25 Eylül 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

25 Eylül 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lyıuı Camhariyet HASBİHAL SON TELGRAFLAQ Dilimiz düzelirken... Sanayi siyasetimiz nasıl olmalı? AKİSLER Ahmet Raim Gandi t Açlıktan ölüyor! * Fasahatçi dediğimiz karışık dil düşkünlerinin, Enderun Argos müptelâlarınm ne hesaba sığan, ne akla uyan dedikoduları bir tarafa bırakılmak şartile dil davasında ötedenberi iki esaslı düşünce vardır: 1 Bir kelimenin Türk olabilmesi için mutlaka Türk doğtnuş olması, Türk elinde büyüyüp yerleşmiş bulunması lâzımdır. Bu düşünceyi güden ler, «kalem, kâğıt, mektep, hoca, heSanayi siyase sap, kitap» gibi Arap veya Acem di titniz nasıl olmayarından gelmiş olan kelimelerin de lıdır, mevzulu dil çerçevesi haricine atılmasını ve anketimize aldıyerlerine hâlis Türk kelimeler konulCenevre 24 (A.A.) Milletler Ce Hariciye Nazırı Sir John Simon, diin ğımız cevapları masını isterler. miyeti meclisi Lytton raporunun neşri Alman heyetinin ikamet etmekte olsırasile derce de2 Türk'ün bilip tanıdığı her ke duğu binada Alman Hariciye Nazırı tarihini, Japonya'nın talebi üzerine lime Türk'tür. Halk, bir kelimeyi be vam ediyoruz. M. von Neurath'ı ziyaret etmiştir. 1 teşrinievvel olarak tesbit etmiştir. Her Englman'm Mülâkat takriben iki saat devam et nimsemiş midir, kâfi. Artık o keli Bu rapor, meclit reisi tarafından mütaleatı menin kökünü, dalını ve budağını a hilâfında bir karar alınmadığı tak miş ve iyi malumat alan bir membaBerliner Bor ramağa lüzutn yoktur. Çünkü kökü dirde 14 teşrinisanide müzakere edi dan alınan bir habere göre mevzuu sen Courrier gaTürk olan bir çok kelimeler bugün tahdidi teslihat mes'elesinin heyeti lecektir. canhlıklarını kaybetmişlerdir, kuru zetesinin İstan Meclis, yaptığı bu içtimaın baş mecmuası ve bilhassa Almanya'nm laşmışlardır. Meselâ: İstanbul'da, An buFda bulunan hukuk müsavatma dair olan metalilangıcında İngiltere'nin Irak üzeriniktisat muharri batı teşkil eylemiştrr. Her iki taraf ta kara'da, Erzurum'da değil, Azer deki mandasının bu memleketin Milri Dr. Her Engl Her Englman { baycan'da ve Buhara'da bile bugün letler Cemiyeti büyük meclisinin ge müsbet teklifler serdetmiştir. man anketimize verdiği cevapta diSiyasî mehaf il, bu mülâkatın icrası baskıç yoktur, merdiven vardır. Orta yor ki: lecek içtimaında Milletler Cemiye tine vukuu muhtemel kabul muame hususunda münhasıran Hariciye Na Asya Türk'leri de sabah tuvaletlerini « Hükumet doğrudan doğruya Iesinden sonra nihayet bulacağına ıt zırının önayak olmuş olduğunu ehem yaparken gözgü değil, ayna kulla nırlar. Hastalarını sayru diye anan kendini alâkadar eden ve memleket miyetle kaydetmektedir. tıla hâsıl etmiştir. hekim, artık kalmamıstır. Nitekitn, bünyesine ait olup hususî teşebbüsM. Henderson ile M. von Neurath Almanya'nm hukuk müsavatına hastalar da hekimleri emci diye ça lerin yapamadığı işleri ele almah müteallik metalibi sabahleyin cemiyet binasında uzun ğırmıyorlar ve o emcileri ummacı esas itibarile resen tüccar vaziyetiuzadıya görüşmüşlerdir. Berlin 24 (A.A.) Wolf Ajan • yapıp çocuklarını korkutan analara ne girmemelidir. Alman mehafili diin akşam Sir smdan: Berlin'in siyasî mehafili, Al da tesadüf olunmuyor! Birinci derecede mevaddı iptidaiJohn Simon ile M. Von Neurath aramanya'nın teslihat sahasında hukuk yesi burada mevcut olan sanayi üzeBöyle düşünenlere göre halk için ında vuku bulan mülâkatın silâh kuv müsavati mes'elesinde yeniden bir munis olan her kelime, Türk'tür. Di rinde çalışmalıdır. Bilhassa Anaidovetlerî hususunda miisavat haklarına teşebbüste bulunmuş olduğuna dair limizi sadeleştirmek için çagataycaya, lu'nun zengin madenlerîni tam bir ait Alman ve İngiliz noktai nazar • olan haberlerin musanna olduğunu ihraca kadir bir hale getirmek, lâ Özbekçeye, kırgızcaya müracaat etlarını hiç bir veçhile birbirine yak beyan etmektedir. mek lüzumsuzdur. Halk düini inceden zımdır. Türkiye'de petrol mevcudilaştırmadığını beyan etmektedir. Almanya'nm bu mes'ele hakkında inceye elemeli, kalbur üstünde kalan yeti kat'idir. Behemehal bu sahada İngiliz ve Alman Hariciye Nazır ki hattı haraketi, Alman hükumetinin kelimeleri derleyip toplamalı, yazı çalışmalıdır. ve konuşma diline bu malzemeyi te Hariçten gelen mevaddı iptidaiyelarının mülâkatt son beyanatındanberi hiç bir suretle mel yapmalıdır. Gene onların ka ye gelince bunları getirip çahşmak Cenevre 24 (A.A.) tngiltere değişmemiştir. naatine göre semaî edatları, kıyasî suretile diğer memleketlerdeki yükm>ımuuıllUIWIIHIIIIfli!!!!inT|||lllinilflllHII»INiniNimRiıiMiiH» edatlar sırasına sokarak ve terkipler sek teşekkül etmiş sanayîe karşı bu uydurarak yeni kelimele yaratmak ta sahada rekabet etmek müşküldür. yanhştır. ÇÇünkü bir bünyeye yeni Yüksek gümrük vaz'ile himaye ise bir hüceyre sokmak imkânı olmadığı iktisadî noktai nazardan tabtî ve gibi lisana da yeni bir edat kanş sürekli tedbirler değildir. tırmak kabil değildir. Türkiye'de birinci derecede ziraî sanayi yapılmahdır, çünkü; bu suAna hatlarını kısaca yazdığımız bu iki düşünce karşılaştırıhrsa ikinci retle memlekete sür'atle para girer. Zeytin, tütün, meyve gibi maKsulâtı nin birinciden daha makul olduğu standardize etmek yüksek cinsi elgöze çarpar. Elverir ki halk Hsanı denilen olgun dilin osmanlıca olmadığı de etmek lâzımdır. Diğer sanayide Şanghay 24 (A.A.) tcabı tak • unutulmasın. Osmanlıca üzerinde du ise yavaş yavaş emniyetli adımlarla Poona 24 (A.A.) 82 saatten . beri aç duran Gandi'de başdönme dirinde tebaalarmı himaye etmek rulmak zarureti hâsıl olur olmaz ça ilerilemelidir. arazı müşahede olunmaktadır. Sesi Sanayie hususî sertnayeler Anonim lapala çahşmak, binlerce kelimeyi maksadile 15 ecnebi harp gemisi gitgide zayıflamaktadır. Gözlerini şirket tarzında olmalı ve yalnız seryoketmek icap edecektir! Changtung'daki dahilî harbin meraçık tutmakta müşkülât çekmekte . Toplanmak üzere bulunan Dil Ko maye ile değil hissedarlar idareye kezi olan Chefoo açıklarında demir dir. Gandi'nin «ıhhî »•••y»tine binade dahil oltnahdırlar. rultayı, şüphe yok ki, dil davasım l«msftîr. en Hint Hderleri ile «Dokunulamaz. Türkiye'nin sanayii ziraîye mahen iyi bir neticeye bağlıyacak ve Bir kaç gün devam eden ufaktefek lar» rüesası henüz kat'î surette türkçenin yalmz istiklâlini değil, za sulâtı haddinden ziyade ucuzdur. müsademelerden sonra eyaletin valisi tesbit edilmemiş olan anlaşma pro. rafetini de, nalâvetini de takarrür et Fabrika imalâtına gelince bunların jesinin «Dokunulamazlar • a ait mad. bulunan jeneral Hanfushu ile müspahalı olmasının sebebi rekabet mevtirecektir. İkinci bir Lozan arifesintakil jeneral Lieuchennien arasında desi hakkında Mahatma ile görüş . de olduğumuza enıiniz. Benim, bura cut olrnamasıdır. Diğer cihetten fabmek üıere alelâcele Yeravola hapi. bir muharebe vukua gelmiş ve valinin da, dile almak istediğim yalnız ay rikalann mevaddı iptidaiyesini ucuza sanetine gitmişlerdir. Gandi'nin tel. kuvvetleri 5 senedenberi Chefoo ha isimleridir. Hepimizin bildiğimiz veç mal ettimnek lâzımdır. Bunun için kînatı üzerine bugün kat'î itilâfın valisinin hâkimi bulunan müstakil de liman, tren nakliyatı oktruva, hile yurttaşlarımızın uyuşup anla husulü muhtemel sayılmaktadır. jeneralın kıtaatını büyük bir hezimete şamadığı en canlı mevzu bu isimler dizbarko, muamele vergisi gibi mauğramıştır. dir. Ne Mekke'den gelen ay isimleri, sarifin tenzili cihetine gidilmelidir.» Gandi ne diyor? Halil Kadri Beyin kanaatleri Poona 24 (A.A.) Biitün ümitler Bunun neticesi olarak Lieuchenni ne de mevsimlere ait olarak arapça «Devlet hangi sanayii yapmalı, ve acemceden, hatta kısmen frenkçehilâfına olarak Mecusilerle «Doku. en, Chefoo'yu tahliye etmiş ve Çin Kangilerini yapmamalıdır? Bunu üc den alınan atlar, halk dilinde yer tunulamazlar» arasındaki nihanî itilâf harp gemileri vukuu muhtemel kar tamamıştır. Halk, muharreme aşure, grupta toplıyabiliriz: projesinin yann akşam Gandi'ye tev. gaşalıklara mâni olmak üzere oraya rabiülevvele küçük mevlut, rabiülâA Teşviki sanayi kanununa ve dii miimkün değildir. harla cemaziüllevele orta ve küçük 500 Çin bahriye neferi çıkarmıştır. her türlü himayelere rağmen gerek Fırkalar reisleri arasındaki müza. mevlut, cemaziülâhare tövbe, recep, sermaye, gerek ihtisas kifayetsizlikerelere bütün giin devam edilmişse şaban ve ramazan aylarına üçaylar, ği hasebile şahsî teşebbüslerin ba de nihaî bir itilâf elde edilmesi müm. Şanghay 24 (A.A.) Çin Maliye şevvale bayram, ziHcadeye aralık, zil şaramadığı sanayi: Bunlar, devletçe kün olmamıştır. Nazırı M. Tsoong, Mançuri liman • hicceye kurban ayı adını takmıştır. tesis ve mevcutları idame edilmeliBir mülâkat esnasında Mahatma Bunların yanında abrul, herk, orak, larında bulunan Çin gümrüklernin dir. Toprak sanayii (porslen, fayans, tn"lltere'nin ayrı intihabat plânının harman, güz, kış, karakış, gücük gibi cam, şişe v. s.), demir, bakır, seker kapatılacağını ve buralarda tahsil eıslahat plânının tatbikine engel teş. mevsimi gösteren isimler de kullanıl bu zümredendir. dilmekte olan gümrük resimlerinin kil etmekte olduğu şeklindeki kana. B Şahsî teşebbüslerin muvafseddi Çin'in cenubunda yani nefsi Çin maktadır. Fakat bu kullanışlarda ıt atini tekrar etmiştir. tırat yoktur. İstanbul'daki nisan, Kas i fak olduğu ve fakat Türkiye ihtiyaarazisinde tahsil olunacağını beyan Mumaileyh, aç durtna kararının tamoni'de abruldür ve oradaki gücük cına tekabül edecek bir seviyeye etmiştir. sîyast bir manevra telâkki edilme . ay, beride şubattır. yükselmediği sanayi: Bu gibi sanamesi Iftzım geldiğini beyan etmiş ve Kurultay, gene şüphe yok ki, bu yii devlet, bir taraftan himaye, diğer sonra, vaz geçecektir. demiftir ki: ay isimlerini de inzibat altına ala taraftan iştirak şekillerile, biran Gandi ölürse? < Bu ruhi bir gayrettir. Beşeri. caktır. Fakat eski Türk takvimlerin evvel ihtiyaca yetişecek seviyeye Nevyork 24 (A.A.) Hindistan yetin heyeti mecmuasının hayır ve den hangisini esas tutacaktır?.. Eli menfaati namına milyonlarca insanı teşriî tneclisi sabık reisi Patel, bura. mizde eski Türk aylarından bahse lâ Cengiz'in domuz yılında doğdu menfur bir dinî esaretten tahlis et ya vâsıl olmuştur. Kendisi Gandi le. den iki kitap vardır: Divanı Lugatül ğunu tarihlerde okumak tuhafımıza mekten ibaret olan idealimin arka. türk, Kitabı İlmiinnafi, Başka eserler grder. Lâkin tavuk yılile teşrinievveli hinde bir propaganda turnesi yap . sından koşmuş olduğutn 50 senenin varsa bile ben bilmiyorum. Bu kitap veya kânunusaniyi karşılaştırırsak mak için geldiği ve Reisicumhur birinciyi ikincilerden çok fazla dili bir neticesidir.> namzeti M. Roosvelet'e mülâki ol • ların her ikisi yıllar için hayvan isimmize uygtın buluruz. leri kullanıldığını yazıyorlar ve bu Poona 24 (A.A.) Aktedllen iti. mak ümidinde bulunduğunu beyan isimleri şu suretle tesbit ediyorlar: lâf şeraiti M. Mac Donald'e kablo O halde, ömrümüzü hesaplaraakta ederek Gandi, öldüğü takdirde Hinile bildirilecektir. Çünkü zannedil . Sıçan, öküz, kaplan, tavşan, tim kullandığımız ay isimlerini de hemen distan'ın tngiltere için artık şayani diğine göre, Gandi yapmakta oldusah, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, türkçeleştirntek çok iyi bir iş olacak, itimat bir müstemleke olamıyaca . ğu açlık grevinden, bu itilâf M. Mac demektir. it, domuz!.. Bu isimler birdenbire Donald tarafından tasvip edildikten ğını ilâve eylemiştir. M. Turhan. belkî kulağımıza aykırı gelir ve mese Cenevrede siyasî faaliyet heyecanlı bir safhada... sına iştirak için iknaa çalışıyorlar Evvelâ ziraî sanayii tercih etmeliyiz! H. Kadri, Medeni Beylerle Her Englman ne diyorlar? Almanya'yı Tahdidi Teslihat konferan IIIIIMIfllMlltlultl Çin'de Dahili harp! Parti Hderleri hâlâ itilâf Şefo valisi müstakîl Şeneralı mağlup etti edemediler Ahmet Rasim öldü. İstanbul'un elli senelik sesini toplamif ye • gâne plâk kırıldı demek. Istanbul'un elli senelik renklerini, manzaralarını, hatıralarını toplamış yegâne filim yandı de • mek! Ahmet Raaim kimdir? yükselmeğe çalısmalı ve bu sanayiin Bir şair, bir hikâyeci, bir mühenüz teessüs ettnediği yerlerde verrih, bir mütercim, bir mual kendi fabrikalarım kurmalıdır. Beyaz ve renkli pamuk mensucat, lim, bir mizahçı, bir muharrir... Ahmet Rasim şairdir: Onun şayak sanayii bu cümledendiı*. C Hususî teşebbüslerin muvafbir çok şarkılarım aiaturka saz fakiyetle yürüttüğü, inkişaf ettirdiustatlarm.n yay ve nıızraplarmği sanayi: Bu sanayii devlet yapmaâixn hâlâ dinliyebi rsiniz. malıdır. Debağlık, kiremit, çimento, Ahmet Rasim hikâvecidir: Ulc un sanayii gibi. Türkiye'yi sanayileştirirken bu işe sevşrj, Mektep arkadaaım, Biçare evvelemirde iptidaî maddeleri Türgenç gibi üçer, dörder formalık' \ kiye'de bulunan sanayiin tesis, hi bir çok hikâyeleri, ynlarca elden maye ve teşkili ile başlamak tabii ele dolaştı. dir. tnce kumaş, bazı nevi trikotaj Ahmet Rasim müverrihtir: ve sun'î ipekli mensucat sanayiinde Dört ciltlik Oımanlı tarihi, Yeni olduğu gibi ipliği, ipeği boyanmiş, bükülmüş yani yarıdan fazla mamul Mecmuada aylarca tefrika edilen hale getirilmiş bir şekilde hariçten Meşrutiyet tarihi, Tarih ve mu ithal olunan sanayiin fazla hitnayesi harrir isimli kitabı, üstadın bü bu maddeler üzerinde fazladan bir yük adını her zaman hürmetlo pahalılık tevlidinden başka bir faandırmağa değer. ide temin etmez. Bu sahadaki himaye ve faaliyeti zamanla yerli iptidaî Ahmet Rasim mütercimdir: maddelerinin işlenmesi sahasına inGarp edebiyatından bir çok nütikal ettirmek daha müf it olur. muneler verdi. «ömrü Edebî» yi Tetneli ziraate istinat eden ve bu yoldaki hizmetine bir örnek daima daha ziyade ziraî bir memleket kalmağa mecbur bulunan Tür diye gösterebiliriz. Ahmet Rasim muallimdir: kiye'de ziraî san'atleri ön safta düşünmek mecburiyetindeyiz. Türk diline olan geniş vukufun Devletin hissedar olduğu sanayie dan kim bilir kaç nesil der< aldı. halkın iştirakinin temini için bu gi Biz, mektep sıralarında onun ka* bi müesseselerin iyi idare edildiğini, vaidini okuyarak yetiştik. ammenin ıttılaına arzetmek lâzımAhmet Rasim mizahçıdır: Edır. linde kalem, sihirli bir çeytan Bazı yerli emtiamız fiatları çok yüksektir. Yerli mal hnal eden şahıs tüyü gibi, her çizdiği çehre ve ve devlet müesseseleri bugünkü yük manzaradan bir tebessüm çı sek gümrük himay^çsinin bir gün kardı. Şehir mektupları ve Efkâli hafifletileceğini, hatta tamamen zaman, millî z^ekâ ve millî nüktekaldırılarak ecnebi rekabeti ile karşı karşıya kalabileceğini düşünmelinin iki ölmez eseri olarak göstedir.» « v rilmeğe lâyıktır. Medeni Beyin fikirleri Ahmet Rasim muharrirdir: tşTicaret mektebinden Medeni B. te onun asıl hüviyeti, asıl kıy* ankete şu cevabı vermiştir. meti, asıl eşsiz tarafı! < Sanayiin (Rationnel) ve ihti Muharrir Ahmet Rasim, hilkayacı karşılıyabilecek bir sekilde tin kendisine"VeWliği ve kendisiharekete geometi için muhakkak devlet eline ihttyaç vardır. Şaiftî nin îıilkatten aldığı bütün feyizteşebbüsler sermaye azlığından, relerij bçnliğinin . bu cephesinde kabet çokluğundan millet isteğine toplamış, Şair Ahmet Rasim, Hicevap verecek kudrette değildirler. kâyeci Ahmet Rasim, Müverrih Devlet bütün sanayii yapmalıdır. Ahmet Rasim, Mütercim Ahmet tlmî bir şekilde kurulmamiş olan iktisat nizamı ham maddesi bizden Rasim, Muallim Ahmet Rasim, yetişmiyen sanayide yer vermiştir. Mizahçı Ahmet Rasim, Muhar Haricî ham maddeci sanayii hi rir Ahmet Rasim'in ateşinde erimaye onu inkişaf ettirmek demek mifler, duygularımn, bilgileri tir. Ancak gümrük yollarını açmaknin, hünerlerinin bütün özlerini la kabil olabilir. Dolayısile bu da onun varlığına aşılamışlardır. iktisadî muvazeneyi haleldar eden bir harekettir. lştc yanm asrın unutamad ğı Ziraî tekniğin tekâmülü aleyhi Ahmet Rasim! mtzedir. YUSUF ZİYA Yerli malı halkın alım kabiliye tine göre arzedilmiş bir meta de ğildir. Yerli malını ucuza satmak şahsî teşebbüsleri yok etmek kütle ihtiyacına uygun mal çıkarmakla olur.» Çin gümrOkleri kapatılacak Hüseyin Ragıp B. gidiyoı Ankara 24 (A. A.) Mosko.va Büyük Elçimiz Hüseyin Rajnp Bey bugünkü trenle İstanbul'a hareket etmiştir. Müşarünileyh tstanbul'da bir kaç gün kaldıktan sonra Moskova'ya gidecektir. Hüseyin Ragıp B. istasyonda Hariciye Vekâleti Vekili j Şükrü Kaya ve Hariciye Müsteşarı î Numan Beylerle Hariciye Vekâleti' erkân ve müdiram tarafından teşyıj ediimiştir. Bulgar Yugoslâv Hududunda müsademe Belgrat 24 (A.A.) Dün gece Bulgar komitecileri Çarevesel mıntakasında üç noktadan Yugoslâvya a. razisine girmeğe teşebbüs etmişlerse de Yugoslâvya hudut muhafızları ta. rafından tardblunmuşlardır. Bulgar hudut muhafızları ateş açarak ko . mitecilerin firanna müzaheret et . mişlerdir. Cumhuriyet Nüshası 5 Kurustur Sırrı B. Paris'e gidiyor Ankara 24 (Telefonla) Ro ma'da İtalyan'larla malî müzakeratta bulunmakta olan Maliye Vekâleti muamelâtı naktiye müdürü Sır'i B. Paris'e gidecektir. Abone. şeraiti* Senelik Altı aylık Üç ayhk Bir aylık Türkiy* için 1400 Kr. 750 400 150 Hariç için 2700 Kr. 1450 800 Yoktur BÜYÜK H1KÂYE: 2 Sinema Delisi Kız SERVER BEDİ Bu hikâyenin kahramam olan kız bir sinema delisidir: Gazeteleri eline alınca yalnız sinema sahifelerine ve ilânlarına bakar; eve bir misafir gelse, genç olsun, ihtiyar olsun Hemen sinema bahsi açar ve gör'düğü filimleri evde tekrar etmek için annesinî, baba annesini, bacıyı ve beslemeyi kandırır. hepsine birer rol verir, hepsini oynatır. Yalnız erkek artist bulamıyor. Derdi zoru bu. Fakat bîliyor musunuz, en bü . • yük felâket nedir? Erkek yok! Az çok her çeşit kadın buluyorum: Genç ve güzel = kendim. Masum ve itaatli = Perran. Orta yaşli, akıl. sız, uysal ama fedakâr mı fedakâr (büyük rol) = Feraset bacı. Silik Dünkü İefrikamizin hulâsası rolde orta yaşlı ve ihtiyar kadın . lar = annem, babaannem. Bunlarla kadın tarafını idare etmek kabil. Fakat hani erkek? Bizim peder bey malum. Ağabeyim de ortalarda yok, Denizlisesinde talebe. Haftada bir gelir, fakat evde oturmaz, arkadaş. larile gezmeğe çıkar. Zaten yollarda bütün erkeklere bir rejisör gözile bakarım: Andre Roan'a mı, yoksa Alber Prejan'a mı benziyor? Şu adam bir sinema ar . tisti olsaydı, Adolf Moenju gibi «Ya. nık kalpler» f ilminde oynıyabilir mi idi? Filân, falan, hep bunları düşii. nürüm. Sinema artistlerînden birine benzemiyen erkek, benim gözümde adamdan sayılmaz. Bizim mahalle. annemden de izin kopardım. Doğru nin bekçisinde bile böyle bir benze. Beyoğlu'na. «Monmartr sevdalan» yiş arıyorum. Hem de bilir misiniz? diye bir filim. Hanri Gara ile Meg Hınzır herif o pos bıyıklarını kesse, Lömonye oynuyorlar. Fena değildi. tıpkı mı tıpkı Emil Yaninks olacak. Sinemadan çıkmca Taksim'e doğru Fakat budala ömründe sinema gör. ağır ağır yürümeğe başlad'ım. Gene memiş. Ağzını aradım, benden sak. geiip geçen arkeklerin yüzüne hangi lamadı: Bir defa muhtarın zorile artiste benziyor diye bakıyorum. Şehzadebaşı'nda bir sinemaya gir . miş, fakat oyunun başında uyuyu . Tam tramvayın durduğu yere gel. vermiş. Bizim komşularda da artiste dim, bir de ne göreyim? Aman Albenzer bîr erkek çocuğu yok ki, eve lahım! İşte, ta kendisi, Andre Roan! alayım da bizimle beraber oynata • Durmuş tramvay bekliyor! Ta ken. yım, biraz bu işe onu alıştırayım, disi! Ay şimdi çıldıracağım! Han . ısındırayım. dise yanına Süzan'ı alacak, şimdi, gözümün bnünde: «Mes'ele yok!» Onun için gözüm hep dtşarıda, bü filmini çevirecekler. yük caddelerde, Beyoğlu kaldırım. Ne benzeyiş! Bu kadar olur. Ade. larında. Hele bir sinemadan çıktım ta o mu, değil mi diye ciddî surette mı, Beyoğlu caddesinde yanımdan şüpheye düşmeğe başladım. öyle ne kadar genç erkek geçerse yüzle. ya, bazı sinema artistleri İstanbul'a rine yan gözle bir bakarım ve kime geldi, geliyor, gelecek diye gazete. benzed'iğini düşünürüm. Artık bu ler yazıp duruyorlar. Bizim Pakizebende illet haline girdi. Akrabam. daki erkeklerin hepsine birer sinema ye inan olursa buraya ne artistler gelip gidiyormuş ta ruhumuz bile artisti adı taktım. Asıl isimlerini hiç duymuyormuş. Olur mu olur. Tıpkısı ağzıma almıyorum. o: Andre Roan. Saçlarının sağ ve Geçen pazarteıi b'ab'amdan para, Titredim, sol taraflarına doğru ilerliyen o ge. tistle göz göze geldik. belki biraz kızardım ve gözlcrimt niş alın. O köşeleri sivri kaşlar. O önüme iğdim. Düşününüz, çok sev. gölgeli gözler, kanatları biraz yay. diğiniz bir artist gözlerinizin içine van burun. O inee dudaklar. Eğer bu bakıyor ve ruhlarınız bir anda kay. genç Andre Roan değilse, ellerimi keserim. İyice emin olmak için sez. naşıyor. Yüreğhn hop etti. Her tara. dirmemeğe çalışarak etrafında dö . f ımda bir ürperme başlamıştı. öyle nüp durdurn: Ensesine, kulaklarının tuhaf oluyordum ki orada duramadımarkasına baktım; omuzlarına, duru. ve Taksim bahçesi tarafına doğru şuna baktım. Halinde de bir yaban. yürüyüverdim. cılık ve gariplik var. Geçen her Evvelâ Zafer abidesinin içinden tramvayın levhasına iyice bakıyor. geçtim. Arkama bakmadan koşa ko. Demek ki arabaların rengini bilmişa yürüyordum. Sonra o benzinci dük. yor. Bu, kat'iyyen Andre Roan'dır, kânlarının önündeki geniş kaldırıma Kat'iyyen! Mes'ele yok! çıktım ve köşeyi dönerken arkama tçim içime sığmıyor. Deli olaca. baktım: Geliyor, geliyor, Andre Roğım. Yoldan gelip geçenleri kolla . an geliyor, beni takip ediyor. Ne yarından yakalamak, durdurmak, payım şimdi ben? Elim ayağım kemeşhur artisti göstermek: siliyor, nerede ise bayılacağım. Rü Ayol, aptal aptal ne koşup duyamda görsem inanmazdım: Bir gün ruyorsunuz? tşte meşhur artist bu. Andre Roan Paris'lerden kalkıp ts ^ rada, bakm, Andre Roan! Hani şu tanbul'a gelecek, Taksim mayda . «Mes'ele yok» filminde Rola Frans. nında tramvay bekliyecek, tesadü la, Süzan Dehelli ile oynıyan çocuk! fen ben de orada bulunacağım, beni . diye bağırmak istiyorum. Udbadi var \ Ben böyle çırpınıp dururken ar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: