5 Ekim 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 1

5 Ekim 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bugünkü Sayımızda Hariciye Vekilimizin Milletler cemiyetinde Irakın kabülü müna- sebetile mühim bir nutku 15 inci Yıl * Sayı : 5295 Akademiler inkı- lâpçı olamaz mı? | Dil kurultayında ceryan eden münakaşalar arasında en mühimi Hüseyin Cahit Beyin sözleri ile açıldı. Denilebilirki bu münaka- şalarda aldığı vaziyetile bir za- manlar Türk dilinde yenilik ha- | reketinin müdafaacılığını yapmış | olan Cahit Bey kurultayda muha- | fazakârliğin dümdar kuvvetlerine | kumandanlık. etmiştir. Tanin baş muharririnin karultayda aldığı vaziyetin bu mabiyet ve istika- mette olmasına bir çok kimseler belki de inanamiyacaklardır. Fa- kat bu hususta biraz izahat ve- recek olursak onlarda kanaat edeceklerdir. Bakınız, Hüseyin Cahit Beyin dil meselesi üzerindeki fikirlerinin bülâsasına : “— Yazı dilinde yabancı kelimeleri mMarak yerlerine öz Türkçe kelimeler ini hlç bir heyet der- Çünkü sözünü dinlet- ur. Bu iş tamamen şahaldir.. Doha doğrusu payri şahsi. dir. Dilin tebii seyri neticesi olarak hüsule gelecektir. Bir akademi yan © Idare Telefonu: 24370 Ali Beylerin Mediha Muzaf- fer H, Kadınların ku- rultaya alâka- sındân bah- setmiştir ihte edeme: Dün kurultayın sekizinci günü İidi. Riyaset kürsüsünü Kâzım paşa İ ve kâtiplik mevkiini de Ali Rıza | ve Müştak beyler işgal ettikten sonra celse açıldı. Evvelâ söz alan doktor Saim Ali bey: ve konusma dilinin daima arkasından Yürür, Yeniliklere akademi ön ayak olmaz. O dilde ancak nâzim ve mu- hafazakâr bir hüviyettir, , Bu sözleri Hüseyin Cahit Be- yin kurultayda okuduğu konfe- rapsın son cümlelerinden aynen alıyoruz. Çünkü Cahit Beyin kenferansına hakim olan en esası #lüreri Du Bir Kaç ee iin toplanmış bulunu- yor. Cahit Beyi göre bugün Dil im dan teşkil edilecek bir Türk dili akademisi için yapacak işler vardır, Meselâ dilimize mahsus bir lğ- gatie tiner gramer ve sentaks yapmak bu işlerdendir. Fakat bu akademi Yapacağı lügate çok fazla ve yeni kelimeler koyma- malıdır. Çünkü sözünü dinletme- sine imkân yoktur. Halk gene bildiği gibi konuşacak, bildiği gibi yazacak, lügata konmuş olan ve yaşamak kabiliyeti bulunmı- yan kelimeler orada kalacaktır. Cahit beyin sözlerinden anla- | dığımız bu kanaat tamamen yan- lıştır.. Çünkü tabii halde muha- fazakâr hüviyete akademiler na- sıl varsa inkılâpçı bir akademi de olabilir. Ve Türkiye Cümhu- bin gibi böyle bir akademinin | » kararlarını benimsiyecek i bütün devlet teşkilâtile tat ie Zeçebilecek bir memle- sandin akademi büyük işler - r. Türk dilinde hakiki bir inkılâp vücud rahi Cahit Bey — getirebilir. E Mpcı' biz X avnediyor ki inkı- bir löğaş akademisi sadece Yapar. Dilin kaidelerini koyar, Sonra elini kı > byarak bekler ia olunu bağ- demiye mensup a olsa aka» kudretleri ile mimik eserler yaparlar. Bu suretle memlekette bir b ket uyandırmağa çöl vi mi Halbuki bu im günkü vaziyete bu kadar mahdut göz ile bak- mak doğru değildir. Ag inler lâpcı dil akademisinin yücude getireceği dil hazinesindeki keli- Mehmet Asım (Devamı 2 inci sayı/ada) “Türk dili hakikaten bir me- deniyet dili, bir ilim ve meslek di li olabilir mi?,, diye başladı. Bu Köprülü zade Fuat B. kabiliyetin mevcut olduğunu ve | ancak milli söz unsurlarma verile cek ehemmiyet ve gösterilecek iti barın bu yolda en esaslı istinat noktası olacağını anlatarak hulâ satan dedi ki: “Dilimizdeki ıstılahları sade- İleştirmek ve basitleştirmekte her» | kes müttefiktir. Mesele bunun miktar ve derecesindedir. Her şeyden evvel büyük halk kitlesi - ni bilgilemek mecburiyetinde ol - İ duğumuzu düşünmiye mecbu- | ruz. Orta tahsil yapmış büyük bir kitleye muhtacız. İlim ıstılahları - nı herkesin kolay anlıyabileceği ve çabuk öğreneceği bir şekle koy mak, bu gayeye varmak, yolunda bize seneler kazandıracak, hal - km bir an evvel yükselmesinde ve tahsil senelerinin kısalmasında âmil olacaktır. Istılahları Türkleş İ tirmek zamanla edebiyat üzerin - de de tesir eder. Saim Ali bey ecnebi dillerden alınacak kelimelerin olduğu gibi kullanılarak yerlerine türkçe mu» kabiller konulmamasından doğa - Kurultayda Istılahlarımız hakkında İhsan ve Saim konferansları .Dil inkılâbını tatbik hususunda Türk kadınlığının göstereceği gayrete dair Mediha Muzaffer H.ın konferansı Ihsan B. Saim Ali beyin sözleri! Çarşamba , 5 - Teşrinievvel (G0 uncu ay) - 1932 Tahrir Telefonu: 24379 Sayısı 5 Kuruş —— — 8 inci Gün | Besim Atalay B. Oli Kurultayında konferans Ye” renlerden bazıları J cak mahzurları anlattı, 38 milyon nüfuslu Fransada 10 milyon hal - kın dilinde biribirini anlamıyacak derecede ayrılıklar mevcut oldu - ğunu, her ecnebi kelime yerine milli bir karşılık bulan 56 milyon- luk Almanyada ise ancak 3 — 4 milyonun dilinde ayrılıklar bulun duğunu ve bu dilin temsil kabili- yetini izahtan sora bizdeki vilâ- yet lehçelerinin Fransadakiler gi- bi kitaplı, edebiyati, omatbaalı ! farklar göstermediğini, bir zey- Çünkü İstanbul Bugünkü Sayımizda Spor, Gençlik sayıfaları Yarınki sayımızda : Sinema ve Mizah “Sayıfaları — Susuzluk yüzünden hal- kın milyonları nasıl havaya gitti ! Motörlere verilen bir buçuk milyon lirâ boşa gitmeseydi, Terkos müdürünün istediği çoktan toplanırdı ! Terkos borularından birinin akışı ve Terkos müdürü ile katlarından ancak birine su çıkabilen bir âpartıman! İstanbul günlerden beri Kerbe lâya döndü. Hangi tarafa girerse- niz, İstanbul, Beyoğlu ve daha i lerlerde sular-bir damla bile ak- mamaktadır, Dünkü nüshamızda Terkos müdürünün malüm naka- ratmdan birini daha yazmıştık: Tamir varmış da, tesisat noksan- muş da.. filân ve filân.. Terkos müdürünün tesisat nok sanmdan bahsetmesini anlıyoruz. Fakat bu tesisatın ikmali. için 2 milyon lâzrm geldiğini ve bu 2 milyonun ise şirketin kime devre- dileceği heniz malüm olmaması yüzünden sarfedilemediği beha - nesini anlamıya imkân yoktur. senelerden beri onların bu kahrmı çekiyor. Müta Ahmet ihsan B, beğin dediğini anlamıyacak ve an laşamıyacak iki vatandaşa rasge- linemiyeceğini söyledi: “Istılahla- rrmız bahsinde kemal; ciddiyetle ve gayet cezri hareket etmeliyiz. Bizim arzumuz kat'idir. Istılahla « rı elimizden geldiği kadar kökün den türkçeleştirecek ve bu işte be- hemehal muvaffak olacağız.,, Ihsân B.in konferansı Saim Ali beyden sonra milli talim ve terbiye dairesi reisi İh - san bey, ayni mevzu üzerinde çok | alkışlanan konferansma başladı. | İhsan bey, ilmi ıstılahların ehem- miyeti hakkında izahat yermiş, ıstılahların ilmi hakikatleri tesbit etmekten başka ilmi meseleler ü - zerinde düşündürmek hususunda ki hizmeti üzerinde ısrar etmiş, bazı ıstılahların bir ilmin takip ettiği tarihi tekâmülü başlı başı - na icmal edecek kadar şumullü İ bir mahiyet kazandığını söyliye - rek birkaç misal getirmiştir. İh - san Bey, türkçe yazılmış ilmi eser (Devamı 10 nuncu sayılamızda) rekeden beri inşaatı çoğalan ko- ca şehirde Terkos şirketi bu tesi- satı bir türlü ikmal edememiştir. Halbuki bu yüzden İstanbulun kaybettiğinin küçük bir hesabını yapalım mı? İstanbulda bir iki semt müstes na olmak üzere her tarafta sular öteden beri binaların ya bir katı- na ya ikinci katma çıkıyor. Bir çok zamanlar, günlerce, baftalar- ca birinci kata bile çıkamamakta- dır. Bu halde yeni apartrmanların hepsi üç yüz, dört yüz lira vere « rek motörler koydurmuşlar, bu suretle aşağıya gelen suları üst katlara çıkarmışlardır. Bu suretle motör koydurarak susuzluktan kısmen kurtulan yeni apartrmanlardan görerek eski a « partımanlar da çaresiz motör &l « mışlar, neticede bu gün İstanbu - lun lâakal (4000) binasında su motörlerle temin edilmiştir. Yel - nız bu 4000 motör yüzünden bizim Avrupaya (gönderdiğimiz para bir buçuk milyon lirayı ge - çer. Bunun elektrik o sarfiyatı da ayrıdır. Şu küçük ve basit hesap Ter - kos müdürünün 2 milyon verme « mek yüzünden İstanbulluları ne (Devamı 2 inci sayıfada) SazSAR pezER ee araya aşas gag red ŞEŞEN ERER EE a aaa Kurultayda bir konuşma : N Ali Ekrem Bey — Birader, adı son kaside olacak ... bir kaside yazıyorum, bunun Hüseyin Cahit Bey — Yahu, kasidenin sırası mı? Baksana senin kaside diline mersiye okuyorlar ...

Bu sayıdan diğer sayfalar: