25 Eylül 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

25 Eylül 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

^Cumfiurîyef 25 Eylul ı932 MAKTUL VEZtRlEB Yazan: Şehir ve memieket haberieri Jeneral Mac Arthur Bugün saat 15 te İstan İinhisarlar Vekâletinin nazarij Erzincan \ • lâyeti dahilinde Hiver tuz memuru Avni Ef. menfaatlerine set çektiği ve işten çıkar dığı Kürt kol. cular tara fından tertip İ$ olunan bir suikastin kurbanı olmuştur. Dahiliye Veki1 bu doğru ve namuslu memurun dul kalan ve aynî zamanda gebe . dahi olan refikasına elli lira verf; mek suretile yardımda bulunmuştur. Dördü ortada ve biri karnın# da bulunan bu beş çocuk anası nın kimsesiz, desteksiz, duraksız ne yapacağını düşünmek Insana bir kalp ağrısı veriyor. Bu zavallı aileye, vazife uğ runda ve doğruluk yolunda çapulcuların kurşunlarına kurban gi den bu Avni Efendinin yetim ve kimsesiz çocuklarına İnhisarlar Ve r kâleti de tezelden yardımda bu lunursa geride kalan memurlara fedakârlık duygularını aşılamış ü olur, diyoruz. Şükrü Kaya B. Olerhum Avni Efefiüı Siyasî Henderson'un guzel bir hareketi Almanya'nın, teslihat müsavat! hakkmda Fransa ile uyuşmak için Odanm Bir teşebbüsü 1 BÜtÜtl m a m Û l â t bİr nÜltlU ! yapmış olduğu teşebbüse Fransa Baş Dünyada ebedî bir seref kazanmakj buFa vâsıl olacak Memleketitnizi ziyaret edeceğini haber verdiğimiz Amerikan erkânı harbiye reisi Jeneral Mac Arthur Romanya bandıralı Dacya vapurile bugün saat 15 te şehrimize gelecektir. Amerika'lı Jeneral Galata rıhtı mında, vali, kolordu kumandanlığı, polis müdürü, Hariciye vekâleti namına protokol müdür muavini İbrahim Münir ve mihmandarlığına tayin edilen hariciye memurlarından Orhan Tahsin ve miralay Sadık Beyler tarafından karsılanacak ve bir kıt'a asker tarafından selâm resmi ifa edilecektir. Jeneral Mac Arthur doğru Perapalas otelinde kendisine hazırlanan daireye giderek bir müddet istira hat edecek ve sonra Valî ve Kolordu kumandanlarına ziyaret iade ede cektir. Jeneral bu akşamki trenle mih mandarlarile birlikte Ankara'ya hareket edecektir. düşüncesile Sultan Mehmet elindeki kırbacı sahile doğru uzattı ye •.. Şu Halil Paşa bana ne acep bu oyunu etti. Diyordu... (Molla Hüsrev) Sul tan Mehmed'i teselli ediyor ve: Müsterih olunuz. Taht ve saltanattan ayrılmanız pek kısa ola . caktır. Ben Mu&hafı şerife baktım. (fal) ınız çok hayırlı geldi. Ankarip tekrar saltanata avdet edeceksiniz.. Diyordu. defa tahta cülus eden Sultan Mehmet, Halil Paşanın adeta bir (va sıi hükumet) vaziyeti aldığını gordüğü gibi şimdi de ayni vaziyeti kazanmak istediğini pek âlâ hissediyordu. (Çandarh ogulları) nın bu imtiyaz ve kudretini kırmak için kuvvetli bir sebep lâzımdı. Halil Paşa, Sultan Mehmed'in bütün bu gizli fikir ve niyetlerin den bihaber, gene ikinci Murat devrinde olduğu gibi servet ve ihtisam Hakikaten Sultan Mehmed'in intizarı pek uzun sürmedi. Babası Mu içinde vezaret umurile mesgul olu yor, (divan) lar idare ediyordu. rat. birbirini takip eden büyük za ferlerin neş'e ve saadetleri arasınBu esnada Anadolu'da Karaman da kırk yedi yaşında olduğu halde oğullarının isyan ve serkeşliklerini '(kalp) hastalığından vefat etti. bastıran Sultan Mehmed'in fikrini Babaıının vefatını haber olan Sul. mühim bir me&'ele işgal ediyordu: tan Mehmet, bir saniye bile (Ma Zafer.. Büyük bir zafer.. Ecdadın ni»a> da durmadı. Hemen atına atdan hiç birine nasip olmıyan bir ladı: zafer. Beni seven, arkamdan yetiş Osmanlı ülkesinin ortasında, da»ir,. ima kanıyan ve tnüz'iç bir çıban giDiye haykırarak atını mahmuz bi duran (Bizans) imparatorluçu, ladı. Çılgın bir hevesle koştu. Edironun gözüne bir diken gibi batı ne'de, babasınin ebediyen kend'cine yordu. Ecdadı, Bizansı muhasara bıraktığı taç ve tahta yeniden ka . etmiş fakat zaptedememişti! Babavuştu. sı da ayni teşebbüste bulunmuş, T.dime, (Koca Murad) ı kaybet tiğinden dolayı pek tnütee»*ir ve dilkundu. Umera, a»ker ve ahali, bü* tün onun matemini tutuyordu. Sultan Mehmet, kendisini istik bale çıkanların en önünde Halil Pa. şayı görür görmez, dişlerini gıcırdat. tı. Onu hemen orada çökertip başını uçurtmak için kalbinde derin bir arzu ve ihtiyac vardı. Fakat. (Bu çuktepe) isyanı gibi önünde bir ders vardı. O ders, asker ve ahali üze rinde Halil Paşanın nüfuz ve kud ~ retini genç padişaha büyük bir belâgatle</}jjı^&nişti. Buna binaen, şimdüik ona güler yüzle hareket etmek ve bir anda halkı ve askeri tekrar aleyhine çevirmehiek lâzinî'geliyor,du. Bunu düşünen Sultan Mehmet, Halil Paşayı veziri azamhkta ipka ya mecbur oldu. * Artık rftkinsiz olarak Osmanlı tahtma yerleşen Sultan Mehmet, bir taraftan ümera ve ülemayı etrafına tophyarak kendine kuvvetli bir mu hit hazırlarken, diğer taraftan da Halil Paşadan intikam alacak bir fırsat zuhuruna intizar ediyordu. Halil Paşaya olan şahsî kininden başka Sultan Mehmed'i diğer bir düşünce daha muztarip ediyordu. (Osmanlı hükumeti) nin sahip ve maliki, (Osman oğulları) idi. Fakat, (Çandar ogulları) da, babadan evlâda intikal eden bir verasetle vezirlik payetine tasarruf ediyor ve adeta (Hanedanı saltanat) a mii vazi ve müşarik bir vaziyette yiirüyorlardı. Babasının sağlığında iki Douglas Mac Arthur 1880 tari hinde doğmuştur. Tahsilini 1903 te Vest Pouik'te ikmal ettikten sonra istihkâm zabiti sıfatile Philippines adasmdaki vazifesine başlamışır. Jeneral sür'atle terakki etmiş 1917 de piyade miralaylığına biraz son ra da 42 inci fırka erkânı harp reisliğine terfi ettniştir. Bilâhare liva muvaffak olamamıştı. Eğer buna Jenerali olarak 42 inci fırkanın bir kendisi muvaffak olursa, ebedî ve livasına ve nihayet 42 inci fırkaya lâyemut bir seref kazanacaktı. kumandan tayin edilmiş. 192S te Bu düsüncenin tesirile kalbi bir ferikliğe terfi etmiştir. Bundan sontürlü sükun ve âram bulmıyan Sulra harp akadetmisine, Philippines tan Mehmet, bu fikrini doğrudan mmtakası başkumandanlığa ve bir doğruya ortaya koymıyarak, bir çok kolordu kumandanlıklarına ve gün Halil Paşayı yanına aldı. (Aknihayet umumî erkânı harp reisli çahisar) üzerinden geçerek tstan ğine tayin edilmiştir. bul boğazına hâkim yerleri gezdi ve Jeneral Mac Arthur faal Amerisonra (Bebek) sırtlarında atını durkan ordusunun jeneral rütbesini hadurarak elindeki kırbacı sahile doğiz yegâne zabiti olduğu gibi umumî ru uzattı ve havada geniş bir mii erkânı harbiye makamını işgal eden selles çizdikten sonra: en genç zabittir. Bu sahilde, bir (Hisar) yapılJeneral Mac Arthur elli iki1 >a mak gerektir. Ta ki, b.ir sahilden şındadır. Umumî harpte iki defa diğer sahile geçmek iktiza. ettikte yaralanmıştır. Bir çok Amerikan ve düşman gemilerine ihtiyaç kaknıya... ecnebi nişanlarmı hâmildir. dedi. Halil Paşa, Sultan Mehmed'in fikrini derhal anlamıştı. Lâkin buna, hiç itiraz etmedi. Beli, padişahun; gerektir. Mülkiye müfettişleri iskân yolsuzlugu Atnma, bu hususu bir kere de Konstahkikatına devam etmektcsrler. Dün tantaniye (Tekfur) undan istizan de bir kaç kişinin ifadeleri ahnmıştır. icap eder. dedi. Sultan Mehmet, hafifçe güldü. Halil Paşanın zaten böyle Tarik bedelini nakten vermedik bir cevap vereceğini bekliyordu. lerinden dolayı inşaata sevkedile Çünkü Halil Paşa, ta, babasının zaceklerin listeleri ikmal edilmiş ve manındanberi, daima (Bizans) ı bunların on beş teşrinievvelden iti himaye ediyordu. Bizans impara baren sevklerine karar verilmiştir. torlarile adeta dostluk derecesin Bunların bir kısmı Hadımköy, bir kıs de bir münasebeti vardı. Vakit vamı Yalova ve diğerleri de Şile ve Sakit (Bizans) tan kendisine kıymetmandıra yollarında çalıştırılacak • tar hediyeler geliyor. Halil Paşa da lardır. buna mukabil Bizans'a bir sulh ve sükun temin ediyordu. Sultan Mehmet, hiç bozmadı: Jeneral Mac Arthur'un hayatt Doğru değil mi? Musip bir karar! Fena yapılmış yollarm parası verilmiyecek Bir kısım yol müteahhitleri mukavelename ahkâmına riayet etmediklerinden Nafıa başmühendisliğince bunlarla yapılan aktin feshi isten misti. Daimî Encümen bu hususta tetkikatına devam etmekte ve icap eden kararları vermektedir. Buracyanda Bahariye • Silâhatarağa yolu muayene edilmiş ve tamamile mat luba muvafık görülmemiştir. Bina • enaleyh inşaat bedelinden otuz bin lira tevkif edilerek teminat olarak tutulacak Ve inşaatın hitamı tarihin den itibaren bir sene sonra yapılacak olan ikinci bir muayenede arıza görülmediği takdirde bu para müteahhide verilecektir. Diğer yol 1 ara ait mukaveleler hakkmdaki kararlar da bugünlerde verilecektir. iskân tahkikatı Yol mükellefleri itfaiyenin yıldönümü ltfaiyenin ciheti askeriyeden Be lediyeye devrinin onuncu yıldönümü münasebetile bugün Fatih'teki İtfaiye müdîriyeti btnMinda mera»im ya f rılacakhr. " ** (Mabadi V c ) O a r ü Of ö n u n d! aı 6azi mukâfatı Bursa San'at Mektejbinde giizel bir sergi Türkiye'de Darülfünun nasıl kurulacaktır? [Baimakaleden mabait] mevcudun ıslah ve tamiri hesabına n« yaparsak yapalım, bizi asıl maksada götürecek yolun Avrupa'da hakikî liyakatler yetişttrmekten başka bir istikamet olamıyacağını pek iyi bilmekliğimiz lâzımdır. Hakikî âlimler, mensup oldukları meslek itibarile bütün dünyada otorite (outorite) tanınılacak kimselerdir. Bu şeraiti haiz bazı vatandaşlarımız yok değildir ama maatteessüf onların adedi o kadar azdır ki bir iki gül ile bahar olmıyacağı gibi bir iki hoca ile de bir darülfünun teessüs edemiyeceğini bilâistisna hepimiz bedaheten itiraf ederiz, Her şube için Avrupa'da hakkile yetişmek şeraitini haiz gençleri intihap ile bir ucundan göndermeğe bafhyacağız, ve bunu yaptığımız zaman müstakbel Türk Darülfünunu nun en sağlam temellerini kurmağa ba^ladığımıza inanacftğız. Burada asıl zorluk ise Avrupa'da tahsil etmek veya tahsilini Avrupa'da ikmal eylemek üzere intihap edeceğimiz gençler arasında bu işe ehil olarak kâf i adam bulup bulamıyacağımızda çıkacaktır. Çünkü bizim dediğimiz Avrupa tahsili son sene • lerin maatteessüf daha ziyade mü tereddi bir şekil almış olan Avrupa tahsili değildir. Biz daha memlekette iken teşekküle başlamış kuvvetli un«urlar bulmak ihtiyacmdayız. Son aenelerin tahsili muhtelif sebepler altmda olarak bizim bu yoldaki vazifolerimizi kolaylaştıracak halde b'ulunmadığını zannediyoruz. Türkfye'de dahi tahsilin ciddiliğini teyit «dici bir îs olarak her şeyden evvel Avrupa'ya göndereceğmiz talebenin bu payeyi elde edebilmek için haiz olmaları lâzım gelen şeraiti havi bir nizamname veya yeniden bir kanun tedvin etmeliyiz, ve bunun tatbikında asla af ve müsamaha etmek bilmez bir kat'iyet iltizam etmeliyiz. Avrupa'ya göndereceğimiz talebe ilk sene için muhtelif şubeler hesabına meselâ yüz kişi ise ilk senesi belki bu miktarın yarısını bulmaklığımız mümkün olmaz. Çünkü Avrupa'ya tahsile göndereceğimiz talebede a radığımız sartlar çok ciddî ve pek ağır olacaktır. Varalım ilk senesi bunların yarısını bile bulmıyalım, zaran yoktur. Ne kadar bulursak, velevki üç beş, ilk sene onları göndeririz. Biz esasa riayette şiddetli oldukça müteakıp seneler muvaffak olacakların adetleri çoğalacaktır. Avrupa'da bir talebe için ihtiyar edeceğimiz masraf şimdiki rayiç ile 2000 liradır. Yüz talebenin masrafı 200 bin lira olacak demek olur. Tiirkiye'de maarifin esaslı ıslahını te • keffül eden bu tedbirin bu kadarlık masrafını şimdiki bütce içinden bile gözlerimizi kapıyarak kolayca çıkarabiliriz. Avrupa'ya göndermek için intihaplarına çok dikkat edeceğimiz tale benin Avrupa'daki tahsil hayatlarını i da o kadar dikkatle takip etmekli ğimiz lâzım geleceğini söylemeğe hacet bile yoktur. önümüzde bir misal var: Japonya asrî medeniyete intibak etmek için işte bu yoldan yürümüştü. Akıl için yol birdir. YUNUSNADt Gazi mukâfatı jüri heyeti dün de Darülfünunda toplanarak eserler üzerindeki tetkîklerine devam etmiş • tir. Tetkikat daha bir müddet devam edecektir. Bu müddet zarfında jüri azaları eserler hakkmda ayrı ayrı notlarını vereceklerdir. Ecnebi mektepler kadrosu Ecnebi ve ekalliyet ilk mektep lerinin Türk muallim kadroları ya« rın gelecek ve mekteplere tebliğ olunacaktır. Bu sene muallim mekteplerinden mezun olan bir kısım gençler de bu mekteplere tayin edilmişlerdir. vekilinin verdiği menfi cevap ıkı devlet arasında hususî müzakere kapısmı kapatmıştı. Bunun üzerme bu Ticaret Odası Sanayi şubesi, Tür. mes'eleye dair İngiltere hükumetinin kiye'deki fabrikalar arasında ma. kendi mütalea ve noktai nazarını izahi mulâtm hep muayyen bir nümuneye ederek bir nota vermesi Almanya'da göre yapılabilmesini temin için fa. pek fena tesir bıraktı. Fakat Alman aliyete geçmiştir. milleti hiç bir taraftan muavenet ve Ticaret Odası Sanayi subesi, ev. müzaheret görmediği halde meyus velâ mensucat fabrikalarile terr>.?.:ta olmamış ve bilâkis millî cephede itbulunarak dokuma bezlerinin mu. tihat etmiştir. ayyen bir ende ve boyda olması hak. Bunun için gençliğin askerî terbikında teşebbüsatta bulunmuştur. Bu yesini devlet idaresine almağa. ve bu yoldaki faaliyet fabrikatorlar ara . işi devlet ordusu zabitanı elîne bı sında da iyi bir tesir uyandırmıştır. rakmağa ait Almanya hükumetinin Ticaret Odası İktisat Vekâletine karan hiç bir fırkanın itirazına mamüracaatle bu teşebbüs münasebetile ruz kalmamıştır. Alman milletinin müaleasını sormuştur. bu haleti ruhiyesi ve Von Papen hükumetinin her neye mal olursa olsun Almanya'nın müdafaa vaziyetini diğer devletler derecesinde bulundur mak için şimdiden işe girişmesi bütün Kehlül isimli 250 tonluk bir Türk cihanın nazari dikkatini celbetmiştir. motörü ot hamulesile Samsun'a gitTerki teslihat konferansı riyaset dimekte iken Ereğli limanı önünde otvanının toplandığı gün Fransa ile lar tutuşmuş ve motör tamamen yan ı Ingiltere'nin telkin ve işareti üzevine mıştır. Almanya'nın bu ictimaa iştirak et Tayfası bulunan altı kişi kurtarılmesi hakkmda hemen hiç bir devlet f mıs ır. mümessili söz »öylememişti. Fakat Almanya'nın ademi iştirak1. Vapurla yolcu nakliyatı işinin hü konferansm müsbet bir iş görmesine imkân bırakmadığı endişe ile hissolukumet tarafından inhisara alınması nuyordu. fikrinden sarfınazar edilmesi için İçtimaın ikinci günü bu endişeler millî vapurcuların Ankara'ya bir heaşikâr bir surette izhar olunmuştur. yet gönderecekleri yazılmıştı. Haber aldığımıza göre vapurcular Meselâ hava bombardımanlarının men'i mes'elesi müzakere edilirken bu is için şimdiye kadar ne bir içtima yaptnıslar ve ne de bir şeye karar İspanya murahhası, Almanya'nın işvermişlerdir. Vapurcular son ümit tirak etmediği böyle bir mes'elenin olarak İktisat Vekili Celâl Beyin İs. müzakeresinde bir fayda melhuz tanbul'a avdetini beklemektedirler. olmadığını ihtar etmiştir. Bunun üze< Vekil Bey şehrimize gelince son defa rine divani riyaset mes'elenin mü . olmak üzere kendisine müracaat ezakeresini tehir ettirmiştir. Bu vazU deceklerdir. yet karşısında her şeyden evvel Al • manya'nın iştirakini temin içm teslihatta müsavat gibi büyük siyasî mes'elelerin müzakeresine lüzum hissedümiştir. Ingiltere Hariciye Nazırı olup bu memleketteki Alman düş Haber aldığımıza göre bir müddet manlığı cereyanının ruhu sayılan Sir evvel Müskirat İnhisarı Mürefte'deCon Simon divanın bu gibi büyük, »iki şarap fabrikası için Avrupa'dan yasî mes'eleleri mtoiHkereye salâhifıçîfar getirtmiş, oda büyüklüğündeki bu fıçılar tabıatıie parça parça aksam leyi kapatmak ve tehir etmek iste halmde gelmiş. Gümrnk idaresi bu miştir. Fransa murahh'ası da tngilîz malzemenin kereste olması ve «konHariciye Nazınnın fikrini teyft etmiş, tenjan» kararnamesinde mevcut bufakat Fransa ile Ingiltere'nin bu ma* lunmaması dolayısile çıkarılamıyaca nevrasına karşı divan ve konferans ğını Müskirat tnhisarına bildirmif, reisi Mister Henderson şiddetli bir va. İnhisar müdiriyeti Ankara'ya Müdiziyet almış ve her türlü mes'eleleri riyeti umumiyeye müracaat etmiş müzakerede divanın hakkı hükümra» ise de neticede f ıçıların kurulup gümnîsi ve salâhiyeti mutlakası bulun • rükten çıkarılması için emir verilmiş duğunu beyan etmiştir. Mumaileyh halbuki gümrük dahilinde kurulan divanın müzakere edeceğt me»'eleler b*u muazzam fıçılarm kapılardan arasında Almanya'nın teslihat ciheçıkmasına imkân olmadığından, neticede tekrar sökülmesi ve bu suretle tinden müsavatı hakkmda teati ediihracı mecburiyeti hâsıl olmuştur. len notalarm ve muhaberenin dahi bu, lunduğunu ve bu hususta divanda Bütün fcu ameliye için yapılan masmüzakere edilmek üzere bir kaç güne rafın fıçıların bedelinden yüksek kadar bir vesika hazırlıyacağını hab'ulunduğu söylenmektedir. ber vermiştir. Bu suretle Mister Henderson Almanya'mn teslihatta. müsavi olması mes'elesinin örtbas edilmesi için îngiliz ve Fransız ricali tarafından yapılan teşebbüsleri akim bırak< tı. Sabtk amele hükumeti Hariciye Nazırı, müsavat ve diğer siyasî mes'e. lelerin müzakeresinin divanın yalnız hakkı değil, hatta vazifesi olduğunu tasrih ederek cihanın sulh ve atisini tehlikede bırakan bir mes'elenin sürüncemede bırakılmasına mâni olmuştur. Konferans reisinin bu hareketi tngiltere ve Fransa hükumetlerini hayret ve infiale düşürmüşse de kon. feranstan kat'î ve müsbet bir netice bekliyen diğer devletleri tabittile memnun etmiştir. MUHARREM FEYZÎ neye göre olamaz mı? Bir motör yandı Vapurcuların teşebbüsü Astarı yüzünden pahalıya malolan fıçılar! Seccade ile hırka Sergide tesftir ediie n eserlerden bir küme Ticaret talebesinin imtihanlar ı Galatasaray lisesi ticaret kısmı mezunlarile Ticaret lisesi mezunlarmın imtihanlarına dün Yüksek İk tisat ve Ticaret mektebinde başlan • mıştır. İmtihanlara 100 talebe işti rak etmiştir. Talebeler dün yurt bilgisinden imtihan olmuşlardır. Müteakıp günlerde de tarih, içtimaiyat, teşrih ve fiziyoloji derslerinden imtihan vereceklerdir. Bu imtihanlarda muvaffak olan talebeler yüksek iktisat ve ticaret mektebine alınacaklardır. ilk mektep kadroları Resmî ilk mekteplerin kadroları dün tebliğ edilmiştir. Yeni kadro • daki nakil ve tayinlerin adedi 345 tir. Dün pek çok muallimler Maarif müdürlüğüne müracaatle yeni vaziyetlerini öğrenmşilerdir. Yeni muallimler gelecek cumar • tesi günü vazifelerine başlıyacak • lardır. Bursa (Hususî muhabirimizden). Bursa, Bolu, Bilecik, Kütahya ve Eskişehîr Vilâyetlerinin san'at mek. tebi Bursa'dadır. Ve bu mektep ha. kikî müdürünü şimdi bulmuştur. Ar. tık mektep bir san'at mektebinden ziyade teknik mektebi halini almış bulunuyor. Geçen gün burada bir sergi açılrfı. Sergiyi gezenler pek çoktu. Teşhir edilen eşya satılıyordu. Bir gün içinde satılan eşyanın mik. tarı hemen yarıyı bulmuştur. Mev. cut eşya (310) cinsti. Kıymetleri mecmuu (3160) lira idi. Mektebin kıymetli ve fadıl müdü. rü Salih Şevket ve muavini Sükrü Beyler bize bîrer birer sergi daire . lerini gezdirdiler. Demircilik kıs . mında: Mükemmel el arabaları, ka. salar, demir çekiçler, sıralar, ko . valar, merdivenler, dişli ve yataklı mihanikî aletler, eğeler, perkârlar, alâtı cerrahiye, kübik demir masa . lar, koltuklar, portatif demir kar. yolalar ve daha bir çok kıymetli eşya vardı. Marangozluk şubesinde: Muh . telif tarzlarda yemek, yatak, ve sa. Ion takımları teşhir edilmişti. Bil . hassa kübik masalar, şezlonglar, koltuklar, portmantolar, elbise do. lapları, büfeler, etajeler, kütüpane. ler, masalar çok şıktı. Marangozha. nede gördüğümüz bu eşyanın iptidaî maddeleri de yerli idi. Daha sonra Türk tezyinatından oymalar, oymacılığın gayet nefis e. serleridi. Bu eserleri bize birer bi. rer gösteren ve fiatlarını söyliyen talebenin centilmenliğine bakarak kendilerinin mektepte yalnız san'at değil, ayni zamanda ticaret haya . tında çok elzem olan alış veriş kai. delerini de öğrenmiş bulundukiarın: gördük ve memnun olduk... MUSA Muhittini Arabi'nin met rukatı ne oldu? Konya'da meşhur Türk âlimi Sadreddin Konyevî kütüphanesinde bu Iunan tarihî bir seccade ile Arap fiIozof u Muhittin Arabi'ye ait bh* hırk& ortadan kaybolmuştur. Maarif Vekâleti bu hususta tah kikat yapılması için tstanbul müzesî» ne emtr vermiştir. Bu seccade ve hır« ka çok kıymetlidir. Bir gazete bunların vaktile Kon • ya'dan İstanbul'daki Türk ve Islâm eserleri müzesine gönderildiğini yapılan tetkikat neticestnde, bu eserlarin buraya teslim edilmediği anla • şıldığını, maamafih bu kıymetli eş yanın ecnebiler tarafından çaldırıl dığı hakkmda da bazı rivayetler olduğunu yazmıştı. Tahkikat yapılmak» tadır. Maahaza alâkadarlar bu ga • zetenin neşriyatmı mübalâğalı addet mektedirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: