24 Kasım 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

24 Kasım 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhuriyet' ÖSMANU ı'MP/VRATORLUGUNDA MAKTULVEZlRLERlfg 6 0 Şehir ve memleket haberieri Askerî Müzede Tasnif isleri... Hangi asra ait olduğu anlaşılamıyan tüfek... Askerî Müze Müdiriyeti müzede bulunan top ve tüfeklerin tarihî kıy. metlerine ve asırlarına göre tasnifi ve gelecek haftadan itibaren umu ma açılacak büyük kütüphanenin küşat hazırlıklarile uğraşmaktadır. Hemen hemen müzedeki bütün tü fekler tesbit edilmiş gibidir. Bun lar arasında yalnız bir tüfeğin teş • hisinde müşkülâta maruz kalınmıs. tır. Bu hususta Müze Müdürü Şükrü Bey bir muharririmize şu izahatı vermiştir: < Gelecek hafta açılacak müze kütüphanesinde istiyenler pazar ve çarsamba günleri tetebbüatta bulu nabilirler. Türkçe, fransızca, ingi lize çok kıvmetli eserlerimiz vardır. Eski silihlar meyamnda bir tü fekle bir kaç tane top mevcuttur ki hangi tarihe ait olduklannı tayin edemedik. Bunlann resimlerini Al manya ve Fransa müzelerine yollamak üzere hazırlattım. Bilhassa bu tüfek hakkında bizdeki eski eserlere ait kitaplarda hiç malumat yoktur. Bu tasniften maksadımız Türk'lerin 14 tincü asırdaki harplerinde tüfek kullandıklannı isbat etmektir. Meselâ Hammer tarihi Kosva meydan muharebesinde Târk'lerin top kullandıklannı kabul ediyor da tüfek kullandıklanndan bahis bile etmiyor. Elimizdeki toplarm da resimlerini Avrupa'da bulunan büyük mü. zelere gönderip tetkik etth*eceğim. Böylelikle de ilk top kullanan mil letin Türk'ler oldugunu isbat ede • ceğiz. Eğer tüfekleri tasnif edebi lirsek tarihî eslihamızın kıymetîni yükseltecek büyük bir iş yapmış olacağız. Fatih devrinden sonraki tarîhe ait olarak tekmil Hudavendikâr devrine ait bir kisım toplar halen elimizde mevcuttur.» Siyasî icmal Almanya kabines Almanya'da devlet parlamentosü Rayhiştag için son yapılan intihaptı hükumete taraftar fırkaların kazandıklan muvaffakiyete rağmen çıkar dıkları tneb'uslar meclisin ancak sekizde birini teşkil ediyor. Bu intihabın en mühim neticesi ilk defa M. (Hitler) in fırkası gerilemiş ve neti cede bu fırkanın ve rüesasının eski gururunun kırılmış olmasıdır. tnti . haptan evvel Reisicumhur Mareşal Hindenburg M. {Hitler) e ve diğer fırkaların rüesasına devlet kabine sine iştirake davet etmişti. Fakat Nazi'lerin lideri müstakillen kabine teşkilinde ısrar etmişti. Böyle bir ka binenin teşkil i Almanya'da faşist fırkasının diktatörlük yapmasından baska bir şey olmıyacaktı. Reisicumhur ise böyle bir seye müsaade etmek istetnemiş ve milletin reyine bir daha müracaat etmeğ« lüzum görmüştü. Faşistlerin son in tihapta gerilemesi daha müsait bir vaziyet ihdas eylediğinden Reisicumhur Hindenburg M. (Hitler) i ve didiğer fırkaları Von Papen kabinesi ile teşriki mesaiye davet etmişti. Fa kat gerek faşistler gerek diğer fır kalar mumaileyh Başvekil ile bir likte çalıştnaktan imtina etmişler vc maahaza Reisicumhur ile görüşerek başka bir kabine teşkilîne taraftar olduklannı anlatmışlardı. Bunun için Reisicumhur dahi ka ~ binenm istifasını kabul ederek fır kaların rüesası ile doğrudan doğruya temasta bulunmağa başlamıştır. M. Hitler'in fırkası Rayhiştag'da ekseriyeti haiz olmadığı gibi kendisim en yakın olan merkez katolik fır kası ile uyuştuğu takdirde dahi mat. lup ekseriyeti temin edecek vazi yette değildir. tster istemez diğer fırkalar ile birleşmek mecburiye • tindedir. Birleşebileeekleri fırkalar milliyetperverler ve halk fırkası gibi sağ fırkalardır. Mareşal Hindenburg muhtelif fırkalardan mürekkep bir temerküz kabinesini teşkile M. Hitler'i memur etmekle beraber devletin askerî ve haricî siyasetini sarsıntılardan muhafaza etmek için bazı şartlar koy muştur: Müdafaai Milliye ve Hari . ciye Nazıriarram tayminde MarHindenbug söz sahibi oiacak ve Reisicumhura ahvali fevkalâdede ka • rarnamelerle memleketi ıctare etmesine müsaade eden kanunu •aasmm kjrk sekizinci maddesi değişmiye cektir. Bu madde Reisicumhura fırkaların fevkinde bir salâhiyet ve kuvvet bahşettiğinden gerek sağ ge. rek sol müfrit fırkalar bu maddenin ilgasına büyük ehemmiyet veriyor lar. Velhasıl kabineyi M. Hitler yahut bunun bir adamı diğer fırkaların istirakile teşkil etse bile Reisicumhur ipin ucunu daima elinde tutarak vaziyete hâkim bulunacaktır. ; ** i ihtikâr tomisyonundan ne uekliyoruz? Tabibi müdavi Mes'elesi Doktorlar bugün bir içti ma aktediyorlar tstanbul Etibba Muhadenet cemiyeti yann mühim bir içtima aktedecektir. Bu içtimada Etibba odasınuı tabibi müdaviler mes'elesi hakkında odadan is • tediği mütaleaya gelen cevap okuna cak ve bu mevzu etrafında müzakere cereyan edecektir. Doktorlar evvelki içtimalarında bu mühim mes'eleye temas etmişler ve bhr hastanm bir kaç defa tedavi için devam ettiği doktoru terkederek başka bir doktora gittiği takdirde o doktorun hastanm vaziyeti sıhhiyesine vaziyet edip edemiyeceğini münakasa etmiş ierdi. Bir kısjm doktorlar yalnız teshis vazedilmedikçe başka bir doktorun ayni hastaya bakmamasını, bir kısmı da ufak hastoiıklarla sırf kücüü doktorlann meşgul olarak ancak mütehassısa Iiirum gösteren hastalıklarla büvük doktorlann m^stıl olmalarını istemiMerdi. Etibba odası vaziyeti iki cepheden tetkik etmistir. Bunlardan biri doktorun hastavı kendi evinde tedavisi, diğeri ise doktorun muavenehanesine müra» caati keyfiyetleridir. Birinci caıetten yani ikînci doktorun hastayı muayene ederken tabibi müdavi ile de temas etmesinin favd»h olacağını ikinci cihetten ise yani hastanın doktorun mua venerıan<»sme müracaati vaziyetidir ki bunda doktorun tabibi müdaviye mü racaate lüzum görmeksizin hastavı muavene edebî!*>ceSi husus'arıd'r. Etibrs* odasmın verdiği bu cevabm Etibba Muhadenet cemiyeti içtimamda mühim mfinakaşalan mucip olacağı tahmm ediliyor. Ibrahim Pş,, gecenin geç saatinde Ortakapıya gel mesî fermanını alınca b undaki manayı anladı tim. Gayrisini bilemem sultanım. Patrona Halil ile arkadaşlan son tbrahim Paşa, artık lâkırdıyı u derecede sükunet ve itidal ile hareket ediyorlar ve son derece mahirane zatmak istemedi. Tevekkeltüalâllah... manevrelerle kuvvetlerini tezyit eyDiyerek bostancının önüne düştü liyorlardı. Hatta, (Kaptanı derya) ve zulmerter içine karışarak orta nasbolunan Abdi Paşayı bile kendi taraflarına çekmişlerdi... Artık tskapıya doğru yürüdü... Dar yollartanbul'a tamamen hâkim olan asîdan, siyah selvilerin korkunç ve kaler, kendi kendilerine aziller ve ranlık gölgelerinden yavaş yavaş nasıplar yapıyorlar; (Kel Mehmet) yürüyor, hayatının son demlerini hisisminde birini Yeniçeri ağaliğına, setmekle beraber, gene vakar ve seMahmut Ağayı (Kul kethüdalığı) kinetini muhafaza ediyordu... Orta na, Girit'li Ali Efentfyi (Başyazıcı) kapıya yaklaştığı zaman, damadı lığa, hatta, Deli tbrahim isminde kaymak Mustafa Paşaya tesadiif etsaklaban bir softayı da (tstanbul ti. O gece o da sarayda kalmıştı. O Kadılığı) na tayin ediyorlardı. da, bir bostancının önünde, orta katTcündi Ahmet, hâlft tereddiit ipıya doğru gidiyordu. Mustafa Pa çinde vakit geçiriyor, şehir haricinsa, karalnıkta birdenbire kainpe deki kışlalardan asker celbetmek derini tanıyamadı. Korkudan ritrî îstiyor, fakat bu beyhude intizar, ayen bir sesle bağırdı: silere daha ziyade kuvvet ve cür'et Kimdir o.. Burada ne ararsız... temin ediyordu... tki gün ve îki ge.. tbrahim Pasa, sekinetle cevap verce, bu suretle geçmişti... Nihayet üdi: çüneü gün asilerin bir heyeti »araya Beninv. Devletlu hünkâr, orta müracaat etti. Bu heyetin basında, kapıya azimetim bildirmis.. Oraya asilerin kadısı, Deli tbrahim buluvannm... nuvordu. Heyet, doğruca Padifahm Mustafa Pasa, kainpederine yakhi'zuruna çıktı. Deli tbrahim, küslaştı. Boğuk bir sesle sordu: tah ve pervasız bir tavır. ile «u kısa Bana da öyle soylediler.. Ya bu teklift bulundu: davet nedtr?.. Devlet ve milleti sefahatle tbrahim Paşa, bu suale de sakin mahveden, dinsiz vezir ile zalim ve imansız kethüdasının ve bir de Kayve telâssız bir sesle cevap verdi: mak Mustafa Paşanm başlannı iste Anı, şimdi anlarız... riz... Bu teklif, Oçüncü Ahmed'in kalOrta kapıya varmışlardı. Kapı abini titretti. Kâhya ile KapUn Pasarasında yanan kandiller. sönük birer yı feda edebilirdi. Fakat, damadının yıldız gibi parlıyordu. Kapıcıbası ile o sevgili Ibrahim'inin kıymetli başıbir kapıci, ayakta duruyorlar ve bekm nasıl kestirir, onu nasıl kurban eliyorlartfı. tbrahim Pasayı davete debilmfi?... Uçüncü Ahmet, derin gelen bostancı, kestirme yollardan derin dtisünüyor ve düşündükçe göpelmis, kapıcıbası ile konuşuyordu. ziinün önünde Lâle bahçeleri Çira Paşalarm fe'diğini jrörünce sustu. ğan âlemleri, Sadabat safaları, hel Kapıcıbası, tbrahim Pasaya ne hiirva »ohbetleri birer bher canlanıyor, met ve ne de iltifat etmîverek sadebütün bu zevkü safa âlemlerinde ce bakmakla iktifa etti. Bu vaziyet kendisinden bir dakika ayrılmıyan, veziriazamın artık mevkiinden ta ona hayatm en leziz ezvak ve saademamen sukut ettiğini ihsasa kâfiydî. tmi tattıran, uzun seneler onu bir f iO zaman tbrahim Pasa, kalbfnin deri füsun içinde yaşatan, hükumet isrinliklerinden uzun bîr (ah. ) cekti. lermde gösterdiği dirayetle devlet tki kapıcı. Paşaların önüne düşe ve saltanata Urr çök muvaffakiyetrek \i% dehtizde yol gösterdi. Pasaler kazandiran, bu aadık ve masum Iar, dar merdivenin tas t»asamak vezirini, gözbebeği kızı Fatma Sullarını vavas vavas, d'*varlara tutuna tanın bu vefakâr ve sevimli zevcini tuna rıktilar. Kar>ıcıl«r, îk! odanın kendi elile, kendi reyile nasıl kur lrnmmnı »<"hl»r. ı'ırahim Pa**vı bir ban edecekti?.. odaya, Mustafa Pasayı da diğer oUçüncü Ahmet böyle dfifünür daya aldılar. Ortada, ne Padişahtan, ken, tbrahim Paşa da hayatmdan tave ne de devlet ricalind'en hiç kimmamen ümidini kesmiş, artık yalnız se gorfinmOyordu. tbrahim Paşa, yaefendîsini, yalnız reli nimetini, »ev vaş yavaş pencereye 'klastı. Demir gili metbuu, ve lutüfkâr kainpede parmakhkları tutarak dışarı baktı. rini lmrtarmağı, onun saltanat ve Her taraf, simsiyahtı. Kulak kabarhayatını temin etmeği düsOnüyordu. tarak dinledi. (Babı hümayun) ö * nünde toplanan asilerin birbirine Bağdat köfkünün civarında, Lâle karışan sesleri, derinden bir uğultu bahçelerinde »e» sada keıilmifti... gibi geliyordu. Gecenin zulmeti, her şeyi erftmiş ve Odanın kapısı, tüyler ürperten bir siyah bir kütle gibi bjrbirme geçir gıcırtı ile yavas yava? açıldı. tbrahim mişti. Kapı yavaşça açildı. tçeri bir Paşa, ellerini parmaklıktan çeke boatanci girerek tazira ile tbrahim rek döndü, baktı. Kapının önünde Pasayı selâmladı. tbrahim Pasa, dalüç kişi vardı. dıjı muzlrm düşüncelerden ayıla Bunlarm birisi, tbrahim Pasayı rak bostancıya sordu: davet eden bostancı idi. Bostancı ge Ne istersin?... ri çekildi. ötekileri hafifçe içeri itti. Bostancı ritrek ve muteredtfit bir O zaman tbrahim Paşa, iliklerine «esle cevap verdi: kadar titredi. Bir an, itidal ve süku Devletlim.. Pa.dişahı âlempe netini kaybeder gibi oldu. İhtimal ki nah efendimiz. orta kapıya teşrifi Padişahın sevgisine itimat ediyor, nizi ferman ederler. kendisini o kadar seven zevcesi Fatma Sultanm, ne yapıp yapıp haya •^•»ndileri anda, zatınıza muntatını kurtaracağmı, ve yalnız bir mazırdır. halle sürülmekle iktifa olunacağını Gecenin bu vaktinde Padişah orümit ediyordu. Buna binaen karşısıta kapıda ne arardı?.. Süphesiz bu na birdenbire çıkan düşük bıyıklı, davette feei ve korktmc bîr mana iri vücutlü, kırmızı don ve mintanlı vardı. . M*amafih tbrahim Pasa zacellâtları görür görmez bu ümidini yıf bir tfnvf P» t»krar sordu: tamamen kaybetmiş ve bir an için Orta kapıda ne var .. Asiler sarsılmıştı... Lâkin, bu acı hakikat mi ?eldi.. Yoksa, üzerlerine mi yü karşısında derhal kendini topladı. rönür? fıtratın ona verdiği vakar ve büyük Bostancı boynunu büküp önüne Iüğü bozmadı. Ellerini yanlarma sarbakarak cevap verdi: krtarak, pencerenin önünde öylece Efendimizin emirlerini, arzetkaldı. (Mabadl var) thtikârın kaçakçılıkla elele iktısadiyatımızı mahvettiğini görerek geçen sene fırtmalar kopardık ve meclisten iki kanun çıkardık. Bu iki beliyyeye karşı ilk anlarda uyanan titiz hassasiyetin son zamanlarda zayıfladığı, nazari dikkatten kaçmıyacak kadar bariz bir hâdisedir. Meselâ tstanbul Vilâyetinde müteşekkil ihtikâr komisyonunun elinde bazı mü him ihtikâr evrakı vardır. Fakat komisyon aylardır toplanıp bunlara bakamamakta ve bittabi islerin uzayıp gitmesi muhtekirlere lâkaydî hissi ve cesaret vermektedır Komis yonun niçin toplanamadığı nihayet anlaşıldı: Azalara hakkı huzur ve rilmiyor, binaenaleyh Ticaret Oda sının buTası için her seçtiği aza istifa edip çekilmekte imiş. Azaları haklı buluyoruz. Böyle bir zamanda hiç kimseden resmen muvazzaf olmadığı işlerde bedava çalışıp hizmet etmesini bekliyemeyiz, çünkü komis yon azalığı hasbî olarak yapılması lâzım bir vatan mes'elesi değildir. Onlara hakkı huzur verilmemekle ko misyonun bilfıil iş görmesine set çekiliyor demektir. O halde komisyonun hikmeti vücudii ned'r ve bu günkü şerait içinde ondan ne beklenebilir, Diyoruz; İ Doğru değil mi ? Mübadelede İhtilâfh isler Dün bir içtima yapılarak vaziyet tetkik edildi Türkçe ezan ve kamet sureti Muhtelit mübadele komisyonundaki bitaraf azalarla Türk ve Yunan heyeti reisleri dün bir içtima aktetmislerdir. Bu toplanüda M heyeti murahhasa ara • sında muhteh'f eşhasa ait emlâk mes'elelerinden çıkan ihtilâflar tetkik edi • lerek bu mes'elelerin bitaraflann ha kemliğine havale edilmeden uzlaşma yolile halli innlc«nl»n üzerinde müzakerey lerde bulunulmuştur. Bundan baska Garbî Trakya'da Ankara ituamamesine merbut listeye da hfl olan Garbî Trakya'lı Türk'lere tevzi edüen 150 bin tngiliz lirası üe buradaki etabli Türk'lere ait olup Yunan htiku meti tarafından vaziyet edilen ve iadesi mümkün okmyan emlâke mukabil yapılan 30 bin liraya ait tevziat listeleri tetkik edflmifbr. Koisyon reisleri bugünlerde bir içtima drha aktederek tatanbul'daki etabli Rum'lara yapümakta olan tev ziat vaziyetini tetkik edeceklerdir. Meskukât mOzesi tekrar açılacak Bir müddettenberi kaldınlan ta rihî meskukât müzesi hakkında Darpane Müdürü Fuat Bey bir muhar • rimize şu izahatı vermiştir: « Bazi sebeplerden dolayi kal. dırılmış olan bu kıymetli meskukât müzesini yeniden tesis ettnek istiyoruz. Fakat Darpane'nin şimdiki iş leri bu mes'eleyi geriye bırakmaktadır. Evvelce darbı düşünülen 50 ve 100 kuruşluk gümüş meskukât me»'elesi hakkında tetkikatta buluna • cağım. Fakat hunun için yeni bir karar yoktur.» Evkaf idaresi tarafından tabet tirilen türkçe ezan ve kamet su retleri dün akşam geç vakit şehri mizin bütün mıntakalarına tevzi edilmeğe başlamıştır. Bunlar; imamlar vasıtasile müezzinlere verilecekth. Ezan ve kamet üzerine ders verecek olan meşhur hafızlar tefrik edıIerek mıntakaları tesbit edilmiş bulunduğundan pazar gününden iti baren derslere baslanacaktır. Müftilik dersiamların da tesbitine başlamşıtır. Bundan sonra vaırlar da, halka açık bir türkçe ile hitap edeceklerdir. Vaız arasında zikredilen ayet ve hadislerin türkçe ma nalan söylenilecektir. Bakırköy otobOslerinden Sirkeci'de, Bakırköy otobüslerinin durak mahalli ittihaz olunan cadde üzerindeki mağaza sahipleri ve tacirler Ticaret Odasına müra caatle, şikâyette bulunmuşlar bu durak yerinin değiştirilmesi için te şebbüsata geçilmesini istemişlerdir. Tacirler dükkânların önü kapandığı için iş göremediklerini bundan başka bir çok simitçi, seyyar küfeci gibi esnafm da bu yüzden caddeyi kap ladığını söylemektedirler. Belediye kooperatifinin tevziatı Belediye kooperatifi tarafından memurlara odun ve kömor tevziatına devam edümektedir. Kooperatif resmiyet iktisap etmiş olduğundan önümüzdeki pazartesi gunü miiessisler heyeti toplanarak idare heyetini intihap edecektir. ve Birinci icra da teftiş ediiiyor Âmmeye ait naktî ceza ilâmlarını tenfiz ve bedellerini tahsil ile meşgul olan birinci icra dairesi Müddeiumumilik tarafından teftiş edilmektedir. Bu teftiş neticesinde muamelelerin tehiri yüzünden ilâmlann müruru zamana uğratıhp uğratılmadığı anlaşılmış olacaktır. MUHARREM FEYZİ Musiki ve Gazi Hz, nin Telâkkileri Geçenlerde konservatuvar müte * hassısı profesör Mant şerefine To kathyan'da verilen ziyaf ette Vali Mu hhtin Bey musikimiz hakkında bir nutuk söylemiş ve Reisicumhur Hz. nin bu husustaki yüksek telâkkile rini gösterir şu hatırayı nakletmiştir Bir akşam Ertuğrul yatı ile Ya lova'dan döndüğü zaman Gazi Hz. gramofonla çalınan alaturka plâkla daki hüzün ve melankoliyi uyandıra hale, edaya nazari dikkati celbetmif Türk'ün ruh itibarile neş'eli oldn ğunu, hüzün veren musikisinin Türk'ün ruhuna nygun olmadığmı, bundan sonra Türk musikisinin Türk'ün şen, canlı ve yaratıeı ru huna uygun bir tarz olması Iüzumundan bahsederek irşadatta bulunmuştur. Profesör teşekkürle mukabele et miş ve Türk musikisini bu yola gö türmek için çahşacağmı söylemiştir. Kaldırım paralarımn tahsiline hazırlık Yeni yapılan kaldınm ve lâğtmlara ait yan masrafm güzergâhtaki emlâk sahiplerinden alınması için hazırlıklar devam etmektedir. Bunlara ait listeler kısmen hazırlanmışhr. Kanunun meriyetî 340 senesinden muteber olduğu için listelerin ikmali daha uzun zamana mutevakkıf ise de evvel emirde büyük inşaata ait lis teler çıkanlmaktadır. Muhasebece listeler ahndıkça tahsilâta baslanacaktır. Bazı alâkadarlann tahminine göre güzergâhtakine az bina tesadiif eden yerlerde emlâk sahiple • rine fazla masraf hissesi isabet edece ğinden emlâk sahiplerile Belediye arasında yeniden mühim ihtilâflar çıkacağı zannedümektedir. Ayaspaşa mezarlığı tahkikatı Ayaspaşa mezarlığma ait idarî tahkikat mes'elesi hükumeti mer • keziyeye intikal eylemiş bulundu ğundan kendilerinden icap eden i zahat ahnmak üzere Evkaf idaresi erkânından bazı zevat Ankara'ya çağrılmıştı. Bu husustaki tahkikata devam edilmekte olup tapu idare sinden de bu işe taalluk eden ma lumatın alınmasma lüzum görül müş ve bazı sualler sorulmuştur. Bunlann cevapîarı bugünlerde gönderilecektir. Mes'ele ile alâkadar bir çok kimselerin isimleri geçtiği için tahkikatın bir müdd'et daha uzıyacağı tahmin edilmektedir. Bir hırsız 3,5 seneye mahkum oldu Koska'da bir dükkândan ealdığı semaveri kaçırırken Lâleli yangmlığında polisler tarafından vakalanan Ziya'nın muhakemesi dün görülmüştür. Semaveri çaldığı anlaşılan Ziya 3 sene ağır hapse mahkum olmuş ve sabıkası yüzünden cezası » ay daha > arttınlmıştır. Bir cinayetin davası Bundan dört ay evvel Galata'da karısını kaçırdığı için hamal Bekir'i vuran hamal Yakub'un davasına dün Ağırceza mahkemesinde h&şlanmış, ve Yakup'la şahRlerin is ricvaplan yapılmıştır. Yakup, Bekir'i vurduğunu inkâr etmemektedir. «Karımı kaçırdığı gibi vak'a günü karşılaştığımızda bana boynuzlu pezevenk diye bağırd*, ben de ne olduğumu bilmiyerek kendisini vurdum» demektedir. Şahitler de Bekir'in, Yakub'un karısı Hatice'yi kaçırdığını ve bir hafta beraber kaldıklarını söylemekte dirler. Hatice'nin celbi için dava başka bir güne bırakılmıştır. Stenoaraîî kursunda imtihanîar Yüksek İktisat ve Ticaret mek tebinin himayesi altında açılan istenoğrafi sür'at kursunun imtihanı dün yapılmıştır. Dakikada 160 hece üzerine yapılan bu imtihana 7 talebe iştirak etmiştir. Evvelâ talebelere bir fıkra okunarak istenoğrafi şeklinde yazdırılmış ve sonra da istenoğrafi ile yazdırılan diğer bir fıkra el yazısına çevirttirilmiştir. Millî tasarruf haftası ( Birinci sahifeden mabait ) kıymetli sözleri ihtiva etmektedir. tçlerinde Nazmi Nuri Bey, Melîha Avni H. ve sair şahsiyetlerin de dahil bulundugu bir heyet her akşam radyoda konferanslar verecektir. Bütün mekteplerde konferanslar verilecek ve bu işe Darülfünun ve yüksek mektepler talebesi memur edilecektir. Mağazalar arasında gene vitrin müsabakası tertip olunacağı gibi ayrıca tathcılar arasında da üzüm; in«%r, fındık gibi yerli mahsullerin den bir tatlı müsabakası yapılacak; en iy tatlı yapana madalya verile cektir. Kânunuevvelin otuz birinde de Darülfünun ve yüksek mektepler talebesi bir yerli mallar ve tasarruf mitingi tertip edecektir. Görülmemiş bîr hâdise {Birinci sahifeden mabatt) fındıklar, Tiryeste'ye gönderilmiş tir; bHtabi Ordu Ticaret Odasınca verilmiş ihraç şehadetnamesi şirketin elinde olduğundan mal gümrüklerden de kolayhkla çıkmış ve maale sef Tiryeste'ye varmıştır. tstanbul Ticaret Odası vaziyet ten haberdar olunca, ticarette tağşişin men'i, ihracatın murakabesi ve korunması kanunu ve bu kanuna musteniden çıkarılmış olan fındık ihracatının murakabesi nizamna mesi mucibince derhal Müddeiumu miliğe müracaat etmiştir. Oda bu husustaki raporları ve zabıt varakala rmı da Müddeiumumiliğe vermiştir. Mes'eleden haberdar olan thracat Ofisi de, dün sabah Tiryeste Ticaret mümessilliğimize bir telgraf çekmiş vaziyeti bildirerek takibatta bulunmasına nazari dikkati celbetmiştir. Mısırçarşısı tamir ediliyor Geçenlerde Mısırçarşısı kapısından bazı taşlann düşmesi yüzünden ortaya çıkan binanın yıkılıp yıkılmıyacağı mes'elesi kat'iyetle halledilmiştir. Bi nanın kıymeti tarihiyesini nazan iti bara alan Müzeler Müdiriyeti, kendi mimarlanna Şehremaneti heyeti fenniyesile birlikte dün sabah mahallinde son bir tetkik yaptırmıştır. Bu tetki kat neticesinde tehlike olmadı<îi iyice anlaşılmışbr. Mal sahipleri bir iki püne kadar tamirata baslıyacaklardır. Binanın tarihî kıymetine halel getirilmemesi için tamirat Müzeler Müdiriyeti müte^iissıslannm nezareti altında yapılacathr. Avrupada doktora yapan Bir mütehassısımız Eczacı mek te^>i Farmakcknazi ve Toks: . koloji başasis tanı Sarım Hiisnü Bey 927928 senelerinde Bsı lin'de (Frie drich Wil hem) Darülfü nununda yap mış olduğu doktorasını 93193? senelerinde ik mal ederek parSanm Hüsnü Bey lak bir surette diploma almağa muvaffak olmuştur. Mükemmel bir ih tısas vesikası ile memleketine avdet eden bu genç ve değerli mü'ehassısımıza muvaffakivetler dileria. e Gayrimübadiüer cemiyeitnde içtima Gayrimübadiller Cemiyeti idare heyeti bugün toplanarak tstanbul'da olduğu gibi tzmir'deki firarî Yunan'hlara ait emlâkin meydana çı çarılarak tesbit ve tasfiye edilmesi mes'elesini müzakere edecek ve bu hususta hükumete arzedümek üzere muhteh'f temenniler tesbit edilecektir. Kazanç vergisi tahsilâtı Kazanç vergisinin son alb ayhğının tahsili müddeti bu hafta sonunda nî hayet bulacaktır. Simdiye kadar vermemiş olanlardan Defterdarlık vergiyi yüzde on fazlasile tahsil edecektir. Recep Bey Ankara'ya gdiyor Avrupa'da yapbğı tetkik seyahatinden avdet eden ve bir kaç gündenberi şehrimizde bulunan Halk Fırkası Kâtibi Umumisi Recep Bey yann Ankara'ya gidecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: