10 Eylül 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

10 Eylül 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CamHarîyet ANKARA MEKTUPLARJ 10 Eylul 1932 Gönlü ganî Neş'e, saadet içinde yüzüyordum. Genc kız, bana dönmüştü: Ertesi gün eve döndüğüm zaman taş Nusrat, dedi. Evlenelim. lıktaki bambo koltukları göreme Evlenelim Vedide! dim. Ona bakarken, konuştuğumuasdan Koltuklar ne oldu ? büftbütün ayrı bir hayal âleminde ya Bir ikisinin hasırları dökülmüşsıyordum. Oturduğumuz yer, bir kır tü; tamire gönderdim. kahvesi değil de, sanki denia kenannda sık, zarif bir yalınm sarma Daha ertesi akşam, salonda, piyasıklar, hanımellerile örtülü kamerinonun yeri boştu: yesinde idik. Neden böyle düşündü Piyanoya ne oldu? gümü bilmiyordum. Yalnız gözleri Akordu bozuktu, kazan gibi min önündeki dekor hoşuma gitme olmuştu. Akortcu dükkânında tamir minti. Daha doğrusu Vedide'nin güetmek istedi. Vurdum hamallarm sırzelliğini bütün revnakile, bütün tara tma, gönderdim. •etile jrösterecek bir yer tahayyül Bir gün sonra, jardinyerin yerinde edivordum. yeller esiyordu. Yerini işaret ettim: Fakat akhma da «Fikret» in «Süha Ne oldu? ve Pervin» i geliyordu. Kendimi şair Sus, Nusrat'cığım, sus... Toz liğe kaptırdığım dakikada Vedide'yi alıyordum, tüy süpürgenin ucu do kaçıracağım sanıyordum. kundu, kırılmaz mı? Kırık şeyi sa Tevf ik Fikret'i »ever misin, Ve londa tutar mıyım ya ? Canın sağ olsun! dide? Kim bu? Tanımıyorum! tki gün geçmistî, eve erken dön Bir şairdir. müştüm, kapıda bamallara tesadüf ettim. Sırtlannda salonun maroken Vedide'nin kaşları hafifçe çatıl takımları vardı: mi'tı: Hayırola! Göç mü ediyoruz? Evlendikten sonra olur olmaz adamlarla arkadaşlık ettiğini iste Vedide, sür'atle beni kolumdan mem. Her tanıdığını eve getirirsen çekti: karışmam, artık sen bilirsin! Sus, beni hamallarm yanında Bu güzel ağızdan çıkan «lâkırdı mahcup etme, anlatmm! ları dinledim de bir müddet . sonunda Odada, hüngür büngür ağlamağa boynumu biiktüm, dedim ki: basladı: öyle, evet!..» Ben, bu esyaları bir kaç gün iGenc kız sordu: çin, kira ile almıştım. Ne yapayjm, Ne zaman evleniyoruz? sen, tereddüt ediyordun! Ev, eşya mes'elesi var, Vedide! Ayaklarım suya ermişti, nasibime Yani aylarca sürüncemede ka boyun iğmekten başka çare yoktu. lacak, değil mi? Benim bir evim var, Dal kese olduk, ayaklanan esyaları eşyalarım da iyidir, temizdir. Sen, zor belâ oturttuk. hemen beyannameleri çıkart. Vedide, memnımdu; kus gibi ctBen, gireceğim masrafı düşünerek vıldıyordu: iereddüt ediyordum, fakat bu hayırh Nusrat'cığım, bak, eve geldiğin hnvadisi duyan kimde tereddüt kalır gün gördüğün esyalar olduğu gibi ki... duruyor. Fazla vakit geçirmemek için he Güldüm: men o gün ise bafladim, muamele ça Evet, yavrum, duruyo buk bitti, nikâh memurunun huzuruVedide, göz kırptı: na cıktık. Nikâhtan sonra Vedide'nin Ne bir çöp fazla, ne bir çöp evine yollandık. Otomobil, önü kü eksik! çücük bahçeli, iki katlı zarif bir bi öyle, çocuğum! nanın önünde durmuştu. Ev, kiiçük, Bak, sen de tasdik ediyorsun! lâkin zarifti. Hanî benim yüz görümlüğüm ?.. Yok, Vedide, yalan söylememişti, kapıdan girer girmez, taşhkta bambo kol yok! Ben, eski kafalı değilim, yüz tuklar göze çarpıyordu. Salonda kuy. görümlüğü filân istemem. Fakat izdivacımızm hatırası olarak bana, bir ruklu piyano, jardinyer, maroken hediye almıyacak mısm? Bu kadarkoltuklar vardı. cık bir şey istemek, hakkımdır, zanVedide Annem, Btırsa'da, dedi. nederim. Evimize biri girdiği zaman; O, gelince ayrı eve çıkacak. Parayı bunu da kocam beğendi, aldı! diyekirayi sen verirsin, olmaz mı? bileyim!.. .,,,. J; .. . Sen, nasıl muvafık görürsen MAJİMUT YSSJİMt sevgilim! Bir soförün Yaptıkları Hem bir memuru çignedi, hem kendi yaralandı KAIIYO Eski ve yeni yol kamınıı! Bu akşamki program Mevcut yol kanunu bugünkü ihtiyaclara cevap vermekten uzaktır Ierek bunların inşa, tamir ve iyi mu* hafazaları vilâyetlere bırakılmıştır. Buna başlıce sebep mevcut devîet yolları için bütçeye kâfi tamir masrafı konmaTna*îdır. Birinci derece ehem miyeti haiz olan bu yollara vilâyetler de te&ahüp etmediğinden binnetice yollar harap oluyordu. 927 kanunu yol inşaatını idarei hususiyelere bı rakmakla beraber vilâyetlerin nafıa kadrolarmın maaşlarını, mühim köprülerin inşa ve esaslı tamirini, büyük inşaat vasıtaları tedarikin: muvazenei umumiyeye tahmil ediyordu. Fakat bu yeni sistemin de memleketin yolsuzIuk derdine çaresaz ola madığı görülerek iki sene sonra kanun yeniden tadil ve eski sisteme rücu edildi, yani yollar gene ikiye ay rıldı. Ancak «şosa ve köprüler kanu nu> ismini alan yeni kanun diğerlerinden çok farklı olarak yol işlerini bü yük bir disiplin altına alıyordu. Bir defa bütün şosalarla köprülerin inşa ve tamirile iyi bir halde muhafaza Iarına ait vezaifin tanzim ve idaresini Nafıa Vekâletine bırakıyordu. Sani yen millî şosa namı verilen mühim ANKARA: 12,30 plâk neşriyatı (13,30 a kadar) 18 orkestra 19 alaturka musiki 20 cazbant (20,40 a kadar). İSTANBUL: 18 stüdyo orkestrası müteakıben: A • Jans haberlerl 19,30 t&nburl Beflk Bey ve arkadaşları tarafmdan saz 21 tekrar stüdyo orkestrası 22 gramofonla seçme plâklar (23 e kadar). BERLİN: 17,10 konser 18,55 san'ata dair kon ferans 19,05 Hamburg'tan nakil: (Tah telbahir hatıralan) 20,20 piyano konseri: (Brahms) Sonate en r€ mineur op. 108 21,05 Viyana'dan 23,05 havadisler ve dans musikisL VİYANA: 18 askerî musiki 19,15 neş'eli şarkılar 20,55 havadisler 21,05 konser 23,05 havadLsler 23,20 dans musikisL BUDAPEŞTE: 18,05 orkestra 19,35 gramoYon plâklan ve musahabe 20,20 şarkılar: (Schuman'ın, Schubert'in, Gounod'nun eserleri) 20,50 gramofon 21,30 kabare â3,35 havadis ler sonra: Mitropote otelinden naklen tslganmuslkisl. BÜKREŞ: 20,05 konferans 20,45 gramofon 21,05 askerî musiki 21,35 konferans 21,50 Harp solo 22,20 askeri muslkiye devam 23,05 havadisler. VARSOVA: 18,05 halk konseri 19,05 konferans 19.25 dans musikisi 20,15 muhtelif 20,40 havadisler 21,05 bafif musiki 21,55 tef rika 22,10 hafif musiki 23,10 Chopin'in eserlerinden haftalık konser: Ballade en fa mineur, 1 hocturue en fa diese majeur, Etude en do diese majeur ve saire.. 23,55 dans musikisL BELGRAT: 20,50 vtyolonsel konseri. ROMA: 18,20 ziraatte kadın (konferans) 18,35 konser 21,05 gramofon 21,50 (Marion Delorme) opera. AnkaraJ (Hususî) Âmrae hiz metlerinin iyi görülmesi her şeyden evvel onu tanzim eden kanunlaBüyükdere yolunda Maslak'ta dün, nn mükemmeliyetine bağlıdır. Vâkıâ mahiyeti itibarile çok şayani dikkat bir kanun ne kadar mükemmel olurbir otomobil kazası olmuştur. Seyrüsa. olsun ancak iyi tatbik edildiği taksefer memurları bu yolda çalışan otomobil ve otobüslerin şoförlerinin ve dirde cemiyete faydalı olabilir. Aksi sikalarım muayene ve kontrol etmek halde ondan alacağımız netice, ce miyetin ihtiyacma uymıyan ve bu te iken îstanbul'dan Sarıyer'e giden soför Zeki'nin idaresindeki otomobil, ihtiyacm tatmin vasıtalannı vermiyen sevrüsefer memurlarmdan 1247 nu sakat bir kanunun sakat neticelerin. den farklı olmaz. Bununla beraber marah Şükrü Beyi v«ğnemiştir. asıl olan kanunun mükemmeliyetidir. Şoför Zeki, uzaktan, seyrüsefer Geçen gün bu mülâhazata hak vermemurlarınm vesika kontrol ettiklerini görmüş, vesikasız olarak otomodiren bir istastisttk elde etrik. Bu is bil kullandığı içm memurlarm önüntatistiğin zevk ve menmuniyetle oku den kaçıp kurtulmak maksadile oto nacağına şüphe etmediğimiz rakam mobile son sür*atini vermiş ve kaç Iarını vermeden evvel onun mev mağa başlamıştır. zuu üzerinde bir parça tevakkuf ede Memurlar, her otomobili durdurceğiz. Çünkü bahsetmek istediğimiz dukları gibi bunu da kontrol etmek mükemmel kanunun iyi neticeleri aniçin durmasını isaret etmişlerdir. Fa cak bu suretle brhakkin ölçülebilecek kat şoför Zeki, bu emre itaat etmeve ayni hayatî mes'eleye ait eski ve miş, hatta kendisini durdurmak için yeni kanunlar arasında esaslı bir muyola çıkan Şükrü Efendinin üzerine kayese unsuru bulunabilecektir. yürümüştür. Vazifesini ifa etmekte olan seyrüsefer memuru, soförün bu Mevzuumuz yol mes'elesidir. Makastî hareketi karşısında otomobilin lumdur ki yol, medeniyetin inkişaf altında kalarak ayaklarından ehemvasıtalannın basında gelir. Cemi miyetli surette yaralanmıştır. yetlerin hayatında görülen her tnüsŞoför, vesika muayenesinden kurbet ve ileri tezahürün yollarla bü tulmak isterken bir de feci bir ka yük alâkası vardır. M<AlaIyanın tersi zaya sebebiyet verdiğini anlayınca de böyledir: Bütün menfi ve geri ha bu defa ne yapacağını şaşırmış ve çayat tarzlarını tamamen değilse bile rei necati gene firarda bulmuş ve bütün hızile otomobili sürmeğe başla büyük bir nisbette yolsuzlukla izah mıştır. Fakat otomobil bir ağaca çarp edebiliriz. Hele yolsuz bir millî birlik tığı için şoför yaralanmış ve bu su kabili tasavvur değildir. N ekültür retle yakayfc ele vermiştir. vahdeti, ne de onun maddî temeli olan menfaat birliği, yani iktisadî vahdet Beyoğlu jandarma kumandanlığı hâdiseye vazıyet ederek tahkikata yol olmadıkça tahakkuk edemez. başlamıştır. tjte yollarm bir milletin hayatında bu derece büyük olan mevkiinden dolayıdır ki yol mes'elesi hemen hemen Kartal'da Rahmanlar mevkündc bah basianbasa yolsuz olan memleketimizde en büyük dertler ve ihtiyaçlar araçivan Arnavut Kenan'ın bahçesindeki sında sayılmaktadır. Bu ihtiyacm aincir ağaçlarından birine çıkmıs olan dedi ifadesi şimdiye kadar tesbit eHasan isminde biri ağaçtan kuyuya yudilmiş değildir. Ancak mevcut yol varlanmış ve boğulmuştur. larımızın vaziyetlerine bakılarak buhususta bir fikir edinebiliriz. Dün gece yarısı Fatih belediyesi önünKm. de bütün mahalle halkını ayaklandıran Muntazam şosa • •;" 7,074 • Ağacın tapesinden kuyunun dibine Bir harfendazlık hâdisesi T « ı* ~. yolların istikametlerinin iktisadî ve askerî mülâhazalara göre rayini esasını vazediyor, bunların inşasını bir programa bağlıyordu. Bundan başka fennin en son esaslarına göre yapıl ması bir prensip olarak kabul edilen millî şosaları ikmallerini müteakıp tamiratı mütemadiyeye tâbi tutu yordu. Bu kanunla vilâyetlere düşen vazife birinci derecede mevcut ve üzerinden geçilmekte olan veya başlanılıp ta henüz bitmiyen yolların komşu vilâyetlerin hudutlarına yaklaşmış bu. lunanları arasında irtibat temini, ikinci derecede yeniden yapılması faydalı görülqş mahallî yolların inşası, ü çüncü derecede devletçe inşaları vilâyetlere bırakılacak yollar olmak ü zere bir sıra ve plân dahiline alınmış ve bu derecelerdeki işlerden biri bit Beyoğlu'nda tngiliz kız mekte binden şikâyeti havi varaka meden ötekine başlamak menedil mi* bulunuyordu. sahiplerine Kanunun ahkâmı maliyesi ise daha İmzasız olan ve sarih adresl havi bu mükemmeldi. Bir kere yol parasının lunmıyan şikâyet mektuplarl dercedilemez. r pldan başka yere sarfı şiddetle mene Şikâyetinizin gazeteye dercolunması imza Haflk sutyımu ı ; k&j;.. ıT* .» « Dü Kurultayında kimler ne söyliyecek? 5,624 8,687 (Bîrtnct sahifeden mabait) ' yabancı kelimeleri ash bilinmiyecek 34,312 bir hale getirîyorlar. Ve o kabil keliIıca lehçelere, bu lehçelerin lugat, Bu rakamlardan çıkan netice: melerle yazdıkları edebî eserler en emtal, eş'ar ve sairesine, lehçeler a. Mevcut yolların ancak % 22 si rasındaki muttarit kaidelere ve bun fasih, beliğ eser oluyor. Ve doğrudur. muntazam olduğuna göre müteba Hal böyle iken ta o vakitler dü ların hepsinin yardımile vücude ge I kisini esaslı surette tamir veya ikmal lecek mukayeseli kavait ve lugat i j şündüm. Kendi kendime dedim ki: etmek zarureti vardır. Bu ameliyatın limlerîne dair mükemmel eserler ya«Eller mümkün mertebe dillerine istilzam etiği tnasraf ise az değildir: zılamamıştır. yabancı dillerden kelime almadıkla240 milyon Türk lirası!.. Yeniden in rı, iktiza ettiğinde kendi dillerinden Bendeniz çok eski zamanlardan şası lâzım gelen yolları da hiç olmazyarattıkları halde biz niçin böyle beri balâdeki lisan ilimlerinin müfsa mevcut yolların tulüne müsavi redatile uğraştım. yani (Türkiye) de yapmıyalım?» bir tulde kabul edersek yol fhtiya konuşulan lugatleri topladım, geçen «Eller başka dillerden aldıkları kecımızın azameti meydana çıkar. kıs bithdim. Tahminen elli bin lugati limeleri kendi lisan usullerine tatbiMeşrutiyet idaresi bu büyük ihriyahavi sekîz büyük cilt vücude geldi. kan meselâ (tarip) ettikeri halde biz ca çaresaz olmak üzere ilk defa e Adı (Türk Dili) dir. Bu ayın on beşinde Müddeiumumî niçin (tetrik) etmiyelim, Türk'leştirsa3İı bir yol siyaseti takip etmek kara Kenan Beyin riyasetinde bir komisyon Bu lugat kitabımda Osmanlı edemiyelim?» rile yolları ayni zamanda muhtelif içtima ederek umumî hapisanedeki biyatında kullanılan, istimali o ede«Eller baska dillerden ancak müfvilâyetleri alâkadar edip etmedik mahkumlann çalıştınlması için yeni bir biyata münhasır bulunan yabancı redat aldıkları halde biz ellerden ni. lerine nazaran ikiye ayırarak bir kıs nizamname hazırlıyacaklardır. Komis • lugatler yoktur. Halkm kullandığı, çin terkipler, kaideler, tasrifler alamına turuku umumiye, diğerine turu Türk'leştîrdiği yabancı lugatler ınev lım? Yani yabancı kelimeleri dilimiz yona Başmuavin Hikmet, Jandarma kuku hususiye adını vermiş ve birinci mandanı Hilmi, Hapisane Müdürü Baha cuttur. içinde usul ve füruile (sellemehüssekısmın tnasarifini muvazenei umu Beyler istirak edeceklerdir. Her lugat zımnında fcabına gö lâm) yaşatalım?» miy^ye ithai, ikinci kısma da karşılık re eski yeni şahitler, o lugate ait taBen bunları ta o zamanlar dü olarak yol mükellefiyetini ihdas et ~ rihî, millî izahat vardır. Bu sebeple şündüm. Bu fikirlerimi, mümkün oMürefte ve havalisinde petrol çrkartikten sonra vüâyetlerm hususî idare tarihi edebiyat, imlâ ve kavait tariIabildiği kadar o zamanın edebî mak üzere teşekkül eden Türk ve A lerine terketmiştir. hi, iştîkak, mukayese, hurafat, ah mecmualarına yazdım. merikan sermayedarlarından mürekkep Ancak bu siyaset her iki nevi yo val ve âdat, tâbirat, emsal, envaı şirket müdürü M. Obriyen bazı maki Benim (Türk Dili) atlı lugat kilun inşasmı temin edecek hakikî me es'ar ve saire ve saire bir çok harsî tabım iste bu gaye üzerine vücude neleri terhin ederek Paris'e gitmişti. nabiden mahrum olduğu için mu malumatla doludur. Bilhassa dili geldi. Bugün ise Büyük Pişvamız Gazi 107 bin liraya alman bu makineler vaffak olamamıştır. Filhakika umu mize giren yabancı lugatlerin karşıHz. nin inayetile saf, halis, ağyardan 7000 liraya terhin edilmiş, bunun üzelığı olarak elyevm Türkiye'de yasımî yolların inşası maksadile muvaze hali, bütün medenî milletlerle mede rine hissedarlardan müderris Ağaoglu yanları aranmıs, bulunmuştur. Bazınei umumiyeden kâfi para verileme niyetin bütün icabatmda müsavatı Ahmet Bey mutazarrır olduğunu iddia Iarma da yabancı kelime galebe e diği gibi hususî yollarda vilâyetlerin haiztam bir Avrupa (Türkiye) dev ederek şirket aleyhir.» W dava ikame r derek bizim kelünemizin nasıl öldüyol parasmı yol dan gayri yerlere leti vücude geldi. etmistir. Dava yakmda rüyet edilecektir. rüldüğü gösterilmiştir. sarfetmeleri ve yollar için ayırdıkları Tabiî bütün haklarında Avrupa devletparaları da programsız harcamış olDiyebilîrim ki Türk'leşmişler lerinin ayni imtiyazları haiz olan Türkiye da arzedeceğim.» maları üzünden iyi evsafta ve ihti müstesna olmak üzere yabancı keHıfzı Tevfik Bey diyor ki: devleti; dilinde de müstakil olacaktı. yaca kâfi nisbetlerde yapılamamış, limeler bulunmıyarak halis açık türk Bu dakikayı zaten müdrik olan UIu Muallim ve muharrir Hıfzı Tevfik hatta vilâyet yollarının vilâyet hu çe ile konusulacak bir halk lugat kiGazi dil mes'elesmi de ele ahp Tiir Bey diyor ki: dutlarında yekdiğerile birleşerek vi tabı (Türk Dili) kitabunızdan çıkakiye'yi nasıl hakikî istiklâline erdir« Dil inkılâbını, lisanımızm telâyetler arasında irtibat ve muvasala rılabilir. dise TUrk dilini de o istiklâlden kâmülü, fikhIerimizin tam bir şekiltemini gibi basit icaplar dahi yerine ! Pek eski zamanlarda Farisî ile ve kâmiyap etmek istiyor. de ifadesi için zarurî bir ihtiyaç olagetirilemiyerek yapılan yolların idarî' uzun seneler Arap lisanile meşgul İste teşekkül edecek olan (Dil Kon. rak kabul edivorum. Asırlardanberî ve iktisadî kıymetleri noksan kalolmustum. Görüyordum ki Arap'Iar gresi) Türk dilinin menşelerine, ilmî, muhtelif tesirler altında benligini mıştır. ellerinden geldiği kadar yabancı lumedenî ihtiyaclara, müstakil inkişaf kaybetmiş bulunan Türk dilini kendi gatleri almıyorlardı. Buna rağmen Bu hal cumhuriyetin ilânına kadar Iarına göre tetkik ve tesbit eyliye kendisi içinde genisletmek hem kabil, pek eskiden dillerine yabancılardan ayni surette devam etmiş ve yol pa " cektir. h»m zarurHîr. Ti'^V srrameri dilimilugatler girmisti. rası yoldan ziyade vilâyetlerin maarif, Bu bapta benim noktai nazarım zin en geniş ve en zençin lisanlar. sıhhiye, ziraat ve belediyecüik sa Lugat âlimleri bunların kısmı aumumî cihetlerile meşgrul olmaktan dan biri haline gelebilmesi için hasındaki ihtiyaçlarına sarfedilmiştir. zamını kendi dillerine irca ediyor ziyade kendi şubemde bana verilecek büyük vaitler veren bir gramerdir. lardı. Bir derecede ki bizim en ileri 41 senesir.de neşredilen yol mükel hizmetler üzerinde çalışmaktır. Bu Lâhikaları iştikakları itibarile her giden işükakcımız bile bu derecesine da ancak ise başladığımız da mey mefhumun mukabilini yaratmağa ka lefiyeti kanunu bu mükellefiyetten cesaret edemez. Hiç mübalâğası olazamî derecede istifadeye matuf bazı dana çıkacaktır. dirdir. Kücük bir gayret ve sistemamıyan maruzatımı yğrenmek için eski yeni ahkâm ve bu meyanda meclisi utik bir çalışma neticesinde türkçeye Kemal Cenap Bey diyor ki: müdevvenatı karıştırmağa hacet yok. mumilerin beş senelik bir inşaat probüyük bir inkişaf imkânını verebilir. Tıp Fakültesi fiziyoloji profesörü Ahmet Faris'in tstanbul'da telif ve gramı vücude getirmeleri esasını koyBu hususta yakmda başlıyacak olan doktor Kemal Cenap Bey diyor ki: tabettiği (Elcasus Alelkamus) ki çalışmanın müsbet neticeler verecemuşsa da sistemde büyük bir değişik« Böyle bir kurultav gayet lü tabını okumak kâfidlr. O kitabı oku. ğine kaniim ve bu itibarla Türk Dili lik olmadığından yol insaatı anarşik zumlu idi. Bunu bii"ük bir heyecan yan arapçamn mahîyetini anlar. Tetkik kongresini büyük bir müjde vaziyetini muhafaza etmiştir. ve dikkatle karsıladım. Dil mes'elemahiyetinde telâkki ediyor ve sevi • Tofda arapça ile mütekellira A • sinde bizim davamız beynelmilel ı«927 de neşredilen bir kanunla devrap'Iar dillerine nadirea soktukları tılahlar mes'elesidir. Bunu kurultay niyorum.» Iet yollarile vilâyet yolları birleştiri birbiri arkasına 6 7 el silâh atılrmş ve bu esnada kadın cığlıkları duyul • mustur. Derhal vak'a mahalline gelen polis, 2 2 yaşlannda Fevzi Ef. isminde birile Abdi ve Hasan nammda iki arkadaşını bulmuştur. Fevzi Ef. sol ayağından yaralı idi. Yapılan tahkikata nazaran üç arkadas sokakta yürüyen üç kadına takılmış ve harfendazlıkta bu lunmuslar, bu esnada kadınlan aynca takip eden meçhul bir şahıs ta bunlara ateş ederek kaçmışhr. Kadınlara gelince, kargasalık arasında savuşmuşlardır. tmalâtı sınaiyesi mevcut tesviyei turabiye*i tmalâtı sınaiyesi olmıyan tesviyei türabiye Açılması lâzım ham yollar 4,700 Mahkumlar çalıştırılacak d* eUisinin millî şosalar, büyük köprüler inşasına sarfedilmek üzere Nafıa Vekâletine tevdii için maliyeye ya tırılması esası konmuştu. Vilâyetler geriye kalacak yüzde elliyi de keyfemayeşa sarfedemiyeceklerdî. Bu da kanunla inzıbat ve kayıt altına alın mıştı. 931 temmuzunda ilga edilen bu kanunun mevkii mer'iyette bulundu ğu iki sene zarfında ki bu müdde tin takriben bir senesi >apılması muk tezi yo! ve köprü etütleri ile geç mîştir ne büyük neticeler verdiğini ve şimdiki kanunun mahzıırlarını i kinci bir yazımızda izaha çalışaca ğız. ALİ SÜREYYA J:I:. »ıı:ı ı;ı « i tt Niksar'lılar köprü igtıyorlar Ağaoglu Ahmet Bey davacı Kasabamız Kelkit ırmağına yarım saat mesafededlr. Mezkur ırmak üzerine bundan elli sene evve! Şevket Bey isminde bir kaymakam halkın gayreti İle kârgir ayaklar ustünde ve 600 raetre uzunlugunda ağaç döşemeli bir köprü yaptırmıştır. Bu köprü kasabamızı vilâyete rapteden yegâne yoldur. Ezcihet ehemmiyetl de haizdlr. Bu köprünün her sene tamiri bir taraftan or^ manlan, diğer taraftan da vilâyet bütçesini tehrip etmekte idi. Nihayet buna bir netice verümek üzere Nafıa idaresi beş yüz bin liraya mal olacak esaslı bir köprünün projelerini hazırladı. Köprünün inşasına başlanılacağına intizarda iken maalesef ümitlerimlz suya düştü. Nihayet 931 senesi ilkbahannda vuku bulan bir tugyan da köprünün beş ayağını devirdl. Bunun üzerine temini 'rtibat için Kurunu vustaya yakışır tarzda bir kayık yaptınldı. Mü (BirîTid sahifeden mabaiti racaatlerimiz üzerine muvazenei umu söylenmişth*. Masonlar bir müddet miyeden tahsisat verilemiyeceğini de anNizam taraflarından dolaşarak Adaladık. Elhasü köprünün tamirine karar nın tabiî güzelliğini görmüşlerdir. Saat üç buçukta Adadan hareket edil verildi. Fakat kış yaklaştığı halde henüz muhaberatın arkası alınmadığından tamiş v e Boğaz'da güzel bir gezinti yapılmıştır. Boğaz'ın manzarası kıy mirata başlananüyor. Niksar'da Karslı oğlu metli misafirlerimize zevk ve neş'e Mustafa Hulusl... vermiş, vapurda mütemadiyen memleketimizin güzelliginden bahsolnnGaip aranıyor muş, samimî musahabelerle vakit Yunan işgali zaraanında Ödemiş'in Bezgeçirilmiştir. degüme köyü ahalisinden babam Bodur Boğaz'daki gezinti akşam geç vaki Ali Ağa, annem ve kardesim Mustafa, kız te kadar devam etmiş, Kalamış va kardeşim Vesile Çirril tarikile Dlmar'a gelpuru saat sekizde tekrar köprüye av. miştik. Babam ve annem düşman taradet etmiştir. fından şehit edıldiler. Bizleri hamiyyet Bugün saat dokuz buçukta Beyoğ sahlpleri himaye ettiler. Şimdiye kadar kardeşlerimden haber alamadım. Kendllelu'ndaki Mason mahfelinde mason kongresinin son içtimaı yapılacaktır. rini bilenlerin adresime insaniyet naaıına Azaîarın bir kısmı bu?ün, diğer malumat vermelerini rica ederim. leri de bir iki güne kadar memle Adana'da Eski Suğdaypazarı'nda bakkal ketlerine avdet edeceklerdir. Mustafa Efondi vasıtasile Hatlce Mason kongresi Darülbedayi artistlerinden ZEHRA H. ZiHNi Bey EJDERİN KIZI SESSUE HAYAKAVA ANNA MAY WONG Pirinç zeriyatı lzmit'te arttırmış sıtmayt r Imm Fransızca sözlti J Ragıp Şevki DEMİRKAPU, Beni Yakan Bir Afeş Var! Hikâyeler Yakmda çıkıyor Şafak kütüpanesi Filminde Nâzım imzalı bir varakada İzmit'te pirinç zeriyatının sıtma hastalığını arttır dığı, İzmit'te ve zeriyat aahasındaki köylerde yapılacak tahkikatın bu iddlayı teyit edeceği bUdiriüyor ve Sıhhiye Vekâletlnin nazari dikkati cebediliyor. Belediyenin nazari dikkattne Evimiz çarsıkapı'da İskenderbo&azı denüen mahaldedlr. Kürkçülerkapıa ittlsallmizdedir. Muhitimiz ekseriyetle esnaf teşkil eder. Bu sokak hiç bakümadığı için adeta çöplük ve bii" aptesane halinde bulunuyor. Çarşıkapı'daki poğaçacı fırnıınm yanından sapıldığı gibi mülevves sokaga girilmis olur. Burası İstanbul'un ehemmiyetli ve kalabalık bir noktası oldugundan Belediyenin bu sokagı temis bir hale geürmesl için nazari dikkati celbediyorm. Mahalle sakinlerlnden Mustafa

Bu sayıdan diğer sayfalar: