonya'da bir hayli un fabrikalan vardır. Nishin flour Co ve Nippon flour Co namlarında iki büyük şirket vâsi mikyasta un ticareti yapmaktadır. 1929 da Mançuri, Çin ve Felemenk müstemlekelerme ihraç edilen un miktarı 18 küsur milyon yen kıymetinde idi (1 yen bir Türk Hrasına yakındır). Japonya'da kömür ve bakır istisna edilirse diğer madeniyatı zengin değildir. Kavuçuk sanayii müterakki . dir. Senevî 16 milyon Türk lirası kıymetinde kavuçuk ihraç eder. Umumî Japon ticareti, cihan buhranından müteessir olmuştur. 1929 da ithalât ve ihracat yekunu 4,225,000,000 yen iken 1930 da 3,016,000,000 a düs müştür. 1930 da Japon ihracatı 1,470,000,000 yen idi. Geçen seneki ithalât ve ihracat miktarı henüz malum değilse de evvelki senelerden daha az oldukları anlaşılmaktadır. Japonya'nın Çin ile olan ticarî miibadeleleri son zamanlarda azalmış tır. 1929 da Japonya'nın Çin'e ihracatı 496 000.000 ve Çin'den ithalâtı 335.000.000 yen idi. 1930 da ihra catta 130 ve ithalâtta da 80 milyon küsur tenakus vaki olmuştur. Buna rağmen Cin ile olan ticarî muame • lelerde JaDonya birinciliği haiz buIunmaktadır. Son senelerde Japonyea'nm sanayii ve bilhassa mensucat sanayii lıayli terakki ve inkişaf etmiş olduğun • dan Japon hükumeti haricî ticaretini inkisaf ettirmek üzere progYara tahtında hareket etmeğe başlamrstır. Pamuklu, ipekli mensucat için Mı • sır'la Afrika ve Balkan'lara, tuha fiye esyası için Afrika'ya, porsİlen mamulâtı için Hindistan ve Cenubî Amerika'ya, oyuncaklar için Şimalî Amerika'ya, konserveler için Avrupa ve Afrika'ya, bisikletler için Hindistan ve Sarkî Afrika'ya hususî heyet ler göndermiştir. Japonya'da kâğıtçıhk ta fazla inkisaf etmiştir. Japon kâğıt fabrikatorlan cemiyeti, kâğıt fiatının fazla sukutuna karşı bir tedbir olmak üzere iki sene için kâğıt istihsalâtmı tahdit eylemiştir. Japonya'da banka muamelâtı yapan mü essese adedi 500 dür. 1931 de Japon bütçesi 1,448,000,526 yen idi. Ev velki seneki bütçe daha fazla olduğuğuna göre bir miktar tasarruf yapılmış demektir. Buhran doîayısile toptan esya fi atları, işçi gündelikleri ve faiz mik • tarı düşmüştür. Geçen sene kânunuevvelde işsizlerin adedi 370,000 i bulmuştu. Japonya'da sinemacılık ta müte . rakkidir. İlk filim 1825 te ithal edilmiş ve 1899 da ilk filim Japonya'da çevrilmiştir. Hali hazırda üç büyük anonim sinema sirketi vardır ki en büyüğü olan Şoşiku'nun sermayesi 15,000,000 yendir. Fakat bunlar haricinde bir çok hususî sinema müesseseleri vardır. Japonya'da gazte cilik te pek ileridir. Asahi gazetesi • nin sermayesi 15,000,000 ve Mainichi'nmki 16,000,000 Türk lirasıdır. Her birinin yevmî tirajı bir milyon küsur nüshadır. Bunlardan maada Hoşi Şimbun ve Jiji Şirapo gibi büyük siyasî gazeteleri de çoktur. HALİL MlTHAT . Türk zenginlerine! I Mvtrahhaslar Londra'da Londra 6 (A.A.) M. Grandi, dün aksam Victoria garına muvasa lat etmiştir. Refakatinde Dörtler konferansına istirak etmis bulunan ttalyan murflhhaslar bulunmakta idi. Mumaileyh, trenden indiği za man. Sir John Simon ile İtalya'nın Londra sefiri M. Bordonaro tarafından istikbal ediimiştir. M. Grandi, bu sabah saat 10 da Bavekâ'et dairesine gitmiş ve orada M. Mac Donald tarafından kabul e • dilmîştir. Londra 6 (A.A.) Dört büyük devlet konferansın da Almanya'yı temsil edecek olan M. Von Buelow ile diğer murahhaslarla bu sabah Londra'ya vâsıl olmuslardır. Londra 6 (A.A,) M. Von BueIow bu sabah M. Grandi'yi ziyaretle uzun müddet görüşmüştür. Almanya'da Belediye Darbei hükumet mi Memurları Hitler'cilerin teşebbüsü Tekaüt kanununa göre muamele görecekler mi? meydana çıkarıldı Ankara 6 (Telefonla) >Belediye Berlin 6 (A.A.) Prusya polisi memurlannın tekaüt kanununa göre tarafından elde edilen müfritlere af ît vesaikin en tehükelileri her ne muamele görüp göremîyecekieri mes elesî Muhtelit Encümene havale ok»dar hafi kalacaksa da bunlardan lunmustu. Hitler'cilerin, Reischwer'lerin bazı anasın ile olan münasebetlerînî gösBu encümen Emin Arsian (De • teren ve kısmen dün aksam Prusya nizlî), Faik (Tekirdağ), Şlikrü (Çanakkale), tsmet (Çorum), thsan ht'kumeti tarafından nesredilen ve(Beyazıt), Vasfi (Balıkesir), Sait saik Hitler'İn Almanya'da hakikî bir ordu teşkil etmis olduğunu ve ri Azmi (Kayseri), Naim Hazim (Konyasete intihap olundu&u takdîrde he ya), Refet (Urfa), Halit (Ordu), Boicir L<hfi (Tohat), Elhem (Samm . . h,V ,1<.»V.»; 1..OT**1. bütün iktisun), Dr. Nazifi Şerif (Antalya), dar mevki ve makamını isgale ha* zırTanmakta bulunduğunu isbata kâ Dr. Saim (Manisa), eczacı Muzaf • fer (Balıkesir) Beylerden miirek fi pelmektedir. kep olarak teskil edilmistir. Bu vesaik bölük, tabur ve fırka seklinde olarak eski imparatorluk ordusu kadrolanna benziven Hitler hücum kit'alannın tetkil&t ve usulleri hakkında kıymetli izleri ihtiva Ankara 6 Radyo kanun layi . etmektedir. hasının müzakeresi Dahiliye Encü • Hitler ordusu martın 12 inci ve meninde ikmal edilmistir. 13 üncü günleri için bütün AlmanLâyihaya göre ruhsatnamelerin ya'da seferber hale getirilecekti. Hü Bcreti iki taksitte alınacak, bir aylık cum kıt'alan tam bir teçhizatla tahmuvakkat tesisat yapılabilecek, resşit edilecek ve bu kıt'a mensup'arı mî daheierle hayır müesseseVrinin tahşidat noktalannı kimseye ifşa tesisatı için tenizlât icra edilecek, etmemeŞi tahriren taahhüt etmis bu halka ilmî, terbiyevî, ve harsî nesIunacakiardır. riyatta buiunmak üzere hükumet • Hitler'ciler, hali hazırda askerî ten ruhsat alan cemiyetlerin tesisatı teçhizat ve silâhlara malik ve bil . meccanî olacaktır. hassa siper mipferlrine sahip bulunAlelâmum tesisattan alınacak semaktadır. Kiicük sehirlerden birinde nevi ücret 50 lirayı geçmiyecektır. polisîn eline büyük mikyasta pivade tüfek ve tabancaları, mermiler ve hatta mîtralyözîer geçmistir. Bu suretle silâh ve mühimmat deBükres S Karlann erimesi yS • polarmın bâlâ mevcut olması ihtimal zimden husule gelen tuğyanlar gittikçe dahilindedir. büyümektedir. Şimdiye kadar sekîz detntîhabat mucadelesi miryolu hattında sulann basması doBerlin 6 (A.A.) Bütün Almanlayısile münakalât durmuştur. Bir çok ya. intihabat doîayısile yeniden bükimseler boğulmuş, sular bir çok hay yük bir heyecan îçindedir. vanTan alarak RÖtürmüstür. Evvelki devrede olduçu vechiîe 3 namzedin taraftarlan ellerindeki bü köy muhtarlarından mürekkep bir heyeti nezdine kabul etmiştir. tün vasıtalara müracaat etmîşîerdir. Bu heyet, Almanya çiftciler bir • Yalnız komünistler fazla bir hararet göstermemekte ve kuvvetlerini Kği tarafından ahiren verilmiş olan yakında îcra edilecek olan teşriî inmuhalif emre rağmen, bütün köylütihabata saklamaktadırlar. lerîn reylerini kendisine verecekle • Berlin 6 (A.A.) Hind^nburg, rini bevan efmîslerdir. ıııımiiıııııııliHlılıııifPiHinnü'liiiııııramnımı Amerika Harciye Nazırı Çin Japon müzakeratı Cenevre'jre geliyor Akamete uğradı Vaşington 6 (A.A.) Geçen son bir kaç aylar zarfında iktisadî ağırlıkların ve dünya sulhuna karsı tehditlerin arttığmı beyan eden M. Hoover, tahdidi teslihat konferansımn müsbet neticeler istihsal evlemesini temin ve teshil maksadile M. Stimson'un Cenevre'ye gitmekte oldu ğunu dün söylemiştir. Changhai 6 (A.A.) Müzakerat inkitaa uğramıştır. Tokio 6 (A.A.) împarator, 8 inci ve 10 uncu fırkamn ikmal a laylannın Mançuri'ye sevkini tasvip etmiştir. Bu husus için icap eden emirler verilmiştir. Radyo lâyihasmın Müzakeresi bitti Bugünkü Meclis fçtimaımn rııznamesi Mançuri'ye asker sevkiyah Ankara 6 (Telefonla) Yann Mecüste jandarma şoförlerine verilecek ücret lâyihası, tabiiyet mua melâtından alınacak harçlar hak kındaki lâyiha, temük kanununa tevfikan verilen tapu senetleri harçlarının bakiye taksitlerinin affı l i . yihası, muvazenei umumiye kanu nunun 45 inci maddesine tevfikan mal almamış maaş sahiplerinin istihkaklarının sureti temini hakkındaki lâyiha konuşulacak, bunların ikinci müzakereleri yapılacaktır. Adapazarı Emn yet Bankası Bursa 6 (Hususî) Buradaki Adapazarı Emniyet Fankası Müdür* Fahri Beyle görüşti;m. Fahri Bey; bankanın 24 martta Adapazarı'nda yaptığı heyeti umumiye içtimaına ait blânçoyu vererek bu sene bankanın; hissedarlara (%12) temettü tevzi ettifini ve bankanın bu sene 65.484 Hra safi kâr elde ettiğini söyledi. Merkezi Adapazarı'nda olan bu bankanın bir şubesi Bursa'da, bir şubesi de tnegöl'dedir. Romanya'da karların Erimesi felâket oldu Bursa 6 (Hususî) Bursa koyun culuğu ve «Kıvırcık ve Merinos koyunlarını yetiştirme cemiyet» ne ait gazeAnkara 6 (Telefonla) Müdafaai temizin neşriyatı üzerine Ziraat BanMilliye encümeni ihtiyat askerî memurkası merkezi umumisi; bu cemiyete Ian smıfında dereceleri yüseltilmiş olan ve koyunculara kredi açılması hu ihtiyat zabitlerinin hizmette bulundukça susunda buradaki Ziraat Bankasına mütekaiden müstahdem zabitler gibi emir vermiştir. Bu emir; koyuncular ad ve itibar olunmalan lâzım gelece • arasmda büyük bir memnuniyet u ğine, bunlann tekrar tekaütlüğe avdet yandırmıştır. Londra 6 (A.A.) Siyasi me hafilde deveran eden bir şayiaya nazaran M. Makdonald, bu ayın ni hayetine doğru Cenevre'ye giderek tahdidi teslihat konferansmda hazır bulunmağı ümit etmektedir. Bu ziyaretin kısmen M. Stimson'un Ce • nevre'deki ikameti müddetine isabet stmesi mümkündür. M. Makdonald'da gidecek Roma Sefirliği hakkında bir rivayet Ankara 6 Moskova Büyük Elçimiz Hüseyin Ragıp Beyin Roma büyük elçiliğine nakli ve yerine Taf ran büyük elçimiz Husrev Beyin tayini ihtimali mevzuu bahsediliyor. Ziraat Bankasının bir yardımı ihtiyat zabitleri hakkında ihracat malfarının çuvalları Ankara 6 (Telefonla) Avrupa'ya millî mahsullerle dolu olarak ihraç edilecek çuvalların muvakkat muafiyet müddeti bir seneden iki seneye çıkardmış, keyfiyet gümrüklere tamim edil • mistir. lerinde haklannda askerî ve miilki tekaüt kanununun 7 inci maddesi hiikmüne göre muamele ifası icap edeceğine karar vermiştir. TEŞEKKÜR Kıymetli babamm Oruçoğlu Mahmut Beyin ebedî gaybubeti münasebebie bizleri tahriren ve şifahen tesliyet ve taziyet eyliyen ve son vazifesinde bulunmak zahmetini ihtiyar buyuran zevati kirama alenen tesekkür eyleriz. Nafia Seyfi Süreyya Hakkı odaya götürdü. Fakat koku ve vehmi bir türlü üstünden gitmedi, geceyi bir yandan öbür yana dönmekle geçirdi. Büyüye karşı nefes eden papas karşısma çıkıp yolunu kesiyor, uzun sakaHı ve kisa kuyruklu bir tavşan halinde görünüyor; Vorohi • lof adi bir bülbül şekünde bir a?aem kovuğunda isimler terennüm ediyor; bu arada dalgınlıktan silkinerek yata?mın üstüne oturuvor ve ellerini birbirine kavuşturarak «acaba o mu? Bu mümkün mü?» diyor. «O» kim? fmkânsız görülen ne • dir? Bunun cevabını Litvinof'un bir kaç sene evvelki hayatını mütalea ederek bulacağız. 6 Sınaî kredi bankası Ankara 6 (Telefonla) İktisat Encümeni Sınaî Kredi Bankası lâyiha • sının müzakeresine bugün başladı. CUMHVRtYET'in tehikast: 13 DUMAN Muharrlrl MOterclml /. Turgeniyef Baydar Rlfat Litvinof uzak hayailer içinds bir seyler hatırlar gibi oldu, şeklü şemailini sordu, iri, çok sık giyinmiş, bası Örtülü bir hanım... Garson ilâve etti: Bir Rus kontesi oîmalıdır... Bunu nereden anlıyorsunuz? Bana iki altın florin bahsiş verdi. Garsonu gönderdi ve uzun müd • det pencerenin önünde daigın kaldı. Döndü, babasından gelen mektubu sabırsızhkla aldı, mutat sikâyetler tekrarlamyor, buğdayın para tutmadığı ve köylülerin artık itaat etmedikleri anlatılıyor ve nihayet «a^ikâr ki kıjraınet günü yaklafmıstır.» deni yordu. Mektubun bir köşesinde de cbir kere düşün, yapılan şeyler elvermiyormuş gibi bir de arabacımt büyüIediler. Tecrübeli, akıhbaşında bir takım kimseler onu şehre, büyü boz • makta söhret alan bir papaza yol • Iamamı tavsiye etmeseydiler, adamcağız fimdiye kadar öbür dünyayi boylamış olacaktı. Papazın nefesi imdada yetişti. Adamımız elhamdülillah kurtuldu. Bu bapta papazdan gelen mektubu da leffediyorum» deniyordu. Melfufu okudu, şunlar ya • zılıydı: Nikrola bir hastalığa tutul muştu ki, hekimlik bunun tedavi • sînden âcizdir. Dinen şiddetle memnu olduğu halde bir takım fena a • damlar bu hastalığı kendisine telkih etmişler. Kendi itirafına göre de buna sebep genç bir kıza ver digi yadi tutmamasıdır. Bü • yfiyü yaptıran o kızdır. Sayet biiznillahı Taâlâ imdadma yetişme mis olsaydık şimdiye kadar giineşe latulmuf bir yudum buz gibi eriye cek bitecekti. Alim ve basir olan Haktaalânın Iutfü kibriyasından bu âcizin hayatınm bağışlanmasını haşiane tazarru ettim. Zatı necabetinizden kızada vesayada bulunulup muhtemel ye • ni bir felâketin önü alınmasını rica ederim, efendim.» Litvinof bu melfuf üzerine düşündü, hatırına hudutsuz Step'lerin nihayetsiz inziva ve istiğrak lev • haları ve oralarda sürülen yeis ve fütur hayatı geldi. Böyle canlı, manidar bir kâğıdı Baden'de okumak garip bir tesadüftü. Vakit gece yarı • sını epey geçmisti. Yatağa girdi, elektriği söndürdü, uyuyamadı; gördüğü simalar. duyduğu münakaşa • lar, yanan kafasında, beyninin, içinde gürültülü bir gecit resmi yapı • yordu. Kula$mda bazan Gubaref'in bö> ğürtüsü gelivor, onuıı buua gibi gözlerinin sabit baksşlartnı göVüyor; derken madamın tîz ve anut bir perdeden «attı, tokatı attı...» k^azesıle sarsıhyor, sonra kahvede Potugin yanına geliyor.. Onun sözlerinin her birini onuncu, yirminci defa olarak duyuyor. Bir kutu içinden na?ehan meydana fırlıyan bir bebek gibi Vorohilof ortada; daha ötede Pişçalkin'in çok itina ile taranmış baMİe ciddî bir surette tasdik işa • retleri vermektedir. Binbasof onun yanı başında yeminler, küfürler ediyor. Daha yakında Bambaef, sinirleri boşanmış, kendinden geçmiş, ağlıyor.... Sonra, bunların hepsinin ha ricinde ve hepsinin fevkinde şu güzel kokulu çiçek demeti! O nefis ra":ha devam ediyor. fakat ne kadar lâtif ise o dereceJe sükun ve aramı bitiren bir şey! Karanhkta tesirini artırmıs bir kuvvetle... vazihan bulamadığı bir şeyi ihtar ediyor. Yatak odasında çiçek bulundurmanın sıhhate muzır olduğunu ha • tırhyarak kalktı, çiçekleri yanındaki Eski zenginlerimiz, cami, mes çit, han, mektep, medrese, hamam, çeşme, misafirhane, imaret gibi dinî ve içtimai hayır müesseseleri yaparlar, servetlerinin mîihim bir kısmını bunlara vakfederlermiş. Yeni zen ginlerin paralarını ne yapUklarıcı pek bümiyorum ama böyle onumun hayrına hâdim seyler yapmadıkları muhakkaktır. Celâl Muhtar Bey dostumuz ki Türk milyonerlerinden biri olmakla maruftur yalnız harbi umumide Hilâliahmer meneubinine lagar eşek yedirmekle kahnamış, iki Türk gencinin Avrupa'ya tahsile vitmeîeri için lâzım gelen parayı da Darülfünuna vakfettiğini söylemi^ti. Bu gençler, Avrupa'da okuyurlar mı, yoksa muhterem milyoner milyarder olmağı kurarak fikrini de ğistirdi ve efkâri uanumiyeye maval mı okudu bilmem? Arkamızı Şarka» yüzümüzü Garbe döndük ama itiraf etmeliyiz ki daha bir çok islerimizde garpli olamadık; fakat sarktan H uznkla.;tık. a Şarkın usul ve âdetlerlni bıraktık, garbindekilerini de iyice kavrıyamadık <tki cami arastndaki binamaz» va • ziyetinden, içtimaî hayatımızda bir havli zararlar görüvoruz. Bu, hayır islerinde de böyledir. Ne şarkkâri imaret yapıyoruz, ne de garbin hayır ve şefkat müessesele rine, garpliler gibi küçük fakat muntazara muavenetlerde yahut ta büyük teberrularda bu'unahiliyoruz. Grçi, arasura, orta halli veya zengince bir Türk kadınının evlerini, Himayeietfal veya Hilâliahmer gibi hayır müesseselerine hibe ettiğini görüvoruz ama zenjrinlerimizİn bu gibi hayır, şefkat ve irfan islerinde, otomobil fabrikalarına karsı gös terdikleri kadar cömertlik göster dik'erini işittiğimiz yoktur. Bana bu acı satırlan tatlı bir zevk!e yazdıran Nudiye Tevfik Hanıme fendi isminde bir Türk kadınının Daruşsafaka'ya mühim bir irat vakfetmiş olmasıdır. Darüşsafaka müstesna hayır müesseselerinden biridir. Oraya yardım eden, sefalete ve mahva mahkum kimsesiz yetimlerin, fakir öksüzlerin ellerinden tutarak onlan yalnız hayata değil; nura da kavuşturmus olur. Darüşşafaka'ya muavenet eden, memleketin irfanına, terakkisine de hizmet etmis olur. O hfan ve şefkat yurdunun yetiştirdiği bir genç şairin soylediği gibi: tDarüşşafaka annesi, yüzlerce yetimin!» mısramm ifade ettiği manada bir müessesedir. Bu yetimler annesinin güzide evlâtlarından biri olan Ismail Safa merhumun Bânileri, yarap, ne. büyükmüş... Ba, ne hîmmet' dediği Darüşsafaka, hem kurtaran hem okutan bir hayır ocağıdır. Kucafına aldığı yavruları yalnız aç lıktan ve yoksulluktan kurtarmakla kalmaz, onlan hic bir zaman aç ve yoksul kalmıyacak bir surette yetistîrir. Darüşsafaka olmasavdı, Salih Zeki ?ibi bir Türk âlimi. muhakkak ki yetişmiyecek, kim bilir, bu nadir zekâ nerede ve nasıl sönüo gidecekti. Bu, bir misaldir. O güzel şefkat yurdu, »ehadetname almağa muvaffak olan 300 genci, memlekete hâdim güzide unsurlar olarak yetiştirmiş, tahsiHni ikmal edemiyen kim bilir kaç bin genci de az çok bir bilgi ile teçhiz ederek hayata atmıştır. Nudiye Tevfik Hanımefendi, »ervetinin mühim bir kısmını, işte böyle bir müesseseye vakfetmekle, sene lerce müddet, kim bilir, vatana kaç münevver evlât yetiştirecek bir irfan ve şefkat anası olmak seref ve saadetini kazanıvorlar. Hanımefendinin manevî evlâtları içinden kim bilir, kaç Salih Zeki, kaç tsmail Safa, kaç Ahmet Rasim yetişecektir. Törk zenginleri, senelerce müddet çalışıp biriktirdiğiniz büyük servetleri, AHah göstermesin, hiç bir iş tutmıyacak olan evlâtlarınız ve toruniarınızın zevk ve safa içinde yeyip bitirraesi ihtimali oldueunu da düşününüz ve paranızdan Darüşşafaka'ya bir hisse veriniz. Her sene orada okuyan 300 Türk yavrusu yetiştikçe onlar sizin manevî evlâtlarınız olur ve kendilerile iftihar eder, dünyalar değerinde bir vicdan hazzı duyarsınız! « Yalova kaphea ve otelleri hak kında mektup gönderen Hikmet Han ımefn diye Sorduğunuz suallere bugünkü «Yeni Gün> de bizzat Sevrisefain Müdiri Umumîsi SaduIIah Bey ce vap vermektedir efendim. 1850 de Moskova*da Prens Oıinin ailesi sefalete vakın bir hale diismüş bulunuyordu. Bu aile de Tataı'dan, Mabadi var Dahiliye Encümeninin mesaisi Ankara 6 (Telefonla) Dahiliye Encümeni bugün toplanarak polis vazife ve teskilâtına ait lâyihanın müzakera • sine devam ettL X~jjt*** • *«^ *•'"îg hP.5ii.rf JJ

Bu sayıdan diğer sayfalar: