17 Ekim 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

17 Ekim 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tesirınevvei OSMANLIi.":.iÎMPAğİ. ATO RLUGUN DA MAKTUL VEZlRLER T Şehir ve memleket haberleri Millî dis Tababeti kongresi 1 teşrinisani günü Darülfünunda açıüacak Birinci millî dis tabibi kongresi ikinci teşrinin birinci salı günü saat 14 te Darülfünun konferans salo . nunda açılacaktır. Merasime kon. gre umumî reisi Sıhhiye Vekili dok. tor Refik Bey davet edilmiştir. Diş tababeti cemiyeti kâtibi u . mumıisi Orhan Aptullah Bey dün bize su izahatı verdi: « Kongrenin açılma merasi . minde Darülfünun müderrislerin . den doktor Nurettin Âli, Darülfü . nun Emin vekili Mustafa Hakkı, dişçi mektebi muallimlerinden Kâ. zım Esat Beyler ve kongrenin reis vekilleri tarafından birer nutuk söylenecektir. Müteakıp celseler dişçi tababeti mektebinde aktedilecektir. Sabah celseleri umumî raporlara tahsis edilmiştir. Kongreye arzu eden herkes girebilir. Diş tababeti . nin umumî hastalıklarla olan alâ . kası gayet tabüdir. Nitekim bir çok göz hastalıkları, baş ağrıları, mide rahatsızlıkları, böbrek iltihapları ve daha bir çok dahilî uzuvların tagayyürleri dişten ileri gelebilir. Bu münasebetle bir çok kıymetli doktorlarımızın dişle umumî has . talıkların alâkasını izah eder mahiyette çok istifadeli tebliğler ha . zırlamışlarcfır. Kongremizin uyandırdığı alâka çok büyüktür. Anadolu'dan bir çok meslektaslarırnız kongreye iştirak edeceklerdir. Kongre münasebetile açılacak diş tababeti sergisi çok zensrindir.» Diş tababeti cemiyeti dün akşam saat 17 bucukta içtima edip kon . grenin kat'î programmı kararlaş . tırmıştır. Siyasî icmal Londra içtimaı neden akîm kaldr Londra içtimaı matlup netîceyî vennedi. îngiliz ve Fransız Başve killeri arasında itilâf hâsıl olmuş ise de Almanya kabul etmediğinden bu uzlaşmanın maddî bir kıymeti yoktur. Londra'da İngiliz ve Fransız ricalile Amerika'nın hususî murah hası, Almanya'nın silâh islerindeki davası hakkında en ziyade alâkadar büyük devletler arasında cereyan edecek müzakerelerde takip edilecek esas ve usulü ve müzakeratra ma hallini ve tarihini kararlaştırmıştır. Fransız Başvekili Londra'ya hazırlamış olduğu yeni bir proje ile gitti. Fakat Londra müzakeratında tngiltere hükumeti kendisinden bek • lenildiği kadar Fransa üzerinde nüfuz ve tesir icra edemedi. M. Herriot Mister Makdonald'ın millî kabinesinin terki teslihat mes'elesindeki hususî menfaat ve zâfından istifade ederek Fransız noktai nazarını ka bul ettirmeğe muvaffak olmuştur. Müstakil liberal na zır larla Lort Snowdetı'in istifası üzerine Mak • nadold'm millî kabinesi tngiliz ef kâri umumiyesi nazarında zâfa uğ ramıştı. Şiradi Mister Makdonald mevkiini sağlamlaştırmak için terki teslihat işlerinde muvaffak olmağa büyük ehenuniyet veriyor. Çünkü böyle bir muvaffakiyet İngiliz mil • letinin sırtmdaki teslihat masarifini tahfif edecek ve ayni zamanda tn giltere'nin bahrî emniyet ve selâ metini şimdi maruz bulunduğu teh Hkeden kurtaracaktır. Fransız ve ttalyan bahrî teslihat rekabeti Avrupa'daki bahrî muvazeneyi bozmuş olduğundan tngiltcre admiraltisi en~ dişededir. Halbuki müstakil bir idare bulunan tngiltere Bahriye Nezareti erkânının tngiliz siyaseti üzerinde son derecede büyük tesiri vardır. Admiraltinin birinci deniz lordu yani bahrî erkânı harbiyei umumiye reisi son zamanlarda tngiliz bahrî kuvayi umumiyesinin tertibatını değiştirmeğe ve her ihtimale karşı büyük kuvvetleri toplu bulundurmağa karar vermiftir. M. Herriot tn giliz Başvekilinin bu müşkül vazi yetinden bilistifade beş devlet konferansının Londra'da toplanmamasına ve konferansa . başlıca dev . letlerin iştirak eylemesine Mister ta konferannn Cenesre'de top^ lanmasma nasılsa Ingntere razı olmuş ve bu yolda davetameler göndermiştir. Besler konf eransınm Ce nevre'de toplanması, terki teslihat konferansinm bir cubesi halini al ması ve Cemiyeti Akvamın kanadı altına girmesi demekth*. Müsavat hakkı evvelden kabul edilmedikçe terki teslihat konferansına iştirak etmemeğe karar veren Almanya, Cenevre içtimama iştirak etmekle davaaindan kendiliğinden vaz geçmiş olacağından böyle bir oyuna girmemiş ve tngiltere'nin davetini reddetmiştir. ttalya hükumeti daveti kabul eylediginden devletler konfe • ransınm Almanya iftirak etmeksizin içtima edeceği anlasılıyor. Bu suretle Fransa Almanya'yı bozgunculukla itham ettirmek istiyor. Çünkü Al manya'nin hazır bulunmıyacağı bir konferansm ssüsbet bir if görmesme imkân yoktur. MUHARREM FEYZİ Hapisanede cinayet ••• Yazan: •* 25 Üsküdar hapisanesinde çıkan cerhhâdisesinin muhakemesine dün başlandı Katilden on beşer sene ağır hap se mahkum olup İsanbul hapisane sinde asayişi ihlâl ettiklerinden dolayı Üsküdar hapisanesine nakledi len Arnavu* Recep ve Arnavut Rüstem, üsküdar hapisanesinde gene katilden mahkum şoföf Receb'i katil kastile dokuz yerinden yaralamış lardı. Arnavut Recep ve Rüstem'in muhakeme'erine dün Ağırceza mahkemesinde başlanmıştır. Katilden mahkum ve cerhten maznun olan bu iki kişi, Üsküdar'dan müteaddit jandarmaların mu hafazası aUında getirîlmiş, bu hâdisenin şahitleri olan hapisane sa kinleri de gene bir müfreze jandarma nezaretinde Üsküdar'dan fstanbul'a nakledilmişlerdir. Evrakı tahkikiyeye göre, hâdise günü şoför Recep, hapisane berbe rinde tıra; olmuş ve dışarı çıkarken Rüstem'I Arnavut Recep yoiunu kesmişler, Recep, şoför Receb'in el leirin tutmuş, Rüstem de hâmil ol dugu sustalı çakı ile dokuz yerinden yaralamıştır. Etraftan yetişenler Rüstem'in elinden sustalıyı alarak şoför Receb'i muhakkak bir ölüm • den kurtarmışlardır. Maznunlardan Arnavut Rüstem, mahkemede hâdiseyi şu şekilde an • latmıştır: Efendim, Recep bana küfretti, yumruk vurdu; kavga ettik. Ken dimi kaybettim. Receb'i kimin yaraladığını bümiyorum. Arnavut Recep te: O esnada ben geziyordum. Şoför Recep, Rüstem'e sert sert bir şey. ler söylüyordu. Ne dediğini işiteme dim. Derker birbirlerine vurmağa başladılar. Bıçak filân görmedim. Ayırmak istedim. Bana da hücum etti. Tabiî ben de boş durmadım, yumrukla vurdum. Maznunlann istiçvabından sonra şahitler, jandarma nezaretinde mahkemeye getirildiler. Bunlardan bir kısmı Arnavut Rüstem'in çakı ile şoför Receb'e vurduğunu gördüklerini, Arnavut Receb'in de şoför Receb'e ucu sivri bir çivi ile vurdu ğunu söyîemişlerdir. Şahitlerin bu ifadeleri üzerine makamı riyasetten maznunlara tevcih olunan müteaddit suallere cevaben, Rüstem: Efendim, bir gün Recep bana geldi, burada kumar oynatacağım, esrar getirip satacağim, seninle or tak olrihm, dedi. Ben de peki dedim. Hapisanede esrar satmak, kumar oynatmak memnu değil mi? Memnu efendim ama, ne yapahm birim dışarıda kimsemiz yok, para kazanmağa, geçinmeğe mec buruz. Bu mes'eleden dolayı Re cep'le aramızda hır çıktı ve kavga ettik. Bak, şahitler, senin bıçakla Receb'e vurduğunu söylüyorlar. O, bıçağı Recep getirmişti, ü zerimde idi ama, gene ben vurmadım. Diğer maznun Arnavut Recep te: Benim elimde «biz» vardı. Şöy1> hafifçe onunla vurdum ama kan < çıkmadı. Şahitlerden bir kısmı gelmemişti. Bunların celbi için muhakeme başka güne bırakıldı. Hadım Hasan Paşa Sadrazam oldu, fakat nihayet kafasını cellâdın kemendinden kurtaramadı ve kesik başı sarayın kapısmda teşhir edildi Nihayet, bir cuma günü, namaz idan sonra Padişahin seccadesine yaklaştı. Şuradan, buradan lâkırdı açarak Gazanfer Ağa hakkında söylemedik söz bırakmadı. Ve sonu n " da; Sarayı hümayununuzu fesada vardıran bu mel'undur. Katli vaciptir. Ruhsat verin kî ibret olmak üzere ol habisi siyaset edeyim ve sarayı hümayununuzu bu beliyyeden halâs eyleim. Diyerek, (Üçüncü Mehmed) i hayrette bıraktı... Padişah, Hasan Pasanın bu teklifini pek cür'etkâ rane bulmuş ve hiç memnun olma mıştı. Çünkü, Gazanfer Ağayı seviyor, sevdiğini de herkes biliyordu... Üçüncü Mehmet, kaşlarını çattı: Rızatn yoktur. Diyerek, seccadeden kalktı. Hasan Paşa, fena halde bozulmuş ve söylediği söze nadim ©lmuştu. Lâkin, artık, ok yaydan çıkmış, bunu tamire imkân kalmamıştı. Üçüncü Mehraet, camiden avde tinde doğruca haremi hümayuna gitti vc Hasan Paşanın sözlerini valide sultana nakletti. Gazanfer Ağa, valide sultanın da makbul ve metnduhu idi. Bu sözden o da müteessir oldu. Ağayı huzuruna celbederek: Kendini, sadrazamdan koru. Bilmiş ol ki kati düşmanındır. Demeğe mecbur oldu... O zaman Gazanfer Ağa, yaralı bir arslan gibi kükredi. Fena halde hiddete gele rek: Devletlim.. Hasan Pasa kulun, aşikâre irtişa eder. Ve bütün halka karşı, (Valide Sultan, beni taksite kesmiştir. Aldığım akçeyi ona ve rir ve ben sadece bu akçelerin khri ile elinai kirletirim) der. Maksadı, kul tayfasını ayaklandırıp sizi Pa disahtan cüda edip kendisi hüküm sürmektir. Rflm.İT*1*' etmekten kastı da bu müradına nail olmaktu*. Tahkik buyurun. Eğer hilâfı zuhur ederse, boynum kıldan ince, kıhçtan keskindir... İste Yeniçeri ağası... İşte Şeyhülislâm efendi... İste sair ocak ağaları Cümlesin çağırın.. Yegân yegân sorun... Diye cevap verdi. Kısa bir tahkikat, Gazanfer Ağanm sözlerini teyit etti. Valide Sul tan, hakikaten fena halde dile gel mişti. Halkin lUanını tutmak ve bu dedikoduyu, bir tek mecraya sok mak icap ediyordu. O esnada Valide Sultan, (Bahçe kapı) iskelesindeki (Yenicami) yi yaptırtnak teşebbüsünde idi. Her sey hazırlanmış, yalnız (eşref saat) bekleniyordu. Müneccimbaşı; (1007 senesi ramazanmın altıncı günü) eşref saatin hulul edeceğini haber verdi. O gün, caminin temeline başlan mak için bütün vüzera ve devlet ricali oraya toplanmış, ilk temeltaşını koymak için Müneccimbaşımn emir ve işaretini bekliyorlardı. Bunların arasında sadrazam Hadım Hasan Pasa da bulunuyordu. Birdenbire, (sarayî hümayun )tarafından bir ka labalığm geldiği görüldü. Bunlar, bo»tancılardı. Herkes, bunların gel mesini merasimde bulunmağa atfettiler. Fakat bostancılar geldiler. Sadrazamın bulunduğu yere doğru ilerlediler. Bostancıbaşı Sadrazamın 1 ~5i3inda dikildi. Birdenbire kolu na girdi. İleri doğru sürükledi. O zaman diğe bostancılar da Hasan Paşanın yakasından ve kollarından tuttular. Halkın korku ve hayreti ara sında sürükliye sürükliye götürerek Yedikule zindanının karanlık bir köşesine attılar. * İki gün »onra, sarayi hümayunun kapısı önünden geçenler; Mosmor kesilmif, gözleri çukura batmış, buruşuk yüzlü kesik bir baş gördüler. Bu, Hadımağahğından yetişen, sadrazam Hasan Paşanın başıydı. Yenvşçi Hasan Paşa Hadım Hasan Paşanın fitnekâr lığına karşı Kapıağası Gazanfer Ağayı müdafaa eden Üçüncü Meh met, bir müddet sonra vukua gelen sipahilerin isyanında lüzumu kadar celâdet gösterememiş; tac ve tahtını kurtarmak için asilerin önünde zelilâne boynunu eğerek sevgili Ga zanfer Agasile (darüssüade ağası, Osman Ağa) nın başlannı kestîrip saray kapısının önüne attırmak su retile zorbaları teskin eylemişti. Üçüncü Mehmed'in gösterdiği bu zâf, devlet ricali arasında büvük bir fitne ve fesat uyanmasına sebep oldu. Her tarafta muhtelif şahıs ve partilerin birbirine karşı kin ve intikam ateşleri kaynıyordu. (Sadra zatn ve serdarı ekrem Yemişçi Ha san Pasa) Nemçe hududundan yeni gelmişti. Padişah, sadrazamı sevi yordu. Bu sevgisini göstermek için, yetmis yaşına geimiş olan bu vezire, henüz cocuk sayılacak derecede kü~ çük olan kerimesi, Ayşe Sultanı ver mişti. Hasan Paşaya Padişahin teveccühü arttıkça rakipleri de çoğahyordu. Onun İstanbul'a gelmesi, bir çoklarının menfaatine dokunuyordu. Bunlardan biri de (sadaret kayma kamı (Güzelce Mahmut Paşa) idi. Mahmut Pasa, sadaret makamım e~ line geçirmek için. (müfti, Sun'ullah Efendi) yi ele almış ve sadrazamın katline fetva çıkarmış.. Ve bu fet vayı da zorbaların karşısında (ka zasker) lere tasdik ettirerek Padi şaha yollamıştı. Ortada başlıca iki kuvvet görünüyordu. Biri, Yeniçerilere istinat eden sadrazam.. Diğeri de sipahi zorbalarııu elde eden Mahmut Paşa... Üçüncü Mehmet te bu cereyanları biliyor, fakat bu iki rauhalif kuvveti telif edebilecek dirayet gösteremi yordu. Sadrazam Haaan Paşa, kendi a leyhinde çıkanlan katil fetvasımn Padişaha verildiğini haber alınca huzura geldi. Mahmut Paşanın zorbalara otuz bin f ilori altını dağıta rak cümlesinin imanını satın aldığını isbat etti. Padişah, Mahmut Pa şamn derhal katli için emir verdi ve bu vazifenin ifasraa da kapıcılar kâhyası Kasım Ağayı gönderdi. Ka~ sım Ağa Mahmut Paşanın konağına gitti. Her taraf ı aradı. Fakat Mah mut Paşadan eser bulamadı. Bu tarafa bu işler olurken, diğer tarafta da sadrazam zorbalardan korkuyor, gibi tebdili kıyafetle ko nağından çıkarak Yeniçeri ağası kapısına geliyor, orada kaljyordu. * Bu esnada zorbaların isyanı patlak verdi. Fakat, müteyakkız bulu nan sadrazam tedbirle hareket etti. Mabadl var Avrupa'ya tahsile giderek 50 taIebenin hazırlıkları ikmal olunmustur. Talebeler on güne kadar hare ket edeceklerdir. Bu husustaki mu. ' amelelerle Maarif umumî müfet işlerinden Reşat Nuri Bey meşgul olmaktadır. Yeni İcra ve Avrupa'ya gidecek talebeler ıflâs kanunu Tatbikata dair nizamname dün gönderüdi tcra ve iflâs kanununun tatbikine dair Adliye Vekâletince teklif ve Şurayi Devletçe tadilen tanzim edilen nizam name dün Vilâyete tebliğ edilmiştir. Yeni nizamnameye nazaran aynca iflâs dairesi bulunmıyan yerlerde icra ve iflâs işleri icra memurunun mes'uliyeti alfanda görülür. Bunların memurlan valiler tarafmdan tayin edilir. tcra ve if • lâs dairesinin mes'ul âmirleri icra ve iflâs memurlarıdır. Borçlardan vaki olan tahsilât borcun tamamına baliğ olunca borcun itfa edildiği derhal bildirilmesi lâzımdır. Her icra memuru, esas, takip, esami, kasa, hesabı cari, muhabere sadıra, muhabere varide defteri namile yedi defter tutmak mecburiyetindedir. Bir ödeme emrine karşı vaki olan itirazın ref'i talep edilince icra dairesi isin dosyasun hemen ait olduğu tetkik merciine göndermekle mükelleftir. Tapu işlerinde Yeni teşkilât Tapu umutn müdürü izahat veriyor Adadoludaki tetkik veteftişlerinî bjrirerek sehrnnne gelen Tapu ve Kadastro Umum müdürü Cemal Bey bugün Ankara'ya gidecektir. Cemal Bey dün kendisüe görüscn bir muharririmize demiştir ki: « Yeni tapu sicil muhafız tesld • lâb, bundan evvel günlerce süren tasarruf ve tapu alma muamelelerini bir saat işi haline getirmiştir. Yeni teşkilât Izmir'de çok iyi netkeler vermiştir. Bu teşkilât şimdiye kadar ancak kadastrosu yapılan yerlerde vücude getirilebumekte idi. Bu yüzden bir çok vilâyetlerde halk, gene tapu çıkarabihnek için haftalarca uğrasmak mecburiyetinde kaüyordu. Yeni teskflâtm kolaylığından bütün halkın istifade edebflmesi için mevcut kuyudu tasnif suretile ta pu sicil muhafız teşkflâtmın vücude getirUmesine çahsıyoruz. Bu meyanda mer kezi Izmir ohnak üzere Manisa, Denizli, Aydm mmtakalannda tatbik edilen tapu sicil muhafız teşkilâtmın, merkezi Ankara olmak üzere Çankın, Yozgat, Yenişehir ve Çorum'da da tatbikı için icap eden tedbirler alınmışhr. Gelecek seneden itibaren tstanbul semtinde Alemdar nahiyesüe Beyoğ • lu'nda tasarruf kayıtlaruun tasnifi ik • mal edilen 16 mahallede de yeni teş kilât ile faaliyete geçilecektir. Yeni teşkilât memur kadrolaruıda tasarruf imkânını temin edebîlecektir. Nitekim evvelce tzmir'de 24 memur varken bunlarm adedini 14 e indirmek kabil olmuştur.» Hâlâ tayin edilmiyen Muallim mektebi mezunları Haber aldığımıza göre bu sene muallim mekteplerinin eylul imtihanmda mezun olan talebelerin tayin emirleri hâlâ gelmemiştir. Tedrisata baslandıgı halde tayin edilmiyen yeni muallimler fena bir vaziyette kalmışlardır. Şehrimiz muallim mektebinden mezun olanlann bir kumı memleketlerine gitmiş, Idmsesi olmıyan on kadar mezun genç mektepte kalmışhr. Bunlar ayn ayn Vekâlete müracaat ederek kış gelmeden biran evvel tayinlerini istemisler • dir. Haber aldığımıza göre bu hususu bir kaç defa telgrafla vekâlete arze • den mektep idaresi evvelki gün tek rar Vekâlete müracaat etmiştir. Dün matbaamıza gelen bir kaç muallim tedrisata başlanah bir buçuk ay olduğu halde tayin edilmediklerini, kimseleri olmadığı için sıkışık bir vaziyette bulunduklannı söyîemişlerdir. Vekâ • letin bu genç muallimlerin sür'atle imdatlanna yetişeceğini şüphesiz addediyoruz. Bir baytarımızın muvaffakiyeti Akdeniz memleketlerinin doktor. ları Marsilya'da bir hıf zıssıhha kongresi aktetmişlerdi. Bu kongre ye Parîs'te bulunan ve Pastör mü . essesesi müdürlerinden Profesör Legru'nun asistanı olan baytar Kemal Cemil Bey de iştirak etmiştir. Yugoslavya hükumeti Pastör müessesesi erkânına nişanlar vermiştir. Bu arada hayvanlarda ream hastalığına karşı çok tesirli bfr seromun keşfinde âmil olan Kemal Cemil Bey de Sensava nişanının ofisye salibini almıstır. Fort piyangosu Dün çeküdiTbir talihli otomobil kazandı Ford kumDanyası bir otvanro tertip ve dört ay zarfında otomobil alanlara aynca birer numara vererek piyangoya iştiraklerini temin etmişti. Mühlet dön nihayet buldvğundan piyango resmî ve gayriresmî bir çok zevatm huzurfle dün öğleden evvel Topane'deki Ford fabrikasmda çekilmiş ve ödemis'li Sait oğlu Remzi Bey bir kamyon kazanmıştır. Kur'ai Dünya Güzellik Kraliçesi Keriman Hanım tarafından çekilmistir. Sınıfta kalan talebeler Bu sene kız muallim mektebi ile bazı liselerdeki talebelerden bazılan imlâ, edebiyat gibi bazı tâli derecedeki derslerden, birer derse münhasır kalmak üzere ikmale bırakılmışlar ve sınıf geçememişlerdir. Bu talebeler, böyle yalnız bir ders yü zünden bir senelerini kaybetmemek için Maarif Vekâletine bir istida göndere rek kendilerinin tekrar imtihana tâbi tutulup, sınıflannı geçmelerine imkân verilmesini rîca etmişlerdir. Maarif Vekâletince esasen böyle bir ders yüzünden ikmale kalan talebele • rin tekrar bir imtihan geçirmeleri hak kmda bir karar verilmesi tasavvur e dilmektedir. Vekâletin bu kararı bugünlerde Ma • arif müdiriyetine tebliğ edilecek, tale beler de mekteplerinde tekrar imtiha na tâbi tutularak bu ders senesine yeni smıflannda baslıyacaklardır. müderrislerinden Köprülüzade Fuat IO I 1 * 1 I Bey gene Berlin'de ç.kan bir «iman 2 mukavele ımzalanacak çıkan inde ca gazetede Alman gazetelerinin bu (Birinci sahifeden mabaitt neşriyatına cevap vermiştir. taları tamamen halledecek olan bu Fuat Bev bu makalesinde Ankamüzakerat için hükumetinden vâsi ra'da toplanan tarih kongresinde salâhiyet almış bulunmaktadır. Bu Gazi Hz. nin nutuk irat etmediklehususta elde edilecek itilâflar üze rmi sadece baş dinleyici olarak konrinde iki hükutnet arasında aktedilegreyi takip buyurduklarını söylemek cek olan itilâfnameyi Fransa namına suretile Alman gazetelerinin ilk haM. Ponsot imza edecektir. talarını tashih ettikten sonra kon Bir gazetenin yazdığı gibi bu itigrenin gaye ve mahiyeti hakkında lâfın şimdilik yalnız parafe edilerejs izahat vermektedir. Bu izahat sıraitilâfnamenm Hariciye Vekilimiz sında Tarih Kongresinde ecnebi âlimTevfik Rüştü Beyefendinin Cenev lerin tetkiklerinden hiç bir vakit yüz re'den avdetinden sonra imza edileçevrilmediğt ve bilâkis verilen ceği haberi doğru değildir. konferanslarda mehaz olarak gö« terildikleri ancak hususî maksat larla bazı Avrupa müelliflerinin yfiksek Türk medeniyetini inkâra varan eserlerinin nazari itibara alın Dil Kongresinde mühim beyanatı madıği söylenilmektedir. kaydedilen Profesör M. Martayan Fuat Bey makalesinin sonunda Efendi dün Vali Beyle vali muavinu Tarih Kongresinin zabıtlarınm yakınni ziyaret etmiştir. Mumaileyh bun. da bir kül halinde neşredilmek su dan sonra burada Dil heyeti ile bir. retile herkesin nazari dikkatine arzohmacağmj ilâve eylemektedir. likte çalışacaktır. Eski bir binanın yıktırılmsaı menedüdi Bir kaç gün evvel Sultanahmet camisinin Sultanahmet parkına na zır bulunan kapısı yanındaki oda . lar sahibi tarafmdan yıktırılmak istenmiş ise de Müzeler müdiriyeti bu odaların cami ile beraber yapıl. mış âsarı atikadan olduklarım ileri sürmüştür. Bunun üzerine Belediye polis vasıtasile yıktırma ameliya tım tatil ettirmiştir. Seyyah sporcuiar Kütahya'dan yaya olarak seyahate çıkan Kütahya Gençler BirlL ğine mensup İbrahim ve Baha Ef endiler Bartın dahilinde Deverek'e varmışlar, bir gece kaldtktan sonra Bolu'ya gitmişlerdir. Eksper kursu talebesinin şikflyeti Tütün inhisar idaresi bundan bir, iki sene evvel bir eksper kursu aç. mış ve bu kursa alacağı talebeleri kurstan çıkar çıkmaz 80 lira maas» la eksper namzedi otarak tayin edeceğini ilân etmişti. Bu serait bir kanuna istinat ediyordu. Kurstaki talebe bu sene tahsillerini ikmal etmişlerdir. Fakat inhisar idaresi kendilerini kâtiplik, memurluk ve saire gibi hizmetlere tayin etmiş bir kısmını da açıkta bırakmıştır. Kursu ikvud «den taleb* buna muhtelif »akamlara şilsâyette bulunrauşlardı»* Rıhtım antrepolarında yeni bir suiistimal Gümrük idaresi tarafından rıh . tım antrepolarında yapılan tetkikat neticesinde yeni bir suiistimal mey. dana çıkarılmıştır. Senelerdenberi gümrük ambar ve antrepolarında muhafaza edilen 6,672,000 lira kıy. metindeki dört bin parça eşyanın ortadan kaybolduğu anlaşılmakta. dir. Gümrük idaresi bu parayı rıh • tım şirketinden istemektedir. Otomotris seferleri başladı Adana . Mersin arasında işlemek üzere Devlet demiryolları idaresi tarafından getirilen otomotrisler sefere başlamıslardır. Adana Mersin arasında günde altı otomotris seferi yapılacaktır. Otomotrisler Adana • Mersin arasındaki mesafeyi iki sa. atte katetmektedirler. Bu sayede Mersin re Adana'da hayat büyük bir taharvtile uğrıyacaktır. üsküdar tramvayları hukuk müşavirliği Üsküdar ve havalisi halk tram vayları sirketi hukuk müşavirliğine; Belediye hukuk işleri tenfiz ve mu. amelât memurı; avukat Süleyman Sım Bey tayin dilmiştir. Martayan Ef. nin ziyareti Suyollarını bozanlar Son zamanlarda bazı kimselerin çeşme yollarını bozarak borular v». sıtasile suları kendi evlerine almak. ta olduğu gÖrülmüştür. Belediyec* bu kabîl harekette bulunanl«r aley. hmde dava açılmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: