31 Mayıs 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

31 Mayıs 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DOKUZUNCU SENE No. 2896 ve BaşmuharHrl • VI ^ r SALI 31 MAYIS 1932 YUNUS NADİ İDAREHANE5İ: I»8ytBiamuraiye karşısında daim «ııbsnsa Telgraf: İstanbul C u m h u r i y e t Posta k u t u e u ; N° 2 4 b Başmuharrlr : 22366 Tahrlr müdürU : 23236 Idare mUdUrü 22365. Matbaa : 2047% m h u riyei » • . . . ^ , , , , , . . v ABONE ŞERAÎTÎ tllllHMIII ŞjüDDET* İ TÜRKİYE İÇİN j HARİÇ İ Ç İ N ! i,S'eneliği | 6 Aylığı : 3 Aylığı 1 Ayhğı : 1400 Kr. i 2700 : 750 Kr. E 1450 • Kr. : 400 Kr. 1' 800 Kr, • | 150 Kr. ^ 5 Kuruştur = IMüshası her yerde Alman Kabinesi DüştU, Hitler Başvekil Oluyor İstihsal ve Maliyet mes'elesi Dresden: mayıs 1932 Ticaretin, sanayiin coğrafya ile büyük bir münasebeti vardır. Muhtelif ülkelerde muhtelif mahsuller yetişir, ve bu, ticarî mübadelenin temelini teşkil eder. Peygamber Sü • leyman zamamnda bile Saba ül kpsi ile yapılan mal mübadelesinin temeli bundan başka bir şey değildir. Ulkelerin iklimi, toprağı, kısa bir sözîe istihsal coğrafyası sanayiin, bilhassa ham madde ticaretinin yollarını çizmiştir. Biz, şimdiki halde, ham madde yetiştiren bir memleket olduğumuz için umumî istihsal coğrafyasındaki yerimizi müs bet bir surette bilmeliyiz. Toprak • larımızın verdiği mahsuller başka memleketlerde yetişiyor mu ve bunun beynelmilel pivasadaki tesir • leri nedir? İstihsal politikamızm sağlam ve sarsılmaz bir temel verebilmek için bu meseleleri objektif bir surette araştırmalıyız. Balkan harbinden önce Türkiye en iyi tütün mıntakalannı kucaklıyan bir memleketti, ona rekab^t vapacak başka bir Ulke yoktu. Bugün için vaziyet çok değişmiştir. Tütün, artık yalnız Türk topraklarında yetisen bir mahsul değildir. Türkiye, dw piyasalarda kuvvetli rekabet memleketlerini hesaba katmak mecburiyetindedir. Kendimizi, yanlış bir demagojiye kaptırmıyarak diyebiliriz ki, bizde yetişen mahsullerin hemen hepsi komşu memleketlerde, miktar değişmek şartı ile yetişmektedir. Arada ufak tefek kalite farkları olabilir. Meselâ incirlerimiz, fındıklanmız, vs. çok daha iyidir. Hiç şüphesiz bu farklar dış piyasalarda bizim için büyük birer âmil • dir, bundan istifade edebiliriz. Falille anlaşılabilen kalite farklarına güvenmek hiç te doğru değildir. İstediği kadar korkunç olsun, haki katle karşılaşmaktan ürkmemeli yiz ve biz ancak o vakit müsbet bir iş görebiliriz. Biz d'ş piyasalardan bahseder ken, ahşmışızdır, mahsullerimiz için Baki, Nef'i biçiminde kasideler yaparız. Halbuki dış piyasaya giden bir mahsulün hakikî kasidesi yalnız kalitesi ve maliyet fiatı olabilir. Kapitallît devrin kendine göre bir telâkki sistemi vardır: Herkes tarafından kapışılan uygun ve ucuz istihsal. Kalite, hiç şüphesiz, malın sürümünü kolaylaştırdığı gibi f iat teşekkülünde de büyük bir âmildir. Girit, yakın zamana kadar, kuru üzüm ticaretinde hiç bir rol oynamazken bir kaç yıldanberi dış piyasalarda İzmir üzümünden daha yüksek bir fiat buluyor. Zeytinlerimiz, zeytinyağlarımız, daha bir çok mahsullerimiz de böyle bir vaziyettedir. Mahreç lerimizir tam bir hızla eridiğini gördükten sonra henüz sebeplerini müsbet bir surette araştırmazsak, ve ötedenberi dilimizi alıştırdığımız «enfes, nefis sözlerinde kapah gözle devam eder durursak biz, yalnız aldatmış oluruz. Bilmiş olmahyız ki yalnız kendi kendimize enfes, nefis demiş olmak» la ne bir mahsul propagandası yapılır, ne de bir dış pazann gidişi de ğisir. Millî mahsullerimiz için yazılmış yazıları gözden geçirirken kendimizi büyük bir hayrete kap tırmamak elimizde değildir. İhra cat mahsulleri iç piyasaya göre değil: dış piyasalara göre münakaşa edilirler. Topraklarımız dış piyasalardaki rakiplerini kolaylıkla yenecek mahsuller yetiştiriyor. Fakat bir mahsul için, her vakit, tanrının toprağı, yağmuru, güneşi kâfi değüdir. Her şeyi yalnız gökyüzünün eline bırakmiş bir ham madde istihsali, baicımsızlık yüzünden, çeşit çeşit tehlikeler karşısında kalabilir. Bir çok yerlerde buğdaylarımızın ne hale geldiğini biliyoruz. Bunu gi dermek için de sağlam bir tohum politîkasına başvurmuş bulunuyo ruz. Açık söylemeliyiz ki buğdayda olduğu gibi bir çok mahsullerimizde de modern bir bakıma tam bir ihtiyaç vardır. Türk yurduna iktisadî bir temel veren tarlanın, bağın, vs. Modern bir hıfzıssıhası olmalıdır. Bu olmazsa, dilde dolaşan nefaseti ne olursa olsun, buğday başağı boşalır, zeytin nohut kadar küçülür, elma cevizleşir, ceviz de fındıklaşır. M. NERMt [Mabadi 2 inci sahifede) V»*" !»••»»!* J»n«TAİf İTîtnV^vî Vkiy t»^* İsmetPş.dün İtalya'dan ayrıldı Yunan Başvekili Heyetimizin Atina'ya uğramasını ısrarla rica ediyor Heyetimiz dün öğle yemeğini Brendizi valisinin konağında yedi, İtalya'dan büyük tezahurat arasmda ayrıld? v v . . . ******r*BB~BBB*ş*B •• l l l l l l P F I I I I ' r i l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l f l l l I l l p i l l T l l l l l l l l i p i I l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l H I I I I Seyrisefain Mecliste şiddetle tenkit edildi Bütçenin tehirini, idarenin lâğvini istiyen meb'uslar oldu i i Roma seyahatî intibalarmdan Brindizi 30 (Başmuharririmiz den) Saat onda Brindlzi'ye geldik. Muazzam bir halk kütlesi ve dık. Ismet Paşa rıhtımda sıralanan kız ve erkek yüzlerce mektepli ara tsmet Paşa Hz. Roma Belediye Reisi ile gSrüfürlerken... Papanastasiu telgraflarla Atina'da sında dblaştı. Bu esnada mütemadiyen «yaşasın Türkiye!» sesleri yükse kâfi tevakkufumuzda ve hiç olmazliyordu. öğle yemeğini Valinin evin i<a bu arad'a şerefimize tertip ede • de v»dik. Loyd Tr>«**t<r>OT»*n Pilsn» cijf^ 1>ir ziyafette bulunmamızda ısvapuru ile hareket etmek üzereyiz. rar ediyor. Yunus Nadi Yunanistan'ın yeni Başvekili M. (Mabadi 4 üncu sahijede) Dünkü Meclis içtimaında Seyrisefain idaresini tenkit ve müdafaa eden meVuslardan bazılart Hakkı Tarık B. İbrahim Alâettin B. Sadettin Rıza B. başladı. Refik Şevket Bey Seyrise Ankara 30 (Telefonla) Meclis saat 2 de Rafet Beyin riyasetinde top fainin toptan tenkide lâyık bir mü • landı. Seyrisefain bütçesinin müza essese clduğunu, amirlerin maiyetleri üzerinde nüfuzlan bulunmadığını, keresine başlandı. vazifede insicam olmadığmı, vapur Süleyman Sırrı Bey (Yozgat) masraflarının fazlalığını, ekseriyetle Encümen mazbata muharriri sıfati ömrü tabiilerini doldurmuş vapurlar le izahat verdi. Sırrı Bey bütçenin alındığım söyledi. 1,300,000 küsur lira açıkla tesbit edildiğini, azamî tasarrufun yapıldı Bu arada dedi ki: « Bindiğim bir Seyrisefain vapuğım, idareye ait mülâhazaların va purcular hakkında hazırlanan lâyi runun lüks kamarasında farelerin hanın müzakeresine talik olunduğu kaynaştığını görünce kaptana vaziyenu, encümenin o zaman fikrini söy ti anlattım. «Ambarlar dolduğundan fareler bu tarafa geliyorlar» dedi. liyeceğini bildirdi. Refik Şevket Bey bundan sonra vaSeyrisefaine hiicum! purlarda yatak çarşafı, yorgan yüzü Sırrı Beyden sonra Refik Şevket (Mabadi 4 üncii sahifede) Bey söz aldı ve idareyi tenkit etmeğe Spor işlerimiz nasıl düzelebilir ? Hararet 33,2 ye Almanya'da vaziyet değişiyor Brüning kadar yükseldi kabinesi İstİfaya mecbur Oİdu.. Her yerde intihabatı Hitler kazanıyor Berlin 30 (A.A.) Brüning hü • kumetinin istifa mektubuunun tes vidine hasredilen ve saat 11 den öğlejre kadar devam eden bir celseden sonra, Başvekil bir kaç dakikadan fazla devam etmiyen bir mülâkat esnasında Reisicumhura, hükumetin istifanamesini resmen iblâğ eylemiştir. M. Brüning, mecburen sağa mü teveccih olacak olan gelecek hiikumette ne Başvekâleti, ne de Hari • ciye Nazırlığını muhafaza etmek arzusunda değildir. Hatta uzunca bir istirahat müddeti geçirmek üzere ( Mabadi 2 inci sahifede ) i Hitler Başvekil oluyor! Ali Sami Beyin cevabı «Teşkilâtta noksan yok diyemem ama leh ve aleyhte de bir şey söyliyemem!)) Spor işlerimiz nasıl düzelebilir ve spor teşkilâtımız nasıl olmalıdır, mevzuu üzerinde açtığunız anket için Ali Sami Beyin mütalea ve fikirlerini ögrenmeğe giderken çok bedbindim. Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakını kuran ve senelerce onun başında bulunduktan sonra teşkilâttaki vazifesinden ayrılan sabık merkezi umumî reisinin, leh ve aleyhinde mütalealar serdedildiği bir sırada her halde sükutu tercih edeceğine kani bu lunuyordum. Bu kanaatimde aldanmadığımı, Ali Sami Beyle karşıkarşıya gelince anla dım. Beni büyük bir nezaketle karşılı • yan bu kıymetli sporcu, anket için sorduğum sualleri anlaymca, bunlann hiç birine cevap veremiyeceğini söyledi. Bu mevzu üzerindeki mütaleası çok kıymetli olacaktı. Bunu kendisine dc söyledim. « Tevkilâtı kuranların arasında bulunan birisinin lehinde veya aleyhinde mütalea beyan etmesi doğru değil dir. Anketiniz için beni mazur görünüz.» IIIIIHIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIlllllllllllllllilllllll \ 15 senedir mayısta bu kadar sıcak olmadı deniyor r * l « l * H » > l * l > l * l 1 * > * B I I * » * B * * l | l * B V B B | * l 1 I I I I B B B B t V I ' V . i B B « i 1 V . | B ' T > a * B B . V Ferit Bey dün geldi B t a V | I I B V * Dün İstanbul mevsimîn en sı cak günlerinden bhini yaşadı. Sade güneşin harareti en yüksek derecelerile bile tahammül edilir bir şey • dir, fakat bu lutlu ve ağır bir sema, yaprak kımıldamaz durgun bir hava hararetle de birleşince taham mül edilmez bo ğucu bîr hal aintihabat neticelerî karşısında çekilmeğc lıyor. Dün de 7necbur kalan Alman Başvekili M. Bruninğ böyle oldu ve hakikaten cehennemî bir gün geçirdik. Sıcağın dehşetini pek yakınlarda (Mabadi 2 inci sahifede) •••*•• P« > B > a * B Ali Sami Bey Dedi. Ali Sami Beyden her halde bazî şeyler öğrenmek lâzımdı. Spor teşkilâtına yeni bir şekil verilmek istendiği bir sırada sizin dermeiMabadi 4 üncü sahifede} IIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIlnillllllllllllllllinilllllnilMIIIIMMIKIIl llllllllllll 1 | | * 1 | r B * 1 V > l | « r B B f|> ' • • • • • • T I P 1 | | | | | | | J | | | | | | | | | P | I | I 1 I I Yeni Varşova Sefiri hiç bir şey söyle Fahrettin Paşa rniyor ve beyanatını da tekzip ediyor Ordu müfe1 tişlerinden Bi rinci Ferifc Fahrettin Paşa Hz. dün matbaamı za gelerek bü • tün kısımları ayrı ayrı gez mişlerdir. Miifettiş Paşaya matbaamı zm tah rir, tertip, tabı kısımları, linotip, tipoğraf, rota tif makineleri Çinkografhanesi ve saire ' gez dirilmiş ve iza hat vermiştir. dün Matbaamızı gezdiler FeritBey Sirkeci ganndan hareket ederken Varsöva sefirliğine tayin olunan Lon nun iktisat müderrislerinden Zühtü Beylerle bazı ahibbası tarafındap istikbal odra sefirimiz Ferit B. dünkü ekspresle lunmşutur. şehrimize gelmiştir. Ferit B., istasyonFerit B. istasyonda kendisile görü • da Vali ve Belediye reisi Muhittin, Belediye reis muavini Hâmit ve Darülfü(Mabadi 3 üncü sahijede) Paşa Hz. zi ' yaretinden ço.. memnun kalmış Birinci Ferik ve Türkiye'nin Fahrettin Paşa en büyük ve modern bir matbaasını görmüş olmaktan mütevellit mem • nuniyetmi izhar etmiştir. Sıcaklar böyle giderse...

Bu sayıdan diğer sayfalar: