5 Ekim 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

5 Ekim 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iesrinievvel Cumhuriyet SON TEL.GRAFL.AQ lana katırsa )ile dair bir kaç düşünce Ferdin ağzında konuşan cemiyettir. * İnsanın konuşan bir hayvan olması, içtimaî bir hayvan olmasındandır. * Söz, içtimaidir. Yeni bir söz cemiyetin şuurile san'atkâr zevkinin mukarenetmden doğar. Cemiyetin mihrakı olan fertler 'yani güzideler • yeni bir söze hayat verebilirler. Dil değişir, çünkü canlıdır. Hatta manalar, medluller ve mefhumlar bile. Dil değişir, fakat değiştirilebilir mi? Henüz kanunlarını bil mediğimiz bazı vaziyetlerde: Evet. Dili değişmiyen bir inkılâp »ahtedir. * Şüphesiz dil fertlerin iradesile değişir, fakat bu irade cemiyetin iştiyakından doğar. Zorla dil güzelliği olmaz. Bunu yaratmak için evvelâ müsait muhitlerini hazırlıyalım. * Osmanhlık, oşmanlıca yaşar • ken, tamamile ölmüş sayılamaz. Fakat osmanlıca, bugün, can çekişen bir medeniyetin sayıkla maıı halindedir. * Osmanhcayı en çok hicveden eserler, Ahmet Vef ik Paşanın Mo. liere adaptasyonlarıdır, hele «Zor nikâh». Vefik Paşa, koyu osmanlıcanın güldürücü olduğuna o zaman dikkat etmiş ve tercümele rinde bu dili komik bir unsur olarak kullanmıstır. Bir de Ercüment Ekrem'in Evliyayi Cedidi. En ciddî bir koyu osmanhca ibare bu • gün bizi güldürüyor. «Yeni Turan, güzel ülke, söylesena yol nerede?» PEYAMİ SAFA Meraklı bir muhakeme Kendisine Gazi Hz. nin yaveri süsünü veren kunduracı dün müdafaasmı yaptı Varakı mıhrü veta: Varakı mihrü vefa... İşte bizim yazılarımız i... Senelerâ°~>Seri, elimizdeki kalem, bir cerrah neşReisicuhmur Hz. nin imzalarını Fikri Efendinin Usküdar Müddei teri gibi, her gün deşecek bir çı taklit etmek, kendisine Riyaseticum umumisi Bürhan Bey tarafından naban, açacak bir yara buluyor... hur yaverlerinden Naşit Bey süsünü sıl yakalandığını anlatmış, derdestinHer gün, ya Belediyenin, ya Tervererek zabit elbisesi giymek, yaver den sonra Hatiçe Tarçın Hanımm koson, ya tramvayın, ya ed«bi kordonu taşımak, sahte hüviyet vaevinde yapılan taharriyat neticesinde yatın. ya yeniliğin, ya eskiliğin rakaları tanzim ve bunlara sahte im Havva Hanıma ait bir istida bu za attnaktan maznun ve mevkuf kulağmdan, yakasmdan utup lunduğunu, bu istidanm altında «hakunduracı Hüseyin Fikri Efendi ile fiyyen tahkikat yapılsın» kaydinin tartaklayıp duruyoruz: arkadaşlarınm muhakemelerine dün ve Gazi Hz. nin taklit imzaları bu Efendim, bu yolların hali ne kalabalık bir sami kütlesi huzurunlunduğu, ayrıca sahte hüviyet vaolacak?. Bu kaldınmlar ne za • da devam olunmuştur. rakaları ele geçirildiğini naklet man tamir edilecek? Bu tozlar Dünkü celsede evvelâ Hüseyin miştir. kaptan isminde birisi şahit olarak ne vakit kalkacak? Bu çamurlarMüddeiumumî bundan sonra mazdinlenmiştir. Hüseyin kaptan evvelce nunun Havva Hanıma ait bu istidayı dan ne gün kurtulacağız? okunan mazbut ifadesini tekrar etkabul ederek altına derkenar yaz Darülbedayi mektebi ka tniştir. dığını, yaver Naşit Beyin imzasını panmış... Yazık değil mi''.. GüMaznun Fikri Efendi, bu şahidin attığını ve sonra da Havva Hanımm nah değil mi? • 8u medeniyet sozlerine karşı: davacısı Abdullah'a müracaat edeve rerakki asrmda memleketin Bu adam galîba rüyasını nak rek: «Sen Havva Hanımla nikâh lediyor. Söyledikleri tamamen ya yegâne tiyatro mektebi kapanır lanmazsan seni saraya kötürecek ve landır. Bana sekiz yüz küsur lira mı? dövecekler» dediğini, buna mukabil verdiğini iddia etmektedir. Halbuki Abdullah'a elli liralık bir ziyafet Yahu, gençlerimizin hali nebunun on parasız bir adam olduğunu çektirdiğini söylemiş, maznunun hiriye varacak?. Başları ayak. aisbat ederim, demiştir. lâfı salâhiyet elbise giydiğinden doyakları baş olmus... Futboldan Hüseyin kaptan da, kendisine paIayı 253 üncü, imza taklidinden 350 ra verdiğini isbat edeceğini, Hüse başka bir şey düşündükleri yok.. inci ve Abdullah'ın hulus ve saffe yin Fikri'nin kendisinden ötedenberi Şiirde yeniliği, vezinsiz, kafiyetinden istifade ederek kendisini harçlık aldığını söylemiştir. dolandırdığından dolayı da 503 üncü siz ve biraz da manasız yazmak Bundan sonra Osman Ef. isminde maddeler mucibince tecziyesini is sanıyorlar! bir şahit dinlenmiştir. temiş, diğer maznun Fahrî EfendiGazetelerin, sağlı sollu bütün Osman Efendi demiştir ki: nin ve Hatiçe Tarçın Hanımın be Fikri Ef. bizim dükkâna gelir fıkra köşelerine bakınız, her gün raetlerini talep etmistir. giderdi. Sonradan zabit olduğunu bu ve buna benzer şikâyetler göMaznun Fikri Ef., Müddeiumu söyledi. Ve yaver elbisesile bir kaç receksiniz... minin iddianamesine karşı demişdefa geldi. Günün birinde polisler Fakat, bu yazılar, tam birer tir ki: bu adamı arıyorlardı. Kendisini gös(Varakı mihrü vefa) dır. Oku • Kendime Gazi Hz. nin yaveri terdik. Karakola götürdüler, fakat süsünü verdiğimi itiraf ediyorum. iki saat sonra serbest bıraktılar. O yafi kim, dinliyen kim?. . vakit biz de bunun yaver olduğuna Fakat Abdullah'ı dolandırmadım. Okuyanlar, malum: Kariler!... inandık. Havva Hanım bana geldi «rica edeama, dinliyen yok! rim benim işime bakınız» dedi. Ben Maznun, o vakit arkasında resmî Eğer dinletebilseydik, böyle de «kendin git, Gazi Hz. ne istida elbise olmadığını, onun için zabıta tozdan kurtulmak için yağmur ver» dedim. «Gidemem; dedi. Butarafıdan serbest bırakıldığını, söynun üzerine istidasmı altnağa mecyağmasını, çamurdan kurtulmak lemiş, makamı riyasetin, ne mak bur oldum. Cünkü almasam, belki o satla resmî elbise giydiği hakkındaiçin güneş açmasını beklemezdik! kadın, «Gazi'nîn yaveri bile benim ki sualine de şu cevabı vermiştir: Eğer dinletebilseydik, kapa işime bakmıyor, Gazi'ye gidersem Gazi Hz. ne aşkım vardı. Onan Darülbedayi mektebi yerine, kapıdan içeri bırakmazlar > derdi. nun için bu elbiseyi giyiyordum. Elbir Darülbedayi Dariilfünunu a • Böyle bir f ikre düşmemesi için bunu biseyi kendi paramla Mercan'da bir çılırdı! yaptım. Sonra altına Gaz< Hz. nin terziye yaptırdım. imzalarını attım. Mes'ele bundan i Parayı nerden buldunuz ? Eğer binletebliseydik, çocuk barettir. Askerlikte kunduracılık yap IarımTz stadyom yerine Beyazıt Bundan sonra diğer maznuntar tım, 500 lira para kazandım. kütüpaneslne giderler, futbol seyhâdisede alâkaları olmadığını soyŞehadetlerine müracaat oluna ~ redeceklerine el yazması kitap lemişler, beraet talebinde bulunmuşcak şahîtler bittiğinden ve tevsii tahları hatmederlerdi. lardır. Maznun daha müdellel bir kikata da lüzum görülmediğinden müdafaa hazırlamak için mühlet Maamafih, şükredelim ki, tenMüddeiumumî Cemil Bey iddiasım talep etmiş ve muhakeme humm için serdetmiştir. kitlerimizi dinletemiyoruz... Ya 11 teşrinievvele talik olunmuştur. Müddeiumumî, maznun Hüseyin bir yazışta, belediye, kaldırım'arı tamir ettirse; bir yazışta yol • ları sulatsa; bir yazışta Darül bedayi mektebi tekrar açılıverse; Kurtuluş bayramı büyük Sultanahmet camiinin bir bir yazışta gençler Ebüssüut E o• fendinin torununa dönseler; zaman biz ne yazarız?. Mevzu merasimle tes'it edilecek kısmını satacaklarmış! suzluktan halimiz nice olur?.. Sultanahmet camii havlısında ve caİstanbul'un kurtuluş bayramı yann Akbaba mie muttasıl bir mevkide bundan evvel büyük merasimle tes'it edilecektir. Bu Evkaf idaresi tarafından kayyumlann husustaki hazırhklar hitam bulmuştur. ikameti için üç yüz lira aîtın para sarfile İran Hariciye Nazırı Kurtuluş bayramı şerefine Belediye tayaptırılan bir bina vardır. Bu binada en rafından bir ziyafet verilecektir. son olarak kayyum Kâmil Efendi ika 10 güne kadar geliyor met etmistir ve Kâmil Efendi ikameti Kurtuluş natıl teu'it edilecek? Elyevm Cenevre'de bulunmakta esnasında bu binaya muttasıl diğer bir İstanbul Belediyesinden: clan İran Hariciye Nazırı Frugi iki ufak binayı da ötekine berikine kiraya îstanbul'un Kurtuluş bayTamına te Han Hz. ayın on beşine doğru şehvermiştir. Kâmil Efendi bundan bir sadiif eden teşrinievvelin 6 ıncı perşemrimize gelecek, burada bir kaç gün miiddet evvel vefat etmiş, bunun üzerine be günü saat 10 buçukta Taksim meyoğlu bir taraftan sahte bir takım muakaldıktan sonra aym 28 inde Ankadanında ynpılacak geçit resmine teşrifa melât ile binanın tapusunu kendi üze ra'ya gidecektir. İran Hariciye Narine çevirmeğe ve bir taraftan da bura zırı Cumhuriyet b*yramında Ankata dahil oian 2evat davetlidirler. sını üç bin küsur liraya bir baskasına O günü askerimizin Istanbul topı» ra'da hükumetimizin misafiri ola satmağa teşebbüs etmistir. Hâdise Evğına ayak bastığı saat tam onda muh rak bulunacaktır. kaf idaresi tarafından haber alındığı citelif yerlerden top atılacaktır. hetle derhal icao eden muameleye teTop atılmağa başlandığı zaman muhvessül olunmuştur. terem haikımızm ve bütün nakliye *« Dün kendisine müracaat eden bir musıtalarınm iki dakika oldukları yerde harririmize Evkaf müdürü Niyaıi Bey Nüshası 5 Kuruştur hemen tevakkuf ederek İstiklâl mücabu hususta su izahati vermiştir: hedesinde sehit düşen kardeşlerimizi «Mevzuu bahis bina Evkafın malıTürkiye Hariç dır. Fakat tapusunu almak ve binayı hürmetle tahattur etmeleri rica olunur. ; in şeraiti» ç »«« tatmak için bir teşebbüs yapüdığını haKurtuluş bayramı ve mektepelr ber aldık. Derhal TaDU idaresine keySenelık 1400 Kr. 2700 Kr. Yann İstanbul'un Kurtuluş Baytamı fiyeti yazarak bu hususta hiç bir mua olması münasebetile resmî, hususî mekAltı aylık 750 1450 mele yapHmamasını bildirdik. Bu mes'eteplerle ccnebi ve akalliyet mektepleri Üç aylık 400 800 le için ayrıca icap eden takibat ta yapıtatil olunacak, talebeler merasime is Bir ayhk 150 Yoktur lacaktır.7. tiıak ettirileceklerdir. Alman talepleri için bir konferans toplanacak Almanya şimdi eski müstemlekelerini geri istemeği de düşünüyor Berlin 4 (A.A.) Ajans havaı mufaabirinden: Sabık Alman müstemlekelerinin is tirdadını istihdaf eden cereyanı takviye maktsadile yapılan propaganda, gün • dcn giine genişleyin büyiimektedir. Müstemlekât valilerînden Alman müstemlekât cemiyeti reisi Schnee, radyo Ue her tarafa bildirilen bir konferansı esnasmda «VersaiIIes muahedesi vaııtasile Alman müstemlekelerinin sirkati» diye tavsif ettiği h'lî hareketi protetto ederek sabtk Alman müstemlekelerinin tekrar Almanya'nın hakimiyeti altına girmcshu temin için bütün Alman'larca şiddetli bir mücadeleye girişilmesi lü zunau üzerinde ısrar eylemistir. Bir S ler konferansı mı toplanacak? Londra 4 (A.A.) Teslihatta bü • tün devletler arasında müsavat tesisi hakkındaki Alman talebinin müzakeresi için Londra'da bir 5 ler konferantı toplanacağına dair olan rivayetler hakkında resmî mahfellerde büyük bir ihti raz ve ketumiyet gözetilmektedir. Bu hal, Sir John Simon'un Londra'da bulunmamasile izah olunmaktadır. Mumaileyhin, Cenevre'den avdetinde M. Herriot ile görüşmesi mukarrerdir. Ayni mahfellerde başlıca Avrupa htikâmetlerile Almanya aratında bir takım mük£!emelerin vukuuna müsaade temayülünü gösteren M. Mac Donald'ın bu husustaki arzusüe yukanki rivayetler aratında bir münasebet görmek icap ettiği beyan olunmaktadır. Her hald* şurası muhakkaktır ki; M. Mac Donald, Tahdidi Teslihat konferansınır. ilerlemesine mâni olan engelieri ortadan kaldırmak için elinden geleni yapmakta kusur etmiyecektir. Herriot John Simon mülâkatı Paris 4 (A.A.) M. Herriot, saat 12,45 te Cenevre'den gelen Sir John Simon ile görüşmeğe başlamıstır. Bu mülâkat, 90 dakika sürmüştür. Mülâkat bittikten sonra M. Herriot, sadece şu beyanatta bulunmuştur: « Mülâkatımız, çok kalbî, samimî ve ihlâskârane cereyan etmistir.» Sir John Simon, hemen Londra'ya gitmek iiıeıe Paris'ten ayrılmıştır. Vaşington 4 (A.A.) Cihan iktisat konferansının mukadderatı h •kkında müzakeratta bulunmak üzere resmen Vasington'a gönderilmiş olan M. Nor • man Davis teslihatın iiçt» birinin tah didi şeklinde M. Hoover tarafından yapılmıs olan teklifin kabulü Iehinde ısrar etmesi için talimat almıştır. Amerika, tahdidi teslihatın şimdi içinde bulunmakta oldugu çıkmazın en mükemmel hal şeklinin bu oldugu mü • taleasmdadır. M. Norman Davis son defa Londra'ya icra etmlş oldugu seyahat esnasında Sir John Simon ile uzun uzadıya görüş müttür İki devlet adamının müttakbel mü zakeratta Hoover Dİânını esas olarak kabule karar vermiş oldukları zanno Iunuyor. Almanya'nın metalibatı Avrupa ef kâri umumiyesinin temayülâtına uygun gelmesi hasebile bu projenin kabul e • dileceğine hali hazırda daha ziyade emniyeti vardır. Fransa, Almanya'ya karşı bir takım fedakârlıklarda bulunacak ve en amelî hareket, Almanya'nın silâh • Iarını artırmasmdan ise Fransa'jıın :İ • lâhlarını azaltması olacaktır. Tahdidi teslihat ve Amerika "i.ııııılllllllllllllllllılllHllllülHHIIİIIlUllinillttlllımnm mu Yiınan reîimi Tâkârrür etti Leningrat Altüst oldu M. Caldari» cumhuriveti Şehrin büyük bir kîsmı su altında kaldı kabul ettiğini bildirdi Atina'4 (Hususî) Müsyü Çalda> iî, fırkası namına Re'.s'cumhur Müsyü Zaimis'e gönderdiği yeni bir mektupta Cumhuriyet rejimini bilâ. kaydü şart kabul ve tasdik etmekte olduğunu bildirmiş ve cumhuriyet idaresinin Yunanistan için mes'ut ve hayırh olması temenniyatmı da ilâve eylemistir. M. ZaimU bunun üzerîne bir be. yanname neşretmiş, bu mes'ut hâ . diseyi millete bildrrmiştir. Bu suretle uzun senelerdenberi devam eden ve bazan mukatelelere kadar varan dahilî zıddiyetler nihayet bulmuş de • mektir. Efkârı umumiye bu neticeden do. layı çok derin bir «evinç ve neş'e i. çinedir. Atina 4 (Hususî) Rejhn meı'e. lesinin hallinden sonra sıra kabine teşkili mes'elesine gelmiştir. ReisL cumhur fırka liderlerile istisarele . rine başlamıştır. M. Venizelos'un bu gün kabinenin i&tifasını vermesine mtizar edilmektedir. Bütün fırka . larra iştirakue ve her fırkanın haiz oldugu meb'us adedi nisbetinde mil. İî bir kabine teşkili ihtimali kuvvet. lidir. Kabine mes'elesinin de iki gün zarfında halledüeceği temin edil . mektedir. Moskova 4 (Hususî) Lenin . grat'tan gelen haberlere nszaran büyük bir siflon ve seylâp eski Rus payiahtını altüst etmutir. Nevaı nehri taşmış bir çok mahalieler, hâ. • n yükselmekte olan sular altında kalmışlır. 6 tesrinievvel Bir sahtekârlık tngiliz filosu Bu akşam geçiyoı Limanımızdan geçerek Karade . niz'e giden tngiliz filosu bu akşam saat beşte Karadeniz'd'en avdetle Boğazdan geçerek Bahrisefid'e çıkacaktır. tngiliz filosu limanımızda durmıyacak ve geçerken merasim de yapılmıyacaktır. tngiliz filosu, Burgaz, Köstence ve Kala»'a gitmif, bu limanları ziyaret etmistir. Bu filo, İngiliz'lerin Bahrisefit üçüncü kruvazör filosudur. Filoya Amiral Toten Ham kumanda et . mektedir. Mumaileyh İngtltere'nin en genç amiralıdır. Amiral Toten Ham, Türkiye bmhriyesinde çaJış • mıştır. 1908 de bahriyemizî ıslah et. mek üzere tngiltere'den gelen ami . ral Gambel ile memleketimize gel. mi», evvelâ binbaşı, sonra da kayma kam olarak Türkiye'de topçu mu . allimi olarak bulunmuştur Bahriye topçu zabitlerimizden bir çoğu, Amiral Toten Ham'ın ta . lebeleridir. Amiralın Türkiye'de bir çok talebesi ve bir çok dostları var. rfır. Ne kadar güç, yann nasıl izin alacağım?.. Bana cesaret ve kuvvet verecek sözler söyledi, mahalleye girmeden, beni caddede bıraktı. Tatlı bakış'larla ayrıldık. Gece Pakize'ye gittik. Benimle rahat konuşmak için Pertev'i savmış. Odasına çekildik. Kız iki elimi de tutarak beni sarstı ve kısık bir sesle bağırdı: Ne yaptınız? Ha?.. Ne yaptınız?.. Meraktan deli oluyorum. Siz f arkmda olmadan peşinize takıldım ama, kâfirler otomobile bindiniz. Nereye gittiniz? Kız senin başına bir felâket gelmesin. Aman bilsen ne ince, ne kibar adam. Beni o kadar düşünüyor ki. Azıcık üzülmemi istemiyor. Sorma, dehşet! Provalar, filânlar, neler de neler! öyle bir muvaffak oluyorum ki! Ay provaya mı başladınız? Hariciyede yeni tayinler Ankara 4 (Telefonla) Hariciye Vekâleti ikinci kâtiplerinden Beh%et Şefik Bey elçilik başkitabetine, konsolos muavini Tevfik, Emin Vefa, Rıdvan Safa, Salâhattin( İrfan Sadık, Pe&ev Şevki Beyler terfian muavin konsolosluğa, Muammer Hamdi Bey terfian elçilik ikinci kâtipliğine, ikinci kâtip Cevdet, Zat İşleri tahakkuk subesinden Şevki Beyler elçilik baskitabetuv! tayin olunmuştur. icra kanunu nizamnamesi Ankara 4 (Telefonla) İcra ve ifIâs kanunu nizamnamesinin mer'iyete vaz'ı icra vekilleri heyetince kabul edilmiştir. Cumhuriyet Bursa'ha Qç kaplıca kapatıldı Bursa 4 (Hususî) Belediye, temizliğe riayet etmiyen Yeni kaplıca, Kaynarca ve Karamustafa kaplıcalarını kapatmıştır. Bursa'hlar ilk defa ola rak kaplıcalaruı kapatüdığını görmiis • lerdir. MUSA BÜYÜK HİKÂYE: 12 Sinema Delisi Kız SERVER BEDt Aman, Mösyö Andre Roan, ba vet ve emniyet hissediyordum ki. . na izin veriniz, gideyim. sonra evde '• Otonıobilde biraz başım dönüyor gibiydi. kıyametler kopar, kalkar. Ah, dedim, bana likör fazla Peki, dedî, benim yüzümden en dokundu galiba... küçük bir felâkete, hatta zahmete Neniz var? uğramanızı istemem. Hiç... Biraz Daşım aonuyor Ah ne nazik, ne iyi genç bu! Onu o kadar beğeniyorum, ona ne kadar gibi. itimat ediyorum! Yan pencereleri açtı: Sizi gene kapalı bir otomobille O likörden değil, heyecandan... götüreyim. Biraz da ailenizi fazla düşünü Hava iyice kararmadı, ya bizî yorsunuz! Hakkım yok mu? Ne yapacagörürlerse... Biz bininciye kadar hava biraz ğıx?.. daha karanr, korkmayınız, benim Ben size bir çare b'ulacağım... yanımda hiç bir şeyden korkmayınız. San'at için biraz fedakârlık lâzıtn... Yarin gene ayni saatte, bahçede buCidden... Onun yanında öyle bir • *» <* *• ferahlık, her şeye karşı öyle bir kuy luşahm. | Demek sahimiş. Hangisi? Demek bu adam sahiden Andre Roan'mış. Şüphe mi var ona? Var ya... Ben gene pek ina namadımdı. Doğrusu belli olmu yor. Sinemada tanman bir artisti sokakta birine benzetmek pek mümkün. Çünkü sinemada renk yok. Hatta giderken yanıma Andre Roan'ın bir de kartpostalını aldım. Bahçede siz konuşurken bir kart postala, bir de ona baktım. Ta kendisi değil mi? Ta kendisi canım. E artık mademki provaya başlamışsınız, bu işte yalan yok. Fakat sende de ne cesaret! Annen, baban duyarsa deli olurlar. İşte ben de ona üzülüyorum ya. Ne yapacaksın? Ne yapacaksın? Tabiî o sinemacılar arasında bugün seni bir çok insanlar gördii. Ya bir tanıyan çıkarsa. Bugün çıkmazsa yann çıka cak. Böyle şey gizlenir mi hiç? Anneme, babama açıkça söyliyeceğim. Fakat bugün Andre ile başbaşa prova yaptık. Başbaşa ne demek? Başbaşa işte. Bir atölyeye filân, ne diyor lar ona, bir stüdyoya gitmediniz mi? Hayır. Beni rejisöre tamtmadan evvel bu san'ata biraz ahştırmak istiyor. Ah ne zeki, ne iyi a dam! Dur, anladım ama, başbaşa nerede, ne provası jtaptınız? Tenha bir apartımana gittik. Pakize iki elini de saçlarının arasına sokarak bağırdı: Kız sen çıldırdın mı? Ne oldu, ne var? Ayol bu Andre Roan filân değil. Halis muhlis kurnaz çapkının biri Aman, Pakize, gene saçma • lama. Sen saçmalama, aptal! Zaten safça bir kızsın. Tuzağa düşüyor sun, haberin yok. Ben de prova diyince kalabalık bir yerde, sinema makineleri filânlar arasında sandım da inandım. Artık bu kadar şey de yalan olamaz, dedim. Pakize kahkahalarla gülüyor ve kendi kendine söyleniyordu: Hay Allah senin müstahakını versin... Prova ha?.. Elin çapkınile sen tenha bir apartımana git, âşıkane cilveler yap, bunu da sinema provası zannet!.. Sen sahi pek safsın. Pakize'ye kızıyordum ve bu id diasını kıskançlığına veriyordum. Sensin saf! diye bağırdım. Artık benim gözüm kördü, değil mi? Elin herifini Andre Roan'dan far kedemez miyim? Hem de benim gibi bir sinema delisi. (Mabadi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: