17 Ekim 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

17 Ekim 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

;17Teşirinevvel ^Cumhuriyet •• 9 Avrupa nın unutmıyacağı gün! Kat'î bir muharebenin 1200 üncü yıldönümü Muhammet, on üç asır evvel irtihal ettî. Onun irtihalinden bir asır sonra islâm devleti Sint'ten Atlas Okya nosu'na, Maverayi nehirden Ron vadisine kadar uzanmış ve yayılmıştı. Müslümanlar ilk hamlelerde ts tanbul'u zaptetemedikleri için başka bir yol ile Avrupa'ya girmek istediler ve onun için Akdenz'in cenubundan Mısır ve Şimalî Afrika tarıkile Cebelüttarık ve İspanya'ya girdiler, oradan Perene dağlarına kadar ilerIediler. Tam bu sıralarda bütün dünya ve bilhassa garp müverrihlerini derinden düşündüren bir muharebe vuku buldu. tfyle bir muharebe ki miiverrih Hallam ondan bahsederken <?kat*i ebedi, yani makus olsaydı ve o muharebede hristiyanların yerine müslümanlar zaferi kazansaydılar •Şarl Martel bütün dünya tarihi bambaşka olurdu.» Müverrih Gibbon da «islâm kırini meharet ve ketumiyetle idare Iıçları o muharebeyi kazansaydı, ederek hasımlarına ansızın yüklendi. Kur'an tercümeleri Oksfort Darülİki taraf altı gün, mevki kapmak fiinununda okunur, İngiltere mim için uğraştılar, 732 senesi teşrinievberlerinde Muhammed'in telâkki etvelinin 17 inci günü Abdurrahman tiği vehyin hak olduğu öğretilirdi» taarruza geçti. Taarruzun ilk neti • derler. celeri pek mühimdi ve Abdurrah • man muzafferdi. Fakat pek sağlam Bu muharebe «Tours» muharebesidir ki 732 senesinin 17 teşriniev Alman atları kullanan düşman sarsıntıya tahammül etti. Müslüman • velinde, yani tam 1200 sene evvel lar, hücumlarmı tekrarlamışlardı. vuku buldu. O senenin yaz mevsi • Fakat neticede Kont Eudes'in ce minde Endülüs hükümdan Abdur nahtan vuku bulan bir hareketi müsrahman 80,000 askerden müteşekkil lümanlan gerilemeğe mecbur etmiş, bir kuvvetin başında Perene dağ • düşman taarruza geçtiği zaman ta larını geçmiş, ve Avrupa'nın kalplih te dönmüştü. Abdurrahman'ın şegâhma doğru yürümüştü!.. hit düşmesile ordusu bozulmuştu. Müslümanlar daha evvel de buna Ertesi gün, güneş doğduğu zaman benzer istilâ hareketleri yapmışlarmüslümanların beyaz çadırları meysa da muvaffak olamamışlardı. Fadanda duruyor, fakat ordunun yekat Abdurrahman Ron havalisini rinde yeller esiyordu! geçmiş, Arles'i zaptetmiş, hiç bir mukavemete uğramadan Dordogne Mübalâğali ve hiç şüphesiz esasve Godrrone taraflarında ilerlemiş ve sız rivayetlere göre müslümanların Aquitaine Kontu Eudes'i öyle bir heo günkü zayiatı (375,000) di. Bu zimete uğratmıştı ki devrin miiver • nun asl: olmamakla beraber müslürihlerine göre, bu muharebede makmanların o gün elim zayiata uğra tul düşenlprin hesabını ancak Allah dıklarında şüphe yoktur. Düsmanın bilirdÜ zaferi kat'î idi. Aquitaine ülkesi tahMuzaffer müslümanlar, Aauitaine liye olunmuştu. Fakat müslümanlan vadılerını ıstıladan sonra sancaklatekrar Perene dağlarımn gerisine at»rını Tours ve» Senes şehirlerinin kapımak için bir neslin uğrasması icap larına dikmişler; Burganady'den Buetmiştir. Çünkü müslümanlar ancak sançen ile Lyons'a kadar gönder 759 da Perene'nin gerisine döndü mişlerdi. Bu suretle müslümanlar ile ler. Cebelüttarık arasında bin milden Müslümanlar bu muharebeden fazla bir mesafe uzanıyordu. Müversonra, Fransa'ya karşı taarruzlannı rih Gibbon'un dediği gibi bir hamle yeniliyemediler ve müslümanhk Avdaha, rrüslümanları Lehistan hudurupa'ya daha fazla nüfuz edemedi. duna ve İskoçya dağlarına götüre • 1200 sene evvel vuku bulan bu bilirdi. Fakat Avrupa bu hamleden muharebede, makus bir tecelli netikurtuldu ve onu Şarl Martel kurtarcesi olarak müslümanların yenilmedı. leri, Avrupa için hayırlı mı oldu?.. O zaman frank kralları uzun saçTarihin bu cilvesini bugün bile lı, çürük kafalı, olgunlaşmadan yıptahlil edebilip kat'î bir cevap veren ranan birer mütereddi idiler. Asıl yok. kudret ve satvet saray nazırı olan Muhakkak olan nokta, müslü Şarl Martel'de idi. manlann o gün zaferi kazanmalarile Bütün Avrupa bu muazzam teh büyük bir neticenin elde edileceği likle karşısında titriyorrdu. Franklar idi. O da islâmiyetin garphlaşması memleketlerini kurtarmak için Şarl ve asriieşmesidir. Avrupa'nın kaf ası Martel'i çağırdılar. Şarl kuvvetler on iki asır islâmiyeti işliyecekti. Bu toplıyarak müslümanlan Tours ile hezmet buna mâni oldu. Poitiers arasında buldu. HareketleÖMER RIZA Istanbulspor galip Atina Olempiyadmda Eskişehir Tayyare takımı 20 mağlup oldu (Birinci sahifeden vıabait) Takımlar şu suretle teşekkül Istanbulspor: Kemal, Ali, Samih, Aziz, Hasan, Fahri, Reşat, Nihat, Salâ hattin, Salâhattin, Tevfik. Eskişehir: Kâmil, Cafer, İrfan, Rahmi, Hüseyin, Cahit, Kemal, Orhan, Necati, Emin, Saim, Lutfi. Oyuna Tayyare takımı başladı. İlk dakikalar İstanbulsporun güzel paslaşmalarile geçiyordu. Eskişehir'liler fal solu vuruşlarla pas kesmeğe uğraşiyor • lardı. Istanbulspor dördüncü dakikada bir fırsat kaçırdı. Salâhattin kaleye pek yakın bir yerden topu avuta attı. Tay yare takımının sol hafının aksaması, İstanbulspor'luların bilhassa sağdan müessir surette işHyebilmelerini intaç ediyordu. Bir an sağ açığın çok güzel bir ortalayışım Eskişehir'li müdafi müşkü lâtla kurtarabîldi. Eskişehir'liler arka arkaya bir kaç tehlike atlattıktan sonra topu nihayet uzaklaştırdılar. İstanbul kalesi önüne gelen top kalecinin yerinde bir yetişmesile geri döndü. 10 uncu dakikada bir çarpışma neticesinde İstanbul takımmdan Tevfiğ'in ayağı incine rek dışan çıktı. 12 inci dakikada Tay yare aleyhine bir firikik verildi. Çok güzel bir vuruşla kaleye gönderilen top müdafilerden bhine çarparak geri döndü. fstanbul muhacimleri topa tekrar yetiştilerse de bu defa top avuta kaçtı. 29 uncu dakikada Eskişehir aleyhine bir korner oldu. Salâhattin'in çok güzel ortaladığı topa müdafilerin za ı manında müdahalesi Eskişehir'lileri cîddî bir tehlikeden kurtardı. ' 40 uıcı dakikada tstanbulspor'lulann yaptığı bir favulden çekilen topu kapan Tayyare takımı muhacimleri sür'atle İstanbul kalesine indiler, ve topu sıkı bir havale ile kaleye gönderdiler. Kaleci topu meharetle tuttu. 44 üncü dakikada Istanbulspor'lular kombme bir akmla Eskişehir kalesi ö nüne kadar sokuldular.. Eskişehir'liler şu son dakikada husule gelen tehlikeli vaziyeti kalecilerinin cidden fedakârane bir kurtanşı sayesinde atlatblar. 00 beraberlikle devre nihayet buldu. 2 inci devre sert bir cereyanla başladı. Hemen ilk dakikalarda, İstanbul hücumlarından birmde, kendisi için iyi bir fırsat elde ettiği bir anda Istanbulspor açığına Eskişehir müdafi'eri tarafuıdan 18 yarda dahilinde yapılan gayrinizamî bir harekete hakem penaltı verdi. Sa mih, güzel bir vuruşla bu fırsatı gole tahvil etmekte güçlük çekmedi. Oyunun bu ilk golün sür'atle beraber sertliği de arttırmış oldu. Bu vaziyet dahilinde bilhassa Eskişehir'liler birbirini takip eden favuller yapıyorlar ve bu hal üzüntülü ve zevksiz bir hava yaratıyordu. Galibiyet vaziyetini elde et miş olan İstanbul takımı, Eskisehir'lilerin bu hatalı oyunlaruıdan istifade et meği bilerek oyunda ağır basmağa ve nisbî bir hakhniyet elde etmeğe başlamıştı. Bilhassa sağdan hücumlan tehlikeli ve müessir oluyorlarsa da sağ açığın aldığı pasları iyi kullanamaması, ihdas edilen fırsatlaruı kaçmlmasmı mucip oluyordu. 20 inci dakikalara doğru Tayyare takımının kendisini toparladığı, bozuk bir şekilde devam eden oyunlarını dü>el terek İstanbul kalesine müessir akmlar yapmaga başladığı görüldü. Fakat, İstanbul kaleci ve müdafilerinin gayreti bu akınların hiç birisinin neticeyi de • ğiştirmesine mevdan vermiyordu. 24 üncü dakikada havadan gelen bir topa sıçnyarak kafa vurmak istiyen İstanbul müdafii Samih, hatalı bir hareketle düşürüldü. Bu suretle hafif bir şekilde sakatlanan Samih oyundan çıktı ve İstanbulsoor bir müddet 10 kisi ile ov n °dıktan sonra Samih tekrar yerine girdi. Oyun beklenilen tam heyecan ve zevkini almış olduğu halde devam ediyordu. tstanbul'lular galibiyeti daha emin bir vaziyete sokmak icin hücum larını sıklastınyor, Eskisehir'liler ise 1 0 mağlup vaziyetten kurtulmak emelile olanca emeklerile hücumlara mukabele ediporlar, bilhassa soldan işlemecre uğraşıyorlardı. Bunun için de açık bir oyun sistemi takibi yoluna düstüler.. Fakat hemen iki üç dakika süren bu açık ve dağmık vaziyetten İstanbulspor'lular zamarunda istifade etmeği bildiler, sağ dan seri bir akınla Eskişehir kalesini sardıiar.. Topu ayağma geçiren Tevfik bir iki çalunla müdafileri atlatarak ta kunının ikinci sayısını kaydetti. Oyunun son dakikalannda yapılan bu golden sonra oyun şirazesini kaybeder gibi oldu. Top gayri muntazam paslarla oradan oraya gidiyordu. Devre 20 Istanbulspor'un galibiyetile nihayet buldu. Cuma günü saat 15 te İstanbulspor'Ia tzmir Albnordu takımları final maçını yapacaklardn*. Bir Liranm Başmdan Geçenler... Tefrika numarası: 9 Yazan: Kemal Ragıp Endülüs hükümdan, Poiî iers harbini kazansaydı Dün yapılan müsabaka bugün Avrupa'yı ba?ka türlü görecektik îarda da derece alamadık Islâm dininin nâşiri olan Hazreti Atina 16 (A.A.) Üçüncü Balkan Olempiyatlarının ikinci gününe «15 teşrinievvel» ait neticeler şun Iardır: 200 metre düz. Birinci, FrangouIis (Yunanistan), 22 saniye 9/10; ikinci, Lovenfeld (Romanya); ü • çüncü, Semih (Türkiye). 5000 metre. Birinci, Tsoukalas (Yunanistan), 16 dakika 7 saniye 4/10; ikinci, Nanos (Yunanistan); üçüncü, Koren (Yugoslavya). 400 metre manialı. Birinci, Ha djigrsgoriou (Yunanistan), 58 saniye 1/10,; kinci, Katsiz (Yunanistan)* üçüncü, VrigiJ (Romanya). 3 adım. Birinci, Papanicolai (Yunanistan) 13 metre 675; ikinci, Mikitch 'Yugoslavya); üçüncü, Elefteryadis (Yugoslavya). Yunan usulü diski atma. Birinci, Gantcheff (Bulgaristan), 37 metre 29; ikinci, Syllas (Yunanistan); ü • çüncü, Kleut (Yugoslavya). Balkan bayrak yarışı: (100 M., 200 M., 400 M., 800 M.). Bhinci, Yunan takımı, 3 dakika 28 saniye 4/10; ikinci, Romanya takımı; ü • çüncü Yugoslavya takımı. Umumî tasnif: Yunanistan 90 puvan, Yugoslavya 47 puvan, Roraan ya 44 puvan, Bulgaristan 15 puvan, Türkiye 14 puvan. Tenis: Romanya, Bulgar takımı maça gelmediğinden galip ilân edilmiştir. Romanya takımı sıfıra karşı 3 muvaffakiyetle Türkiye takımını yenmiştir. Umumî tasnif: Romanya, 21 Türkiye 3, Bulgaristan 0. Beş lira vermek için karısile kavga edesı adam, cebinden çıkardığı yüz Pralıgı kumara veriyordu? Necati gelsin de, alayım ve yaptırayım... Diye, aylardanberi zihninde ne ler hazırlamıştı. Kendisi için ufak tefek, çocuklar için üstbaş, ev için eksikgedîk, öteberi neler lâzımsa hepsini sayıp döktü. Necati, aylar. danberi İstanbul'da yoktu. Ne za man böyle iş için üç beş ay bir yere gitse, binlerle lira kazanıp öyle dö. nerdi. Kadın da buna güveniyordu. Kocası: tşlerimiz çok fena gitti. Mü . nakasada karşımıza bir çok rakipler çıktı. İş yok, diye herkes fiat kırdı. Biz de yüzde otuz yedi ten. 7İlât yaDtık. İ5İ aldık amma çok zivan ettik. Senelerdenberi bütün kazandıklarımızı kaybettik, dersem yalan olmaz. Gönderdiğin mektuplarda böyle dememi«tin. İşlerimiz çok iyi diye yazıyordun. Sen üzülmiyesin, diye öyle yazmak lâzım geldi. Peki amma, görüyorsun ki hiç birimizin üstünde yok, başında yok.. Aylardanberi sokağa çıkamı • yorum. Zemherir zürafası gibi yaz. Iıklarla âlemin yanına çıkmaktan utanıyorum. Bana bir kürk vadet . mistin amma, mademki işler fena gitti, diyorsun? Bari kışlık bir manto yaptır razıyım!.. Şimdilik kabil değil.. Baka Iım, başka bir işimiz var; onu dü . zeltebilirsem o zaman... İyi vallah.. Ben böyle kış ortasında aylarayı hasır şapka, sepet iskarpin, margizet entari ile mi ge. zeceğim?.. Hasır şapka ile neden geziyor. sun?. Geçen kış kaç tane şapka yaptırdın; onları giyersin!. Onlann modası geçti. Eski şapkalanmı giyip te kendimi âleme güldüremem... Hem netne Iâ zım... Ben eski şapka ile gezersem sen utan.. Senin şerefin... Şimdi şapka, iskarpin. elbise. manto derken senin bütün istedik. lerini almıya kalksak, yüzlerle lira lâzım... Peki, ya salondaki lâmba kırılmıştı, onu değiştirecektik; yeni bir lâmba alacaktık?. Haniya ye . mek odasına muşamba döşetecek . tik?. Misafir önüne çıkarılacak bir çift bardak kalmadı; biraz bardak tabak alacaktık?.. Hanım, ben param yok, diyorum; sen hâlâ türlü türlü masrai" kapısı açıyorsun!.. Peki, ya çocukların üstübaşı. . Onlar da hırpani gibi mi gezecek?. Neden hırpani gibi gezsin ler?. Hanım ol da biraz eskilerini tamir et!. Ya... Ben hanım değilim öy. le mi?.. Beğenmiyordun da ne diye aldın öyle ise?. Şimdi, lâkırdıyı değiştirip te kavga çıkarma... Kavgayı sen çıkanyorsun!. Çocukların ayaklarında lâstik yok. Altları delik iskarpinle mektebe gi. diyorlar. Lâstikleri de ben mi ta . mir edeceğim?.. Ben lâstik mastik alamam... Sana otur da lâstikleri kendin yama demiyorum ya.. Eskiciye gönder, tamir ettir!. Kuzum, sen deli mi oldun?. Lâstik dediğin ne ki?.. İkişer lira dan dört lira... Hepsinden vaz geç. tim. Bari beş lira ver de çocuklara birer çift lâstik ile birer çift çorap alayım!.. Beş lirayı benden koparınc» senin ne yapacağını bilirhn. Çocuklara lâstik alacağına gider kendin<> bir çift ipek çorap alırsın!.. Karı koca uzun uzun söylendi ler, atıştılar, kavga ettiler.. Karısı ağlıya ağlıya kendini kanapenin üstüne attı. Kocası beş lirayı verme . den kapıyı çekip çıktı. Şimdi gene o adam burada hiç düşünmeden cebinden yüz lira çıkardı; ev sahibine verdi. O da onun önüne o allı ye . silli kemik parçalarından bir avuç koydu: Işte fişleriniz. . Sayınız!. Kendimi bildim bileli, aralann. da yaşadığım insanlar bana bir kıymet verdiler. Gezdiğim yerlerde korkusuz bir saltanat sürdüm. Et. rafımı saran insanlar için bir lira. nın ne büyük kıymeti, *ne kerameti vardır!.. Bir tek lira nice ailelerin bir günlük nafakası... Bir tek lira bir hastanm ilâç parası... Bir tek lira uzun uzun göz yaşı... Bir tek lira saatlerce süren bir didinmeden sonra damla damla akan alın ter . leri demektir. Bir liranın adı ge • cince bunlartn hepsi birden göz önüne gelir. Onun varlığı bir insani doyurur, yokluğu açlık demektir, ölüm demektir. Bir tek lira ile günlerce katıksız ekmek yiyenleri, geçinip gidenleri her yerde bulabilirsiniz. Bir tek lira göz y*$tarını silen, Vn,ıt>« bîr 4 ı l n ı a >&!lVU)lu 1 (tİİİ Poker masasında... tngiliz bahriyelileri Atina stadında Atina 16 (A.A.) Yunan halkı bugünkü pazar günü Atma stadyo munda Balkan olempiyatlannda hazır bulunacak olan Ingiliz bahriyeIilerine muhtesem bir istikbal yap * mak için hazırlanmaktadır. Ingiliz bahrî mızıkası, Yunan ve tngiliz marşlannı çalacaktır. KARtLERtMtZE KOLAYLIK. Aylık abone Hususile vilâyetlerdeki bir çok karilerimiz gazetelerini munta • zaman kendi adreslerine alabü • mek için bizden bazı kolaylıklar is temektedirler. Bu aziz karflerm arzulanm yerine getirmek üzere Cumhuriyet için ayhk abone usulü ittihaz etmeğe karar verdik. Ay • lık abone bedeli yalnız düren bir mufcka gibidhr!.. Sabahtan akşama kadar yük taşıyan, toprak kazan, taş kıran amelenin günde . liği bir tek lirayı geçmez... Bütün gün sokak sokak dolaşan, bağırmaktan göğsü sıkışan satıcılar, çok defa ceplerine bir lira koyma. dan evlerine dönerler... Sabahtan akşama kadar yaptığı alışverişte bir lira kazanamadan kepenklerini in. diren kaç tane dükkân istersiniz?. Bir tek liranın yokluğu bazan bir insanın hayatını altüst edebilir; bir evin tadını kaçırır; bazan bir genç kızı, bir kadını lekeleyiverir!.. Mabadi var 150 kuruş... tan ibarettir ve tabiî peşin olarak gönderilmek îâzımdır. Bu usul idarece fazla mesaiyi icap eden külfetli bir meşgale olduğu için abonelerinin inkıtaa uğramamasnu istiyen karOerimizin paralannı idareye vaktinde yeti • şecek veçhile döndermekte devam etmeleri iktiza edecektir. hal anlatmış oluruz . Her sene olduğu gibi bu yıl da otomobillerle bir çok müsabaka]ar, yarışlar yapılmıştır. Bu müsabaka ve yanşlarda, muhtelif otomobil ler bir çok noktalardan tetkik edil. mişlerdir. Hangi markaların dayanıkiı, hangilerinin kazalara karsı daha emniyetli hele en az masraflı olduğu mes'eleleri müsabakalar ne. ticesinde az çok tesbit olunmuştur. Yapılan müsabakalar, ekseriya bü. yük otomobil ve lâstik fabrikalan taraf ından sırf reklâm kastile tertip edildiği için bu işlerde daha ziyade ticaret fikri hâkim olmaktadır. Dünyada hüküm süren şiddetli buhran ve müzayekaya rağmen bazı memleketlerd'e, meselâ Fransa'da otomobillerin çoğaldığı anlaşılmış . tır. Yirminci asır medeniyetinin fank alâmeti olan motör, bu sat . vetlî ve harikalı enerji hazinesi beşer hayatının her subesine girmiş bulunuyor. Bu itibarla yirminci asır medeniyetine motör medeniyeti de. nilse hata edilmiş olmaz sanırız. Otomobı'ler yalnız sür'at vc da yanıkhlık noktasmdan değil, lüks cihetinden de şaşılacak terakkiler göstermektedirler. Hele karoseri şekilleri, dahilde yapılan mükellef tertibat şaşılacak derecededir. înebolu'da Yumurta ticareti Amasra Limanı doluyor • ^«^• İktisadî buhran otomobil ticaretini durdurmadı Otomobiller Amerika'da 28,000,000 u, Fransa'da 1,689,000 i buldu Tacirlerimiz çok müşkül Iskelenin bir kısmı kara haline geldi vaziyet içinde... Amasra limanı gittikçe dolmaktaİnebolu (Hususî) Fena vaziyete dır, bütün teşebbüslere rağmen bu lidiişmüş olan yumurta ticareti hakkında manin temizlenmesi hakkında henüz yakmdan tetkikatta bulunmak üzere bir karar verilmemiştir. Geçen sene bura tacirlerinden Ali Yazıcızade Ali Faik B. geçen çarşamba günü Barselon'a f ırtınadan limanda batmış olan Rize vapuru da hâlâ çıkanlamamıştır. gitmiştir. Ali Faik Bey yumurta satışı Vapurun battığı yerde geçen sene hakkında çektigi telgrafta diyor ki: dört metre su varken şimdi küçük «Türkiye'den İspanya'ya gönderilen çocuklar bile batan vapurun yanına yumurtalann piyasa üzerinden bedeli kadar gitmektedirler. Evvelce yap Blege tâbi tutulmakta ve her sandık için 500 frank Banka İspanor Amerikana tırılan yolcu iskelesine yüklü ka yıklar bile yanaşabilirken bugün isBankasuıa gümrük resmi ile beraber yakelenin bir tarafı tamamile kara hatırıldıktan sonra mallara müsaade edilline gelmiştir. Bir sene evvel deniz mektedir.» kenarma yaptırılan gazino, otel ve İspanya hükumetinin yumurta ihra rıhtım simdi denizden üç metre içecatımızı bu şartlara bağlaması kendi ride ka'mıstır. Bütün bunlar Rize vamallarmı bize satmak için tüccarımızı purunun çıkarılmamasından ileri bir nevi mecburiyete sokmaktan baska gelmektedir. Millî mücadele sene bir sey değildir. Halbuki İspanya'dan lerinde batan Şahin vapurunun enancak şarap için ihracat müsaadesi vekazı da limanin en iyi bir mahallini rilip diğer emtia için izin verilmemesi işe yaramaz bir hale getirmiştir. İkpiyasada fena tesir yapmıştır. mal edilemiyen dalgakıranm bir u Memleketimizde üzümden yapılan halis şaraplara mahreç ararken tspan cu da dalgalarla sakatlandığından taşlar gitgide dağılmaktadır. ya'dan ne diye Türkiye'ye şarap ithal edeceğiz ? Dalgakıranı koruyan bloklardan bir kısmı da harap olmuştur. Bartın Ali Faik Beyden gelen bu acı haber gazetesi bu kış en küçük bir fırtınaüzerine yumurta tacirlerimiz ne yapadan rıhtımın da tehlikeye düşece caklaruu şaşırmıslardır. Bu şerait altınğini yazıyor. da İspanya'ya yumurta gönderilemiyecektir. Bununla beraber çalışkan ta lar tarafuıdan kredi açılması üzen. cirlerinüz köylülerimizi büsbütün acıkh yumurta piyasasının salâh peyda ettiğivaziyete düsürmemek için piyasadan ni yazmışlarsa da burada İş ve Ziraat pek az bir fark ile yumurta mubayaa Bankalanna tüccara kredi açılması için sına devam etmektedirler. Eğer vaziyet emir gelmemiştir. Eğer bu kredi yalnız hep bu şekilde devam edecek olursa İstanbul yumurta tacirlerine karşı açıltacirler de pek tabiî olarak köylüden mış ise İnebolu tacirlerinin bunu tees yumurta almıyacaklardır. Bazı İstanbul sürle karşılıyacaklanna şüph» yoktur. gazeteleri yumurta tacirlerine banka Bu yü Avrupa sergnermae gormen en son ststem otomoüülerderi Jriri Otomobilcilik her gün dev adım. Otomobilin umumî hayatta ne larile ilerlemektedir. Gerek motörkadar büyük bir yer tuttuğunu anlade, gerek yaylarda ve gerekse ka. mak için şu bir iki rakamı okumak roseride mütemadi değişiklikler ve kafidîr: yenilikler göze çarpmaktadır. Fransa'da 1900 senesînde yalnız Otomobil, milletlerin umumî ha. 3000 otomobil varken bunlarm sayısı 1910 da 53,669 ve 1920 de yatında çok mühim bir mevki al . 260,241 ve 1932 de 1,689,000 ol . mıştır. Kamyonlarla traktörler ti . muştur. carî ve ziraî sahalarda bellî başlı birer unsur olmuşlardır. Mütekâmil Amerika'da bu yıl geçen seneye ordularda motörizasyon denilen nisbetle dört yüz bin otomobil ek . siktir. Ancak Cemahiri Müttehide'. tnotörlesme hareketi gittikçe inki de yirmi sekiz milyon otomobil ol. şaf etmekte, tanklar, otomobilli mit. duğunu söylersek, bu nakil vasıtası. ralyozlar, en mühim harp silâhları nın orada aldığı ehemmiyeti der . hükmüne girmektedirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: