1 Eylül 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

1 Eylül 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kraliçeyi Sofya'da karşılıyan arkadaşımız anlatıyor y Ctmhurtyet 1 Eylul 1932 meınnun ol • Dunya Guzeüni Sofya'ya kadar gazetevuz namma karçütyan arkadaşımız Cevat Fehmi Bey trende cVıan Kraliçesile beraber Saat dokuza on varî Evet dokuza on var! On dakika t o ı m kaOnm Avrupa ekspresine bineceksin ve Dünya Gü • zelini getiren trene tesadaf cdindye kadar gideceksin. Pasaportum, ne olur ne olmaz diye evvelce hazırlanmışa. Tahrir Müdüründen ba emri aldıktan yedi dakika aon • ra trende idim. Beni Avrupa'ya götüren ekspres 3e Dünya Güzelini Avrupa'dan getiren ekspres Sofya'dan bir istasyon ötede karsılastılar. Derhal benim trenimden atlıyarak onun trenine bindim, Yemek vagonunda Kraliçe 3e karşı karşıyayu. Fakat konuşamıyoruz Id... Mubaveremiz 3d üç dakikada bir kesüiyor. îfle garsonlardan biri fml fml etrafımızda dolasıyor. Biraz sonra kat't karanm vermis görünerek yanmuza yakİaşıyor. Elinde bir fotoğraf var. Keriman Hanımın fotografı... Mi» Unhrer' Sizden bir Utirhamda bulnnaea • ğım. Şuraya bir imzacık atıverseniz...} Talep m&kul, imza atıhyor. I Derken seftreni karsımuda göröyorus. Affedersiniz efendim. ben makini<t namına geliyorum. Kendisinin üstü başı yag içinde imi». Ben bu kıyafetle gelemem, diyor. Bir resminizi istiyoruz. VermezseaMMptstanbul'a götfir mem diyor» Tehdit kat'î... Resim verüiyor. Fakat ya şu boynunu bükmüs bekliyen yataklı vagon memuru ne olacak? Vaziyet müessir, onun da de~ digi oluyor. Saat altı... Sof ya istasyonundayız. Garda oldukça büyük bir kalabalık var. En önde Sefirimiz Tevfik Kimil B , sef iremiz, sef aretane erkânı ve Bulgar gazetecileri görülüyor. Tren Sofya'da 15 dakika duracak. Keriman H. vagondan miyor, bütün istasyonu sarsan bir alkıs sesi... Tevfik Kâmil B. Dünya Güzelini tebrik ediyor. Sefhemiz kendisine bir büket veriyor. Srra gazetecilerle fotoğrafçılarda... Makineler meydana çıkıyor. Objektifler açılıp kapanmağa başlıyor. Bu is bitmeden küçük bir kız kalabalığın arasından sıyrılarak Dünya Güzelrne yaklasıyor: Keriman Hanım, şu resmi knzalar mısımz? Bu aöz sanki bir işaretmiş gibi belki elli resim birden uzanıyor. tmza... İmza .. tmza. Trenin hareket vakti geliyor. Bir dakika geçiyor, iki dakika geçiyor... Şef do tren kalabahğa yaklasıyor: Vakit geldi .. Yolcular vagonlar a! Fakat imkân mı var? Bu uzan mis ellerden örülü dıvan asmak lâ zım Uç dakika bef, beş dakika on olnyor. Kraliçe hâlâ muhasarada... Nihayet ben, Keriman Hanımın babası Halis Bey, kardeşi Kenan Bey bir yarma hareketine tesebbüs ediyoruz. Hareket muvaffakiyetle neticeleniyor amma hayli müşkülât çekiyoruz. Sofya'dan Filibe'ye hareket... Trende resim ve imza almadık kimse kalmadığı için biraz ferahlar gibi oluyor uz. İstanbul'u göreceğmiz geldi mi, Keriman Hanım? Pek çok! Halis Bey ilâve ediyor: Keriman son günlerde daussılaya uğradı. Yatarken annesinin ' mektubunu, Fatos'un resmini, aile sini ve İstanbul'u hatırlatan nesi var nesi yoksa hepsmi toplayıp yanına aılyor, hem onlara bakıyor, hem de ağlıyordu. Bakdık ki bu vaziyet devam etmiyecek, gitmemiz lâzım gelen bir çok yerleri ihmal ederek bir gün ansızin hareket ettik. Sual sıarsı Kraliçede... Bana soruyor: Fatoş nasıl? Sıhhatçe mükemmel! Ah canım! Ya annem! Anneniz de iyî. Benim Dünya GUzeli Intifiap Keriman HaU* Hantm Türft hadatlartm geçtikSetı tonrm Güzetittin~Eairnfdâ Ütikkalinflen bir gSrSnut... Çekmece'de Kraliçeye tezahârat yapanlar dn mn? Olmaz olur mn? Keriman Hanım biraz zayıf go • rünüyor. Babası yemek yiyemedi finden şikâyetçi... Biraz cıgarayı azaltsa... Ben cigara içmiyorum ki... Ya Paris gazetelerinin yaz dıklan? Gfilüyor: Yalmz cıgara deiil, nargfle de içiyormufum. Ne yaptımz bu nargileyi? Gazetelere beyanat veren od* hizmetçisine hediye ettim. S*at 10. FOîbe'deyiz. Gar kalabalık. Konsolosumuz Kemal Bey, refikan ve konsoloshane erkânı ü> birlikte ileriiyor. Keriman Hanıma yeni bîr buket veriliyor. Gene o •amimî tezahürat, gene o samimî veda. Keriman Hanıma cevabmı tel • grafla bildirdigim suali soruyorum: Bir kaç saat sonra hudutları • mız dahiliae girmis olacağız. Bu münasebetle ihtisaslannızı öğren mek isterdim. Avrupa'ya vatanjm», vatanı mın kadmlannı serefli ve muvaffakiyetli bir aekilde temsil için git miftim. Emelime kavusmus olarak ö*önüyorum. Kazandığım muvaffa kiyet benim değil, benim gibi binlercesini yetistiren vatan kadmlannındır. Saat 10,50... Cestrmustafapaşa'dayız. Dısandan konuşmalar ve bağ • rısmalar var. Mis Univer, Mu Univer! rtıfuratida »a£ah ktajiüalttn *diyor Bulg&c delikanhlanndan ve Buî • gar kızlanndan mürekkep bir ka> füe... Yasasra Mis univer, yasasm Türkiye! Keriman Hanım kendisine verilmis olan buketlerden birini vagonun penceresinden genç bir Bulgar kı zına uzatarak mukabele ediyor: Yasasm Bulgar kızlan, yasa • sın Bulgaristanl Sievlingrat'tan ayrılırken sef dö gar haber verîyor: Şimdi Edirne'Hen bir telgraf aldım. Kraliçeyi bekliyorlarmıs. Tren Edirne'ye gelinciye kadar yatma • tnasmı rica ediyorlar. Halis Bey babalık vazif esini hatırhyarak raDdakale ediyor: v , ,• *&* Uyknrn yok baba: oerab* Htdîs ff. Hadtmk8y*8mtemStmr8fnü* Ktmat Satih Kızım hasta olacaksın. j.~~.u:ı Cajnhuriyet ga^etesini tetkik ediyor Olmam, baba! Kraliçeye yeni bh sual soruyömiH: En f azla kimi göreceğiniz geldi? Fatoş'u. Kim bilîr ona ne hediyeler aetirıyorsunuz. Bir çok bebekler! Yalnız Fatoş'a mı hediye var? \\ Anneme de bîr feyler aldım. Baska? Agabeyime de getiriyorum. \ Gazetecilere bir şey yok mu? Hangi gazetecilere? Meselâ Bürhan Cahil Beye! Var. Şu bavul da Bürhan Cahtt Bey içm! tçinde ne var? Dürust ve temiz Avrupa gazetelermfa hakkimda yazdık'arı. Saat 2... Edirne'deyiz. Istasyon kaçü/HOf&m bıraktp Dunya GSzelini gSrmeğe kofan kadınl^ dın ve erkek halk ile dolu. Kalabaarkadaflan güzjtlimizi alkifhyer[car. hk arasmda kundaktaki çocuğu ile gelmiş anneler, ak sakallı ihtiyarlar var. Hudut kumandan vekili, Edirne reîsi, muallimler, sehrin esrah on safta görülüyorlar. Genç bir muallim kısa bir hitabe h*at ediyor. Belediye reisi Dünya Güzeline bhr de* wet çiçek veriyor. Alkıslar arasmda Edirne'den ay • «ıfayorus. Saat 3 te Uzunköprfi'deyiz, istasyon hıncahmç. Saat S te Alpulln'dayız. Fabrika mühendk ve amelesinden mürekkep bir grup bizi bekli yor. Genç bir mühendis kısa fakat güzel bir nutuk söylüyor. Keriman Hanıma fabrika mamulâtından bir kuru şeker veriyorlar. Alpullu'dan sonra son istasyonlardan birînde ele geçirdiğimiz bir tstanbul gazetesini tetkik ediyoruz. Ifte bir haber: Keriman Hanım yarm geliyor» bunu bir baska haber ta kip ediyor: «Yann günef tutula • çak» "*hat arkadaslarından biri abfiyor Günes te yannlık kendisine lüzum olmadığını anladı mı, dersiniz? CEVAT FEHMİ Çocuk sahifesi Yann çıkacak Bugünkü nüshamızda Dünya Güzellik Kraliçesine ait retim re havadislenn çokluğundan dolayı yer kalmadığ:ndan «Çocuk sahifesi» yann çıkacaktır. CuzeH evmin kap p ebeveynini penceredeki aetâmkyor GJaali dün IrtonboPa gelinciy* kadar bStSn Kat fcbvutt&ı fudk mütemdi alkiflanna makabele ediyordtt

Bu sayıdan diğer sayfalar: